H. Âli Yücel
Kenan Öner’in vesika adı altında ileri sürdüğü
yazılar dün okunarak daha bazı hususların
sorulması için oturum başka güne bırakıldı
E ski _ Millî E ğitim Bakanı B. H a şan - Ali Yiicei’i yayın yol« ile ta h k ir etm ekten sanık İstanbul avukat larından B. Kenan Ö ner ile Yeni Sabah gazetesi sahibi ve yazı işle rini fiilen idare eden B. C em aiettin Saraçoğlu’nun duruşm alarına dün sa bah saat 9,30 da A nkara Asliye Ü- çüncü Ceza Mahkemesinde devam edildi.
Dâvaya Y argıç B. S a ffe t Ü nan ba kıyordu. Savcılık m akam ında Savcı yardım cılarından B. A bdullah Po- la t G özübüyük b u lunm akta idi. D u ruşm ada B. H aşan Ali Y ü celin ve kili Prof. A vukat B. B ülent N uri fi sen ile B. Cemaleddin S araçoğlu'nun A vu k atı B. M ahm ut Even ve sanık B. K enan Ö ner bulunuyorlardı.
ö n c e sanık B. K enan Öner t a rafın d an geçen oturum da m ahkem e ye verilen dilekçeli vesikalar tetk ik edildi. B unları sıra ile aşağ ıy a ko yuyoruz:
1 — T ü rk inkılâp E n stitü sü ta r a fından Irk çılık ve T urancılık h a k kında 1944 yılında Millî E ğ itim Ki- tabevi ta ra fın d a n y ayınlanan 236 sa y fa lık eserhı m üncierieatm a bakıl dı.' K ita p ta C um hurbaşkanının 19 m ayıs nutku, eski B aşbakan S a raçoğlu ta ra fın d an M ecliste bütçe konuşm aları dolayısiyle şöylenen n u tu k ta n p arç ala r, H aşan ÂH Yü- cel’ln 19 m ayıs nutku, bütçe konuş m aları sırasın d a H aşan Aii ta ra fın d an M ecliste söylenen n utuk 19 m ayıs n u t ku dolayısiyle H aşan Ali Yücel ta r a fından o zam an yapılan tam im , Ulus gazetesinde F alih R ıfkı A tay ta r a fından yayınlanan 1 1 m akale. Ü lkü m ecm uasından alm an Egem enlik U lusundur adlı yazılar, T anın gaze tesinden alm an B. H üseyin C ahit Y alçının T ürkçülük, T uıancılık ve Irkçılık adlı başm akaleleri, Zekeri- y a Serte! ta ra fın d a n Tan gazetesin de y ayınlanan 4 başm akale ve diğer ■A- Sonu 10 neu say fad a
H. Ali Yiicel in açtığı
(Başı X nei şa y iad a )
1 gazetelerinde bu konu üze- jik a n m uhtelif m akaleler bu- ık ta İdi.
s — 15 şubat 1944 ta rih li (Altın .k) adlı dergide çıkan "A caba doğ;- u m u d u r? ” başlıklı yazı okundu. 3u yazıda, ırkçılık halikındaki k i ta p la rın to p lattırılrnası dolayısiyle M oskova'da çıkan P ra v d a gazetesi nin M oskova İlim ler Akadem isi t a rafın d an H aşan Ali YüceTe teşek k ü rd e bulunulduğunu yazdığı k a y dedilm ekte, bu haberin doğru olup olm adığı H aşan Âli Yücel’den so ru lm a k ta idi.
3 — 18 ekim 1945 ta rih li T asvir gazetesinin Bir D akika sütununda çıkan "Besle K a rg a y ı” başlığı altın daki fık ra okundu. Bu yazıda Mos k o v a’da neşredilen Yeni Z am anlar D ergisinin (T ü rk köylüsü açtır, sefildir, m oktepsizdir) diye bir m a k ale yayınladığı kaydediliyor, bu y a zının Sabahaddin A li’nin rom anla rın d an ilham aldığım ve Sabahaddin A li’nin Millî E ğitim B akanlığı ta r a fından bol m a aşla him aye edildiği ilâve olunuyordu.
