• Sonuç bulunamadı

İç sular Zoo bentozu

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "İç sular Zoo bentozu"

Copied!
51
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

İç sular

Zoo bentozu

Doç. Dr. Utku Güner

uguner@trakya.edu.tr

1

2.Ders

2019

(2)

Bu hafta

• Akarsu morfolosi

• River continuum

• Göl ve akarsuların morfolojisi

• Göl ve akarsu yapısı

2

http://personel.trakya.edu.tr/uguner/#.VOMODEtwuKl

(3)

E-yoklama yapılmaktadır.

5902

Bu ders için gereken şifre

(4)

Yeryüzündeki suyun

%97.5’ nı

Okyanus ve deniz suyu oluşturur,

%2.5 ‘nı Tatlı sular oluşturur,

% 0.4’nıda yüzey ve atmosferik su

oluşturur.

Ekosistemdeki Su

(5)

5

Göl ve Akarsular

Belli bir havzayı kapsayan, deniz ile bağlantısı olmayan durgun su kütlesine göl denir.

Durgun sulara lentik sistemler adı da verilir.

Belirli bir yönde akan su kütlesine akarsu veya lotik sistemler denir.

(6)

6

• Dere, çay, ırmak, nehir gibi suyun belirli bir yönde akış halinde olduğu yerlerdir.

• Bu iki sistem arasında kesin bir ayrımdan söz edilemez.

• Lentik ve Lotik habitatlar arasında kademeli bir

değişme olabilir.

Akarsular

Her akarsuyun bir

havzası vardır

(7)

Türkiye’deki Akarsular

Türkiye’deki akarsular oluşum zamanlarına göre 3 gruba ayrılır.

Birinci grup akarsular; Neojen’de yani Kuzey ve Güney Anadolu arazisinin karalaşmış ama sıradağların henüz meydana gelmemiş olduğu zaman diliminde ,mevcut yer şekillerine ve iklim koşullarına göre vadilerini geliştirmişlerdir.

•Daha sonra Kuzey ve güney Anadolu'daki sıradağlar yükselirken, bu akarsular da aşındırmalarını yaparak dağlara gömülmüşlerdir.

•Bunun sonucunda Kızılırmak, Sakarya, Fırat ve Dicle gibi büyük akarsularımızın oluşturdukları vadiler ve bu vadiler üzerinde çok sayıda boğazlar meydana gelmiştir.

(8)

Türkiye’deki Akarsular

(9)

İkinci grup akarsular ise vadilerini Türkiye tektonik gelişimini büyük ölçüde tamamladıktan sonra ortaya çıkan topoğrafik, jeolojik ve klimatik koşullar altında oluşturmuşlardır.

Bu gruptaki vadiler Karadeniz dağlarının ve Toros dağlarının denize bakan,bol yağışlı yamaçlarında oluşmuş bulunan çok sayıdaki küçük vadilerdir.

Genellikle birbirine paralel, kısa boylu ve yatak eğimleri fazla olan bu vadilerin içindeki akarsular hızlı akışlıdır.

Türkiye’deki Akarsular

(10)

Üçüncü grup akarsuların vadileri Ege Bölgesinde bulunan grabenlere yerleşmiş olan akarsulardır.

Bu akarsular, epirojenik hareketler sırasında Egeit karasıyla birlikte oluşan doğu batı yönlü çöküntü hendeklerine yerleşmiş ve alüvyonlarıyla bu çukurlukların tabanlarını doldurarak kendilerine vadi oluşturmuşlardır.

Türkiye’deki Akarsular

(11)

Türkiye Akarsularının Özellikleri

• Türkiye oldukça sık bir akarsu ağına sahiptir.

Anadolu'yu kuzeyden ve güneyden kuşatan yüksek sıradağların yamaçlarından doğan ve birbirleriyle birleşmeden denize ulaşan akarsularımızın sayısı çok fazladır.

• Türkiye'nin bir yarımada ülkesi olması ve yüksek dağların genellikle denizlere paralel uzanması nedeniyle akarsuların uzunlukları fazla değildir.

