• Sonuç bulunamadı

Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl: 6, Sayı: 74, Temmuz 2018, s

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl: 6, Sayı: 74, Temmuz 2018, s"

Copied!
13
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

_____________________________________________________________________________________

Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl: 6, Sayı: 74, Temmuz 2018, s. 605-617

Yayın Geliş Tarihi / Article Arrival Date Yayınlanma Tarihi / The Publication Date 03.05.2018 28.07.2018

Fatma UKAV

Sakarya Üniversitesi, Maliye, Yüksek Lisans Öğrencisi.

fatmaukv@gmail.com

KRİZ DÖNEMLERİNDE MALİYE POLİTİKALARININ ETKİNLİĞİ:

TÜRKİYE ÖRNEĞİ1 Öz

ABD’ de Mortgage piyasasında başlayan ve 2008 yılına gelindiğinde ise küresel krize dönüşen ve 2008 krizi olarak adlandırılan finansal kriz tüm dünyayı etkisi al- tına almıştır. Krizin etkilerinin bertaraf edilmesi için ülkeler bir takım önlemler al- mışlardır. Bu kapsamda Türkiye’de maliye politikalarını devreye sokmuştur. Bu politikaların etkin olup olmadığın belirlenmesi amacıyla bu çalışmada kamu har- camalarının işsizlik üzerinde etkisi 2005MQ1- 2017MQ3 dönemi verileri ile yapı- sal kırılmalı zaman serisi analizleri kullanılarak ölçülmüştür. Yapılan analiz sonu- cunda serilerin eşbütünleşik olduğu tespit edilmiştir. Elde edilen bulgulara göre kamu harcamalarının işsizlik üzerinde etkisi istatistiki olarak anlamlı bir etkisinin olduğu görülmüştür.

Anahtar kelimeler: Kriz, Kamu harcamaları, İşsizlik, Ekonometrik Analiz

1 Bu çalışma “2008 Krizinde Uygulanan Maliye Politikalarının Etkinliği” adlı yüksek lisans tezi temel alınarak hazırlanmıştır.

(2)

Kriz Dönemlerinde Maliye Politikalarının Etkinliği: Türkiye Örneği

The Journal of Academic Social Science Yıl:6, Sayı: 74, Temmuz 2018, s. 605-617

606 ACTIVITY CRISIS PERIODS OF FISCAL POLICY: IN TURKEY

Abstract

The financial crisis, which started in the US on the mortgage market and turned in- to a global crime in 2008, is called the 2008 crisis, has affected the whole world.

Countries have taken a number of measures in order to eliminate the effects of the crisis. In this context, fiscal policy has been put into operation in Turkey. In order to determine whether these policies are effective, the effect of public expenditures on unemployment in this study was measured using data from 2005MQ1 - 2017MQ3 period and structural breakdown time series. As a result of the analysis made, it was determined that the series were co-integrated. According to the find- ings obtained, the effect of public expenditures on unemployment was found to be statistically significant.

Keywords: Crisis, Public Expenditures, Unemployment, Econometric Analysis

1. GİRİŞ

ABD’de 2007 sonunda etkilerini hissettirmeye başlayan finans kaynaklı krizin, Eylül 2008’den beri küresel bir krize dönüşüp hızla derinleşmesiyle birlikte, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler 1929 Büyük Bunalımından bu yana görülmemiş bir hızla daralmaya başlamıştır.

2008 yılında ABD’de ortaya çıkan kriz bütün dünya ülkelerini etkilediği gibi Türkiye’yi de olumsuz yönde etkilemiştir. Tüm dünyayı etkisi altına alan küresel ekonomik kriz, ülkeleri arka arkaya bir takım tedbirler almaya zorlamıştır.

2008 krizinin etkilerinin azaltılmasındaki en önemli politikanın maliye politikaları oldu- ğunu son yaşanan krizde bir kez daha görmekteyiz. Bu bağlamda 2008 krizinde maliye politika- larını ön planda tutan Türkiye’nin başarılı olup olmadığının analizi çalışmamızın temel amacını oluşturmaktadır.

2. 2008 KRİZİ

ABD’de 2007 yılında konut piyasasında başlayan küresel krizin bütün ülkeleri derinden etkilediği ve hemen hemen tüm dengeleri değiştirdiği söylenebilmektedir. Bu kriz, 1929’da yaşanan büyük buhran dâhil olmak üzere, yaşanan diğer krizlerden oldukça farklı ve bugüne kadar ki ilk gerçek küresel krizdir (Öztürk ve Gövdere, 2010:378).

Avrupa'da yaşanan ekonomik kriz, genel olarak ABD'de yaşanan mortgage piyasasının neden olduğu küresel finansal ve ekonomik sıkıntıların bir sonucu olarak görülmektedir(Akın, 2017:60).

Bu nedenle birçok ekonomiyi içene dâhil eden küresel kriz ve sonrasında, ülkelerin nasıl bir politika izleyecekleri önem arz etmektedir (Kaya ve Kaygısız, 2015:171).

3. 2008 KRİZİNDE TÜRKİYE’DE UYGULANAN MALİYE POLİTİKALARI Krizin önlenmesi ve piyasaların da canlı tutulması için alınacak önlemler konusunda en çok üzerinde durulan konulardan birisi vergiler olmuştur. Bu kapsamda talebi yeniden canlan- dırmak ve ekonomide üretimin azaldığı bazı sektörleri teşvik etmek amacıyla “Vergi indirimleri politikası” uygulamaya konulmuştur (Kaya ve Kaygısız, 2015:183).

