• Sonuç bulunamadı

2 NÝSAN 2005 CUMARTESÝ SAYI: 121 ZAMAN LA BÝRLÝKTE SATILIR

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "2 NÝSAN 2005 CUMARTESÝ SAYI: 121 ZAMAN LA BÝRLÝKTE SATILIR"

Copied!
32
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

2 N Ý S A N 2 0 0 5 C U M A R T E S Ý S A Y I : 1 2 1 Z A M A N ’ L A B Ý R L Ý K T E S A T I L I R w w w . z a m a n . c o m . t r / a i l e m

(2)

ailem

EDÝTÖR

ÝÇÝNDEKÝLER

Bir babanýn vasiyeti 5

Altýn harflerle yazdýrýlan sözler 6

BÝR TEKLÝF: Herkese yardým eden iyi kalpli gelinim 8 Korku yalana iter 12

Yalnýz da olsak

ezaný unutmayalým 16

DOSYA: Matematik fobik misiniz? 18 3 D kuralý 27

Chat hastalýðý evliliðimi yýkýyor 29 TEST 31

Ýncir çekirdeði nasýl doldurulur?

Karpuz kabuðundan gemiler yüz- dürdünüz mü hiç? Yoksa su biri- kintisinde karaya mý oturdu ge- mileriniz? "Yaðmur yaðsa da so- kaklardaki çukurlar su dolsa, tahta parçasýndan yapýlmýþ yatý- mý suya indirsem" diye düþünen çocuðun yelkenli gemi hayali gök gürültüsüne baðlýdýr. Karpuz ka- buðundan gemiler ise yüzmekte mahirse de dengede durmaz.

Ellisine merdiven dayamýþ Ha- tice annenin en çok sevdiði mey- ve, karpuzdan sonra incirdir. Çün- kü yemiþin tatlýsý bal gibidir ve ta- dýna doyum olmaz. Ýncir narindir, incinmeye gelmez. Hele dar yere hiç sýkýþamaz. Rahat ve ferahça taþýnmak ister. Bunun için özenle sepete dizilir, araya incir yaprak- larý konur. Hürmet ister.

Anneanne bahçesinden elleriy- le topladýðý incirleri torununa ye- dirmeye çalýþmaktadýr. "Bak ký- zým! Bu meyve çok tatlý, çok gü- zel. Haydi al bakalým, güzelce ye!"

Ýsteksizce alýnan incire bir baktý torun, "Anneanne bu çok yumu- þak." dedi. O, bir baþka incir uzat- tý elleriyle. Bu sefer, "Bu çok bü- yük, ben bunu yiyemem." dedi to- run. Anneanne usanmadý, bir baþ- kasýný uzattý. Ama torunun incir yemeye niyeti yoktu. Ona da bir bahane buldu. Tabaktaki son inci- ri elleriyle ikiye bölüp uzattýðýnda ise torun þöyle dedi:

- Anneanne bu incirin içindeki- ler ne?

- Ýncir çekirdeði kýzým?

- Ben incirin çekirdeðini yemek istemiyorum ama!

- Kýzým onlarýn bir zararý yok. Ýnci- ri çekirdeklerinden ayýramayýz ki?

- Ben inciri çekirdeksiz istiyorum!

4 yaþýndaki torun 15-20 daki- ka incirin çekirdeklerini çýkarmak için uðraþ verdi. Ýncirin çekirdek- leriyle oyun bile kurdu. Anneanne- sinden, dolma yaparken incirin de dolmasýný yapmasýný istedi.

"Anneanne bu çekirdeklerin içine de dolma yapabilir misin?

Ben o zaman bunlarý yerim." dedi.

Ýncir çekirdeðini doldurmayacak meselelerden kavgalarýn çýktýðýný, ailelerin yýkýldýðýný, cinayetler iþlen- diðini duymuþtu. Ama ilk defa incir çekirdeðinin içini doldurmasýný is- teyen bir torunu vardý karþýsýnda.

Ýncirin çekirdeði dolar mýydý, hiç!

"Ben o maharette deðilim" diye dü- þündü. Ama bir incir çekirdeðine dünya kadar boþ lafý, lüzumsuz ge- rekçeyi, yeri ve zamaný olmayan sözleri dolduranlara sormak lazým- dý, bunu nasýl beceriyorsunuz diye.

- Kýzým! Ben incirin çekirdeðinin içine koyabilecek bir þey bulama- dým. Ama bence biz incir çekirdeði- ni doldurmak yerine daha önemli ve güzel þeyler yapalým, olmaz mý?

Torun, "Ne yapalým?" diye baktý.

- Mesela incirin çok güzel reçeli olur. Gel seninle incir çekirdekle- rini bal gibi þekere katalým, tatlý mý tatlý, güzel mi güzel bir reçel yapalým, olmaz mý?

Ýncir çekirdeðini doldurmayacak konuþmalarý bir yana býrakýp, incir- le ellerinizi yiyeceðiniz enfes bir reçel yapabileceðinizi unutmayýn.

***

Ailem ekibi olarak 123. sayýmýza özel önem veriyoruz. Çünkü bu sayý- mýzda Peygamber Efendimiz’in (sas) örnek hayatý ve O’nun, Rabb’imiz katýndaki kutlu mevkii iþlenecek.

123. sayýmýzýn sayfa sayýsý iki katý- na çýkmýþ ve özenle konularý seçil- miþ bir içerikle sizleri bekliyor olacak.

Serhat Þeftali s.seftali@zaman.com.tr

Çobançeþme Mh. Kalender Sk. No: 21. 34196 Yenibosna-Ýstan- bul Tel: 0212 639 34 50 (pbx) www.zaman.com.tr

Baský: Feza Gazetecilik AÞ Tesisleri Feza Gazetecilik A.Þ.

Adýna Ýmtiyaz Sahibi

Ali Akbulut

Sorumlu Müdür ve Yayýn Sahibi Temsilcisi

Yakup Akalýn Genel Yayýn Müdürü Ekrem Dumanlý

Yayýn Danýþmaný Hamdullah Öztürk Yayýn Editörleri Serhat Þeftali

Mustafa Aydýn Þemsinur B. Özdemir Katkýda Bulunanlar Ali Demirel

Ali Budak Osman Karyaðdý Tasarým Mehmet Þimþek Kapak Fotoðrafý Ayten Kaya

Reklam Koordinatörü Yakup Þimþek Yayýn Türü Yerel Süreli

aaiilleem m

http://www.zaman.com.tr/ailem

Öneri ve teklifleriniz için: ailem@zaman.com.tr 2 N Ý S A N 2 0 0 5 C U M A R T E S Ý S A Y I : 1 2 1

(3)

ailem

KISA KISA

EDÝTÖR: ALÝ BUDAK

“Ýki haslet (huy) vardýr ki, müminde birarada bulunmazlar: Cimrilik ve kötü ahlâk.” (Tirmizi, Birr, 41) H

Hasletâni lâ tecmeâni fî mü’minin el buhhlü ve sûü’l-hhuluký

Ergenlik çaðýndaki bir genç için gelecek belirsizdir ve bu onu ka- rarsýzlýða iter. Çocuðunuzla ilgi, beceri, deðer ve istekleri doðrultu- sunda konuþarak eðitim ve mesle- ki geleceði hakkýnda planlar ya- pýn. Bu planlar doðrultusunda ký- sa, orta ve uzun süreli hedefler be- lirlemesine yardýmcý olun. Mesela, çocuk bilgisayar mühendisi olmak istiyorsa, not ortalamasýnýn çok yüksek olmasý gerekir. Çünkü ÖSS’de ortaöðretim puaný çok et- kili. Bu durumda bu çocuk, kýsa

süreli amacýnda önündeki sýnavla- ra çok iyi hazýrlanmalý ve yüksek not almasý, orta süreli amacý ise ayný baþarýyý lise iki ve lise sonda da göstermesi ve ÖSS’de yüksek puan almasý olabilir. Uzun süreli amacý ise iyi bir þirkette çalýþmak, yurtdýþýna çýkmak, akademik kari- yer yapmak, önemli bir icatta bu- lunmak vs.dir. Ya da Ýngilizce öð- retmeni olmak isteyen bir çocuk için kýsa ve orta süreli amacý ya- bancý dilini geliþtirmek, daha çok edebi eser okumak olabilir.

Kýsa, orta ve uzun süreli hedefler belirleyin

Bazý ailelerde çocuklar büyük- lerle konuþmak için hiç fýrsat bu- lamamaktadýr. Buna ailenin ka- labalýk olmasý, sosyal iliþkilerin zayýf olmasý, babanýn yorgun ge- lip televizyon ve gazeteyle meþ- gul olmasý gibi sebepler yol aça- bilir. Çocuðun aile büyükleri ve

dostlarla bir araya gelindiðinde öðrendiði þiir, hikâye ve fýkralarý anlatma fýrsatý verilip teþvik ve takdir edilmesi, telefonlara cevap vermesinin saðlanmasý hem dil geliþimini hem de sosyal geliþi- mi hýzlandýrýr. Ýleride sosyal or- tamlarda çekingen olmasýný önler.

Çocuklar, büyüklerin yanýnda konuþabilmeli

(4)

ailem

KISA KISA

Sevdiðin kiþiyi bir dereceye kadar sev. Belki bir gün hasmýn olabilir. Buðz ettiðin kiþiye de bir dereceye kadar

buðz et. Belki bir gün dostun olabilir. (Hadis-i Þerif)

ailem 3 2 NÝSAN 2005 CUMARTESÝ

Ýnsanýn, kendi ulvî hakikatýndan gaf- let etmesi, nereden gelip, nereye gitti- ðini ve bu dünyadaki vazifesinin ne olduðunu düþünmemesi bir aldanma noktasýdýr. Cenâb-ý Hak, insaný bu kainat içinde en mümtaz bir mahiyet- te yaratmýþ, ona âlemdeki hikmetleri araþtýrabilecek bir akýl, iyi ile kötüyü, hak ile bâtýlý ayýrabilecek bir vicdan, bütün ilimlere ayna olabilecek bir is- tidat, binlerce hissiyata ma’kes olabi- lecek bir kalb ihsan etmiþtir. Ona bü- tün tatlar âlemini teftiþ edebilecek bir dil, güzelliklerin bütün nevilerini te- maþa edebilen bir çift göz, her çeþit Rabbani tesbihatý iþiten kulak lütfet- miþtir. Hak Teala, mümtaz olarak ya- rattýðý bu insaný kendisine dost ve mu- hatap kýlmýþ, gönderdiði kitaplarla ona

emir ve yasaklarýný bildirmiþ, saadet ve istikamet yollarýný göstermiþtir.

