• Sonuç bulunamadı

4.4. Sağlık Okuryazarlığına İlişkin Bulgular

4.4.20. Diyabet Eğitimi Durumu

Diyabet gibi kronik hastalıkların tedavisi, kontrolü, takibi, komplikasyonların önlenmesi gibi süreç yönetiminde eğitim önemli bir rol oynamaktadır (Rickheim, Weaver, Flader ve Kendall 1998; Sarkadi ve Rosenqvist, 2004). Edward Joslin diabetes mellitusta eğitimin tedaviye yardımcı değil, tedavinin kendisi olduğunu belirtmektedir (Batkın ve

Çetinkya). Diyabet tedavisinde başarının temel anahtarı, diyabetlinin kendi hastalığını kontrol edebilecek öz bakım becerilerinin geliştirilmesi olarak görülmektedir. Sistematik araştırmalar, diyabetin tedavisinde bireysel yönetimin oldukça etkili olduğunu vurgulamıştır (Bruce ve diğerleri 2003;

Funnell ve Anderson 2004). Yapılan çalışmalar göre, hastalıkları hakkında bilgilendirilen kişilerde hastanede yatış süresinin kısaldığı, iş gücü kaybının

%50 daha az olduğunu ve yıllık ketoasidoz sürelerinin yarı yarıya azaldığı görülmüştür. Ayrıca hastaneye yatan hasta sayısında %33’lük bir azalma olduğu bildirilmiştir. Yine diyabet eğitim programının 10 yıl uygulandığı gruplarda ayak amputasyonlarının %13’ten %7’ye gerilediği görülmüştür (Arıkan, Çorapçıoğlu ve Erdoğan, 2002; Dinççağ,2001;). Diyabet eğitimi ile ilgili yapılan çalısmaların ortak sonucu, eğitim alan gruplarda metabolik parametrelerin, özellikle HbA1c’nin almayanlara göre olumlu yönde düzelme gösterdiği seklindedir (Ersoy ve diğerleri 2006). Etkin glisemi kontrolünün sağlanmasında hastaların diyabet hakkında bilinçlendirilmesini sağlayan hasta eğitimi önemli yer tutar. Bir çalısmada, hastalık hakkında yeterli bilgisi olanlarda yeterli bilgisi olmayanlara göre daha iyi glisemik kontrol (HbA1c:

%7.8’e karsılık %9.9) ve daha düsük komplikasyon oranı (%40’a karsılık

%89.6) saptanmıstır (Afridi ve Khan, 2003). Ancak eğitimin HbA1c’yi etkilemediğini gösteren az sayıda çalısma da vardır. Bu durumda eğitimle kontrol edilemeyecek bazı metabolik etkilere bağlanabilmektedir. Bu anlamda tüm diyabetli hastaların eğitim programlarına yönlendirilmesi önemlidir (Özer ve diğerleri 2003). Diyabetik hasta eğitimi, diyabetik hastanın kendini daha iyi hissetmesini sağlamak, hastalığın daha iyi kontrolü ile oluşabilecek yan etkilerden korumak, tedavi giderlerini azaltmak, tedavi hatalarını azaltmak ve hastanın yeni teknolojiyi kullanabilir olmasını sağlamak amacıyla bilgi ve deneyimini arttırmak için sürdürülen bilgi ve deneyim aktarımı ile ilgili tüm çalışmaları içermektedir.

Katılımcıların hastalığı ile ilgili eğitim toplantısına katılma durumlarının cinsiyete göre dağılımına ilişkin veriler tablo 117’de yer almaktadır.

Tablo 117. Diyabetle İlgili Eğitim Toplantısına Katılma Durumunun Cinsiyete Toplam 191 100,0 116 100,0 307 100,0

X2=0,667; sd= 1; p>0,05

Tablo 117’de görüldüğü gibi araştırma grubundaki katılımcıların

%71,7’si hastalıklarıyla ilgili hiçbir eğitim toplantısına katılmadığını belirtirken, çok az bir kısmı (% 28,3) bir eğitim toplantısına katıldığını belirtmiştir.

