• Sonuç bulunamadı

AB Kulisi. Türkiye nin AB katılım sürecinde önemli tarihler ve dönüm noktaları...

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "AB Kulisi. Türkiye nin AB katılım sürecinde önemli tarihler ve dönüm noktaları..."

Copied!
9
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

AB Kulisi

• Editör’den

AB Kulisi’nin bu ayki Editör’den bölümünde, Dünyada değişen politik ve ekonomik dengeler ile AB’nin, 27 üye ülke arasındaki görüş ve çıkar farklılıkları çerçevesinde yeni gelişmelere karşı ortak bir cevap üretme çabası irdeleniyor…

• Gündem

Bu ay AB gündeminde öne çıkan gelişmeler...

• Ajanda

Türkiye’nin AB katılım sürecinde önemli tarihler ve dönüm noktaları...

Ekim 2008

(2)

Editör’den

DEĞĐŞEN DÜNYA DÜZENĐ VE AB

Dünyanın önümüzdeki dönemdeki gidişatını, son iki ayda yaşanan olaylar şekillendirecek. Đlk olarak politik çehre, Kafkaslardaki yeni gelişmelerle bambaşka bir hal almaya başladı. Dünya ekonomisi ise ABD'de başlayan ve hızla dört bir yana yayılan küresel ekonomik kriz ile giderek güç kaybediyor. Avrupa Birliği de, 27 üye ülke arasındaki görüş ve çıkar farklılıkları çerçevesinde, bütün bu gelişmelere karşı ortak bir cevap üretme çabasında.

Avrupa Savunmasının Geleceği

Avrupa için Kafkaslardaki askeri çatışma, ABD'nin başında olduğu 'tek kutuplu' dünya düzeninin tarihe gömüldüğü, bir süredir belirginleşen 'çok kutuplu' bir dünya düzeninin ise tamamen geçerlilik kazandığını gösterdi. Kimilerine göre ABD'nin giderek güç kaybettiği bu yeni düzen, 'soğuk savaşın' geri geldiği anlamına geliyor. Avrupa'nın, bir anda eski kıtanın güvenliğinin en önemli aktörlerinden biri olduğunu gösteren Rusya'yı artık görmezden gelemeyeceği anlaşıldı. Rusya, Avrupa kıtasına ilişkin stratejik konularda batı ile eşit düzeyde söz sahibi olmak istediğini söyleyerek, ABD ve Kanada'yı da içine alan 'Pan Avrupa Güvenlik Anlaşmasının' yapılmasını istediğini belirtiyor.

Bu ortamda AB'de son haftalarda, Avrupa savunmasının geleceğine ilişkin kıpırtılar görülmeye başlandı. Avrupa Parlamentosu'nun Savunma ve Güvenlik Komitesi Başkanı Alman milletvekili Karl Von Wagau, geçtiğimiz haftalarda Fransız Parlamentosu ve Senato'sundaki meslektaşları ile biraraya gelerek, AB'nin 'Ekonomi ve Para Birliği' benzeri bir 'AB Savunma ve Güvenlik Birliği'nin’ kurulması için insiyatif almaya karar verdi. Ancak AB ülkeleri arasında bu konuda bir görüş birliği olmaması nedeni ile böyle bir insiyatifin, AB içerisinde kabul görmesi ihtimali düşük görünüyor. Zira AB'nin birçok ülkesi, Birlik bünyesinde, Avrupa savunmasının bel kemiğini oluşturan NATO'ya benzer bir oluşumun oluşturulmasının anlamsız olduğu görüşünde.

Diğer yandan, Fransa'nın da gelecek yıl başında NATO askeri kanadına geri dönmesi ile birlikte, AB-NATO işbirliği gelecek dönemde önem kazanacak gibi görünüyor. Brüksel tarafından bu iki kurum arasındaki işbirliğini torpillemekle suçlanan Türkiye ise önemli aktörlerden biri sayılıyor. Brüksel'in en prestijli düşünce kuruluşlarından biri olan 'Uluslararası Kriz Grubu'nun' analisti Sabine Frazer'a göre, her iki örgütün kendi varlık amacını bir kere daha gözden geçirerek, Rusya'ya karşı uzun dönemli, ortak bir strateji geliştirmesi zorunluluğu ortaya çıkıyor.

