• Sonuç bulunamadı

Farklı kültürlerde çalışanlar arası güven sürecinin karşılaştırmalı bir analizi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Farklı kültürlerde çalışanlar arası güven sürecinin karşılaştırmalı bir analizi"

Copied!
149
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

 

DOKUZ EYLÜL ÜNVERSTES

SOSYAL BLMLER ENSTTÜSÜ

LETME ANABLM DALI

LETME PROGRAMI

DOKTORA TEZ

FARKLI KÜLTÜRLERDE ÇALIANLAR ARASI

GÜVEN SÜRECNN KARILATIRMALI BR

ANALZ

Engin Ba ÖZTÜRK

Danman

Prof. Dr. Ömür N. T. ÖZMEN

(2)
(3)

iii 

YEMN METN



Doktora Tezi olarak sunduum “Farkl Kültürlerde Çalanlar Aras Güven

Sürecinin Karlatrmal Bir Analizi” adl çalmann, tarafmdan, bilimsel ahlak ve

geleneklere aykr düecek bir yardma bavurmakszn yazldn ve yararlandm

eserlerin kaynakçada gösterilenlerden olutuunu, bunlara atf yaplarak yararlanlm

olduunu belirtir ve bunu onurumla dorularm.

Tarih 22/07/2011 ENGN BAI ÖZTÜRK       

(4)

iv 

ÖZET Doktora Tezi

Farkl Kültürlerde Çalanlar Aras Güven Sürecinin Karlatrmal Bir Analizi Engin Ba ÖZTÜRK

Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

letme Anabilim Dal letme Program

Güven çalmalar genellikle yöneticiye olan güven geliimine odaklanm ve çalanlar aras güveni sürecini ihmal etmitir. Güven kavram güven geliimi, güven ihlali ve güven tamirini içeren bir süreçtir. Bu süreci irdelemek hem Türkiye’deki güven olgusunun hem de çalanlar arasndaki ilikilerin anlalmasna yardmc olacaktr.

Bu çalmada güven süreci irdelenmeden önce güven kavramnn ne olduu tartlmtr. Emik balamda gelitirilmi bir tanm ile uluslararas yazndaki güven tanmlar karlatrlm ve güven süreci açsndan incelenmitir. Güven geliiminin güven ihlalini ve tamirini çerçeveledii ifade edilmitir. Bu çerçeveleme etkisinin algsal pencereler tarafndan yönlendirildii, ihlallerin güvenin çerçevesine göre anlam kazand ve çerçevelerin güven tamiri için seçilecek davranlar belirledii önerilmitir.

Yukardaki tartmalar yapmak ve önerilen modeli test etmek için Türkiye ve Hollanda olmak üzere iki farkl kültürde aratrmalar yaplmtr. Türkiye’deki aratrmada üç ayr çalma yaplm ve 41 mülakat üzerinden nitel içerik analizi yaplmtr. Dier aratrma ise Hollanda’da hem Türkler hem de Hollandallar üzerinde yaplmtr ve 19 mülakat üzerinden sözel protokol analizi yaplmtr.

(5)

v 

Aratrmada emik balamdaki güven tanmnda telafi ve transfer edilebilirlik kavramlarnn etik tanma göre farkllat bulunmutur. Ayrca güveni tanmlarken çalanlar aras güvende yetkinlik, dürüstlük, yardmseverlik ve uyum gibi güvenilirlii tanmlayc kavramlarn etkili olduu görülmütür. Çalanlar aras güven sürecinin ise, sanlann aksine güvenin çerçeveleyici etkisinden çok güven ihlalinin ortaya çkt balamsal faktörlerden etkilendii anlalmtr.

Anahtar Kelimeler: Güven Süreci, Güven Tamiri, Güven hlali, Çalanlar aras Güven, Kültürler Aras Güven.

(6)

vi 

ABSTRACT Doctoral Thesis Doctor of Philosophy(PhD)

A Comparative Analysis of Coworker Trust Process in Intercultural Contexts Engin Ba ÖZTÜRK

Dokuz Eylül University Graduate School of Social Sciences Department of Business Administration

Business Administration Program

Trust is a process consisting of development, violation and repair phases. However trust studies generally focus on supervisor trust development and neglect coworker trust process. Analysing this process will enlighten trust phenomenon in Turkey and dynamics of coworker trust.

This study will discuss trust construct as a first step to analyse trust process. Emic and etic views of trust are compared and contrasted with respect to trust process. While analysing this process, it is hypothesized that the trust development phase will frame the perceptions and experiences at the trust violation and repair phases. This also means that specific repair mechanisms can be distinguished according to frames.

In order to test the hypothesis and discuss conceptual issues, two stuides are conducted in Turkey and Netherlands. In Turkey, data gathered three times and qualitative content analysis is implemented based on 41 interviews. In Netherlands, 21 interviews take place with Turkish and Dutch participants and verbal protocol analysis is used. It is find out that transferability, repairability and reciprocity are key characteristics which differantiates emic and etic perspectives. Coworker trust definition has also specific elements of

(7)

vii 

trustworthiness such as ability, benevolence, integrity and fit. In addition, it is conceived that trust development doesn’t frame trust violation and repair but it feeds the process. It is found out that contextual factors matters more when it comes to trust violations and repair.

Keywords: Trust Process, Trust Repair, Trust Violation, Coworker Trust, Cross-Cultural Trust.