Katılımcıların hastalıklarıyla ilgili bir eğitim toplantısına katılma durumları ile cinsiyet değişkeni arasında anlamlı bir ilişki bulunmamaktadır. Ancak kadın katılımcıların erkek katılımcılara oranla daha az eğitim toplantılarına katıldıkları görülmektedir.

Katılımcıların hastalığı ile ilgili eğitim toplantısına katılma durumlarının yaş gruplarına göre dağılımına ilişkin veriler tablo 118’de yer almaktadır.

Tablo 118. Diyabetler İlgili Eğitim Toplantısına Katılma Durumunun Yaş Gruplarına Göre Dağılımı

Katılımcıların hastalığı ile ilgili eğitim toplantısına katılma durumları ile yaş grupları arasında anlamlı bir ilişki bulunmamaktadır. Diyabet tedavisinin en önemli bileşeni olan diyabet eğitimi toplantılarına katılma durumu katılımcılar arasında düşük olup yaş değişkenin bu durumu etkilemediği saptanmıştır.

Katılımcıların hastalığı ile ilgili eğitim toplantısına katılma durumlarının öğrenim düzeylerine göre dağılımına ilişkin veriler tablo 119’da yer almaktadır.

Tablo 119. Diyabetler İlgili Eğitim Toplantısına Katılma Durumunun Öğrenim

değil Okuryazar İlkokul

Mezunu İlköğretim

Katılımcıların hastalıkları ile ilgili eğitim toplantısına katılma durumları ile öğrenim düzeyleri arasında anlamlı bir ilişki bulunmamaktadır. Ancak lise ve üniversite mezunları arasında eğitime katılma oranları daha yüksektir.

Ancak okuma yazma sorunu olan olmayan tüm hastalar için yaşamın içinde hastalıklarıyla baş etmede katkı sağlayacak eğitime katılımcı grubunun

%71,7 gibi büyük oranda katılmamış olması dikkat çekicidir. Özellikle okuryazar olmayan grupların bilgi kaynağı olarak yazılı materyalleri kullanma sınırlığı düşünüldüğünde eğitim toplantıları onlar için önemli bir fırsattır.

Ancak okuryazar olmayan grubun bunun farkında olmaması ya da başka nedenlerle eğitim toplantılarına katılmamaları önemli bir kayıptır.

Katılımcıların hastalığı ile ilgili eğitim toplantısına katılma durumlarının gelir gruplarına göre dağılımına ilişkin veriler tablo 120’de yer almaktadır.

Tablo 120. Diyabetler İlgili Eğitim Toplantısına Katılma Durumunun Gelir Durumlarına Göre Dağılımı

Katılımcıların hastalıkları ile ilgili eğitim toplantısına katılma durumları ile aylık gelir düzeyleri arasında anlamlı bir ilişki bulunmamaktadır. Bu durumda gelir düzeyinin eğitim toplantılarına katılma durumunu etkilemediğini saptanmıştır.

Katılımcıların hastalığı ile ilgili eğitim toplantısına katılma durumlarının

yerleşim yerine göre dağılımına ilişkin veriler tablo 121’de yer almaktadır.

Tablo 121. Diyabetle İlgili Eğitim Toplantısına Katılma Durumunun Yaşadıkları Yerleşim Yerlerine Göre Dağılımı

İlaçların üzerinde yazılan 3x1 ifadesine verilen cevaplar

Kent merkezi Kasaba /Köy Toplam

n % n % N %

Evet 80 30,8 7 14,9 87 28,3

Hayır 180 69,2 40 85,1 220 71,7

Toplam 260 100,0 37 100,0 307 100,0

X2= 24,940; sd= 1; p<0,05

Katılımcıların hastalıkları ile ilgili eğitim toplantısına katılma durumları ile katılımcıların yaşadıkları yerleşim yeri arasında anlamlı bir ilişki bulunmaktadır. Kasaba/köyde yaşayanların kentte yaşayanlara göre büyük oranda eğitimlere katılmaması bölgesel farklılıklar ve ulaşabilirlik adına dikkat çekicidir ki özelikle bu gruptakiler eğitime bilgiye daha çok ihtiyaç duyan hassas gruplardır.