Ýnsan kendisine bahþedilen ulvî cihazlarýn kýymetini takdir edemez- se, onlarý ihsan eden Rabbi Kerîm’inden gaflet eder. Allahu Teâlâ’nýn bir mahlûku ve sanatý ol- duðunu ve her an O’nun terbiye ve murakabesi altýnda bulunduðunu ve O’nun nimetleriyle beslendiðini unu- tur. O’na karþý yapmasý lâzým gelen vazifelerden yüz çevirir. Kendisini baþýboþ zanneder, vazifesiz telâkki eder. Allahu Azimüþþân’ý tanýmak için verilen bütün istidat ve kabili- yetini yerinde ve gayesinde kullan- mamakla vehimlere, hayallere ve hurafelere kapýlýr. (Mehmed Kýrkýn- cý, “Nasýl Aldanýyorlar?” kitabýndan)

Yaratýlýþtaki gaye ve sýrlarý düþünmemek imani noktada insaný kýsýr býrakýr

FOTOÐRAF: AFP

(5)

ailem

KISA KISA

Maddi ödül yerine manevi ödül- lerin verilmesi tercih edilirken ço- cuðun maddi, fiziksel ve biyolojik ihtiyaçlarý mutlaka karþýlanmalý ve bunlar bir ödül þeklinde deðil, tabii olarak verilmelidir. Mesela aðlayan bir çocuða ‘Susarsan sa- na çikolata veririm.’ demek aðla- ma davranýþýný pekiþtirecektir.

Bunun yerine yemeðini güzelce yiyen bir çocuða yemeðini yedin diye ödül olarak deðil de yemek- ten sonra çikolata vermek çikola- tayý yemekten sonra yeme alýþ- kanlýðýný yerleþtirecektir. Anne babanýn kararlý olmasý ve bunu çocuða hissettirmesi gerekmekte- dir. Çocuk aðlamayý, karþý koy-

mayý dener. Anne baba açýk kapý býrakýrsa çocuk bu kapýyý daha çok açmak için zorlayacaktýr. An- ne babanýn ‘hayýr’ demeden önce düþünmesi önemlidir. Eðer gerek- siz yere ‘hayýr’ demiyorsa çocuk bir zaman sonra uyum gösterir.

Küçük çocuklar için bunu yapar- ken dikkati daðýtma, çocukla eþit þekilde konuþma vb. yöntemler kullanmak gerekmektedir. Aslýn- da anne baba ve çocuk ne kadar stressiz rahat bir ortamda iseler o kadar az hata yapmakta, sür- tüþmeler o kadar az olmakta, ce- za veya mükâfata baþvurma ihti- yacý da o kadar az olmaktadýr.

(Psikolog Farika Teymur Artýr)

Çocuða maddî deðil manevî ödül verin

Allah Resûlü kadar Allah’a güve- nen ve Cenabý Hakk’a itimat eden baþka bir insan yaratýlmamýþtýr.

O’nun, içini dökerek Allah’tan iste- diði bir þeyin gerçekleþmemesi söz konusu deðildir. Allah (celle cela- lühû), Peygamber Efendimiz’in (sas) her isteðini kabul etmiþ ve O’na çok hususî lütuflarda bulunmuþtur.

Bununla beraber, Ýnsanlýðýn Ýftihar Tablosu, plan ve projelerini hari- kulâdeliklere bina etmemiþ, sadece kavlî dualarla yetinmemiþ ve her meselede sebepleri de gözeterek gereken esbâbý yerine getirmiþtir.

Mesela, Bedir Savaþý’na çýkarken

“Dua ederiz, Allah bizi muzaffer ký- lar” demekle iktifa etmemiþ; zafere götüren vesileleri de hazýrlamýþtýr.

Askerlerini çok stratejik noktalara

yerleþtirmiþ, su kuyularýný kapattýr- mýþ, açýk býraktýðý tek kuyunun ba- þýna muhafýzlar koymuþ ve sebep- lere riayetin hakkýný da vermiþtir.

Bunun akabinde de, Ýlahî nusret ekstradan bir lütuf olarak gelmiþtir.

Bir Sahabi Efendimiz diyor ki: “Sa- vaþ sýrasýnda bütün âfâký birdenbi- re “Ýlerle Hayzum!” þeklinde lâhûtî bir sadâ ve bir kamçý sesi doldur- du. Resûl-i Ekrem buyurdular ki,

“Hayzum, Cibril’in atýdýr. Kamçýyý vuran da O idi.” Hazreti Cibril, o gün baþýna Zübeyr b. Avvam’ýn sa- rýðý cinsinden sarý bir sarýk sarmýþ, saða sola koþturmuþtur. Evet, Al- lah (celle celalühû), Habib’ini me- lekleriyle te’yid etmiþ; O’nu hiçbir zaman terk etmediði gibi, o gün de yalnýz baþýna býrakmamýþtýr.

Sebeplere riayet neden önemli?

FOTOÐRAF: REUTERS

(6)

Ölmek üzere olan yaþlý bir baba, yataðýnýn baþýna üç oðlunu çaðýra- rak onlara vasiyette bulunur:

- “Oðullarým, ben ölünce, bir- birinize düþmemeniz için size sa- hibi olduðum 17 deveyi paylaþtýr- mak istiyorum. Miras olarak deve- lerin yarýsýný büyük oðluma, üçte birini ortancaya, dokuzda birini ise küçük oðluma býrakýyorum.”

Babalarýnýn ölümünden sonra mirasý babalarýnýn vasiyeti uya- rýnca paylaþmak üzere kardeþler bir araya gelirler. Fakat bir türlü iþin içinden çýkamazlar. Mirasý babalarýnýn istediði gibi pay ede- mezler. Çünkü 17 sayýsý ne 2’ye, ne 3’e ne de 9’a bölünebilir.

- “Bu iþin üstesinden ancak kö- yün tecrübe ehli, yaþlý bilgesi gelir.”

diye düþünüp, ona giderek danýþýr- lar. Bilge kiþi: “Benim bir devem var,

onu da alýp, yeniden hesap yapýn.”

der. Bu cömertliðe çok þaþýran oðul- lar, 18 deveyi pay etmeye giriþirler.

Önce 2’ye bölerler, büyük oðul 9 develik payýný alýr. Sonra 3’e böler- ler, çýkan 6 deveyi de ortanca oðul alýr. Daha sonra 9’a böldüklerinde 2 deveyi de küçük oðul alýr. Ama, bü- tün develeri paylaþtýktan sonra or- tada fazladan bir deve kalýr yine...

Oðullar bu duruma da bir çözüm getirmesi için yeniden yaþlý bilgeye baþvururlar. Bilge kiþi güler ve:

- “Ýyi öyleyse” der. “Sorunu- nuz çözümlendiðine göre, ben de devemi geri alabilirim artýk.”

Bilge kiþi bu hikâyede týpký

“bilgi” gibi katalizör olarak olaya girer, çözümü saðladýktan sonra olaydan çýkar. Sorunu çözmede insanlara yardýmcý olur, ama ken- dinden de bir þey eksilmez.

Bir babanýn vasiyeti

(7)

ALÝ DEMÝREL

ALTIN HARFLERLE YAZDIRILAN SÖZLER

Her zaman için en uygun olan þey nedir?

Gençlikte ibadetle beraber ilim öðren- mek, yaþlýlýkta da ibadetle meþgul ola- rak gelecek nesillere iyi örnek olmak.

Ýnsanlarýn

söylemekle kendi deðerini düþürdüðü þey nedir?

Kendi meziyetlerini söylemek.

Yiðitliðin alameti nedir?

Ýntikam almaya gücü yeterken baðýþlamak.

Ýnsanýn hangi kusuru zararlýdýr?

Kendisinin farkýnda

Bir yerde ekilip de iki yerde hasat edilen tohum hangisidir?

Arif kiþilere iyilikte bulunmak;

zira bu dünyada onlardan karþý- lýk görülür, öteki dünyada da Al- lah’tan mükafat alýnýr.

Ýnsanlýðý mahveden þeyler nelerdir?

Dört þeydir: Büyükler için cimrilik, alimler için büyüklenme, kadýnlar için hayasýzlýk ve erkekler için yalan.

Mal ne için olmalýdýr?

Ýnsanlarýn hakkýný ödemek, an- ne-baba geçimini saðlamak, ahiret azýðýný kazanmak, düþ- maný dost, fakiri zengin edip herkese yardým etmek için.

Doktora ihtiyaç olmamasý için ne yapmak gerekir?

Az yemek, az uyumak, az ko- nuþmak ve herkesle düþüp

Aþaðýlýk kompleksi neden doðar?

Ýnsanlarýn sahip olduk- larýna göz dikmekten.

Ýnsanlarý baþkalarýna sevdiren þeyler nelerdir?

Ýki þey: Beþeri münase- betlerde zulmetmemek ve diliyle kimseyi incit- memek.

Dünyada en iyi olan nedir?

Ahirette hayrýný görmek için minnetsiz tevazu göstermek, bu dünyada karþýlýðýný beklemeden cömertlikte bulunmak.

Ýyilik kaç þeyle

mükemmel hale gelir?

Karþýlýksýz tevazu, baþa ka- kýlmayan cömertlik ve üc-

Z

amanýn birinde Nûþirevan ismindeki adil bir hükümdar, danýþmaný Buzurc- mihr’i yanýna çaðýrýp ondan þöyle bir istekte bulunur: -Buzurcmihir! Sen- den kýsa fakat mânâ dolu, öz ama maksadý tam olarak ifade eden birkaç söz derlemeni istiyorum. Bu sözler her iki cihanda benim iþime yarasýn ve geriye kalanlar için de fayda saðlasýn; onlar bu sözlerle amel edince bütün düþman- larýna galip gelsinler ve bu sözler, bizden sonra bütün dünyaya armaðan olsun.