(3)

Kriz Dönemlerinde Maliye Politikalarının Etkinliği: Türkiye Örneği

The Journal of Academic Social Science Yıl:6, Sayı: 74, Temmuz 2018, s. 605-617

607 Bu kapsamda;

 Motor silindir hacmi 1600 cm3’ü geçmeyen otomobillerde %37’den %18’e, indirilen ÖTV oranı %27 olarak uygulanması,

 Üstü kapalı kasalı ticari araçlarda %10’dan %1’e indirilen ÖTV oranı, %3 olarak uygu- lanması,

 Açık kasalı ticari araçlarda %4’ten %1’e indirilen ÖTV oranı, %2 olarak uygulanması,

 Otobüslerde %1’den %0’a indirilen ÖTV oranı, %0 olarak uygulanması,

 Minibüslerde %9’dan %2’ye indirilen ÖTV oranı, %4 olarak uygulanması,

 Beyaz eşyada %6,7’den %0’a indirilen ÖTV oranı, % 2 olarak uygulanması öngörül- müştür.

 Kısa çalışma ödeneğinin miktarı %50 oranında arttırılması öngörülmüş ve ayrıca yarar- lanma süresi de 3 aydan 6 aya çıkarılmıştır. İlaveten ödenekten yararlanma süresi Ba- kanlar Kurulu Kararı ile 31.12.2009 tarihine kadar uzatılmıştır.

 İşsizlik ödeneği miktarının %11 oranında arttırılması öngörülmüştür (Özgün,2012:44).

 Mobilya ve bilgisayarda %18 olan KDV oranı %8 olarak uygulanması öngörülmüştür Ayrıca bu oranının süresi de 30.09.2009 tarihine kadar uzatılmıştır.

 Hurdaya çıkarılacak ve 30.6.2010'a kadar tescili silinecek olan 1979 veya daha eski model motorlu taşıtlar için vergi ve ceza affı getirilmiştir.

 31.12.2014 tarihine kadar Tarım Ürünleri Lisanslı Depoculuk Kanunu kapsamında dü- zenlenen ürün senetlerinin elden çıkarılmasından doğan kazançlara gelir ve kurumlar vergisi muafiyeti getirilmiştir (Fırat, 2013:308).

 Gerçek kişilerden alınan gelir vergisi oranı %15-%35 olarak uygulanması öngörülmüş- tür.

 1 Ocak 2008 tarihinde asgari geçim indirimi uygulamasına geçilmiştir. Asgari geçim indirimiyle; gerçek kişilerin elde ettikleri ücretler üzerinden hesaplanan gelir vergisin- den, kişinin medeni hali, çocuk sayısı, eşinin çalışma durumu gibi durumlar göz önünde bulundurularak, belirli bir tutar indirilerek kişinin daha az vergi vermesi ve böylece ce- bine daha fazla ücret geçmesini sağlamak amaçlanmıştır. Böylece bireylerin geçimine katkı sağlamak ve taleplerinde bir canlanma yaratmak amaçlanmaktadır

 Yatırımı teşviki amacıyla sermayeyi yurtiçinde tutabilmek ya da yeni uluslararası ser- maye girişi sağlayabilmek için kurum kazancı üzerinden alınan %20’lik kurumlar ver- gisi üzerine ek madde getirilerek indirimli kurumlar vergisi uygulamasına gidilmiştir.

 KOBİ’lere ve ihracatçı firmalara kredi ve garanti destekleri sağlanması amaçlanmakta- dır. Ayrıca bazı vergisel teşviklerde yürürlüğe konulmuştur. KOBİ’ler için devir hü- kümlerinde kolaylık sağlanmış ve vergisiz birleşme olanağı getirilmiştir. Buna ilaveten bu maddeden yararlanan kurumlar için de %75’e kadar kurumlar vergisi oranını indi- rimli uygulatmaya Maliye Bakanlığı yetkili kılınmıştır.

 Kasım 2008’de Varlık Barışı uygulaması hayata geçirilmiştir. Böylece vergi indirimleri ve muafiyetleri uygulayarak yurtdışındaki varlıkların yurtiçine getirilmesi amaçlanmış- tır (Kaya ve Kaygısız, 2015:182-183).

4. KAMU HARCAMALARI

Kamu harcamaları, devletin varlığını sürdürebilmesi ve görevlerini yerine getirebilmesi için yaptığı giderler şeklinde tanımlanabilir. Devletin temel görevlerinden biri toplumsal ihti- yaçların karşılanmasıdır. Devletin yüklendiği görevleri yerine getirilebilmesi için bazı harcama- ları yapması gerekmektedir. Bunu sağlayabilmek için yapılacak olan giderlerin tümü, harcamayı

(4)

Kriz Dönemlerinde Maliye Politikalarının Etkinliği: Türkiye Örneği

The Journal of Academic Social Science Yıl:6, Sayı: 74, Temmuz 2018, s. 605-617

608 zorunlu kılmaktadır. Kamusal ihtiyaçların giderilmesi için devletin birtakım hizmetlerden yarar-

lanması, bir kısım malları kullanması gerekmektedir(Elçin,2012:2). Devletin istihdam ettiği sürekli ve süreli personeli ücretleri özel kesimden satın aldığı veya kendi ürettiği mal, malzeme, araç, gereç gibi girdilere yaptığı ödemeler bu zorunluluğun bir sonucudur (Üçler, 2011:5).

5. KAMU GELİRLERİ

Faaliyetlerini yürütebilmek için hem üretim faktörlerine sahip olmak hem de piyasada üretilen mal ve hizmetleri elde etmek devletin görevidir. Bu da ancak faktör, mal ve hizmetlerin piyasa bedellerini, yani bunların fiyatlarını ödemesi ile mümkün olabilir. Devletin, söz konusu faktörlerin, mal ve hizmetlerin bedellerini ödeyebilmesi için belirli gelir kaynaklarına sahip olması gerekmektedir. Bunun için de bazı kaynakların özel ekonomiden kamu ekonomisine aktarılması zorunluluğu doğmaktadır. Devletin kamu ihtiyaçlarından doğan harcamalarını karşı- lamak için anayasal sınırlar içerisinde başvurduğu ve çeşitli kaynaklardan elde ettiği gelirlerin tümü “kamu gelirleri” olarak adlandırılmaktadır (Elçin, 2012:2). Kamu gelirinin ana kaynakları vergiler(gelir vergisi, emlak vergisi, satış vergisi, lisans ücretleri, ithalat ve ihracat vergileri, katma değer vergisi(KDV)) ve harçlardır (Malena ve Khallaf, ?:1-2).

