• Sonuç bulunamadı

Türkiye'de turizm sektöründe uygulanan herşey dâhil sistemin orta öğretim seviyesinde turizm eğitimine etkileri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Türkiye'de turizm sektöründe uygulanan herşey dâhil sistemin orta öğretim seviyesinde turizm eğitimine etkileri"

Copied!
119
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

GAZİ ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ TURİZM İŞLETMECİLİĞİ EĞİTİMİ

ANA BİLİM DALI

TÜRKİYE’DE TURİZM SEKTÖRÜNDE UYGULANAN HERŞEY DÂHİL SİSTEMİN

ORTA ÖĞRETİM SEVİYESİNDE TURİZM EĞİTİMİNE ETKİLERİ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Hazırlayan Levent TOLAY

Ankara ŞUBAT, 2011

(2)

GAZİ ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ TURİZM İŞLETMECİLİĞİ EĞİTİMİ

ANA BİLİM DALI

TÜRKİYE’DE TURİZM SEKTÖRÜNDE UYGULANAN HERŞEY DÂHİL SİSTEMİN

ORTA ÖĞRETİM SEVİYESİNDE TURİZM EĞİTİMİNE ETKİLERİ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Levent TOLAY

Danışman: Prof.Dr. Nevin ŞANLIER

Ankara ŞUBAT, 2011

(3)

JÜRİ ONAY SAYFASI

Levent TOLAY’ın Türkiye’de Turizm Sektöründe Uygulanan Herşey Dâhil Sistemin Orta Öğretim Seviyesinde Turizm Eğitimine Etkileri başlıklı tezi 08/03/2011 tarihinde, jürimiz tarafından Turizm İşletmeciliği eğitimi Ana Bilim Dalında Yüksek Tezi olarak kabul edilmiştir.

Adı Soyadı İmza

Üye (Tez Danışmanı) : Prof.Dr. Nevin ŞANLIER ... Üye : Doç.Dr. Ahmet TAYFUN ... Üye : Yrd.Doç.Dr. Hakan KOÇ ...

(4)

ÖNSÖZ

Turizm Sektörü her yönü ile diğer sanayi sektörlerinden farklılık arz eden bir yapıya sahiptir. Hizmetin maksimum seviyede yoğun olduğu, üretimin tüketim ile beraber bir arada yapıldığı, üretilen mal ve hizmetlerin tüketicinin bulunduğu yere götürülmesinden ziyade tüketicinin mal ve hizmetin üretildiği yere gelerek talepte bulunduğu bir sektördür. Üretimden tüketime çalışanından işletmesine kadar her yönü ile sektör farklılık göstermektedir.

Bu kadar farklılaşmanın olduğu bir sektörde mevcut sistemin incelemenin de bazı dezavantajları mutlak suretle vardır. Turizmin halen tam bir bilimsel disiplin olup olmadığının tartışıldığı günümüzde sektörün bir pazarlama stratejisi olarak geliştirdiği Herşey Dâhil Sistem; işletmeleri ve tüketicileri etkilediği gibi sektörün vazgeçilmez unsurlarından biri olan eğitimi de etkilediği düşünülmektedir.

Bu etkileşim gerçekten olmuş mudur? Eğitimciler sektör temsilcileri ve öğretmenler arasında bu konu devamlı tartışılmakta ve tartışılmaya da devam edilecektir.

Yapılan çalışmada hedef bu tartışmalara ışık tutabilecek bir veri ortaya koymaktır. Gerçekten etkileşim söz konusu mudur? Yoksa sadece bu bir düşünce midir? Bu amaçla araştırmada eğitimin içerisinde yer alan kişilerin düşünce ve fikirlerine başvurulmuştur. Herşey dâhil sistem işletmeler, çalışanlar, tüketiciler yönüyle incelenmiş ve bu yönde araştırmalar ortaya konulmaya çalışılmıştır. Ancak şimdiye kadar sistemin eğitim yansıması ele alınmamıştır.

Yapılan çalışmada yardımlarını esirgemeyen ülkemizdeki mesleki eğitimin lider kurumlarından MEB Ticaret ve Turizm Öğretimi Genel Müdürlüğüne, Genel Müdürlüğe bağlı okulların idareci, öğretmen ve öğrencilerine, çalışmalarımda yardımlarını esirgemeyen Gazi Üniversitesi Ticaret ve Turizm Fakültesi öğretim üyelerine, çalışmayı engin bilgisi ile yönlendiren tez danışmanıma ve çalışmalarıma teknik olarak destek oluğu gibi, maddi, manevi desteklerini hiçbir zaman esirgemeyen aileme sonsuz teşekkür ederim.

(5)

ÖZET

TÜRKİYE’DE TURİZM SEKTÖRÜNDE UYGULANAN HERŞEY DÂHİL SİSTEMİN ORTA ÖĞRETİM SEVİYESİNDE TURİZM EĞİTİMİNE

ETKİLERİ

Müşteri memnuniyetini ön plana çıkararak rekabetin hızla arttığı hizmet sektöründe kalite en önemli unsur haline gelmeye başlamıştır. Turistik işletmelerde uygulanan sistemler klasik hizmet anlayışı ile uygulanmakta olan oda-kahvaltı yâda yarım pansiyon ve tam pansiyon konaklama türlerinin yerine, kahvaltı, öğle ve akşam yemekleri, tüm ara öğünlerde verilen yemekler, yerli-yabancı / sıcak soğuk içkiler/içecekler, animasyonlar, spor aktiviteleri ve müşterilerin ihtiyaç duyabilecekleri diğer tüm aktivite ve hizmetlerin fiyata dâhil olduğu bir sistem haline gelmiştir. Birçok ülkede olduğu gibi Türkiye’de de hızla olarak işletmeler tarafından benimsenmiştir.

Turizm sektörünün etkilendiği ve etkilediği birçok sektör mevcuttur. Ancak bunlardan sektörün çift yönlü etkileşim içerisinde olduğu unsur eğitim olgusudur. Dolayısı ile sektörde uygulanan Her şey dâhil tatil sisteminin ülkemiz turizmi ve turizm eğitimi üzerinde çeşitli etkileri bulunmaktadır. Türkiye’de turizm sektöründe uygulanan her şey dâhil sistemin orta öğretim düzeyinde turizm eğitimi veren Otelcilik ve Turizm Meslek Liseleri’nin eğitimi üzerine etkilerini olumlu veya olumsuz yönlerinin ortaya konulmuştur.

Türkiye araştırmanın yapıldığı tarih itibarı ile 110 Otelcilik ve Turizm Meslek Lisesi olduğu tespit edilmiş ve bu okulların tamamında 29 523 öğrenci eğitim aldığı görülmüştür. Bu öğrencilerden 5895 öğrenci 11. sınıfa 6116 öğrenci ise 12. sınıfa devam etmektedir. Araştırmamızdaki öğrencilere yönelik yapılacak çalışmanın evreni toplamda 12 011 öğrencidir. Yine bu okullarda görev yapan öğretmen sayısı 2206 dır. Ancak bu sayının 750 öğretmen meslek dersi öğretmeni veya meslek dersi öğretmen kökenli idarecidir. İdareci ve öğretmenlere yönelik yapılacak çalışmanın evreni ise 750 olarak belirlenmiştir. Bu durumda evrenler göre örneklem sayıları ise öğrenci çalışması için 500 öğrenciye anket uygulanmasına; idareci ve öğretmen çalışması için ise 150 idareci/öğretmene anket uygulamasının uygun olacağı hesaplanmıştır. Araştırma 133 meslek dersi öğretmeni/idareci ve 760 öğrenciye anket uygulanması ile gerçekleştirilmiştir.

(6)

Liselerin Turizm alanında görev yapmakta olduğunu belirtmiştir. Bu eğitimcilerin; % 63,2’lik oran ile bayan, %36,8’lik oranla erkektir. Yaş olarak dağılımda ise % 4,5’i 20– 29 yaş aralığında olduğunu; % 36,8’i 30–39 yaş aralığında olduğunu; % 52,6’sının 40– 49 yaş aralığında olduğunu; % 6’sı ise 50 ve üstünde olduğunu belirtmiştir. Katılımcıların Müdür veya Müdür Baş Yardımcısı %21,8; Müdür Yardımcısı %9,8; Bölüm veya Atölye şefi %20,3; Meslek Dersi Öğretmeni ise % 48,1 şeklindedir. Görevlerinin yanı sıra anket dolduran katılımcıların mesleki alanda branşlara göre dağılımı ise; Konaklama seyahat Hizmetleri olan %69,2; Yiyecek İçecek Hizmetleri olan 19,5 dir. Araştırmaya katılan eğitimcilerin sitem ile eğitimin etkilenmesi karşılaştırmasında anlaşılır bir önem düzeyinde (p> 0,05) bir farklılaşma tespit edilmemiştir.

Araştırmada yer alan 760 öğrencinin % 68,2’si erkek, %31,8’i kız öğrencidir. Bu öğrencilerden; %1’i 14 yaşının altında olup, % 19,6’sı 14–16 yaş aralığında; % 79,6’sı 17-19 yaş aralığında; % 0,7’sinin ise 20 yaş ve üstünde olduğunu belirtmiştir. Öğrencilerin sınıflara göre dağılımı %58,8 11. sınıf öğrencisi, %41,2 12. sınıf öğrencisidir. Araştırmaya katılan öğrencilerin aldıkları eğitim ile sistem değişkenleri açısından her şey dâhil sistemin eğitime etkisi duyarlılık algısındaki farklılaşmanın olup olmadığına bakılmış olup, önem düzeyinde bir farklılaşma tespit edilmiştir. (p > 0,05)

Yapılan araştırmada eğitimciler tarafından herşey dâhil sistem eğitim-sektör ilişkisi açısından ele alındığında sistemin tüm yönleri ve uygulamaları ile değerlendirmesinin olumsuz olduğu yönündedir. Ancak öğrenciler arasında sistemin değerlendirmesi yapıldığında sistemin kendi eğitimlerine olumlu etkisi olmasının yanı sıra öğretmen ve okul idarecilerinin sistemin etkisi hakkında olumsuz düşüncelerinin de farkındadırlar. Eğitimcilerin kalite konusunda yeterliğe dayalı personel yetiştireme deki tereddütleri her şey dâhil sistem hakkında olumsuz öngörülerinin oluşmasına neden oluşmuştur. Ancak bu olumsuz düşünceye sistemin içerisinde birebir bulunan öğrenciler aynı oranda katılmamaktadırlar.

