• Sonuç bulunamadı

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YAŞAM BOYU ÖĞRENME VE YETİŞKİN EĞİTİMİ ANABİLİM DALI YETİŞKİN EĞİTİMİ PROGRAMI

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YAŞAM BOYU ÖĞRENME VE YETİŞKİN EĞİTİMİ ANABİLİM DALI YETİŞKİN EĞİTİMİ PROGRAMI"

Copied!
248
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

YAŞAM BOYU ÖĞRENME VE YETİŞKİN EĞİTİMİ ANABİLİM DALI YETİŞKİN EĞİTİMİ PROGRAMI

YETİŞKİNLERİN SAĞLIK OKURYAZARLIK DURUMLARI VE ETKİLEYEN FAKTÖRLER

(TİP II DİYABETLİ HASTA ÖRNEĞİ)

DOKTORA TEZİ

Filiz ASLANTEKİN

Danışman: Prof. Dr. Meral UYSAL

Ankara Ekim, 2011

(2)

“Knowing is not enough; we must apply.

Willing is not enough; we must do.”

Gothe

(3)

Eğitim Bilimleri Enstitüsü Müdürlüğü’ne,

Bu çalışma jürimiz tarafından Eğitim Bilimleri, Yaşam Boyu Öğrenme ve Yetişkin Eğitimi Anabilim Dalı, Halk Eğitimi Programı’nda DOKTORA TEZİ olarak kabul edilmiştir.

Başkan : Prof. Dr. Meral UYSAL

Üye : Prof. Dr. Rıfat MİSER

Üye : Prof. Dr. Seçil ÖZKAN

Üye : Doç. Dr. Hayat BOZ

Üye : Yard. Doç. Dr. Mehmet BİLİR

ONAY

Yukarıdaki imzaların, adı geçen öğretim üyelerine ait olduğunu onaylarım.

Prof. Dr. Nejla KURUL Eğitim Bilimleri Enstitüsü Müdürü

(4)

ÖNSÖZ

“Mozambikli bir kadının bana söylediğini hiç unutmam. 'Okuma yazma bilmediğinde hep korkarsın' demişti. Doğrudur bu: Sağlık ocağının yolunu nasıl bulursun? İlaçlarınla ilgili bilgiyi nasıl okuyacaksın? demişti” Lalage J. Bown

Yılarını halk eğitimi çalışmalarına vermiş Lalage J. Bown’un yukarıdaki ifadesinde aktardığı gibi okuma yazma bilmemek yaşamda pek çok sınırlılığı getirmektedir. Ancak okuma yazma biliyor olmak da tüm sınırları kaldırmaya yet(e)memekte…. Özellikle sağlık konusunda… tüm bireylerin en çok da kronik hastalığı olan kişilerin sağlıklarıyla ilgili karar vermesi gereken durumların olmaması kaçınılmaz. Ancak karar verme noktasında okuryazar olmanın hatta çok iyi eğitimli olmanın yeterli olmadığı durumlar ortaya çıkar. Bu anlamda sağlık okuryazarlığı kavramı hastaların bu süreçteki sıkıntılarını görmek, zorluklarını algılamak, duyarlılık oluşturmak için önemli bir kavramdır. Bu kavram sağlık çalışanlarının hastaların yeterlilik durumlarını değerlendirmelerine ilişkin yol göstermektedir. Kişilerin ihtiyaç duydukları konuların tespit edilmesi, geliştirilmesini sağlayacak bir unsurdur. Sağlığın korunması ve sürdürülmesi, sağlık eşitsizliklerinin giderilmesi, sağlık hizmetlerinin etkin ve verimli kullanılması için kültür oluşturma aracıdır. Bu bağlamda yetişkinlerde sağlık okuryazarlığı kavramının oluşturulmasında en önemli mekanizma kuşkusuz eğitimdir. Bu çalışmada da sağlık okuryazarlığı yetişkin eğitimi perspektifiyle ele alınmış ve sağlık okuryazarlığının geliştirilmesi, bireyin kendi sağlığının ve toplum sağlığının üzerinde yetkinlik sağlaması noktasında pek çok çözüm yoluna ışık tutmaktadır.

Tez konumu belirlediğim günden itibaren, konumu kavrayıp bugünlere getirene kadar geçen sancılı dönemde bana gösterdiği anlayışlı, sabırlı ve destekleyici tutumlarından dolayı danışmanım Sayın Prof. Dr. Meral UYSAL’a teşekkürü borç bilirim.

Tez izleme komitesinde yer alarak, önerileriyle katkılarda bulunan, benden desteklerini esirgemeyen ve komitede bulunmalarından onur duyduğum hocalarım Sayın Prof. Dr. Rıfat MİSER ve Sayın Prof.

Dr. Seçil Özkan’a da teşekkürlerimi bir borç bilirim.

Tezimi yaparken yaşadığım zorluklarda, en sıkıldığım ve başaramayacağımı düşündüğüm anlarda bana her zaman destek veren, nazımı çeken arkadaşım Sayın Dr. Mesude ULUŞEN’e, anket uygulanması sırasında katkıda bulunan Sayın Yasemin ERKAL, Sayın Canan ADİL, Sayın Bilge ÇELİK, Sayın Özlem METİN, Sayın Özden EREN’e çok teşekkür ederim.

(5)

Tezimin yazma sürecinde verdiği desteklerinden dolayı değerli arkadaşlarım Sayın Öğr. Gör.

Bayram GÖKTAŞ, Sayın Mehmet YUMRUTAŞ, Sayın Selma AKMAN ve Sayın Dr. Ebru AYDIN ile emeği geçen tüm arkadaşlarıma, çalışmaya gönüllü olarak katılan tüm katılımcılara teşekkür ederim.

Yaşamım boyunca olduğu gibi doktora sürecimde de daima sevgi, hoşgörü ve fedakârlıklarıyla beni destekleyen, cesaretlendiren değerli ailem, sevgili annem ve babama da sonsuz sevgi ve teşekkürlerimi sunuyorum.

Filiz ASLANTEKİN

15 Ekim 2011 Cuma

(6)

ÖZET

YETİŞKİNLERİN SAĞLIK OKURYAZARLIK DURUMLARI VE ETKİLEYEN FAKTÖRLER;

(TİP II DİYABETLİ HASTA ÖRNEĞİ)

ASLANTEKİN, Filiz Doktora Tezi

Yaşam Boyu Öğrenme ve Yetişkin Eğitimi Anabilim Dalı Tez Danışmanı: Prof. Dr. Meral UYSAL

Ekim, 2011

Bu araştırma, tip II diyabetli hastaların sağlık okuryazarlık durumları ile sağlık okuryazarlığını etkileyen faktörleri ve bunların demografik değişkenlerle ilişkisi saptamak amacıyla 01 Aralık 2010 ve 31 Aralık 2010 tarihleri arasında Ankara Numune Eğitim ve Araştırma hastanesindeki gerçekleştirilmiş betimsel nitelikte bir çalışmadır. Araştırma grubunun % 62,8’ini kadın katılıcılar ve %81,4’ünü 44 yaş ve üzeri katılımcılar oluşturmaktadır. Büyük çoğunluğu (%33,6) ilkokul mezunu olup % 23,1’i okuryazar değildir. %82,4’ü evli, %53,3’ü işsiz ve %97’sinin sosyal güvencesi olup yaklaşık yarısının 900tl altında gelire sahipken %41’i gelir durumlarını kötü olarak algılamaktadır. Katılımcıların genel okuma yazma becerilerinde %38,8 oranında sıkıntı yaşadıkları görülmektedir. Okuryazar olmayan katılımcılar (%23,8) hastalıklarıyla baş etmede zorlanmaktadır. % 60,1’i 5 yıl ve daha uzun süredir diyabet hastası olup yaklaşık her üç hastadan birinin son bir yıl içerisinde hastaneye yatmıştır. Sağlık okuryazarlığı becerileri kapsamında %19 hastalığının nedeni hakkında yanlış bilgiye sahip olup %64’ü evde şeker ölçümü yapıyor, %66,5’i HbA1C’yi bilmiyor, yaklaşık yarısı diyetine uymuyor, %25 ayak bakımı yapıyor,

%20’si komplikasyon yaşamış ve bu komplikasyon yaşayanların yarısı önlenebilir nitelikte olduğunu ifade ediyor. Katılımcıların %63,5’i göz kontrolü, %18,9’u grip aşısı

(7)

yaptırıyor ve sadece %11,4’ü diyabet kimliği taşıyor. %32’si onam formları gibi dokümanları anlamıyor, %52’si hastalığıyla ilgili doküman okumuyor, okuyanlarda gazete ve hastanede verilen broşürleri okuyor. Okumama nedenlerine baktığımızda okuma alışkanlıklarının olmaması, sağlık personelinin verdiği bilgiyi yeterli görmesi, okuma düzeyi yeterli olmaması ve tıbbi terminolojiyi anlamıyor olmalarıdır. %34’ü ilaç kullanımıyla ilgili 3x1 talimatını anlamıyor, %71,7’si eğitim toplantısına katılmıyor ve neden olarak da hastaneden söylenmemesi ve ulaşım ekonomik nedenleri belirtiyor.

Eğitim alanların %13’ü faydasız buluyor ve hastaların en güvendiği bilgi kaynağı doktorlar olup doktor görüşmelerinde %16’sı soru sormaya çekiniyor, %15’i doktorun söylediğini anlamıyor, %10’u derdini anlatamıyorken %39’si doktorundan memnun olduğunu ifade ediyor. %14,4’ü diyabet günlüğü tutuyor, %3,3’ü diyabet derneğe üye,

%76,9’u mevzuatı takip ettiğini belirtiyor, ancak sadece %44,4’ü “uzman hekim raporu” gerektiğini, %25’i ise “Sağlık raporunun 2 yıl geçerli olduğu” bilgisine sahiptir.