6. LİTERATÜR

Çalışmalar incelendiğinde kriz dönemlerinde kamu harcamaları ve işsizlik oranları ara- sındaki ilişkiye rastlanmamıştır. Çalışmalar göstermektedir ki normal dönemlerdeki veriler ince- lerek analiz yapılmıştır.

Bakırtaş (2003), Türkiye’deki kamu harcamalarının makroekonomik değişkenlerle olan neden- sellik ilişkisini araştırmıştır. Çalışmada ilk önce regresyon analizini uygulanmıştır. Daha sonra Granger nedensellik testine yer verilmiştir Yapılan analiz sonucunda kamu harcamalarının is- tihdam düzeyini etkilediği sonucuna varılmıştır.

Şahin ve Özenç (2007), çalışmalarında, 1988-2006 yılları arası verilerini kullanarak kamu har- camalarının işsizlik üzerine etkilerini Türkiye ekonomisi için test etmiştir. Granger anlamda iki değişken arasında herhangi bir ilişkiye rastlanmamıştır.

Mehmood and Sadiq (2010), 1976 ve 2010 yılları arasındaki verileri kullanarak Pakistan’daki hükümet harcamaları ile yoksulluk oranlarını arasındaki ilişkiyi incelemişlerdir. Yapılan çalış- mada hükümet harcamaları ile yoksulluk arasında negatif bir ilişki olduğu gözlemlenmiştir.

Holden ve Sparrman (2011), 1960-2007 arasında 20 OECD ülkesi üzerine yaptıkları çalışmada, ampirik sonuçlara göre kamu harcamalarındaki artışın işsizlik oranında azalışa sebebiyet vere- ceği şeklinde bir bulguyla karşılaşmışlardır.

Nazar ve Mahmut (2013), 1978 ve 2008 dönemi verilerini kullanarak İran’ın Baluchestan Eya- letindeki ve Sistan’da ki yoksulluk oranı ve kamu harcamaları arasındaki ilişkiyi incelemişler- dir. Yapılan çalışmada Autoregressive Distributed Lag (ARDL) tekniği kullanılarak kamu har- camalarındaki artışın yoksulluğu azalttığı sonucuna varılmıştır.

Ramey (2012), 2. Dünya savaşında Kore’de özel tüketim harcamaları şeklinde yapılan kamu harcamalarının işsizlik ve istihdam üzerindekini etkisini araştırmıştır. Yapısal VAR (SVAR) yönteminin kullanıldığı çalışmada, kamu harcamalarında oluşacak bir artışın işsizliği düşürdüğü sonucuna varılmıştır.

(5)

Kriz Dönemlerinde Maliye Politikalarının Etkinliği: Türkiye Örneği

The Journal of Academic Social Science Yıl:6, Sayı: 74, Temmuz 2018, s. 605-617

609 7. EKONOMETRİK ANALİZ

7.1. Veri Seti ve Model

Bu makale çalışmasında kriz döneminde uygulanan maliye politikalarının etkinliğini araştırabilmek adına, 2005:M01-2017:M03 dönemi merkezi yönetim bütçe gelirleri ile merkezi yönetim bütçe harcamaları arasındaki fark olan bütçe dengesi (BD, Milyar TL) ve işsizlik oranı (IO, %) arasındaki ilişkilere bakılmıştır. Çünkü uygulanan maliye politikalarının net etkisi bütçe dengesinde ve işsizlik oranları üzerinde gözlemlenebilecektir. Uygulanan genişletici para ve maliye politikaları sonucunda bir taraftan ekonomik büyüme ve üretim artırılmaya çalışılırken, diğer taraftan da işsizlik azaltılmaya çalışılmaktadır. Yani işsizlik oranlarının azaltılması, eko- nomi yönetimlerinin birincil önceliklerindedir. Çalışmada kullanılan değişkenler, hareketli orta- lamalar (Moving Average) yöntemiyle mevsim etkilerinden arındırılmıştır. Verilere ait tanımla- yıcı istatistikler Ek 1’de sunulmuştur. Çalışmada kullanılan ekonometrik model aşağıdadır:

Burada ortalaması sıfır, varyansı sabit olan hata terimleri serisidir. 2008 küresel eko- nomik krizini temsil etmek üzere modele dâhil edilmiş kukla değişken olup, bu değişken oluştu- rulurken; Türkiye’nin bu kriz nedeniyle negatif büyüdüğü 2008:Q4 - 2009:Q3 aralığındaki ayla- ra bir, diğer aylara sıfır değeri atanmıştır. Bu modelin oluşturulmasında Barışık ve Kesikoğlu (2006); Çakır (2009) ve Saeidi ve Valizadeh (2012) çalışmaları baz alınmıştır. Bu modelin oluş- turulması aşamasında yapılan literatür taramasında Türkiye’de bütçe açıkları ile enflasyon ara- sındaki ilişkinin yoğun biçimde incelenmiş olmasına karşılık, bütçe açıkları ile işsizlik arasın- daki ilişkinin çok az incelendiği örülmüştür. Yapılan bu makale çalışması, bu anlamda da litera- türe önemli bir katkı sağlayacaktır.

