• Sonuç bulunamadı

İklim Değişikliği Koşulları Altında Su Kaynaklarının Sürdürülebilir ve Entegre Yönetimi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "İklim Değişikliği Koşulları Altında Su Kaynaklarının Sürdürülebilir ve Entegre Yönetimi"

Copied!
15
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

İklim Değişikliği Koşulları Altında Su

Kaynaklarının Sürdürülebilir ve

Entegre Yönetimi

Doç. Dr. G. Duygu Semiz

Ziraat Fakültesi

Tarımsal Yapılar ve Sulama bölümü semiz@ankara.edu.tr

(2)

Hidrolojik Döngü

ATMOSFERİK NEM

(3)

• Atmosferde suyla ilgili sonsuz bir döngü mevcuttur. Okyanuslar dünyamızın % 70 ini kapladığından, suyun atmosfer ve yeryüzü arasındaki döngüsünün okyanuslardan başladığı kabul edilmektedir. Burada güneş enerjisi, buharlaşma (evaporasyon) denilen bir süreçle çok fazla miktarlarda suyu su buharına dönüştürmektedir. Yoğunlaşma denilen bir süreçle bu su buharı bulutları oluşturarak tekrar sıvı hale dönüşeceği başka yerlere rüzgârlar vasıtasıyla taşınmaktadır. Bulutlardaki katı veya sıvı haldeki su belli bir büyüklüğe ulaşır ve yağış (yağmur, kar, dolu) olarak yeryüzüne düşer.

(4)

• Yağışların okyanusların üzerine düşmesi neticesinde düşen yağış hemen döngü sürecinin içine girmiş olur. Hâlbuki karalara düşen yağış daha karmaşık bir

(5)

• Su moleküllerinin sıvı halden gaz haline ve tekrardan sıvı hale bu dönüşüm ve hareket çevrimine hidrolojik

döngü denilmektedir. Hidrolojik döngünün en çok

ilgilendiğimiz şekli, su moleküllerinin okyanuslardan atmosfere, karalara ve sonra tekrardan okyanuslara geri dönen şeklidir.

(6)

• Yağmurun yeryüzüne henüz düşmeden önce bir kısmı tekrar

buharlaşabilmektedir. Düşen yağışın bir kısmı vejetasyon tarafından tutulabilmektedir. Ancak vejetasyon tarafından tutulan yağış, yağışın bitişinden sonra, ya tekrar buharlaşır veya damlalar halinde toprağa düşer. Toprağa düşen yağışın bir kısmı toprak veya kayalardaki

açıklıklardan sızarak yer altı sularını oluşturur ki bu sular kuyuları besleyebilmektedir.

(7)

• Sızmayan yağış durgun su birikintileri meydana getirmekte veya

tekrardan okyanuslara döneceği dere veya nehirlere akmaktadırlar. Yer altı suları bile yavaş şekilde ve nihai olarak buharlaşacakları

yüzeylere hareket etmekte veya nehirler vasıtasıyla denizlere doğru taşınmaktadırlar.

(8)

• Karalar üzerinde, önemli miktarda su buharı, topraklardan, göllerden ve akarsulardan buharlaşmayla atmosfere verilmektedir.

• Toprakta depolanan suyun bir bölümü ise kapilar yükselme ile yüzeye doğru hareket eder ve buradan buharlaşıp atmosfere geri döner.

• Bitkiler terleme (transpirasyon) denilen bir süreçle nem vermektedir. Bitki kök sistemi vasıtasıyla absorbe edilen su, stem borularından

yukarı doğru hareket eder ve yaprağın alt yüzeyi üzerindeki çeşitli

(9)

• Bütünüyle, kıtasal alanlardan oluşan buharlaşma ve terleme,

atmosfere giren su buharının yalnızca % 15’lik kısmını karşılamakta ve geriye kalan %85 lik kısmı okyanuslardan gelmektedir. Belirtilen bu su buharının hepsi aniden yoğunlaşıp yağmur olarak düşse, yer kürenin tümü 2.5 cm yüksekliğinde su ile kaplamak için yeterli olacaktır.