İç Anadolu Bölgesi’nde büyük bir yay çizen ve K.Anadolu dağlarını yararak Karadeniz'e ulaşan ülkemizin en uzun akarsuyu Kızılırmak'ın bile uzunluğu 1150 km.dir.

(12)

• Türkiye'deki akarsuların bol su taşımadığı görülür.

Bunun nedeni ülkemizin bol yağış almayışı ve akarsu havzalarının geniş olmasıdır. Türkiye'nin en yağışlı bölümü olan Karadeniz'de bile çok sık ve kısa boylu, genellikle az su taşıyan akarsular bulunur.

• Türkiye akarsularının çoğunlukla yatakları fazla eğimli ve buna bağlı olarak da akışları hızlıdır.

Akarsularımızın bu özelliği yeryüzü şekillerinden ileri gelmektedir.

Ege bölgesindeki depresyonlara yerleşmiş akarsuların aşağı kesimleri dışında yüksek plato ve dağlardan akarak denizlere varan akarsuların yatakları oldukça eğimlidir.

Hızlı bir şekilde akan bu akarsular Türkiye'de erozyonu artırırlar ve denizlere bol miktarda alüvyon taşırlar.

Akarsularımızın ağızlarında geniş deltaların yer alması yine bu nedendendir.

• Türkiye akarsularının rejimleri düzenli değildir.

Bunda da en önemli etken iklimdir.

Türkiye Akarsularının Özellikleri

(13)

• Akarsularımızın pek çoğu ülke sınırları içinden doğup yine ülke topraklarında denize ulaşmaktadır.

Fırat, Dicle, Aras, Kura ve Çoruh ırmakları ise Türkiye topraklarından beslenerek başka ülkelerin topraklarından denizlere ve göle (Hazar Gölü) kavuşmaktadır.

• Irmaklarımızın bir kısmı yer yer komşularımızla sınır oluşturmaktadır.

Örneğin; Meriç, Yunanistan’la, Aras ise Ermenistan ve Nahcivan’la sınırımızın bir kısmını oluşturmaktadır. Bunlara sınır oluşturan sular denmektedir.

• Başta büyükleri olmak üzere, akarsularımızın çoğu denizlere ulaşmaktadır.

Ancak bazı akarsular; Van Gölü, Tuz Gölü, Göller yöresindeki göllere ve Hazar Gölü’ne ulaşmaktadır.

Türkiye Akarsularının Özellikleri

(14)

Ulaştıkları Denizlere Göre Türkiye’nin Önemli Akarsuları

• Karadeniz’e ulaşan başlıca akarsular; Kızılırmak, Yeşilırmak, Sakarya ve Çoruh’tur.

• Akdeniz’e ulaşan başlıca akarsular; Asi, Seyhan, Ceyhan, Göksu ve Aksu’dur.

• Ege denizine ulaşan başlıca akarsular; Meriç, Bakırçay, Küçük Menderes, Büyük Menderes’tir.

• Marmara denizine ulaşan başlıca akarsular; Susurluk

• Basra körfezine ulaşan akarsular; Fırat, Dicle ırmaklarıdır.

• Hazar Gölü’ne ulaşan akarsular; Kura ve Aras ırmaklarıdır.

(15)

• Yeryüzünde doğal bir yatağa bağlı olarak akan su kütlelerine denir.

• Seyelan da akış belli bir yatağa bağlı olarak meydana gelmez yeryüzünü kaplarcasına bir örtü şeklinde akar

Akarsular

(16)

1. Akarsu kaynağı: Akarsuyun doğduğu yerdir.

2. Akarsu ağzı: Akarsuyun herhangi bir denize veya göle döküldüğü yerdir.

3. Akarsu yatağı: Kaynakla ağız arasında uzanan, akarsuyun içinden aktığı çukurluktur.

4. Akarsu vadisi: Akarsuların, içinde aktıkları yatağı aşındırmalarıyla ortaya çıkan çukurluktur.

5. Akarsu havzası: Bir akarsuyun bütün kollarıyla

birlikte sularını topladığı ve faaliyet gösterdiği alanlardır.