7.2. Analiz Yöntemi

Çalışmada serilerin durağanlığı Vogelsang ve Perron (1998) tarafından geliştirilen, yapı- sal kırılmalı ADF testiyle incelenmiştir. Seriler arasında nedesellik ilişkilerinin varlığı Granger (1969) testiyle araştırılmıştır. Seriler arasında eşbütünleşme ilişkisinin varlığı; Engle ve Granger (1987) yöntemiyle test edilmiştir. Uzun ve kısa dönem analizler Dinamik En Küçük Kareler Yöntemi (DEKK) ile yapılmıştır.

Birim Kök Testi

Ekonometrik analizler, serilerin durağanlık derecesine çok duyarlıdır. Durağan olmayan serilerle yapılan ekonometrik analizlerde, sahte regresyon problemiyle karşılaşılabilmektedir

(Engle ve Granger, 1987). Bu nedenle, ekonometrik analizlerin başında öncelikle serilere birim kök testi yapılarak, durağanlık derecelerinin belirlenmesi gerekmektedir.

Bir serinin durağan olması; serinin beklenen değerinin, varyansının ve kovaryansının za- mandan bağımsız olmasını, yani serinin, kendi aritmetik ortalaması etrafında dalgalanmasını ifade etmektedir (Göçer, 2015: 246).

Serilerin durağanlığını test etmeye yönelik ilk çalışmalara Dickey ve Fuller (1979) tara- fından başlatılmıştır. Bu yazarlar 1981’de, kendi geliştirdikleri yöntemi genişleterek, genişletil- miş Dickey-Fuller (Augmented Dickey Fuller: ADF) yöntemini ortaya çıkarmışlardır. ADF

(6)

Kriz Dönemlerinde Maliye Politikalarının Etkinliği: Türkiye Örneği

The Journal of Academic Social Science Yıl:6, Sayı: 74, Temmuz 2018, s. 605-617

610 testi, daha sonradan geliştirilen Phillipse - Perron (1998, PP), Kwiatkowski, Phillips, Schmidt ve

Shin (1992, KPSS) ve Ng-Perron (2001) birim kök testlerinin de temelini oluşturmaktadır.

Geleneksel birim kök testleri, serideki yapısal kırılmaları göz önünde bulundurmadığı için, hatalı sonuçlar verebilmektedir. Bu nedenle çalışmada serilerin durağanlık derecelerini belirlerken, serideki yapısal kırılmaları da göz önünde bulunduran Vogelsang ve Perron (1998) tarafından geliştirilen, yapısal kırılmalı ADF testi kullanılarak serilerin durağanlığı incelenmiş- tir. Bu test; serinin t zamanındaki değerinin, t-1 dönemindeki değerinden ne kadar etkilendiğini ölçmektedir.

Birim kök testlerinde genel olarak aşağıdaki denkleme kullanılmaktadır (Tarı, 2012:

390):

Burada sınanan hipotezler:

H0: |ρ|=1 olduğunda serinin geçmiş dönemlerindeki şokların, bir sonraki döneme aynen aktarıldığına, şoklar kalıcı hale geldiğine ve bu nedenle serinin durağan ol- madığı karar verilmektedir.

H1: |ρ|<1 olduğunda ise serinin geçmiş dönemlerindeki şokların, bir sonraki döneme aza- larak aktarıldığına ve serinin durağan olduğuna karara verilmektedir.

Düzey değerlerinde durağan olan serilere I(0), birinci farkı alındığında durağan hale gelen serilere I(1), … d. dereceden farkı alındığında durağan hale gelen serilere de I(d) adı verilmek- tedir. Buradaki I; Integrated (bütünleşik) kelimesinin ilk harfi olmaktadır (Gujarati ve Porter, 2012: 754-761).

Vogelsang ve Perron (1998) yapısal kırılmalı ADF testi de aynı mekanizmayla çalışmak- ta, sadece seride var olabilecek yapısal kırılma tarihini, farklı dönemlere eklediği kukla değiş- kenlerle tespit etmeye çalışmakta ve yapısal kırılma varsa, bunu göz önünde bulundurarak seri- nin durağanlığını incelemektedir. Bu testin hipotezleri:

Yapısal kırılmalar varken seri durağan değildir Yapısal kırılmalar varken seri durağandır.

Bu hipotezleri test etmek için gerekli olan kritik değerlere; Vogelsang (1993) çalışmasın- dan ulaşılabilmektedir. Bu tez çalışmasında Vogelsang ve Perron (1998) yapısal kırılmalı ADF birim kök testi yapılmış ve elde edilen bulgular Tablo 12’de sunulmuştur. Bu test ile elde edilen grafikler Ek 2’de sunulmuştur.

Tablo 1: Vogelsang ve Perron Yapısal Kırılmalı ADF Birim Kök Testi Sonuçları

Değişken Vogelsang ve Perron ADF Test İstatistiği

Kritik Değerler Yapısal Kırılma Tarihi

%1 %5 %10

--3.906 -5.719 -5.175 -4.893 2008:M08

-3.737 -4.949 -4.443 -4.193 2010:M08

(7)

Kriz Dönemlerinde Maliye Politikalarının Etkinliği: Türkiye Örneği

The Journal of Academic Social Science Yıl:6, Sayı: 74, Temmuz 2018, s. 605-617

611

-5.438*** -4.949 -4.443 -4.193 2016:M12

-5.417*** -4.949 -4.443 -4.193 2010:M04

Not: İdeal gecikme uzunlukları Akaike Bilgi Kriteri (AIC) kullanılarak belirlenmiştir. Düzey değerlerinde sabitli ve trendli, birinci farklarında ise sabitli modeller kullanılmıştır. ***; %1, anlamlılık düzeyinde durağanlığı göstermektedir. Serinin birinci farkını ifade etmektedir

Tablo 1’deki sonuçlara göre; bu serilerin ikisi de düzey değerlerinde değildir. Yani bu du- rumda hipotezleri kabul edilmiştir. Ancak bu serilerin birinci farkları alındığında, her iki seri için de hipotezi reddedilmekte ve serilerin durağan olduğuna karar verilmektedir. Sonuç olarak bu seriler I(1)’dir. Bu durumda serilerin düzey değerleriyle yapılacak regresyon tahmin- leri, sahte regresyon sorunu içerebilecektir. Bu nedenle öncelikle seriler arasında nedensellik eşbütünleşme ilişkilerinin varlığına bakılmalıdır.

