• Sonuç bulunamadı

B R NC KISIM YATIRIM KARARLARININ BEL RLENMES NDE VERG SEL FAKTÖRLER N ÖNEM

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "B R NC KISIM YATIRIM KARARLARININ BEL RLENMES NDE VERG SEL FAKTÖRLER N ÖNEM"

Copied!
64
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

B‹R‹NC‹ KISIM

YATIRIM KARARLARININ BEL‹RLENMES‹NDE VERG‹SEL

FAKTÖRLER‹N ÖNEM‹

(2)
(3)

B‹R‹NC‹ BÖLÜM

1.KÜRESELLEfiME E⁄‹L‹MLER‹: DÜNYADAK‹ DE⁄‹fi‹M VE YATIRIM KARARLARI

1.1.KÜRESELLEfiME OLGUSU VE YEN‹ EKONOM‹K DÜZEN Küreselleflme, ekonomik, sosyal, teknolojik, kültürel, politik ve ekolojik aç›lar- dan global bütünleflmenin, entegrasyon ve dayan›flman›n artmas› anlam›na gelmektedir. Ancak küreselleflme olgusunu iktisadi anlamda tan›mlad›¤›m›zda, ulusal ekonomilerin dünya piyasalar› ile bütünleflmesi ve iktisadi karar süreç- lerinin dünyadaki sermaye birikimine yönelik dinamikler ile belirlenmesi (Yeldan, 2004:13) fleklinde ifade etmek mümkündür. Baz› yazarlar ise küre- selleflme olgusunu, çok uluslu flirketlerin faaliyetlerini ön plana ç›kartarak, do¤rudan yabanc› sermaye yat›r›mlar›na giriflen bu flirketlerin esasen ulusal s›n›rlar›n d›fl›nda de¤er yaratmas›na yönelik ifl a¤lar›n›n ortaya ç›kmas› olarak tan›mlamaktad›r (Rugman, 2004:22). Asl›nda, ifl yapma maliyetlerini azaltan bu süreç di¤er yandan mal, hizmet, teknoloji, fikir, sermaye ve emek piyasalar›ndaki uluslararas› bütünleflmeyi art›rmaktad›r. Böylece hem ülke içindeki hem de ülkeler aras›ndaki mal ve faktör fiyatlar›ndaki farkl›l›klar›n azalmas› hedeflenmektedir (Anderson, 2001:2 ve Akkaya, 2005:10).

Özellikle son on y›l içinde bilgi ve iletiflim teknolojilerindeki geliflmeye para- lel olarak h›z kazanan küreselleflme olgusu, geliflmifl ve geliflmekte olan ülkeler aras›ndaki iflbirli¤ini gelifltirmifl, ticareti s›n›rlayan engelleri azaltm›fl, teknolo- ji transferi ve iflgücü ak›mlar›n› h›zland›rm›fl, sermayenin uluslararas›

mobilitesini daha da artt›rm›flt›r. Bu durum, ülkelerin yat›r›m ortamlar›n› ser- maye hareketlerine paralel olarak yeniden düzenlemeleri gereksinimini ortaya ç›karm›flt›r.

Çok uluslu flirketlerin karlar›ndaki h›zl› art›fllar, stok fiyatlar›ndaki yük- selmelerin uluslararas› flirket evliliklerinin de¤erini artt›rmas› ve finansman koflullar›nda yaflanan elveriflli ortam, 2000’li y›llar›n bafl›ndan günümüze özel- likle do¤rudan yabanc› sermaye yat›r›mlar›n› daha da hareketlendirmifltir. 2000 y›l›nda rekor seviyesine ulaflan yat›r›m ak›fl›, 2006 y›l›nda da sözkonusu y›ldaki baflar›s›na yaklaflm›flt›r.1

Tüm bu geliflmeler, alt yap›lar›n› oluflturmada ve yat›r›mlar›nda yabanc› ser-

1 UNCTAD verilerine göre, dünya çap›nda 2000 y›l›nda 1,411 milyar $ olarak gerçekleflen do¤rudan yabanc› sermaye ak›fl›, 2006 y›l›nda 1,306 milyar $’l›k seviyeyi yakalam›flt›r.

(4)

mayeye daha fazla ihtiyaç duyan geliflmekte olan ülkeler için daha büyük bir önem arz etmifl ve gerek ayr›cal›klar verilmek gerekse yat›r›m ortam›n› olum- suz etkiledi¤i düflünülen her türlü unsurun ortadan kald›r›lmas›n›n ya da hafif letilmesinin sa¤lanmas› suretiyle sözkonusu pastadan daha büyük pay alma yar›fl›na girilmifltir. Bu do¤rultuda, bedelsiz arazi temini gibi çeflitli devlet teflviklerinden finansal kolayl›klara, vergisel avantajlardan yasal ayr›cal›klara kadar çok genifl bir yelpazede gerçeklefltirilen düzenlemelerden bahsetmek mümkündür.

Sonuçta, 1980’li y›llar›n bafl›ndan itibaren ABD’de bafllayan ve ad›m ad›m dünyaya yay›lan bu yeni ekonomik düzen Berlin Duvar›’n›n y›k›lmas›n› ve SSCB’nin da¤›lmas›n› izleyerek tam anlam›yla küresel bir boyut kazanm›flt›r.

Bafllang›çta ekonomide serbestleflme, ihracata dönük büyüme modeli olarak sunulan bu yeni dönüflüm kendi amac›n› aflarak yeni bir de¤iflime neden olmufl, bu süreçte ulus devlet anlay›fl› ve örgütlenme biçimi afl›nd›r›lmaya bafllanm›flt›r (Kazgan, 2000). Böylece büyük sermayenin hiçbir zorlukla karfl›laflmadan dünya pazarlar›nda dolaflabilece¤i yeni bir ekonomik düzen oluflmufl ve ulus devletlerin hareket alan› daralt›larak, bireysel politikalar› önemli ölçüde k›s›tlanm›flt›r. Günümüzde uluslararas› sermaye, ulus devletten kaynaklanan hiçbir bask› ile karfl›laflmadan, istedi¤i herhangi bir küresel pazara rahatl›kla ulaflabilmektedir. Tüm bu geliflmelere ba¤l› olarak ülkeler aras›nda sermaye faktörünün önemi de giderek artmaktad›r.

1.2. DÜNYA EKONOM‹S‹NDEK‹ DE⁄‹fiMELER VE DO⁄RUDAN YABANCI SERMAYE

1.2.1. DÜNYADAK‹ EKONOM‹K DE⁄‹fi‹M

Dünya ekonomisi 2006 y›l›nda yüzde 5 oran›nda büyümüfltür. Bu dönemde, hem geliflmifl hem de geliflmekte olan ülkelerdeki büyüme h›zlar› artm›flt›r.

2006 y›l›nda, mal fiyatlar›ndaki art›fl e¤ilimine paralel olarak, dünya ekonomisinin güçlü bir büyüme süreci içinde bulunmas›n›n da etkisiyle enflasyonist bask›lar oluflmufltur. Bu nedenle ülkelerin merkez bankalar›

ekonomilerindeki fiyat istikrar›n› korumak için faiz oranlar›n› art›rma yoluna gitmifllerdir. 2006 y›l› Temmuz ay›nda FED faiz oranlar›n› yüzde 5.25 oran›na yükseltmifl ve ekonomideki durgunlu¤a ra¤men enflasyonist bask›lar nedeniyle faiz oranlar›nda Eylül ay›na kadar indirime gitmemifltir.

Finansal piyasalar likidite bollu¤u nedeni ile 2006 ve 2007 y›llar›nda güçlü bir seyir izlerken, bu olumlu görünüm, geliflmifl ülkelerdeki faiz oranlar›na iliflkin belirsizlikler, ABD’nin ekonomik göstergelerindeki olumsuzluklar ve Çin

(5)

hükümetinin sermaye girifllerini k›s›tlay›c› önlemler alaca¤› yönündeki endifleler nedeniyle 2007 y›l› fiubat-Mart aylar›nda yeniden bozulmufltur. Çin borsas›ndaki sert düflüflle bafllayan sat›fl trendi k›sa süre içinde dünya borsalar›na da yay›lm›flt›r. 2007 y›l› Mart ay›nda ABD verilerinin düzelmesi ile finansal dalgalanmalar›n etkisi s›n›rlanm›flt›r. Likidite bollu¤unun devam etti¤i küresel piyasalar dalgalanma sonras›nda yeniden toparlanm›flt›r.

Yaflanan bu finansal dalgalanman›n d›fl›nda 2007’nin üçüncü çeyre¤ine kadar dünya ekonomisi olumlu geliflmeler sergilemifl ve güçlü küresel büyüme e¤ilimi devam ederken bu süreçte dünya ticareti de artm›flt›r.

Grafik 1.1. Dünya Ekonomisindeki Büyüme

Kaynak: IMF, World Economic Outlook Update, 29 Ocak 2008

* 2007 Y›l› hesaplanan , 2008 y›l› projeksiyon rakamlar›d›r.

2007 y›l› Temmuz-A¤ustos aylar›nda ise ABD’de konut kredilerine yönelik sorunlar›n ortaya ç›kmas› ile tedirginlikler artm›fl ve sert fiyat hareketleri yaflanm›flt›r. Mortgage kredilerine dayal› menkul k›ymetlere yat›r›m yapan fon- lar zarar ederken borsa endekslerinde ciddi kay›plar yaflanm›flt›r. Giderek artan likidite s›k›fl›kl›¤› merkez bankalar›n›n müdahalesi ile giderilmifl ve FED faiz oranlar›n› düflürerek ABD ve Asya borsalar›nda yeniden yükselifl bafllam›flt›r.