4 — “B u Sinsi E lleri M ahkem eye V eriyorum ” başlıklı bir yazı okundu. Bu k ita p ta Umanizma He m illiyetçi liğin birbirine bağdaşam az şeyler olduğu ve bizim için üm anizm anın
oğru bir şey olam ıyacağı yazılı ’■'itap m ekteplerde L âtince ve a okutulm asını tenkid edi-„ — Bozkı r t yayınl rindim "K ı zıl F aaliy et" adlı b ıc şü r okundu. B unda Y ürüyüş, A dım lar, Ses, Y urt ve D ünya m ecm uaları İle Dil ve T a rih - C oğrafya F akültesin d en bazı doçentler üzerinde d u ru lm a k ta idi. K om ünizm in sınıf m ücadelesini nasıl y ap tığ ı anlatılıyor ve buna dair m i sa lle r gösteriliyordu.
7 — 7 nisan 1944 ta rih li Ç ınaral- tı .dergisinde çıkan (B ir konferans) başlıklı yazı üzerinde duruldu. Bu yazıda N urullah A taç’ın A tatü rk lisesinde verdiği bir konferansın infial uyandırdığı, bu konferansta N urullah A taç’m Fuzuli, Baki ve N am ık K em al’i beğenmediği, genç liğe serbest nazım la şiir yazm asını tav siy e ettiği ve buna ciair m isaller verdiği y az ılm ak ta idi.
S — 1932 tarihli ve 45 sayılı M uhit m ecm uası te tk ik edildi, baş ta n b a şa Rusya ve Sovyetlerl m ethe den yazılarla dolu olduğu görüldü.
9 — 1946 kasını tarihli Millet m ecm uasında (E ğilim Bakanının d ik k a t n az arın a ) başlıklı yazı okun du. Bu yazıda bir en stitü öğrencisi nin köy enstitüsünde m illiyetçilik aleyhinde p ro p ag a n d ala r yapıldığı
f
a rp d em okrasisinin' çürüm üş oldu- u ve Ş ark -demokrasisinin Varolabi leceği yolunda p ro p ag a n d ala r yapıl dığına dair m ecm uaya y aptığı ihbar üzerinde d u ru lm a k ta idi.10 — 35 m ayıs 1946 ta rih li 67 sayılı Millet dergisinde çıkan (Cum huriye t H alk P a rtis i Genel S ek reteri F ilm i U ra n ’dan bir sual) başlıklı yazı okundu. Bu yazıda H ilmi U ran içişleri B akanı iken H aşan Âli Yii- cel’e öğretm en ler a ra sın d a solculuk Çere y a tıi ctdlıgjfca vla ir şih ayette bulunduğu iieri sürü lm ek te ve bu nun doğru olup olm adığı kendisinden sorulm akta idi.
etm iştir. P rof. K ari E bert, Dr. E rnat P raeto ıiu s, P rof. Dr. E berlıardt, Prof. Dr. Rüstovv, P rof. Dr. K ranz bunlardandır.
3 — Esasen, yahudi A lm anlar gö zaltı muam elesine tâb i tu tu lm u y o r lardı. T anık S. E rtü rk 'iln hem ya- hudlliğimi, hem de H aşan Ali Yücel tarafın d an kay rılm a suretiyle bu muameleden istisn a edildiğim i söy lemesi tam bir tenakuzdur ve haki k ate tam karşıdır.