(8)

viii 

ÇNDEKLER

TEZ ONAY SAYFASI ... ii

YEMN METN ... iii

ÖZET ... iv

ABSTRACT ... vi

ÇNDEKLER ... viii

KISALTMALAR ... x

TABLO VE EKLLER LSTES ... xi

BRNC BÖLÜM GR ... 1

1.1 Temel Aratrma Sorusu ... 1

1.1.1 Neden “Güven Süreci”? ... 1

1.1.2 Neden “Çalanlar aras Güven”? ... 3

1.2 Tezin Katks ... 5

1.3 Bölümler ... 7

KNC BÖLÜM KAVRAMSAL ÇERÇEVE ... 9

2.1. Güven ... 9

2.1.1 Güven Kavramnn Geliimi ... 10

2.1.2 Güven Tanmlarndaki Uzla Noktalar ... 17

2.1.3 Güvenin Benzer Kavramlardan Fark ... 29

2.1.4 Kültürler aras Güven ... 32

2.2. Güven Süreci ve Aratrmann Modeli ... 34

2.3.1 Çerçeveler ... 39

2.3.2 Hesaba Dayal Güven Çerçevesi ... 42

2.3.3 Özdelemeye Dayal Güven Çerçevesi ... 48

2.3.4 Kültüre Bal Güven Çerçeveleri ... 52

2.3.1 Çerçeveler aras Geçi ... 55

2.3. Bölüm Özeti ... 57

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM ARATIRMANIN METODOLOJS ... 59

3.1. Nitel çerik Analizi ... 59

(9)

ix 

3.1.2 Veri Toplama ... 63

3.1.3 Kodlama ... 64

3.2. Sözel Protokol Analizi ... 65

3.2.1 Aratrmann Prosedürü ... 66 3.2.2 Veri Toplama ... 67 3.3 Bölüm Özeti ... 69 DÖRDÜNCÜ BÖLÜM BULGULAR VE TARTIMA ... 73 4.1 Güven ... 73

4.1.1 Zarar Görmeme stei ... 73

4.1.2 nanç ... 74

4.1.3 Kontrol ... 75

4.1.4 Güvenin Özellikleri ... 77

4.1.5 Güvenilirlik ... 80

4.2 Güven Süreci ... 93

4.2.1 Kar Tarafn Niyetini Anlamak ... 93

4.2.2 Soruna Çözüm Bulmak ... 94 4.2.3 Tamir Davranlar ... 95 4.3 Aratrmann Kstlar ... 104 SONUÇ ... 105 KAYNAKLAR ... 107 EKLER ... 125

Ek-1 Türkiye’de Kullanlan Mülakat Formu ... 126

Ek-2 Vaka 1 Mülakat Formu (ngilizce Versiyon) ... 127

Ek-3 Vaka 2 Mülakat Formu (ngilizce Versiyon) ... 130

Ek-4 Vaka 1 Mülakat Formu (Türkçe Versiyon) ... 133

(10)

x 

KISALTMALAR

(11)

xi 

TABLO VE EKLLER LSTES TABLOLAR

Tablo 1: Güvenin Dönemsel Geliimi ... 12

Tablo 2: Güveni Oluturan Önemli Öeler ... 18

Tablo 3: Hesaba ve Özdelemeye Dayal Güven Çerçevesinin Özellikleri ... 54

Tablo 4: Katlmc Says ve Görüme Süreleri ... 63

Tablo 5: Katlmc Says ve Mülakat Süreleri ... 67

Tablo 6: Örnek Vakalarn Özellikleri ve Katlmc Says ... 69

Tablo 7: Aratrma Konusu ve ilgili Aratrma Tasarm ... 70

Tablo 8: Hesaba Dayal Güven Çerçevesinin Operasyonel hali ... 71

Tablo 9: Özdelemeye Dayal Güven Çerçevesinin Operasyonel Hali ... 72

Tablo 10: Güvenin Tanmnda Öne Çkan Öeler ... 79

Tablo 11: Çalanlar aras Güvenilirlik ... 91

Tablo 12: Çerçevelere Göre Tamir Davranlar ve Tercih Sralar ... 96

Tablo 13: Hesaba Dayal Güven Çerçevesi ve Katlmclarn Cevaplar ... 99

Tablo 14: Özdelemeye Dayal Güven Çerçevesi ve Katlmclarn Cevaplar101 EKLLER ekil 1: Güven Süreci ... 8

ekil 2: Güveni Tanmlayan Kavramlarn Önem Derecesi ... 28

ekil 3: Güvenin Evreleri ... 35

ekil 4: Güvenin Evreleri ve Güven Tamiri ... 36

ekil 5: Güven Sürecinden Güvenin Çerçeveleme Etkisine Geçi ... 42

ekil 6: Güvene Dayal Çerçeveler aras Geçi ... 55

ekil 7: Güven Çerçeveleri ile Güven hlali ve Güven Tamiri arasndaki liki .... 58

(12)

Günümüzde örgütler daha fazla rekabetle, daha düük maliyetlerle, daha hzl deien teknolojiyle ba etmek zorundadr. Dolaysyla örgütler çalanlar irkette tutmak, etkinlii arttrmak ve karlkl ball yükseltmek için çalanlar arasnda daha derin balar kurulmasn istemektedirler (Pfeffer, 2006). Bu derin balar kavram “güven” ad altnda 1950’lerden beri incelenmekte ve son dönemlerde yatay örgüt yaplarnn artmasyla birlikte ön plana çkmaktadr (Moellering, Bachmann ve Lee, 2004; Lewicki, Tomlinson ve Gillespie, 2006). Yaplan çalmalarda genellikle güvenin nasl gelitii (Simons, 2002), hangi örgütsel çktlar etkiledii (Dirks ve Ferrin, 2001) ve ortadan kalkmas durumunda neler olduu incelenmektedir (Ferrin, Bligh, ve Kohles, 2008). Aratrmalar güvenin çok boyutlu (bilisel, duygusal, davransal), çok seviyeli (birey-grup-örgüt) ve multi-disipliner (psikoloji, sosyal-psikoloji, sosyoloji, örgüt kuramlar, iktisat) bir yap olduunu göstermektedir.

1.1 Temel Aratrma Sorusu

Bu çalmann amac çalanlar aras güven sürecini irdelemektir. 1.1.1 Neden “Güven Süreci”?

Güven sürecinin güven geliimini, güven ihlalini ve güven tamirini içerdii düünülürse, bu çalma açsndan güven sürecini önemli klan dört ana unsur vardr. Bunlardan birincisi güvensizliin ve güven ihlallerinin örgütlerde çok yaygn olmasdr. kincisi çok yaygn olan bu güven ihlallerinin nasl düzeltilecei ile ilgili çalmalarn kstl olmasdr. Üçüncüsü güven sürecinin sosyal çevrenin etkisiyle kültürler aras farkllk gösterebilmesidir. Dördüncüsü ise bu güven sürecinin Türkiye açsndan tad önemdir.