%90 ailesiyle birlikte yaşayan katılımcıların %80’inen aileleri destek vermektedir.

diyabete ilişkin Bilgi puanları erkek katılımcılar, eğitim ve gelir düzeyi yüksek olanlar, kentte yaşayanlar, kitap ve gazete okuma alışkanlıkları yüksek olanlar, hastalığına ilişkin yayın okuyanlar, onam formlarını anlayanlar, hastalığının oluş nedenini bilenler, ilaçlarla ilgili 3x1 talimatını anlayanlar, hastalık süresi 5 yıl ve üzerinde olanlar, kontrollerine düzenli gidenler, göz kontrolü ve grip aşısı yaptıranlar arasında daha yüksek bulunmuştur. Bu bulgular ışığında genel eğitim düzeyi ve diyabet bilgi düzeyleri yüksek olan tip II diyabet hastaları, hastalıklarının kontrolüne ilişkin olumlu davranışlara sahiptir. Sağlık okuryazarlığı kapsamında değerlendirilen davranışlar üzerine etkileri değerlendirilen demografik değişkenlerden en çok ilişkili olan yerleşim yeri olup, öğrenim ve gelir durumunun ikinci sırada ağırlıklı olarak etki ettiği ve sırasıyla cinsiyet ve yaş değişkenlerinin de ilişkili olduğu saptanmıştır. Sonuç olarak, genel eğitim düzeyi iyileştirilmeli ve hastaların diyabet bilgi düzeylerinin arttırılmasına yönelik diyabet eğitimlerinin ulaşılabilirliği artırılarak ve içeriği yetişkin öğrenme gereksinimlerine cevap verebilecek nitelikte olarak hazırlandığında sağlık okuryazarlığı kapsamında değerlendirilen kişilerin kendi öz bakımlarını sağlamaya ve hastalık süreçlerini yönetmeye ilişkin davranış ve becerilerin geliştirilmesi yoluyla hastalığın iyi yönetimi sağlanacaktır.

(8)

ABSTRACT

HEALTH LİTERACY STATUS OF ADULTS AND AFFECTİNG FACTORS THE SAMPLE OF TYPE II DIABETES PATIENTS

ASLANTEKİN, Filiz PhD Thesis

Lifelong Learning And Adult Education Program Thesis Advisor: Prof. Dr. Meral UYSAL

October, 2011

This research is a descriptive study made in Ankara Numune Training and Research Hospital from 01st Dec, 2010 to 31st Dec, 2010 to determine health literacy status of patients with type 2 diabetes and factors effecting health literacy and relationship with demographic variables. This study consists of 307 participants and survey data collected by a questionnaire developed by the researcher. 62.8% of research group is female participants and its 81.4% is 44 years and above. İts large majority (33.6%) is primary school graduates, 23.1% not literate, 82.4% married, 53.3% unemployed, 97% covered by the social security, the income of almost 50% under 900TL per month and its 41% perceive their income as bad. 38.8 % of participants are seen to be feeling trouble in terms of overall literacy skills. illiterate participants (23.8%) have d difficulty in coping with disease. Approximately its 60.1% is patients with diabetes for more than 5 years and one of every three patients has been hospitalized in the past year. 19% having incorrect information about the cause of disease, %, 66.5% not knowing HbAIC, about 50% not conforming to the rules related to diet, 25% making foot care, 20% having a complication, half of it preventable complications.within the scope of health literacy skills. 63.5% being done optometry, 18% being made flu vaccine, 11.4% having identity of diabete, 32% not understanding documents such as consent forms, 52% not reading the document about their diseases, patients reading the document read newspapers and the leaflets given in the hospital. Reason for not reading.is that there is no the habit of reading. They evaluate information that the health personnel present as sufficient.

(9)

Another reason for not reading is that they have no medical termoloji. 34% not understanding the instruction of 3x1 on the drug use, 71.7% not participating the traing meetings, reasons of not participating the meetings are that management of hospital doesn’t inform them on the meetings, transportation and economic reasons.

13% of patients who have trained find it useless, information source that patients have trusted at most is doctors, 16% being afraid to ask the doctors qestions, 15%

not understanding what doctors say, 10% not telling the doctors their troubles, 39%

being pleased with the doctors. 14.4% keeping diary of diabetes, 3.3% being member of diabetes association,76.9% following up the legislation, but only 44.4%

knowing that the report of medical specialist is necessary, 25.4% knowing that the medical report is valid for two years. 90% of participants living with their parents and 80%of these ones are supported by their families. Participates with a high score on diabetes-related knowledge are males, those with with higher educational and income levels, those living in the city, those with high habits of reading books and newspapers, those reading the document about their diseases, those understanding consent forms, those understanding the instruction of 3x1 on the drug use, those with diabetes for more than 5 years, Those who regularly go for checks concerning diabetes, those being done optometry and those being made flu vaccine. In the light of these findings, it is determined that those with skills within the scope of health literacy have high levels of general education and diabetes knowledge. It was determined that the most relevant relations with demographic variables, being evaluated the effects on behavior within the scope of health literacy, are firstly residential area, then educational and income status, gender and age variables respectively. As a result, the general level of education should be improved, accessibility to diabetes training to increase their level of knowledge of diabetes should be provided and increased, good managing of the diseases by developing the behavior and skills and providing self-care for patients within the scope of health literacy will be provided when the content is prepared to meet the needs of adult for learning

(10)

İÇİNDEKİLER

ÖNSÖZ ... i

ÖZET ... iii

ABSTRACT ... v

İÇİNDEKİLER ... vii

TABLOLAR ... xi

ŞEKİLLER ... xx

BÖLÜM I GİRİŞ ... 1

1.1. Problem ... ... 1

1.2. Amaç ... .... 17

1.3. Önem ... .... 18

1.4. Sınırlılıklar ... .... 19

1.5. Kısaltmalar ... .... 19

BÖLÜM II KAVRAMSAL ÇERÇEVE… ... 20

2.1. Sağlık Okuryazarlığı Tanımı, Tarihi, Kuramları, Kavramsal Yapısı, Ölçümü ... .. 20

2.2.Sağlık Okuryazarlığına İlişkin Sınıflandırma ... 29

2.3. Sağlık Okuryazarlığının Ölçülmesi ... 40

2.4. Sağlık Okuryazarlığına İlişkin Araştırmalar ... 49

2.5. Sağlık Okuryazarlığı ve Yetişkin Eğitimi ... 54

2.6. Diyabet ... 58

BÖLÜM III YÖNTEM ... 60

3.1. Araştırmanın Modeli ... 60

3.2. Evren ve Örneklem ... 60

3.3. Veri Toplama Araç ve Teknikleri ... 61

(11)

3.4. Verilerin Toplanması ... 62

3.5. Verilerin Analizi ... 63

BÖLÜM IV BULGULAR VE YORUM ... 64

4.1. Demografik Özelliklere İlişkin Bulgular ... .. 65

4.2. Hastalık Yaşantılarına İlişkin Bulgular ... .. 68

4.3. Okuryazarlık ve Bilgisayar Okuryazarlığına İlişkin Bulgular ... .. 75

4.4. Sağlık Okuryazarlığına İlişkin Bulgular ... .. 91

4.4.1. Hastalığın Nedenini Bilme Durumu ... .. 93

4.4.2. Sağlık Kontrollerine Gitme Durumu ... .. 96

4.4.3. Sağlık Hizmetini Kullanma Durumu ... 101

4.4.4. Kan Düzeyi Kontrol Durumu; Evde Şeker Ölçümü ... 104

4.4.5. Kan Düzeyi Kontrol Durumu; HbA1c Takibi ... 106

4.4.6. Düzenli İlaç Kullanma Durumu ... 108

4.4.7. Doktora Sormadan İlaç Dozunda Değişiklik Yapma Durumu . 111 4.4.8. Diyet Uygulama Durumu ... 114

4.4.9. Egzersiz Yapma Durumu ... 118

4.4.10. Ayak Bakımı Yapma Durumu ... 122

4.4.11. Riskli Davranışlarına İlişkin Durum ... 125

4.4.12. Komplikasyon Riskini Kontrol Etme Durumu ... 126

4.4.13. Göz Kontrolü Yaptırma Durumu ... 127

4.4.14. Grip Aşısı Yaptırma Durumu ... 130

(12)

4.4.15. Bitkisel İlaç Kullanma Durumu ... 133

4.4.16. Hastalıkla İlgili Duyduğu Bilgiyi Kullanma Durumu ... 136

4.4.17. Hastanede Verilen Dokümanları Anlama Durumu ... 137

4.4.18. Hastalıklarına İlişkin Yayın Okuma Durumu ... 143

4.4.19. Hastalık Yönetimine İlişkin Verilen Talimatları Doğru Algılama Durumu ... 147

4.4.20. Diyabet Eğitimi Durumu ... 150

4.4.21. Hastaların Diyabetle İlgili Sorularını/Sıkıntılarını Danışma Durumu ... 157

4.4.22. Bilgi Kaynakları ... 160

4.4.23. Mevzuat Takip Etme ... 162

4.5. Sağlık Okuryazarlığını Etkileyen Etmenlere İlişkin Bulgular ... 167

4.5.1. Sağlık Personeli İle İletişim ... 167

4.5.2. Sosyal Destek ... 168

4.6. Diyabet Hakkındaki Bilgi Düzeyleri ve Sağlık Okuryazarlık Durumları Arasındaki İlişkiye İlişkin Bulgular ... 170

BÖLÜM V SONUÇ VE ÖNERİLER ... 181

5.1. Sonuçlar ... 181

5.1.1. Demografik Özelliklere İlişkin Sonuçlar ... 181

5.1.2.Hastalık Yaşantılarına İlişkin Sonuçlar ... 181

5.1.3.Okuryazarlık ve Bilgisayar Okuryazarlığına İlişkin Sonuçlar .... 182

5.1.4.Sağlık Okuryazarlığına İlişkin Sonuçlar ... 182

(13)

5.1.5.Sağlık Okuryazarlığını Etkileyen Etmenlere İlişkin Sonuçlar .... 188

5.1.6.Diyabet hakkındaki bilgi düzeyleri ve sağlık okuryazarlık durumları arasındaki ilişkiye ilişkin Sonuçlar ... 189

5.2. Öneriler ... 192

5.2.1. Demografik Özelliklere İlişkin öneriler ... 192

5.2.2.Hastalık Yaşantılarına İlişkin öneriler ... 192

5.2.3.Okuryazarlık ve Bilgisayar Okuryazarlığına İlişkin öneriler ... 193

5.2.4.Sağlık Okuryazarlığına İlişkin öneriler ... 193

5.2.5.Sağlık Okuryazarlığını Etkileyen Etmenlere İlişkin öneriler ... 196

5.2.6.Diyabet hakkındaki bilgi düzeyleri ve sağlık okuryazarlık durumları arasındaki ilişkiye ilişkin öneriler ... 197

5.2.7.Gelecek Araştırmalar İçin Öneriler ... 198

KAYNAKÇA ... 199

EKLER ... 216

(14)

TABLOLAR LİSTESİ

Tablo 1. Tanımlayıcı Özelliklere Göre Dağılım ... 65

Tablo 2. Katılımcıların Kaç Yıldır Şeker Hastası Olduklarına İlişkin Dağılımı ... 69

Tablo 3. Katılımcıların Şeker Hastalığı Dışında Başka Kronik Bir Hastalığı Olma Durumuna İlişkin Dağılımı ... 69

Tablo 4. Halen Kullandıkları İlaçlara İlişkin Verilerin Dağılımı ... 70

Tablo 5. Son Bir Yıl İçinde Hastaneye Yatma Durumu ve Nedenine İlişkin Verilerin Dağılımı ... 71