4 — S. E rtü rk 'ü n dediği gibi, iki si R om a’da ve birisi B elçika’da be nim şubeme a it doktora yapm ış ve doçent olm ak üzere m ü rac aa t e t miş üç T ü rk çocuğu m evcut ve mevzuubahis olm am ıştır. Bunun için, bu m uhayyel doçent nam zetlerinin m üdahalem le doçentliğe getirilm e m iş olm aları da tabiî o larak düşü nülemez.
to k la rın ı, fa k a t Nâzım H ikm et’e “ne ile geçiniyorsun?” diye değil “ nasııl vakit geçiriyorsun?” diye sual sorduğunu ve N âzım H ikm et’in ken disine şahidin söylediği gibi “ bakan lıktan verilen para ile geçiniyorum ” demediğini, gerekirse bu hususta ’ başka şahitlerin de isim lerini verebi leceğini an latm akta idi,
Bundan sonra Gümüşüne yargıç yardım cısı Said Bilgiçvin ifadeşi o- kuııdu. Bu şahit kendisinin de diğer ırk çılarla birlikte yakalanarak ' İs ta n b u l’a götürüldüğünü,, ark ad aşla rının korkunç işkencelere m aruz kal dığını ileri sürüyor, H asaıı - Âli Yü- cel’in b ir kom ünist olduğuna, komü nistleri himaye ettiğine ve ırk çılara işkence yaptırdığına kaaııi bulundu ğunu söylüyordu.
b ıra k a ra k B a k an lık em rine alınm a ları k a ra rı yolsuzdur. 'Biııaenaîeyh h ak ik aten D anıştay lüzum gösterm iş ve H aşan Ali Yücel m ecbur olduğu bu vazifeyi yapm am ışsa him ayenin b aşk a şekilde tecelli ettiğini de ıııky- dana çık arac ak tır."
Mahkemenin kararı
D aha sonra gene diğer bir Millet m ecm uasının sayısının k ap a k res m inde yayınlanan A ydınlık m ecm u asında Ş evket Aziz K ansu imzalı eski tiirk çe bir yazı okundu.
11 — “D ostum B ahaddin” diye başlıyan b ir m ektup okundu. Bu m e k tu p ta H asaıı Âli Y ücelin a r k a larından olduğu ve Ş ü krü Koçak ile ark a d aşla rın ın atıla c a k la rı yazıl m a k ta idi. A yrıca bu m ektubun eie geçirilerek Millî E ğitim B akanlığı n a sunulduğu bildirilm ekte idi.
12 — B undan so n ra m uhtelif der gilerden y az ıla r okundu. B unlardan birinde hapisanede hüküm lü buiu- nan N azını H ik m e t’in m ü stear ad lar la yayınlar y ap tığ ı yazılıyordu. S onra R us edibi Lerm ontov’dan bir yazı okundu. Bu yazıda Rus a s k e r lerinin T una'yı geçişleri ta sv ir edil m ekte idi. D iğer bir Millet dergisi de 20 yıldır köy öğretm enliği y a pan bir öğretm enle oir en stitü m e zunundan b ahsetm ekte idi. D iğer bir y az ıd a B akanlık em rine alın m a sı dolayısiyle O rhan Seyfi Orhon ■ ta ra fın d an H aşan Âlı Yücel’e yazılan
aç ık m ektup y ay ın lan m ak ta idi. D aha sonra 11 h a z ira n 1947 tarihli (D em okrat İzm ir) gazetesinden oir yazı okundu. B unda bir vilâyet ga zetesi sahibinin kom ünistleri bu g a zetede bir a ra y a topladığı ileri s ü rü lüyordu.
Prof. Kohde’nin dilekçesi
BiSundan so n ra Dil, T arih - Coğ- afy a F ak ü lte si profesörlerinden îcorge Rohde’nin bir dilekçesi okun- u. Bunda, S alâ h a ttin E r tü r k ’ün aahkem ede kendi şalisi hakkında erdiği ifadelerin h a k ik a te uym adığı ildiriliyordu. P rofesör Rolıde hu- âsa olarak şöyle diyordu:
5 — Yahudi olduğunu bilmediğim ve T ürk bildiğim A zra E rh a t, Bel çika’da lâtince ve Y unanca öğreten G ym nasium ’dan mezun olduktan sonra, benim yanım da değil, İs ta n bul’da ronıanolojl şubesinde tahsiline başlam ış ve 1936 da hem öğrenci, hem m em ur sıfntiyle derslerim i te r cüme etm ek için B akan S affet A- rık an zam anında Dil ve T arih - Coğ ra fy a F akü ltesin e intisap etm iştir. 1939 da lisans diplom asını alm ıştır. "Bir yıl sonra asista n olm uştur. 1944
te girdiği doçentlik im tihanında m u vaffak olarak, bu vazifeye tâyin edilm iştir. J ü ri heyeti, benden b aş ka, Prof. Lacombe ve Prof. Cam bor- de’dan m ürekkep idi. Jü rinin rapo ru Arza E rlıa t’ın doçentliğe ehil ve lâyık bulunduğunu tebarüz ettirm iş ve kendisi usulünce bu vazifeye t â yin olunm uştur.