Birinci neden ele alndnda örgütlerde beklentilerin ihlal edilmesi gittikçe daha fazla görülen bir durum olmaya balamaktadr (Robinson ve Rousseau, 1994). Örnein A.B.D. örneklemini temel alan bir aratrmaya göre çalanlarn %43’ü birbirlerine ve yönetime kar güvensiz hissetmektedir (Gilbert ve Tang, 1998). Conway ve Briner (2002) da güven ihlallerinin hassas bir mevzu olduunu ve bunlarn kolayca dile getirilemeyeceini düünerek güven ihlallerinin tahmin edilenden çok daha fazla

(13)

2 

olabileceini vurgulamaktadr. Bu dile getirilmi ve getiril(e)memi güvensizlie ramen son yirmi ylda örgütler çalanlar birbirine daha fazla karlkl baml hale getirmekte ve güven ihtiyac yüksek yaplar kullanmaktadrlar.

kinci unsur örgütlerde bu kadar yaygn olan güven ihlallerinin tamir edilmesi üzerine yaplan çalma saysnn yetersiz olmasdr. Çünkü yaygn kan örgütlerde güven bir kere ihlal edildii zaman güveni tamir etmenin mümkün olmaddr. Ancak son dönemde yaplan çalmalar bunun mümkün olduunu göstermektedir. Aslnda güven ihlali ve güven tamiri (yeniden tesis etme) insanlk tarihi kadar eski bir konu olsa da ihlalin ve tamir etmenin örgütsel davran açsndan ele alnmas, güven kavramnn 1995’lerden sonra kabul görmeye balamasyla ve 2000’lerden sonra da güvenin tamir edilebildiini gösteren görgül çalmalarn ortaya çkmasyla olmutur. Özellikle Bottom, Gibson, Daniels ve Murnighan’n (2002) aratrmas güvenin tamir edilebileceini ve bunun illa maddi telafi ile deil, sözel açklamalarla da olabileceini göstermitir. Ayrca 2009 ylnda “Academy of Management Review” dergisinin çkard “Örgütsel Tamir” (Organizational Repair) adl özel say “güvenin tamir edilmesi”nin kabul görmeye baladna dair bir iaret olarak saylabilir.

Üçüncü unsur güven sürecinin farkl kültürlerde farkl ekillerde ileyebilmesidir. Özellikle kültürler aras çalmalarda güven tanmnn deiik kültürlerde Kuzey Amerika’daki tanmndan farkl olabilecei savunulmaktadr (Noorderhaven, 1999). Bu nedenle farkl kültürlerdeki deiik güven tanmlar güven ihlalinin ve güveni tamir etmenin de farkl olabileceini göstermektedir. Örnein toplulukçu ve bireyci kültürler tanmlanrken toplulukçu kültürlerin “utanç” (shame) ve bireyci kültürlerin ise “suç” (guilt) ile birbirinden farkllat ifade edilmektedir (Hofstede, 1980). Suç kültürünün yaygn olduu topluluklarda insanlar herhangi bir durumu ihlal ettiklerinde, sosyal düzenin salanmas cezalandrmaya ya da affetmeye baldr. Ancak utanç topluluklarnda hatalarn düzeltilmesi kiisel inkara baldr (Hiebert, 1985). Dier bir deyi ile herhangi bir ihlalde ya da problemli bir durumda içinde bulunulan kültürün ihlale/duruma nasl bir yorum getirdii önemlidir. Bu noktadan hareketle farkl kültürlerde güven ihlali ve yeniden tesisi farkl yorumlanabilir, çünkü güven olgusu tpk utanç ve suç kavramlarnda olduu gibi normatif etmenlerden etkilenmektedir.

Dördüncü unsur ise güvenin Türkiye açsndan önemidir. Örnein 2005 Dünya Deerler Aratrmas’nn sonuçlarna göre, Türkiye 90 ülkenin yer ald güven

(14)

3 

sralamasnda en alt basamaklarda, hatta sondan ikinci basamakta, yer almtr (Medrano, 2007). Bu sonuç sadece 2005 ylnda ortaya çkan veya o dönemdeki etkilerin bir sonucu deildir, çünkü 1994 ylnda yaplan dünya deerler aratrmasnda da Türkiye güven sralamasnda yine sondan ikinci srada yer almtr (Inglehart, 1999). Dier bir deyile, Türkler’in bakalarna olan güveni dier ülkelere oranla oldukça düüktür ve bu düük güven seviyesi uzun süreden beri devam eden bir durumdur. Fukuyama da (1995) dorudan olmasa da benzer bir yorumda bulunmu ve Türkiye’ye benzer dinamikleri olan Çin ve talya gibi ülkelerin düük güven seviyesine sahip olduunu açkça dile getirmitir. Hatta ayn yazar düük güven seviyesinin ekonomik olarak sürdürülebilir rekabeti engellediini de çeitli vakalarla izah etmitir. Makro seviyeden (ekonomik sistem) kurum (örgüt) seviyesine inildiinde “Edelman Trust Barometer” veya “Eurobarometer” gibi çalmalarn Türkiye ile ilgili kurumsal güven analizi oldukça dikkat çekicidir. Özellikle Eurobarometer (2009) raporuna göre, Türkiye’nin en güvenilir kurumlarnn son yllarda deer kaybettii, güvensizliin hem sosyal hem de kurumsal alanda gittikçe artt görülmektedir. Bu sosyal ve kurumsal güven çalmalarndan hareketle Türkiye’de i yerinde güvenin çok yüksek olmad düünülmektedir. Dolaysyla güvensizliin bu kadar yüksek olduu bir ülkede güven ihlallerinin nasl düzeltilmesi gerektii oldukça önem kazanmaktadr.