Böylece küresel anlamda ciddi bir ekonomik krize girilmemifltir. Ancak yaflanan likidite s›k›fl›kl›¤› ve konut sektöründe yaflanan s›k›nt›lar›n küresel ekonomi üzerinde yaratt›¤› belirsizlikler devam etmektedir.

Sonuçta 2007 y›l›n›n üçüncü çeyre¤indeki güçlü ekonomik büyümeyi takiben, 3.1

4.0

5.3

4.4 5.0 4.9

4.1

1.6 1.9

3.2 2.5 3.0

2.6

1.8 5.1

6.7

7.7

7.0

7.7 7.8

6.9

0.0 1.0 2.0 3.0 4.0 5.0 6.0 7.0 8.0 9.0

2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008

Dünya Üretimi Geliflmifl Yükselen Piyasalar ve Geliflmekte Olan ‹lkeler

(6)

global ekonomik geniflleme, devam etmekte olan finansal dalgalanma karfl›s›nda yavafllam›flt›r. Global büyüme oran›n›n 2007 y›l›nda yüzde 4.9’dan 2008 y›l›nda yüzde 4.1’e düflmesi tahmin edilmektedir. Bu da dünyan›n ekonomik görünümü aç›s›ndan 2007 y›l›na göre yüzde 0.3’lük bir azalmay›

ifade etmektedir.

Dünya ekonomisinde var olan baz› riskler ekonomik yap›n›n afla¤› do¤ru bir seyir içinde oldu¤unu göstermektedir. Son verilere göre, finansal sektörde yaflanan sorunlara ba¤l› olarak 2007 y›l›n›n dördüncü çeyre¤inde global büyüme önemli ölçüde azalm›flt›r. ABD finans piyasalar›ndaki s›k›nt›lar ve banka bilançolar›ndaki zararlar, global varl›k piyasalar›ndaki keskin sat›fl e¤ilimi ile birlikte Dünya ekonomisinde yükselen bir belirsizlik oluflturmufltur.

2007 y›l›n›n son çeyre¤inde ABD’de ekonomik büyüme gözle görülür biçimde yavafllam›fl, böylece üretim gerilemifl, istihdam ve tüketimde zay›flama yaflanm›flt›r. Büyüme ayr›ca Bat› Avrupa’da da yavafllam›fl ve güven göstergeleri genel olarak düflmüfltür.

Di¤er yandan ihracat art›fl›nda bir yavafllama olsa da geliflmekte olan piyasalar ve yükselen ekonomiler halen güçlü bir biçimde genifllemeye devam etmekte- dir. Özellikle Çin ve Hindistan gibi ekonomiler iç talebin güçlü dinamizmin- den ve daha disiplinli makro ekonomik politikalardan yararlanmaktad›r.

Dünyada geliflmifl ülkelerden geliflmekte olan ülkelere do¤ru geçen bu h›zl›

büyüme trendi, kalk›nmakta olan ülkelerin çokuluslu flirketlerinin, bat›l› rakip- lerinden daha h›zl› büyüdüklerinin ve dünya üretiminden daha yüksek pay alan kesimin de¤iflti¤inin bir göstergesidir. Güney Koreli Samsung, Çinli Lenovo, Brezilyal› Embraer gibi flirketlerin baflar›lar›na bak›ld›¤›nda dünyadaki "En Büyük 500 flirket"ten 61'i kalk›nmakta olan ülkelerin flirketleridir. Geçmiflte az geliflmifl ülkelerde yaflanan afl›r› borçlanma, afl›r› tüketim harcamalar› ve düflük yat›r›mlar gibi pek çok ekonomik sorun, flu anda bat›daki ülkelerde özellikle ABD'de yaflanmaktad›r. Ekonomik güç dengelerinin yükselen piyasalara kay- mas›, yeni çokuluslu flirketleri gelece¤in güç sahipleri haline getirmektedir.

Ayr›ca küresel kredi krizinin piyasalarda yaratt›¤› türbülans›n yükselen piyasalar üzerindeki etkisi beklenildi¤i kadar olmam›flt›r.

Ancak, gerek geliflmifl gerekse yükselen piyasa ekonomilerinde temel enflasyon 2007 ortalar›ndan itibaren artmakta, yine çekirdek enflasyon da yukar›ya bir yön çizmektedir. Euro bölgesinde ve Japonya’da mevcut politikalar korunmak- ta iken ABD’de merkez bankas› yavafllama riskine tepki olarak faiz oranlar›n›

düflürmüfltür.

(7)

Di¤er yandan, g›da ve enerjinin tüketim sepetlerinde daha yüksek bir pay› tem- sil etti¤i birçok yükselen piyasa ekonomisinde, merkez bankalar› para poli- tikalar›n› s›k›laflt›rmakta ve ekonomilerdeki afl›r› ›s›nma kayg› yaratmaktad›r.

Çin merkez bankas› enflasyon beklentilerini önlemek için 2007 y›l› Eylül ay›nda ticari bankalar›n bir y›l vadeli mevduat faiz oranlar›n› 3.87’ye, bir y›l vadeli kredi faiz oranlar›n› ise yüzde 7.29’a ç›karm›flt›r.

Bu geliflmelere paralel olarak Uluslararas› Para Fonu (IMF), ABD ekonomi- sine iliflkin kayg›lardan kaynaklanan dünya piyasalar›ndaki kar›fl›kl›k ›fl›¤›nda, küresel büyümenin 2008'de önemli ölçüde yavafllamas›n›n kaç›n›lmaz oldu¤unu bildirmifltir. IMF, son günlerdeki geliflmelerin, finans piyasalar›ndaki mevcut kar›fl›kl›¤›n küresel büyüme görünümü üzerindeki yükünü yans›tt›¤›n› söyleye rek, finans piyasalar›nda istikrar›n yeniden sa¤lanmas› sürecinin karmafl›k olaca¤›n› ve zaman alaca¤›n› aç›klam›flt›r. Dolay›s›yla, küresel büyümenin 2008'de önemli ölçüde yavafllamas› kaç›n›lmaz görünmekte ve olumsuz riskler hala devam etmektedir.

2008 y›l› için yap›lan projeksiyonlarda dünya ekonomik büyümesinin yüzde 4.1 gibi bir orana gerileyece¤i beklentisi, dünya ekonomisi aç›s›ndan önemli bir düflüfltür. Özellikle ABD’deki toplam üretimdeki yüzde 1.5’lik büyüme beklentisi 2007 y›l›ndaki 2.2’lik büyüme oran›na göre oldukça düflüktür. Di¤er yandan yükselen piyasalar ve geliflmekte olan ülkelerin büyüme oran›nda da bir azalma beklenmektedir. 2007 y›l›nda yüzde 7.8 oran›nda büyüme yaflanan bu ülkelerde 2008 y›l›nda üretim hacminin daralaca¤› ve büyüme oran›n›n yüzde 6.9’a düflece¤i tahmin edilmektedir. Böylece mevcut krizden özellikle geliflmifl ülkelerin daha çok etkilenece¤i, Çin ve Hindistan gibi yükselen piyasalar›n ise hiç etkilenmeyece¤i ya da en az düzeyde etkilenece¤i gibi bir tablo ortaya ç›kmaktad›r.

Tablo 1.1. Dünyada Seçilmifl Baz› Ülkelerin Büyüme Oranlar›

Kaynak: World Economic Outlook, 2008

BÜYÜME (%) 2005 2006 2007 2008T

Dünya 4.4 5.0 4.9 4.1

ABD 3.1 2.9 2.2 1.5

Euro bölgesi 1.5 2.8 2.6 1.6

Almanya 0.8 2.9 2.4 2.0

Japonya 1.9 2.4 1.9 1.5

Afrika 5.9 5.8 6.0 7.0

Çin 10.4 11.1 11.4 10.0

Hindistan 9.0 9.7 8.9 8.4

(8)

Türkiye'ye iliflkin olarak ise, ülkemiz gibi cari a盤› yüksek olan ekonomilerin bundan daha fazla zarar görece¤i görüflünde birleflilmektedir. Dolay›s›yla, yaflanan küresel ekonomik yavafllama ihracat olanaklar›n› zorlayaca¤› için hem daha fazla iflsizlik hem de bütçe s›k›nt›lar› yaratarak, bütçe gelirlerinin düflmesi ya da borçlanma maliyetinin yükselme riskleri söz konusu olacakt›r (Günefl, 2008).

Dünya ekonomisi aç›s›ndan de¤erlendirdi¤imizde, global büyümeye iliflkin riskler halen varl›¤›n› sürdürmektedir. Global büyüme karfl›s›nda en temel tehditlerden biri olan finansal piyasa dalgalanmalar› geliflmifl ekonomilerde iç talebi daha da daraltabilecek, geliflen piyasalar ve ekonomiler de bu durumdan etkilenebilecektir. Sermaye giriflinin yo¤un oldu¤u geliflen piyasa ekonomi- lerinin bu süreçten özellikle etkilenmesi beklenmektedir. Petrol fiyatlar›ndaki muhtemel bir düflüflün fiyatlar› yavafllatmas› halinde dahi izlenebilecek para politikalar›, yüksek enflasyon ve yavafl ekonomik aktivite risklerini dengele- mekte zorlanacakt›r. Sonuçta, finansal dalgalanman›n artmas›na ve büyük global dengesizliklere iliflkin kayg›lar devam etmektedir (World Economic Outlook, 2008).