Krize Karşı Ortak Çözüm Arayışı

ABD'de başlayıp örümcek ağı gibi her yeri saran ekonomik kriz ise, AB'ye diğer bütün sorunlarını unutturdu. Avrupa bankaları, bu dar boğazdan birer ikişer yara almaya başlayadursun, AB'yi bu soruna ortak çözüm bulma çabası sardı. Ancak Birlik, bu konuda da kafa karışıklığı içerisinde. Bu karışıklık 4 Ekim'de Paris'te düzenlenen Fransa, Almanya, Đtalya ve Đngiltere arasındaki dörtlü AB Mini Zirvesi ile göz önüne serildi. Öncelikle AB Dönem Başkanı Fransa'nın, krize AB'nin vereceği cevabı tartışmak üzere bütün AB liderlerini Paris'e davet etmemesi, toplantıya davet edilmeyen bazı Avrupa ülkelerinde kırgınlıklara yol açtı. Yapılan Zirve’nin başarısı, sıkıntıda olan mali kuruluşlara destek güvencesi verilmesi kararı ile sınırlı kaldı. AB'nin Ekonomik ve Maliye Bakanları ise Avrupa vatandaşlarına güven aşılayabilmek için, 20 bin Euro’ya kadar çıkan banka garantilerini 50 bin Euro'ya çıkarma kararı aldı. Yani batan bir bankada hesabı bulunan banka müşterisi, 50 bin Euro'ya kadar parasını kurtarabilecek.

Ancak, bütün bu önlemler krizi önlemede yetersiz kalıyor.

CPS

Corporate & Public Strategy

Advisory Group EKĐM 2008

(3)

27 ülkeden oluşan AB'nin, ABD'nin yaptığı gibi, AB’deki bankaları kurtarabilecek, ortak bir mali fon oluşturması da gündeme gelmesine rağmen, böyle bir girişimin eyleme geçmesi çok zor görünüyor. Brüksel kulislerinde son bir haftadır Fransa'nın, ABD'nin yaptığı gibi, Avrupa'da batan bankaları kurtarmak için 300 milyar Euro’luk bir fon oluşturmayı istediği konuşuluyordu.

Bu tür spekülasyonlar Brüksel'i telaşlandırmaya yetti. AB'nin bütçesinin üç katı anlamına gelecek 300 milyarlık bir fonun oluşturulması önerisi, AB çevreleri için 'intihar' anlamında.

Şimdilik AB ülkeleri kendi ülkelerinde zor durumda olan bankalara destek vermek için kendi ulusal önlemlerini alma çabasında. Birliğin 27 ülkesi arasında, nasıl ortak bir somut adım belirleneceği ise şimdilik bir soru işareti. AB'nin 15–16 Ekim Devlet Başkanları Zirvesi, bu açıdan büyük önem taşıyor.

Duygu Leloğlu BRÜKSEL

CPS

Corporate & Public Strategy

Advisory Group EKĐM 2008

(4)

Gündem

Avrupa Komisyonu Aday Ülkeler Đçin Mali Yardım Planlamasını Tamamladı

Avrupa Komisyonu, Türkiye'nin de içinde bulunduğu aday ve potansiyel aday ülkeler için 2008–2010 yılları arasında öngördüğü mali yardım planlamasını tamamladı. Üyelik öncesi yardım (IPA) programı kapsamında, 8 ülkenin siyasi ve ekonomik reformlarını güçlendirmeye yönelik olarak toplam 4 milyar 417 milyon Euro para ayrıldı. Aday ve Potansiyel aday ülkeler arasında yardım paketinden en fazla pay alması öngörülen ülke ise Türkiye oldu. Türkiye için ayrılan toplam 1 milyar 758 milyon Euro tutarındaki mali yardım, temel hak ve özgürlükler, demokrasi, hukukun üstünlüğü, insan hakları ve azınlık haklarının korunması alanlarının yanı sıra AB-Türkiye arasında sivil toplum diyaloğunun geliştirilmesi için harcanacak.