Tablo 6. Hastalıklarıyla İlgili İlk Bilgilendirmeyi Aldıkları Yer/Kişilere İlişkin Veriler ... 71

Tablo 7. Şeker Hastalığı Tanısı Aldıklarında Verdikleri Tepkilerin Dağılımı ... 72

Tablo 8. Diyabet Tanısı Aldıklarında Katılımcılara Verilen Bilgilere İlişkin Veriler ... 73

Tablo 9. Sadece Okuryazar Olanların Okuma Yazma Öğrendikleri Yerlerin Cinsiyete Göre Dağılımı ... 75

Tablo 10. Okuma Yazma Becerilerini Kullanma Durumlarının Cinsiyete Göre ... 76

Tablo 11. Okuma Yazma Becerilerini Kullanma Durumlarının Yaş Gruplarına Göre Dağılımı ... 77

Tablo 12. Yaş Gruplarının Öğrenim Durumlarına Göre Dağılımı ... 77

Tablo 13. Okuma Yazma Becerilerini Kullanma Durumlarının Öğrenim Durumuna Göre Dağılımı ... 78

Tablo 14. Okuma Yazma Becerilerini Kullanma Durumlarının Gelir Durumuna Göre Dağılımı ... 79

Tablo 15. Okuma Yazma Becerilerini Kullanma Durumlarının Yerleşim Yerine Göre Dağılımı ... 79

Tablo 16. Gazete Okuma Alışkanlıklarının Cinsiyetlere Göre Dağılımı ... 80

Tablo 17. Gazete Okuma Alışkanlıklarının Yaş Gruplarına Göre Dağılımı ... 81

Tablo 18. Gazete Okuma Alışkanlıklarının Öğrenim Durumuna Göre Dağılımı .. 81

Tablo 19. Gazete Okuma Alışkanlıklarının Gelir Durumlarına Göre Dağılımı ... 82

Tablo 20. Gazete Okuma Alışkanlıklarının Yerleşim Yerlerine Göre Dağılımı .... 82

Tablo 21. Gazete Okuma Biçimlerine Göre Dağılımı ... 83

Tablo 22. Kitap Okuma Alışkanlıklarının Cinsiyetlere Göre Dağılımı ... 83

Tablo 23. Kitap Okuma Alışkanlıklarının Yaş Gruplarına Göre Dağılımı ... 84

Tablo 24. Kitap Okuma Alışkanlıklarının Öğrenim Durumuna Göre Dağılımı ... 84

(15)

Tablo 25. Kitap Okuma Alışkanlıklarının Gelirler Durumlarına Göre Dağılımı .... 85 Tablo 26. Kitap Okuma Alışkanlıklarının Yerleşim Yerine Göre Dağılımı ... 85 Tablo 27. Bilgisayar Kullanma Durumunun Cinsiyetlere Göre Dağılımı ... 86 Tablo 28. Bilgisayar Kullanma Durumunun Yaş Gruplarına Göre Dağılımı ... 86 Tablo 29. Bilgisayar Kullanma Durumunun Öğrenim Durumuna Göre Dağılımı . 87 Tablo 30. Bilgisayar Kullanma Durumunun Gelirler Durumlarına Göre Dağılımı 87 Tablo 31. Bilgisayar Kullanma Durumunun Yerleşim Yerine Göre Dağılımı ... 88 Tablo 32. Bilgisayar Kullanma Amaçlarının Cinsiyete Göre Dağılımı ... 88 Tablo 33. Bilgisayar Kullanma Sıklıklarının Cinsiyete Göre Dağılımı ... 89 Tablo 34. Hastalığın Nedenin Şeker Tüketmeyle İlgili Olmasını Bilme

Durumunun Cinsiyete Göre Dağılımı ... 93 Tablo 35. Hastalığın Nedenin Şeker Tüketmeyle İlgili Olmasını Bilme

Durumunun Yaş Gruplarına Göre Dağılımı ... 94 Tablo 36. Hastalığın Nedenin Şeker Tüketmeyle İlgili Olmasını Bilme

Durumunun Öğrenim Durumlarına Göre Dağılımı ... 94 Tablo 37. Hastalığın Nedenin Şeker Tüketmeyle İlgili Olmasını Bilme

Durumunun Gelir Durumlarına Göre Dağılımı ... 95 Tablo 38. Hastalığın Nedenin Şeker Tüketmeyle İlgili Olmasını Bilme

Durumunun Yaşadığı Yerleşim Yerlerine Göre Dağılımı ... 95 Tablo 39. Katılımcıların Sağlık Kontrollerine Düzenli Gitmelerinin Cinsiyete

Göre Dağılımı ... 96 Tablo 40. Sağlık Kontrollerine Düzenli Gitmelerinin Yaş Gruplarına Göre

Dağılımı ... 97 Tablo 41. Sağlık Kontrollerine Düzenli Gitmelerinin Öğrenim Durumlarına Göre

Dağılımı ... 97 Tablo 42. Sağlık Kontrollerine Düzenli Gitmelerinin Gelir Durumlarına Göre

Dağılımı ... 98 Tablo 43. Sağlık Kontrollerine Düzenli Gitmeleri İle Yaşadıkları Yerleşim

Yerlerine Göre Dağılımı ... 98 Tablo 44. Kontrole Gitmeme Nedenlerinin Dağılım ... 99 Tablo 45. Diyabetle İlgili Sağlık Kontrollerini Yaptırdıkların Yerlerin Dağılımı ... 100 Tablo 46. Diyabetle İlgili Sağlık Kontrollü Yaptırma Sıklıklarına Göre Dağılım . 100 Tablo 47. Hastaneye Tek Başına Gelebilme Durumunun Cinsiyete Göre Dağılımı ... 101

(16)

Tablo 48. Hastaneye Tek Başına Gelebilme Durumunun Yaş Gruplarına Göre Dağılımı ... 102 Tablo 49. Hastaneye Tek Başına Gelebilme Durumunun Öğrenim

Durumlarına Göre Dağılımı ... 102 Tablo 50. Hastaneye Tek Başına Gelebilme Durumunun Gelir Durumlarına

Göre Dağılımı ... 103 Tablo 51. Hastaneye Tek Başına Gelebilme Durumunun Yaşadıkları Yerleşim

Yerine Göre Dağılımı ... 103 Tablo 52. Hastaneye Tek Başınıza Gelmeme Nedenlerine Göre Dağılımı ... 104 Tablo 53. Katılımcıların Evde Şeker Ölçümü Yapmalarına İlişkin Frekans

Dağılımı ... 105 Tablo 54. En Son Baktırdıkları Hemoglobin HbA1c Değeri Hatırlama

Durumlarına İlişkin Dağılımı ... 107 Tablo 55. İlaçlarını Düzenli Saatlerde Alma Durumlarının Cinsiyete Göre

Dağılımı ... 108 Tablo 56. İlaçlarını Düzenli Saatlerde Alma Durumlarının Yaş Gruplarına

Göre Dağılımı ... 109 Tablo 57. İlaçlarını Düzenli Saatlerde Alma Durumlarının Öğrenim

Düzeylerine Göre Dağılımı ... 109 Tablo 58. İlaçlarını Düzenli Saatlerde Alma Durumlarının Gelir Durumlarına

Göre Dağılımı ... 110 Tablo 59. İlaçlarını Düzenli Saatlerde Alma Durumlarının Yaşadıkları

Yerleşim Yerlerine Göre Dağılımı ... 110 Tablo 60. “Doktora sormadan ilaç dozunda değişiklik yapar mısınız?”

Cinsiyete Göre Dağılımı ... 111 Tablo 61. “Doktora sormadan ilaç dozunda değişiklik yapar mısınız?” Yaş

Gruplarına Göre Dağılımı ... 112 Tablo 62. .“Doktora sormadan ilaç dozunda değişiklik yapar mısınız?”

Öğrenim Durumlarına Göre Dağılımı ... 112 Tablo 63. “Doktora sormadan ilaç dozunda değişiklik yapar mısınız? Gelir

Durumlarına Göre Dağılımı ... 113 Tablo 64. “Doktora sormadan ilaç dozunda değişiklik yapar mısınız?”

Durumunun Yaşadıkları Yerleşim Yerlerine Göre Dağılımı ... 113

(17)

Tablo 65. “Beslenme Konusunda Doktorunuzun veya Beslenme Uzmanınızın Önerilerini İçeren Diyet Reçetesi Verildi ve Tarif Edildi/Anlatıldı mı”

Sorusuna Verilen Cevaba Göre Dağılım ... 115

Tablo 66. Diyet Uygulama Durumlarının Cinsiyete Göre Dağılımı ... 116

Tablo 67. Diyet Uygulama Durumlarının Yaş Gruplarına Göre Dağılımı ... 116

Tablo 68. Diyet Uygulama Durumlarının Öğrenim Durumlarına Göre Dağılımı 117 Tablo 69. Diyet Uygulama Durumlarının Gelir Durumlarına Göre Dağılımı ... 117

Tablo 70. Diyet Uygulama Durumlarının Yaşadıkları Yerleşim Yerlerine Göre Dağılımı ... 118

Tablo 71. Egzersiz Yapma Durumlarına İlişkin Dağılım ... 119

Tablo 72. Egzersiz Yapma Durumlarının Cinsiyete Göre Dağılımı ... 120

Tablo 73. Egzersiz Yapma Durumlarının Yaş Gruplarına Göre Dağılımı ... 121

Tablo 74. Egzersiz Yapma Durumlarının Öğrenim Durumlarına Göre Dağılımı ... 121

Tablo 75. Egzersiz Yapma Durumlarının Gelir Durumlarına Göre Dağılımı ... 121

Tablo 76. Egzersiz Yapma Durumlarının Yaşadığı Yerleşim Yerlerine Göre Dağılımı ... 122

Tablo 77. Ayak Bakımı Yapma Durumuna İlişkin Dağılım ... 123

Tablo 78. Sigara ve Alkol Kullanma Alışkanlıklarına İlişkin Dağılım ... 125

Tablo 79. Diyabet Nedeniyle Bir Komplikasyon Yaşama Durumuna İlişkin Dağılım ... 126

Tablo 80. Hastalıkları Açısından Risk Yönetimine İlişkin Bazı Davranışlarının Dağılımı ... 127

Tablo 81. Göz Kontrolü Yaptırma Durumlarının Cinsiyete Göre Dağılımı ... 128

Tablo 82. Göz Kontrolü Yaptırma Durumlarının Cinsiyete Göre Dağılımı ... 128

Tablo 83. Göz Kontrolü Yaptırma Durumlarının Öğrenim Durumlarına Göre Dağılımı ... 129

Tablo 84. Göz Kontrolü Yaptırma Durumlarının Gelir Durumlarına Göre Dağılımı ... 129