1.2.2. YABANCI SERMAYEN‹N AKIfiKANLI⁄I VE ULUSLARARASI DO⁄RUDAN YATIRIMLAR

1970’li y›llarda liberalleflme e¤ilimleri ile bafllayan ve ülkeler aras›nda ser- mayenin dolafl›m›na izin veren finansal serbestleflme süreci ve yeni ekonomik düzen, uluslararas› sermayenin, ülkeler aras›ndaki getiri farkl›l›klar›n›

gözeterek dolaflmas›na ve yat›r›m alanlar›n› kendi ülkesinin d›fl›na tafl›mas›na neden olmufltur. Bu düzende sermaye art›k kendi ülkesinde de¤il dünyan›n her- hangi bir yerinde yat›r›m karar› verebilmek için özgür hale gelmifltir. Özellik- le 1990’l› y›llarda geliflmifl ülkelerdeki faizlerin belirgin bir flekilde düflmesi ve geliflmekte olan ülkelerdeki düflük vergi oranlar›, yüksek faiz oranlar› ve kur politikalar›, sermaye hareketlerinin geliflmekte olan ülkelere kaymas›n›n önemli nedenleridir.

Bu durum yat›r›mlar aç›s›ndan özellikle k›sa vadeli sermaye hareketlerini ön plana ç›karm›flt›r. Sermaye ak›fl›n› uyaran etkenlerin de¤iflmesi bu ülkelere akan sermayenin niteli¤ini, kaynaklar›n› ve sonuçlar›n› da de¤ifltirmifltir.

1990’l› y›llarda geliflmekte olan ülkelere akan sermaye daha seçici, ak›flkan, k›sa vadeli ve spekülatif bir nitelik kazanm›flt›r (Berksoy ve Salto¤lu, 1998: 16).

Son y›llarda ise uluslararas› do¤rudan yat›r›mlar›n dünya ekonomisindeki h›zla artan hacmi ve belirleyici rolü, ülkelerin bu yat›r›mlara daha fazla ilgi göster- mesine neden olmufltur.

(9)

2000 y›l›nda uluslararas› do¤rudan yat›r›mlar (UDY) 1.4 trilyon dolar ile rekor seviyesine ulaflm›flt›r. Bu tarihten sonra 2003 y›l›na kadar düflüfl e¤ilimine giren UDY ak›mlar› 2004 y›l›ndan itibaren yeniden artmaya bafllam›flt›r. Bir önceki y›la göre; 2004 y›l›nda %27, 2005 y›l›nda ise %29 oran›nda art›fl gösteren dünya toplam UDY ak›mlar›, 2006 y›l›nda da yaklafl›k %38 oran›nda artarak 1.3 trilyon ABD dolar› seviyesine ulaflm›flt›r (UNCTAD, 2007). Bu rakam 2000 y›l›ndan sonra gerçekleflen en yüksek UDY ak›m›d›r. Dünya genelinde devam eden ekonomik büyüme UDY’lerin artmas›nda büyük paya sahiptir. Di¤er yandan, uluslararas› birleflme ve sat›n almalardaki (B&S) art›fl, yeniden yat›r›ma dönüfltürülen kazançlardaki art›fl, geliflmekte olan ve geçifl dönemi ekonomilerindeki yeni (greenfield) yat›r›mlarda art›fl, artan do¤al kay- nak ihtiyac› ve emtia fiyatlar›na ba¤l› olarak, do¤al kaynak istihraç sanayi- lerinin faaliyetlerindeki art›fl UDY’lerin 2006 y›l›nda rekor seviyede artmas›na neden olmufltur.

Grafik 1.2. Dünyada Uluslararas› Do¤rudan Yat›r›mlar

Kaynak: UNCTAD

2006 y›l›nda, geliflmifl ülkelere yap›lan UDY ak›m› 857 milyar dolar de¤eri ile önceki iki y›l›n rakamlar›ndan çok yüksek bir seviyedir. Geliflmekte olan ülkeleri ile Güneydo¤u Avrupa ve BDT ülkelerine giden UDY ise 449 milyar dolar olarak gerçekleflmifltir.

24 94

404

1411

833

622 564 742

964 1306

0 200 400 600 800 1000 1200 1400 1600

1970ler 1980ler 1990lar 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 Uluslararas› Do¤rudan Yat›r›mlar

(10)

Grafik 1.3 Ülke Gruplar›na Göre Uluslararas› Do¤rudan Yat›r›mlar›n Da¤›l›m›

Kaynak: UNCTAD

Amerika Birleflik Devletleri 2006 y›l›n›n en çok UDY çeken ülkesi olarak lider konuma geçmifltir. Bölgesel anlamda ise en büyük ülke grubu Avrupa Birli¤i olmufltur. Geliflmekte olan Asya ülkeleri yat›r›mlar için yine en çekici bölgeler aras›nda yer almaktad›r. Böylece geliflmifl olan ülkeler aras›nda ilk üç s›ray›

ABD, ‹ngiltere ve Fransa al›rken, geliflmekte olan ülkeler aras›nda ise Çin, Hong Kong, Singapur, Rusya Federasyonu ve Türkiye 2006 y›l›n›n en çok UDY çeken ülkeleri aras›na girmifltir.

Tablo1.2. En Fazla Uluslararas› Do¤rudan Yat›r›m Çeken 10 Ülke

Kaynak: Unctad, World Investment Report 2007 0

200 400 600 800 100 120 140

2004 2005 2006

Dünya Geliflmifl ‹lkeler Geliflmekte Olan

Güneydo¤u Avrupa ve BDT

‹lk l i

2006 2005 Ülke Mi ktar (Milyar Dolar)

1 2 ABD 175.4

2 1 ‹ngil tere 139.5

3 3 Fransa 81.1

4 7 Belçika 72.0

5 4 Çin 69.5

6 9 Kanada 69.0

7 8 Hong Kong 42.9

8 6 Almanya 42.9

9 11 ‹talya 39.2

10 30 Lükse mburg 29.3

16 23 Türkiye 20.1

(11)

UNCTAD taraf›ndan 2007 y›l› bafl›nda 17.1 milyar ABD dolar› olarak tahmin edilen Türkiye’deki UDY girifli, 2006 y›l›nda 20.1 milyar ABD dolar› olarak gerçekleflmifltir. Türkiye uluslararas› do¤rudan yat›r›m çeken ülkeler aras›nda 2006 y›l› verilerine göre 20.1 milyar dolar ile 16. s›rada, geliflmekte olan ülkeler aras›nda ise 5. s›rada yer almaktad›r.

Tablo 1.3. En Fazla Uluslararas› Do¤rudan Yat›r›m Yapan ‹lk On Ülke

Kaynak: Unctad, World Investment Report 2007

En büyük uluslararas› do¤rudan yat›r›mc›lar olarak ABD ve Fransa baflta gelirken geliflmifl ülkeler do¤rudan yat›r›mlar›n %84’ünü yapmaktad›r.

Geliflmekte olan ülkeler ve geçifl ekonomileri 2006 y›l›nda 193 milyar dolarl›k d›fl yat›r›m yapm›fllard›r. Bu ülkeler aras›nda Hong Kong, Brezilya, Rusya ve Çin dikkat çekmektedir. Türkiye ise uluslararas› do¤rudan yat›r›m yapan ülkeler aras›nda 934 milyon dolarl›k yat›r›m ile 2006 y›l›nda 51. s›rada yer alm›flt›r.

(YASED, 2007 ve UNCTAD, 2007).

Tablo 1.4. En Fazla Uluslararas› Do¤rudan Yat›r›m Stoku Olan ‹lk On Ülke

Kaynak: Unctad, World Investment Report 2007 2006 2005 Ül ke Mi ktar (Milyar Dolar)

1 1 ABD 216.6

2 2 Fransa 115

3 7 ‹spanya 89.7

4 5 ‹sviçre 81.5

5 3 ‹ngiltere 79.5

6 4 Al manya 79.4

7 10 Belçika 63

8 6 Japonya 50.3

9 9 Kana da 45.2

10 11 Hong Kong, Çin 43.5

51 47 Türkiye 0.9

2006 2005 Ülke Miktar (Milyar Dolar)

1 1 ABD 1789

2 2 ‹ngiltere 1135

3 3 Fransa 782

4 4 Hong Kong, Çin 769

5 5 Belçika 603

6 6 Almanya 502

7 7 Hollanda 451

8 8 ‹spanya 443

9 9 Kanada 385

10 10 ‹talya 294

27 29 Türkiye 79.1

(12)

2006 y›l› itibari ile toplam uluslararas› do¤rudan yat›r›m stoku 12 trilyon dolara ulaflm›flt›r. ABD ve ‹ngiltere en fazla UDY stokuna sahip ülkelerdir. Türkiye uluslararas› do¤rudan yat›r›m stoku olan ülkeler aras›nda 79.1 milyar dolar ile 27. s›rada yer almaktad›r.