Türkiye-AB Troykası Biraraya Geldi

Geçtiğimiz ay gerçekleşen Türkiye-AB Troykası Toplantısı’nda iki taraf ilişkilerinde gelinen son durum değerlendirildi. Altı ayda bir yapılan toplantının ardından basına konuşan Fransa'nın AB Đşlerinden Sorumlu Bakanı Jean-Pierre Jouyet, ülkesinin dönem başkanlığı sırasında Türkiye'ye adil davranma sözü verirken, Avrupa Komisyonu'nun Genişlemeden sorumlu Üyesi Olli Rehn, önümüzdeki birkaç ay içinde iki yeni başlıkta tam üyelik müzakerelerinin açılmasının söz konusu olduğunu belirtti. Bu çerçevede, Türkiye ile 'Bilgi Toplumu ve Medya' ve 'Sermayenin Serbest Dolaşımı' başlıklarında müzakerelere başlanması öngörülüyor. Rehn ayrıca Kafkaslar’da yaşanan krizin Türkiye'nin stratejik önemini bir kere daha ortaya koyduğuna dikkat çekti. AB yetkilileri buna ilaveten, Anayasa reformu fırsatının tekrar kaçırılmaması gereğine de vurgu yaptı. Öte yandan Dışişleri Bakanı Ali Babacan ise AB tarafına Türkiye'nin Birliğe üyelik sürecinde referans belge niteliği taşıyacak olan Ulusal Program üzerinde çalışıldığı bilgisini aktardı.

Avrupa Konseyi’nde Kıbrıslı Liderler Geçidi

Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) geçtiğimiz ay, hem Kıbrıs Rum Kesimi lideri Dimitris Hristofyas'ı hem de Kuzey Kıbrıs’ın lideri Mehmet Ali Talat'ı ağırladı. Hristofyas, AKPM önünde yaptığı konuşmasında, 47 ülkenin milletvekillerine Kuzey Kıbrıs'ı hiçbir zaman devlet olarak tanımama çağrısında bulundu. Türkiye'yi adadaki bütün sorunların kaynağı olarak gösteren Rum lideri, Kıbrıs'ta devam eden barış müzakerelerinin kendisi açısından olmazsa olmaz kırmızı çizgisini ise 'Türk askerinin adadan çekilmesi' ve 'Türkiye'nin garantörlüğünün sona ermesi' olarak açıkladı. Avrupa Konseyi önünde ilk defa konuşan Mehmet Ali Talat ise Türkiye'yi suçlayan Rum liderin sözlerine karşılık olarak sorunun kaynağının Türkiye değil, Rumların, Kıbrıslı Türklerin siyasi eşitliğini pratiğe dökmek istememesi olduğunu söyledi. Öte yandan AKPM Genel Kurulu 'Kıbrıs'taki Durum' adlı bir raporu onayladı. Tavsiye niteliğindeki bu raporda Rumlara, Avrupa Birliği tarafından çıkarılmak istenen doğrudan ticaret tüzüğünü ve Kıbrıslı Türklerin eğitim, kültür, spor ve gençlik alanlarında, politik olmayan uluslararası temaslarını engellememeleri çağrısında bulunuluyor. Rapor ayrıca; Kıbrıslı Türklerin bağımsız devlet emellerinden vazgeçmesini, Türkiye'nin ise adadaki askeri varlığını azaltmasını talep ediyor. Raporun içeriği, ne Rum ne de Türk tarafını tam olarak tatmin etti.

Rum Ortodoks Patriğinden AP'ye Türkiye'yi AB'ye Alın Mesajı

Avrupa Parlamentosu'nun geçtiğimiz ay gerçekleşen Genel Kurul toplantısına, Kültürlerarası diyaloğu geliştirmek için onur konuğu olarak davet edilen, Rum Ortodoks Patriği Batholomeos, Parlamento üyelerine hitaben yaptığı konuşmasında, Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) sürecine

CPS

Corporate & Public Strategy

Advisory Group EKĐM 2008

(5)

destek verdi. Bartholomeos, Türkiye'nin Müslüman çoğunluğa sahip olması gerekçesiyle, AB üyeliğinden dışlanmaması ve ayrımcılık görmemesi gerektiğini vurguladı. Türkiye'ye ise 'ekümenik' sıfatını tanıması ve 'dini azınlıklara' saygı göstermesi çağrısında bulunan Rum Ortodoks Patriği, Genel Kurul'da bulunan AP milletvekilleri tarafından ayakta alkışladı. Öte yandan AP'nin birçok yeşil, sosyalist ve liberal grubu üyeleri, siyasetle dinin birbirine karıştırılmaması gerektiği gerekçesiyle, oturumu protesto ettiler.