Bunun üzerine Buzurcmihr, hükümdardan bir yýl süre ister. Ardýndan çok sev- diði üstadýnýn yanýna gider ve bir yýl boyunca hocasýna deðiþik sorular sorup al- dýðý cevaplarý yazýya geçirirek bir derleme yapar. Daha sonra bu derlemeye Za- fernâme ismini verir ve Nûþirevan’a sunar. Nûþirevan kitaptan birkaç sayfa okuyunca son derece etkilenir ve bu sözlerin altýn harflerle yazdýrýlmasýný is- ter. Soru-cevap tarzýndaki o sözlerden bazýlarýný sizinle paylaþmak istiyoruz.

Tarihe al-

týn sözler

olarak ge-

çen güzel

vecizeler,

hükümdar

Nûþirevan

ile veziri

Buzurcmh-

rin hikaye-

sidir.

(8)

Kiþinin iyiliðinin alameti nedir?

Bir kimsenin ha- tasýný örtüp aklý- na getirmeyerek onu ifþa etme- mek ve iþ iþten geçince bir daha onu anmamaktýr.

Hiç kimsenin onsuz yapamayacaklarý þeyler nelerdir?

Üç þey: Akýllý kiþi alimlere danýþmadan;

güçlü de olsa savaþan kiþi taktik ve hileden;

zahid bir kimse takva sahibi de olsa ibadet- ten uzak kalamaz.

Yenmediði halde vücuda fayda veren bir þey yok mudur?

Yumuþak ve beyaz elbise, güzel koku, su ve yeþilliði seyretmek, bolluk ve sýhhat içinde iken dostlarla görüþmek, bað- bahçeyi gezmek, ister sað ister ölü ol- sun din büyüklerini ziyaret etmek, kay- nar olmayan suyla yýkanmak, içkiden uzak durmak, yatarken sýcak bir þey içip, ondan sonra soðuk bir þey içmemek.

(9)

Gelinimin bize uygun olmadýðýný düþündüm ilk zamanlar. Bir saygý- sýzlýk yaptýðý da yoktu aslýnda... Bir gün alýþveriþe çýkarken, gelinim ya- nýna kek, poðaça gibi þeyler aldý.

Ben, ‘Herhalde yolda yiyecek’ diye düþünürken, o ‘Muhtaçlarla karþýla- þalým inþaallah’ diyerek çýktý kapý- dan. Daha gideceðimiz yere varma- dan beþ-altý kiþiye yardým etti geli- nim. Kaldýrýma bebek arabasýný çý- karmaya çalýþan bir anneye, yolun diðer tarafýna geçmek isteyen bir dedeye, düþen bir çocuða, poþeti yýrtýlan nineye, çantasýndan kaðýt düþüren bir bayana, yüksekteki ku- tulara ulaþamayan tezgahtara her- kese bir þekilde yardým etti. Sadaka

isteyen bir dilenciye de elindeki kek ve poðaça poþetini takdim etti. Bu sürekli böyle devam ediyor. Evin- den misafir eksik olmuyor, rahatsýz olan ilaç soruyor, derdi olan der- man arýyor. Hasýlý herkes gelinimde bir þeyler buluyor. Ben gelinimin bu güzelliklerini gördükçe ilk zaman- lardaki düþüncelerimden utanýyo- rum. Rabb’im bize dünyanýn en iyi kalpli gelinini nasip etmiþ de benim haberim yokmuþ. Ben kayýnvalide olarak gelinimden çok þey öðrendim.

Her namazdan sonra onlar için dua ediyorum ve böyle bir gelini bize nasip ettiði için Allah’a þükürler ediyorum. Rüveyda Elitok, Eskiþehir (Hediyeniz için adresinizi bekliyoruz)

Herkese yardým eden

iyi kalpli gelinim

ailem

BÝR TEKLÝF

Mektup adresi: Ailem Dergisi (Salih Yu- sufoðlu) Çobançeþme Mh. Kalender Sk.

No: 21 Posta K: 34196 Y.Bosna/ÝST.

Salih Yusufoðlu

s.yusufoglu@zaman.com.tr

Süremiz doldu Ailem’e gelen yüzler- ce mektup ve elektronik posta, gelin ve kayýnvali- delerin sýcak duygularýný yansýttý bize.

Birçok mek- tuba da yer veremediði- miz için üzgü- nüz. Bu haf- tadan itibaren gelin ve ka- yýnvalidelere yaptýðýmýz çaðrýmýzýn sona erdiðini söylemek du- rumundayýz.

Ailem

Hayatta birçok þeyi kayýnvalidemden öðrendim. Yapamadýðým iþlerde beni ke- sinlikle kýrmadý, canýmý sýkacak bir söz söylemedi. Hep örnek davranýþlar için- de oldu bana karþý. Kayýnpederim ve kayýnvalidem biz uyurken gece teheccüd namazý kýlar ve dualarýnda bizleri kesinlikle unutmazlar. Bizi azgýn dalgalara karþý koruyan limanlarýmýzdýr onlar. Baþýmýz sýkýntýda olduðu ya da dara düþtü- ðümüz zaman istiþare ettiðimiz büyüklerimizdir onlar. Ben 14 yýllýk gelinleriyim ve onlardan çok razýyým. Allah da razý olur inþaallah. Aliye Cere Arslan, Marmaris

Kayýn deðil,

‘caným validem’

FOTOÐRAF: AA

(10)

Eþimin yokluðunu hissettirmedi

Eþimin iþ deðiþtirmesi sebebiyle Ýskende- run’a taþýnmýþtýk. Eþim bizi Adana’ya kayýn- validemin yanýna gönderip birkaç gün sonra da kendisinin geleceðini söyledi. Kayýnvali- demle bir gün oturup sohbet ederken tele- fon çaldý, arayan eþimdi ve o gün evlilik yýl- dönümümüz olduðu için kutluyor ve yaným- da olmadýðý için üzüntüsünü belirtiyordu.

Beni de bir hüzün kaplamýþtý. Kayýnvalidem bu durumu fark etmiþ olacak ki biraz sonra elinde bir gülle içeri girdi ve “Oðlum yoksa ben varým.” diyerek evlilik yýldönümümüzü kutladý, biraz olsun hüznüm daðýlmýþtý. Da- ha sonra ise “Haydi! Çýkýp biraz hava ala- lým.” diyerek bizi dýþarý çýkardý. Bir kuyum- cu maðazasýnýn vitrinindeki yüzüklere ba- karken beni kolumdan tutup içeri soktu ve

“Hangisini beðendiysen al.” diyerek seçimi- mi sordu. Ve þu an hâlâ parmaðýmda olan mavi taþlý yüzüðümü hediye olarak aldý.

Hiçbir özel günümü unutmayan kayýnvali- demden Allah binlerce kere razý olsun. Ona layýk olabilirsem, ne mutlu.Esma Þahin, Adana

Ýki ay boyunca bütün ev iþlerini kayýnvalidem yaptý

Ben 3,5 yýllýk evli, bir çocuk annesiyim. Ka- yýnvalidemle beraber oturuyorum. Bir gün vitrin camý parmaðýmý kesmiþti. Eþim he- men hastaneye götürdü ve parmaðýna dikiþ atýldý ve doktor elimi suya dokundurma- mam gerektiðini söyledi. Bütün ev iþleri kayýnvalideme kalmýþtý. Ýki ay boyunca bü- tün iþleri kayýnvalidem yaptý ve bir kere dahi bununla ilgili kesinlikle þikayette bu- lunmadý, sitem etmedi. Allah kayýnvalidem- den razý olsun ve herkese böyle kayýnvalide nasip etsin. Meryem Mert, Merkez, Sivas

Kayýnvalidem yemez yedirir, giymez giydirir

Ben 7 aylýk evli ve kayýnvalidemle oturan bir gelinim. Kayýnvalidem güler yüzlü, misafirper- ver, sýkýntýda olana hemen yardým eden, dünya tatlýsý bir insan. Bugüne kadar birbirimimizi hiç kýrmadýk. Sevgili kayýnvalidem, kendisi yemez, bana yedirir; giymez, beni giydirir. Rabb’im ondan razý olsun ve yaptýðý iyilikleri karþýsý- na çýkarsýn inþaallah. Nurgül Karagöz, Edirne

ailem 9 2 NÝSAN 2005 CUMARTESÝ

Onun davranýþlarý

beni þaþýrttý ve sevindirdi

Hamileliðimin 8. ayýnda, ayakla- rým müthiþ yara olmuþtu. Kayýn- validem o sýralar þehir dýþýnda ol- duðu için, aradýðý zaman morali bozulmasýn diye hep ‘ben iyiyim’

diyordum. Kayýnvalidem eve dö- nüp beni o halde görünce önce kýzdý, sonra hemen doktora gö- türdü. Doktorun verdiði merhe- mi alýp ayaklarýma sürmek ister- ken, elimden alýp, ‘Sen eðilme yavrum, ben sürerim.’ dedi. Ka- yýnvalideler hakkýnda hep olum- suz sözler duyduðumuz için, böy- le davranýþlar beni þaþýrtmýþ ayný zamanda çok sevindirmiþti. Do- ðumdan sonra da bana çok iyi baktý. Allah razý olsun kendisinden.

Yasemin Esmer, Çarþamba, Samsun

Ýkizlerimin kurtulmasýna kayýnvalidem vesile oldu

Dünya tatlýsý iki kýzýmdan sonra bir kere daha hamile olduðumu eþimle paylaþtýðým zaman, eþim iþ- lerinin iyi olmadýðýný, üçüncü bir çocuða bakamayacaðýmýzý, çocuðu kürtajla aldýrmamýzý, bunun için gerekli randevuyu aldýðýný ve o ta- rihte gidip çocuðu aldýrmamýz ge- rektiðini söyledi. Ne yaptýysam onu bu kararýndan vazgeçireme- dim. Bu durumu kayýnvalidem öð- renince, eþime, böyle bir þey yap- masý durumunda annelik hakkýný kesinlikle helal etmeyeceðini söyle- di. Eþim bana kýzdý ve bir süre be- nimle ilgilenmedi. Fakat ikiz oðulla- rýmýn doðumundan sonra Rabb’imin izni ve çocuklarýmýn bereketi ile eþi- min iþleri düzeldi, yuvamýza huzur hakim oldu. Kayýnvalidemin karar- lý tavrý olmasaydý (Allah koru- sun) belki þimdi ikizlerim olma- yacaktý. Allah senden razý olsun sevgili kayýnvalidem. Emine Þ.