Dünyadaki uluslararas› do¤rudan yat›r›mlarda gözlenen yüksek düzeydeki art›fllarda s›n›r ötesi birleflme ve sat›n alma ifllemlerinin önemli bir rolü olmufltur. S›n›r ötesi birleflme ve sat›n alma ifllemlerinin 2005 y›l› dünya toplam UDY rakam› içindeki pay› %78 düzeyindir. Bu ifllemlerde üretim sek- törünün pay› düflüfl gösterirken, hizmetler sektörü çok büyük miktarda UDY çekmifltir. 2005 y›l›nda dünya toplam birleflme ve sat›n alma ifllemlerinin

%55.4’ü hizmetler sektöründe gerçekleflmifltir. Bu alanda, telekomünikasyon ve finans sektörlerinde bir yo¤unlaflma oldu¤u görülmektedir. Dünyada 2006 y›l› içersinde ise 1 milyar ABD dolar›n›n üzerinde olan 141 adet birleflme ve sat›n alma ifllemi gerçekleflmifltir. Özellikle geliflmifl ülkelerdeki düflük faiz oranlar› ve artan finansal entegrasyon, yat›r›m fonlar›n›n birleflme ve sat›n alma ifllemlerine yönelmesinde önemli rol oynam›flt›r (Hazine Müsteflarl›¤›, 2007). Ancak 2007 y›l›n›n sonralar›nda yaflanan finansal çalkant›lar›n dünya genelindeki do¤rudan yabanc› sermayeyi de etkileyece¤i beklenmektedir.

1.3. TÜRK‹YE’DE EKONOM‹K YAPI VE ULUSLARARASI DO⁄RUDAN YABANCI SERMAYE G‹R‹fi‹

1.3.1. TÜRK‹YE EKONOM‹S‹NE ‹L‹fiK‹N EKONOM‹K GÖSTERGELER i. ‹ktisadi Büyüme

Türkiye ekonomisi 1990’l› y›llardan itibaren ekonomideki yap›sal sorunlar, h›zla artan kamu aç›klar› ve borç yükü ile birlikte istikrars›z bir ekonomik yap›ya bürünmüfl ve ekonomide k›sa aral›klarla ciddi krizler yaflanm›flt›r. Bu dönemde sosyal güvenlik kurumlar› ve K‹T’lerin yap›sal sorunlar›, yüksek enflasyon ve özellefltirme uygulamalar›ndaki gecikmeler kamu aç›klar›n› h›zla art›rm›flt›r. Artan kamu aç›klar›n›n borçlanma ile finanse edilmesi, borç yükünü ve faiz ödemelerinin kamu harcamalar› içindeki pay›n› üst seviyelere çekmifltir. Türkiye ekonomisinde, yaflanan 2000-2001 krizi sonras› süreçte özellikle 2003 y›l›ndan itibaren uygulanan politikalar›n da etkisi ile ekonomik anlamda olumlu geliflmeler elde edilmifltir.

2003 y›l›ndan sonraki dönemde uygulanan makro ekonomik politikalar, dünya piyasalar›ndaki olumlu geliflmeler ve Türkiye’ye güven ortam›n›n yeniden sa¤lanmas› ile ekonomik büyüme istikrarl› bir flekilde sa¤lanm›fl ve ekonomik

(13)

büyüme 22 çeyrek dönem boyunca devam etmifltir. 2006 y›l›nda yüzde 6 olan GSMH büyüme h›z› 2007 y›l› dokuzuncu ay› itibari ile yüzde 4 olarak gerçek- leflmifltir. 2007 y›l› üçüncü çeyre¤inde ekonomideki büyüme beklentilerin alt›nda kalm›fl, GSY‹H yüzde 1,5 ve GSMH yüzde 2 oran›nda büyümüfltür.

2007 y›l›n›n üçüncü dönemindeki büyüme oranlar›ndaki düflüflte, tar›m sek- töründeki yüksek oranl› daralma, inflaat sektöründeki sert düflüfl ve sanayi üre- timinin geçmifl dönemlerdeki gibi h›zl› bir biçimde artmamas› etkili olmufltur.

Bu dönemde kurakl›k ve mevsim normallerinin üzerinde seyreden hava s›cakl›klar› tar›msal üretimde önemli ölçüde daralmaya neden olmufltur.

2007 y›l›n›n dokuz ayl›k döneminde sanayi ve hizmetler katma de¤erleri yüzde 5 oran›nda artarken tar›m sektörü katma de¤eri yüzde 5,6 oran›nda gerilemifltir.

2007 y›l›n›n üçüncü çeyre¤inde yüzde 1,5 oran›ndaki GSY‹H büyümesine, sanayi sektörünün katk›s› yüzde 1 puan ve hizmetler sektörünün katk›s› da yüzde 2,1 puan olurken, tar›m sektörünün etkisi yüzde -1,5 puan olmufltur (DPT, Ekonomik Göstergeler, Aral›k 2007).

2008 y›l›na iliflkin büyüme beklentisi ise yüzde 5.5 düzeyindedir. Ancak dünya genelindeki ekonomik yavafllama ve durgunlu¤un Türkiye ekonomisindeki büyüme rakamlar›n› da etkilemesi kaç›n›lmazd›r.

Grafik 1.4 GSMH Büyüme H›z› (%)

*2008 tahmin T.C. Maliye Bakanl›¤›

ii. Enflasyon

Türkiye ekonomisinde 2002 y›l›ndan itibaren uygulanmakta olan örtülü enflasyon hedeflemesinin ard›ndan, ekonomide gerekli istikrar ortam›n›n yakalanmas› ve para politikas›n›n kurumsal alt yap›s›n›n oluflturulmas› ile 2006 y›l›ndan itibaren enflasyon hedeflemesi uygulanmaya bafllanm›flt›r. 2006 y›l›

sonunda tüketici fiyat endeksi yüzde 9.6 oran›nda gerçekleflerek belirsizlik

7.9

5.9

9.9

7.6

6.0

4.0

5.5

0 2 4 6 8 10 12

2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008

GSMH Büyüme Hızı

(14)

aral›¤›n›n üzerinde kalm›flt›r. 2006 y›l›n›n üçüncü çeyre¤i itibar›yla y›ll›k tüketici fiyat enflasyonu yüzde 10.5 olarak gerçekleflmifltir. 2006 y›l›nda enflasyonun yükselifle geçmesinde, uluslararas› petrol ve alt›n fiyatlar›ndaki olumsuz seyrin yan› s›ra, tütün ve ifllenmemifl g›da ürünleri enflasyonundaki h›zl› art›fl ve küresel likidite koflullar›ndaki bozulmadan kaynaklanan sermaye ç›k›fllar› gibi arz floklar› etkili olmufltur. An›lan floklar›n birikimli etkileri y›ll›k enflasyon oran›n›n yüksek düzeylerde seyretmesine yol açmaktad›r.

2006 y›l› Haziran ay›ndan itibaren uygulanan parasal s›k›laflt›rman›n enflasyon üzerindeki gecikmeli etkileri 2007 y›l›n›n üçüncü çeyre¤inde belirginleflerek devam etmifltir. Kamu harcamalar›ndaki art›fllara ve iç talepteki toparlanma e¤ilimine ra¤men parasal s›k›laflt›rman›n özel tüketim talebi üzerindeki birikimli etkisiyle toplam talep koflullar›n›n enflasyondaki düflüfl sürecine deste¤i devam etmifltir. 2007 y›l›n›n üçüncü çeyre¤inde uluslararas› kredi piyasalar›nda risk alg›lamalar›n›n bozulma e¤ilimi göstermesi ve bu durumun ekonominin geneline yay›labilece¤ine iliflkin kayg›lar›n artmas› finansal piyasalarda dalgalanmaya yol açm›flt›r. Geliflmifl ülke merkez bankalar›n›n bu geliflmelere tepki olarak likidite imkanlar›n› geniflletmeleri ve para politikas›

durufllar›n› gevfletmeleri sorunun derinleflece¤ine dair endifleleri azaltm›fl ve Eylül ay›n›n ortas›ndan itibaren uluslararas› likidite koflullar›nda ve küresel risk ortam›nda iyileflme gözlenmifltir.

2006 y›l› Haziran ay›ndan itibaren uygulanan bu parasal s›k›laflt›rma, 2007 y›l›nda temel enflasyon göstergelerinde belirgin bir düflüfl sa¤lam›flt›r. Özellik- le hizmet sektörü fiyatlar›n›n y›ll›k art›fl oran›n›n 2007 y›l› boyunca 3,6 puan gerilemesi enflasyondaki belirgin yavafllamay› teyit etmifltir. Bununla birlikte petrol, g›da ve yönetilen/yönlendirilen mal fiyatlar›ndaki geliflmeler gibi para politikas›n›n etki alan› d›fl›nda kalan unsurlar enflasyondaki düflüflü s›n›rlam›fl ve enflasyon 2007 y›l›n›n sonunda yüzde 8.39 olarak gerçekleflerek belirsizlik aral›¤›n›n üst s›n›r› olan yüzde 6 seviyesini aflm›flt›r.

G›da fiyatlar›ndaki geliflmeler 2007 y›l›nda enflasyondaki düflüflü yavafllatan temel unsur olmufltur. Türkiye’de 2007 y›l›nda yaflanan kurakl›k sonras› tar›m ürünleri rekoltesinde görülen düflüfller arz yönlü bir flok oluflturmufltur. 2007 y›l›nda enflasyondaki düflüflü yavafllatan bir di¤er temel unsur, enerji ve yönetilen/yönlendirilen kalemlerin fiyatlar›ndaki geliflmeler olmufltur. Ham petrol fiyatlar›n›n 2007 y›l›nda yaklafl›k yüzde 50 civar›nda bir art›fl gösterme- si ve akaryak›t ürünlerinden al›nan özel tüketim vergisindeki ayarlamalar, 2007 y›l›nda akaryak›t ürünlerinin fiyatlar›nda yüksek art›fllara neden olmufltur.