Bu sonuçlar ışığında her yönü ile farklı özellikleri olan turizm sektörünün turizm eğitimi ilişkisini farklı boyutta ele alınıp, değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu nedenle çalışmanın sektör ile eğitimin yakınlaşmasına katkı sağlarken, yetiştirilen öğrenciler ile eğitmenler arasındaki görüş farklılıklarını da ortadan kaldırılmasına katkı sağlaması amacıyla öneriler geliştirilmiştir.

(7)

ABSTRACT

IMPACTS OF ALL-INCLUSIVE SYSTEM ON TOURISM EDUCATION IN THE SECONDARY LEVEL IN TURKEY

Quality is the most important element in tourism sector, as client satisfaction comes info prominence and competition increases in service sector. In the touristy workings, the system turned into all- inclusive which all services such as breakfasts, lunches dinners, snacks, all labeled alcohol and alcohol- free drinks, cold and hot beverages, animations, sportive activities, e.t.c. are included to the price instead of classical hotel management understanding such as room- breakfast, demi pension and full pension. All inclusive system has been adopted in Turkey as in the world.

There are lost of sector which is included by tourism sector and include to tourism sector. Nevertheless, education and tourism are effected each other mutually. Therefore, all inclusive system has an influence on tourism and tourism education in various directions. In Turkey, positive and negative impacts of the system on Vocational High Schools for Hotel Management and Tourism have been observed.

Turkey has 110 Vocational High Schools for Hotel Management and Tourism with 29,523 students totally. 5895 of these students have education in 11th class (level) and 6116 students are in 12th class (level). Number of these students which take place in our survey is 12,011 totally. Number of teachers in the schools is 2,206. However, 750 of this number are vocational lessons’ teachers or administrators who were vocational lessons’ teachers formerly. Macrocosm of the study for teachers and administrators is specified as 750. Therefore the numbers of sampling according to the macrocosms calculated as 500 students and 133 administrators/teachers. 760 students answered the questionnaire.

The dispersion rate for the teachers/administrators according to the education institutions, where they serve in at the date that they answered to the questionnaire, was stated as 95.5% in Vocational High Schools for Hotel Management and Tourism, 4.5% Vocational High Schools for Trade or Tourism Field of Multiple Programmed High Schools. 63.2% of these educators is female and the remaining is male. The dispersion rate for the educators according to their ages was specified as 4,5% between 20-29, 36,8 % between 30-39, 53,6% between 40-49, 6 % at 50 +. 21.8% of the educators are Administrators or Head Assistants, 9.8 % Assistants, 20.3% Chief of Department or

(8)

take place in this survey, according to their branches are specified as 69.2% Accommodation and Travel Services and 19.5% Catering Services.

The considerable variation has not been defined at the comparison fort he system and education by the view of the educators who participate to the survey (p>0.05) . 68.2% male and 31.8% female of 760 students has taken place in the survey. The dispersion rate for the students according to their ages was specified as 1% under 14, 19.6% between 14-16, 79.6% between 17-19 and 7% 20+. 58.8% of the students was at 11th class (level). And the remaining was at 12th class (level). It was analyzed if there was a synergism between the education and the all-inclusive system by the view of the students. A considerable variation was determined (p> 0.05).

Opinions of the educators, about all directions of the system and practice of the system with regard to correlation among education, the system and the sector, are negative. However, the influence of the system on the education has been accepted positively by the students and they are aware of their teachers’ negative opinions on the system. Suspense’s of the educators on training of the qualified personnel have given rise to their negative foresights on the all- inclusive system. However, the students, who take place in the system, have not agreed to the fore sights of their teachers at the same rate.

In the light of this survey, the connection between the tourism sector and the tourism education, that have different characteristics, should be reappraised in distinct dimensions. There fore the suggestions take place in this study in order to contribute to be affiliated to the sector and the tourism education and to be contributed to be annihilative the diversity of opinions between the students and their teachers.

(9)

İÇİNDEKİLER

ÖNSÖZ İİ

ÖZET İİİ

ABSTRACT V

İÇİNDEKİLER Vİİ

GRAFİKLER VE ŞEKİLLER LİSTESİ Vİİİ

TABLOLAR LİSTESİ İX

KISALTMALAR LİSTESİ X

1. GİRİŞ 1

1.1. PROBLEM DURUMU 3

1.2. ARAŞTIRMANIN AMACI VE ÖNEMİ 5

1.3. VARSAYIMLAR 7

1.4. SINIRLILIKLAR 7

1.5. TANIMLAR 8

2. KAVRAMSAL ÇERÇEVE 9

2.1TURİZMSEKTÖRÜNÜNTARİHSELGELİŞİMİVEMEVCUTDURUMU 9

2.1.1 TURİZM 9

2.1.2. TURİZM SEKTÖRÜNÜN TARİHSEL GELİŞİMİ 10

2.1.3. TURİZM SEKTÖRÜNÜN MEVCUT DURUMU VE GELECEĞİ 14

2.2 MESLEKİ EĞİTİM VE TURİZM EĞİTİMİ, TÜRKİYE VE AB

UYGULAMALARI 18

2.2.1. EĞİTİM 18

2.2.2 MESLEKİ EĞİTİM 22

2.2.3.TÜRKİYE’DE MESLEKİ VE TEKNİK EĞİTİMİN TARİHSEL GELİŞİMİ 23

2.2.4. TÜRKİYE’DE TURİZM EĞİTİMİ 25

2.2.5. OTELCİLİK VE TURİZM MESLEK LİSESİ ÖĞRENCİLERİNİN

İŞLETMELERDE BECERİ EĞİTİMİ 32

(10)

2.3 HERŞEY DÂHİL SİSTEM (HDS) 39

2.3.1 HERŞEYDAHİL SİSTEMİN TANIMI 39

2.3.2 HERŞEY DÂHİL (HD) TURLARIN TARİHSEL SÜRECİ 40

2.3.3 HERŞEY DÂHİL SİSTEM UYGULAMALARI 43

2.3.4. HERŞEY DÂHİL SİSTEMİN MEVCUT DURUMU 46

3. ALAN ARAŞTIRMASI VE ARAŞTIRMA SONUÇLARI 50

3.1 ARAŞTIRMANIN MODELİ 50 3.2 EVREN VE ÖRNEKLEM 50 3.3 VERİLERİN TOPLANMASI 52 3.4 VERİLERİN ANALİZİ 53 5.5 BULGULAR VE YORUM 54 5. SONUÇ VE ÖNERİLER 83 KAYNAKÇA 88

EK1: ARAŞTIRMADA KULLANILAN ÖĞRETMEN / İDARECİ ANKETİ 98

(11)

GRAFİKLER VE ŞEKİLLER LİSTESİ

Grafik 1: Türlerine Göre Türkiye’de Turizm Belgeli Konaklama

Tesislerinin Sayısı 18

Şekil 1: Türk Eğitim Sistemi 21

Şekil 2: Mesleki Eğitimde programlar arası geçişler 31

TABLOLAR LİSTESİ Tablo 1: Uluslararası Turizm Gelirleri 16

Tablo 2: Türkiye’de Turizm Eğitiminin Genel Görünümü 26

Tablo 3: Otelcilik ve Turizm Meslek Liselerinde Yeterliliğe Dayalı Modüler Çerçeve Öğretim Programlarına göre uygulanan Alan ve Dallar 29

Tablo 4: Her şey dâhil Sistemde Sunulan Hizmetler 43

Tablo 5: Görev yapılan Okul türüne göre dağılımı 54

Tablo 6: Cinsiyet ve Yaş Seviyeleri dağılımı 55

Tablo 7: Okulda Yapılan Görev ve Branş dağılımı 56

Tablo 8: Meslekte çalışma Süresi dağılımı 56

Tablo 9: Eğitim Seviyesi dağılımı 57

Tablo 10: OTML yaptığı görev süresi dağılımı 57

Tablo 11: Sektörde çalışma deneğimi dağılım tablosu 58

Tablo 12: Sektörde çalışma deneğimi varsa bölümü dağılım tablosu 58

Tablo 13: Yurtdışı tecrübesi ülke türü dağılım tablosu 59

Tablo 14: Öğretmen ve idarecilerin yürüttükleri derslere göre dağılım tablosu 60

Tablo 15: İfadelerin Frekans ve Yüzdeleri ortalama ve standart sapmaları. 61

Tablo 16: Öğretmen/İdareci Okul Türü değişkenine göre sistem algılaması 64

Tablo 17: Öğretmen/İdareci Cinsiyet değişkenine göre sistem algılaması 65

Tablo 18: Öğretmen/İdareci Yaş değişkenine göre sistem algılaması 65

Tablo 19: Öğretmen/İdareci Görev değişkenine göre sistem algılaması 66

Tablo 20: Öğretmen/İdareci Branş değişkenine göre sistem algılaması 66

Tablo 21: Öğretmen/İdareci Çalışma Süresi değişkenine göre sistem algılaması 67

Tablo 22:Öğretmen/İdareci Eğitim durumu değişkenine göre sistem algılaması 67

Tablo 23: Öğretmen Otelcilik ve Turizm Meslek Lisesi’nde Çalışma Deneyimi değişkenine göre sistem algılaması 68

(12)