AB Küresel Krize Çözüm Arıyor

Avrupa Birliği (AB), küresel ekonomideki olumsuz gelişmelerin Avrupa'ya etkisini azaltma derdine düştü. Birlik, krize çözüm üretmek üzere Paris'te dörtlü bir mini zirve düzenledi.

Fransa, Đngiltere, Đtalya, AB Komisyonu Başkanı ve Avrupa Merkez Bankası Başkanı Jean Claude Trichet'nin katıldığı zirvede krizin AB'nin finansal sistemi üzerindeki etkileri ele alındı.

Toplantıda sıkıntıda olan mali kuruluşlara destek güvencesi verilmesi kararlaştırıldı. Ancak destek planı konusunda görüş ayrılıkları bulunan AB liderleri ABD'nin yaptığı gibi, Avrupa finans sektörüne somut bir destek planına onay vermediler. Zirve’de, Fransa, ABD tarafından hazırlanan pakete benzer bir kurtarma planını desteklerken, Almanya böyle bir pakete gerek olmadığını ileri sürdü. Öte yandan, Đngiltere bir KOBĐ paketi yapılması gereğine dikkat çekerken, Đtalya ise sessizliğini korudu. Kriz, Avrupa bankalarına da yansımaya başladı.

Belçika, Hollanda ve Lüksemburg Hükümetleri bu ortamda krizin göbeğine düşen Fortis Bankası'nı kurtarmak için bankayı kısmen millileştirdi. AB'nin 27 ülkesi 15–16 Ekim tarihlerinde yapılacak olan AB Zirvesi'nde küresel krizi bir kez daha masaya yatıracak.

Avusturya'da Aşırı Sağın Yükselişi

Avusturya'da 28 Eylül'de yapılan seçimlerdeki Sosyal Demokratların zaferi, aşırı sağın yükselişi ile gölgelendi. Sosyal Demokratlara destek %35'ten %29,7'ye düşerken, koalisyon ortağı Muhafazakar Halkın Partisi'nin (ÖVP) oyları ise % 34'ten %, 25,6'ya geriledi. Söz konusu iki parti, II. Dünya Savaşı'ndan bu yana aldığı en kötü sonuçları elde etti. Öte yandan Đki partinin oylarının gerilemesi aşırı sağcıların yararına oldu. Seçim sonuçlarına göre aşırı sağcı Avusturya Özgürlük Partisi (FPÖ) oylarını %11'den, %18'e çıkartarak, Ulusal Meclis'in üçüncü partisi oldu.

Diğer aşırı sağcı parti Avusturya'nın Geleceği Đçin Ortaklık Partisi (BZÖ) ise oylarını %4'den

%11,5'e yükseltti. Avusturya Başbakanı Alfred Gusenbauer'den boşalan koltuğa oturması beklenen Sosyalistlerin lideri Werner Faymann'ın bir an önce hükümeti kurması gerekiyor.

Siyasi analistlere göre sosyalistlerin diğer muhafazakar partilerle büyük koalisyonu oluşturması mümkün görünüyor. 1999 yılında aşırı sağcı Jörg Haider'in FPÖ partisi Avusturya'da hükümet ortağı olmuş, AB devlet başkanları, Avusturya'yı diplomatik olarak izole ederek, ülkenin AB'ye üyeliğinin askıya alınabileceği tehdidinde bulunmuşlardı. Baskı sonucu Haider, 2000 yılında Parti başkanlığından ayrılmak durumunda kalmış, böylece Avusturya'nın diplomatik yalnızlığı son bulmuştu.