(Hediyeniz için adresinizi bekliyoruz)

(11)

Kayýnvalidem umreye gitmemize vesile oldu

Ýki yýl önce tesettürlü deðildim, bazen ibadet eden, bazen isyan eden bir ha- yýrsýzdým. Kayýnvalidem bizi her za- man namaza veya ibadet etmeye davet eder, yapmadýðýmýz zaman da bizim için ellerini açar ve uzun uzun dualar ederdi. Bu dualarýn hikmeti olsa gerek evvelki Ramazan’da hiçbir hazýrlýk yap- madan umreye gitmeye karar verdik eþimle. Kayýnvalidem bu kararý du- yunca büyük bir sevinçle, “Siz hiçbir þey yapmayýn, bütün hazýrlýklarýnýzý ben hallederim.” dedi ve gerçekten A’dan Z’ye her þeyimizi düþünüp, hazýr- layýp getirmiþti. Umre dönüþü de bizi karþýladý ve bana 15 gün boyunca hiç- bir iþ yaptýrmadý. Sen çok tatlýsýn caným anneciðim... Pelin Maç, Konya

Çocuklarým inþaallah kayýnvalideme benzer

Benim, kendisinden çok þey öðrendi- ðim çok tatlý bir kayýnvalidem var.

Ýnsanlara yardým etmeyi kendisine vazife bilmiþ biri o. Ayný zamanda eþimi de çok güzel yetiþtirmiþ. Ço- cuklarýmýn babaannelerine benzeme- leri için dua ediyorum. Allah senden razý olsun ve inþallah sana layýk bir ge- lin olabiliyorumdur. Melika Ak, Ankara

Kayýnvalidem þikayet etmeyip örnek oldu

41 yýldýr gelin, 14 yýldýr da kayýnvali- deyim. Benim elleri öpülmeye layýk bir annem (kayýnvalidem), dünya tat- lýsý Nazik ve Yeliz isminde iki tane de gelinim var. 41 yýllýk gelinlik döne- mimde ne annemin bana ne de benim anneme karþý incitici hiçbir söz ve davranýþýmýz olmadý. Çünkü annemin bir komþu toplantýsýnda söyledikleri benim kulaðýma küpe olmuþtu. Kom- þu hanýmlar gelin veya evlatlarýndan þikayet ederken bir ara kayýnvalide- me, “Zeynep Haným, sen gelinlerinden hiç þikayet etmiyorsun. Çok mu mü- kemmel gelinlerin var?” diye sorduk- larýnda, kayýnvalidemin cevabý harika olmuþtu, “Þikayet edince, kötü yönle- rini söyleyince, düzelecekler mi gelin- lerim veya çocuklarým? Hayýr. O hal- de neden þikayet edeyim? Þikayet ye- rine güzel davranmaya ve örnek olma- ya çalýþýrým onlara.” Kayýnvalidem- den aldýðým bu terbiyeyi ben de gelin- lerime uyguluyorum. Allah annemden ve onun gibi kayýnvalidelerden hoþ- nut ve razý olsun. Gelinlerime gelince, ne zaman bir hüzün çökse içime, he- men onlarý çaðýrýrým. Onlarla görü- þünce içim ferahlar, mutlu olurum.

Rabb’im gelinlerime de dünya ve ahi- ret saadeti versin. Þerife Güler, Konya

ailem

BÝR TEKLÝF

FOTOÐRAF: MEHMET KAMIÞ

(12)
(13)

B

ir çocuk niçin yalan söyler? Hiçbir ço- cuk yalan söylemeyi anne karnýnda öðrenmez. Yalan zamanla öðrenilen ve çevrenin hatalý yaklaþýmlarý ile artan bir davranýþ bozukluðudur. Ebeveynlerin ya- lan karþýsýnda sebebini düþünmeksizin tepki vermeleri yalanýn devam etmesine neden olan bir faktördür. Çocuða bu hata- sýný yapýcý yollarla anlatmak yerine çocu- ðuna yalancý damgasýný vuran, akabinde de çocuðunu sert bir dille uyaran ebeveyn- ler bu yaklaþýmlarý ile ancak kýsa zamanlý çözüm elde edebilirler. Bir çocuðu yalan söylemeye iten faktörlerin baþýnda muha- tabýndan korkuyor olmasý vardýr. Çocuðun ebeveyninden veya muhatabý olan bir ye- tiþkinden korkmasý, doðruyu saptýrarak söylemesine veya söylemesi gerekenleri gizlemesine neden olur. Çocuk muhata- býndan negatif tepki görmektense doðru söylememeyi tercih eder. Çocuðunuzun yalan söyleme nedeninin korku olduðunu düþünüyorsanýz, buna sebebiyet veren davranýþlarýnýzý düþünün ve bu davranýþlarý- nýzý düzeltme yoluna gidin. Bunun dýþýnda çocuðunuzla aranýzdaki iliþkiyi olumlu kýla- cak yöntemler geliþtirin.. Mesela birebir di- yaloglarýnýzý arttýrabilirsiniz. Bunlar dýþýnda çocuktaki korkunun tek sebebi muhatabýnýn hatalý yaklaþýmlarý olmayabilir. Bunun ya- nýnda çocuðun özgüvenindeki problemlerde çocuðun, muhatabýndan olmayacak yerlerde çekinmesine ve kendini ifade ediþini engelle- mesine neden olabilir. Bu sebeple çocuðunun özgüven geliþimine destek olmak da yalan davranýþýnýn önüne geçmek için önemlidir.

ailem

ÇOCUÐUM VE BEN

Mektup adresi: Çobançeþme Mah.

Kalender Sk. No: 21 Y.Bosna/Ýstanbul

Yasemin Yalçýn Aktosun

Danýþman Psikolog y.aktosun@zaman.com.tr

Çocuðu yalana iten sebepleri bulup düzeltme yoluna gidilmeli.

FOTOÐRAF: AFP

(14)

ailem 13 2 NÝSAN 2005 CUMARTESÝ

KORKU YALANA ÝTER

FOTOÐRAF: REUTERS

(15)

E

zan, yerler ve gökler Rabb’inin rububiyetine kar- þý, insanlarýn bütün cihandaki varlýklar nâmýna Allah’ýn yüce adýný, kâinata ilân etmesi demektir.

Ezanýn yerini hiçbir þey tutmaz. Ezan, sadece vak- tin geldiðini bildiren bir iþaretten ibaret deðildir.

O, bütün mevcudatýn hakikaten var olan tesbih ve ibadetlerini, þuurlu olarak Cenab-ý Hakk’a ilan ve takdimdir. Bu ilân, bütün âlemlere dalga dalga yayýlýrken, melekler, ruhânîler tarafýndan kulak kesilip dikkatle dinlenilir. Onun sona ermesi kýya- metin kopmasý demektir. Çünkü hadis-i þerifte be- yan edildiði gibi “Allah, Allah diyen kalmayýnca ký- yamet kopacaktýr.” Ezan, vaktin girdiðini bildir- mekle beraber, gönüllerin derinliklerine nüfuz eden bir davettir. Bazý gayrimüslimler bile ‘Elest bezmi’nde verdikleri sözü hatýrlamýþ gibi ezaný dinlerken gönüllerinde lâhutî bir lezzet duyarlar.

Böylece câmilere gelip Müslüman olanlar bile az deðildir. Onun için uygun mekânlarda uygun þe- kilde muhakkak ezân okunmalýdýr. *

Ebu Hureyre (ra) anlatýyor: Resûlullah (sas) bu- yurdular ki: “Ýnsanlar, eðer ezan okumak ile nama- zýn ilk safýnda yer almada nasýl bir hayýr ve bereket olduðunu bilseler, sonra da bunu elde etmek için kur’a çekmekten baþka çare kalmasaydý, mutlaka kur’aya baþvururlardý.” (Buhari) Yine Ebu Hureyre (ra) anlatýyor: “Namaz için ezan okunduðu zaman þey- tan oradan sesli sesli yellenerek uzaklaþýr, ezaný duya-

ABDULLAH AYMAZ

Yalnýz da olsak ezaný

unutmayalým

ailem

EZAN

Ezan, vaktin girdiðini

bildirmekle beraber, gö-

nüllerin derinliklerine

nüfuz eden bir davet-

tir. Bazý gayrimüslim-

ler bile ezaný dinlerken

gönüllerinde lâhutî bir

lezzet duyarlar.

(16)

Ýkamete baþlanýnca yine uzak- laþýr, ikamet bitince geri dönüp in- sanlarla kalpleri arasýna girer ve

‘Þunu hatýrla... Bunu düþün...’ di- ye aklýnda daha önce hiç olmayan þeylerle vesvese verir. Öyle ki, (buna kapýlan veya takýntý haline getiren) kiþi kaç rekat kýldýðýný bilmeyecek hale gelir.” (Buhari)

Prof. Dr. Ýbrahim Canan hoca- mýz bu hususta þöyle diyor:

“Resûlullah (sas) bu hadislerinde insî ve cinnî þeytanlarýn ezandan duyduðu rahatsýzlýðý belið bir üslûp ile dile getirmektedir. Þeytanýn na- mazda verdiði vesvese hususunda çeþitli tafsilat farklý rivayetlerde gel- miþtir: ‘Þunu, þunu hatýrla! der’, ‘Na- maz kýlaný hayal ve kuruntulara daldýrýr.’, ‘Hatýrýna gelmeyecek ihti- yaçlarýný da hatýra getirir.’, ‘Önce- den hatýrýna gelmeyen þeyleri hatýr- latýr.’ Bu son cümleden Ýmam-ý Azam’ýn bir istinbatý meþhurdur.