Tablo 25: Öğretmen Yurtdışı Deneyimi değişkenine göre sistem algılaması 69

Tablo 26: Öğrencilerin Cinsiyet ve Yaş dağılımı 70

Tablo 27: Sınıf Seviyesi dağılımı 71

Tablo 28: Okuduğu Alan ve dal dağılımı 71

Tablo 29: Öğrenci Yurtdışı Tecrübesi dağılımı 72

Tablo 30: Mesleğe Devam Etme İsteği dağılımı 72

Tablo 31: Çalışma istememe nedeni dağılımı 73

Tablo 32:Öğrencilerin mesleğe ilişkin İleri dönük Hedefler dağılımı 73

Tablo 33: OTML Tercih Nedeni 74

Tablo 34: İfadelerin Frekans ve Yüzdeleri ortalama ve standart sapmaları. 75

Tablo 35: Öğrencilerin cinsiyet değişkenine göre sistem algılaması 78

Tablo 36: Öğrencilerin yaş değişkenine göre sistem algılaması 78

Tablo 37: Öğrencilerin sınıf değişkenine göre sistem algılaması 79

Tablo 38: Öğrencilerin okudukları alan değişkenine göre sistem algılaması 79

Tablo 39: Öğrencilerin okudukları dal değişkenine göre sistem algılaması 80

Tablo 40: Öğrencilerin yurtdışı tecrübe değişkenine göre sistem algılaması 80

Tablo 41: Öğrencilerin mezun olduktan sonra sektörde çalışmaya devam

kararları değişkenine göre sistem algılaması 81

Tablo 42: Öğrencilerin ileriye dönük hedefleri değişkenine göre sistem

algılaması 81

Tablo 43: Öğrencilerin okul tercihleri değişkenine göre sistem algılaması 82

KISALTMALAR LİSTESİ

HDS : Herşey Dâhil Sistem

HD : Her şey Dâhil

MEB : Milli Eğitim Bakanlığı

TTOGM : Ticaret ve Turizm Öğretimi Genel Müdürlüğü

EĞİTEK : Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğü

(13)

1. GİRİŞ

Günümüzde, kitlesel bir açık pazar konumuna gelmiş olan dünyada, “değişim” bir anlamda gelişmenin vazgeçilmez unsuru haline gelmiştir. Böyle bir ortamda işletmelerin kendi sektörlerinde tutunabilmeleri, kendilerini yenilemelerine ve hitap etikleri pazarın isteklerini göz önüne almalarına bağlıdır. Tüm sektörlerde olduğu gibi turizm sektöründe de arz ve talebin birbiri ile doğru orantılı olarak gelişmesi beklenmektedir. Turistik ürünleri talep eden tüketicilerin daha bilinçli olmaları; istek, ihtiyaç ve maddi olanaklarına göre taleplerindeki değişikliklerle orantılı olarak işletmelerin de ürettikleri mal/hizmetler de çeşitlendirmelere gitme zorunluluğunu doğurmuştur. Hizmet sektörünün müşteri odaklı olması nedeniyle turizm sektöründe yer alan işletmelerin, müşteri memnuniyetini sağlamaları gerekmektedir. Müşteri memnuniyetini gerçekleştirmek için işletmeler sundukları ürünlerde farklılık yaratma yoluna gitmektedirler. Bu farklılaşmadan birisi de kitle turizminin artmasıyla birlikte yaygınlaşan “Her şey Dâhil Sistem (HDS)”dir.

HDS; kahvaltı, öğle ve akşam yemekleri, ara öğünlerde verilen yemekler, gece yemekleri, yerli-yabancı içkiler, sıcak soğuk içecekler, animasyonlar, spor aktiviteleri ve müşterilerin ihtiyaç duyabilecekleri diğer tüm aktivite ve hizmetlerin fiyata dâhil olduğu bir sistemdir. Müşteriler bu sistemde, tatil ücretlerini peşin ödemekte ve bu sayede tatilleri esnasında ödeme ve fiyat kaygısı taşımadan, ekstra harcamalardan uzak bir tatil geçirme imkânı bulmaktadır (turizmgazetesi.com,2010)

Sistem bir pazarlama disiplini olarak ortaya atılmış ancak değişik sektörlere ve sistemlere etkileri düşünülmemiş veya araştırılmadan uygulamaya konulmuştur. Tüm ürün yaşam endekslerinde olduğu gibi HD’inde mutlak suret ile bir yaşam eğrisi olacaktır. Bu yaşam eğrisi süresinde sistemin sektördeki bütün aktörlere olumlu veya olumsuz yönlerinin incelenmesi gerekmektedir.

Turizm sektörünün etkilendiği ve etkilediği birçok sektör mevcuttur. Ancak bunlardan sektörün çift yönlü etkileşim içerisinde olduğu unsur eğitim olgusudur. Mesleki eğitim tüm ekonomik sektörlerin alt yapısını oluşturan temel olmakla beraber, temelini oluşturduğu sektörden en çok etkilenen unsurdur. Rekabetin yoğun olarak yaşandığı dünya turizm piyasalarına standartlara uygun ve kaliteli turistik mal ve hizmetle girebilmek için hem genel olarak toplumun turizmin önemini kavraması, hem

(14)

ancak turizm eğitiminin kalitesi ile mümkündür. Turizm eğitimi, her düzeydeki öğrencilere turizm bilincini, misafirperverliğin temel prensiplerini vermek, turizm endüstrisinde çalışan personelin genel ve mesleki bilgilerini arttırmak ve turizm endüstrisine, araştırıcı, niteliklerinde uzman, uygulayıcı, teknisyen yetiştirmek için yapılan her türlü faaliyetlerdir (Olalı ve Timur, 1986:39).

Otelcilik ve turizm meslek liselerinde sektörün ihtiyaçları ve beklentileri doğrultusunda ülkenin turizm hedeflerine uygun hazırlanan programlar çerçevesinde eğitim verilmektedir. Okullarda öğrenciler aldıkları teorik eğitim dışında işletmelerde aldıkları teorik eğitimi pratiğe çevirmeye yönelik beceri eğitimi yapmaktadırlar. Orta öğretim düzeyinde eğitim veren Milli Eğitim Bakanlığına bağlı otelcilik ve turizm meslek liselerinin yetiştirdiği öğrenciler sektörde kalifiye iş gücünü karşılayacak seviyede donanımlı meslek elemanı olarak yetiştirilmektedir. Bu eğitimlerine kaynaklık eden ana unsur sektörün beklenti ve talepleri olmaktadır.(Mesleki Eğitimi Geliştirme Projesi, (MEGEP) 2008)

Turizm diğer ekonomik sektörlerden farklılık gösteren emek ve insan ilişkilerinin yoğun olduğu ve devamlı gelişim gösteren bir sektördür. Sektörün ihtiyaç ve sorunlarına eğitim ile cevap verilebileceği aşikârdır. Bu nedenle özellikle bu sektörün ana hizmet alanları olan Konaklama-Seyahat ve Yiyecek-İçecek Bölüm’lerinde sektörsel uygulamalar doğrultusunda mesleki eğitim verilmesi oldukça önemlidir.

Bu nedenle çalışma HDS eğitim açısından incelenmesi amacıyla planlanmış ve yürütülmüştür. Literatürde HDS’nin, genellikle ülke ekonomisi, turizm işletmeleri ve yöre esnafı açısından incelendiği ayrıca müşteri memnuniyeti açısından etkileri konusunda daha önce yapılmış bir çalışmaya rastlanmamıştır. Ancak bu sektör ve sistemin ayrılmaz parçası eğitim boyutu üzerinde durulmamıştır. Uzun yıllardır uygulanan ve uygulamaya devam edilecek olan sistemin acaba orta öğretim düzeyinde eğitim veren okullarda uygulanan eğitime olumlu veya olumsuz yönde etkisi var mıdır? Bu sorunun cevaplanması amacıyla bu yönde bir çalışma yapılması uygun görülmüştür.

(15)

1.1. PROBLEM DURUMU

Turizm sektöründe uygulanan her şey dâhil tatil sistemi (HDS) Türkiye’de hızla yaygınlaşmıştır. Her şey dâhil tatil sisteminin turizm ve turizm eğitimi üzerinde çeşitli etkileri bulunmaktadır. Bu araştırmada her şey dâhil (HD) tatil sisteminin orta öğretim düzeyinde otelcilik ve turizm eğitimi veren okullardaki eğitim üzerindeki olumlu veya olumsuz etkileri incelenmiştir.

Turizmin hem arz hem de talep cephesinde insan, önemli bir unsurdur. Günümüzün tüketicisi dünden farklı olarak hizmette belli düzeylerde kaliteyi aramakta ve kaliteli hizmetin alt yapısı ise eğitim ile sağlanmaktadır (Yağcı, 2001:28).

Turizm eğitimi; turizm alanında faaliyet gösteren konaklama işletmeleri, seyahat acenteleri, yiyecek işletmeleri gibi işletmelerin nitelikli iş gücünü karşılamaya yönelik olmaktadır. Bunun yanında halkın turizm hakkında bilinçlendirilmesi ve turizm sektörünün gelişmesi için eğitmen olma ve bilimsel araştırma yapma olanağı yaratmaktadır. Yaygın olarak turizm eğitimi turizm sektörüne nitelikli iş gücü yetiştirmektedir (Tayfun, 2001:1-12).

Turizmin; işletmeler açısından ekonomik bir unsur olarak düşünülmesi, turizm olayından yararlanan kişiler yani turistler açısından sosyal bir olay olarak algılanması sonucu tarafların ortak çıkarlarına hizmet edecek sistemin HDS’in oluşmasının en büyük unsurudur. Turizm olayının ve turizm ekonomisinin halka ve öğrenim gören gençliğe öğretilmesi, turizm konusunda bilgili ve kalifiye personel ve yönetici yetiştirilmesi için yapılan çalışmalara turizm eğitimi denilmektedir (Sezgin, 2001:135). Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı liselerde belirli niteliklerde turizm eğitimi verilmektedir. İlköğretim okullarından mezun olan öğrenciler turizm alanında eğitim görmek amacı ile bu liseleri tercih etmektedir. Söz konusu bu örgün eğitim kurumları, turizm sektörünün nitelikli eleman ihtiyacını karşılamak amacıyla kurulmuştur. Otelcilik ve Turizm meslek liselerinden mezun olanlar doğrudan sektörde istihdam edilmekte veya öğrenimlerine devam ederek üniversitelerde ilgili bölümleri okumaktadırlar (Gürdal, 2002:391-400).