Eğer akarsular, topladıkları suyu denize ulaştırabiliyorsa, böyle akarsuların havzası açık havzadır. Ancak, akarsular topladıkları suyu denize ulaştıramıyorsa, kara içinde bir göle dökülüyorsa veya yer altına sızıyorsa, bu tür akarsuların havzası kapalı havzadır.

Akarsular yapısı

(17)

6. Su bölümü çizgisi: İki akarsu havzasını birbirinden ayıran sınırdır. Genellikle dağların doruk noktalarından geçerler.

7. Akarsu ağı (Akarsu drenajı): Akarsu havzası, içindeki kollarıyla birlikte bir ağ oluşturur. Buna akarsu ağı (drenajı) denir.

Havzanın eğimi, yapıyı oluşturan taşların cinsi ve tabakaların özelliklerine göre, değişik tipte akarsu drenajları oluşur.

8. Akarsu debisi (akımı): Akarsu yatağının, herhangi bir kesitinden geçen su miktarının m3/sn cinsinden değeridir.

9. Akarsu rejimi: Akarsuyun yıl içerisindeki debi değişiklikleridir.

Akım düzeni olarak da adlandırılır.

– Düzenli Rejim: Yıl içinde akarsuyun taşıdığı su miktarındaki değişim az ise rejim düzenlidir. (Burada şunun bilinmesi gerekir, düzenli rejimde olsa taşınan su miktarında yıl içinde bir miktar değişim gözlenir. “Taşınan su miktarında hiç değişme

olmayacak !” diye bir koşul yoktur.)

– Düzensiz Rejim: Yıl içinde akarsuyun taşıdığı su miktarındaki değişim fazla ise hatta belli dönemlerde akarsu kuruma noktasına geliyorsa rejim düzensizdir.

Akarsular yapısı

(18)

18

Her akarsuyun bir havzası vardır

(19)

19

Havzalar bir ana su kaynağına drene olan alanlar oldukları için, ana işlevlerinden birisi suyu arazide geçici olarak depolayıp ana su kaynaklarına ve oradan da havza çıkışlarına doğru taşımaktır.

Havzalar ve havzaların içindeki su ekosistemleri, suyun dışında çökelebilen katı maddeleri (sediment), diğer maddeleri (örneğin besin elementleri ve kirleticiler), enerji ve bir çok organizmayı taşımaktadırlar.

Taşınma süreçleri ile birlikte havza içindeki değişik konumlardaki geciktirme/depolama süreçleri de dikkate alınmalıdır.

Akarsu ekolojik fonksiyonu

(20)

20

Akarsular ve barajlar

(21)

21

Akarsular kıyılarıyla sürekli etkileşime giren ve kaynağından ağıza doğru sürekli değişen açık bir ekosistemleridir.

Bu değişimin temeli, genişlik, derinlik, su, akış karakteristikleri, sıcaklık ve suyun çalkalanması gibi fiziksel çevre koşullarının kademeli olarak değişmesinden kaynaklanmaktadır. Fiziksel jeomorfolojik teoriye dayanan Vannote hipotezine göre, akarsu topluluklarının yapısal ve işlevsel özellikleri, fiziksel sisteme en uygun olacak şekilde seçilmiştir. Bir nehir, iç sulardan alt bölgelere doğru değiştikçe, materyalin üretimi ve tüketimi (solunum) arasındaki ilişki değişecektir (P / R oranı)

(22)

22

• Akarsular kıyılarıyla sürekli etkileşime giren ve kaynağından ağıza doğru sürekli değişen açık bir ekosistemleridir.

• Bu değişimin temeli, genişlik, derinlik, su, akış karakteristikleri, sıcaklık ve suyun çalkalanması gibi fiziksel çevre koşullarının kademeli olarak değişmesinden kaynaklanmaktadır.