1.1.2 Neden “Çalanlar aras Güven”?

Bu tez kapsamnda çalanlar aras güvenin irdelenmesinin dört ana nedeni vardr. Birincisi çalanlar aras ilikilerin örgütsel yap içerisinde ihmal edilmesi, ikincisi bu ilikilerin kültürel anlamda da ihmal edilmesi, üçüncüsü çalanlar aras ilikilerin örgüt çapnda yaratabilecei olumlu ya da olumsuz etkilerin yeterince irdelenmemesi ve sonuncusu ise örgütlerdeki ödül sistemlerinin bireysel performanstan grup performansna doru kaymasdr.

Birinci neden uluslararas yazndaki çalmalarn çalanlar aras güven kavramn deerlendirmemesidir (Ferres, Connell ve Travaglione, 2004; Parker, Williams ve Turner, 2006). Frenkel ve Sanders (2007) çalmalarnda bu bulguyu destekleyerek dikey ilikilerin örgütsel çalmalarda arlkl olduunu ve hatta bu nedenle yatay ilikilerin neredeyse ihmal edildiini ifade etmitir. Özellikle örgütsel davrann içinde bulunduu yaln/yatay organizasyon yaplar çalanlar aras ilikileri daha çok desteklemektedir (Rousseau, 1997). Örgütlerde yatay organizasyon

(15)

4 

yaplarnn daha fazla tercih edilmesi beraberinde esnek i tasarmlarn, ilerin alt kademelere devredilmesini, çalanlarn güçlendirilmesini ve çapraz/fonksiyonel takmlarn kullanlmasn gündeme getirmitir (Chiaburu ve Harrision, 2008). Ayrca bu yapdaki deiimler daha çok esneklik ve karlkllk prensipleri üzerinden hareket etmekte ve çalanlarn birbirine güvenmesini gerektirmektedir. Bu tür deiimler ile birlikte çalanlar eskiye oranla daha fazla proaktif davranmak, (Parker, Williams ve Turner, 2006) ve takm için etkili kararlar alp uygulamak zorundadrlar (Lau ve Liden, 2008).

kincisi ise çalanlar aras güvenin sadece uluslararas yaznda deil ulusal yaznda da neredeyse hiç dikkate alnmamasdr (Erdem ve Aytemur, 2009; Wasti, Tan ve Erdil, 2010 hariç). Bunun nedeni, yüksek güç mesafesinin getirdii hiyerarik yaplar örgütler için çok daha önemli görülmütür. Aslnda güç mesafesinin yüksek olduu yerlerde pek dikkate alnmayan bu yatay ilikiler (çalanlar aras ilikiler) örgütler için belirli bir önem tekil etmektedir. Zira yatay ve yaln yaplara doru eilim, yönetim tekniklerinin transferi ile uluslararas irketlerin Türkiye ubelerine de yanstlmaktadr. Transfer edilen yönetim teknikleri genellikle çalanlar yatay ilikilerin etkili olduu yaplara doru hareket ettirmektedir. Yatay ilikilerin önemi sadece uluslararas irketlerin Türkiye ubeleri için deil ulusal irketler için de söz konusudur. Bunun nedeni uluslararas irketlerin Türkiye’deki ubelerinin ulusal i sisteminde yaratt etkidir (Whitley, 1999).  formellemesinin çok yüksek olmad örgütlerde deien i tanmlar ya da çevre koullar belirli i konularnda boluklar yaratmaktadr. Ayrca örgütlerde liderlerin baz zafiyetleri ya da çalanlarn bürokratik yaplardaki kurallar esnek bir ekilde yorumlamas yine belirli i konularnda boluklar yaratmaktadr. Bu yaplar çalanlar aras ilikilerin önem kazanmasna neden olmaktadr. Bu boluklar ancak çalanlar aras ilikilerin iyi bir ekilde ilemesi ile birlikte doldurulabilir. Özellikle Türkiye gibi bir ülkede bozulmann ve yozlamann yüksek, güven seviyesinin en alt düzeyde olduu düünülürse çalanlar aras güven kavram daha da önemli hale gelmektedir.

Üçüncüsü ise çalanlar aras güvenin dier çalanlar da etkilemesi ve örgüt geneline yaylmasdr. Güvenin yaylabilir olmas beinci bölümde de ifade edilen güvenin transfer edilebilir olma özellii ile örtümektedir. Ayrca örgüt içinde çalanlar aras güvenin yaylmas “sosyal takas kuram” (social exchange theory) tarafndan da

(16)

5 

desteklenmektedir. Sosyal takas kuram kiilerin sadece ekonomik deil sosyal içerikli takaslarda bulunduunu iddia etmektedir (Blau, 1964). Ekonomik takas kiisel çkar maksimize edebilecek davranlar, sosyal takas ise kiilerin duygusal (emotional) ve ilikisel (relational) ihtiyaçlarn içermektedir. Ekonomik takaslar sosyal takaslara ve sosyal takaslar da ekonomik takaslara zaman içinde dönüebilir ya da ayn anda varln sürdürebilir. Bu ekonomik ve sosyal takasn süreklilii kiiler aras alveriin karlkl (reciprocal) olmasna oldukça baldr (Molm ve Cook, 1995). Dolaysyla bir taraf dier bir tarafa güvendiinde kar taraf bu güven davranna olumlu cevap (pozitif karlkllk) verecektir. Eer bu etkileim pozitif karlkllk çerçevesinde ileyebilirse güvenin irket geneline yaylabilecei düünülmektedir. Negatif karlkllk çerçevesinde ise tam tersi bir durum ortaya çkmas da mümkündür.

Yatay ilikilerin önemini arttran dördüncü etken ise örgüt içerisindeki ödül ve ceza sistemidir. Örgütlerde daha yatay ve güçlendirilmi i tasarmlar sadece çalanlar aras ilikilerin önem kazanmasna sebep olmamtr, ayrca kiileri birbirine karlkl baml (interdependent) hale getirmitir (Lau ve Liden, 2008). Bu yap da istenilen çktlara ulama aamasnda, kiileri ortak ödül ve cezalara baml hale getirmitir. Bu yap ile çalanlar bireysel çktlar hesap etmenin yannda grup çktlarn da dikkate almaya balamtr. Dolaysyla çalanlarn bu kollektif ödül/ceza yapsnda istedikleri araçlara/yardmlara ulamak için birbirlerine güvenmesi gerekmektedir (Schneider, 1987).