Bu okullarda sektörün ihtiyaçları ve beklentileri doğrultusunda ülkenin turizm hedeflerine uygun hazırlanan programlar çerçevesinde eğitim verilmektedir. Okullarda öğrenciler aldıkları teorik eğitim dışında işletmelerde aldıkları teorik eğitimi pratiğe çevirmeye yönelik beceri eğitimi yapmaktadırlar. Beceri eğitiminde orta öğretim

(16)

bilgi ve beceri kazanmak, işbaşı eğitimi, sektörde tecrübe ve deneyim kazandırması amaçlanmaktadır. Otelcilik turizm meslek liselerinde öğrenim gören öğrenciler, sektörün özelliği doğrultusunda; her yıl turizm bakımından hareketsiz olan Ekim- Mart ayları arasındaki altı aylık sürede okulda eğitim görürlerken; turizm mevsimi ile birlikte, Nisan-Eylül ayları arasındaki ikinci altı aylık dönemde turizm işletmelerinde uygulamalı eğitim görmektedirler. (Mili Eğitim Bakanlığı(MEB),2010)

Orta öğretim düzeyinde eğitim veren Milli Eğitim Bakanlığına bağlı otelcilik ve turizm meslek liselerinin yetiştirdiği öğrenciler sektörde kalifiye iş gücünü karşılayacak seviyede donanımlı meslek elemanı olarak yetiştirilmektedir. Bu eğitimlerine kaynaklık eden ana unsur sektörün beklenti ve talepleri olmaktadır. Özellikle Türkiye’de Mesleki Eğitim sisteminin yeniden yapılandırması çerçevesinde uygulanman Mesleki Eğitim Öğretim Sisteminin Güçlendirilmesi Projesi (MEGEP) ile sektör taraması yapılarak sektör temsilcileri ile birlikte çerçeve eğitim programları hazırlanmıştır. Yani sektör eğitimin şekillendirilmesinde aktif rol almıştır. Bu proje ile “Mesleki eğitime yön verici kaynak ilgili sektördür” fikri göz ardı edilemeyecek bir unsur halini almıştır. Sektörsel bir talep sonucu doğan bu sisteme mesleki eğitim olarak da uyum sağlamak gereklidir. (MEGEP,2008)

Mesleki eğitimin sektörün ihtiyaçlarına cevap verecek nitelikte yapılandırılması gereği düşünüldüğünde turizm sektöründe özellikle konaklama-seyahat ve yiyecek-içecek alanlarında verilen eğitimin gereği ön plana çıkmaktadır.

Turizm diğer ekonomik sektörlerden farklılık gösteren emek ve insan ilişkilerinin yoğun olduğu ve devamlı gelişim gösteren bir sektördür. Sektörün ihtiyaç ve sorunlarına eğitim ile cevap verilebileceği aşikârdır. Bu nedenle özellikle bu sektörün ana hizmet alanları olan Konaklama-Seyahat ve Yiyecek-İçecek bölümlerinde sektörsel uygulamalar doğrultusunda mesleki eğitim verilmesi oldukça önemlidir. Türkiye’de, değişik çalışmalarda turizmin en önemli sorunlardan biri olarak ifade edilen arz fazlalığı karşısında konaklama işletmeleri en kolay pazarlama aracı olan, HDS ile bütünleştirerek rekabet üstünlüğü sağlamaya çalışmalarıdır. Yapılan yanlış uygulamalar sonucu HDS, Türkiye’yi ucuz bir pazar haline getirerek; hizmet ve turist kalitesini düşürmektedir. Ayrıca şey dâhil sisteminin uygulamasına yönelik bir standardın olmaması, sistemin farklı isimler altında değişik uygulamalarına yol açmaktadır. İşletmeler ve müşteriler açısından bir kavram kargaşasını ortaya çıkarmaktadır (turizmgazetesi.com,2010). Bu kargaşadan turizm alanında eğitim veren kurumlarda etkilenmekte midir?

(17)

HDS’nin eğitim açısından incelenmesi temel amaç olarak belirlenmiştir. Literatürde konunun, genellikle ülke ekonomisi, turizm işletmeleri ve yöre esnafı ve müşteri memnuniyeti açısından kapsamlı bir çalışma yapılmamış olduğu farkına varılmıştır. Ayrıca bu sektör ve sistemin ayrılmaz parçası olan eğitim boyutu üzerinde durulmamıştır. Uzun yıllardır uygulanan ve uygulamaya devam edilecek olan sistemin orta öğretim düzeyinde eğitim veren okullarda uygulanan eğitime olumlu veya olumsuz yönde etkisi var mıdır? Sorunun cevaplanması amacıyla çalışmanın yapılması uygun görülmüştür.

1.2. ARAŞTIRMANIN AMACI VE ÖNEMİ

Türkiye’de turizm sektöründe uygulanan HDS Türk mesleki eğitim sisteminde yer alan orta öğretim düzeyinde turizm eğitimi veren otelcilik ve meslek liseleri’nin eğitimi üzerine etkileri hakkında, bu okullarda görev yapan idareci ve öğretmenler ile öğrencilerin görüşleri doğrultusunda sistemin turizm eğitime olumlu veya olumsuz yönlerini ortaya koymak amaçlanmaktadır.

Turizm eğitiminde kalitenin ve verimliliğin arttırılabilmesi için okulda verilen teorik eğitim ile işletmelerde sağlanan beceri eğitiminin bir bütünlük arz etmesi gerekmektedir. İşletmelerde beceri eğitimine gönderilen öğrencilerin eğitim görevlileri tarafından daha etkin denetlenmesi, gerekli rehberlik hizmetinin öğrenciye her zaman verilmesi, gerekli tutum ve mesleki tecrübeleri kazanabilmeleri için sektör ve okul iletişiminin çok iyi planlaması gerekmektedir. İşletme yetkililerince öğrencilere ucuz işgücü olarak değil de işletmelere okulda aldıkları dersin bir devamı olarak beceri eğitimine gelen geleceğin nitelikli personeli olarak görülmesi gerekmektedir.

Yapılacak çalışmada özellikle turizm sektörünün en önemli unsuru olan eğitimin eğitimciler ve bu hizmeti alan öğrenciler boyutu üzerinde durulacak ve bu yansımaları araştırılmıştır.

Alt Amaçlar;

1. Turizm sektöründe uygulanan HDS çerçeve öğretim programlarına etkisi var mıdır? 2. Turizm sektöründe uygulanan HDS Öğrencilerin;

(18)

b. Akademik tercihlerine,

c.Okudukları bölümü tercih etme nedenlerine, d.Alanıyla ilgili çalışma durumuna etkisi var mıdır?

3. Turizm sektöründe uygulanan HDS Öğretmen motivasyonu ve çalışma verimliğine etkisi var mıdır?

4. Turizm sektöründe uygulanan HDS öğretme metot ve yöntemlerine yönelik tutum farklılaşması var mıdır?

5. Turizm sektöründe uygulanan HDS program ve içerik açısından etkisinin değerlendirilmesi.

Turizm eğitiminde kalitenin ve verimliliğin arttırılabilmesi için okulda verilen teorik eğitim ile işletmelerde sağlanan beceri eğitiminin bir bütünlük arz etmesi gerekmektedir. İşletmelerde beceri eğitimine gönderilen öğrencilerin gerekli tutum ve mesleki tecrübeleri kazanabilmeleri için sektör ve okul iletişiminin çok iyi planlaması gerekmektedir.

Turizmde kalitenin artırılmasına yönelik olarak sektöre eleman yetiştiren çeşitli eğitim kurumları mevcut olmakla birlikte, bu eğitim kurumlarında verilen teorik bilginin yanı sıra, uygulamalı dersler ve uygulama bağlamında yerine getirilmesi zorunlu olan staj süreci vardır. Staj, görencilerin genelde sektörle ilk olarak tanıştıkları bir dönem olmakla birlikte, bu süreç içerisindeki kazanmış oldukları bakış açıları gelecekte bu mesleği yapıp yapmayacakları konularında, onlara temel veri teşkil edecek hususlardandır (Pelit ve Güçer, 2006:140).

Türkiye’nin ve AB mesleki eğitim ve öğretim politikasının öncelikleri arasında, İş yaşamıyla bağlantılı bir beceri temeli sunulmasında beceri eksikliğini giderecek, bilgi toplumuyla uyumlu orta ve üst düzey becerilerin artırılması için mesleki eğitim kurumlarının iş hayatı ile ilişkilerinin güçlendirilmesi, becerikli ve teknik işgücünün endüstrideki değişmelere uyumunun kolaylaştırılması kararlaştırılmıştır. Turizmin hem arz hem de talep cephesinde insan, önemli bir unsurdur. Günümüzün tüketicisi dünden farklı olarak hizmette belli düzeylerde kaliteyi aramakta ve kaliteli hizmetin alt yapısı ise eğitim ile sağlanmaktadır (Yağcı, 2001:28).

(19)

Turizm sektöründe uygulanan HD tatil sistemi Türkiye’de hızla yaygınlaşmıştır. HD tatil sisteminin Türkiye de turizm ve turizm eğitimi üzerinde çeşitli etkileri bulunmaktadır. Bu araştırmada HD tatil sisteminin orta öğretim düzeyinde otelcilik ve turizm eğitimi veren okullardaki eğitim üzerindeki olumlu veya olumsuz etkileri incelenmiştir. HDS eğitim açısından incelenmesi ve orta öğretim düzeyinde eğitim veren okullarda uygulanan eğitime etkisinin araştırılması ile mevcut öğretim sisteminde revize gerekliliği, eğitim metot ve yöntemlerinde değişikliğe ihtiyaç olup olmadığı, sistemin eğitime olumlu veya olumsuz etkileri ile sektörün bu sistem ve turizm eğitimine katkı boyutu üzerinde durulmuş sistemin eğitime olan etkilerinin zamanında tespit edilip gerekli önlemlerin alınması yönündeki çalışmalara ışık tutması düşünülmüştür.

1.3. VARSAYIMLAR

Araştırmanın kavramsal çerçevesini oluşturmak amacıyla taranan kaynaklar yeterli bilgiler vermektedir. Araştırmada kullanılan veri toplama aracına (ankete) staj yapan 11 ve 12. sınıf öğrencileri ile otelcilik ve turizm meslek liselerinde görev yapan idareci ve öğretmenlerin verdikleri cevaplar doğru ve samimidir.