Avrupa Komisyonu Önceliklerini Belirliyor

Avrupa Komisyonu'nun 27 üyesi, bu ay içerisinde, Barroso’nun başkanlık ettiği dönemin sona ereceği Ekim 2009 tarihine kadar, icra organının önceliklerine karar verecekler. Komisyon, önümüzdeki 14 ay içerisinde, ekonomik dar boğaz ve mevcut siyasi ortam içerisinde çalışmalarını nasıl en yüksek seviyeye çıkartacakları üzerine kafa yoracak. Detaylı bir çalışma programı ise 15 Ekim tarihinde onaylanacak. Komisyon Başkanı Jose Manuel Barroso, Komisyon'un yeni çalışma döneminde başkanlık görevine devam etmek istiyor.

CPS

Corporate & Public Strategy

Advisory Group EKĐM 2008

(6)

Hırvatistan Müzakerelerin Sonuna Yaklaşıyor

AB'nin dönem başkanlığını Fransa'dan sonra gelecek yıl boyunca devralacak olan Đsveç ve Çek Cumhuriyeti, Hırvatistan'ın, AB ile tam üyelik müzakerelerinin 2009'un ikinci yarısında tamamlanmasını beklediklerini açıkladılar. Çek Cumhuriyeti Başbakan Yardımcısı Alexandr Vondra, '2009, müzakerelerin tamamlanacağı yıl olacak' sözlerinin altını çizdi. Öte yandan Komisyon Başkanı Jose Manuel Barroso, Hırvatistan Başbakanı Ivo Sandrer ile yaptığı ikili görüşmesinin ardından, ülkenin müzakereleri tamamlayabilmesi için özellikle yasal sistemi ve rekabet politikası reformlarını gerçekleştirmesi gerektiğine dikkat çekti. Fransa'nın AB Đşlerinden Sorumlu Bakanı Jean-Pierre Jouyet ise, Hırvatistan'ın müzakerelerinin bitiş tarihinin Avrupa Komisyonu'nun sonbaharda önereceği yol haritasına bağlı olacağını söyledi.

2009 Yılı AB'nin 'Yaratıcılık ve Yenilikçilik Yılı' Olacak

2009 yılı, Avrupa'nın 'Yaratıcılık ve Yenilikçilik' yılı olacak. Avrupa Parlamentosu (AP), Avrupa Komisyonu'nun bu yöndeki önerisini onayladı. Bu kararın temel amacı, çeşitli faaliyet alanlarında, yenilikçi ve yaratıcı yaklaşımların desteklenmesi olarak açıklanıyor. Eğitim ve kültür, 2009'un merkezinde yer alırken, bu insiyatif, aynı zamanda enformasyon teknolojileri, şirketler, istihdam ve bölgesel politikaları da yakından ilgilendiriyor. AB'nin her ülkesi, gelecek yılın etkinliklerini ulusal ve bölgesel düzeyde takip edecek bir koordinatör seçecek. Avrupa Komisyonu'nun Kültür ve Eğitim Genel Müdürlüğü ise Avrupa çapındaki bütün etkinliklerin koordinasyonunu üstlenecek.

Avrupa Komisyonu’ndan Denizcilikte Yeni Eylem Planı

Avrupa Komisyonu, deniz ticareti ve denizcilik çalışmalarına ilişkin yeni bir strateji geliştirilmesini önerdi. Bu strateji iki ayrı eylem planını içeriyor. Buna göre, bu alanlarda araştırma ve bilginin birleştirilmesi ve yeni araştırma alanlarının geliştirilmesi isteniyor. Đcra organı, bu stratejinin geliştirilebilmesi için, yedinci araştırma altyapı programı da dahil olmak üzere, Birlik çapındaki bütün imkanların kullanılmasını ve AB ülkeleri arasındaki işbirliğini kolaylaştırmayı önerdi. Komisyon ayrıca, yeni araştırma kapasitelerinin ve okyanus gözlem, denizaltı teknolojileri, okyanusların uydu sistemleri ile gözlenmesi gibi altyapı gözlemlerinin geliştirilmesinden oluşacak yeni somut faaliyetlerin desteklenmesi gereğinin de altını çizdi.