1.2 Tezin Katks

Bu tezin katks be açdan yorumlanabilir. Birincisi ulusal güven yaznna olan katk, ikincisi güven süreciyle ilgili yazna olan katk, üçüncüsü çalanlar aras güven yaznna olan katk, dördüncüsü kültürler aras güven yaznna olan katk ve son olarak da uygulamaya dönük katkdr.

Birinci katk bir dönem belirli bir aratrma alan olarak bile kabul edilmeyen güven kavramnn, nasl örgütsel davran alann en fazla çallan konularndan biri haline geldiinin açklanmasdr. Bu bölüm, bunu aça çkarmak için, hem disiplinler aras (psikoloji, sosyal psikoloji vs.) hem de roller aras (bamsz deiken, arac deiken vs.) bak açsn tarihsel bir çizgide irdeleyecektir. Çünkü bundan sonra yaplacak çalmalarn, ne tür belirsizliklerden kaçnmas gerektii ancak bu ekilde bir

(17)

6 

inceleme ile aça çkarlabilir. Birinci katk içinde deerlendirilebilecek dier bir yenilik uluslararas güven tanm ile Türkiye’deki güven tanm karlatrlacaktr. Bu kyaslama güven tanmnn uluslararas yazndaki tanmla ne kadar örtütüünü ortaya koyacaktr.

kinci katk güvenin bir süreç olarak incelenmesi ve uluslararas yaznda eksiklii hissedilen bir boluu doldurmasdr. Böylelikle bundan sonra güven ihlali ve tamiri konusu ele alnrken güven sürecindeki dier parçalarn izole edilmesinin mümkün olup olmayaca tartlacaktr. Bununla birlikte güven sürecinde yer alan parçalarn birbiriyle nasl balantl olduu ve hangi model üzerinden incelenmesi gerektii izah edilecektir. Bu katk beraberinde uluslararas yaznda pek irdelenmeyen ancak güvenin tamir edilmesinde yararl olabilecek yeni davran biçimlerini de deerlendirmeye alacaktr.

Çalmann üçüncü katks ise odak noktasnn “yönetici” deil “çalan” olmasdr. Odak noktas yöneticiler olan güven çalmalar artk yatay ilikilerin önem kazanmasndan kaynaklanan bir ilgi kaymasndan bahsetmektedir. Yaplan yazn taramasna baklrsa bu konu ile ilgili çok az çalma varlndan bahsedilebilir. stenilen deiime cevap vermek amacyla bu tez “çalanlar aras güven” perspektifini incelemektedir. Yatay ilikiler, günümüzde güçlendirme, yeniden yaplandrma, kurumsal giriimcilik ve çalanlarn eitim seviyelerindeki artlarla birlikte daha da önemli hale gelmitir. Alann en önemli dergilerinden biri olan “Journal of Applied Psychology” yaynlad makalelerden biri ile “çalanlar aras ilikilere” artan ilgiyi açkça ifade etmektedir (Lau ve Liden, 2008). Dolaysyla “çalanlar aras güven” bak açs çalmann önemli katklarndan biridir.

Tezin dördüncü katks, tez güven sürecinin kültürler aras bir ekilde irdelenmesinden ve deiik kültürel örneklemlerin kullanlmasndan olumaktadr. Baz kültürlerde güven kelimesinin yer almamas veya güveni etkileyen faktörlerin farkl alglanmas güven kavramnn deiik kültürlerde ne anlama geldii sorusunu akla getirmektedir (Noorderhaven, 1999). Bu konuya çözüm olarak güven kelimesinin kültürler aras anlam denkliini inceleyen çalmalar olmutur (Huang ve Van de Vliert, 2006). Örnein Türkiye örneklemini kullanan Wasti, Tan, Brower ve Önder’in (2007) çalmas güvenin anlamsal denkliinin olmadn güvene etki eden faktörlerin istenildii gibi operasyonellemediini ortaya çkarmtr. Ancak bu çalmalar güvenin anlamsal denkliinin neden var olup olmadna cevap vermemektedir. Hâlbuki güvenin

(18)

7 

niçin tasarland gibi ölçülemediini açklayan veya güvenin deiik kültürlerde nasl alglandn anlatan çalmalar gerekmektedir.

Yukarda bahsedilen kavramsal yenilikleri ortaya koyabilmek ve baz yaplarn Türkiye’de geçerli olup olmadn daha iyi anlayabilmek için güven kavramn kültürler aras olarak karlatrmak gerekmektedir. Dolaysyla bamsz benlik kavram gelitiren bir kültür olan Hollanda da çalmaya dâhil edilerek kavram daha iyi irdelenecektir. Türkiye’deki kiilerin genellikle karlkl baml benlik ve Hollanda’daki kiilerin bamsz benlik gelitirdikleri düünüldüünde (Triandis, 1995) aratrmann ortaya koymaya çalt deiik yaplar daha net görülecektir.

Bu tezin beinci katks aratrma sonuçlarnn uygulanabilirliidir. Yöneticiler açsndan çalanlarn beklentilerini ve çalanlar aras ilikileri daha iyi anlamak önemli çktlardan biri olacaktr. Çünkü yöneticiler çalanlar arasndaki güven dinamiini iyi anladklarnda davranlarn kimi etkileyeceini, nasl etkileyeceini ve sonuçlarn düzeltilip düzeltilemeyeceini daha iyi kavrayabileceklerdir. Ayrca bireysel ve ortamsal faktörler çerçevesinde aratrma çktlarnn nasl uygulanabilecei deerlendirilebilir. Bireysel faktörlere odaklanmak psikolojik yaplara odaklanmak olduundan, aratrma çktlarnn uygulanmas kiilerin baz temel özelliklerini deitirmesi eklinde yorumlanabilir veya o kiilie sahip insanlarn seçilerek örgütlere alnmas anlamna gelebilir. Bu da nsan Kaynaklar Yönetiminin ie eleman alma sürecini etkileyebilir. Dier bir açdan örgütlerin ve yöneticilerin daha çok kontrolü altnda olan ortamsal faktörlere odaklanmas, çalanlar aras güvene dayal ilikileri dolayl bir yoldan etkileyebilir. Bu tez özellikle bireysel ve ortamsal ayrmn her ikisini de dikkate almaktadr çünkü biryesel ve ortamsal özellikler davran etkiler ve birini dierinden ayrmadan ele almak problemli olmaktadr.