Diabetes mellitus, hastanın tedavi yöntemlerini anlamasını ve işbirliğini gerektiren hastalıklardan en önemlisidir. Diyabetli birey kendi başına bilinçli bakım kararları verebilmek ve bunları sürdürebilmek, hastalığını etkin biçimde kontrol altına alabilmek için gereksinim duyduğu entelektüel, davranışla ilgili, duygusal, psikososyal ve somut kaynakları sağlamalıdır.

Bunu ancak sağlık çalışanlarından alacağı kendi kendine bakım desteği ile diğer bir ifade ile diyabet eğitimi ile sağlayabilir. Kendi kendine bakım desteği, tüm sağlık çalışanlarınca verilecek uygun bakımla birleştirildiği ve güçlendirildiği zaman en etkili olmaktadır. Diyabet eğitimi diyabetli bireylerin diyabeti, diyabetin yaşamları üzerindeki etkilerini ve davranışlarını nasıl değiştireceklerini ayrıntılı bir şekilde kavramalarını sağlamaktadır. Ancak, bir seferlik eğitim girişimi diyabeti yaşam boyu takip etmeye yetecek bilgi ve beceriyi kazandıramaz. Eğitimin sürekliliği ve bilginin güncellenmesi gerekmektedir. Bireyin sağlığı ile ilgili bilgileri okuması araştırması öğrenme çabası içinde olması önemli bir sağlık okuryazarlığı davranışıdır. Bu açıdan bakıldığında katılımcıların büyük bir çoğunluğunun (% 71,7) yetersiz sağlık okuryazarı oldukları görülmektedir. Bu durumu etkileyen sosyodemografik değişkenler baktığımızda ise cinsiyet, yaş, gelir düzeyi ve eğitim durumu arasında anlamlı istatiksel ilişki bulunmaz iken yaşadıkları yer arasında

anlamlı ilişki saptanmıştır. Ancak eğitim düzeyi ile eğitim toplantısına katılmama durumu karşılaştırmasında okumaz yazmaz grubun diğer katılımcılara oranla daha az eğitim toplantısına katılması düşündürücü bir sonuçtur.

Katılımcıların hastalığı ile ilgili eğitim toplantılarına büyük oranda katılmama durumlarını sorguladığımızda katılımcıların katılmama nedenlerinin sayı ve yüzde değerleri tablo 122’de verilmektedir.

Tablo 122. Diyabetle İlgili Eğitim Toplantısına Katılma Durumunun Katılmama Nedenlerine Göre Dağılımı

Hastalığı İle İlgili Eğitim Toplantısına Katılmama

Nedenleri Sayı (N) Yüzde (%) Kontrollerimi olduğum hastaneden bana böyle bir şey

söylenmiyor 146 60,1

Kontrollerimi olduğum hastanede eğitim için davet ediliyorum ama sağlık durumumdan dolayı

katılamıyorum

29 11,9 Kontrollerimi olduğum hastanede eğitim için davet

ediliyorum ama ulaşım (ekonomik) sorunumdan dolayı katılamıyorum

38 15,6 Yararlı bulmadığımdan katılmıyorum 14 5,8

Diğer 16 6,6

Toplam 243 100,0

*Katılımcılar birden fazla şıkla cevap vermiştir.

Katılımcıların hastalığı ile ilgili eğitim toplantılarına katılmama nedeni olarak büyük oranda (%60,1) “Kontrollerimi olduğum hastaneden bana böyle bir şey söylenmediği” belirtilmiştir. Diğer seçeneğini belirtenlerin içinde %72’si vaktinin olmadığını ve geri kalanı ise ihtiyaç duymadığını belirttirtmektedir.

Hastalığın tedavisinde temel bileşen olan diyabet eğitiminin hastaların kontrollerini yaptırdıkları sağlık kuruluşlarınca kontrol sürecinin bir parçası haline dönüştürmemeleri önemli bir eksiklik olarak değerlendirilmektedir.

Hastalıkla baş etme konusunda ve tedavinin parçası olan, beslenme, egzersiz, hijyen gibi konularda hastalara önemli bilgi ve becerileri kazandırma yönündeki bu eğitimlere katılmama diyabet yönetiminde önemli bir eksikliktir.