• Fiziksel jeomorfolojik teoriye dayanan Vannote hipotezine göre, akarsu topluluklarının yapısal ve işlevsel özellikleri, fiziksel sisteme en uygun olacak şekilde seçilmiştir.

• Bir nehir, iç sulardan alt bölgelere doğru değiştikçe, materyalin üretimi ve tüketimi (solunum) arasındaki ilişki değişecektir (P / R oranı)

River Continuum Concept

,

(23)

23

River Continuum Concept

,

(24)

24

• Öğütücüler

- büyük yiyecekleri alıp küçük

parçalara bölen ; otçul omurgasızlar (yapraklar ve mikrofauna)

• Sıyırıcılar -

aufwuchs (yüzey üzerinde)

besleme; Yüzeylerde malzemeyi sıyırmak için özelleştirilmiş ağız parçalara sahipler

• Toplayıcıları -

Ağları veya organik maddeleri toplamak için kullanılması kılsı yapıılara sahip; ince parçacıklı organik madde beslenir; ağlarla

filtreleme, yapalar

• Yırtıcılar - etçil;

Bütün halde yutmak veya ısırarak parçalarlar yada içini emmerek beslenirler

Lotik sistem beslenme tipleri

(25)

25

River

Continuum

Concept

,

(26)

26

Vannote Hipotezi

(27)

27

Akarsulardaki Organik madde

Maddeler havza içinde taşınırken değişik

dönüşümlere uğramaktadırlar

(28)

28

• Çözünmüş organik madde (DOM) olarak da bilinen çözünmüş organik karbon (DOC) ile eşdeğerdir.

• Sucul ekoisitemlerde çeşitli menşeye ve kompozisyona sahip organik moleküller için geniş bir sınıflandırmadır. Organik karbonun "çözünmüş"

fraksiyonu, genel bir sınıflamadır.

• Birçok araştırmacı 0,45 mikrometrenin altındaki bileşikler için "çözülmüş" terimini kullanır, ancak 0,22 mikrometre de yaygındır

• Pratikte GF / F filtresi geçen tüm maddelerindir.

Akarsulardaki Organik madde

DOM (Çözünmüş organik madde)

(29)

29

• POM Partikül organik madde (POM, makro organik madde, ya da kaba fraksiyon organik madde) 0.053 mm ve 2 mm boyutunda arasındaki organik madde olarak tanımlanır

POM (Partikül organik madde)

(30)

30

UV ve görünür ışığın CDOM ile adsorbe edilir:

• UV penetrasyonunu kontrol eder

• Fitoplankton ve diğer mikrobiyal aktivitelere etki eder

• CO2, CO, H2O2, OCS (karbonil sülfür) fotoprodüksiyonunda birincil reaktan olarak görev alır.

• Sucul ekosistemlerde klorofilin ve birincil üretimin uzak gözlemlerini etkileyebilir.

• Kıyı bölgelerinde: Çoğunlukla karasal hümik asit ve fulvik asitler (bitki ağı dökümünden) nehirlerden ve su akıntılarından

• CDOM, sahilden uzaklaştıkça azalır;

CDOM (Renkli Çözünmüş Organik

Madde)

(31)

31

Akarsulardaki Organik madde Boyu

(32)

32

Organik madde döngüsü

(33)

33

Akarsularda Organik madde döngüsü

(34)

34

Akarsularda Organik madde döngüsü

(35)

35

Akarsularda organik Maddeye bağlı

değişimler

Akarsu içine giren organik maddeler bağlı olarak fiziko-

kimyasal parametreler değişim gösterir

(36)

36

Bir gölün morfolojisi havzası ile bağlantılıdır.

Havza fonkisyonu :

a)Boyutu: havza boyutunda artış ile taşmayan su hacmi oranı artar.

b)Şekli: Uzun ve dar su havzaları , kare su havzalarının , daha düşük akış-oranlarına neden olur.

c)Arazi-eğim: Eğim ve arazi kullanımı bir gölün morfolojisi üzerinde büyük etkileri vardır. Eğim ne kadar büyük olursa suyunun akış hızı o kadar artar .