Tanığın dediği gibi A rza E r h ı t sel önünden k ap ılarak doçentliğe getirilm em iş, senelerce çalışıp kıy m etli haşarıları ile ve kendi em e ği ve liyakatiyle tem ayüz ettiğ i i- çin bu akadem ik m evkie gelmişti*-. Kendisi m ensup olduğu İlim şubesi nin umumî bilgilerine şahin olduğu gibi. Lâtince, Yunanca. İngilizce, F ransızca, Almanca, İtaly an ca, İs panyolca, Felem enkçc bilm ektedir. Bu v asıflard a bir T ürk kızı bana yardım cı olmamış bulunsaydı, b a şında bulunduğum bilim şubesi ilk yıllarda gelişm e İm kânlarını daha güç elde edecekti.
6 — Eski Millî E ğ itim B akanı H aşan Âli Yücel’in oğlu talebem di. B ütün talebem e olduğu gibi, ona da çalışm alarında yardım ettim . N itekim , ben de bilm ukabele Türır- çe bilgimi a rttırm a k için onun şu u r lu d if İmabiliyetinden istifade ettim . Can Y ücel’in bu durum u, bir B akan oğlu o larak değil, kaabiliyıftli ve istidatlı bir öğrenci olarak nazara alınm alıdır.
7 — Ben ilim adam ıyım . E n sti tüm de b ir .ilim m üessesesi olup bir siyasi m üessese değildir ve ben si yasetle uğraşm am ve bu fikrim i d a im a talebem e telkin ederim ve bu prensibi daim a m üdafaa etm işim dir.
Talebelerim ara sın d a siyasi g ö rüşlere göre b ir te frik y apm ak v a zifem in ve salâhiyetim in dışındadır. Benim için talebeler, talebe ve T ürk M illetinin kıym etli evlâtlarıdırlar. H epsinin vatansever gençler oldukla rını bilirim.
Millet ve v a ta n benim için m ukad des kelim elerdir. N asıl benim mille tim in millî duygularına h ü rm et e- dilm estni istersem , ayni şekilde m i sa firi bulunduğum T ü rk cam iasının millî d uygularına h ü rm et ederim ve onları p ek â lâ anlam aktayım . A ncak bu duyguların istism arından ' her nam uslu insan gibi çekinirim .
H erhangi bir vesile veya sebeple biı- profesör talebesine düşm an ola maz. Binaenaleyh, m illiyetçi ta lebeye de profesörün düşm anlığı asla nıevzuubahs olamıyacak b ir kü çüklüktür. H erhangi bir profesör hakkında böyle bir isnadı h a k a re t saym aktan başka yapacak bir şey yoktur.
Ben talebelerim in ve çalışma a rk a daşlarınım hepsini milliyetçi _ olarak g ö rü rü m ve beııi alâkadar eden öğ rencilerin ilim kabiliyetleridir^ Bu kabiliyeti tayinde ilmin .emrettiği bi ta ra flık la h arek et etmek de pek ta biidir.