(15)

Bu çerçevede, enflasyonun 2008 y›l› sonunda yüzde 4,1 ile yüzde 6,9 aras›nda (orta nokta 5,5), 2009 y›l› sonunda ise yüzde 1,8 ile 5,5 aras›nda (orta nokta 3,7) gerçekleflece¤i tahmin edilmektedir. Tahminler yap›l›rken, 2008 y›l›nda politika faizlerinde s›n›rl› bir indirim yap›laca¤› varsay›lm›flt›r. Tahminlerin ana mesaj›, 2007 y›l› Eylül ay›nda bafllat›lan ölçülü indirim sürecinin devam›n›n olumlu veri ve geliflmelere ba¤l› olaca¤›d›r (T.C. Merkez Bankas›, 2008)

Küresel risk ortam›ndaki olas› de¤iflimler ve buna ba¤l› olarak finansal piyasalarda ortaya ç›kabilecek yeni dalgalanmalar, enflasyon görünümü konusundaki temel risk unsurlar›ndan biri olmaya devam etmektedir. Son dönemde geliflmifl ülke ekonomilerindeki enflasyon kayg›lar› yerini ekonomik yavafllama ve durgunluk beklentilerine b›rakm›flt›r. Her iki durumda da, küre- sel risklerin artmas› enflasyonu olumsuz etkileyebilecektir.

Grafik 1.5. TÜFE Oran›

Kaynak: T.C. Merkez Bankas›

iii. Kamu Maliyesi

Kamu maliyesi alan›nda verilen kararlar çerçevesinde yüksek faiz d›fl› fazla hedefine sad›k kal›nmas› ve bütçe uygulamalar›nda yap›lan reformlar sonucun- da kamu maliyesinde belirgin iyileflmeler gözlenmifltir. Söz konusu poli- tikalar›n da etkisiyle, borç stokunun vadesi uzam›fl, döviz kuruna duyarl›l›¤›

azalm›fl ve nispi seviyesi önemli oranda gerilemifl, dolay›s›yla risk primi düflmüfltür. Bu durum, gerek enflasyon gerekse ekonominin genel gidiflat›na yönelik beklentilerin iyileflmesine katk› sa¤layarak enflasyonun tek haneli rakamlara inmesinde etkin rol oynam›flt›r.

Türkiye’de kay›t d›fl› ekonominin yüksek düzeylerde olmas› ve özel tüketim vergilerinin a¤›rl›¤›n›n zaman içinde artmas›, dolays›z vergi gelirlerinin toplam

29.7

18.4

9.3 7.7 9.6 8.4 6.9

0 5 10 15 20 25 30 35

2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008

TÜFE Oranı

(16)

vergi gelirleri içindeki pay›n›n düflük düzeyde kalmas›na neden olmufl ve buna ba¤l› olarak son y›llarda bütçenin faiz d›fl› fazla vermesinde dolayl› vergiler önemli rol oynam›flt›r. Bütçe harcamalar› taraf›nda ise, baz› faiz d›fl› harcama kalemleri kontrol alt›na al›nm›fl ancak, baflta sosyal güvenlik ve sa¤l›k gibi yap›sal sorunlar nedeniyle toplam harcamalar öngörülen hedeflerin üzerinde gerçekleflmifltir. 2006 y›l›nda ve bunun öncesinde yurt içi talepteki canl›l›¤›n da etkisiyle dolayl› vergi gelirlerindeki art›fl, baz› harcama kalemlerindeki sap- maya karfl›n, faiz d›fl› fazlan›n hedeflenen düzeyde gerçekleflmesine katk›da bulunmufltur. Ancak, 2007 y›l›nda yurt içi talepte gözlenen yavafllamayla bir- likte dolayl› vergi gelirlerinin hedeflenen düzeyin alt›nda gerçekleflmesi ve yap›sal sorunlar›n giderilmesine yönelik reformlar›n sonuçland›r›lmamas›na ba¤l› olarak faiz d›fl› harcamalar›n hedefin üzerinde gerçekleflmesi sonucunda program tan›ml› faiz d›fl› fazla hedefinden önemli ölçüde sap›lm›flt›r.

Türkiye’de makro dengesizliklerin giderilmesinde anahtar rol oynayan maliye politikas›n›n önümüzdeki dönemde mikro düzeydeki dengesizliklere odaklan- mas›, gerek uygulanan programdan elde edilen kazan›mlar›n sürdürülmesi gerekse kal›c› hale getirilmesi aç›s›ndan son derece önemlidir (T.C. Merkez Bankas›, 2008).

(17)

Tablo 1.5. Merkezi Yönetim Bütçe Büyüklükleri

Kaynak: www.bumko.gov.tr

2007 y›l›nda merkezi yönetim faiz d›fl› dengesi 34,9 milyar YTL fazla verirken, toplam bütçe dengesi 13,9 milyar YTL aç›k vermifltir. Merkezi yönetim bütçe gerçekleflmelerinin ayr›nt›lar› incelendi¤inde, gelirlerin 2006 y›l›na göre yüzde 9,3 oran›nda, giderlerin ise yüzde 14,3 oran›nda art›fl gösterdi¤i dikkat çekmek- tedir. 2007 y›l› bütçe gerçekleflmeleri 2006 y›l›na göre bozulmufl olmakla bir- likte, merkezi yönetim bütçe dengesi hedefinin tutturuldu¤u görülmektedir.

2007 y›l›nda vergi d›fl› gelirler sadece yüzde 1,1 oran›nda artarken, vergi gelir- lerindeki art›fl yüzde 11,2 olarak gerçekleflmifltir. Di¤er yandan, vergi gelirleri

(Milyon YTL) 2002 2003 2004 2005 2006 2007

BÜTÇ E GERÇ. 2008 MERKEZ‹ YÖNET‹M

BÜ TÇE G‹DERLER‹ 119,604 141,248 152,093 159,687 178,126 204,989 203,501 222,553 Faiz Hariç Bütçe

Giderleri 67,876 82,721 95,601 114,007 132,163 152,043 154,769 166,553 I. P ersonel ve Sosyal

Güvenlik Kurumlar›

Devlet Primi Giderleri

21,950 28,833 33,663 37,389 42,887 53,772 49,356 55,077

II. Mal ve Hizmet Al›m

Giderleri 10,681 11,874 13,604 15,186 19,001 15,587 22,154 22,905

- Sa¤l›k Giderleri 2,217 2,690 3,101 4,033 5,350 165 6,624 6,741

- Di¤er Mal ve Hizmet

Al›m Gide rleri 8,465 9,185 10,504 11,153 13,651 15,422 15,530 16,164

III. Cari Tra nsferler 25,412 31,429 36,306 45,871 49,851 60,863 63,249 69,207

- K‹T Gö rev Zarar› 772 1,004 381 580 711 660 700 733

- Sosyal Güvenlik

Kurumlar›na Transferler 11,205 15,922 19,333 23,762 23,518 31,589 33,063 37,031 - Tar›msal Destekleme

Ödemeleri 1,868 2,805 3,084 3,707 4,747 5,250 5,555 5,400

- Mahalli ‹dare ve Fon

Paylar› 7,952 7,108 10,448 12,819 14,124 16,963 17,158 15,065

- Di¤er Cari Transferler 3,615 4,590 3,060 5,002 6,752 6,401 6,773 10,978 IV. Sermaye Giderleri 7,831 7,888 8,265 10,340 12,098 12,104 12,915 11,775 V. Sermaye

Transferleri 49 92 465 1,384 2,637 3,647 3,543 2,084

VI. Borç Verme 1,953 2,604 3,298 3,838 5,689 3,695 3,552 3,934

- K‹T Sermaye 1,398 877 949 891 3,862 1,360 1,611 1,578

- Risk Hesab› 0 925 485 200 240 600 252 590

- Di¤er 555 802 1,864 2,747 1,587 1,735 1,689 1,766

VII. Y edek Ödenekler 2,375 0 1,571

VIII. Faiz Giderleri 51,728 58,527 56,491 45,680 45,963 52,946 48,732 56,000 MERKEZ‹ YÖNET‹M

BÜ TÇE GEL‹RLER‹ 79,420 101,037 122,919 152,784 173,483 188,159 189,617 204,556 I. Vergi Gelirleri 60,205 82,484 100,342 119,627 137,560 158,153 152,832 171,206 II. Vergi D›fl› Gelirler 19,215 18,553 22,577 33,157 35,924 30,006 36,786 33,350 BÜ TÇE DENGES‹ -40,184 -40,210 -29,173 -6,903 -4,643 -16,83 0 -13,883 -17,997 FA‹Z DIfiI BÜTÇE

FAZLASI 11,543 18,317 27,318 38,777 41,320 36,116 34,848 38,003

(18)

içinde dolays›z vergilerin (gelir ve kazanç üzerinden al›nan vergiler ve mülkiyet üzerinden al›nan vergiler toplam›) 2006 y›l›na göre yüzde 19,8, dolayl› vergilerin (dahilde al›nan mal ve hizmet vergileri ile uluslararas› ticaret ve muamelelerden al›nan vergiler toplam›) ise sadece yüzde 6,4 oran›nda artm›fl olmas› dikkat çeken bir husus olarak de¤erlendirilmektedir. 2007 y›l›

yurt içi talebin zay›flad›¤› ve buna paralel olarak tüketime dayal› vergilerin düflük performans gösterdi¤i bir y›l olmufltur. Dolays›z vergiler ise, özellikle mali kesimdeki flirketlerin kâr art›fllar›n›n sürükledi¤i olumlu kurumlar vergisi performans› sayesinde hedeflenenin üzerinde gerçekleflmifltir.

