T. C. L i z b o n B ü y ü k e l ç i l i k B i n a s ı mimarları : Muhlis T ü r k m e n Hamdi Ş e n s o y Orhan Ş a h i n l e r Yüklenici : T o u z e t firması (Portekiz - Lizbon)
Yöresel kontrol mimarı : Fernando T o r e s (Lizbon) Statik : Şevket K o ç Tesisat : İlhamı N u r a I Elektrik : Bülent C e d e t a ş Proje : 1963 - 1965 İnşaat : 1967 - 1970 Girişteki bronz heykel : Hüseyin G e z e r Kançılarya binası taş kabartması : Şadi Ç a l ı k
Elçi evi holünde seramik duvar panosu : Sabri B e r k e I
Orta avluda seramik pano : Devrim E r b i I
Dış işleri Bakanlığının açmış olduğu bir yarışmada elde edilen projenin uy-gulanmasında müellif mimarlar genellik-le mesgenellik-leki kontrollük görevgenellik-lerini maagenellik-le- maale-sef gerektiği şekilde yerine getirememiş-lerdir, ŞöylOki:
Gerek Ika'ba yapı, gerekse 'ince yapı-nın devamı esnasında uzun ®üre !bu gö-revde bulundukları tıalde, binanın tefri-şi konusunda, İşverenin mimarlara bu en tabii haklarını tanımaması üzerine,
gös-terilen yazılı ve sözlü direnç ve bu ta-rihlerde Bayındırfık Bakanının Lizbon'da inşaatı ziyaretlerinde durumun kendile-rine tek taraflı izah edilmiş olması ve hasıl olan. 'kanaat rreticesS Mimarların
1 — elçilik evinin arka cephesi 2 — Kançılarya ve elçilik girişleri 3 — elçilik evi terasından bir detay
mesleki 'kontrollük görevlerinden 'kesin tasfiye edilmelerinin nedeni olmuş, tef-riş işi mahalli bir firmaya verilmiştir. Bu tarihten sonra da yapı bitinceye ka-dar Bayındırlık Bakanlığı 'kadrosundan bir mimar, mahallinde görevlendirilerek işi yürütmüştür. Netice olarak ta mimar-lar ince yapının gelişip, derlenip biti-rilmesine, çevre düzenlemesine (Bahçe tanemi) ve yapının tefrişinin nasıl olup bittiğinden haberdar dahi olamamışlar. Yapının son haline ait fotoğrafları da, çok 'kısa 'bir zaman önce Dış işleri Bakan-lığından temin edebilmişlerdir.
Genellikle tefriş 'konusunda Müellif mimarların yetki ve 'halkları nelerdir? ne olmalıdır? 'Bu 'konu gerek 'kamu, gerek-se özel kesimden gelen işlerde her de-fasında 'kendini göstermektedir, neden?
Müel'lif Mimarların ıkenara itilmeleri-nin, 'isten il memelerinin fuzuli 'bir kişi olarâk bakılmalarının sonucu üzerinde sonunda bir şey kazandırmadığı, daima ortadadır. Akıl, mantık, bilgi, ve muhay-yilenin ürünü olan mimarî eser boşubo-şuna yaratıcısından 'koparılmaktadır.
Şu halde yapıyı 'bir 'bakıma rahatsız eden, zedeleyen, zayıflatan ve müellif-lerini ziyadesiyle üzen, bu mühim mese-lede her defasında devamlı uğraşı ver-mek, yazmak, lifgttilere anlatmak ve ko-nuyu sağlam bir çözüme götürmek ge-reklidir. Mesleğe 'bağlı kaldıkça, daha çok yazmak, anlatmak, istemlyenlerl bu-na ibu-nandırmak bir görev olarak kabul .edilmelidir. Bu yapıda mimari
kontrol-lüğün tam manasıyle yapamamasına rağ-men tefriş ve bahçe tanzimi işleri hariç tutulmak şartiyle mimari, estetik, tesisat projelerine uygunluk .sağlanmıştır. Yarış-ma projesiyle, son uygulanan proje ara-sında büyük 'değişiklikler yoktur. Ana fi-kir, diğer, proje çiziimi aşamalarında ko-runmuş yapı ve malzeme sorunlarının çözümleri ön projenin getirdiği mekân ilkeleri yönünde olmuştur. Bu yönden başta işveren olmak üzere 'İnşaatı dü-zenli ve kaliteli bir şekilce yürütüp so-nuçlandıran yöresel firmanın ve Porte-kiz'i* 'kontrol mimarının gayret ve emek-leri inkâr edilemez.