Tablo 85. Göz Kontrolü Yaptırma Durumlarının Yaşadıkları Yerleşim Yerine Göre Dağılımı ... 130

Tablo 86. Grip Aşısı Olma Durumlarının Cinsiyete Göre Dağılımı ... 131

Tablo 87. Katılımcıların Grip Aşısı Olma Durumlarının Yaş Gruplarına Göre Dağılımı ... 131

(18)

Tablo 88. Grip Aşısı Olma Durumlarının Öğrenim Durumlarına Göre Dağılımı ... 132 Tablo 89. Grip Aşısı Olma Durumlarının Gelir Durumlarına Göre Dağılımı ... 132 Tablo 90. Grip Aşısı Olma Durumlarının Yaşadıkları Yerleşim Yerlerine Göre

Dağılımı ... 132 Tablo 91. Bitkisel İlaç Kullanmalarının Cinsiyete Göre Dağılımı ... 133 Tablo 92. Bitkisel İlaç Kullanmalarının Durumunun Yaş Gruplarına Göre Dağılımı ... 134 Tablo 93. Bitkisel İlaç Kullanma Durumunun Öğrenim Durumlarına Göre

Dağılımı ... 134 Tablo 94. Bitkisel İlaç Kullanma Durumunun Gelir Durumlarına Göre Dağılımı 135 Tablo 95. Bitkisel İlaç Kullanma Durumunun Yerleşim Yerine Göre Dağılımı ... 135 Tablo 96. Bitkisel İlaç Kullandıklarını Tavsiye Eden Kişilere Göre Dağılımı ... 136 Tablo 97. Katılımcıların Hastalıklarıyla İlgili Yararlı Olacak/İyi Gelecek

Herhangi Bir Şey ( İlaç, Şifalı Ot Vs.) Duyduğunda Gösterdiği Tutum/ Davranışa Göre Dağılım ... 136 Tablo 98. Hastanede Verilen Dokümanları (Onam Formları Gibi) Anlama

Durumlarının Cinsiyete Göre Dağılımı ... 138 Tablo 99. Hastanede Verilen Dokümanları (Onam Formları Gibi) Anlama

Durumlarının Yaş gruplarına Göre Dağılımı ... 138 Tablo 100. Hastanede Verilen Dokümanları (Onam Formları vb.) Anlama

Durumlarının Öğrenim Düzeylerine Göre Dağılımı ... 139 Tablo 101. Hastanede Verilen Dokümanları (Onam Formları Gibi ) Anlama

Durumlarının Gelir Gruplarına Göre Dağılımı ... 140 Tablo 102. Hastanede Verilen Dokümanları (Onam Formları Gibi) Anlama

Durumlarının Yerleşim Yerlerine Göre Dağılımı ... 140 Tablo 103. Hastanede Verilen Dokümanları (Onam Formları vs) Anlamama

Nedenlerine Göre Dağılımı ... 141 Tablo 104. katılımcılar Hastanelerin Duvar, Kapı vs. Gibi Noktalarında Asılı Olan

Resimli Yazılı Afişlerden Herhangi Bir Bilgi veya Sağlıkla İlgili Mesajı Hatırlamasına İlişkin Soruya Verilen Cevaplar ... 142 Tablo 105. Hastalıklarıyla İlgili Bilimsel Yayınlar Gibi Yazılı Doküman Okuma

Durumlarının Cinsiyete Göre Dağılımı ... 143

(19)

Tablo 106. Hastalıklarıyla İlgili Bilimsel Yayınlar Gibi Yazılı Doküman Okuma Durumlarının Yaş Gruplarına Göre Dağılımı ... 144 Tablo 107. Hastalıklarıyla İlgili Bilimsel Yayınlar Gibi Yazılı Doküman Okuma

Durumlarının Öğrenim Durumlarına Göre Dağılımı ... 144 Tablo 108. Katılımcıların Hastalıklarıyla İlgili Bilimsel Yayınlar Gibi Yazılı

Doküman Okuma Durumlarının Gelir Gruplarına Göre Dağılımı ... 145 Tablo 109. Katılımcıların Hastalıklarıyla İlgili Bilimsel Yayınlar Gibi Yazılı

Doküman Okuma Durumlarının Yaşadıkları Yerleşim Yerlerine Göre Dağılımı ... 145 Tablo 110. Hastalıklarıyla İlgili Okudukları Doküman Türlerine Göre Dağılım .... 146 Tablo 111. Hastalıklarıyla İlgili Okuma Yapmama Nedenlerine Göre Dağılım .... 147 Tablo 112. Verilen Talimatları Doğru Algılama Durumunun Cinsiyete Göre

Dağılımı ... 148 Tablo 113. Verilen Talimatları Doğru Algılama Durumunun Yaş Gruplarına

Göre Dağılımı ... 148 Tablo 114. Verilen Talimatları Doğru Algılama Durumunun Öğrenim Durumlarına

Göre Dağılımı ... 149 Tablo 115. Verilen Talimatları Doğru Algılama Durumunun Gelir Gruplarına

Göre Dağılımı ... 149 Tablo 116. Verilen Talimatları Doğru Algılama Durumunun Yaşadıkları Yerleşim

Yerlerine Göre Dağılımı ... 150 Tablo 117. Diyabetle İlgili Eğitim Toplantısına Katılma Durumunun Cinsiyete

Göre Dağılımı ... 152 Tablo 118. Diyabetler İlgili Eğitim Toplantısına Katılma Durumunun Yaş

Gruplarına Göre Dağılımı ... 152 Tablo 119. Diyabetler İlgili Eğitim Toplantısına Katılma Durumunun Öğrenim

Durumlarına Göre Dağılımı ... 153 Tablo 120. Diyabetler İlgili Eğitim Toplantısına Katılma Durumunun Gelir

Durumlarına Göre Dağılımı ... 153 Tablo 121. Diyabetle İlgili Eğitim Toplantısına Katılma Durumunun Yaşadıkları

Yerleşim Yerlerine Göre Dağılımı ... 154 Tablo 122. Diyabetle İlgili Eğitim Toplantısına Katılma Durumunun Katılmama

Nedenlerine Göre Dağılımı ... 155

(20)

Tablo 123. Diyabetle İlgili Eğitim Toplantısına Katılanların Eğitimlerin Yararını Değerlendirme Durumlarının Dağılımı ... 156 Tablo 124. Katılımcıların Eğitim Programlarından Olmasını İstedikleri Unsurlar

ve Beklentilerine İlişkin Dağılım ... 156 Tablo 125. Hastalığı İle İlgili Sıkıntı Ya da Sorması Gereken Bir Durum

Olduğunda Başvurduğu Yer/kişi tercihlerinin Cinsiyete Göre Dağılımı ... 157 Tablo 126. Hastalığı İle İlgili Sıkıntı Ya da Sorması Gereken Bir Durum

Olduğunda Başvurduğu Yer/kişi tercihlerinin Yaşa Göre Dağılımı .... 158 Tablo 127. Hastalığı İle İlgili Sıkıntı ya da Sorması Gereken Bir Durum

Olduğunda Başvurduğu Yer/Kişi Tercihlerinin Öğrenim Düzeylerine Göre Dağılımı ... 159 Tablo 128. Hastalığı İle İlgili Sıkıntı ya da Sorması Gereken Bir Durum

Olduğunda Başvurduğu Yer/Kişi Tercihlerinin Gelirler Durumlarına Göre Dağılımı ... 159 Tablo 129. Hastalığı İle İlgili Sıkıntı ya da Sorması Gereken Bir Durum

Olduğunda Başvurduğu Yer/Kişi Tercihlerinin Yerleşim Yerlerine Göre Dağılımı ... 160 Tablo 130. Hastalıklarıyla İlgili En Güvenilir Bilgi Kaynaklarına Göre Dağılım .... 161 Tablo 131. Kontrole Gittiğin Hastalığıyla İlgili Yaşadığı Durumları Unutmadan

Anlatabilmek İçin Yaşadığı Sorun/ Şikayetleri Bir Deftere ya da Günlüğe Yazma Durumuna Göre Dağılım ... 161 Tablo 132. Hastalıklarıyla İlgili Bir Dernek ya da Kuruluşa Üyelik Durumuna

Göre Dağılım ... 162 Tablo 133. Hastalıklarıyla İlgili Mevzuatı Takip Etme Durumuna Göre Dağılım .. 162 Tablo 134. Katılımcıların Hastalıklarıyla İlgili Mevzuatı Takip Etme Durumlarının

Cinsiyete Göre Dağılımı ... 163 Tablo 135. Hastalıklarıyla İlgili Mevzuatı Takip Etme Durumunun Yaş

Gruplarına Göre Dağılımı ... 163 Tablo 136. Hastalıklarıyla İlgili Mevzuatı Takip Etme Durumunun Öğrenim

Düzeylerine Göre Dağılımı ... 164 Tablo 137. Hastalıklarıyla İlgili Mevzuatı Takip Etme Durumlarının Kimin

Kullandıklarının Gelir Gruplarına Göre Dağılımı ... 164

(21)

Tablo 138. Hastalıklarıyla İlgili Mevzuatı Takip Etme Durumunun Sahip Oldukları Sosyal Güvence Türüne Göre Dağılımı ... 165 Tablo 139. Hastalıklarıyla İlgili Mevzuatı Takip Etme Durumunun Yaşadıkları

Yerleşim Yerlerine Göre Dağılımı ... 165 Tablo 140. Hastalıklarıyla İlgili Mevzuat Maddelerin Esas ve Şartlarını Bilme

Durumlarına İlişkin Dağılımı ... 166 Tablo 141. Hastanedeki Muayene Surelerine İlişkin Değerlendirilmesinin Göre

Dağılım ... 167 Tablo 142. Doktoruyla Hastalıklarıyla İlgili Görüşmeler Yaparken İletişim

Süreçlerindeki Yaşantılarıyla İlgili Görüşlerinin Dağılım ... 168 Tablo 143. Sosyal Yaşamına İlişkin Bazı verilere Göre Dağılımı ... 169 Tablo 144. Hastalıkların Aile Bireyleri İle Yaşama Durumları ve Hastalık

Yaşantılarına Destek Olma Durumuna Göre Frekans Dağılımı ... 170 Tablo 145. Katılımcıların Diyabete İlişkin Bilgi Puan X, M, SD, MİN, MAX

Değerleri ... 171 Tablo 146. Diyabete İlişkin Bilgi Puan Ortalamasının Cinsiyetlere Göre

Karşılaştırma ... 172 Tablo 147. Diyabete İlişkin Bilgi Puan Ortalamasının Yaş Gruplarına Göre

Karşılaştırma ... 173 Tablo 148. Diyabete İlişkin Bilgi Puan Ortalamasının Öğrenim Durumlarına