2007 y›l›nda bir önceki y›la göre faiz giderleri ve faiz d›fl› bütçe giderleri s›ras›yla yüzde 6,0 ve yüzde 17,1 oran›nda artm›flt›r. Faiz hariç gider kalemleri içinde mal ve hizmet al›m giderleri ile sosyal güvenlik aç›k finansman›n›n bafllang›ç ödene¤ini önemli oranda aflm›fl oldu¤u görülmektedir. Di¤er harca- ma kalemleri ise y›l sonu hedefleri civar›nda gerçekleflmifltir. 2007 y›l›nda sosyal güvenlik reformunun uygulamaya girece¤i varsay›m›yla, kamu person- eli ile yeflil kartl›lar›n tedavi ve ilaç giderleri ödene¤inin mal ve hizmetler alt›nda s›n›flanan sa¤l›k harcamalar› kalemi yerine sosyal güvenlik kurumu bütçesi alt›nda ödeneklendirilmifltir. Ancak, reformun uygulamaya konulma- mas›ndan dolay› sa¤l›k harcamalar› mal ve hizmetler kalemi harcamalar›ndan yap›lmaya devam edilmifl ve bafllang›ç ödene¤ini önemli ölçüde aflm›flt›r.

14 Aral›k 2007 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisinden (TBMM) geçen 2008 y›l› Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu’na göre 2008 y›l›nda merkezi yöne- tim bütçe harcamalar›n›n 2007 y›l›na göre yüzde 9,4 oran›nda artarak 222,6 milyar YTL, bütçe gelirlerinin ise yüzde 7,9 oran›nda art›fl göstererek 204,6 milyar YTL olmas› hedeflenmektedir. Böylece, faiz d›fl› fazlan›n 38 milyar YTL, bütçe a盤›n›n ise seviye olarak 2007 y›l› hedefinin bir miktar üzerinde, 18 milyar YTL olaca¤› öngörülmektedir.

2008 y›l› merkezi yönetim bütçe hedefleri, önceki y›llarda yüzde 6,5 olarak hedeflenen toplam konsolide kamu kesimindeki faiz d›fl› fazlan›n GSY‹H’ya oran›n›n yüzde 5,5’e indirilmesi çerçevesinde belirlenmifltir. Bu noktada dikkat çeken husus, 2002-2006 döneminde h›zl› bir flekilde denk bütçeye do¤ru giden bütçenin 2007 y›l›nda önemli oranda aç›k vermesi ve 2008 y›l›na ait hedeflerin de ayn› yönde sinyaller içermesidir. Baflka bir deyiflle, merkezi yönetim bütçe hedeflerinde 2007 y›l›na göre bir iyileflme öngörülmedi¤i dikkate al›nd›¤›nda, fiyat istikrar› aç›s›ndan 2008 y›l›nda kamuda etkinli¤i art›racak mikro düzey- deki düzenleme ve uygulamalar daha da önem kazanmaktad›r (T.C. Merkez Bankas›, 2008 ve T.C. Maliye Bakanl›¤›, 2008).

(19)

Grafik 1.6. Merkezi Yönetim Bütçe Büyüklüklerinin GSMH’ya Oran›

Kaynak: www.bumko.gov.tr

*2008 Tahmin

iv. Borç Yönetimi

2007 y›l sonu itibar›yla, merkezi yönetim borç stoku 2006 y›l›na göre yüzde 3,4 oran›nda düflüfl göstererek 333,4 milyar YTL düzeyinde gerçekleflmifltir.

Söz konusu dönemde 13,9 milyar YTL tutar›nda merkezi yönetim bütçe a盤›

verilmesine karfl›n, borç stokunda görülen iyileflmede temel belirleyici, döviz kurundaki geliflmelerin borç stokuna 21,2 milyar YTL azalt›c› etkide bulun- mas›d›r. Ayn› dönem itibar›yla, merkezi yönetim 8,9 milyar YTL net iç borçlanma yaparken, net d›fl borçlanma 2,6 milyar YTL tutar›nda azal›fl göstermifltir.

Tablo 1.6. Merkezi Yönetim Toplam Borç Stoku 2007 Aral›k

Kaynak: www. hazine.gov.tr 0.0

10.

0 20.

0 30.

0 40.

0 50.

0

200 2

200 3

200 4

200 5

200 6

200 7

200 MERKEZ‹ YÖNET‹M BÜTÇE G‹DERLER‹ MERKEZ‹ YÖNET‹M B‹TÇE GEL‹RLER‹8

BÜTÇE DENGES‹ FA‹Z DIfiI BÜTÇE FAZLASI

-10.0 -20.0

Alacakl›ya Göre Miktar (Milyar YTL)

Miktar (Milyar USD)

Yü zde (%)

‹ç Borç Stoku 255.3 219.2 76.6

Piyasa 188.4 161.8 56.5

Kamu Kesimi 66.9 57.4 20.1

D›fl Borç Stoku 78.1 67.1 23.4

Kredi 33.0 28.3 9.9

Ulusl araras› Kurulufllar 20.0 17.2 6.0

(IMF Kredisi) (8.3) (7.1) 2.5

Hükümet Kurulufllar› 5.4 4.6 1.6

Ticari Bankalar 7.6 6.5 2.3

Tahvil 45.1 38.7 13.5

Toplam 333.4 286.3 100.0

(20)

Grafik 1.7. Merkezi Yönetim ‹ç ve D›fl Borç Stokunun Alacakl›lara Göre Da¤l›m› (%)

Kaynak: www. hazine.gov.tr

Di¤er yandan, 2007 y›l› son aylar› itibar›yla toplam kamu net borç stokunun GSMH’ye oran› son y›llardaki düflüfl e¤ilimini sürdürerek yüzde 38.5 oran›nda gerçekleflmifltir. Bu geliflmede, büyüme, döviz kuru ve faiz oran›nda sa¤lanan istikrar ile faiz d›fl› fazlan›n yan› s›ra özellefltirmeden sa¤lanan gelirin etkili oldu¤u düflünülmektedir.

Grafik 1.8. Kamu Net Borç Stokunun GSMH’ya Oran›

Kamu net borç stokundaki düflüfl e¤ilimi devam etmektedir. Kamu net borç stokundaki istikrarl› düflüfl kamu kesimi üzerindeki borç servis yükünün de azalmas›na neden olmufl ve bütçe içinde faiz yükünün düflmesini sa¤lam›flt›r.

Piyasa, 56.5

‹ç Borç Stoku, 76.6 Kredi, 9.9

D›fl Borç Stoku, 23.4 Uluslarar as› Kurulufllar,

6.0

Hükümet Kur ulufllar›

1.6

(IMF Kredisi), 2.5 Tica›ri Bankalar , 2.3

Tahvil, 13.5

Kamu Kesimi, 20.1

90.4

78.4 70.3

64.0 55.5

45.1 38.5

0.0 20.0 40.0 60.0 80.0 100.0

2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007

Kamu Net Borç Stoku / GSMH

(21)

Grafik 1.9. Kamu Kesimi Borçlanma Gere¤inin GSY‹H’ya Oran›

Bütçe içinde faiz yükünün düflmesi ve borç stokunun azalmas›, kamu kesimini rahatlatarak bütçe aç›klar›n›n düflmesine neden olmufltur. Böylece kamu kesi- mi borçlanma gere¤i giderek azalm›fl hatta son üç y›l içinde negatif de¤erlere ulaflm›flt›r.

Kamu kesimi borçlanma gere¤inin negatif de¤erlere ulaflm›fl olmas›na ra¤men borçlanma hala bir finansman kayna¤› olarak görülmektedir. 2008 y›l› Hazine finansman program›na göre, Hazine’nin 3,9 milyar YTL’si net iç borçlanma, 3,4 milyar YTL’si net d›fl borçlanma olmak üzere toplam 7,3 milyar YTL net borçlanma yapmas› öngörülmektedir. Di¤er yandan, 2008 y›l›nda Hazine iç borçlanmay› a¤›rl›kl› olarak sabit faizli enstrümanlarla yapaca¤›ndan, merkezi yönetim borç stoku içinde sabit getirili senetlerin pay› artacakt›r. Likidite riskinin azalt›lmas› yönünde uygulanan finansman stratejisine ba¤l› olarak kamu mevduat›n›n ayl›k ortalama borç servisini karfl›lama oran›, 2007 y›l sonu itibar›yla yüzde 125,3 olarak gerçekleflmifltir. 2008 y›l›nda da Hazine’nin güçlü rezerv tutma politikas›n› sürdürece¤i öngörülmektedir.

v. D›fl Ticaret

Türkiye ekonomisi 2000-2001 krizlerinin ard›ndan dünya ekonomisiyle daha fazla entegre olmufl ve d›fl ticaret hacmi önemli ölçüde artm›flt›r. 2000 y›l›nda 30,7 milyar dolar olan ihracat 2,6 kat artarak 2005 y›l›nda 73 milyar dolar düzeyinde gerçekleflmifltir. 2000 y›l›nda 53,5 milyar dolar olan ithalat ise 2001–2005 döneminde 2,1 kat artarak 2005 y›l›nda 116,7 milyar dolara ulaflm›flt›r.