P rofesör Rohde, daha sonra ta n ı ğın kendi halikındaki ifadesinde bu kadar vanlısııı b ir aray a nasıl geti- ı-ilebildiğine h a y re t ettiğini bildiriyor ve şöyle diyordu:
“ B ugüne kadar geniş ve insanı m in n e tta r eden bir m isafirperverlik gördüm, ilim sever T ürkiye’de böyle bir lıal ile ilk defa karşılaşıyorum . B unun da ancak b ir dâva şahidinin h akikatleri olm adıkları şekilde gös term ek hevesinden ile ri geldiğini Pek güzel idrak etm ekteyim . Benim, na muslu insan ve T ü rkiye'n in m isafiri
olarak vazifem, adalete hakikati ol duğu gibi an latm ak tır. Bu dilekçem le vazifemi yapm ış oluyorum. M ah kemenin em irlerine am ade bulundu ğum u söylemekliğime müsaadenizi dilerim .”
“ 1 — Ben A lm an yahudisi değilim. Elim de bulunan resm i ecdat belge si 1756 dan bugünkü ta rih e kadar neslimi ve nesebim i açıkça g ö ster m ektedir.
2 - - Benim gözaltı edilm em iş ol mam, şahsım a nıünhasn bir istis nai m uamele değildir. M isafiri vc m em uru olduğum T ü rk devleti bir- V o k em salim profesörlerle beraber blına da vazifem e devam a m üsaade
Haşan - Âli'nin bir şiiri
Bundan sonra söz aian K enan ö - n er elinde tu tm ak ta olduğu küçük bir broşürü yargıca uzatarak dedi k i:
“ Bu şiir antolojisinde bulunan ve H aşan A li’ye a it olan bir şiirin o- kunm asım istiyorum . 34 üncü saiıi- fede (şair) adlı b ir şiir vardır. Öyle ürnidediyorum ki m uhterem hasım vekili 1-İasan Âli’nin m em lekete hiz m etlerini anarken bu yazısını gö r memiş olacaktır. Bu şiirde Gorki ve Gorki’niıı babası Gogol gibi ucubeler vardır. H aşan Âli Yücel’in b astır mak üzere olduğu m üdafaaya şimdi den cevap olacağı için okunm asını istiyorum .”
Çıkacak bir şiir antolojisinin 34 üncii sayfasında bulunan ve Hasaıı Âli ta ra fın d a n yazılan (şair) başlık lı şiir okundu. Ş iir en son olarak şai ri a n la ttık ta n sonra, ona kendisini bulm asını tavsiye etm ekte, Gorki ve Gogol’dan bahsetm ekte idi.
Bu şiirin okunması bittik ten sonra H asaıı Âli Y ücel’in avukatı Bülend N uri Esen derhal ayağa kalktı ve Keııaır Ö n er’e cevap olarak dedi ki:
“ Ü sta t K enan Öner, Y ücel’in mü dafaasını b astırm ağ a başladığını söylüyor. F ak at benim bundan henüz haberim yoktur. O kuduğu şiire gelin ce, bu şiir, Nâzım H ikm et ta ra fın dan vaktiyle yazılmış olan (üç telli saz) adlı şiire bir cevap teşkil eder. Nâzım H ikm et’in bu şiiri şöyle baş la r:
Elindeki bu üç telli sazı bırak Sana, o,
Üç telli saz Yaramaz’’
H asaıı Âli Yücel, okunan şiirinde, millî şiirin sembolü olan üç telli sazı över ve bununla alay eden Nâzını H ikm et’e cevap verir. Bu kadar de ğildir, a lt ta ra fı vardır. Üç- telli sa zın ne k ad a r ahenkli olduğunu a n la tır ve N âzım ’ı millî şiirle r yazmaya davet, eder. Tem enni ederim ki, Ke nan Öııer, o zaman m atb u ata ak set miş olan bu cevabı h atırlam ış olsuıı veya b astırılm ış olan bu şiirin tam a mım görm üş bulunsun.
K enan ö n e r — Ben o zam an m ü n a k a şa olduğundan h ab e rd ar değil dim. M ünakaşaya a it y azıları ve şiiri b u lu rla rsa m em nun olurum . Niçin an tolojiye tam am en konm am ış.
Bülend E sen — Bu, antolojiyi lıa- zırlıyaııa a ittir. F a k a t ben vaadedi- yoriıfn. K endisine şiirin tam am ını bulacağım .
Bu iz ah a t üzerine K enan ö n e r ha fif bir sesle ‘‘te şek k ü r ederim, teşek k ü r ederim ”.