Bu çalışmada; 11 ve 12. sınıf öğrencilerinin beceri eğitimi sırasındaki edinimleri ve eğitimcilerin mesleki deneyim/tecrübeleri anket soruları yardımıyla belirlenerek HDS ve sistemin eğitime yansımaları saptanmaya çalışılmıştır.

1.4. SINIRLILIKLAR

Bu çalışma Milli Eğitim Bakanlığına bağlı otelcilik ve turizm meslek liselerinde görev yapan idareci ve öğretmenler ile öğrenim gören 11 ve 12. sınıf öğrencileri ile sınırlıdır. Otelcilik ve turizm meslek liselerinde öğrenim gören öğrencilerden 9 ve 10. sınıflar ve bu okullarda görev yapan kültür dersi öğretmenleri sektörsel deneyimleri ve mesleki literatürlerinin olmayışı nedeniyle araştırma dışı tutulmuşlardır.

Araştırmaya katılanların HDS hakkındaki bilgi, fikirleri, söz konusu araştırma ile ilgili geliştirilen ölçekten elde edilecek puanlar ile sınırlıdır.

(20)

1.5. TANIMLAR

Sektör; Turizm sektörünü,

Turizm sektörü; Yiyecek içecek işletmelerini (Otel, motel, tatil köyü, restaurant vb.)

seyahat işletmelerini (seyahat Acenteleri, ulaştırma işletmeleri vb.), turizm işletmeleri ile bağlantılı kobileri,

İşletme; Turizm sektöründe faaliyet gösteren kamu ve özel kurumları,

Herşey dâhil Sistem (HDS); uçak bileti, havaalanı transferleri, odalar, yiyecek ve

içecekler, tüm tesis ve donanımların kullanımını da içerisine alan bir ücreti önceden ödemeyi gerektiren tatilleri;

Eğitim;

Eğitim; yeni kuşakların, toplum yaşayışında yerlerini almak için hazırlanırken gereken bilgi, beceri ve anlayışlar elde etmelerine ve kişiliklerini geliştirmelerine yardım etmek etkinliğidir (Başaran, 1992,16).

Mesleki Eğitim; bir toplumda bireyin yaşamını devam ettirmesi için zorunlu olan mesleğin gerektirdiği bilgi, beceri ve pratik uygulama yeteneklerini kazandırmak suretiyle bireyin kabiliyetlerini fiziksel, zihinsel, duygusal, sosyal, ekonomik ve kişisel yönlerden geliştirme süreci olarak ifade edebiliriz (Doğan, 1983,74).

Turizm Eğitimi; toplumda turizm bilincini yerleştirmek, turizm kaynaklarını koruyacak bilinci geliştirmek, turiste karşı onun ekonomik gücüne, ırkına, milliyetine, dinine, diline, toplumdaki statüsüne, ahlak ve namus düzeyine, siyasal ideolojilerine göre ayırım yapmadan eşit ve dürüst hizmet etmek anlayış ve terbiyesini vermektir. Turizmin sağladığı uzun vadeli çıkarlar üzerine dikkati çekerek saygıya ve konukseverliğe dayalı bir davranış düzenini yerleştirmektir (Bayer, 1998, s.145).

İşletmelerde Beceri Eğitimi (Staj); Türk Dil Kurumunca; kişinin mesleki bilgisini artırmak için geçici olarak bir kurumun bir veya birçok bölümünde çalışarak geçirdiği dönem olarak tanımlanmaktadır (TDK, 2005).

(21)

2. KAVRAMSAL ÇERÇEVE

2.1 TURİZM SEKTÖRÜNÜN TARİHSEL GELİŞİMİ VE MEVCUT DURUMU

2.1.1 TURİZM

Turizm kelimesi Latincede, dönmek, etrafını dolaşmak, geri dönmek anlamına gelen “tornus” kökünden üretilmiştir. Turizmde bir hareket, seyahat, gezme kavramı vardır. Gezmek, seyahat etmek, öncelikle para harcamayı gerektirir. Gidilen yerde geçici de olsa bir süre konaklanmalıdır. Bu bilgiler sonucu, turizm: “Devamlı olarak yaşanılan yer dışına, tüketici olarak tatil, dinlenme, eğlence, kültür ve benzeri ihtiyaçların giderilmesi amacıyla yapılan seyahat ve geçici konaklama hareketine turizm denir.” Buradan da anlaşıldığı gibi gidilen veya ziyaret edilen bölgede, insan ve ekonomik değer artışı olmaktadır (Sezgin,1995:3-4).

Turizm, turist için öncelikle ulaşım, konaklama, yeme-içme, eğlence ve dinlenme ihtiyaçlarının karşılandığı bir hizmet bileşimidir. Ülkeler için ise turizm; ulusal gelire katkı sağlayan, istihdamı artıran, ödemeler dengesi üzerinde olumlu etki yapan, teknoloji ve bilgi transferini geliştiren, yabancı yatırımları cezbeden ve ülkelerin kalkınmasında lokomotif görevi üstlenen bir sektör durumundadır (Bahar ve Kozak, 2005:3)

Uluslararası Bilimsel Turizm Uzmanları Birliği’nin (AIEST- Association International Experts Scientifics Tourism) İtalya’nın Polermo kentinde 1954 yılında toplanan kongresinde, Hunziker ve Krapf’ın turizme yönelik tanımı benimsenmiştir. Bu tanıma göre turizm; “yabancıların seyahat ve geçici veya devamlı asli kazanç elde etme faaliyeti için yerleşmeye dönüşmemek koşuluyla, konaklamalarından doğan ilişkilerin ve olayların tümüdür” (Tunç ve Saç, 1998:15). 1980’li yıllarda turizmin tanımı AIEST tarafından yeniden düzenlenmiştir. Bu düzenlemede turizm; “insanların devamlı ikamet ettikleri, çalıştıkları ve her zamanki olağan ihtiyaçlarını karşıladıkları yerlerin dışına seyahatleri ve buradaki, genellikle turizm işletmelerinin ürettiği mal ve hizmetleri talep ederek, geçici konaklamalarından doğan olaylar ve ilişkiler bütünü” seklinde tanımlanmıştır (Öztaş, 2002:7).

(22)

2.1.2. TURİZM SEKTÖRÜNÜN TARİHSEL GELİŞİMİ

İnsanlar, tarihin her çağında değişik nedenlerden dolayı seyahat etmişlerdir. Ancak, günümüzde sanayinin gelişmesi, ulaşım ve haberleşme teknolojisinin ileri düzeye ulaşması, kişi başına gelirin artması, refah düzeyinin yükselmesi ve insanların kullanabilecekleri boş zamanlarının çoğalması; turizme, tarihte insanların ticari, dini ve askeri amaçlarla yaptıkları seyahatlerden çok farklı bir şekil vermiştir. Bugünkü anlamıyla "turizm" deyimi, 19. yüzyılın sonlarına doğru kullanılmaya başlanmasına karşılık, 20. yüzyılın bir olgusu olarak gelişerek; günümüzde geniş kitleleri ilgilendiren sosyal ve ekonomik bir faaliyet haline gelmiştir (Burkart ve Meldik, 1989:11-19)

Turizmin tarihsel gelişimine bakıldığında, Batı kaynaklarına göre M.Ö. 4000’lerde Sümerlerin tekerleği icadı, yazıyı ve parayı bulması seyahatin başlangıcı olarak kabul edilmektedir. İlk seyahat hareketlerinin ticari amaçla Fenikeliler tarafından gerçekleştirildiği kabul edilmekte, bu amaçla dünyanın birçok yerinde seyahatler olduğu belirtilmektedir. Ayrıca M.Ö. 3000 yıllarında piramitleri ve diğer eserleri ziyaret amacıyla ve M.Ö 700 yıllarında Yunan Olimpiyat Oyunları’na katılmak amacıyla gerçekleştirilen seyahat hareketleri önem arz etmektedir. İlk çağlarda Yunanlı tarihçi ve coğrafyacı Herodot, matematikçi Pisagor, filozof Platon ve Aristo’nun seyahatleri önemli olarak kabul edilmektedir. Bu süreçte, Büyük İskender’in hükümdarlığı sırasında Efes’e bir sezonda yaklaşık 700.000 turist gelmiştir. Daha sonraları Romalılar, zevk, sağlık, ticaret amaçlı seyahatler gerçekleştirmişlerdir. Bu seyahatler, 19. yüzyıl seyahat anlayışını anımsatmaktadır. Bu dönemde kaplıcalara önce eğlenmek amacıyla, daha sonraları tedavi için seyahat edildiği görülmektedir (McIntosh ve Goeldner, 1990:22).

Kölelik sistemi sebebiyle Romalı asiller bu tür seyahatlere zaman ayırabiliyorlardı. Bu dönemde ilk defa önemli bir karayolu ağı meydana getirilmiştir. Yollarda hanlar bulunmaktaydı, yolların can ve mal güvenliği sağlanmaktaydı. Bu tür uygun şartlar, seyahat için ideal ortamı oluşturmuştu (Toskay, 1989:79-81).

Romalılardan sonra seyahat gerilemiştir. Ortaçağ Avrupa’sında Derebeyliklerde ekilenin tüketildiği bir yapı bulunmakta, ticaret yapılmamaktaydı. Dolayısıyla gelirin olmamasının yanı sıra can ve mal güvenliği de sağlanamıyordu. Daha sonraları dini etkilerle kutsal yerlere seyahatler gerçekleştirilmekteydi. Bu dönemde kaplıcalara seyahatin sadece şifa amacıyla yapıldığı görülmektedir. Orta Çağ’da yine din ağırlıklı

(23)

turizm hem Avrupa’da hem de Ortadoğu’da yaygınlaşmıştır. Ancak, en önemli seyahat olaylarından biri askeri yönü göz ardı edildiğinde Doğu’dan Batı’ya kültürel açıdan büyük ölçüde katkı sağlayan Haçlı Seferleri’dir (McIntosh ve Goeldner, 1990:23).