(10)

• Hidrolojik döngüyü iyi kavradıktan sonra iklim değişikliğinin su kaynakları üzerine etkisine geçebiliriz…

(11)

Yüzey akışı

• Mevcut gözlemler ve iklim tahminleri, iklim değişikliğinin en önemli etkilerinden birinin muhtemelen hidrolojik sistem ve dolayısıyla nehir akışları ve bölgesel su kaynakları üzerinde olacağını göstermektedir. İklimdeki değişkenlik mekânsal ve zamansal taşkın desenlerinde

değişikliklere neden olur. Yirminci yüzyıl boyunca çeşitli çalışmalarda farklı mekansal ölçeklerde nehir akışı ölçümlerindeki potansiyel

eğilimler incelenmiştir. Sonuç olarak çeşitli akış göstergelerinde

önemli eğilimler tespit edilmiş ve kimi sıcaklık veya yağış trendleri ile istatistiksel olarak önemli bağlantılar göstermiştir.

(12)

Ayrıca, insan müdahaleleri küresel ölçekte birçok havzadaki akış rejimlerini de etkilemiştir ve yıllık akışta geniş ölçüde bir değişim

desenine dair kanıtlar bulunmuştur. Bazı bölgelerde yüzey akışlarında bir artış görülürken (yüksek enlemlerde) ve bazı bölgelerde ise yüzey akışta bir azalma gözlenmiştir (Batı Afrika, güney Avrupa ve güney Amerika).

(13)

• Bazı araştırmacılar, Sibirya'daki en büyük arktik nehirler de dahil

olmak üzere, son birkaç on yılda çoğu kuzey nehirlerinde, özellikle kış ve ilkbahar mevsimlerinde artan bir akış eğilimini bildirmişlerdir.

• Sibirya bölgelerindeki bahar aylarında yüzey akışlarının artmasının, iklimin ısınması nedeniyle gerçekleşen erken kar erimeleri olduğu tahmin edilmektedir.

(14)

• Hükümetler arası iklim değişikliği panelinde emisyon senaryoları raporunda, 24 iklim modeli çalıştırılmış ve 2050 yılının sonunda ortalama yüzey akıştaki olası değişiklik aşağıda gösterilmiştir.

SRES A1B emisyon senaryosuna göre, yüzde olarak, 1900–1970'e göre 2041–2060 arasında yıllık yüzey akışındaki değişim

(15)

• Modelde Kuzey Amerika ve Avrasya'nın yüksek enlemlerinde % 10-40'lık yüzey akış artışı ön görülürken ve Türkiye’yi de içeren

enlemlerde, Akdeniz, Güney Afrika ve Batı ABD / Kuzey Meksika'da yüzey akışta azalma (% 10-30) öngörülmüştür. Genel olarak, yirminci yüzyılın sonları ile 2050 arasında, global ölçkte yüzey akış alanlarında bir azalma olacağı belirtilmiştir.

Referanslar

Benzer Belgeler

Montreal Protokolü, tarihte ilk defa, o dönem henüz kesinlik kazanmamış olan bilimsel sonuçlar ışığında, insan kaynaklı ozon tabakasını incelten maddelerin çok taraflı

sunma ve yukarı havza (nehir için) ve bölgeden bölgeye ( bir göl veya yer altı suyu kaynağı için) anlaşmazlıklar olabilir.. 'Tüm havza' yaklaşımı, sistem düzeyinde

• Küresel çapta artan su gereksinimi özellikle kurak ve yarı kurak alanlarda çiftçileri düşük kalitedeki drenaj suları ya da daha tuzlu yeraltı sularının

Ancak günümüz teknik ve ekonomik şartları çerçevesinde, çeşitli maksatlara yönelik olarak tüketilebilecek yerüstü suyu potansiyeli yurt içindeki akarsulardan 95 milyar m 3

Birbiri ile temas eden iki cisim arasında sıcaklık dengeleninceye (sıcaklık farkı kalmayıncaya) kadar sıcak cisimden soğuk cisime doğru ısı akışı meydana gelir..

Doç.Dr. Duygu Semiz, semiz@ankara.edu.tr, kesmezduygu@gmail.com. Tarımsal Yapılar ve Sulama Böl.,.. • Kuru adiyabatik sıcaklık değişimi her 100 m’de 1 °C dir. Bu

Haziranda Kuzey Yarımküre güneşe doğru eğildiğinde, daha fazla doğrudan güneş ışığı alması ve uzun gündüz saatleri nedeniyle. Aralıkta güneşten uzak tarafa

Ancak vejetasyon tarafından tutulan yağış, yağışın bitişinden sonra, ya tekrar buharlaşır veya damlalar halinde toprağa düşer.. Toprağa düşen yağışın bir kısmı