Göl Morfolojisi

(37)

37

d) Drenaj deseni: bir alanın Drenaj deseni akarsu ve kolları seyrine bağlıdır.

e) Toprak ve jeoloji: havzanın toprak ve jeoloji da toprağa sızan su miktarını belirler.

f) Bitkisel örtü :Havzanın vejetasyonu sızma oranlarını , erozyon , sediment üretimi ve evapotranspirasyon oranı tipi ve kalitesi belirler. Yoğun bitki örtüsü erozyonu azaltır.

g) Yağış: Tutar ve yağış doğası ve oranını bir gölün morfolojisi belirleyen önemli bir faktördür. Yıl boyunca eşit dağıtılmış yağış ani keskin mevsimsel olmasına göre göl üzerinde farklı bir etkisi vardır.

Göl Morfolojisi

(38)

38

1. Sıcaklık 2. Yoğunluk

3. Kıvamlılar (Viskozite) 4. Bulanıklık (Turbidite) 5. Optik özellik (ışık)

6. Elektriki letkenlik ve Tuzluluk 7. Su hareketleri

Lotik-lentik fiziko-kimayasal

özellikleri

(39)

39

Gölde sıcaklık tabakalaması

(40)

40

Göl Morfolojisi

• Bentik bölge, sahillerden itibaren en derli yere kadar olan tüm diplerden;

• pelajik bölge ise bentik bölgeyi de örten tüm

su kütlesinden oluşur.

(41)

41

Derin Göl Morfolojisi

(42)

42

1-Rhizomenon bitkiler üzerinde yapışanlar

2-Biotekton(taşların yüzeyini örten organizmalar;

Cladophara)

3-Perifiton(sucul bitkiler üzerinde yaşayan epilitik algler ve mollusklar)

4-Psammon(kumlu zeminde yaşayan organizmalar) 5-Tallus(meyil bölgesi , mavi-yeşil alg bulunur)

6-Profundal(derin bölge)

Göl

Morfolojisi

(43)

43

Oligotrof Göller

Derin ve kıyıları dik yamaçlı. WL oranı (drenaj alanı/göl alanı) düsük.

Sıcaklık tabakalasması görülür. Epilimnion/Hipolimnion oranı küçük.

Yani hipolimnion bölgesi büyük ve soğuk.

Su rengi mavi-yesil, berrak, ışık geçirgenliği fazladır ve çoğunlukla termoklinin altına kadar uzanır. Secchi diskderinligi 8-40m arasında.

Besin tuzları N, P, Ca, Si düşük düzeyde.

Humik materyal az yada yok.

Sedimentte organik madde az.

(44)

44

Oligotrof Göller

• Yıl boyunca gölün tabakalarında O2 bol ve düzeyi fazla degismez.

• Kıyıda Phragmites, Juncus v.b. bitkiler az, litoral bölgede de submers, emers ve yüzücü yapraklı bitkiler fazla değil.

• Fitoplankton ve zooplankton sayıca az ancak tür adedi fazladır.

• Mavi-yesil alglerde algal bloom (su çiçeklenmesi)ender görülür.

• Bentik bölgede de organizma sayısı az. Biyomass (biyokütle) düşük, buna karşılık tür sayısı fazladır.

• Profundal zoobentozda tubifex, limnodrilus (oligochaeta) var.

• Tanytarsus larvaları (Diptera) bol. Chaoborus spp. (Dipter) larvaları

• Salmonid, Coregonid gibi soguk su balıkları yaygındır.yok

• Van, Hazar, Salda, Bafa Gölleri.

(45)

45

Eutrof Göller

1. Sığ ve kıyıları hafif egimli litoral bölgesi genis. WL oranı (drenaj alanı/göl alanı) yüksek.

2. Sıcaklık tabakalasması görülmeyebilir.

Epilimnion/hipolimnionoranı büyük (Hipolimnion epilimniona oranla küçük).