Dedi.
Bundan sonra yargıç, oturum a yarım saat fasıla verdi ve ikinci o- turıım açıldığı zam an kararı b ild ir di. H ulâsası şu id i:
Yurd ve D ünya ve A dım lar d erg ilerin i çıkarm ış olanların vazı y etleri hakkında İç işle ri B akanlığı na m ü racaat edilm esine lüzum olm a dığından, reddine.
944 yılında ırkçı ve T u ran
-Okunan diğer kâğıtlar
Bundan sonra H ikm et Taııyu ta rafından mahkemeye gönderilen bir dilekçe okundu. H ikm et Tanyu bu dilekçesinde, Irk çılara işkence yapıl
m adığına dair İstanbul eski E m niyet M üdürü Ahmcd D em ir ta ra fın d an yayınlanan yazının tenakuzlarla ve bilgi nokşanİarivle dolu olduğunu, bildiriyor, tabutluk ve işkencenin in kâr edilişini h ay re tle ve acı bir gu- j iümseyişle okuduğunu anlatıyordu.
Bundan sonra Silifke Asliye Leza M ahkemesinden gelen bir telg raftan Silifke’den beklenen m üzekkereye ce- van gelmediği anlaşıldı. D aha sonra İçişleri Bakanlığı E m niyet Genel M üdürlüğü ta ra fın d an yazılan ve Adsız - S abahattin Alı dâvasını tâ ki be d en nümayiş ile ırkçı ve T u ra n cılar hakkında alınan tedbirlerden bahseden yazı okundu. ■
Daİıa sonra Dil ve T arih ■ C oğraf ya doçentlerinden Mediha Berkes, Niyazi Berkes, P ertev Naili B oratav ve Bellice B oran’ın Bakanlık em rine alındıkları sırada B akanlık ta rafından verilen em ir okundu.
Buıııı m üteakip sosyoloji öğretm e ni Malik A talaıı’ın dilekçesi okundu. Malik A talan, B ursa Cum huriyet Savcılığı yolu ile gönderdiği bu di lekçesinde, T a lâ t Cerid’iıı şahadetini okuduğunu, kendisinin öğrencileriyle her yıl olduğu gibi d ers ta tb ik a tı maksadiyle hapisaııeye geziye gittiği ni, her hüküm lü ile olduğu gibi aynı zamanda N âzım H ikm etle de
konuş-Savcı Yardımcısının sözleri
B undan sonra söz alan savcı yar dımcısı A bdullah P u la t Gözübüyük dedi ki:
“1 —- Bu oturum da K enan Öner ta ra fın d an Dil F ak ü lte si ö ğretim ü- yeleri h akkında D an ıştay ca verilm iş olan ip ta l k a ra rın a ait su retlerin cel bolunm ası istenm iştir. H albuki bu su retlerin celbi geçen o turum da ıııe- m uriyetim izce istenm iş ve m ahke me de bu yolda k a r a r verm iş bu lunm aktadır.
2 — Gene K enan Ö ner ta ra fın d an evvelce askeri Y argıç K âzım Aloç’un karısın ın öğretm en o la ra k bir kız o- kuluna m üdahil ta ra fın d a n ta y in edilmiş olup olm adığının sorulm ası m istem işse de bu hususun iddia ve m ü d afaa ile ne gibi b ir ilgisi mev- cud olduğu gösterilm em iştir. Esasen hiç bir cihetle m ü d a fa ay a ta allû k u olm adığından bu isteğin reddine.