Sınırları üç kıtaya yayılmış olan Roma İmparatorluğu coğrafi gereklilik nedeniyle iyi bir yol ağı kurmuş ve sınırların genişliği nedeniyle gidilecek yerler arasında güzergâhların belirlenmesi, mola yerlerinin belirlenmesi gerekliliği nedeniyle ayrıntılı yol haritaları çıkarılmıştır. Roma İmparatorluğu tarihte seyahatlerin en çok görüldüğü, seyahat edenlerin sayısının en fazla olduğu yer olmuştur Ortaçağda birçok konuda olduğu gibi seyahatler incelendiğinde de dinin ve kutsal yerlerin ziyaretlerinin önemli bir yer tuttuğu görülmektedir. Bu dönemde seyahat hareketleri istihdam açısından da önemli bir yer tutmaktadır. Var olan Lonca sistemi sebebiyle daha iyi bir iş bulabilme daha kaliteli iş bulabilme arayışı hâkim olmuştur. Bunun koşulunun seyahatlerle kazanılan deneyim ve kültüre bağlı olduğu görüşü etkili olmuştur. Gerek işçi kalitesi gerekse hammadde açısından yapılan bu seyahatler coğrafi keşiflerin başlamasında etkili olmuştur (Öztaş, 2002).

Marco Polo’nun 1200’lerde seyahatleri ve daha sonra gerçekleşen Coğrafi Keşifler, seyahatin gelişmesinde çok önemli yapı taşları olmuştur (Toskay, 1989:83). Rönesans ve Reform hareketleri sonucunda 17. ve 18. yüzyıllarda Avrupa’nın çeşitli bölgelerinden Akdeniz kıyılarına ve özellikle Floransa’ya eğitim, diplomatik ve ticari amaçlı Grand Tour adı altındaki seyahatler gerçekleştirilmiştir (McIntosh ve Goeldner, 1990:2).

Onsekizinci yüzyıl sonları ve 19. yüzyılda ortaya çıkan Sanayi Devrimi’nin sonuçları, seyahatin gelişmesine önemli ölçüde katkı sağlarken, Burjuvazi, diğer bir deyişle girişimci sınıf doğmuştur. Burjuvalar, asillerle uyum sağlamak için kaplıcalara seyahat etmeyi tercih etmişlerdir(Toskay,1989:87–88). Ondokuzuncu yüzyılın ortalarında İngiltere, Kıta Avrupa’sı ve Kuzey Amerika’da demiryolu ve denizyolu ulaşımı ve konaklama gelişmiştir. 19. yüzyılın sonlarına kadar genellikle sahipleri tarafından yönetilen konaklama tesislerinin, kapasite ve personel sayısının artması nedeniyle profesyonel yöneticilere olan ihtiyaçları da artmıştır. Bunun yanında, sermaye gereksiniminin artması şirketleri konaklama tesislerinin yönetimini elde tutmaya yöneltmiş ve otel zincirleri ortaya çıkmıştır (Burkart ve Medlik, 1989:11-19).

(24)

İlk paket turlar, 1841 yılında, Thomas Cook tarafından İngiltere'ye düzenlenmiştir. Bu bağlamda Thomas Cook ilk organize paket tur düzenleyicisi olarak kabul edilir. İlk paket turlarda ulaşım aracı olarak demiryolları kullanılıyordu ve konaklama hizmetlerini içermiyordu. Cook, düzenlediği turların fiyatına; ulaşım, yeme-içme, eğlence, bir aktivite ve tur eskortu hizmetleri dâhil ediyordu. Paket turlar adına ilk önemli gelişme, 1920'lerden sonra buharlı gemi turlarının düzenlenmesi olmuştur. Bu turların başarısı, Cook'u daha sonraki turlar için cesaretlendirmiş ve hizmet alanlarını çeşitlendirerek, dünyanın bir numaralı seyahat acentesi durumuna getirmiştir (İçöz, 2000:169).

Kitle turizminin bu ilk örneklerinin yanı sıra 1860 yılında ilk turizm işletmesini açma konusunda da öncülük eden Cook Fransa, İsviçre, Hollanda, Avusturya ve Almanya’da şubeler açmıştır. (Öztaş, 2002:6).

Yirminci yüzyılın ilk yarısında ve özellikle 1. Dünya Savaşı sırasında turizmden söz etmek mümkün değildir. 1. Dünya Savaşında geliştirilen motorlu kara taşıt teknolojisinden, daha sonra seyahatlerde de yararlanılmıştır (Toskay, 1989; 94).

II. Dünya Savaşından sonra hızla gelişen turizm olgusu, daha geniş halk kitlelerine ve uzak mesafelere yayılmıştır. Günümüzde parasal ve kitlesel bir olay haline gelen turizmin; yarattığı ekonomik, sosyal, kültürel ve politik etkiler, ülke ekonomilerinde ve özellikle uluslararası ekonomik ve politik ilişkilerde önemli sonuçlar doğurmaktadır. Bu durum, yalnız uluslararası turizm hareketinden büyük pay alan gelişmiş ülkelerde değil, aynı zamanda gelişmekte olan ülkelerde de turizme verilen önemi arttırmaktadır. (İçöz, 2000:170).

Türkiye'de turizm sektörünün yapısal değişimi ve gelişiminin hızlanması 1980'li yıllarda başlamıştır. Yapı değişikliğinin temel nedeni, bu yıllarda kitle turizmi için gerekli özel turizm altyapısının ve uygun turizm üstyapısının oluşturulmasıdır.

Yeniçağa gelindiğinde İpek ve Baharat yollarının Türklerin eline geçmesi yeni ticaret yolları arayışını beraberinde getirmiştir. Bu durum coğrafi keşiflerin başlamasına sebep olmuştur. 18 ve 19.yy da seyahatlerin genellikle eğitim ve sağlık amaçlı yapıldığı, çoğunlukla zenginlerin seyahat ettiği bir dönemdir. Sanayi devrimi ile birlikte seyahatlerde önemli gelişmeler meydana gelmiştir. Özellikle buhar gücü ile çalışan makinelerin icadı ulaşımın ucuzlamasına, seyahatlerin daha kısa sürede gerçekleştirilebilmesine olanak sağlayarak insanların günlük hayatına girmesine olanak sağlamıştır. Orta Asya’dan göç ve Anadolu’ya yapılan seferler sırasında çeşitli yolların benimsenmesi, han ve kervansarayların yapımı söz konusu olmuştur. Din amaçlı

(25)

seyahatlerin geçmişi incelendiğinde İslamiyetlin kabulünden sonra ise haç ziyareti nedeniyle yapılan seyahatler mevcuttur. Bu faaliyet iç turizme yönelik ilk faaliyet olarak kabul edilmekle birlikte uluslar arası bir fuar olması sebebiyle imparatorluk dışından da oldukça fazla ziyaretçi ve katılımcı olmuştur. Seyahat amacıyla Avrupa’ya giden ilk padişah Abdülaziz’in edindiği izlenimler ve Paris’te gezdiği uluslar arası bir fuardan etkilenerek iyi bir propaganda aracı olması sebebiyle bu tip bir uluslar arası fuarın açılması emri verdiği görüşü mevcuttur. (Toprak, 2003).

Önemli bir adım da Paris –İstanbul arasında “Orient Express” seferlerinin yarattığı canlılıktır. Ulaşımda meydana gelen bu değişiklik yabancı şirketlerin Osmanlı İmparatorluğu’nda yatırım yapmasına neden olmuş ve konu ile ilgili yasal düzenleme yapılma gerekliliği ortaya çıkmıştır. 1890 yılında yürürlüğe giren ve ilk yasal düzenleme olarak kabul edilen yasa “Seyyahine Tercümanlık Edenler Hakkında Tatbik Edilecek 190 Sayılı Nizamname”dir Yasa ülkeye gelen yabancılara Osmanlı uyrukluların rehberlik etmelerini öngörmüştür. (Öztaş, 2002:7).

Cumhuriyet öncesinde modern anlamda turizmin gelişmesinde ilk adımlardan sayılabilecek hareketlerden biri de turizmin en mühim ayaklarından biri olan taşımacılık alanındadır. 1829 yılında deniz taşımacılığı amacı ile getirilen “Kırlangıç” adlı buharlı gemi deniz taşımacılığının başlangıcı kabul edilmektedir. II. Mahmut döneminde Tersane-i Amire tarafından Kebir ve Sagir buharlı gemileri alınmıştır. Yine aynı yıllarda Aynalıkavak Tersanesinde Eser-i Hayır gemisinin yapımına başlanmış ve aynı tersaneden Mesir-i Bahri ve Tair-i Bahri adında iki gemi daha yapılmıştır. Yapılan bu gemilerle Bandırma –Tekirdağ seferleri başlamıştır. Türkiye Denizcilik İşletmelerinin de temelini oluşturan bu gemilerden sonra 1938 yılında Fransa’ya sefer yapmak üzere “Peyk-i Şevket” inşa edilmiştir. Taşımacılık alanında bir diğer gelişme ise Wagons Lits ile 1924 yılında yapılan yataklı vagon sözleşmesidir. İlk yataklı vagon seferi 23 Temmuz 1924 tarihinde başlamıştır. (TURSAB, 2008).

1924 yılında denizcilik alanında Seyir Sefain idaresi kurulmuştur. Taşımacılık alanında diğer bir alan olan havacılık da ise 1925 yılında kurulan “Türkiye Teyyare Cemiyeti”ile ilk adım atılmıştır. Bu cemiyet 1933 yılında “Türk Hava Yolları İşletme İdaresi” adını almıştır. 1926 yılında Cidna ve Aer Expresso (şimdi Air France) hava yolları ile İstanbul –Romanya ve İstanbul - İtalya seferleri için anlaşmalar yapılmıştır. Ulaştırmada yaşanan hareketlilik beraberinde turizm hareketlerinin artmasına yol

(26)

1860’lı yıllardan itibaren rastlanmaktadır. Bu dönemde otel kelimesi yerine kervansaray ve hanlar Beyoğlu’nda yatak lokantası” olarak adlandırılmıştır. ilk otelcilik uzman okulunun açılma çalışmaları 1898 de Pera Palas da gerçekleştirilmiştir. (Toprak, 2003).