Avrupa Komisyonu’ndan Doğum Đzni hakkında Öneri

Avrupa Komisyonu, AB'de kadınlara 18 hafta boyunca maaşlı doğum izni verilmesini önerdi. Bu öneri, Avrupalıların aile ile iş yaşamını dengelemeye yardımcı olmaya yönelik olarak açıklanıyor. Öneriye göre, doğum izni on dört haftadan on sekiz haftaya kadar uzatılabilecek.

Mevcut sistemde ise annelik izni AB ülkelerinin ulusal yasalarına göre farklılık gösteriyor.

Örneğin bu izin Almanya'da 14 hafta iken, Çek Cumhuriyeti ve Slovakya'da 28 haftaya kadar çıkıyor. Đcra organının bu girişimi, özellikle doğum iznini az veren ülkelerde tartışmaya yol açtı.

Bu öneriyi eleştirenler, doğum izninin işverene çok daha pahalıya patlayacak olması bakımından, olası bir düzenlemenin kadınların zararına işleyeceğini belirtiyor.

AB'deki Arabalara Gündüz Yanan Far Bulundurma Zorunluluğu

Avrupa Birliği'nde (AB), 7 Şubat 2011 tarihinden itibaren bütün otomobiller, motor çalışır çalışmaz devreye giren gündüz yanan farlar (Daytime Running Lights- DRL) bulundurmak zorunda kalacak. Otobüs ve tırlarda ise aynı uygulama Ağustos 2012 tarihinden itibaren yürürlüğe girecek. Avrupa Komisyonu tarafından yapılan açıklamada, gündüz yanan far (DRL) uygulamasının bulunduğu ülkelerde çok iyi sonuçlar elde edildiğini, bunun trafik kazalarını önlemede büyük önem taşıdığı belirtildi. AB'de her yıl karayollarında yaklaşık 40 bin trafik

CPS

Corporate & Public Strategy

Advisory Group EKĐM 2008

(7)

AB'de Mavi Kart Uygulaması Netleşiyor

Avrupa Birliği'nin (AB) 27 ülkesi, Birliğin göçmen politikasını değiştirme kararı aldı. AB, Avrupa'dan beyin göçünü önlemek ve üçüncü ülkelerden gelen nitelikli iş gücünü çekmek için, 'Avrupa Göçmen Paktı' adı verilen bir anlaşma üzerinde uzlaşmaya vardı. AB'nin Adalet ve Đçişleri Bakanları tarafından kabul edilen, AB'nin 15–16 Ekim Zirvesi'nde ise devlet ve hükümet başkanları tarafından onaylanarak kabul edilmesi beklenen pakt bir dizi önlemi içeriyor. Buna göre AB ülkelerine kaçak girişler, sınırlardaki güvenliklerin artırılması ile birlikte eskisinden çok daha zor hale gelecek. Ancak nüfusu giderek yaşlanan AB, 'sıfır göçmen' prensibi yerine, 'kalifiye iş gücüne evet' yaklaşımını benimsedi. Bir başka deyişle, AB Türkiye’nin de aralarında bulunduğu üçüncü ülkelerden, eğitimli iş gücü açığını kapatmak üzere kalifiye göçmen alacak.

Bu kapsamda AB ülkeleri, yabancı ülkelerden çalışmaya gelen nitelikli işçilere, ABD'de çalışmak isteyen yabancılara verilen ve çalışma izni yerine geçen 'yeşil kartın' bir benzeri olan, 'mavi kart' verecek. Mavi kart uygulaması, böylece, yaşlanan AB nüfusuna taze kan getirmeyi hedefliyor. Zira, rakamlara bakılırsa, Avrupa dışından gelerek Birlik ülkelerinde istihdam edilmiş yüksek düzeyde eğitimli iş gücünün oranı sadece yüzde bir. ABD´de bu oran Avrupa´dakinin üç katı durumunda, Avustralya´da ise on katı düzeyinde bulunuyor.