Nedensellik Testi

Regresyon modellerine alınan değişkenler arasında bir etkileşimin var olup olmadığını or- taya çıkarabilmek için seriler arasında nedensellik ilişkilerinin varlığının test edilmesi gerek- mektedir. Bu amaçla geliştirilen ilk test Granger (1969) testi olup, zamanla yapılan ekleme ve güncellemelerle2 bu test güçlü ve geçerli bir hale getirilmiştir.

Bu çalışmada kullanılan Granger nedensellik testi modelleri aşağıda verilmiştir. Bu mo- dellerin oluşturulmasında (Gujarati ve Porter, 2012, s. 787) takip edilmiştir.

Burada m; optimum gecikme uzunluğunu ifade etmekte olup, VAR analizi içinde yer alan ge- cikme uzunluğu kriterleri kullanılarak belirlenebilmektedir. Bu testin hipotezleri:

Bütçe dengesinden, işsizlik oranına doğru bir nedensellik ilişkisi yoktur.

Bütçe dengesinden, işsizlik oranına doğru bir nedensellik ilişkisi vardır.

Denklem (3)’te ’lerin grup halinde sıfıra eşit olup olmadığına, F testi yardımıyla bakıl- maktadır. katsayıları, belirli bir anlamlılık düzeyinde sıfırdan farklı bulunursa, bütçe denge- sinden, işsizlik oranına doğru bir nedensellik ilişkisinin var olduğuna karar verilecektir.

Örneğin; VAR analizi Sims (1980) tarafından geliştirilmiştir ve Granger nedensellik testi yaparken gecikme uzunluğu, VAR analizi yardımıyla belirlenmektedir. Yine benzer şekilde belirlenen optimum gecikme uzunluğuna sahip VAR modelinde değişen varyans ve otokorelasyon sorunlarının varlığını sınamaya yönelik testler de 1990’lı yılların sonlarında geliştirilmiştir. Bütün bu eklemelerle Granger testi güçlendirilmiştir.

(8)

Kriz Dönemlerinde Maliye Politikalarının Etkinliği: Türkiye Örneği

The Journal of Academic Social Science Yıl:6, Sayı: 74, Temmuz 2018, s. 605-617

612 Denklem (4)’teyse işsizlik oranından bütçe dengesine doğru bir nedensellik ilişkisinin var

olup olmadığı incelenmektedir. Burada da ’ler belirli bir anlamlılık düzeyinde sıfırdan farklı bulunursa, işsizlik oranında bütçe dengesine doğru bir nedensellik ilişkisinin var olduğu anlaşı- lacaktır.

Her ikisi de ( , ) sıfırdan farklı ise ikisi de birbirini etkilemektedir. Bu durumda değiş- kenler arasında iki yönlü nedensellik ilişkisinin var olduğuna karar verilmektedir. İki parametre de sıfıra eşit olduğuna ise değişkenler arasında bir nedensellik ilişkisinin olmadığına karar ve- rilmektedir (Göçer, 2015, s. 271-272).

Bu çalışmada Granger nedensellik testi yapılmış ve elde edilen sonuçlar Tablo 13’Te su- nulmuştur.

Tablo 2: Granger Nedensellik Testi Sonuçları

Hipotezi F istatistiği Olasılık Değeri

Gecikme Uzunluğu

Gecikme Uzunluğu Belirleme Kriteri

0.319 0.726

2 Schwarz Bilgi Kriteri 11.908*** 0.000

Not: ; Birinci değişkenden, ikinci değişkene doğru nedensellik ilişkisinin olmadığını ifade etmektedir. ***; %1 anlamlılık düzeyinde birinci değişkenden, ikinci değişkene doğru nedensel- lik ilişkinin var olduğu göstermektedir.

Tablo 2’deki sonuçlara göre; işsizlik oranından, bütçe dengesine doğru, %1 anlamlılık düzeyinde bir nedensellik ilişkisi vardır. Bu durumun; artan işsizlik durumunda işsizlere yapılan transfer ödemelerinden ve istihdam kaybı nedeniyle meydana gelen sosyal güvenlik primi ka- yıplarından meydana geldiği düşünülmektedir. Bu sonuç, genel olarak işsizlik oranı ile bütçe dengesi arasında bir ilişkinin var olduğunu ve bunları aynı regresyon modelinde kullanmanın anlamlı olduğunu göstermektedir. O halde bu seriler arasında eşbütünleşme ilişkisinin varlığının sınanmasına geçilebileceğine karar verilmiştir

Eşbütünleşme Testi

Düzey değerlerinde durağan olmayan serilerle yapılacak regresyon analizleri sahte reg- resyon problemi içerebilmektedir. Serileri durağan hale getirmek için farkları alındığında, göz- lem ve bilgi kaybı olmaktadır. Engle ve Granger (1987), bu duruma çözüm üretebilmek amacıy- la yürüttükleri çalışmaların sonucunda; seriler arasında eşbütünleşme ilişkisi tespit edildiğinde, bu serilerin düzey değerleriyle yapılacak analizlerde sahte regresyon problemiyle karşılaşılma- yacağını belirtmiştir. Serilerin eşbütünleşik olmaları, uzun dönemde birlikte hareket etmeleri anlamına gelmektedir. Bu çalışmada seriler arasında eşbütünleşme ilişkilerinin varlığı Engle ve Granger (1987) testiyle incelenmiştir. Bu testin en önemli kısıtı, analize dahil edilecek bütün serilerin aynı dereceden entegre olmuş olmasıdır. Bu çalışmada bütün serilerin I(1) olduğu belir- lendiği için, bu çalışmada Engle-Granger (1987) testinin kullanılabileceğine karar verilmiştir.