1.3 Bölümler

Birinci bölümde (bu bölümde) temel aratrma sorusu ortaya konmaya çallacak ve neden aratrma sorusunun önemli olduu ifade edilecektir. kinci bölümün birinci ksmnda bütün çalmaya yön verecek olan güven kavram irdelenecektir. Ayrca güvenin neden 2000’lerden önce bir aratrma konusu olarak kabul edilmedii, ancak 2000’lerden sonra hangi deiimlerin etkisi ile en güncel konulardan biri haline geldii açklanacaktr. Bu yaplrken güven kavramna yön veren

(19)

8 

çalmalar dönemsel olarak irdelenecek ve kiiler aras güveni inceleyen çalmalarn tanmlar kategorize edilecektir. Böylelikle son on ylda ortaya çkan uzla noktalar da belirlenmi olacaktr.

kinci bölümün ikinci ksmnda güven sürecinin her üç basama da irdelenecektir (bkz ekil 1). Hem uluslararas hem de ulusal yaznda güven ihlali ile güven tamiri arasndaki iliki net bir ekilde ortaya konulamamaktadr. Bu bölümde güven ihlali ve tamiri arasnda iliki kurulacak ve güvenin bir süreç olduu düünülürek bir model gelitirilecektir. Bu model sosyal bili teorisinden gelen algsal çerçeveleri kullanacak ve güven sürecini bir bütün olarak ele alacaktr.

Üçüncü bölümde aratrma tasarm ile ilgili bilgi verilecektir. Özellikle ikinci bölümün birinci ve ikinci ksm için farkl aratrma tasarmlarnn kullanldndan bahsedilecektir. Bu bölümde nitel içerik analizinin ve veri protokol analizinin neden ve nasl kullanld anlatlacaktr.

Dördüncü bölümde ise aratrma sonuçlar ortaya konacak ve tartlacaktr. Bulgular ve tartma iki eksen etrafnda ekillenecektir. Bunlardan birincisi güvenin nasl tanmland ve ikincisi güven sürecinin modellendii ekilde ileyip ilemedii ile ilgilidir. Daha net bir ekilde ifade etmek gerekirse ikinci bölümde ifade edilen güven tanm ile Türkiye’de görgül verilerden elde edilen güven tanmnn ne kadar birbiriyle örtütüü tartlacaktr. Ayrca aratrma modelinin hangi noktaya kadar desteklendii ve hangi noktalarda problemler olduu irdelenecektir. Ve son olarak da çalmann sonucu belirtilecektir.

ekil 1: Güven Süreci 

(20)

9 

KNC BÖLÜM KAVRAMSAL ÇERÇEVE

2.1. Güven

nsanlarn günlük yaamnn çounun i ortamnda geçmesi ve yapt ilerin dier ilere/kiilere bal olmas, bununla birlikte örgütlerin i doyumunu, örgütsel vatandalk davranlarn iyiletirmeye, igücü devrini ve devamszlklar düürmeye çalmas kiilerin günlük hayatta kulland güven kavramnn i yerinde önem kazanmasna neden olmutur. Hatta o kadar çok aratrlmtr ki, 1980 ile 2010 yllar arasnda sosyal bilimler atf endeksinde yer alan makaleler arasnda, balnda “güven” kelimesi geçen 3462 çalma bulunmaktadr. Bu çalmalarn %18’i (640 makale) 1980-1995 yllar arasnda gerçekletirilirken %82’si (2822 makale) 1995 ylndan sonra yaplmtr. Bu rakamlara dayanarak son on yl içerisinde, örgütsel davran konular arasnda çok az kavramn bu seviyede bir ilgiyle karland söylenebilir.

Yaplan çalmalarda kiiler aras güvenin örgütsel ball (Laschinger, Finegan, Shamian ve Casier, 2000), i memnuniyetini (Cunningham ve MacGregor, 2000) ve örgütsel vatandalk davranlarn (Ferrin ve Dirks, 2002) olumlu yönde etkiledii gözlemlenmitir. Ayrca örgütsel güvenin alglanan örgütsel destek (Ferres, Connell ve Travaglione, 2004), iyeri sapkn davranlar (Thau, Crossley, Bennet ve Sczesney, 2007), çatma yönetimi (Curseu ve Schruijer, 2010) ve iten ayrlma niyeti (Konovsky ve Cropanzano, 1991) ile ilikili olduu vurgulanmtr.

Bu kadar önemli ve üzerine bu kadar çok çalma yaplm bir kavramn nasl evrildiini görmek, bu ksmn temel amacdr. Daha açk bir ifadeyle, bu ksm, kiiler aras güven yaznnn nasl gelitiine ve bu gelimeler nda güven kavramnn ne olduuna odaklanmaktadr. Uluslararas yaznda çok fazla ifade edilmese de, son on ylda belirli güven tanmlarnn akademisyenler tarafndan daha çok kabül gördüü ve daha fazla atf ald ifade edilebilir. Bu da uzlann yaygnlamaya baladn göstermektedir. Uzla güven kavramnn tekilliini deil, güvenin nerede nasl kullanlmas gerektiini izah etmektedir. Dolaysyla bu bölüm, özellikle 2000’li yllara kadar, güven alanna ne tür bir karmaann hâkim olduunu ve sonrasnda güven tanmnda nelerin dikkate alndn vurgulamak istemektedir.

(21)

10 

Güven sürecinin ilk basama olan güven irdelenmi olacaktr. Böylelikle günlük hayatta kullanlan güven kavram ile akademik ve i ortamnda kullanlan güven kavram farkllatrlm olacaktr. zleyen ksmda, önce güven kavramnn tarihsel bir çizgide nasl gelitii tartlacaktr. Bu yaplrken, güvene olan ilginin nasl artt ve bu artn getirdiinin bir karmaa m yoksa bir zenginlik mi olduu incelenecektir. Ardndan, çalmalarda kullanlan tanmlarn ortak noktalar analiz edilecek ve genellikle son on ylda kullanlan güven tanm ifade edilecektir.