Anlatýldýðýna göre, bir adam gelerek, gömdüðü bir hazinenin (veya kay- bettiði bir heybenin) yerini hatýrla- yamadýðýný söyleyerek Ýmam-ý Azam’dan yardým ister. Ýmam, na- maz kýlmasýný ve namazda dünyevî hiçbir þeyi düþünmemeye gayret etmesini sýký sýký tembihler. Adam gider, tavsiyesini yapar ve namaza durunca ânýnda unuttuðu yeri ha- týrlar. Bazý âlimler de, bu hadisten hareketle, ezandan sonra, namaz kýlmadan mescidden ayrýlmayý mekruh addederler. Bunun þeyta- nýn fiiline benzeyeceðini söylerler.”

Þeytanýn birinci iþi insaný iman- dan uzaklaþtýrmaktýr. Bunda baþarý- lý olamayýnca ibadetten uzaklaþ- týrmaya çalýþýr. Bunu yapamazsa vaktinde kýldýrmamak için uðraþýr.

Bu da olmazsa namaz içinde vesve- se verir. Aklýna kötü þeyler getirir veya rekatlarý unutturacak hatýr- latmalar yapar. Bundan kurtul- mak için þeytanýn üzerine üzerine

gitmek gerekir. Yani rekatlarý karýþ- týrdýnýz, fýkýh kitaplarýna göre zann–ý gâlibe göre yani kaç rekat olduðuna dair kanaatinizde ne taraf aðýr basý- yorsa, ona göre davranacaksýnýz.

Sakýn ‘Namazý bozayým, tekrar kýla- yým’ demeye kalk-

mayýn. Yine unuta- bilirsiniz. Böylece beþ on defa tekrarlamak zorunda kalabilir, en sonunda býkar “bu böy- le olmayacak” diye namazý býrakabi- lirsiniz. Veya “Aklýma kötü þey geli- yor. Namazda mukaddes þeyleri dü- þünecekken pis þeyleri düþünmek olmaz” diye sakýn namazý býrak- mayýn. Çünkü bunlar aklýnýza si- zin irade ve isteðinizle gelmiyor.

Onun için namaz bozulmaz. Sakýn takýntý yapmayýn... Yoksa þeytan hep o damarý iþletir. Zaten onun istediði, sizi namazdan uzaklaþtýr- mak veya sýkýntý içinde býrakmak- týr. Ama siz, “Hayýr kör þeytan, di- nimizde kolaylýk var. Senin dedi- ðini deðil dinin ve fýkýh kitaplarý- nýn dediðini yapacaðým. Sen hase- dinden çatla.” derseniz ve üzerine giderseniz o hiçbir halt iþleyemez.

***

Enteresan bir tevâfuk oldu... Tam yazýnýn burasýna gelince, telefon çal- dý. Konya semazenleri arýyordu. Ýs- viçre’den sema programýndan dö- nen semâzen Tevfik Göçer Bey tele- fonda þunlarý anlattý: “Sema progra- mýndan sonra 50-55 yaþlarýnda Ýs- viçreli psikolog bir hanýmefendi

‘Dört gündür üst üste bu programý rüyamda görüyorum. Bu ezanlarý iþitiyorum... Beni siz mi çaðýrýyor- sunuz? Kulaðýmda bir çýnlama var.

Nedir bunun sýrrý?’ dedi. Ýsviçreli bir kiþi de ‘Ben Mevlevî olmak isti- yorum! Nasýl olunur?’ diye sordu.”

Enteresan bir tevâfuk oldu- ðu için sizlere duyurmak istedim.

EZAN

ailem

(17)
(18)
(19)

MATEMATÝK

FOBÝK MÝSÝNÝZ?

Psikolog Çiðdem Alparslan

Fotoðraflar:

Ayten Kaya Psikolog

Çiðdem Alparslan Fotoðraflar:

Ayten Kaya

(20)

N

eden matematik öðreniyoruz?

Konuþtuðunuz herkesin mate- matikle ilgili söyleyecek bir þeyleri vardýr. Bazý insanlar matematiði sever, kimileri ise pek hoþlanmaz.

Bazý öðrencilere göre matematik birçok kural ve formülden oluþan bir derstir. Kimine göre ise, mate- matik hayatýn içindedir. Alýþveriþ- te bir þey satýn alacaðýmýz zaman, yemek yaparken kullanacaðýmýz malzemenin ölçüsünü ayarlarken, ya da bir bina inþa ederken, yani

sýk sýk kullandýðýmýz bir þeydir.

Öyleyse matematik sadece sayýlar- dan ibaret bir ders midir? Elbette sayýlarýn önemi tartýþýlmaz; fakat matematik ayný zamanda, iliþkileri görmeyi, sebeb-sonuç iliþkisini ku- rabilmeyi, okuma ve yazmayý, tab- lolarý, resimleri, grafikleri yorum- layýp kullanabilmeyi içerir. Bulma- ca çözmek, gazete okumak gibi gündelik faaliyetlerimiz ayný za- manda bizim için birer matematik alýþtýrmasýdýr.

ailem 19 2 NÝSAN 2005 CUMARTESÝ

Kim korkar matematikten?

Matematik kaygýsý!

“Matematik dersine gireceðim zaman ayaklarým geri geri gidiyor. Derste tah- taya kalkmak benim için bir kabus.

Derste soru sormaya çekiniyorum. Þim- di bazý iþlemleri anlayabiliyorum ama ileride konularýn daha zorlaþacaðýndan endiþeleniyorum. En fazla matematik sýnavýna gireceðim zaman heyecanlaný- yorum. Sýnava nasýl hazýrlanacaðýmý bilmiyorum. Derste konularý anlýyorum;

ama eve geldiðimde, sanki hiç sýnýfta bulunmamýþým gibiyim. Matematik der- sinden kalmaktan korkuyorum.”

Yukarýdaki ifadeler sizden bir þeyler barýndýrýyorsa, matematik kaygýsý taþýyor olabilirsiniz. Mate- matik kaygýsý, matematik dersine karþý duyulan duygusal bir tepki- dir. Geçmiþte yaþanmýþ olumsuz ve deneyimlerden kaynaklanýr. Bu, ile- riki öðrenmeleri de engeller.

M a t e m a t i k s ý n a v ý n d a h e y e c a n l a n ý y o r u m D e r s z a m a n ý a y a k l a r ý m g e r i g e r i g i d i y o r T a h t a y a k a l k m a k b e n i m i ç i n b i r k â b u s K o n u l a r d a h a z o r l a þ a c a k m ý ?

Matematik korkusu nasýl yenilir?

( a + b )

x . y a

!

2

?

FOTOÐRAF: REUTERS

(21)

Matematik korkusundan nasýl kurtulabilirsiniz?

Öncelikle matematiksel geçmiþinizi tespit edin

Ýþlem kabiliyetiniz yetersiz ise matematiðin temel konularýný çalýþmakla iþe baþlayabilirsiniz. Ýþlem kabiliyeti, matematiðin ABC’si gibidir. Nasýl ki harfleri bilmeden okuma-yazma öðrenemezse- niz; iþlem yapmayý bilmeden matematiðin diðer konularýný öðrenmeniz mümkün deðildir.

Eðer iþlem kabiliyetiniz düþük ise ders çalýþ- maya dört iþlem, rasyonel sayýlar ve iþlemler, kök- lü ve üslü ifadeler, çarpanlara ayýrma, özdeþikler konularýyla baþlayabilirsiniz. Ýlköðretim öðrencile- ri özellikle dört iþlem kabiliyetini (toplama, çýkar- ma, bölme, çarpma) çok iyi edinmiþ olmalýdýr.

Ýþlem kabiliyetiniz iyi, fakat konularý anlamak- ta güçlük çekiyorsanýz; ders çalýþýrken konularý kavramaya daha fazla vakit ayýrmalýsýnýz. Özellik- le matematiðin en güç alaný çeþitli problem tiple- rini birbirinden ayýrt edebilmektir. Yani hangi problem nasýl çözülür? Bu ayýrýmý yapabilme sevi- yesine gelene kadar konu çalýþmasýna devam edin. Birçok matematik kitabýnýn sonunda konu tekrar problemleri vardýr. Her konunun sonundan bir problem seçerek, bu problemler arasýndaki farklýlýklarý not edin. Her problemin çözümü için yapmanýz gereken, ilk basamaðý yazýn. Mesela;

OBEB ile OKEK problemleri arasýndaki fark ne- dir? Yaþ problemleri ile iþçi problemlerini nasýl ayýrt ederim ve her biri için iþleme nasýl baþla- rým gibi. Güçlük çektiðiniz konularý asla atlama- yýn. Onlarý iyice öðrenmeden yeni konuya geç- meyin. Örnek problemleri iþlem basamaklarýný iyice kavrayana kadar tekrar tekrar çözün. Bu- nun vakit alacaðýný da aklýnýzdan çýkarmayýn.

Ýþlem kabiliyetiniz iyi, konularý anlýyor fakat çok hata yapýyorsanýz; konu çalýþmasýndan çok pratik yapmaya zaman ayýrmalýsýnýz. Bir konuda kendinizden emin olana kadar çok örnek çözün.

Problem çözerken yanýnýzda bir saat bulundurun ve bir müddet sonra gittikçe kýsalan sürelerde problemi çözüp çözemediðinizi kontrol edin.

Matematik korkusunun kaynaðý olumsuz de- neyimlerdir. Birkaç kez tekrarlanan baþarý- sýzlýk durumu öðrencinin kendine güvenini ve bu dersi anlayabileceði inancýný sarsar.

‘Ben matematikte baþarýsýzým, konularý an- layamam; öyleyse çalýþmam anlamsýz, ben matematikte baþarýsýzým’ dememelisiniz.

Ýþe iþlem kabiliyetinizi belirleyerek baþlayabilirsiniz.

1

D

DO OS SY YA A

y + x = b

3

a.b=c

(22)

2 NÝSAN 2005 CUMARTESÝ ailem 22

Olumsuz iç konuþmalara son verin

‘Bunu asla anlaya- mam, bu problemi çözmem imkansýz, baþaramayacaðým’

gibi içinizde sürekli tekrarlanan iç ko- nuþmalarýnýza ku- lak vermeyin.

Olumsuz iç konuþ- malarýn insana hiçbir faydasý yok- tur. Bu konuþma- lardan kurtulmak için þu yöntemi kullanabilirsiniz:

Olumsuz iç ko- nuþmalarýnýz baþ- ladýðý zaman göz- lerinizi kapatýn ve konuþan sesi bir hoparlör gibi dü- þünün.