Göre Karşılaştırma ... 174 Tablo 149. Diyabete İlişkin Bilgi Puan Ortalamasının Gelir Gruplarına Göre

Karşılaştırma ... 174 Tablo 150. Diyabete İlişkin Bilgi Puan Ortalamasının Yerleşim Yerlerine Göre

Karşılaştırma ... 175 Tablo 151. Diyabete İlişkin Bilgi Puan Ortalamasının Okuma Yazma Beceri

Durumlarına Göre Karşılaştırma ... 175 Tablo 152. Diyabete İlişkin Bilgi Puan Ortalamasının “Şeker Hastalığına İlişkin

Verilen Dokümanları Anlamıyor musunuz?” Sorusuna Verdikleri Cevaba Göre Karşılaştırma ... 176 Tablo 153. Diyabete İlişkin Bilgi Puan Ortalamasının Kitap Okuma

Alışkanlıklarına Göre Karşılaştırma ... 176

(22)

Tablo 154. Diyabete İlişkin Bilgi Puan Ortalamasının Hastalıkları İle İlgili Bir Sıkıntı ya da Sormaları Gereken Bir Durum Olduğunda

Başvurdukları Yer/Kişilere Göre Karşılaştırma ... 177 Tablo 155. Diyabete İlişkin Bilgi Puan Ortalamasının Gazete Okuma

Alışkanlıklarına Göre Karşılaştırma ... 177 Tablo 156. Diyabete İlişkin Bilgi Puan Ortalamasının “Hastalığınızla İlgili

Bilimsel Yayın Gibi Yazılı Doküman Okur Musunuz?” Sorusuna Verdikleri Cevaba Göre Karşılaştırma ... 178 Tablo 157. Diyabete İlişkin Bilgi Puan Ortalamasının Hastalığıyla Yaşıyor

Oldukları Süreye Göre Karşılaştırma ... 178 Tablo 158. Diyabete İlişkin Bilgi Puan Ortalamasının “Kontrollere Düzenli Gider

misiniz?” Sorusuna Verdikleri Cevaba Göre Karşılaştırma ... 179 Tablo 159. Diyabete İlişkin Bilgi Puan Ortalamasının Hastalığın Nedeninin

Şeker Tüketme İle İlgili Olup Olmamasını Bilme Durumuna Göre Karşılaştırma ... 179 Tablo 160. Diyabete İlişkin Bilgi Puan Ortalamasının “İlaçların Üzerinde

Yazan 3x1 Sizce Ne Demek?” Sorusuna Verdikleri Cevaba Göre

Karşılaştırma ... 179 Tablo 161. Diyabete İlişkin Bilgi Puan Ortalamasının “Yılda Bir Kez Göz

Kontrolü Olur musunuz?” Sorusuna Verilen Cevaba Göre Karşılaştırma ... 180 Tablo 162. Diyabete İlişkin Bilgi Puan Ortalamasının “Grip Aşısı Olur musunuz?”

Sorusuna Verilen Cevaba Göre Karşılaştırma ... 180

(23)

ŞEKİLLER LİSTESİ

Şekil 1. Baker Measuruing Health Literacy, Bireysel Kapasiteler, Sağlıkla İlişkili Yazın Okuryazarlığı İle Sözlü Okuryazarlık ve Sağlık Sonuçları Arasındaki İlişkilerin Kavramsal Modeli ... 25 Şekil 2. Sağlık Okuryazarlığının Etkileşim Alanları ... 28 Şekil 3. Sağlık Okuryazarlığına Dair Sınıflandırma Örneği ... 30 Şekil 4. Bir Risk Olarak Sağlık Okuryazarlığının Kavramsal Modeli ... 34 Şekil 5. Bir Kazanç Olarak Sağlık Okuryazarlığı Modeli ... 37 Şekil 6. Şekil 16. Diyabet İlişkin Bilgi Puanlarının Frekans Dağılımına İlişkin

Değerler ... 172

(24)

BÖLÜM I GİRİŞ

Bu bölümde araştırmanın problemi açıklanmakta, amaç önemi ve sınırlılıkları belirtilerek araştrımada yer alan bazı terimlerin tanımları ile araştırmada yer alan kısaltmaların açılımları yer almaktadır.

1.1. Problem

İnsan hakları çerçevesinde yaşam hakkı diğer hakların var olması için en temel unsurdur. Bu unsur, biyolojik olarak var olmaktan öte, insan onuruna layık olarak doğma, varoluşunu sürdürme ve gelişimi de kapsamaktadır. Bireyin, birey olmaktan doğan temel yaşam hakkı içinde de sağlıklı bedene sahip olmak, en vazgeçilmez haklarının başında gelmektedir.

Bireylerin sağlığının korunmadığı, sağlıklı yaşam için gerekli önlemlerin alınmadığı ve hizmetlerin verilmediği bir ortamda yaşama hakkından söz etmek mümkün değildir. Dolayısıyla yaşama hakkından söz edilebilmesi için iyi işleyen bir organizmanın devamlılığı ve varlığı önemlidir. Sağlık hakkı bu boyutlarıyla yaşama hakkını ayakta tutan en temel haklardandır. "Sağlık Hakkı" uluslararası sözleşmeler ve bu bağlamda oluşturulan iç hukuk kurallarıyla da "yaşama hakkını" bütünleyen, kişilerin her türlü sağlık hizmetine ulaşmasını ve bunlardan etkin bir şekilde yararlanmasını gerektiren doğal bir haktır. Uluslararası İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ; Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Sözleşmesi; Avrupa Birliği Temel Haklar Bildirgesi; Avrupa Sosyal Şartı gibi uluslararası düzenlemede özel olarak sağlık hakkından bahsedilmiştir (www.ihd.org.tr; www.tbmm.gov.tr).

Sözleşmelerde taraf devletlere düşen yükümlülükleri ve hakkın temel felsefesini dikkate aldığımız zaman, devletlerin her koşulda bireylerin sağlıklı bir yaşam sürmelerini sağlamakla mükellef olduğu görülmektedir. 1965 tarihinde yürürlüğe giren Avrupa Sosyal Şartı’nda ise 11. madde Sağlığın Korunması Hakkı başlığı altında şu düzenlemeyi getirmiştir.

“Akit taraflar, sağlığın korunması hakkının etkin biçimde kullanılmasını sağlamak üzere ya doğrudan ya da kamusal veya özel örgütlerle işbirliği içinde, diğer önlemlerin yanı sıra, sağlığın bozulmasına yol açan nedenleri olabildiğince ortadan kaldırmak;

(25)

sağlığı geliştirmek ve sağlık konularında kişisel sorumluluğu artırmak üzere eğitim ve danışma kolaylıkları sağlamak; salgın hastalıklarla yerleşik mevzii ve başka hastalıklar olabildiğince önlemek üzere tasarlanmış uygun önlemler almayı taahhüt ederler.”

Sağlık hakkı basit bir düzlemde, fiziksel manada değerlendirilmemelidir. Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) 1948’den bu yana sağlık kavramı insanların bedensel, ruhsal ve sosyal olarak tam bir iyilik ve denge hali içinde bulunması olarak tanımlanmıştır. Tanımda söz edilen konuları istemeleri veya bunların korunması ve devamlılığı için otoriteye yapacakları talep, sağlık hakkını oluşturmaktadır. Bu hakların sağlanması için imzalanan uluslararası pek çok sözleşme ve anlaşma ülkelerin sağlık hizmetlerini bireylerin ihtiyacına uygun, eşit, hakkaniyetli, ulaşabilir, kabul edilirlik ilkeleriyle planlamalarını ve yapılandırmalarını zorunlu kılmaktadır.

Sağlık hakkını elde etmek için sağlık hizmetlerinin oluşturulmasında gözetilmesi gereken temel nokta toplumsal özelliklerin ve ihtiyaçların ön planda bulundurulmasıdır. Recep Akdur bu konuda şöyle demektedir(Akdur, 2005).

“Sağlık sektörünün yapılanması ve hizmet sunumunda ülkeden ülkeye farklılıklar olduğu ve her birinin ayrı özellikler taşıdığı, hiç birinin bir diğerine benzemediği görülmektedir. Farklı ülkeler bir yana, aynı ülkenin farklı köşe ve birimlerindeki sağlık hizmetleri bile çok farklı yapılanma özellikleri gösterterir. Bu durum sağlık hizmetlerinin sunumunda çok çeşitli sağlık politikalarının varlığı izlenimi yaratmaktadır. Ancak ayrıntılı ve dikkatli bir şekilde incelendiğinde, sağlık politikalarının, genelde, iki ayrı felsefeden yola çıktığı ve dolayısı ile de sağlık politikalarının iki ayrı seçenek halinde netleştiği anlaşılmaktadır. Bu seçeneklerden birisi; sağlığı toplumsal bir olgu, sağlık hizmetlerini toplumsal bir görev ve sorumluluk olarak gören, sağlıklı yaşam ve tıbbi bakımı ise doğuştan kazanılmış temel insanlık hakkı sayan politikadır. Bu politika, tüm temel haklarda olduğu gibi, sağlık hakkının gereklerinin yerine getirilmesi sorumluluk ve görevini topluma, onun örgütlü gücü olan devlete vermektedir. Sağlık hizmetlerini toplumsal dayanışmanın bir aracı olarak ele alır ve hizmetlerden yararlanmada eşitliği öngörür. Diğer seçenek ise; sağlığı bireysel bir olgu olarak gören, dolayısı ile de sağlık hakkının gereklerini toplumsal bir görev olarak ele almayan, bu hakkın yerine getirilmesini tamamen piyasanın arz ve talep kurallarına bırakarak, insanların bu haktan fırsatları oranında yararlanmasını öngören, sağlık hizmetlerine de kar aracı olarak bakan politikadır. Sağlık hizmetlerinin sunumunda sağlık politikasına temel oluşturan, bu iki ayrı felsefe sağlık sektörünün finansmanı, örgütlenmesi ve insan gücü gibi maddi yapısını; yani tüm diğer alt politika ve uygulamalarını dolayısı ile de sektörün

(26)

yapılanmasını belirlemektedir. Örneğin; birinci seçenekten yola çıkan sağlık politikası sağlık hizmetlerinin finansmanında toplumsal dayanışmayı ön plana çıkararak, sağlık hizmetlerini kamu eliyle (genel bütçe veya kamu sigortası) finanse ederken, hizmet sunumunda da kamu örgüt ve birimlerini benimsemektedir. İkinci seçenekten yola çıkan sağlık politikası ise; cepten ödeme veya özel sigortacılığı finansman yolu olarak benimserken, hizmet sunumunda da özel örgüt ve kuruluşları yeğler.