2.1.1 Güven Kavramnn Geliimi

Güvenin gerekliliini ve önemini anlatan çalmalar, yaklak elli yl önce balamtr. Deutsch’un (1958), Blau’nun (1964), Lewis ve Weigert’in (1985), Zucker’in (1986) ve Luhmann’n (1979) katklaryla, ilk çalmalar gerçekletirilmitir. Bu çalmalarda güven nedir sorusuna cevap aranm ve güvenin neden örgütsel alan için önemli olabileceini tartlmtr. Bu çalmalar takip eden çeitli aratrmalar (örn. Barber, 1983; Butler, 1991; Sitkin ve Roth, 1993; Zand, 1972), hem görgül hem de baka kavramsal çalmalar tetiklemi ve güvene olan ilginin 1990’larn ortasnda önemli ölçüde artmasna neden olmutur. Bu dönemde meydana gelen gelimeleri Hosmer (1995) de dorulam ve güvenin hem akademik hem de profesyonel çevrelerce artk kabul edildiini vurgulamtr. Çünkü, güvenin birçok örgütsel kavram dorudan etkiledii artk anlalmtr (Rousseau ve dierleri, 1998).

Bununla beraber güven ile ilgili çalmalarn artmasnda, güvenin gerekli bir kavram olmasnn yannda, bir dizi çevresel faktörün etkisi de vardr. Güvenin önem kazanmaya balad 1990’l yllar; irket skandallarnn çkt, takm odakl stratejilerin gitikçe daha çok uyguland, örgütsel yapda organik yaplarn kullanlmaya baland ve örgütler için hzl adaptasyonun kilit bir yetkinlik olduu bir dönemdir. Bu çevresel faktörler ibirliinin önemini arttrm ancak zorla yaplan ibirliinin (örn. ceza sistemi kullanlarak) zararl olduu ortaya çkmtr (Gambeta, 1988). Dolaysyla gönüllü ibirlii (güven kavram) önem kazanmtr (Kramer ve Tyler, 1996).

te bu çevresel faktörler ile akademik ilgi birleince, güven kavramna dair birçok önemli çalma gerçekletirilmitir. “Motivation & Emotion” (Cilt 18 Say 2, 1994) dergisinin güven ile ilgili ilk özel saysn, “Academy of Management Journal” (Cilt 38, Say 1, 1995) dergisinin özel says takip etmitir. Ardndan “Cambridge Journal of

(22)

11 

Economics” (Cilt 21, Say 2, 1997), “Academy of Management Review” (Cilt 23, Say 3, 1998), “Business Ethics Quarterly” (Cilt 8, Say 2, 1998), “Organization Studies” (Cilt 22, Say 2, 2001), “Organization Science” (Cilt 14, Say 1, 2003), “International Journal of Human Resource Management” (Cilt 14, Say 1, 2003), “International Studies of Management and Organization” (Cilt 33, Say 2, 2003), “Personnel Review” (Cilt 32, Say 5, 2003) dergilerinde de özel saylar çkmtr. Özellikle etki faktörü en yüksek olan “Academy of Management Journal” ve “Academy of Management Review” dergilerindeki makalelerin, güven kavramnn geliiminde oldukça kritik bir rol oynadklar iddia edilebilir.

1991-1995 öncesi dönemde güven ile ilgili çalma says periyodik yaynlarla ve özel saylarla artmtr, ancak o dönem ortaya çkan birçok yeni teorik ve metodolojik görü güven kavramn bulandrmtr. Hatta bu öyle bir seviyeye gelmitir ki, güven çalmalarnda kavramsal denklikler karmak bir hal almtr (Golembiewski ve McConkie, 1975; Luhmann, 1988). Lewis ve Weigert (1985) bu karmak durumu ifade ederek, yazndaki güven çalmalarnda teorik bir uyumsuzluk ve tamamlanamam bir durum olduunu belirtmitir. Zucker (1986) de bu konuda hemfikir olmu, çalmalarn, kavramn önemini anladn ancak güveni tanmlamada ortak noktalarnn neredeyse bulunmadn vurgulamtr. Butler (1991) hem güven tanmnda anlamaya varlamadndan, hem de güveni ölçecek herhangi bir ölçein olmayndan yaknmtr. Hosmer (1995) de, güvenin çok önemli bir kavram olduunu, ancak üzerinde anlalm bir tanmn olmadn belirtmitir. Yukarda bahsedilen güvenin dönemsel geliimi Tablo 11’de özetlenmitir.

1

Tabloya konu olan çalmalar sosyal bilimler atf endeksinde yer alan makalelerden ve balnda güven kelimesi geçen çalmalardan olumaktadr. Özellikle aldklar atflarla alana yön verdii düünülen ve örgütsel davran alann dorudan ya da dolayl olarak etkileyen ilk be çalma ifade edilmitir. Deutsch’un (1958) çalmas, 1980 öncesi sosyal bilimler atf endeksinde yer almad için ve Rousseau ve dierlerinin (1998) çalmas ise, editör yazs olarak kabul edildii için, bu iki çalma kiisel gözlemlere dayanlarak eklenmitir. Deutsch’un (1958) çalmasyla ilgili atf says akademik google sayesinde, ancak geriye kalan bütün makalelerin atf saylar sosyal bilimler atf endeksi kullanlarak bulunmutur. Son olarak

(23)