Engle-Granger (1987) eşbütünleşme testinin hipotezleri (Göçer, 2016):

(9)

Kriz Dönemlerinde Maliye Politikalarının Etkinliği: Türkiye Örneği

The Journal of Academic Social Science Yıl:6, Sayı: 74, Temmuz 2018, s. 605-617

613 Seriler arasında eşbütünleşme yoktur

Seriler arasında eşbütünleşme vardır

şeklindedir. Bu çalışmada Engle-Granger (1987) eşbütünleşme testi uygulanmış ve elde edilen sonuçlar Tablo 14’te sunulmuştur.

Tablo 3: Eşbütünleşme Testi Sonuçları

Bağımlı Değişken Tau-İstatistiği Olasılık Değeri Z- İstatistiği Olasılık Değeri

IOSA -2.011 0.524 -23.550 0.020

BASA -2.927 0.135 -47.054 0.000

Tablo 3’teki sonuçlara göre Denklem (1)’de yer alan regresyon modelindeki seriler ara- sında eşbütünleşme ilişkisi vardır, yani bu seriler uzun dönemde birlikte hareket etmektedirler.

Bu durumda, bu serilerin düzey değerleriyle yapılacak analizler, sahte regresyon problemi içer- meyecektir. Seriler arasında eşbütünleşme ilişkisi tespit edildiği için uzun ve kısa dönem analiz- lerine geçilebileceğine karar verilmiştir.

Uzun Dönem Analizi

Uzun dönem analizi, serilerin düzey değerleri kullanılarak gerçekleştirilmektedir. Bu ça- lışmada uzun dönem analizinde kullanılan model;

şeklindedir. Bu modelde yer alan katsayıları tahmin etmek için DEKK yöntemi uygulanmıştır.

DEKK, eşbütünleşik seriler arasındaki ilişkileri tespit etmede, diğer yöntemlere göre daha güç- lüdür. Ayrıca bu yöntem, değişen varyans ve otokorelasyon sorunlarına karşı da dirençli bir tahmincidir (Mark ve Sul, 2003). Çalışmada Denklem (4) DEKK yöntemiyle tahmin edilmiş ve elde edilen sonuçlar Tablo 15’te sunulmuştur.

Tablo 4: Uzun Dönem Analizi Sonuçları

Bağımsız Değişken Katsayı t- istatistiği

BD 0.34*** 2.51

K2008 2.18*** 3.16

Sabit Terim 9.17*** 32.510

Not: ***; ilgili katsayının %1 önem düzeyinde istatistiksel olarak anlamlı olduğunu gös- termektedir

Tablo 4’teki bulgulara göre; 2005:M01-2017:M03 döneminde Türkiye ekonomisinde bütçe dengesi bir milyar dolar fazla verdiğinde, işsizlik %0.34 puan artmıştır. Tersten yorumla-

(10)

Kriz Dönemlerinde Maliye Politikalarının Etkinliği: Türkiye Örneği

The Journal of Academic Social Science Yıl:6, Sayı: 74, Temmuz 2018, s. 605-617

614 yacak olursak, her bir milyar dolarlık bütçe açığı, işsizliği %0.34 puan azaltmıştır. Bu durum,

Keynesyen İktisat Teorisinin, Türkiye ekonomisi için geçerli olduğunu, kriz dönemlerinde artı- rılan kamu harcamalarının, ekonomik dengenin sağlanmasına olumlu katkı yaptığını göstermek- tedir. Kukla değişkenin katsayısının pozitif ve istatistiksel olarak anlamlı olması, 2008 küresel ekonomik krizinin, Türkiye’de işsizlik oranlarını artırıcı bir etkisinin var olduğunu ispatlamak- tadır. Modelin açıklama gücü de kabul edilebilir sınırlar içindedir

Kısa Dönem Analizi

Kısa dönem analizleri, uzun dönemde birlikte hareket eden seriler arasında kısa dönemde meydana gelen sapmaların ortadan kalkıp kalkmadığını, dolayısıyla yapılan uzun dönem analiz- lerinin güvenilir olup olmadığını ispatlamak için yapılan analizlerdir. Bu analizlerde; serilerin farkı alınarak durağanlaştırılmış halleri ve uzun dönem analizinden elde edilen hata terimleri serisinin bir dönem gecikmelisi (ECTt-1) kullanılır. Burada ECT; hata düzeltme terimi (Error Correction Term) olup, bu değişkenin katsayısının negatif ve istatistiksel olarak anlamlı çıkma- sı, modelin hata düzeltme mekanizmasının çalıştığını ve uzun dönem analizinin güvenilir oldu- ğunu ifade etmektedir. Bu çalışmada kısa dönem analizi için kullanılan model aşağıdadır:

Bu model yine DEKK yöntemiyle tahmin edilmiş ve elde edilen sonuçlar Tablo 16’da su- nulmuştur.

Tablo 5: Kısa Dönem Analizi Sonuçları

Bağımsız Değişken Katsayı t- istatistiği

ΔBD 0.15* 1.616

ECTt-1 -0.06** -2.018

Sabit Terim 0.01 0.409

Not: *, ** ve ***; ilgili katsayıların sırasıyla %10, %5 ve %1 önem düzeyinde istatistiksel olarak anlamlı olduğunu göstermektedir. SSR: Hata terimlerinin kareleri toplamı (Sum Squa- red of Residuals) olup, bu değerin küçük olması, modelin başarısının bir göstergesidir.