Ülkelerin benimsediği sağlık politikaları, sunulan sağlık hizmetlerini şekillendiren en temel belirleyicidir. 1961 yılında kabul edilen 224 sayılı

“Sağlık Hizmetlerinin Sosyalleştirilmesi Kanunu”’nda sağlık hizmetleri, insan sağlığına zarar veren çeşitli faktörlerin yok edilmesi ve toplumun bu faktörlerin tesirinden korunması, hastaların tedavi edilmesi, bedeni ve ruhi kabiliyet ve melekeleri azalmış olanların işe alıştırılması (Rehabilitasyon) için yapılan tıbbi faaliyetler olarak tanımlanır (www.saglik.gov.tr). Sağlık hizmetleri genel olarak koruyucu sağlık hizmetleri, tedavi edici sağlık hizmetleri ve rehabilite edici sağlık hizmetleri şeklinde sınıflandırılmaktadır (Fişek, 1986, 40). Koruyucu sağlık hizmetleri, kişileri hastalanmaktan, yaralanmaktan, sakat kalmaktan ve erken ölümden korumak amacıyla verilen sağlık hizmetleridir (Akdur, 2005; Fişek, 1985,6). Canaktan’ın ifade ettiği gibi hastalıklara ve genel yaşama ilişkin durum daha ortaya çıkmadan alınan her türlü önlem ve mücadeleyi içerir. Bu kapsamda, kişiye yönelik olarak yapılan bağışıklama, ilaçla ve serumla koruma, erken tanı, aile planlaması, beslenme durumlarının iyileştirilmesini sağlamak için gıda güvenliği ve sağlıklı beslenme alışkanlıklarının kazandırılması, sağlık eğitimi gibi işler ile fizik, biyolojik ve sosyal çevredeki olumsuz koşullardan kaynaklanan sağlık sorunlarını önlemek amacıyla çevreye yapılan müdahaleler yer almaktadır.

Tedavi edici sağlık hizmetleri, kişilerde herhangi bir hastalık ortaya çıkması durumunda verilen sağlık hizmetleridir. Koruyucu sağlık hizmetlerine göre, tedavi edici sağlık hizmetlerinde kişisel fayda daha ön plandadır. Bununla birlikte hastalıkların tedavisi ve bireyin ortalama ömrünü uzattığı gibi nedenlerden dolayı sosyal verimlilik de sağlamaktadır. Kendi içinde; birinci basamak tedavi hizmetleri (ilk başvuru ve ayakta tedavi), ikinci basamak tedavi hizmetleri (yataklı tedavi hizmetleri) ve üçüncü basamak tedavi hizmetleri (üst düzeyde uzmanlaşmış ve yüksek teknoloji kullanılan merkezler) olmak üzere üç kademeye ayrılmaktadır. İşgücünü kaybedenlere

(27)

ve sakatlananlara, işgücü ve çalışma olanağı sağlayan rehabilite edici sağlık hizmetleri, sağlık personeli tarafından yapılan tıbbi rehabilitasyon ile sosyal çalışmalar tarafından yapılan rehabilitasyondur (iş bulma, işe uyum sağlama gibi) (Fişek,1985,6). Hastalık ve sakatlıkların sosyal etkisi, bu durumdan kaynaklanan bağımlılık düzeyine ve süresine bağlıdır. Çeşitli nedenlerle ortaya çıkan ciddi sakatlıklar özel bir önem taşımakla birlikte, toplum tarafından desteklenmedikçe daha ileri yaşlardaki sakatlıklar da kişinin ve ailesinin sağlığını etkilemektedir. Sağlık hizmeti, koruyucu, tedavi edici ve rehabilite edici hizmetlerin bir arada olduğu bir bütündür. Biri olmadan diğerlerinin varlığı ve sadece hasta olanların tedavi edilmesi yeterli değildir.

İnsanların hasta olmalarını engellemek hem daha insancıl hem de daha ekonomiktir. Kişi tedavi oldu ama sekel kaldı diye kendi kaderiyle baş başa bırakılmamalıdır. Onu yeniden yaşam koşullarına uyum sağlayabilecek duruma getirene kadar destek verilmesi gereklidir. Tüm bunlar göz önüne alındığında sağlık hizmetlerinin bir bütün olduğu açıkça görülmektedir.

Hastalıklar sağlıklı iken karşılaşılan koşullarla ilişkilidir. Pek çok hastalık;

bozuk bir çevrede yaşamak, ekonomik yetersizlikler, iyi beslenememe, eğitim yetersizliği, yanlış inanışlar ve sağlık hizmetlerinden yeterince yararlanamama gibi sosyal faktörlerden kaynaklanmaktadır.

Dünya ülkeleri yaptıkları değerlendirmeler sonucunda “kişilerin hasta olmadan da sağlık hizmetlerine ihtiyaçları vardır” düşüncesinde ortak karara vararak 1978’de Temel Sağlık Hizmetleri kavramını gündeme getirmişlerdir (www.haksay.org). Alma-Ata Konferansı’nda 134 üye ülkenin bakanlarıyla birlikte Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF), “2000 Yılında Herkes İçin Sağlık” hedefini başarmak için, Temel Sağlık Hizmetlerini en iyi araç olarak açıklamıştır. Koruyucu sağlık hizmetlerinin, sosyal adalet ve gelişmenin bir parçası olarak tüm dünyada istenen sağlık düzeyine ulaşmada anahtar rol oynadığını kabul etmiştir (Öztek, 2004). Bu dönemde; “hükümetlerin ve WHO’nün önümüzdeki dönem için başlıca sosyal amacı, 2000 yılına kadar herkesin sosyal ve ekonomik açıdan üretken bir yaşam sürdürebileceği bir sağlık düzeyine erişmesini sağlamak olmalıdır” şeklinde bir karar alınmıştır. Bu doğrultuda WHO, “2000

(28)

yılında Herkes İçin Sağlık” (1984) hedeflerini ortaya koymuştur (Aykut, 2000, 1-6; WHO, 2000).

Bu hedeflerde öne çıkan temel amaç; ülkeler arasında ve bölgeler arasında sağlık yönünden farklılıkların en aza indirilmesi, insanların fiziksel, ruhsal ve sosyal potansiyellerini kullanmasının sağlanması, hastalık ve sakatlıkların en aza indirilmesi, erken ölümlerin önlenerek doğumda beklenen yaşam süresinin uzatılması olarak belirlenmiştir. WHO’nün 21. yüzyılda öncelik belirlediği hedefler şunlardır; (Kickbusch ve Nutbeam, 1998, 2; WHO, 1998; Özvarış, 2008, 45-50)

1. Sağlık için sosyal sorumluluğun geliştirilmesi, 2. Sağlığın gelişmesi için yatırımların artırılması,

3. Sağlık için sektörler arası işbirliğinin sağlanması ve artırılması, 4. Toplumun kapasitesinin artırılması ve bireylerin güçlendirilmesi, 5. Sağlığı geliştirme için altyapının sağlanmasıdır.

“Herkes İçin Sağlık” hedeflerine ulaşmak için; toplum odaklı olmak, sağlığın sosyal ve çevresel belirleyicilerine odaklanmak, iletişim, eğitim, yasal düzenleme ve toplumu geliştirmeyi kapsayan, tamamlayıcı farklı yöntemlerin kullanılması, toplum katılımı üzerinde durulmuştur. Alma-Ata’da belirlenen hedeflere ulaşmak için yürütülen araştırma ve çalışmalar sağlığı etkileyen farklı boyutların fark edilmesini sağlamıştır. Hastalıkların kişilerin yaşam tarzıyla ilişkili olduğunun anlaşılması, sosyal, ekonomik, kültürel, çevresel, davranışsal ve biyolojik faktörlerin sağlığı olumlu yönde etkileyebildiği gibi zararlı da olabileceğinin kavranması, bazı hastalıklara ilişkin risk faktörlerini tanımlayan bilimsel kanıtlar, ölüm ve hastalık oranlarındaki azalmanın yanısıra yaşam kalitesine de ilginin artması, sağlık eğitimiyle ilgili geleneksel stratejilerin etkililiklerinin sınırlı olması, entegre bir yaklaşım olarak 1980 yılında “sağlığı geliştirme” kavramını gündeme getirmiştir (Rootman, Goodstadt, Potvin, Springett, ve Ziglio, 2001; Özvarış, 2008, 45-50). Bu konuda 1986 yılında gerçekleştirilen “Ottowa Sağlığı Geliştirme Konferansı”nda sağlığı geliştirme kavramı “kişilerin sağlıklarını geliştirmelerinin ve sağlıkları üzerindeki kontrollerini artırmalarının olanaklı

(29)

hale gelmesini sağlayacak süreç” olarak tanımlanmış ve şu saptamalar yapılmıştır (Kickbusch ve Nutbeam, 1998,14; Özvarış, 2008, 45-50):

• Sağlığın geliştirilmesi süreci sosyal ve politik bir süreçtir.

• Ana amaç, bireylerin becerilerini ve yeterliliklerini artırmaktır.

• Bu amaçla kişilerin sosyal, çevresel ve ekonomik koşullarını değiştirmeye yönelik eylemler yapılmalıdır.

• Kişilerin sağlığın belirleyicileri üzerindeki kontrollerini artırmak ve dolayı- sıyla sağlıklarını geliştirmelerini olanaklı hale getirmek önemlidir.

• Sağlığı geliştirme eylemlerinin yürütülmesinde toplum katılımı zorunludur.

Bu doğrultuda sağlığı geliştirmede yapılacak tüm girişimlerin kişileri güçlendirici, toplum katılımlı, disiplinlerarası, eşit ve hakkaniyetli, ulaşılabilir ve çok stratejili olmasını gerektirmektedir (Kickbusch ve Nutbeam, 1998, 5- 12; WHO, 1998). Ottawa’dan sonra 1988 yılında Adelaide’de yapılan “Sağlıklı Toplum Politikaları Konferansı”, 1991 yılında Sundsvall’da yapılan

“Destekleyici Çevreler Konferansı” sağlığı geliştirme stratejilerinin ve pratikteki uygulamalarının daha iyi anlaşılmasını sağlamıştır (Kickbusch ve Nutbeam, 1998, 20; WHO, 1999). Sundsvall Konferansı, sağlık ve fizik çevre arasındaki ilişkiye açıklık getirilmesini sağlamıştır. Buna göre çevre, sadece kişileri çevreleyen yapılardan oluşmamaktadır, sosyal, kültürel, ekonomik, ruhsal, politik ve ideolojik boyutları da bulunmaktadır (WHO, 1998).