3 _ Geçen otu ru m ların d a m ü d a fa a şahidi o la ra k dinlenen ve hâlen T ürkiye B üyük M illet M eclisini ta h k irden tu tu k ve h ak k ın d a C um huri yet Savcılığınca so ru ştu rm a yapılan N urullah B a rım an ’ın şa h ad e ti s ıra sında. içişleri B akanlığı E m n iy et Ge nei M üdürlüğü M ahrem iş le r B üro sunun gönderdiği yazıda, ırkçılık, tu- rancılık neşriy atın ı Millî E ğ itim B a kanının başkanlığı allın d a bulunan ve E m niyet Genel M üdürü ile d ıgct zatla rd a n k u ru lan bir komisyonun m urakabe ve kontrol ettiğ in e dair ek ra p o rla r bulunduğunu bildirm iş ti. H albuki bu şah ad etin b ir noktada yanlış olduğu, bu defa iç işle ri B a kanlığı E m niyet Genci M üdürlüğü yoluyla gönderilen yazıda “O ıfı id a re K om utanlığına” h itabı ile başla yan H ilm i U ra n im zalı yazıda, adı geçen kom isyonun Milli E ğ itim B a kanının başkanlığında değil AdUye B akanlığı temllciSi ile iç işle ri B a kanlığı H ukuk M üşaviri ve E m niyet Genel M üdüründen kurulm uş olduğu, cezai m evzuat durum unu te sb tt için teşkil edildiği bildirilm ektedir. Şu hale göre, Millî E ğ itim Bakanının adı geçen kom isyonda bulunm adığı sa ra h a tla anlaşılm ıştır.
B ir diyeceği olup olmadığı sorulan müdahil avukat Bülent E sen geçen celsede bahsettiği rap o rların celbim istedi, b unların kendi iddiasını teyı- dettiğiııi söyledi.
D aha so n ra K enan Öner söz aldı: “id d ia m akam ı Aioç’un karısının öğretm enliğe yerleştirilm esinin hâdi se ile ilgisi olm adığın bildiriyor. H al buki bir sürü şahidin şa hadetleri ve ibraz olunan vesikalarla an laşılaca ğı veçhile ırk ç ı denilen m illiyetçi gençlere ika edilen fiil H asaıı Ali â ü- ccl’in eseri olduğu gibi. Sıkı Yöne tim M ahkem esinde bir ta h k ik a t y a pıldığı sırada, icrasından çekinilmi- yen işkencelerin Kazım Aloç un id a re ve m alûm atı altında yapılm ış ol m asına göre Yücel ile Aloç o la sın d a ki m ünasebetler m üdafaa hakkım a te s ir eder. . ,
B undan başka D anıştay'dan isledi ğim k a r a rla ra gelince, bu hocalara isnad edilen fiil kanunen suç olduğu na göre, B akanlığa düşen vazife ad li m ercie m ü ra c a a tla hak ların d a ad il ta tb ik a t İcrası olmalıydı. Bunu
cılar hakkıada işkence yapılıp ya pıim adığı m eselesiyle ilgili olarak İç işle ri ve M illî Savunma B ak an lı ğındaki tah k ik at evrakının g e tir til mesi hakkm daki isteğin reddine.
3 — N urullah B arım an’ın bah se ttiğ i raporun g etirtilm e si için te z kere yazılm ış ve eklerden de bah sedilm iş olduğu halde bunlar gel m ediğinden gönderilm esi için mü>ı zekkere yazılm asına.
4 — Irk ç ılık dâvasına ait E m n i yet M üdürlüğünden İçişleri B akan lığına,. iç iş le ri B akanlığından sık ı yönetim K om utanlığına yazılm ış o- lan m üzekkere geçen celsede okun m uş olduğundan istenilm esine mahal
olm adığına.
• 5, — H aşan Âli Yiicel’in M illî E ğitim B.akanı olm ası itib ariy le iş kence yıipmıya" rrfînftcdtr d rn o d ığ m kendisinin işkence yapılm asını sağla mak için ya resm î veya' hususi su re tte m üracaatı icabeden o zamanki Başbakan Şükrü Saraçoğlu, M illi Savunm a Bakanı Gl. Ali Rıza Ar- tunkal, A dalet Bakanı Ali Rıza T ü rel, G eneral N oyan, Osman S sb ıi Adal, K âm uran Çııhruh, Şinasi T u r- ga, A hm et D em ir ve Kâzım A ioç’- tan bu noktaların sorulam sı iste n il m ekte ise de gerek A nayasa’ ve ge rek Ceza K anuniyle işkencenin m e nedilm iş olm asına göre adı geçen şahısların şahit olarak dinlenm eleri talebinin reddine.