2001–2005 döneminde ihracat›m›z›n önemli ölçüde artmas›na ra¤men, YTL’nin de¤erlenmesi, özellikle Çin menfleli ucuz ürünlerin ithalat›n›n art- mas›, ihracattaki dönüflümün getirdi¤i ihracat›n ithalata ba¤›ml›l›¤›n›n artmas›,

12.61

9.27

4.73

-0.43 -2.59

-0.04

-0.33 -5

0 5 10 15

2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008

Kamu Kesimi Borçlanma Gere¤i/ GSY‹H

(22)

enerji ve petrol fiyatlar›nda gerçekleflen art›fllar sonucunda d›fl ticaret den- gesinde önemli aç›klar yaflanm›flt›r. Yine 2006 y›l›nda da ihracat bir önceki y›la göre yüzde 16.4 oran›nda artarak 85.5 milyar dolara, ithalat ise bir önceki y›la göre yüzde 19.4 oran›nda artarak 139.5 milyar dolara yükselmifltir. ‹thalat art›fl h›z›n›n ihracat art›fl h›z›ndan daha yüksek olmas› nedeni ile d›fl ticaret a盤›

yüzde 24.8 oran›nda artarak 54 milyar dolara ulaflm›flt›r. 2006 y›l›nda ithalatta- ki art›flla YTL’nin yabanc› paralar karfl›s›nda de¤er kazanmas›n›n yan› s›ra yurt içi sanayi üretimindeki art›fl›n gerektirdi¤i ithal girdi ihtiyac› belirleyici olmufltur. Y›l genelinde ara mal› ithalat› istikrarl› bir seyir izleyerek büyüme e¤ilimini sürdürmüfltür. Uluslararas› piyasalardaki fiyat hareketleri, özellikle ham petrol fiyatlar›ndaki art›fl da ithalat art›fl›nda etkili olmufltur. 2007 y›l›

kas›m ay› itibar›yla bakt›¤›m›zda ise d›fl ticaret aç›klar›nda bir önceki y›la göre önemli bir art›fl söz konusudur. Bu dönemde de yine önceki dönemde oldu¤u gibi büyüme ile birlikte artan hammadde, enerji ve sermaye mal› talebi, itha- lat›n artmas›na neden olmufltur. Özellikle ara mal› ithalat› artm›flt›r. ‹hracatta ise tüketim ve ara mallar› ihracat› mevcut a¤›rl›¤›n› korumakla birlikte sermaye mallar› ihracat›nda bir art›fl olmufltur (Maliye Bakanl›¤›, 2008 Y›l› Bütçe Gerekçesi).

Tablo 1.7. D›fl Ticaret Hacmi (Milyon Dolar)

Kaynak: D›fl Ticaret Müsteflarl›¤›

2000-2001 y›llar›nda yaflanan krizlerin ard›ndan yakalanan h›zl› büyüme tren- di paralelinde artan d›fl ticaret a盤›, cari ifllemler a盤›n›n artmas›nda temel etken olmufltur. Faizlerdeki düflüfl yat›r›m talebini art›rm›fl, 2007 y›l›n›n orta- lar›na kadar YTL’nin güçlü konumunu sürdürmesinin de etkisiyle sermaye ve ara mal› ithalat› artm›flt›r.

 OCAK - KASIM



2001 2002 2003 2004 2005 2006 2006 2007

‹HRACAT 31334.2 36059.1 47252.8 63167.2 73476.4 85534.7 76930.9 97430.6

‹THALAT 41399.1 51553.8 69339.7 97539.8 116774.2 139576.2 126528.4 153768.4 DIfi

T‹CARET HACM‹

72733.3 87612.9 116592.5 160706.9 190250.6 225110.8 203459.3 251199.0

DIfi T‹CARET AÇI⁄I

-10064.9 -15494.7 -22086.9 -34372.6 -43297.7 -54041.5 -49597.5 -56337.8

‹HRACAT

/ ‹THALAT 75.7 69.9 68.1 64.8 62.9 61.3 60.8 63.4

‹HRACAT

/ GSMH 21.5 19.9 19.8 21.1 20.4 21.4 ... ...

‹THALAT

/ GSMH 28.4 28.5 29.0 32.6 32.4 34.9 ... ...

(23)

Cari ifllemler a盤› 2006 y›l›nda 32.9 milyar dolara yükselmifltir. Ancak, k›sa vadeli sermaye giriflinin yan› s›ra özellikle do¤rudan yabanc› sermaye giriflindeki ve bankac›l›k d›fl› özel sektörün borçlanmas›ndaki art›fl sonucunda cari a盤›n finansman›n›n kalitesinde iyileflme görülmeye bafllanm›flt›r. Cari ifllemler aç›klar›n›n giderek artmas› ve GSMH içindeki pay›n›n yükselmesi döviz girdisi sa¤layacak di¤er kalemlerin önemini daha da art›rmaktad›r.

Türkiye'nin ödemeler bilançosunu uzun y›llar olumsuz yönde etkileyen en önemli kalemlerin, d›fl ticaret hesab› ve d›fl borç anapara ve faiz ödemeleri oldu¤u bilinmektedir. Cari ifllemler dengesinin en önemli kalemi, d›fl ticaret dengesi olmas›na ra¤men burada dengeleyici görevini, görünmeyen ifllemler görmektedir. D›fl ticarette verilen aç›klar görünmeyen kalemler yoluyla kapat›lmakta ve cari ifllemler aç›klar› azalt›lmaya çal›fl›lmaktad›r. Ancak dünya konjonktüründeki durgunluk beklentileri ve yaflanan finansal krizler flu an için Türkiye ekonomisinde ciddi boyutta bir kriz ortam› yaratmasa da cari ifllemler aç›klar›n›n bu denli yüksek olmas›, yeni bir kriz için tehdit unsuru olarak görülmektedir.

Grafik 1.10. Cari ‹fllemler Dengesi ( Milyon Dolar)

Kaynak: TC. Merkez Bankas›, 2008

1.3.2. TÜRK‹YE EKONOM‹S‹NE ULUSLARARASI DO⁄RUDAN YATIRIM G‹R‹fi‹

Bir ekonomide yat›r›mlar›n artmas›nda en önemli etkenlerden biri, yap›lacak olan yat›r›mlara iliflkin kaynak yarat›lmas›d›r. Bu kaynak ise hiç kuflkusuz ekonominin genelinde yani kamu ve özel kesim taraf›ndan yarat›lacak olan tasarruflard›r. Tasarruflar›n yetersiz olmas› ülkeleri ya borçlanmaya ya da yabanc› kaynak ihtiyac›na yöneltmektedir. Türkiye ekonomisinde 1980’lerin

-9823 3393

-1519 -8036

-15599 -22604

-32864 -29347

-32758 -35000

-30000 -25000 -20000 -15000 -10000 -5000 0 5000

10000 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2006 Kasım 2007

kasım

(24)

ikinci yar›s›ndan itibaren devletin Merkez Bankas› kaynaklar› yerine iç borçlanmaya yönelmesi ve bununla birlikte iç ve d›fl borç faizlerinden oluflan transfer harcamalar›n›n artmas›, kamu tasarruflar›n›n bu süreçte azalmas›na neden olmufltur. Kamu kesimi tasarruflar›n›n erimesi ve gelir-harcama den- gesinin bozulmas›na paralel olarak devlet, bu dönemde giderek daha yüksek reel faiz oranlar›yla borçlanmak durumunda kalm›flt›r. Böylece 1980’lerin sonunda milli gelirin yaklafl›k % 6’s› oran›nda tasarruf yaratan kamu sektörü bu özelli¤ini yitirmifl ve 1992’den itibaren eksi tasarruf üretir konuma gelmifltir (Yeldan, 2001: 116-117). Özel kesim tasarruflar› ise reel ekonomik büyümeye paralel olarak art›fl trendine geçmifltir. Ayr›ca kamu finansman dengesinin bozulmas›na paralel olarak iç borç stokunun t›rman›fl› neticesinde iç borç faiz ödemelerinin oldukça büyük rakamlara ulaflmas›, özel kesime büyük tutarlarda kaynak aktar›m›na imkan sa¤lam›flt›r.

Grafik 1.11. Kamu ve Özel Kesim Tasarruflar›n›n GSMH’ya oran›

Kaynak: DPT, 2008 y›l› Program›

*Gerçekleflme Tahmini

**Program

2001 y›l›ndan sonra ise toplam tasarruflar›n kamu ve özel sektör aras›ndaki da¤›l›m›nda bir de¤iflim yaflanm›fl ve 2001 y›l›nda -9.9 oran›nda aç›k veren kamu kesimi tasarruflar›, bu tarihten itibaren iyileflme göstererek, 2005 y›l›ndan sonra kamu tasarruf fazlas›na dönüflmüfl ve kamu kesimi 2006 y›l›nda GSMH’n›n yüzde 6.2’si oran›nda tasarruf fazlas› vermifltir. 2001 y›l›ndan günümüze kadarki süreçte özel kesim tasarruflar›nda bir azalma söz konusudur. Özel kesim tasarruflar›n›n GSMH’ya oran› 2001 y›l›nda yüzde 27.3 iken bu oran 2006 y›l›nda yüzde 9.8 seviyesine gerilemifltir.