Þimdi bu sesi (hoparlörü) öne ça- ðýrýn gelsin. Ne di- yor? Bu sese ihtiya- cýnýz var mý? Size bir faydasý var mý?

Eðer cevabýnýz olumsuz ise o ho- parlörün sesini ký- sýn, artýk hiçbir þey söyleyemesin.

Ya da o sesi ka- ale almadýðýnýz biri karþýnýzda ko- nuþuyormuþ gibi düþünün (mesela bir çizgi film ka- rakteri gibi)

Konularý küçük parçalara ayýrýn ve basit örneklerden zor örneklere doðru ilerleyin

Matematik dersinde elde edeceðiniz baþarýlar, geçmiþ olumsuz deneyimlerinizin izini silecek, gelecek öðrenmeleriniz için yol açacaktýr. Bunun için eksiklerinizi bir an önce telafi etmeye baþ- layýn. Basit konularý çok iyi anlayana ve problem çözümünde ye- terince otomatikleþinceye kadar soru çözmeye devam edin.

2

3

D

DO OS SY YA A

y + x = b

3

a.b=c

(23)

Matematik dersine nasýl çalýþýlýr?

6

Ýþlem yaparken her basamaðýn yanýna ne yaptýðýnýzý kendi kelimelerinizle tekrar not edin.

1

Ýhtiyaç duyduðunuzda öð- retmeninizden ya da bilen bir kiþiden yardým isteyin. Ya- pamadýðýnýz sorularýn yanýna bir iþaret koyun. Ev ödevlerin- de yapamadýðýnýz sorularý at- lamayýn. En kýsa zamanda bu sorularýn çözümlerini bilen bi- rinden öðrenin.

2

Sadece öðretmeni izleyerek konuyu anlayamayacaðýný- zý unutmayýn. Mümkün oldu- ðunca çok örnek çözün.

3

Kurallarý, formülleri, iþlem basamaklarýný küçük kartla- ra yazýn. Bu kartlardan birini rastgele çekerek kural veya for- mül hakkýnda neler bildiðinizi kontrol edin. Bunu arkadaþlarý- nýzla ya da aile fertlerinizle bir oyun haline getirebilirsiniz

4

Bir arkadaþýnýzla birlikte ça- lýþýn. Araþtýrmalar, grupla ça- lýþan kiþilerin yalnýz çalýþanlara göre daha iyi per- formans göster- diklerini ispat- lamýþtýr. Za- man zaman bir- birinizin iþlem- lerini kontrol edin.

5

Konunun baþlýðýný muhakkak yazýn. Eve geldiðiniz zaman ödev yapmaya baþlamadan önce defterinizdeki baþlýðý renkli bir ka- lemle çizin. Bu sizin ne yaptýðýnýzý görmenize yardýmcý olacaktýr.

Matematik korkusu nasýl yenilir?

( a + b )

x . y a

!

2

?

FOTOÐRAF: AP

(24)

Matematik, endüstrileþmiþ toplu- mun hemen hemen her ürününde var. Hiçbir gökdelen, hiçbir cep te- lefonu veya antibiyotik matematik olmadan geliþtirilemezdi. Günde- lik yaþamda ne kadar çok mate- matik bilgisi varsa bunlarý kullan- mak için o kadar az matematik bilgisi gerekiyor. Avrupa genelin- de yüz binlerce öðrenci OECD adý- na uluslararasý bir uzman ekibi ta- rafýndan hazýrlanan “Programme for International Student Assess- ment”ýn soru formlarýný doldurdu.

Araþtýrma daha çok öðrencilerin matematik kabiliyetini ölçmeye dayanýyordu. Türkiye 40 ülke arasýnda matematikte 33. sýrada, okumada 33. sýra ve tabiat bilim- lerinde 35. sýrada kaldý.

Matematik sorularý, ezbere dayanmayan problemlerden oluþuyordu. Öðrencilerden for- müllerle uðraþmak yerine ma- tematiðin dünyada oynadýðý ro- lünü kavrayarak, mantýklý bir

þekilde uygulamalarý istendi.

Gündelik yaþamdaki sorularýn matematik diline çevrilmesi eði- timciler tarafýndan dilimize aþaðý yukarý ‘matematik okuryazarlýðý’

olarak çevrilebilecek, “Matematical Literacy” olarak adlandýrýlmakta.

Baþarýlý Pisa öðrencileri her test sorusu için uygun formülü aramak zorunda olmasalar da, soruyu çok iyi anlamak zorundadýrlar.

Örneðin 1998 ve 1999 yýl- larý arasýnda gerçekleþtirilen gasp olaylarýnýn gösterildiði bir grafiði, þu soruya göre yorumla- mak zorundalar: Gasp olaylarý- nýn arttýðý doðru mudur?

Öðrencilerin birçoðu ‘evet’ di- yor. Sonuçta yandaki sütun çok daha yüksektir. Oysa eksenlerin derecelendirilmesine bakan öðren- ci gerçekte gasp olaylarýnýn artma- dýðýný görür. Diðer sorular da uy- gun deneylerle çözülebilmekte.

Listenin sonlarýnda yer alan Türkiye’de öðrencilerin yarýdan fazlasý (yüzde 53) matematikte birinci düzeyin altýnda kaldý.

OECD ülkeleri ortalamasý için bu oran yüzde 30’un altýndadýr. Tür- kiye’yi diðer ülkelerden ayýran bir özellik, okul türleri arasýndaki farklýlýklarýn en büyük olduðu ül- ke olmasýdýr. Japonyanýn özellikle de matematikte hep üst sýralarda yer almasý, durmadan çalýþmayý gerektiren acýmasýz bir sisteme baðlanýyordu. Tokyo’daki Sugina- mi Ýlköðretim Okulu’nda yapýlan bir ziyaret ilk baþta bu önyargýyý kanýtlýyor gibi. Matematik dersi matematik sorularýnýn sýnýfça toplu halde çözülmesiyle baþlýyor.

Niye matematik en korkunç ders?

2 NÝSAN 2005 CUMARTESÝ ailem 24

D

DO OS SY YA A

y + x = b

3

a.b=c

FOTOÐRAF: MUSTAFA KÝRAZLI

(25)

Bir öðrenci, örneðin 36 x 8 eþit- tir 288 dediðinde, dördüncü sýný- fýn geriye kalan tüm öðrencileri

“doðru” diye yanýt veriyorlar.

Öðretmen Yasuho Arita sýrayla her- kesi kaldýrýyor ve en sonunda tüm öð- renciler ayný sorularý kendi kendileri- ne çözüyorlar ve Arita öðrencilerin ba- þýnda kronometreyle bekliyor. Hesap alýþtýrmalarý bittikten sonra Arita’nýn

“ilginç matematik” dediði baþlýyor.

Öðretmen tahtaya köþeli bir in- san çiziyor. Öðrenciler bu figürü yap boz parçalarýna benzeyen Tangram taþlarýyla biçimlendiriyorlar. Ve bir- denbire Japonya’daki matematik dersinin sanýldýðý gibi sadece katý kurallarla iþlemediði ortaya çýkýyor.

Arita, gayet cazip yöntemlerle öðren- cileri matematiðe özendirmekte.

Ona göre tek baþýna mekanik alýþtýrma, zorlu matematik problem- lerini çözme hevesini söndürmekten baþka hiçbir iþe yaramaz. ‘Burada kiþisel çaba gerekli.’ diyor Arita...

Japon okullarýndaki diðer önemli bir konu da problemlerin herkes tara- fýndan tamamen anlaþýlana dek sý- nýfça o problem üzerinde çalýþýlmasý.

Anlaþýldýðý üzere Japon öðrenciler toplu halde alýþtýrma yapma ve “ilginç matematik”le biçimlenen matematik dersinin yararlarýný görüyorlar. Oysa ülkemizde diðer derslerde olduðu gibi matematik de büyük ölçüde formülle- rin ezberlenmesine dayanýr. “Müzik eðitimi alan bir öðrenciye yýllarca no- ta ezberletmeye benzeyen bu sistem, sanata, nefret duymaktan baþka bir þey vermez.” diyor Enzensberger.

Matematik korkutan bir ders olmamalý. Öðrencilerin sayýlarla il- gili bilmece dünyasýna olan merak- larýný uyandýrmak mümkün. Ve bu, sayýlarla çevrili bir dünyada pek de þaþýrtýcý olmasa gerek.

(Der Spiegel, 50/2004 / Bilimteknik) Matematik öðrencilerin korkulu rüyasýdýr. Halbuki bu böyle olmamalý.

Matematik korkusu nasýl yenilir?

( a + b )

x . y a

!

2

?

(26)

2 NÝSAN 2005 CUMARTESÝ ailem 26

Dr. Can

Sevgili genç anne

1) “Yaþamýn provasý yoktur”

derler. Evet... Ama ölümün provasý var; panik atak. As- lýnda her nefesi almasak ölü- rüz. Aldýðýmýz nefesi vere- mesek de. Yani her solukta iki kez ölümden döneriz.

2) Gerçekten içinde “ölüm meleði”nin olmadýðý bir tablodur panik atak. Ancak

“yanlýþ alarm”dýr. Evet Ça- pa’dan bir hocanýn yazýsýn- da okuduðum bu deyim çok hoþuma gitmiþti.

3) Panik atak yaþayan bir bi- rey, yaþadýklarýyla ilgili ola- rak hem kendisi hem de çev- resini ikna etmekte güçlük çeker. Kalp krizi ya da ben- zeri saðlýk sorunuyla hasta- nelere taþýnýr; aslýnda soru- nun psikiyatrik kökenli ol- duðu anlaþýlýnca da ortaya bir güvensizlik problemi çý-

kar. Panik atak yaþayan has- ta yalan söylememektedir, yalnýzca vücudu yanlýþ alarm vermekte, kendisi da- hil herkesi þaþýrtmaktadýr.