AP'den CO2 Önerisi

Avrupa Parlamentosu'nun (AP) Çevre Komitesi, Avrupa Komisyonu'nun bir süre önce yaptığı, otomobillerden kaynaklanan karbon dioksit gazı salınımının (CO2) 2012 tarihine kadar azaltılması önerisini benimsedi. Ancak AP, 2020 tarihinden itibaren bu indirimin oranının yükseltilmesini istedi. Öneri çerçevesinde, ilk etapta, otomobillerden kaynaklanan CO2 salınımı oranının 2012 yılından itibaren 158 gramdan 130 grama kadar düşürülmesini öngörülüyor. Bu orana ulaşamayan üreticiler ise gram başına 20 Euro ceza ödeyecekler. Bu ceza 2015 tarihinden itibaren gram başına 95 Euro'ya kadar yükselecek. AP ise, 2020 tarihinden itibaren CO2 indiriminin 95 grama kadar düşürülmesinde ısrar ediyor. AP'nin takındığı tutum özellikle Đtalyan ve Fransız otomobil üreticilerine göre daha fazla karbondioksit gazı ile araba üreten Alman otomobil üreticilerini sıkıntıya soktu. Avrupalı otomobil üreticileri ise, AB'den gaz emisyonlarının düşürülmesi konusunda 40 milyar Euro kredi istemeyi kararlaştırdı.

AB Civa Đhracatını Yasakladı

AB'nin karar organı Konsey, AB'den yapılacak olan civa ihracatını bütünüyle yasaklama kararı aldı. Civa ihracatının yasaklanması, AB'nin civa arzını düşürmek ve çevreyi kirleten yüksek düzeydeki toksik maddelerin emisyonunu kısıtlamak amacını taşıyor. Avrupa Komisyonu, bu karardan dolayı memnuniyetini dile getirdi. Komisyon'un Çevreden Sorumlu üyesi Stavros Dimas, 'Civa insan sağlığı, AB ve genel olarak çevre açısından bir tehdit oluşturuyor.' şeklinde konuştu. Dimas, üçüncü ülkelerin de benzer bir yaklaşım sergilemelerini arzuladıklarını belirtti.

Öte yandan Avrupa Parlamentosu, AB Konseyi'nin kabul ettiği, kimyasal maddelerin ve bileşenlerinin sınıflandırılması, paketlenmesi ve etiketlenmesine ilişkin yeni düzenlemeyi kabul etti. Yeni düzenleme, AB'nin kimyasal maddeler için kabul ettiği REACH düzenlemesi ile uygunluk gösteriyor.

IEA'dan Enerji Politikası Önerileri

Uluslararası Enerji Ajansı (IEA), Avrupa'nın enerji politikasına ilişkin gerçekleştirdiği ilk derinlemesine analiz çalışmasını Avrupa Komisyon'una sundu. Bu çalışma, icra organının geçtiğimiz yıl gündeme getirdiği enerji önerilerine uygunluk gösteriyor. Analiz özellikle AB’de tutarlı bir enerji ve küresel değişim yaklaşımının oluşmasının ve bunun yanı sıra Avrupa elektrik ve gaz pazarındaki liberalizasyonunun önemine değiniyor. Avrupa Komisyonu, gelecekteki enerji politikasına ilişkin çalışmalarında IEA'nın önerilerini dikkate alacak.

CPS

Corporate & Public Strategy

Advisory Group EKĐM 2008

(8)

Ajanda

6 Ekim

- AB'nin Siyasi ve Güvenlik Komitesi Toplantısı - AB'nin Euro Grubu Toplantısı, Lüksemburg

7 Ekim

- AB'nin Siyasi ve Güvenlik Komitesi Toplantısı

- AB Ekonomi ve Maliye Bakanları Toplantısı, Lüksemburg

- AB'nin Maliye Bakanları, Akdeniz için Birlik kapsamında Avrupa-Akdeniz Yatırım ve Ortaklığı’nın geliştirilmesi gündeme getirecekler, Lüksemburg.

8 Ekim

- Avrupa Parlamentosu'nun Ek Genel Kurul Toplantısı (8-9 Ekim), Brüksel - COREPER II

- AB-Rusya Ortaklık Konseyi, enerji politikası gündemde, Paris.