Cumhuriyet döneminde ilk ciddi kurumsallaşma Atatürk’ün de öncülük ettiği “Türk Seyyahın Cemiyeti”nin kurulması ile 1923 yılında başlamıştır. Bu derneğin amacı tüzüğünde “büyük turlar düzenlemek, İstanbul ve Bursa gibi değerli şehirlerle, buradaki antik değerleri gelecek turistlere ve kendi insanlarımıza gerçek yönüyle tanıtabilmek” şeklinde ifade edilmiştir. Bu kurum 1929 yılında “Türkiye Turing ve Otomobil Kulübü” adını almıştır. Böylece Türkiye’nin ilk tanıtım afişleri, yol haritaları, Otel rehberleri ve broşürlerini de hazırlanmıştır. (Öztaş, 2002:7)

Turizm ilk olarak Şakir Bey’in iktisat vekilliği döneminde hükümet programı ve bütçesine girmiştir. Türkiye Cumhuriyeti’nde turizmin merkezi İstanbul olmuştur. 1936 yılında İzmir Uluslararası Fuarı’nın açılışı ile Ege bölgesine doğru turizm kaymaya başlamıştır. 1953 yılında çıkarılan 6086 sayılı “ Turizm Endüstrisini Teşvik Kanunu” ve 1955 yılında Turizm Bankası ile bu yıldan itibaren T.C. Ziraat Bankası bünyesinde turizm kredileri fonu oluşturulmuş ve turizm yatırımları desteklenmeye başlamıştır. Turizmin 1990 ve 2000’li yıllarda lokomotif görevi üstlenerek kalkınmada oynadığı rol, devlet politikalarının belirlenmesinde göz ardı edilmemiştir. Sektör 90’lı yıllardan sonra ekonominin geneli içinde üstüne düşeni fazlasıyla yerine getirmiştir. Son yıllarda, global olarak yaşanan mali kriz ve durgunluk sektörünü de etkilemiş ve bu durum devletin kalkınma politikaları içinde ağırlıklı olarak yerini almıştır.(TURSAB, 2008)

Elde edilen ekonomik veriler, turizmin Türkiye ekonomisini etkileyen bir sektör olduğunu göstermektedir. Uzun yıllar, kitle turizmi pazarına giremeyen Türkiye, son on yıldır sitem değişikliği içindedir. Sistem değişikliği, turizm sektörünün çalışma biçim ve koşullarının uluslararası standartlara uyum göstermeye başlaması biçimindedir.

2.1.3. TURİZM SEKTÖRÜNÜN MEVCUT DURUMU VE GELECEĞİ

Turizm olayı, dünyada özellikle II. Dünya Savası ile birlikte yaşanan birtakım ilerlemelerin etkisiyle kitlesel bir faaliyet olarak gelişme göstermiştir. Kitle turizmi gerek ulaşım, gerek konaklama ve gerekse diğer turistik hizmetlerin organizasyonunun nispeten kolaylığı sebebiyle zamanın şartlarına en uygun turizm çeşidiydi. Temelini doğal, tarihi, kültürel vb. varlıkların oluşturduğu kitle turizminin, zamanla bu değerlere zarar vermeye başladığının fark edilmesiyle birlikte, öncelikle doğayı ve kültürel varlıkları koruyucu ve geliştirici faaliyetler geliştirilmeye başlanmıştır. Eko turizm,

(27)

kültür turizmi gibi alternatif turizm türleri, doğal ve kültürel değerlere saygılı ve bilinçli tüketicilerin sayısının artmasıyla birlikte hızla gelişmiştir.(Gülbahar,2009:20)

Sektör, günümüzde gerçekleştirmiş olduğu hızlı gelişmeyi, önümüzdeki yıllarda artırarak sürdürmesi beklenmektedir. Ekonomik yaşamda hızla artan hizmetler sektörünün ağırlığının, en önemli ayağı hiç şüphesiz turizm sektörü oluşturmaktadır.

Dünya turizminde son yıllarda çeşitli değişiklikler gözlenmektedir. Birçok farklı alanın ortaya çıkmasının yanında, dünya turizminde gözlenen diğer bir farklılık; kalite ve konukseverlik beklentisinin artmakta olduğudur. Artık dünya turizm pazarında daha kaliteli ürünler tercih edilecektir. Küreselleşen dünyada; dünyanın herhangi bir yerindeki işletme, dünyanın bir başka yerindeki işletmeyle rakip konuma gelebilmektedir. Bu rekabet sonucunda tüketici, artık daha kaliteli işletmeleri ve daha kaliteli hizmet anlayışını tercih etmektedir. Tüm bu olgular ülkeleri bütün yıla yaygın turizm politikaları geliştirmeye ve daha iyi ve daha kaliteli ürünler sunmaya zorlamaktadır. Bunun sonucunda ülkeler hizmet kalitelerini artırarak, daha bilinçli ve gelir seviyesi daha yüksek turistleri kendi ülkelerine çekmeye çalışmaktadırlar. (Göçen,2009:18)

Dünya Turizm Örgütünün (WTO), 85 ülkeden elde ettiği verilere ve analiz raporlarına dayanan "Tourism 2020 Vision " araştırmasında şu bulgulara yer verilmiştir: • Küreselleşme yöreselleşmeye, yöreselleşme küreselleşmeye neden olmaktadır..

• Bilgisayar ve internet teknolojisi, dağıtım ve destinasyon seçiminde en önemli faktör haline gelmektedir.

• Hızlı seyahat, gezi sürecindeki elemanların ve işletmelerin hızlanması ve buna göre yapılanma anlamına gelmektedir.

• Tüketiciler CD-Rom atlasları ve internet araştırması yoluyla otellere ve diğer turizm faaliyetlerine direk ulaşacaklar, bu durum turistik ürün sunucularının, "last minute "(indirimli fiyatların) web üzerinden sunmalarına yol açmaktadır.

• Turistik zevklerde radikalleşme olacak, turistlerin bir kısmı macera ve aşırılıkları tercih ederken, başka bir kısmı rahatlık ve konforu aramaktadırlar.

• Turistlerin küçülen dünyası, turizmin rutin destinasyonların dan uzaklaşmasına ve uzay turizmi gibi yeni turizm tür ve yerlerine ilgi duymalarına sebep olmaktadır.

• Destinasyonlar da birer moda unsuru gibi algılanmaktadır.

(28)

• Turistik ürünün çeşitlendirilmesi ve güçlendirilmesi için imaj oluşturmak birçok destinasyon için önde gelen koşul olacaktır,

• Turistik işletmeler, Asya ülkeleri turistleri peşinde olacaktır.

• Turizm sektöründe temiz ticaret ve kalıcı turizm gelişimine yönelik tüketici kampanyaları artmaktadır.

• Seyahat tüketimini artırmaya yönelik çabalar ile tüketicilerin artan sosyo-çevresel bilinci arasında bir sürtüşme yaşanmaktadır. (UNWTO Highlights 2007 Edition)

Uluslararası turizmin geleceği ve mevcut durumu hakkında varılan sonuçlar özetlenecek olursa, hızla artan nüfus miktarının, refah düzeyinin büyük bir tüketici kitle haline gelmekte olan gençlik kesiminin, erken emeklilik imkânlarının, artan eğitim ve kültür düzeyinin, çağın psikolojik baskılarından kurtulma isteğinin ve merak, gezip görme isteğinin gelecek dönemlerde dünya turizm hareketlerini geliştiren belirgin unsurlar olacağını söylemek mümkündür. Bununla birlikte; toplumsal, ekonomik, siyasi, sağlık ve çevreyle ilgili değişkenlere karşı oldukça duyarlı olan, turizm sektöründe risk oranı yüksektir. Bu nedenle, gelecek dönemlerde; uluslararası düzeyde kendini gösterebilecek savaş, uluslararası terör (11Eylül 2001'de olduğu gibi) yaşanacak bölgesel ya da uluslararası ekonomik krizler siyasal istikrarsızlıklar, sosyal çalkantılar ve bulaşıcı hastalıklar gibi olası etkenlerden dünya turizmi olumsuz etkilenecek ve yukarıda belirtilen hedeflere ulaşılması gecikecek ya da mümkün olamayabilecektir. (Göçen,2009:20)

Tablo 1: Uluslararası Turizm Gelirleri

1990 1995 2000 2005 2006

Amerikan Doları (milyar $) 264 405 474 676 733

Avro (milyar €) 207 310 513 544 58

Kaynak: UNWTO Highlights 2007 Edition,Erişim 16/06/2010

Dünya turizminde meydana gelecek olası gelişmelerden Türkiye'nin de etkilenmesi kaçınılmazdır.

(29)

Türk Turizmi 1982 yılında yürürlüğe giren Turizmi Teşvik Kanunu ile özellikle kıyı turizmine dayalı olarak gerçekleştirilmeye başlanan büyük ölçekli konaklama tesisleri yatırımlarıyla birlikte hızlı bir gelişim süreci içine girmiştir. Uluslararası turizm hareketlerinde yaşanan gelişmelere paralel olarak Türkiye’de nitelikli turistik arz kapasitesini artırmak öncelikli politikalar içinde yer almıştır. 1990’lı yıllardan itibaren artan yatak kapasitesiyle birlikte özellikle Akdeniz çanağındaki rakip ülkelerle rekabet giderek etkisini göstermeye başlamıştır. Bazı dönemlerde yaşanan krizlerin de etkisiyle bu yatak kapasitesinin doldurulması işletmeler açısından önemli bir sorun olarak ortaya çıkmıştır. Bu gelişmelerle birlikte turizmde çeşitlendirme stratejileri gündeme gelmiş, kıyı turizmine alternatif turizm türlerinin geliştirilmesi gereği sürekli vurgulanmıştır. Öte yandan özellikle Akdeniz ve Ege Bölgesi kıyı şeridinde büyük ölçekli konaklama tesisi yatırımları devam etmiştir. (Çevirgen,Üngüren 2009)

Yıllar boyunca üç tarafı denizlerle çevrili Anadolu yarımadasında "deniz-kum-güneş" üçlemesi olarak tabir edilen turizm çeşidi ağırlıklı olarak gelişmiş ve ülke ekonomisine önemli katkılar sağlamıştır. Dünyada yaşanan yeni gelişmeler ışında, Türkiye yeni turistik alan ve çeşitleri turizmine kazandırmaya çalışılmaktadır.