3. Su rengi kirli yesil yada sarı-yesil. Berraklık az, askıda madde ve plankton çoklugu nedeniyle ısık geçirgenligi düsük.

4. Termokline erismez. Secchi disk derinligi 0,1-2m arasında.

5. Besin tuzları N, P, Ca, Si bol (özellikle kıs mevsiminde) humus az.

(46)

46

Eutrof Göller

Sedimentte organik madde bol.

O2 düzeyinde degiskenlikler görülür. Yaz mevsiminde

hipolimnionda O2 çok . Bazen de epilimnionda %80-250’ye varabilen oranlarda süpersaturasyon (asırı doygunluk) görülür.

Kıyıda büyük su bitkileri bol.

Littoral bölgede bitki bol.

Plankton bol, ancak tür sayısı az. Su çiçeklenmesi yaygın.

Bentik bölgede organizma bol, biyokütle yüksek, tür sayısı az.

Profundal zoobentozda Chironomus spp. Larvaları ve Chaoborus var.

Genellikle sazan, Sudak, Turna yaygın gibi, sıcak su balıkları bulunur.

(47)

47

Distrof Göller

Sığ göllerdir. Yaslı daglarda ve genellikle bataklıklar civarındabulunurlar.

Göl suyunun rengi kirli sarı, ısık geçirgenligi düsük (kolloid madde ve humik materyalin çoklugu nedeniyle).

Besin tuzlarına fakir. Humus boldur. Bu nedenle pH degerleri düsüktür.

Dip sularında O2 düsük, yada hiç bulunmaz.

Büyük su bitkilerince fakir.

Plankton ve bentoz tür ve miktarı bakımından fakir.

Myxophyceae grubu çok zengin.

Ortamın asidik olması nedeniyle Chaoborus larvaları bol.

Çoğunlukla balık bulunmaz. Varsa da azdır.

(48)

48

Eutrofik Göl Bentozu

(49)

49

Oligotrofik ve Eutrofik Göl

Bentozu

(50)

50

Eutrofik Oligotrofi k

Eutrofik ve Oligotrofik Göl

karşılaştırması

(51)

51

Özetle

Lotik sistemlerde

besin Lotik sistemlerde

besin

Lotik Lentik

Akar su morfolojisi

Akar su morfolojisi

Göl morfolojisi

ve tabakaları

Göl morfolojisi

ve tabakaları

CPOM POM CPOM POM

Eurofik- oligotrofik

Eurofik- oligotrofik

River continuum

River continuum

Referanslar

Benzer Belgeler

oligochatea türleri göl verimliliğinde çok önemli olup birçok bentivor balığın temel besin maddelerindendir..  Homonom metameri ilk defa bu canlılar ile

Larva evresinde evcik oluştururlar, pupa evresini de aynı evcik içinde geçirirler... Ordo (Takım): Hemiptera (Yarım kanatlılar = Tahta kuruları,

Işık suya ulaşamadan önce absorbe edildiğinden, derin bentik ekosistemler için enerji kaynağı, çoğunlukla su sütununda derinliklere doğru sürüklenen organik

• Hastane ve senatoryumlardan gelen lağım sularında patojenik bakteriler bulunur ancak patojenik bakteriler akuatik ortamlarda yaşayamadıkları için zarar etkileri

Organik kirlenme hassas organizmaların yok olmasıyla çeşitlilikte azalmaya, besin maddesi zenginliğinden dolayı toleranslı organizmaların bolluğunda artışa ve

 Bir türün istasyon yada lokalitedeki toplam birey sayısına oranıdır. 

• Euriterm: Çok geniş sıcaklık değişimlerinde yaşama yeteneğinde olan sıcaklık değişimlerine hoşgörüsü yüksek olan formlardır.. • Euryök: Çok çeşitli ve

Göl suyunun rengi kirli sarı, ısık geçirgenligi düsük (kolloid madde ve humik materyalin çoklugu nedeniyle).. Besin