Jakarta’da 1997’de yapılan konferansta ise, sağlık için uluslararası stratejiler geliştirilmenin önemi vurgulanmış, WHO’ne üye ülkelerin Alma-Ata Bildirgesi’nde vurgulanan koruyucu sağlık hizmetleri ilkeleri ve “Herkes İçin Sağlık” stratejisi üzerinde görüş birliğine varılmasının üzerinden 20 yıl geçtiği halde konuların önemini koruduğu tekrar vurgulanmıştır (Kickbusch ve Nutbeam, 1998, 20; WHO, 1998; Özvarış, 2008, 45-50). Bangkok’ta 2005 yılında “Küreselleşmiş Bir Dünyada Sağlığı Geliştirme Konferansı”nda, sağlığın belirleyicilerini saptamak için gerekli eylemler ve öneriler tanımlanmıştır. Sözkonusu öneriler, insan haklarını gözeterek sağlık için savunuculuk yapılması, sağlığın belirleyicilerini tanımlamak için gerekli altyapının oluşturulması ve sağlık bilgisi, araştırma, bilginin paylaşımı, sağlığı geliştirme uygulamaları, liderlik ve politika geliştirme konusunda kapasite

(30)

geliştirilmesi çalışmalarıdır. Bununla birlikte insanların iyilik haline ve eşit sağlık koşullarına ulaşmasını olanaklı kılan en yüksek korumayı sağlamak için gerekli yasaların düzenlenmesi ve uygulanabilir eylemler için yerel, özel ve uluslar arası örgütlerle işbirliği yapılmalıdır (Özvarış, 2008, 45-50). Bu stratejiler, yaşam tarzını değiştirmekte ve geliştirmektedir. Bunlar, sağlığın belirleyicilerinden olan sosyal, ekonomik ve çevresel koşullar üzerinde de etkilidirler. Sağlığı geliştirme, sağlıkta eşitlik ve hakkaniyetin sağlanmasında pratik bir yaklaşımdır (Kickbusch and Nutbeam, 1998, 20; WHO, 1998).

Uluslararası bildirgeler değerlendirildiğinde anlaşılmaktadır ki; Alma- Ata’daki hedeflere ulaşmak için yürütülen çalışmalar sağlığı etkileyen çevre, kültür, yaşam tarzı, eğitim, ekonomik durum gibi diğer etkenlerin fark edilmesiyle yeni kararlar ve politikaların oluşmasına neden olmuştur. Bununla birlikte gelişmiş ülkelerin sağlık, hastalık ve özürlülük durumlarıyla ilgili yapılan epidemiyolojik çalışmalarda da artan hastalık riski ve hastalıktan doğan olumsuz sonuçları belirlemede sosyal, ekonomik ve çevresel etkenlerin rolü doğrulanmaktadır (Clift, 2001,15-19; Nutbeam,2000, 15).

“Herkes İçin Sağlık” anlayışının belirlendiği Alma-Ata, Ottava ve Jakarta gibi pek çok uluslararsı bildirgede sağlık hizmetlerinin geliştirilmesi ve sağlıklı toplumlar oluşturmada devlete düşen sorumluluğunun yanı sıra, gittikçe artan bir şekilde bireysel sorumlulukların önemini vurgulanmaktadır.

Özellikle Alma-Ata’da başlayan sağlığın korunması anlayışı sonraki yıllarda sağlığı etkileyen diğer unsurların fark edilmesiyle sağlıklı yaşam ve sağlığın sürdürülmesi için kamu desteği ve toplum katılımının sağlanması gerekliliğini ortaya koymuştur. Bunun üzerine bireylerin sorumluluk ve insiyatif kullanması için bireysel kapasitenin geliştirilmesi üzerinde daha da yoğunlaşılmıştır.

Kişilerin sağlıkları üzerinde söz sahibi olmalarında eğitimleri, ekonomik durumları, yaşadıkları yerin kültür yapısı, konuştukları dil, göçmen olup olmadıkları gibi durumları önemli rol oynamaktadır.

Kısacası zaman içinde sağlığın temel bir insan hakkı olduğu ve sosyal ve ekonomik gelişme için ön koşul olduğu, sağlığın geliştirilmesinin, kişilerin kendi sağlıkları üzerinde kontrollerini artırarak sağlıklarını geliştirmelerini sağlayan bir süreç olduğu ve sağlığın geliştirilmesinde sağlığın belirleyicilerinin üzerinde durulmuştur.

(31)

Ekonomik gelişmeler, değişen yaşam koşulları, ortaya çıkan hastalıklar ve artan sağlık harcamaları sosyal belirleyicilerin daha da dikkat çekmesine neden olmuştur. Alma-Ata kararlarının alındığı yıllarda sağlık hizmetleri genellikle kamu tarafından sağlanırken yıllar içinde bu hizmetlerin sunumunda özel sektör gittikçe artan bir paya sahip olmuştur. Bu durumda sağlık hizmetlerinin kullanımında eskiden hasta olarak değerlendirilen bireyler günümüz sağlık sektörü içinde hasta ve tüketici olarak da görülmeye başlanmıştır. Bu değişim, kişilerin sağlık hizmetlerinden yararlanabilmesi, haklarını koruyabilmesi, kendi sağlıkları üzerinde kontrol gücüne sahip olabilmesi ve hizmet talep edebilmesi için kişisel kapasite geliştirmenin önemini artırmıştır. Gelişmiş kapasite sunulan hizmetlere erişebilme, yararlanabilme, hizmete ilişkin değerlendirme yapabilme, hizmetin sürekliliği ve kalitesi için otoriteden hizmet talep edebilme yeterliğini sağlamaktadır.

Bunun içinde Alma-Ata’dan bu yana sağlığın geliştirilmesi stratejileri içinde kişisel kapasite geliştirmede sağlık eğitimi ortak strateji olarak kabul edilmektedir. Alma-Ata’da Temel Sağlık Hizmetleri kapsamı içinde

“vazgeçilmez” hizmetlerden birisi olarak “bir toplumda yaygın olarak görülen sağlık sorunlarını, bunların önlenmesi ve denetimi ile ilgili konularda halkın eğitilmesi” yer almıştır. Bu doğrultuda tüm dünyada sağlık kampanyalarında sağlık eğitimi çalışmaları yürütülmüştür. Ancak zamanla sadece bilgi aktarımına dayanan ve bireylerin sosyal ve ekonomik durumlarını ele almayı göz ardı eden kampanyaların sağlık davranışı üzerindeki etkileri bakımından beklenen sonuçları gerçekleştiremedikleri gözlenmiştir. Nutbeam’ın ifade ettiği gibi 1970’lerde ortaya çıkan sağlık eğitimi programlarının çoğunun toplum içinde sadece en eğitimli ve ekonomik olarak avantajlı olan kişilerin arasında etkili olduğu fark edilmiştir. Toplumda medya unsurları ile sağlığa ilişkin iletilen mesajlardan yüksek eğitim ve okuryazarlık düzeyine, kişisel becerilere ve ekonomik araçlara sahip kişilerin yararlandıkları tespit edilmiştir.

Buradan çıkarılan derslerle, 1980’lerde yürütülen sağlık eğitimi çalışmalarında davranışsal kararların sosyal bağlamına odaklanılmış ve kişilerin olumlu sağlık davranışları geliştirmeleri için gerekli kişisel ve sosyal becerileri edinmeleri esas alınmıştır 1990’larda ise daha da gelişmiş bir bakış açısı ile sosyal eylemi de içerecek şekilde genişletilmiştir. Bu doğrultuda topluma yönelik verilen mesajların iletilmesinde sosyal normları ve

(32)

davranışları etkilemeye yönelik tekniklerden sosyal pazarlama ve sağlık iletişimi stratejileri de kullanılmaya başlanmıştır (Nutbeam, 2000, 15). Sağlığa ilişkin verilmek istenen mesajların, bilginin halka iletilmesinde kullanılan yöntemler ve araçlar kadar toplumun bu mesajları anlaması, kabul etmesi için hazır bulunuşluk düzeyi de önemlidir. Sağlık personelinin verdiği mesajlar anlaşılmadığında, sağlık eğitiminin yararlı olmayacağı kişilerde olumlu davranış kazanımı ve sağlık düzeylerinin yükseltilmesinde bir katkı sağlamayacağı açıktır. Bu nedenle kişilerin verilen mesajları alma, algılama ve sorgulamaları için genel eğitim düzeylerinin de yükseltilmesi ihtiyacı doğmaktadır. Toplumun ön bilgiye sahip olması verilen mesajları algılanmasını kolaylaştırır. WHO’nün 2007 yılında Sağlığın Sosyal Belirleyicileri Komisyonu’nun yayınladığı bildiride, okuryazarlığın “hem fakir hem de zengin ülkelerde sağlıktaki eşitsizliklerin belirleyicisi olarak “merkezi bir role” sahip olduğu ortaya konmuştur (WHO, 2007; WHO 2008). Bir toplumda düşük okuryazarlık düzeyi sorunun çözümünde etkin okul eğitimi ve okula gitme çağı dışında kalmış olanlar içinde yetişkin eğitimi fırsatlarının sağlanması okuryazarlığın geliştirilmesi için ulaşılabilirliği artırabilir. WHO komisyon raporu sonuç olarak “ilköğretimin tamamlanmasının önündeki sayısız engelleri kaldırmanın, sağlığın sosyal belirleyicileri üzerindeki faaliyetlerin hayati bir parçası olacağını” belirtmektedir. (WHO, 2007).

Eğitimin kişinin sorun ve süreçlere yaklaşımında, olayları değerlendirmesinde, iletişim kurmasında olumlu katkı sağladığı bilinen bir gerçektir. Birleşmiş Milletlerin (BM) 2009 yılı okuryazarlık günü mesajı,

“Okuryazarlık sadece okuma yazma ile kısıtlı değildir, saygınlık, fırsat ve kalkınma demektir” şeklinde yayınlanmış ve okuma yazamanın kazandırdıklarına vurgu yapılmıştır. BM raporunda;

“Okuryazarlık insanlara geçim yollarını geliştirme, sağlık hizmetleri hakkında daha fazla bilgi alma ve daha bir çok konuda kendilerini güçlendirme imkanı sağlıyor. Dahası, bireylerin vatandaş ve insan haklarını kavramalarına imkan tanıyor. Çoğunluğu kadın olmak üzere yaklaşık 776 milyon yetişkin ne tam olarak okuma yazma biliyor ne de aritmetik işlemleri yapabiliyor. Oysa daha iyi bir yaşamın anahatarını günümüz dünyasında eğitim ve bilgi oluşturuyor.”

