• Sonuç bulunamadı

Türkiye?den de Bir Yıldız Doğuyor

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Türkiye?den de Bir Yıldız Doğuyor"

Copied!
3
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

güncel gastroenteroloji

13/4

185

Türkiye’den de Bir Yıldız Doğuyor

Prof. Dr. Ali ÖZDEN

21

-25Kasım 2009 tarihleri arasında Londra’da Dünya Gastroenteroloji Derneği ( WGO), Dünya Gastro-intestinal Endoskopi Derneği (OMED), Avrupa Birliği Gastroenteroloji Federasyonu (UEGF) ile İngiliz Gastro-enteroloji Derneği işbirliği ile bu güne dek yapılan organizas-yonların ötesinde çok başarılı bir kongre gerçekleştirilmiştir. Bu kongrede katılımcı sayısının 14500’den fazla olduğunu söy-lersek ekonomik krizin kongreyi çok ta etkilemediği görülür. Kongrede teknolojinin kullanıldığı uygulamalı alanlarda Ja-ponların daha doğrusu uzak doğuluların, temel bilimleri ilgi-lendiren alanlarda da İngiliz kökenli ülkelerin sahneye hâkim olduğu görülmekteydi. Dünya ve uluslar arası kongrelerde bizim izleyici konumumuz hala devam etmektedir. Son

yıllar-da özellikle gelişmiş üniversitelerimize ilgi gösterilmemesi, desteklenmemesi, önerilerinin dikkate alınmaması yanında Akademik kurumlara doğrudan tavır konması nedeniyle bi-limsel faaliyetlerde ve akademik yaşam koşullarında bir geri-leme görülmektedir. Bunun sonucu olarak da özgün araştır-malar yapılamamaktadır. Bir zamanların yükselen yıldızı Tür-kiye katılımcı ülkeler arasındaki değerlendirmede ilk 10’da yer alamamıştır. Son 25 yılda Asya ülkelerinden Hindistan, İran, Çin, Güney Kore’de üniversiter yaşamdaki yeni düzen-lemeler ve destek nedeniyle bilimde önemli ilerleme yaşan-maktadır. Komşumuz İran ise 10. sırada yer almıştır. Bu bili-me destek verilirse saygı gösterilirse en zor koşullarda bile bi-lim yaratıcılığını ortaya koyabileceğini göstermektedir.

(2)

186 ARALIK 2009

Ülkemizde iktidarı ele geçirenler üniversiteleri ve akademis-yenleri aşağılayıcı bir tutum sergilemektedirler. Bu nedenle de ülkemizde akademik yaşam ve bilimsel gelişim karanlığın tehdidi altındadır. İktidar kadar muhalefet te bilime karşı ta-vırlıdır. Bilime gerçekten inanmamaktadırlar, çünkü iman et-mektedirler. Bunlar karanlık çağ Avrupa’sında olduğu gibi aşı ve aşılamayı faso-fiso olarak değerlendirmektedirler. Bu ne-denle karanlık çağ kilisesi gibi aşılamaya karşı tavır koyabil-mektedirler. Bilime ve bilim insanlarına saygı gösterilmeyen bu toplumda gerçek bilim nasıl gelişsin. Toplumu temsil eden parti liderleri her şeyin Allah’ın takdiri olduğunu söyle-mekte sakınca görmesöyle-mektedirler.

21. yüzyılda bir hukuk devletinde bilime karşı bu tavırların suç olması gerekir. Bilimi, bilim insanları savunmak zorunda-dır. Bilim karşıtı bu insanların eğitilmesi gerekmektedir. Tür-kiye’de bir açılım gerçekleştirilecek ise önce siyasetçilerin eğitimiyle başlatılmalıdır. Sonrada üniversitedeki içerik yeter-sizliği nedeniyle mezunların bilgi, beceri, düşünme açısından donanımlarının yetersizliğinin giderilmesi için ikinci dalga açılım yaratılmalıdır. Üçüncü, son dalga açılım toplumun top yekün aydınlanması için iletişim araçları ile halk üniversitele-rini hayata geçirmek olmalıdır. Halkın aydınlanması için mut-laka karanlık yok edilmelidir. Bu açılımlar ile demokrasinin zafiyetleri giderilebilir.

Uluslar arası bilimsel dernek ve organizasyonlar da işlevlerin düzenlenmesinde demokratik kurallardan ziyade bilim ve akıla dayalı kurallar geçerlidir. Bilindiği gibi Eski Yunan’da kö-lelere oy hakkı verilmesiyle yaşanan demokrasiye geçiş süre-cinde yoğun tartışmalar yaşanmıştır. Filozoflar, toplumda ço-ğunluğu oluşturan kölelerin ve alt sınıfların oy kullanma hak-kına sahip olmalarına karşı çıkmışlardır. Filozoflar kölelerin çoğunlukta olduklarını ileri sürerek yönetim şeklinin demok-rasi değil kölelerin filozofları yönetme şekli olacağını ileri sürmüşlerdir. Demokrasinin mevcut zaafları nedeniyle bilim-sel ağırlıklı derneklerin yönetimlerinin oluşturulmasında çok da demokratik olmayan kurallar işletilmektedir. Bilimsel ağır-lıklı gönüllü kuruluşların yönetimine seçilecek adaylarda bi-limselliğin yanı sıra, gönüllü kuruluşlarda çalışabilecek bilgi ve görgüye sahip olma gibi özellikler aranmaktadır. Adayların belirlenmesi görevi, gönüllü kuruluşların alanında hizmetle-riyle saygınlık kazanmış bilge kişilerden oluşan gruba verilir. Belirlenen adayların onaylanması için genel kurulda oylama yapılarak nihai kararların oluşumu sağlanır.