6 — M ustafa Soylu’nıiıı M illî E- ğitim Bakanına m üracaatı hakkında İb rah im Soyer ve Reşat Ş em settin S ire r’in şahit olarak dinlenm eleri ta lebinin reddine.
7 — F e r it A lnar’m kendi m üraca atı üzerine Savcılıkça ifadesi alın d ı ğından ayrıca dinlenm esi ‘talebinin reddine.
8 — N azım H ikm et ağır hapse hüküm lü ve kamu hizm etinden m ah rum olduğu için kendisine iş tevdi c- dilem iyeceğinden tercüm e y a p tırıld ı ğı veya resm î yolla yardım y apıldı ğı hususunun B ak an lık tan sorulm ası talebinin reddine.
9 — İbrahim S ururi E ru ıe te ’nin şahadetinde 'H a şa n  linin E sat A- d il’e istifası için hab er gönderdiği ve kendisine r (S ta lin ) adlı b ir kitap verdiğini b ild ird iğ i için E sa t A dıl’in H aşan Ali Y ücel’i tanıyın tanım adı ğının sorulm ası hakkındaki isteğin reddine.
ıo — İbrahim S ururi. 3 hâdiseyi, gizli ce sede söyliyeceğini beyan e- derken bunun dâva ile m ünasebeti olm adığını da b ild irm iş olduğundan dinlenilm esine m ahal olm adığına,
11 — Zeki S ofuoğlu’nun şahade tinde işin Haşan  li tarafın d an y a pıldığına dair şahit olarak gösterilen binbaşı R agıp Ç aldırau’m d inlenil mesine.
12 — Siyasal B ilgilerden kovulan ve m uvakkat tard ile cezalandırılan üç öğrenci hakkında inzib at kom is yonu k ararın ın getirilm esine.
13 — İb ra h im E rm ete , İstan b u l E m niyet M üdürlüğü Basın Masası Şefi H alil -T u fa n ’m ifadesine atfe n O rhan Sahik Gökyay ve N ec d e t’in H aşan  li Y ücel'in kendilerini te v kif e ttird iğ in i bildirm iş olduklarına göre bu cih etin bu şahitlerden so rulm asına.
14 — Bu celsede okunan Bursa L isesi felsefe öğretm eni M alik Ada- la n ’ın dilekçesinde ad ları geçen İ s m ail ve V eysi’nin dinlenilm esi işin B ursa A sliye Ceza M ahkem esine tezk ere yazılm asına.
15 — P e rte v B oratav, B itlice B o ran, N iyazi B erkes haklarındaki ip tal k ara rin m D anıştaydan getirtil- m esine.
16 — Bayan A loç’un tayini husu sunun M illî E ğ itim B akanlığından sorulm asına.
17 — Y u rt ve Dünya ve O rhcn m ecm ualarının kapatılm asına ait Ba kanlar K u ru lu k ararının g etirtilrne- sine.
18 — O rhajı_Şâ>to-Jtttha\..Adşız - : Sabaha 11
m karisi, ve S ab ah attin A lın ın 944
te B akanlık em rine alınm ası sebeple rin in ve k ara r su re tle rin in B akan lıktan g etirtilm esiııe.
19 — S ilifk e ’den gelecek istinabe evrakının gelecek celsede okunm a sına ve yargılam anın 6. 9. 947 saat
9.30 a .bırakılm asına k a ra r verild iğ i b ildirildi.
Bundan sonra sanık K enan Ö ner derhal söz alarak Siyasal B ilgiler O- kulundan istenecek inzibat kom isyo nu k ara rla rın ın su re tle rin in değil a- sılla rın m getirtilm esin i, çiinkü gön d erilecek su re tle rle asıl arasında fark olabileceğini söyledi.
Y argıç S affet Ü nan, “k ara r ve rild i, dinlediniz” dedi ve oturum a son verdi.
Taha Toros Arşivi