Hastaların eğitime davet edilmelerinin yanında bu eğitimin önemi konusunda bilinçlendirilmesi ve katılıma cesaretlendirilmesi sağlık personelinin bir görevi olarak düşünülmektedir. Bu eğitimler bireylerin sağlık okuryazarlıklarını

güçlendirerek olumlu katkılarda bulunacaktır.

Katılımcıların hastalığı ile ilgili eğitim toplantısına katılanların eğitimlerin yararını değerlendirme durumlarının cinsiyete göre dağılımına ilişkin veriler tablo 123’te yer almaktadır.

Tablo 123. Diyabetle İlgili Eğitim Toplantısına Katılanların Eğitimlerin Yararını Değerlendirme Durumlarının Dağılımı

Diyabet eğitimlerinin yararına ilişkin düşünceleri n % Herhangi bir yararı olduğunu düşünmüyorum 12 13,8 Orta düzeyde yararlı olduğunu düşünüyorum 22 25,3

Çok yararlı olduğunu düşünüyorum 53 60,9

Toplam 87 100,0

Katılımcılar arasında eğitimlerin yararlı olduğunu düşünen katılımcı sayısının daha yüksek olduğu görülmektedir. Ancak tedaviyi doğrudan etkileyen ve bireylerin özyeterliliklerini güçlendiren diyabet eğitiminin yararlı olmadığını düşünen %13,8 oranındaki katılımcının, hastalığın önemini kavrayamadığını ya da verilen eğitime inanmadıklarını düşündürmektedir.

Tablo 124’te katılımcıların eğitim programlarından olmasını istedikleri unsurlar ve beklentilerine ilişkin görüşleri yer almaktadır.

Tablo 124. Katılımcıların Eğitim Programlarından Olmasını İstedikleri Unsurlar ve Beklentilerine İlişkin Dağılım

Eğitim programlarından olmasını istedikleri unsurlar ve

beklentiler n %

Eğitim İçeriği ve eğitimciye ilişkin beklenti 40 51,9 Eğitim ortamının fiziksel koşulları 13 16,9

Eğitim yeterli 10 13

Fikrim yok 14 18,2

Toplam 77 100,0

Katılımcıların eğitim programlarından olmasını istedikleri unsurlar ve beklentilerine ilişkin açık uçlu sorulara grubun yaklaşık 1/4’ü (77 kişi) cevap vermiştir. Katılımcıların verdikleri yanıtları değerlendirdiğimizde büyük çoğunluğun (%51,9) beklentisinin eğitimcinin tıbbi kelimeler kullanmamasını,

anlaşılır kelimelerle anlatmasını istediği, bununla birlikte eğitimcinin bilgili olmasını, anlatırken materyal kullanmasını, kapsamlı bilgi vermesini, güler yüzlü ve iyi davranmasını beklemektedir. Ayrıca katılımcılar (%16,9) eğitimlerin daha sakin yerlerde yapılmasını istediklerini ve kalabalık gruplar yerine küçük gruplarda hatta bire bir eğitimler yapılmasını, tüm şeker hastalarının bu tür eğitimlerden yararlandırılmasının sağlanmasını istemektedirler. Bu soruya yanıt veren katılımcılardan bir kısmı (%13) da yapılan eğitimleri yeterli bulurken, başka değişiklikler yapılması konusunda fikri olmadığını söyleyenler de (% 18,2) bulunmaktadır. İyi organize bir ekibin yanısıra eğitim verilen kişilerin sosyokültürel düzeyi gibi değisik faktörler de diyabet eğitiminin başarısını ve metabolik kontrolü etkilemektedir. Eğitim ve gelir düzeyi düşük, dil sorunu bulunan gruplarda uyumun daha güç olduğu ve kan glisemi düzeyi takibinin daha az sıklıkta yapıldığı gösterilmiştir (Ersoy, 2006). Bu bağlamda katılımcıların beklentilerinin karşılandığı bir eğitim, hastalar tarafından kabul görerek hastaların süreç yönetimlerini doğru olarak gerçekleştirme olasılığının artırabileceğini düşündürmektedir.

4.4.21. Hastaların Diyabetle İlgili Sorularını/Sıkıntılarını Danışma