Tablo 5’teki bulgulara göre; kısa dönemde de bütçe dengesindeki artışlar işsizlik oranını artırmaktadır. Yine olayı tersinden incelemek gerekirse; bütçe dengesindeki azalışlar( bütçe açığındaki artışlar) işsizlik oranını azaltmaktadır. Hata düzeltme teriminin katsayısı negatif ve istatistiksel olarak anlamlı çıkmıştır. Bu durum; uzun dönemde birlikte hareket eden seriler ara- sında kısa dönemde meydana gelen sapmaların ortadan kalktığını ve serilerin tekrar uzun dönem denge ilişkisine yakınsadığını (Peker ve Göçer, 2010: 1192), dolayısıyla yapılan uzun dönem analizi sonuçlarının güvenilir olduğunu göstermektedir.

SONUÇ

Küresel kriz beraberinde birçok sorun getirmiştir. Enflasyon ve işsizlik oranlarında artış, büyü- me oranında düşüşler vb. sorunlar sıralanabilir. Bir ülke için en önemli şeyin istihdamı artırmak ve işsizlik oranlarını düşürmek olduğunu söyleyebiliriz. Bu nedenle bu çalışma işsizlik oranları- nı düşürmede maliye politikalarının yani devletin ekonomiye müdahalesinin gerekli olduğunu

(11)

Kriz Dönemlerinde Maliye Politikalarının Etkinliği: Türkiye Örneği

The Journal of Academic Social Science Yıl:6, Sayı: 74, Temmuz 2018, s. 605-617

615 yapılan analiz sonucunda göstermiştir. Türkiye ekonomisinin 2005MQ1ve 2017MQ3 verileri

kullanılarak yapılan bu çalışmada ekonometrik model ve istatistiki testler uygulanmıştır ve elde edilen katsayılar anlamlı çıkmıştır. Ayrıca işsizlik oranlarından bütçe dengesine doğru nedensel- lik ilişkisi mevcuttur. Elde edilen bulgulara göre bütçe dengesindeki artışlar işsizlik oranını azaltmaktadır. Yapılan çalışma sonucunda kriz dönemlerindeki yapılan kamu harcamalarının işsizliği azalttığı sonucuna varılmıştır. Yapılan çalışma ve incelenen diğer çalışmalar göster- mektedir ki kriz dönemlerinde devletin ekonomiye müdahale etmesi gerekmektedir. Bu da gös- termektedir ki Keynesyen İktisat Teorisinin Türkiye içinde geçerli olduğu yapılan çalışma sonu- cunda kanıtlanmıştır. Yapılan kukla değişken sayesinde 2008 krizinin işsizlik oranını arttırdığı görülmüştür.

KAYNAKLAR

Akın Faruk (2017). “Avrupa Borç Krizi Sonrası PIIGS Ülkeleri ve Türkiye’de Bankacılık Sek- törünün Analizi” Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, 5,60,57-75

Bakırtaş, İ. (2003). “Kamu Harcamalarının Temel Makroekonomik Göstergelerle İlişkisi ve Nedenselliği (1983-2000 Türkiye Örneği)”, Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 9, 41-66.

Barışık, Salih ve Kesikoğlu, Ferdi (2006). "Türkiye De Bütçe Açıklarının Temel Makroekono- mik Değişkenler Üzerine Etkisi 1987 2003 Var Etki Tepki Analizi Varyans Ayrıştırma- sı", Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi, 64, 4, 59-82.

Bekiroğlu, Cemil (2010), Türkiye’de İşsizlik Sorununun Çözümlenmesinde Uygulanan Ekono- mi Politikalarının Analizi, Yüksek Lisans Tezi, Kadir Has Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul

Bozdağlıoğlu Uyar, E.Yasemin (2008), “Türkiye’de İşsizliğin Özellikleri ve İşsizlikle Mücadele Politikaları”, Adnan Menderes Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 20, 45-65

Dickey, D.A. ve Fuller, W.A. (1979). Distribution of the Estimators for Autoregressive Time Series with a Unit Root, Journal of the American Statistical Association, 74, 427–431.

Dickey, D.A. ve Fuller, W.A. (1981). Distribution of the Estimators for Autoregressive Time Series with a Unit Root”, Econometrica, 49, 1057-72.

Elçin, A.Bora (2012), Kamu Harcamaları Yansıma Analizi, http://www.meritymm.com/wp content/uploads/2013/05/kamuharcamaanalizi.pdf 05.01.2018

Engle, R. F. ve C. W. J. I. Granger. (1987). Co-integration and Error Correction: Representa- tion, Estimation and Testing. Econometrica. 55. 2, 251-276.

Fırat, Emine (2013), Ekonomik Kriz ile Mücadelede Maliye Politikasının Rolü, Niğde Üniversi- tesi İİBF Dergisi, 6, 1, 298-313

Granger, C.W.J. (1969), “Investigating Causal Relations By Econometric Models and Cross- Spectral Methods”, Econometrica, 37, 424-438.

Gujarati, N. G. Ve D. C. Porter. (2012). Temel Ekonometri, Çev. Ümit Şenesen ve Gülay Gün- lük Şenesen, İstanbul: Literatür Yayıncılık, (5. Basımdan Çeviri).

Göçer, İsmet (2016). Eviews Uygulamalı Ekonometri. Sakarya Üniversitesi Ekonometri Semi- neri Ders Notu, Sakarya.

(12)

Kriz Dönemlerinde Maliye Politikalarının Etkinliği: Türkiye Örneği

The Journal of Academic Social Science Yıl:6, Sayı: 74, Temmuz 2018, s. 605-617

616 Göze Kaya, Dilek ve Durgun Kaygısız, Ayşe (2015), “2008 Küresel Krizi ve Sonrasında Türki-

ye’de Uygulanan Maliye Politikalarına Genel Bir Bakış”, Uluslararası Yönetim İktisat ve İşletme Dergisi, Cilt: 11, Sayı:26, ss: 171-194.