- COREPER I

9 Ekim - COREPER II

- Ulaştırma, Telekom ve Enerji Konseyi, Lüksemburg

10 Ekim

- AB'nin Siyasi ve Güvenlik Komitesi Toplantısı, Brüksel - COREPER I

13 Ekim

- AB'nin Siyasi ve Güvenlik Komitesi Toplantısı

- 19. Avrupa KOBĐ'ler için E-Đş Dünyası Destek Konferansı, Paris

14 Ekim - COREPER I

- AB'nin Siyasi ve Güvenlik Komitesi Toplantısı

15 Ekim

- AB'nin Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi (15-16 Ekim), Brüksel

16 Ekim

- AB'nin Yoksulluk ve Sosyal Dışlanmaya ilişkin Bakanlar Toplantısı, Marsilya

17 Ekim

- AB-Kanada Zirvesi, Montreal - COREPER I

- COREPER II

- AB'nin Siyasi ve Güvenlik Komitesi Toplantısı

20 Ekim

-AB-Afrika arasında 'Göç ve Kalkınma' Konferansı, Paris

- Avrupa Parlamentosu Genel Kurul Toplantıları (20-23 Ekim), Strasbourg

21 Ekim

- AB'nin Siyasi ve Güvenlik Komitesi Toplantısı

- Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, Avrupa Parlamentosu Genel Kurulu’na seslenecek.

CPS

Corporate & Public Strategy

Advisory Group EKĐM 2008

(9)

22 Ekim - COREPER I - COREPER II

24 Ekim - ASEM Zirvesi - COREPER I

25 Ekim

- AB-Güney Kore Zirvesi, Pekin

27 Ekim

- AB'nin Tarım ve Balıkçılık Konseyi (27-28 Ekim), Lüksemburg

28 Ekim

- AB'nin Siyasi ve Güvenlik Komitesi Toplantısı

29 Ekim - COREPER I - COREPER II

- Avrupa-Akdeniz 'Su' üzerine Bakanlar Konferansı, Ürdün - Küresel Isınmaya Đlişkin Dünya Bölgeler Zirvesi, Saint-Malo

31 Ekim - COREPER I

CPS

Corporate & Public Strategy Advisory Group

Brüksel, Istanbul, Washington

CPS AB Kulisi’nde yer alan haberler, çeşitli AB haber kaynaklarından derlenmiştir.

CPS

Corporate & Public Strategy

Advisory Group EKĐM 2008

Referanslar

Benzer Belgeler

AB'nin icra organı Komisyon'un yeni başkanının belirlenmesi konusu Avrupa Parlamentosu (AP) ve karar organı Konsey arasında siyasi ve yasal sorunlar yaratacak gibi

Amado, AB'nin şu andaki Dönem Başkanı Almanya'nın, 21–22 Haziran AB Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi’nde sunacağı anayasal anlaşmanın imzalanması için yol

Avrupa Parlamentosu (AP) bünyesinde Kuzey Kıbrıs ile diyaloğu güçlendirmek için bir yıl önce kurulan 'Kuzey Kıbrıs Yüksek Temas Grubu'nun, AP'nin Başkanlık

AB’nin daha etkin enerji kullanımını teşvik programı olan ‘Enerji Star’, Avrupa Parlamentosu tarafından Temmuz ayı içerisinde kabul edilen yönerge ile yasal statü

Avrupa Merkez Bankası ve Avrupa Komisyonu, Avrupa Tek Ödeme Alanı’nın 2010 yılına kadar tesis edilmesi ve 2008 yılı başına kadar ortak ödeme araçlarının

Fransa'daki seçim kampanyası sırasında Türkiye'nin Avrupa ülkesi olmadığını sürekli olarak tekrar eden Fransa'nın yeni Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, Türkiye’nin

Avrupa Komisyonu'nun Genişlemeden sorumlu Üyesi Olli Rehn ise, 'Ocak ayında başlayacak Slovenya dönem başkanlığında birkaç müzakere başlığının daha açılmasına

Avrupa Komisyonu, geçtiğimiz yıl sunduğu ekonomik öngörülere ilişkin raporunda, ABD'deki kredi pazarında yaşanan krizin Avrupa'yı 2007 yılının ikinci yarısında