4) Týpký binalardaki yangýn alarmý gibi, sinir sistemimiz- de de bir alarm düzeneði vardýr ve önemli bir durum- la karþýlaþtýðýmýzda bu sis- tem devreye girerek, kalp, damar, kas vb. sistemlerde aþýrý adrenalin salgýlamasýna sebep olur. Böylece yanan olmadýðý halde binanýn zille- ri çalýp, gereksiz bir panik ve telaþ yaþandýðý gibi, beyinde- ki alarm devreye girince de vücutta panik atak oluþur.

5) Hasta o sýrada kalp krizi, beyin kanamasý gibi hastalýk yaþandýðýný düþünür, bayýla- caðýný ya da çýldýracaðýný zanneder. Bunlarýn hiçbiri doðru deðildir. Panik atak hiçbir zaman ölüme ya da

çýldýrmaya neden olmaz.

6) Panik bozukluk; en ko- lay en iyi tedavi edilebilen psikiyatrik hastalýklardan biridir. Umarým bu yazý ya- yýnlanýncaya dek tedavinin ileri aþamalarýna gelmiþsin- dir. Ýlaçlarýný inanç, inat ve sabýrla kullanmalý, dokto- runun tavsiye edeceði psi- ko-sosyal terapileri de al- malýsýn. (Davranýþçý tedavi, grup tedavisi, evlilik ve aile terapisi, hasta destek grup- larý, psikodinamik psikote- rapi ve kombine tedaviler.) 7) Bu detayý þunun için yaz- dým; bazý okurlarým, dokto- ra ya da eczaneye gidip bir antidepresan kullanýlýyor 15 gün kullanýp sonra da

“düzelme olmadý, beynim uyuþtu vs.” gibi sebepler- den tedaviyi sonlandýrýyor.

Ben de üzülüyorum.

8) Sevgili Hazin Türkü, öle- ceðini düþündüðün bir an- da aklýna ilk gelen kelime-i þehadet ve “günahlarým”

dediðin eylemlerin olduðu- na göre ahirete oldukça ha- zýrlýklýsýn demektir. Prova- larýnýn sayesinde de, gerçek sevgiliye kavuþma aný gel- diðinde, vazifeli meleði de ayný kelimelerle karþýlar ve huzur dolu bir berzah yol- culuðu yaparsýn umarým.

Unutma ki oralarda pa- nik atak, depresyon, agora- fobi ve sosyal fobi yok. Yal- nýzca eðlenmek ve mutlu olmak var. Baki selamlar.

Yanlýþ alarm=Panik atak!

ailem

DR. CAN

Çobançeþme Mh. Kalender Sk. No: 21 Y.Bosna/Ýstanbul dr.can@zaman.com.tr

Hazin Türkü

“Nasýlsýnýz?” demek yerine “Ýyi olmanýzý umuyorum” diye- yim. 30 yaþýnda 3 çocuk annesiyim. Geçen yaz akþamý bir- den sanki bedenimden ayrýlýyor gibi oldum. Nefes alamýyor- dum, kalbim inanýlmaz atýyor, beynimde uyuþmalar... Ýçime

“cýz” diye bir ateþ düþüyor sonra da karnýma yayýlýyordu.

Tek hatýrladýðým sýk sýk yüksek sesle Kelime-i Tevhid ve þe- hadet getirmekte olduðumdu. Evet ölüyordum; ama hazýr deðildim. Onca günahla nereye gidebilirdim? Yapmak iste- yip de yapamadýðým þeyler, baþlayýp da yarým kalan iþler, girdiðim günahlar. Eyvah eyvah. Gidecek yerim mi var? Bu saatten sonra kim anlar beni? Müsekkin iðneyi yiyip rahat- ladýktan sonra doktor doktor dolaþtým. Aylar içinde defalar- ca oldu. Her biri bir ölüm provasýydý; ancak ölüm meleði he- nüz bu tangoya iþtirak etmedi. Lütfen bir þeyler yazýn.

FOTOÐRAF: REUTERS

(27)

Nazife&R.- Bursa

Bizler 9 yýldýr her þeyini paylaþan (Nazife-Reyhan) iki dostuz. Geçen yýl ÖSS’yi kazanamadýk. Sanki uçurum- dan düþüp, boþlukta bulunan taþlar gibiyiz. Bu yýl tekrar hazýrlanýyo- ruz. Ancak, hayattan ve kaybet- tiðimiz deðerlerden nasýl tekrar lezzet alabiliriz bilmiyoruz...

Dr. Can

A) Sevgili çocuklar. Eðer kaybettiði- niz þeyler eski sahip olduðunuz þey- lerse ki öyle bilin ki; vermedikçe, pay- laþmadýkça onlara sahip olamazsýnýz.

Bu konunun 2 yönü var:

1- Parasal yönü: Ýnsana verilen para, mal, mülkün içinde belli bir oran (di- yelim % 10) ihtiyacý olanlara onlar eliyle gönderilmiþtir. Yani zengin bir nevi komisyoncudur. Bu aradaki payý vererek, harcayarak ya da yardýmlaþa- rak hem sosyal adalete katký saðlar, hem görevini yapar, hem de elde ettiði paraya sahip olur. Unutmayalým:

Verirseniz sahip olursunuz. Ver- mez de biriktirir, harcamaz, paylaþ- mazsanýz bekçi olursunuz. Sahip ol- madýðýnýz bir þeyi harcayamayacaðý- nýz gibi, harcamadýðýnýz bir servete de sahip olamamýþsýnýz demektir. Onun baþýný bekledikçe çalýnacak ya da enf- lasyonda eriyip gidecek diye strese gi- rersiniz tek kazanýmýnýz bu olur...

Dostluk, kardeþlik, yardýmlaþma, dua, ibadet vs.. Bunlarda da paylaþým, kendini yenileme gerekiyor. Özellikle ilim, irfan, dua gibi þeyler üzerinde gayret sarf edildikce bereketlenen ve kiþiye haz veren þeylerdir...

B) Diðer önemli konu baþlýðý 3-D ku- ralýdýr.

1- Duygularý deðiþtirmek, 2- Düþünceleri deðiþtirmek, 3- Davranýþlarý deðiþtirmek...

Bu konunun birkaç yönü var. Ve örnek- leri çok. Mesela ÖSS’yi kazanamayaca- ðýnýza dair bir “duygu” içinizi kaplarsa,

“düþünce”, hayal ve fikir planýnda ümit- sizlik olur sizde. Bu olumsuzluk da “dav- ranýþlarýnýza” yansýr. Ders çalýþmazsýnýz vs. vs... Yine, diyelim bir insaný “duygu”

planýnda seviyorsunuz. Onu hep “dü- þüncelerinizde” saklarsýnýz. Ýyi þeyler düþünürsünüz onun için ve yaptýðý her þeyi iyi ve güzel olarak yorumlarsýnýz.

Dolayýsýyla ona karþý ve hayata karþý davranýþlarýnýz çok iyidir. Ama bir gün gelir o þahýs hakkýnda “duygularýnýz” kö- tüleþir... Buna baðlý olarak “düþünceleri- niz” olumsuza döner ve nihayet “davra- nýþlarýnýz” bozulur. Yolda görseniz yönü- nüzü deðiþtirirsiniz. Gandi þöyle diyor:

Duygularýnýz, düþüncelerinizi Düþünceleriniz, davranýþlarýnýzý

Davranýþlarýnýz, alýþkanlýklarýnýzý belirler...

Duygularýmýz daima, iyimser, pozitif, inançlý, sabýrlý, istekli, iradeli düzeyler- de ve sevgi dolu olmalý ki, düþünceleri- mizin ýþýðý ve gücüyle davranýþlarýmýz yapýcý ve üretken olsun. Ýþte o zaman karþýmýza çýkan engeller nasýl ve ne ka- dar olursa olsun aþabilir, hayatýmýzdan ve kaybettiðimizi düþündüðümüz de-

kuralý

D 3

(28)

Evliliðimiz

Evlilik, özünde güzel ve hayata baðla- yýcý bir süreç. Ancak sizin bu sürecin baþýnda ölümü düþünmeniz, ailenizin katýlýk derecesini ortaya koyuyor.

Ancak durum ne olursa olsun evlilik ve ölüm ayný paragrafta deðerlendi- rilmemeli. Ýçinde bulunduðunuz du- rumda tek pürüzün aileniz olduðunu belirtmiþsiniz. Öncelikle ailenizin ka- tý olduðu konunun belirlenmesi gere- kir. Yani acaba kýzlarýnýn evlilik dü- þüncesine mi yoksa evlendiðiniz þa- hýs seçimine mi bu denli tepkililer?

Ya da karþý çýkmak veya katý davran- mak geleneksel bir davranýþ mý ol- muþ? Aslýnda her ebeveyn, kýzlarýnýn evlilik sürecinde gerilim yaþayabilir ve bu gerilimi, gerek aile yapýlarýna ve gerekse kiþilik özelliklerine göre farklý þekillerde gösterebilirler. Sizin aileniz bu sebeple aþýrý tepkili ise on- larý anlamanýzý ve evliliðinizin aile- nizle ayrýlýk anlamýna gelmeyeceðini, bunun sizin için olan önemini anlat- manýzý öneririm. Ýlk etapta katý olsa- lar bile zamanla yumuþayacaklardýr.

Biraz zamana ihtiyacýnýz var bu du- rumda. Þayet ailenizdeki tepki gele- nekselleþmiþ bir tepki ise zaten kay- gýlanmanýza gerek yok, evlilik fikrini- zi belirtmeli, sabýr göstererek bekle- melisiniz. Þayet sorun; evlenmeyi düþündüðünüz þahýs ile ilgili ise o za- man evvela ailenizin istememe gerek- çelerini objektif bir biçimde deðerlen- dirmelisiniz. Haklýlýk paylarýnýn ol- duðunu düþünüyorsanýz, var olan pü- rüzleri çözümlemelisiniz.

Yaptýðýnýz objektif deðerlendirme sonucu bir sorun olmadýðýný düþünü- yorsanýz, çekinmeden ailenizle ko- nuþmalý ve muhatabýnýzý ailenize an- latmaya çalýþmalýsýnýz. Bu konuda ai- le yapýnýza göre birtakým yaklaþým- larda bulunabilirsiniz. Örneðin, aile- niz onaylarsa muhatabýnýzý ailenizle tanýþtýrabilir, onu tanýmalarýný saðla- yabilirsiniz. Þayet aile yapýnýz buna müsait deðilse muhatabýnýzý karýþtýr- madan mücadele etmelisiniz. Unut- mayýn, aile desteði yeni kurulacak yuva için çok mühimdir. Bu sebeple bu yaza veya bahara gibi tek bir vak- te þartlanmamanýzý öneririm. Ayrýca evliliðin ne zaman olacaðýna, her ko- nuda olduðu gibi taraflar birlikte ka- rar vermelidirler.