Güney, Alptekin (2009), İşsizlik, Nedenleri, Sonuçları ve Mücadele Yöntemleri, Kamu-İş, 10, 4, 135-159

Holden, S. VE Sparrman, V. (2011). “Do Government Purchases Affect Unemployment?”, CE- Sifo Working Paper Series, 3482, 1-41.

Kwiatkowski, D., Phillips, P.C.B., Schmidt, P. ve SHİN, Y. (1992). Testing the Null Hypothesis of Stationary against the Alternative of a Unit Root, Journal of Econometrics, 54: 159- 178.

Malena, Carmen ve Khallaf Cıvıcus, Mahi (?), Public Revenue Reporting and Monitoring, Pub- lic Expenditure & Budgets Tool: Public Revenue Reporting and Monitoring, 1-9

Mark, Nelson C. ve Sul, Donggyu (2003). Cointegration Vector Estimation by Panel DOLS and Long-run Money Demand. Oxford Bulletıin of Economics and Statistics, 65(5), 655- 680.

Mehmood, R. ve S. Sadiq (2010), “The Relationship Between Government Expenditure and Poverty: A Co-Integration Analysis,” Romanian Journal of Fiscal Policy, 1(1), 29-37.

Nazar, D. ve M. H. Tabar (2013), “Government Expenditures and its Impact on Poverty Reduc- tion (Empirical From Sistan and Baluchestan Province of Iran),” International Journal of Academic Research in Economics and Management Science, 2(1), 251-260.

NG, S. ve Perron, P. (2001). Lag Length Selection and the Construction of Unit Root Tests with Good Size and Power, Econometrica, 69: 1519-1554.

Özgün, Mehmet, (2012), Ekonomik Kriz Dönemlerinde İktisat Politikalarının Etkinliği ve 2008 Mortgage Krizinin Türkiye Açısından Analizi, Yüksek Lisans Tezi, Pamukkale Üniver- sitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Denizli

Öztürk, Serdar ve Gövdere, Bekir (2010),” Küresel Finansal Kriz ve Türkiye Ekonomisine Etki- si”, Süleyman Demirel Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 15, 1, 377-397

Peker O. ve Göçer İ. (2010),”Yabancı Doğrudan Yatırımların Türkiye’deki İşsizliğe Etkisi:

Sınır Testi Yaklaşımı”, Ege Akademik Bakış, 10(4):1187-1194.

Phillips, P.C.B. ve Perron, P. (1988). Testing for a Unit Root in Time Series Regression, Bio- metrika, 75, 335–346.

Ramey, V. A. (2012). “Government Spending and Private Activity”, NBER, 1-50. Savaş, V. F.

(1994), Politik İktisat, İstanbul: Beta Yayınevi.

Saeidi, P. ve Valizadeh, Y. (2012). Impact of Budget Deficit on Inflation and Unemployment in Iran’s Economy, Journal of Basic and Applied Scientific Research, 2(7), 6979 – 6985.

Sims, C.A. (1980). Macroeconomics and Reality. Econometrica. 48, 1-48.

Şahin, M. ve Özenç, Ç. (2007). “Kamu Harcamaları İle Makro Ekonomik Değişkenler Arasın- daki Nedensellik İlişkileri”, Yönetim Bilimleri Dergisi, 5 (2), 200-225.

(13)

Kriz Dönemlerinde Maliye Politikalarının Etkinliği: Türkiye Örneği

The Journal of Academic Social Science Yıl:6, Sayı: 74, Temmuz 2018, s. 605-617

617 Tarı, R. (2012). Ekonometri, 8. Basım, Kocaeli: Umuttepe Yayınları.

Tüik, İstatistik Göstergeler, 2018, https://biruni.tuik.gov.tr/gosterge/?locale=tr, 17.01.2018 Üçler, Gülbahar (2011), Kamu Harcama Çeşitleri ve Ekonomik Büyüme İlişkisi: Türkiye Eko-

nomisi İçin Ekonometrik Analiz(1970-209), Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Ensti- tüsü , Doktora Tezi, Konya

Vogelsang, T. J. (1993). Unpublished Computer Program.

Vogelsang, T. J. ve P. Perron. (1998). Additional Test for Unit Root Allowing for a Break in the Trend Function at an Unknown Time. International Economic Review. 39, 10

Referanslar

Benzer Belgeler

Deney ve kontrol grubu öğrencilerinin araştırmanın başında, sonunda ve araştırma ta- mamlandıktan üç ay sonra problem çözme becerileri arasında anlamlı

Kimya öğretmenleri tarafından ortaöğretim kimya ders kitaplarının değerlendirildiği tarama çalışmasında ise kimya öğretmenlerinin ders kitapları- nı yetersiz buldukları

Delaunay, savaş sonrası 1921'de Paris'e dönmüş ve İspanya deneyimleri, O’nu Parisli kadın- lar için “yaşayan resimler” biçiminde tasarımlar üretmeye teşvik

Türkiye’de Lisans Düzeyindeki Turizm Rehberliği Bölümlerinde Görev Yapan Akademisyenle- rin Akademik Özgeçmişlerinin İncelenmesi.. The Journal of Academic Social Science

Bu araştırmada, Uşak Üniversitesi, Banaz Meslek Yüksekokulu İç Mekân Tasarımı Prog- ramında öğrenim gören öğrencilerinin staj eğitimi uygulamaları hakkındaki olumlu

Buna göre, öğrenim durumu üniversite olan anne- lerin iletişim yolu ile çocuklarına vermek istedikleri mesajları daha etkili verdikleri, anneler ile çocuklar arasında sözsüz

Pedagojik formasyon eğitimi alan öğretmen adaylarının karar verme stilleri ile akademik erte- leme davranışları arasındaki ilişkiyi betimsel olarak saptamaya

Ayrıca çalışmaya katılan öğretmenler oyun ve fiziki etkinlikler dersinin engellilere dönük olarak, daha etkili ve verimli olabilmesi için; ders araç-gereçlerinin