Yüzyıllar boyunca Türkiye'de yaşamış olan çeşitli medeniyetlerin kalıntıları, doğal güzellikler, folklorik değerler, dağlar, yaylalar, kongre olanakları tam olarak değerlendirilmeli ve ülke turizmine yeni açılımlar kazandırılmaya çalışılmaktadır. Bu amaçla hazırlanan “Türkiye Turizm Stratejisi 2023” belgesinde ülkemizin değişik yerlerine dağılmış turizm cazibelerini bir araya getirerek bütünleşmiş bir pazarlama modeli üzerinde durulmaktadır. Gerçek anlamda detaylı bir çalışma olan belgenin stratejileri, uygulama safhasında bazı zorluklarla karşılaşmaktadır (Türkiye Turizm Stratejisi 2023).

Turizm Stratejisi 2023’de yer aldığı üzere Türkiye turizme sağladığı teşvikleri artırarak sürdürmeli ve 2023 yılı için belirlediği yeni hedefler olan 40 milyar dolar turizm geliri ve 60 milyon turist sayısına ulaşmak için gerekli hazırlıkları, devamlı ve artırarak sürdürmeye çalışmaktadır. (Kültür ve Turizm Bakanlığı İstatistikleri,2008)

(30)

Grafik 1: Türlerine Göre Türkiye’de Turizm Belgeli Konaklama Tesislerinin Sayısı (2008)

Kaynak: Kültür ve Turizm Bakanlığı İstatistikleri,2009 http://yigm.kulturturizm.gov.tr/belge/1-63765/istatistikler.html ( Erişim 06/06/2010)

2.2 MESLEKİ EĞİTİM VE TURİZM EĞİTİMİ, TÜRKİYE VE AB UYGULAMALARI 2.2.1. EĞİTİM

Eğitim bireyin davranışında kendi yaşantısı yoluyla ve kasıtlı olarak istendik değişme meydana getirme süreci olarak tanımlanmaktadır. Bireysel yaşantıda meydana gelen değişmeler bütün toplum etkilemektedir. Günümüzde her türlü ekonomik, siyasal ve toplumsal yapı değişmektedir. Birçok görüşe göre ‘kalkınma’ toplumun her kesiminde ve onu ilgilendiren her yapıda meydana gelen olumlu değişmelerdir. Bu olumlu değişmeleri meydana getirecek kişileri yetiştirecek yapı da eğitimdir (Kaya,1986:11–12).

Eğitim aynı zamanda bir uygulama ve mühendislik bilimidir. Eğitimin amacı kültürün, bilginin, milli ideolojinin yeni kuşaklara aktarılması ve toplumsal başarı ve yeteneğin arttırılmasıdır. Bu amaçların gerçekleşebilmesi eğitimin geliştirilmesi ve araştırmalarla beslenmesine bağlıdır (Kaptan, 1998:14).

(31)

Yirminci yüzyılın ikinci yarısında kalkınmaya verilen önem artmış ve bunu sağlayabilecek en önemli araç olan eğitim bir yatırım aracı olarak görülmüştür. Ancak eğitimin ekonomik büyümeye olan katkıları yanında, siyasal gelişmeye olan önemli etkiler de fark edilmiştir. Bunun nedeni eğitim yönünden gelişmiş ülkelerin özgürlükçe demokrasiyi sürdürebildiklerinin görülmesi olmuştur (Kaya,1986,11-12).

Bireylerin hem mutlu bir yaşantı sürdürebilmek, hem de topluma yararlı olabilen iyi bir vatandaş olabilmesi için kazanması gereken bilgi ve yetenekleri farklı yollardan elde edebilmektedir. Bu yollar bireyin özel yaşam ortamı ve örgün eğitim ortamıdır. Örgün eğitim, okul ve okul dışında bir programa dayalı olarak planlanan ve uygulanan eğitim biçimidir. Örgün eğitimin en büyük etkisi öğretimin amaçlarının açıklığa kavuşturulması olarak kabul edilebilir. Örgün eğitim; iyi bir insan yetiştirerek olarak bireyin kendisine, iyi bir vatandaş yetiştirerek topluma ve iyi bir üretici yetiştirerek ekonomiye olumlu katkılarda bulunur. Ancak her bireyin sahip olması gereken ve yasalarla da desteklenen örgün eğitim hakkından, çeşitli nedenlerle bütün bireyler yararlanamamaktadır. (Ural, 2009)

Okul toplumun eğitimle özdeşleştirdiği kurumdur. Bu yüzden toplumun okuldan yakınması demek eğitim sisteminden ve hizmetinden yakınması demektir. Okulu diğer kurumlardan ayıran en önemli özellik, okulun insan üzerinde çalışmasıdır. Eğitim sistemini yönetenlerin tasarı ve planları okullara verilen amaçlar doğrultusunda eyleme dönüşür. Bu amaçların gerçekleşmesini sağlayan kurum okuldur. Eğitime yönelik olarak planlanan etkinliklerin, gerçekleştirilmesi ve sınanması ancak okul ortamında mümkün olabilir. Okul eğitim sisteminin en etkili birimidir. Okul düzeyinde uygulanamayan eğitim programları birer tasarı halinde kalmaya mahkûm olurlar. Bu nedenle okul kavramı tüm toplum tarafından doğru bir biçimde algılanmalıdır (Açıkalın, 1998:2).

Türkiye’de geçerli olan eğitimle ilgili yasa 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’dur. Bu yasada Türk milli eğitiminin amaçları, temel ilkeleri, genel yapısı ile ilgili hükümler yer almaktadır. Öğretmenlik mesleği, eğitimin görev ve sorumluluğu, eğitim araçları ve okul tesisleri de ilgili yasada yer verilen konular arasındadır. Milli Eğitim Temel Kanunu her Türk vatandaşına İlköğretim görme hakkı tanıyarak bu konuda fırsat ve imkân eşitliği sağlamayı taahhüt eder. Bu kanunda bahsi geçen ilköğretim hakkı da uluslar arası yasaların öngördüğü örgün temel eğitimdir. (MEB,2010)

(32)

Türk eğitim sistemi örgün ve yaygın eğitim olmak üzere iki ana bölümden oluşur. Örgün eğitim belirli yaş grubundaki ve aynı seviyedeki bireylere, amaca göre hazırlanmış programlarla okul çatısı altında yapılan düzenli eğitimdir. Örgün eğitim, okul öncesi eğitim, ilköğretim, ortaöğretim ve yükseköğretim kurumlarını kapsamaktadır (MEB,1973).

Ortaöğretim; ilköğretime dayalı, en az dört yıllık genel, meslekî ve teknik öğretim kurumlarının tümünü kapsamaktadır. Ortaöğretim, öğrencilere asgarî ortak bir genel kültür vermek, birey ve toplum sorunlarını tanıtmak ve çözüm yolları aramak, ülkenin sosyo-ekonomik ve kültürel kalkınmasına katkıda bulunacak bilinci kazandırarak öğrencileri ilgi, yeti ve yetenekleri doğrultusunda yükseköğretime veya iş hayatına hazırlamayı amaçlamaktadır. Ortaöğretim; genel orta öğretim ve mesleki ve teknik ortaöğretim olmak üzere iki bölümden oluşmaktadır. Genel ortaöğretim; Genel liseler, Anadolu liseleri, Fen liseleri, sosyal bilimler liseleri Anadolu öğretmen liseleri, spor liseleri, Anadolu güzel sanatlar liseleri ve çok programlı liselerden oluşmaktadır. (MEB, 2010)

Meslekî ve teknik ortaöğretim; iş ve meslek alanlarına iş gücü yetiştiren ve öğrencileri yükseköğretime hazırlayan öğretim kurumlarıdır. Meslekî ve teknik ortaöğretim; erkek teknik öğretim okulları, Kız teknik öğretim okulları, ticaret ve turizm öğretimi okulları ve din öğretimi okullarından oluşmaktadır (MEB,1973).

(33)

Şekil 1: Türk Eğitim Sistemi

TÜRK EĞİTİM SİSTEMİ

Şekil

Grafik  1:  Türlerine  Göre  Türkiye’de  Turizm  Belgeli  Konaklama  Tesislerinin  Sayısı (2008)
Şekil 1: Türk Eğitim Sistemi
Tablo 3:  Otelcilik ve Turizm Meslek Liselerinde Yeterliliğe Dayalı Modüler  Çerçeve Öğretim Programlarına göre uygulanan Alan ve Dallar
Şekil 2: Mesleki Eğitimde programlar arası geçişler
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

Kurultayda, Türk Tarihi ve Sanat› ile ilgili bildiriler “Kut- lualp”, Türk Dili ve Lehçeleri ile ilgili bildiriler “Kaflgarl› Mahmut”, Türk Halk Bilimi, Türk

Çocuklarda yapılan çalışmalarda katkı maddeli besinlerden sonra en sık inek sütü ve yumurtanın besin reaksiyonlarına sebep olduğu gösterilmiş, genel nüfus

Mevsimlik tarım işçileri açısından yukarıda sayılan sorunlara ek olarak başka önemli zorluklar bir yandan çalışma yaşamında eşitsizliği arttırırken diğer yandan

Dünya Gastroenteroloji Derneği “Akil İnsanlar” grubu tara- fından WGO’nın sekreterliğine önerilen Prof. Cihan Yur- daydın 24 Kasım 2009 günü tüm dünya

Venooklüziv hastal›k tan›m›n› hariç tutarsak, küçük venlerin obstrüksiyonu, genel- likle tromboz, allerjik flebit, granülomatöz hastal›k- lar ve büyük hepatik

Osteosklerotik lezyonlar bir alanda s›n›rl› ise radyoterapi, osteosklerotik lezyonlar yayg›nsa ya da diffüz kemik ili¤i plazma hücre hastal›¤› varsa korti-

Pekçok

Çalışma Renkli Sudokular (4x4