Dünya Gastroenteroloji Derneği “Akil İnsanlar” grubu tara-fından WGO’nın sekreterliğine önerilen Prof. Dr. Cihan Yur-daydın 24 Kasım 2009 günü tüm dünya ülkelerinin gastroen-teroloji derneklerinin temsilcilerinin oy birliği ile “WGO”nin genel sekreteri olmuştur. Bu görev Prof. Dr. Cihan Yurday-dın’ın hem kendisi hem de ülkemiz için bir onurdur. Prof. Dr. Cihan Yurdaydın bu görevde çok başarılı olmak zorundadır. Bu ülkemiz için de bir fırsattır, çok iyi şekilde değerlendirme-miz gerekir. Onun başarısı ülkedeğerlendirme-mizde gastroenterolojinin ve bilim yaşamımızın da ufkunu genişletecektir. Belki de üniver-siteler ve toplum bilimle barışma fırsatı bulacaktır. WGO’nun genel sekreterine hem bizlerin hem de devletin tam destek vermesi gerekmektedir.

(3)

GG 187

Dünya Gastroenteroloji Derneği genel sekreterinden öncelikle şunların ivedilikle gerçekleştirmesini bekli-yoruz;

1) Türkçe konuşan kardeş ülkelerde Batı tipi eğitiminin ger-çekleştirilmesi

2) Türkçe konuşan ülkelerde Gastroenteroloji Dernekleri kurulmasını ve bu derneklerin WGO’ya üye olmalarını sağlamak. Aynı zaman coğrafi konumlarına göre Avrupa veya Asya Pasifik organizasyonlarında aktif rol almalarına katkıda bulunmak.

3) WGO ve TGD işbirliği ile Türkiye’de Gastroenteroloji eği-tim programlarının gözden geçirilmesi. Ayrıca gastroen-teroloji uzmanlık eğitimi veren kurumların insan gücü ve fizik altyapısı ile ilgili eksikliklerin giderilmesi için bir ça-lışma gerçekleştirilmesi.

Prof. Dr Cihan Yurdaydın’ın genel sekreterliği süresince dün-ya genelinde akademik dün-yaşamın 21. yüzyıla uygun hale geti-rilmesi için çaba göstermesini bekliyoruz. Çünkü insanlığın huzuru ve mutluluğu için BİLİM mutlaka yaşamın düzenlen-mesinde temel rolü üstlenmelidir. Bilime, Bilim Kurumları-na, Bilim Adamlarına saygının olmadığı bir dünyada ne barış ne de sağlıklı mutlu bir yaşam olur.

Prof. Dr Cihan Yurdaydın’a bu onurlu görevinde başarılar di-liyoruz. Onu bundan sonra da yeni görevler beklemektedir. Ankara Üniversitesi ve Tıp Fakültesi de bu onurlu görevi ne-deniyle Prof. Dr. Cihan Yurdaydın’la gurur duymaktadır. Az çalışarak başarılı olmanın mümkün olmadığını da hatırlat-mak isterim. Bu bir ilk adımdır, sonu mutlaka gelmelidir.

Referanslar

Benzer Belgeler

3/13/2019 www.aydinses.com İSTANBUL - ‘TUZ BİR BÖBREK ZEHİRİDİR, TÜRLERİ ARASINDA HİÇBİR FARK YOKTUR’. 3/13/2019 www.gazeteses.com İSTANBUL - ‘TUZ BİR BÖBREK

as reported in the literature review below, this study utilizes the total patents, selected components of imports, foreign direct investment inflows and tertiary

Yeryüzünde ya şanmaya başlanan iklim değişikliğinin sonuçlarının kimi zaman uzun süren kuraklıklar, kimi zaman da yaşanan sellerle kendini gösterirken, değişimin

Bu unutulmaz görüşmenin yüreklerimize su serpen sonucu, ertesi gün "Sezer'den Tarihi İcraat" başlığıyla Sabah gazetesinin sürman şetindeydi: "Cumhurbaşkanı

Lütfi Özkan Uluda¤ Üniversitesi T›p Fakültesi Radyasyon Onkolojisi Anabilim Dal› Tel / Faks : (224) 442 91 60 e-posta: lutfi@uludag.edu.tr

Yal­ nızca bahçeye çıkıp kardan adam yapacağım ya da arkadaşlarımla kar topu oynayacağım için değil, karın sessizliğini çok severdim.. O sessizliği

Mehmet Akif sadece, Müdafaa-i Hukuk’ un inançlı bir mücahidi, didaktik-moralist bir milli şair değil, aynı zamanda aydın bir do­ ğabilimcisidir. Bu açıdan

Kolonizasyon olarak kabul Özet: Kocaeli Üniversitesi T›p Fakültesi Hastanesi Eriflkin Yo¤un Bak›m Ünitesi (YBÜ)'nde yatan hastalardan izole edilen infeksiyon etkenlerinin