Ekonominin genel dengesi içinde, tasarruf-yat›r›m fark› net tasarruflar› göster-

-9.9 -6.2 -5.3 -1.3

4 6.2

3.1 3.2

27.3 25.3 24.6 21.6

14.2 9.8 14.2 14.3

-20 -10 0 10 20 30

2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007* 2008**

Kamu Tasarrufu Özel Tasarruf

(25)

mektedir. Özel kesimin ve kamunun tasarruf-yat›r›m farklar›n›n toplam›, ekonominin genel dengesi çerçevesinde tasarruf a盤› ya da fazlas› olarak ifade edilmektedir.

Grafik 1.12. Kamu ve Özel Kesim Tasarruf Yat›r›m Farklar›n›n GSMH’ya Oran›

Türkiye ekonomisinde 2001 y›l›ndan sonraki dönem de¤erlendirildi¤inde özel kesim tasarruf-yat›r›m fark›n›n giderek düfltü¤ü ve bu alanda tasarruf a盤›

olufltu¤u görülmektedir. Kamu kesiminde ise borçlanma ihtiyac›n›n azalmas›

ve bütçedeki faiz yükünün düflmesi ile kamu kesimi tasarruf fazlas› vermeye bafllam›flt›r. Özellikle 2006 y›l›nda kamu kesimi yüzde 1.1 oran›nda tasarruf fazlas› verirken özel kesim yüzde -8.8 oran›nda tasarruf a盤› vermifltir.

-15.3 -12.5 -10.1

-5.4

-1.2 1.1

-2.2 -1.5 16.7

9.9

5.9

-0.7

-5.5

-8.8 -4.9 -5.4

-20 -15 -10 -5 0 5 10 15 20

2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007* 2008**

Kamu Tas-Yat Farkı Özel Tas-Yat Farkı

(26)

Tablo 1.8 Kamu Kesimi ve Özel Kesim Tasarruf Yat›r›m Dengesi GSMH’ya Oran

Kaynak: DPT, 2008 y›l› Program›

*Gerçekleflme Tahmini

**Program

Tasarruf-yat›r›m fark›n›n yurtiçi kaynaklardan karfl›lanamayan k›sm› d›fl kay- naklardan karfl›lanmaktad›r. Ekonomik büyümeyi h›zland›rmak için yurt için- deki kaynaklar maalesef yeterli de¤ildir. Dolay›s›yla yabanc› kaynaklara ve özellikle bunlar içinde en sa¤lam ve en güvenilir oldu¤u düflünülen, üretim ve istihdam yaratan yabanc› tasarruflara ihtiyaç bulunmaktad›r.

Do¤rudan yabanc› sermaye yat›r›m›, bir ülkede bir firmay› sat›n almak veya yeni kurulan bir firma için kurulufl sermayesini sa¤lamak ya da mevcut bir fir- man›n sermayesini art›rmak yoluyla o ülkede bulunan firmalar taraf›ndan di¤er bir ülkede bulunan firmalara yap›lan ve kendisiyle birlikte teknoloji, iflletmeci- lik bilgisi ve yat›r›mc›n›n kontrol yetkisini de beraberinde getiren yat›r›md›r (Karluk, 2001). Do¤rudan yabanc› sermaye yat›r›mlar› portföy yat›r›mlar›ndan Kamu Kesimi 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007* 2008**

Kamu Harcanab ilir Geliri

3.3 6.5 6.9 10.7 16 18.8 15.8 15.8

Kamu Tük etimi

13.2 12.7 12.3 12 12 12.5 12.8 12.5

Kamu Tasarrufu

-9.9 -6.2 -5.3 -1.3 4 6.2 3.1 3.2

Kamu Yat›r›m›

5.5 6.3 4.8 4.2 5.3 5.2 5.3 4.7

Kamu Tas- Yat Fark›

-15.3 -12.5 -10.1 -5.4 -1.2 1.1 -2.2 -1.5

Özel Kesim 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007* 2008**

Özel

Harcanab ilir Gelir

96.7 93.5 93.1 89.3 84 81.2 84.2 84.2

Özel Tüketim 69.4 68.2 68.5 67.7 69.8 71.4 69.9 69.9 Özel Tasarruf 27.3 25.3 24.6 21.6 14.2 9.8 14.2 14.3 Özel Yat›r›m 10.6 15.4 18.7 22.3 19.7 18.6 19.2 19.7 Özel Tas-Yat

Fark›

16.7 9.9 5.9 -0.7 -5.5 -8.8 -4.9 -5.4

(27)

farkl› olarak marka, teknoloji, iflletmecilik bilgisinin yan› s›ra yat›r›mc›ya yat›r›m›n› kontrol etme yetkisi de sa¤lamaktad›r. Günümüzde geliflmekte olan ülkeler do¤rudan yabanc› sermaye yat›r›mlar›n› ülkelerine çekebilmek için yo¤un çaba göstermekte ve do¤rudan yabanc› sermaye yat›r›mlar› arac›l›¤›yla, bu ülkeler ilave d›fl sermaye, yeni teknoloji, know-how, yeni yönetim becerisi, pazarlama katk›s›, ihracat, üretim ve istihdam art›fl› sa¤lamay› amaçlamaktad›r.

Di¤er yandan ülkenin sahip oldu¤u ucuz ve kalifiye iflgücü, hammadde kay- naklar›, iç pazar›n büyüklü¤ü, geliflmifl pazarlara yak›nl›¤› ve ulaflt›rma-haber- leflme imkanlar› do¤rudan yabanc› sermaye girifllerini etkileyen önemli unsurlar olarak kabul edilmektedir. Ayr›ca, ülkedeki makro ekonomik istikrar, yabanc› sermaye mevzuat›, ülkenin sa¤lad›¤› teflvikler, vergi politikas› ve vergi oranlar› ile d›fl ticaret politikalar› yabanc› yat›r›mc›lar›n kararlar›n› etkileyen temel faktörlerdir. Son y›llarda, ekonomide yat›r›mlar›n ve büyümenin, do¤rudan yabanc› sermaye girifllerinin art›r›labilmesi için yat›r›m ortam›n›n iyilefltirilmesi gerekti¤i öncelikli bir konu olarak öne ç›km›fl bulunmaktad›r.

Bu çerçevede, giriflimcili¤in, ticaret ve yat›r›mlar›n önündeki engellerin kald›r›lmas›, devlet kontrolünün a¤›rl›¤›n›n azalt›lmas›, piyasalarda rekabetçi bir yap› ve iflleyiflin sa¤lanmas›, yarg› sisteminin etkinlefltirilmesi, mevzuat uygulamalar›n›n yeknesak ve öngörülebilir olmas›, mal, iflgücü ve finans piyasalar›nda idari engellerin azalt›lmas› yönündeki giriflimler a¤›rl›k kazan- maktad›r (Yükseler, 2005).

Türkiye’de ekonomisinde 2001 y›l›ndan sonra yakalanan istikrar ortam› ve iktisadi büyümenin son 22 çeyrekte artan bir seyir izlemesi, yat›r›m ortam›n›n iyilefltirilmesi, AB ile tam üyelik müzakereleri sürecinin öngürülebilirlik üzerindeki etkisi, di¤er yandan dünya ekonomisinde do¤rudan yabanc› ser- maye yat›r›mlar› aç›s›ndan olumlu geliflmelerin olmas› ve 2000 y›l›ndan sonra dünya genelinde uluslararas› do¤rudan yat›r›mlar aç›s›ndan ikinci rekor düzey- deki rakamlar›n yakalanmas›, Türkiye’ye gelen UDY miktar›n›n artmas›n›

sa¤layan nedenlerden baz›lar› olarak say›labilir.

Referanslar

Benzer Belgeler

1950’li yıllarda Türkiye’nin ekonomik durumunu göz önünde bu- lundurduğumuzda özellikle bu yıllardaki Türkiye’nin dövize olun ihtiyacı ülkemizi dış kaynak

Çal›flmada ilk olarak Türkiye’de yerli ve yabanc› yat›r›mc›lar› yat›r›m yap- maya teflvik eden unsurlar›n neler oldu¤u hipotezi s›nanm›fl bunu takiben

Geliflmekte olan ülkelerde do¤rudan yabanc› sermaye yat›r›mlar›n›n gelir da¤›l›m› üzerindeki etkisi d›fla aç›lma ile birlikte ülke içinde mal ve

14 Mart Tıp Haftası neden yle Adana Tab p Odasını z yaret eden Adana Büyükşeh r Beled ye Başkanı Zeydan Karalar ve CHP İl Başkanı Mehmet Çeleb Cov d-19 pandem s

Sermaye piyasas› konusunda vergi a¤›rl›kl› olarak düzenlenmifl olan bu panele ben de maliye politikalar›n›n daha çok harcama boyutunu, bu harcama ve gelir

Türkiye Sermaye Piyasası Aracı Kuruluşları Birliği (TSPAKB), ABD’de sayıları 20 binin üstünde olan yatırım kulüplerini inceleyen araştırmasını yayınladı.. Temel

Bu has- talar›n öyküsünde siyanotik t›kanma ata¤›, dispne, öksü- rük; klinik bulgu olarak atefl, azalm›fl hava girifli, whe- ezing, tek tarafl› azalm›fl solunum sesleri

En yüksek mortalite oranlar› do¤um a¤›rl›klar› 999 gr alt›nda (%31,5) ve gestasyon yafl› 28 hafta ve alt› olan olgularda (%26,3) saptand›.. Do¤um a¤›rl›klar›na