2 NÝSAN 2005 CUMARTESÝ ailem 28

S.T.

Ýnsanlara yardým etmek çok güzel bir þey olsa gerek.

Ben evlilik aþamasýndayým. Okurken bir beyle tanýþtým.

Ben kendim de öðretmenim. Tam anlamýyla evlenmeye hazýrým. Ancak ailem bu konularda çok sert. Daha önce- den ablamlar da evlenme isteði ile gittiler; ama sonuç çok kötü oldu. Ve bende tekrar ayný þeylerin yaþanma- sýný istemiyorum, yani ailemi kýrmak istemiyorum. Ama onunla da evlenmek istiyorum. ‘Bu yaz mutlaka evlene- lim’ diyor. Ama ben aileme nasýl diyeceðim? Ýnanýn artýk ölümün benim için daha hayýrlý olacaðýný düþünüyorum.

Ne yapmalýyým? Psikolojim çok bozuldu çok çaresizim.

Þimdiden Allah razý olsun. Size yazmak bile güzeldi.

Ailem çok katý

FOTOÐRAF: REUTERS

(29)

Yasemin Yalçýn Aktosun

Danýþman Psikolog y.aktosun@zaman.com.tr

Ýçinde bulunduðunuz durumu bir nevi yaklaþma-kaçýnma çatýþmasý olarak niteleyebilirim. Bir yandan eþinizden ve yaptýklarýndan dolayý rahatsýzlýk yaþarken diðer yandan mantýðýnýz yenik düþüyor ve duy- gularýnýz eþinizi istediðinizi dile getiriyor. Evliliðe baþlarken nasýl duygu-mantýk dengesi kurulmasý gerekirse, evliliðin devamý veya bi- tirilmesi durumunda da duygu- mantýk dengesi gerekiyor. Eþinizin bir yandan chat yaparken diðer yandan sizinle ilgilenmesi, bir suç- luluk psikolojisi ve vicdan rahat- latma gayreti olabilir. Belki sizin de belirttiðiniz gibi psikolojik bir dengesizlik de olabilir. Ancak bu- na eþinizi görmeden karar vermek hata olur. Eþinizin içinde bulundu- ðu chat dünyasý maalesef birçok yuvanýn yýkýlmasýna vesile olan sanal bir mutluluk dünyasýdýr.

Eþinizin yaptýðý davranýþ deðerlen- dirildiðinde bütünüyle olmamasý gereken bir hata olarak isimlendi- rilebilir. Ancak burada sizin dü-

þünmeniz gereken, eþinizi buna iten nedenler olmalý. Bu nedenler evliliðinizde yolunda gitmeyen sü- reçlerse ve bunlar sizden kaynak- lanýyorsa bunlarý düzeltmeli ve eþinizi gerçekten seviyorsanýz ve evliliðinizin devam etmesini isti- yorsanýz eþinizin bu sanal dünya- dan çýkmasý için destek olmalýsý- nýz. Tamamen sizin dýþýnýzdaki nedenlerse ve eþiniz doðru yaptý- ðýný düþünüyorsa o zaman yapýla- cak þey duygularýnýzýn sesinden ziyade mantýðýnýzý dinlemek olma- lýdýr. Ayrýca ayrýlýk konusunda hemfikir olduðunuzu ve kararlý davranýlacaðýný belirtmiþsiniz. Bu kararý vermiþ olsanýz dahi bir an- da eþinizle yaþadýðýnýz güzel anla- rý ve hoþ paylaþýmlarý unutamazsý- nýz. Ayrýca bebek bekliyor olmanýz hassasiyetinizi arttýrmýþ olabilir.

Bütün bunlar gayet normaldir. Ev- li olmak çok güzel, bir evliliði bitir- mek ise çok zordur. Ama gerçekle- ri kabul etmeli ve geleceðe dair planlar yapmalýsýnýz...

Chat hastalýðý evliliðimi yýkýyor

C. C.

4 Yýllýk evliyim þu an 3,5 aylýk hamile- yim. Eþimin ve benim mesleðim inter- net üzerine kurulu olduðu için bu dün- yanýn faydalarý kadar zararlarýnýn da yeterince bilincindeyim. Evlendiðimiz günden beri hatta niþanlýlýðýmdan beri eþimin chat odalarýnda bulduðu çeþitli kadýnlarla yaptýðý konuþmalara þahit oldum. Her defasýnda hata yaptýðýný söyleyerek bir daha yapmayacaðýna söz verdi; ama sonu asla gelmedi. Ha- mile olduðumu 2. ayda öðrendim.

Eþim onu oyuna getirdiðimi söyleye- rek 2 aylýk hamileyken beni terk etti.

Henüz dava açýlmýþ deðil; ama ikimiz de kararlýyýz ayrýlmaya. Ama bir tutar- sýzlýk var, eþim gündüzleri deðiþik kýz- larla konuþurken beni devamlý arayýp çok merak ettiðini, bir þeye ihtiyacým olup olmayacaðýný soruyor. Eþimin bu yaptýklarý bir ruh hastalýðýndan mý ileri gelmektedir? Mantýðým bu evliliðin yürümeyeceðini apaçýk gösteriyor;

ama duygularýmý engelleyemiyorum.

Çok yalnýzlýk çekiyorum ve maalesef kocamý özlüyorum.

FOTOÐRAF: AFP

(30)
(31)

doðru yanlýþ hangisi

doðru? boþluklarý

doldur

11.. Ýþlem kabiliyetiniz iyi, konularý anlýyor fakat çok hata yapýyorsanýz;

konu çalýþmasýndan çok pratik yap- maya zaman ayýrmalýsýnýz.

22.. ‘Bunu asla anlayamam, bu problemi çözmem imkansýz, baþa- ramayacaðým’ gibi içinizde sürekli tekrarlanan iç konuþmalarýnýza kulak vermeyin.

33.. Ýþlem kabiliyetiniz iyi, fakat ko- nularý anlamakta güçlük çekiyorsa- nýz; ders çalýþýrken konularý kavra- maya daha fazla vakit ayýrmalýsýnýz.

11.. Ezan, insanlarýn bütün cihanda- ki varlýklar nâmýna ... yüce adýný, kâinata ilân etmesi demek- tir. ... yerini hiçbir þey tutmaz.

Ezan, sadece vaktin geldiðini bildi- ren bir iþaretten ibaret deðildir.

1. Sebeplere riayet neden önemlidir?

a) Kainat sebepler perdesiyle yaratýlmýþtýr.

b) Tevekkül edebilmek için, cüz’i irademizle tedbir almamýz gerekir.

c) Peygamberimiz de sebeplere riayet et- miþtir.

d) Hepsi doðru.

22.. Hangisi “altýn harflerle yazdýrýlan sözler” kýssasýnda geçmez.

a) Hükümdar Nûþirevan b) Vezir Buzurcmihr c) Zafername kitabý d) Kemalettin Tuðcu

33.. Hangi madde, “hiç kimsenin onsuz yapamayacaðý þeylere dahil deðildir?

a) Akýllý kiþi alimlere danýþýr

b) Güçlü de olsa savaþan kiþi taktik ve hile- ye baþvurur.

c) Zahid bir kimse takva sahibi de olsa iba- detten uzak kalamaz.

d) Hiçbiri

4. Çocuk ve yalan konusunda aþaðýdaki- lerden hangisi doðrudur?

a) Hiç bir çocuk yalan söylemeyi anne kar- nýnda öðrenmez.

b) Yalan zamanla öðrenilen ve çevrenin ha- talý yaklaþýmlarý ile artan bir davranýþ bo- zukluðudur.

c) Ebeveynlerin yalan karþýsýnda sebebini düþünmeksizin tepki vermeleri yalanýn de- vam etmesine neden olan bir faktördür.

d) Hepsi

H

HAANNGGÝÝSSÝÝ DDOÐRRUU 1.d, 2. d, 3. d, 4. a , 5. d B

BOÞLLUUKKLLAARRII DDOOLLDDUURR 1. Allah’ýn, ezanýn D

DOÐRRUU--YYAANNLLIIÞÞ 1. Doðru. 2. Doðru 3. Doðru

CEVAPLAR

D Y

D Y

D Y

ailem test

(32)

Referanslar

Benzer Belgeler

• Temel ihtiyaclara harcanan zaman (yemek, uyku, kisisel bakim) + bos zaman (dinlenme +

Diðer bir bölümü de kâfir doðar, kâfir yaþar, mü’min olarak ölür..

Allah rýzasý için tutulan oruç, insaný günahlardan uzaklaþtýrdýðý gibi, gönül- lerde güzel duygularýn yeþermesine de vesile olur.. Fitne, fesat, haset, dediko- du ve

Dini olarak ise; “Bir malýn belli bir miktarýný belli bir zaman sonra Allah (cc) rýzasý için hak sahibi bir kýsým Müslümanlara tamamen mülk olarak vermektir.” Zekât nere-

Ýnsanoðlu çok çeþitli tabaka- lar halinde yaratýlmýþtýr: Kimisi vardýr, mü’min olarak doðar, mü- min olarak yaþar, kâfir olarak ölür.. Kimisi vardýr, kâfir olarak

O ana kadar sürekli Kur`an okuyan, eþinin saðlýðý için dua eden Ayþe Ha- ným, eþinin vefatýndan sonra yaþadýðý acýyý ve hayata yeniden nasýl baðlandý- ðýný

Ama ben en çok Efendimiz (sas) gibi herkese karþý tebessüm edebilmek, insan- lara karþý tatlý dilli olmak, güler yüzlü olmak, en önemlisi onun na- maza olan hassasiyetinden

Bizim için önemli olan þudur: Üç ay- larýn ilk cuma gecesi olan bu gece, Allah’a çokça yalvar- mak, yakarmak, dua etmek ve af dilemek için bir vesile- dir ve bir