(33)

şeklinde yapılan açıklama ile okuma yazmanın kişilerin yaşamları üzerindeki etkisi ortaya konmaktadır. Yetişkin eğitimcilerden Bown’da BM 2009 yılında okuma yazma günü yaptığı konuşmasında en basit seviyede dahi okur-yazar olmanın kişiyi hem kişisel hem sosyal hem de siyasal açıdan oldukça ciddi oranda güçlendirici etkiye sahip kıldığını belirtmiştir. Yetişkin eğitimi konusunda 30 yıldan fazla Afrika’daki üniversitelerde yetişkin eğitimi alanında çalışan Bown’un aktardığı; "Mozambikli bir kadının bana söylediğini hiç unutmam. 'Okuma yazma bilmediğinde hep korkarsın' demişti. Doğrudur bu:

Sağlık ocağının yolunu nasıl bulursun? İlaçlarınla ilgili bilgiyi nasıl okuyacaksın?” yaşantısından eğitimin sağlık üzerine güçlendirici etkisi açıkca görülmektedir (www.unesco.org). Birleşmiş milletlerin okuma yazma günü etkinliklerinde de vurgulandığı gibi eğitim bireyleri ve toplumları huzura ve refaha ulaştırmak için yön verecek önemli bir etkendir. Eğitim hayat standardını yükseltmek ve çeşitli olaylar arasındaki gerçekleri, bağlantıları ve ilkeleri görmek ve anlamak becerisine sahip olmayı mümkün kılmaktadır. Bir toplumda yüksek okuryazarlık düzeyinin gerçekleştirilmesi sadece hayati bir gelişim amacı olmakla kalmaz, aynı zamanda kayda değer kamu sağlığı faydaları da sağlayacaktır (WHO, 2007; WHO 2008). Bu bağlamda bir toplumda okuryazarlık düzeyinin yükseltilmesi halk sağlığı açısından önemli katkılar verecektir.

Eğitimin insanlara sağlayabileceği olanaklar dikkate alındığında düşük okuryazarlık düzeyinin doğrudan ya da dolaylı olarak sağlık durumuna olumsuz etkisinin olması şaşırtıcı değildir. Dolaylı olarak düşük okuryazarlık durumunu kötü sosyoekonomik koşullar ve bu koşulların sağlık üzerine olumsuz etkisi arasındaki ilişki bilinmektedir. Gelişmiş ülkelerin verilerinde düşük okuryazarlık düzeyi ve koruyucu sağlık hizmetlerinin kullanımının az olması, kişilerin hastalıklarının yönetimindeki yetersizliği, sağlık eğitimleri sonucunda davranış değişikliğinin, duyarlılığın istendik düzeyde olmaması bağlamında fark edilmektedir (DeWalt, Berkman, Sheridan, Lohr ve Pignone 2004, 28-39). Ülkemizde de yapılan çoğu çalışmada eğitimin sağlık davranışlarıyla ilişkisi değerlendirilmektedir (Çiçek ve ark.,2008; Öztürk, Toksöz ve Öztürk, 2006; Saka ve Çiftçi, 2007; Çelik, Sönmez ve Kişioğlu 2008). Ancak sağlık ve okuryazarlık arasındaki ilişkiye odaklı, bu durumu

(34)

irdeleyen yayınlar yetersizdir. Şöyleki; düşük okuryazarlığın sağlık üzerindeki olumsuz etkisi büyük ölçüde gizli kalır bu durum sağlığın sosyal becerilerinin kamusal alanda tartışılması fırsatını önemli ölçüde sınırlandırmaktadır.

Oysaki kişilerin sosyolojik, kültürel, ekonomik durumları ve yaşadıkları ortamlarından kaynaklanan davranışları sağlık kararlarını, sağlık durumlarını etkilemektedir (Saka ve Çiftçi, 2007). Literatürdeki çalışmalara bakıldığında genellikle sağlık durumları veya davranışları ile eğitim arasındaki ilişki bitirilen okul durumuyla değerlendirilmektedir (Çiçek ve ark.,2008; Öztürk, Toksöz ve Öztürk, 2006; Saka ve Çiftçi, 2007; Çelik, Sönmez ve Kişioğlu 2008). Ancak her ne kadar bitirilen okul kişilerin okuma yazma becerileri, entelektüel kapasiteleri, iletişim becerileri gibi toplumsal hayatta varolduklarını ortaya koyan kişisel özelliklerine dair ön fikir vermekle birlikte bu becerilerini ne kadar kullandıklarını tam olarak göstermemektedir. Bu anlamda sadece bitirilen okulun kişinin okuryazarlığını tam olarak yansıtmadığı gerçeği gözden kaçırılmamalıdır. Yapılan çalışmalar göstermektedir ki eğitim düzeyi yüksek olan toplumlarda bile pek çok sağlık konusu bilinmemekte ya da yanlış bilinmektedir (Doughty, Baker, Jacoby ve Lavaud, 2003, 115-123; Al- Adawi, ve ark., 2003, 11-18). Eraslan’ın tez çalışmasında aktardığı Yıldız ve Ergeneci’nin (2000) “Bir öğretmen grubunun bazı sağlık konularında bilgi gereksiniminin saptanması” adlı çalışmasında, araştırma grubundaki öğretmenlerin temel sağlık bilgi durumlarının yetersiz olduğu, sağlıkla ilgili yanlış ya da yetersiz bilgilere sahip oldukları, evlerinde sağlıkla ilgili bilgi kaynaklarının çok olduğunu ifade etseler de, kurs ve seminerlere katıldıklarını belirtseler de, sağlık bilgisi konusunda büyük bir açıklarının olduğu ve ciddi bir sağlık eğitimine gereksinimlerinin bulunduğu saptanmıştır (Eraslan, 2010, 61-72). Hatta zaman zaman günlük yaşamda ilkokul mezunu olan ancak okuma yazma becerilerini kullanamayan bireylerle karşılaşmak da çok mümkündür. Bu alanda yapılan bazı araştırmalarda çalışma mekanı, ırk/dil, yaş, eğitim düzeyi, meslek ve bilinç zayıflığı, yetersiz ve düşük okuryazarlıkla anlamlı derecede ilişkili bulunmuştur. Sonuç olarak, düşük okuryazarlık düzeyinin sağlıkla ilgili mesajların anlaşılmasında sorun yarattığı ve hastaların kendi tıbbi sorunlarının çözümünde engel oluşturduğu ortaya çıkmıştır.

(35)

Sağlığın olumsuz etkilendiği etkenlerin bilinmesi çözüm noktasında yapılması gereken müdahaleler için yol göstericidir. Dolayısıyla sağlık ve okuryazarlık arasındaki ilişkiye ilişkin farkındalığın gelişmiş olması, okumaz yazamazlık ya da yetersiz okuryazarlığın olası olumsuz etkilerini hafifleterek, gerekli düzenlenmelerin yapılması açısından olanak sağlamaktadır. Özellikle sağlık çalışanları arasında bu duyarlılığın geliştirilmesi çok önemlidir. Eğitim düzeyinin sağlık davranışlarında belirleyici olduğu, bu açıdan bakıldığında iletişim bağlamında da kendilerini ifade etmekte, söylenenleri anlamakta güçlük yaşadıkları gerçeğinin farkında olan sağlık personelinin uygun yaklaşımı toplumun ve bireylerin düşük okuryazarlığın potansiyel olumsuz etkilerini hafifletebilir (Coulter ve Ellins, 2007, 24-26; Pignone, ve diğerleri 2005, 185-192). Bununla birlikte düşük okuryazarlık düzeyi sorununda sağlık personeli ve hasta/hizmet alan arasındaki gelişmiş kişilerarası iletişim kadar, geleneksel hasta ve toplum sağlık eğitimi yöntemlerinin okuryazarlık düzeyi düşük olan grupları dikkate alarak yazılı, görsel ve elektronik iletişimin sağlandığı daha iyi hizmet organizasyonlarının oluşturulması da çözüm olarak görülebilir (Coulter ve Ellins,2007, 24-26; DeWalt ve diğerleri, 2004, 28-39). Kişilerin eğitim durumlarının sağlık durumlarını etkilediği gerçeği üzerinden yapılacak uygun müdahaleler olumlu sonuçlar ortaya koyabilecektir. Bu bakış açısı ile kişilerin okuma yazma, iletişim kurma, karar alma gibi becerilerinin değerlendirildiği çalışmalar yapılmaktadır (Coulter ve Ellins,2007, 24-26; Pignone ve diğerleri, 2005, 185-192; Rothman, ve diğerleri 2004,263-273). Lüteratüre bakıldığında son 30 yılda okuryazarlık ve sağlık ilişkisi bağlamında, sağlık durumları ve klinik karar vermede arabulucu faktör olarak kişinin okuryazarlık kapasitesini tanımlayan davranış “sağlık okuryazarlığı” olarak kavramsallaştırılmıştır (Baker, 2006,878-883). Kavram bireylerin iyi sağlığı ilerletmek ve sürdürmek için bilgiye erişme, bunu anlama ve kullanma becerilerini belirleyen kişisel, bilişsel ve sosyal becerilerine atıfta bulunur (Nutbeam, 2000,15). Kişilerin hastaneler, sağlık ocakları, sağlık merkezleri, eczaneler gibi sağlık hizmetinin sunulduğu yerlerde işlevde bulunabilmek için gerekli temel okuma yükümlülükleriyle sayısal görevleri yerine getirme yeterliğinin temeline dayanan becerileri ifade etmektedir (AMA, 1999, 552-557). Sağlık okuryazarlığı, sağlık durumu ve sağlık belirleyicilerine ilişkin bilgiyi elde etme anlama ve sağlık davranışına ilişkin

Referanslar

Benzer Belgeler

Çizelge 52’de görüldüğü üzere kişilerin katıldıkları rekreasyon etkinliklerinin “fiziksel görüntüden daha fazla memnunluk, daha mutlu olma, fiziksel

 İşverenler tarafından talep edildiğinde hayat boyu öğrenme hizmeti hakkında veri toplamaya yönelik bilgi ve destek sağlama, gerekli yerlerde eğitim verme.

“Lise öğretmenlerinin örgütsel öğrenme düzeyine ilişkin algıları” adlı çalışmasındaki bulgular ile benzerlik göstermektedir. Öğretmenlerin okullarındaki örgütsel

Velilerin çocukların yaşam boyu öğrenen bir birey olması için ailelerin öğrenmeye açık olma konusunda ki düşünceleri genel olarak değerlendirildiğinde, aileler öğrenmeye

Goodrich (2015), sporcu ve sporcu olmayan öğrencilerin yaşam boyu öğrenme becerilerindeki algılanan gelişim üzerine yaptığı çalışmada elde edilen veriler

Elde edilen bu temalar kapsamında açık ve uzaktan öğrenme ortamı olarak ele alınan Açıköğretim Sistemi içindeki öğrenenlerin yaşam boyu öğrenme süreçlerine

Ort.. Bunun için öncelikle Box’M ve Levene testi yapılmıştır. Buna göre elde edilen değer 0,05’ten büyük olduğu için kovaryans matrislerinin homojen olduğu

geliştirmesi için destekleneceği 8 yeterlilik olan ‘Avrupa yaşam boyu öğrenme anahtar yeterlikleri’ kabul ve ilan edilmiştir.. Yaşam boyu öğrenme Anahtar