   Tablo 1: Gü ven in D öne ms el Geli  im i Dönemler <=1 980 1 981-1985 1 986-1990 1991 -199 5 1 9 96-2 000 20 01-2 005 200 Yaza r(lar) (A l nan atf say s ) D eutsc h, 1 958 (120 0) Lewis ve W agnert, 19 85 (466) Bra dach v e Eccles, 1989 (42 9) May e r, Davis ve Schoo rman, 1995 (1424) R ouss eau ve die rleri, 19 98 (661) King-C asa s, Tomlin, Anen, Ca m e re r, Qu artz ve Mon tagu e, 20 05 (185 ) Jø sang , Ismail Bo y (2 11) C ook v e W a ll, 1980 (397) R e mpel, H o lmes ve Za nna 1985 (425) Shapiro 1987 (32 6) McAllister, 1995 (719) Mc Knigh t, Cu m m in gs ve C herv any, 19 98 (382 ) D as ve Teng , 20 04 (154 ) Hsu, Yen ve Ch 200 R o tt er , 1980 (275) J ohns on-George v e Swap 1982, (131) Earley , 1 986 (45 ) Hosmer, 1995 (325) R obinso n, 19 96 (382 ) Ary ee, Budhw ar ve C hen 2002 (128) Kim, Fe ve R 200 L a rz elere ve H uston, 1 980 (201 ) R osent hal, Gurney ve Moo re , 1 983 (87) Mis hra ve Morriss ey, 1 990 (37 ) But ler , 199 1 (24 9) J a rv enpaa v e Le id ner, 199 9 (359) Mc Ev ily, Perrone ve Zaheer , 2003 (114) Komiak ve Benbas 200 Kimmel , Prui tt ve Morgan , 1 980 (118 ) Butler ve Cantrell, 19 84 (74) Zaltman ve Moo rman , 1 988 (32 ) Yamagas hi ve Yamagas hi, 1994 (237) J ones v e Ge orge, 199 8 (249) C ox, 2 004 (92 ) Zahe Zaheer, 200 Maka le sa ys 36 1 7 3 2 04 227 48 2 7 9 5 153 Art  oran  -% 380 %17 % 1 1 %112 %65 %71

(24)

13 

Tablo 1’e bakldnda 1990 öncesi dönemde güven kavramna dair ilginin arttn, ancak 1995 ylndan sonra güvene olan ilginin çok daha yüksek bir seviyeye geldii ifade edebilir. Çünkü, 1995’ten sonraki dönemde çalma says %112 artm ve bunu takip eden dört yllk dönemde art oran %60 altna hiç inmemitir. 1991-1995 döneminde yer alan Mayer, Davis ve Schoorman (1995), McAllister (1995), Hosmer (1995) ve Butler’n (1991) çalmalar incelendiinde, bu makalelerin, daha önceki dönemlerde kullanlan tanmlar rafine ettii söylenebilir. Burada bahsi geçen çalmalarn atf saylarna bakldnda ise, aratrmalarn birçounun 1991-1995 ylndaki çalmalara odakland da görülmektedir. Bu nedenle, güven çalmalarnda, üzerinde uzlalabilecek bilgilerin daha çok bu dönemde ortaya çkt, ancak bu bilgilerin ilk ortaya çknn yine daha önceki çalmalara dayand söylenebilir.

Dikkat edilirse, Tablo 1’de sunulan bilgiler ile yaznda söylenenler örtümektedir. Özellikle güvene olan ilginin artt 1980 öncesi ile 1990 arasndaki dönemde, karmakln yüksek olduu iddia edilebilir. Her ne kadar 1991-1995 arasndaki yazn oldukça ses getirse de, bu dönemdeki yaynlarn kabul görmesi 2000’li yllara tekabül etmektedir. Dolaysyla, güven kavram ile ilgili tartmalar, 1950’lerde (Deutsch, 1958) balamasna ramen, 2000’li yllara kadar, evrensel olarak kabul edilmi bir tanmn hala bulunmad vurgulanmaktadr (Kramer, 1999).

Aslnda, 2000’li yllara kadar süren yazndaki bu dank görüntünün sebebi, özellikle de psikoloji, sosyal psikoloji, sosyoloji ve ekonomi gibi disiplinlerin kendilerine has bak açlarnn olmas ve cevaplamak istedikleri sorularn birbirlerinden farkl olmasdr. Aslnda her bir disiplinin sahip olduu varsaym, teori ve yöntemler bazen birbirine ters düünceleri savunabilecei gibi birbirini tamamlayan bak açlarn da destekleyebilmitir (Doney, Cannon ve Mullen, 1998). Ancak Kramer’in (1999) de ifade ettii gibi, farkl disiplinler kendi alanlarndan yola çkarak güveni açklamaya çalmlar ve bu da güvenin bütününe deil ancak baz özelliklerine odaklanlmasna neden olmutur.

Deiik disiplinlerin bakn ifade etmek gerekirse; ekonomi disiplini, güveni, frsatçln az olduu ve kiinin kendi faydasn maksimize etmeye çalt davranlar olarak yorumlamtr (Williamson, 1993). Bunun da örgütlerdeki ilem maliyetini düürecei vurgulanmtr (Bradach ve Eccles, 1989). Bu nedenle ekonomistler güveni ya hesap edilen (Williamson, 1993) ya da kurumsal (Rousseau ve dierleri, 1998) bir

(25)

14 

olgu olarak ele almlardr. Bu bak açsna göre güven, kontratlar yaplandrma olana veren ve kiileri istenilen davranlar gerçekletirip gerçekletirmemesine göre ödüllendiren/cezalandran bir yapdr (Bhattacharya, Devinney ve Pillutla, 1998). Dolaysyla ekonomistler güveni, daha çok davransal olarak ele alm ve çalmalarda ibirlikçi davran olarak operasyonelletirmitir (Craswell, 1993).

Ekonomistler maliyet ve fayday ön planda tutarken, psikologlar ise, tutarl ve yardmsever davranlar dikkate almaktadr (Doney, Cannon ve Mullen, 1998). Psikologlar, güvenen kiinin özelliklerini ve güvenilen kiinin nasl alglandn dikkate almaktadr (Rotter, 1971; Rousseau ve dierleri, 1998). Geleneksel olarak güveni, bireyin karakteristik bir özellii olarak görürler (örn. Rotter, 1971, 1980). Bu nedenle, çevresel faktörler yerine baskn kiilik özellikleri ile ilgilenirler (Bhattacharya, Devinney ve Pillutla, 1998). Kiilerin çocukluktan itibaren örenme yoluyla çeitli beklentiler gelitirdiklerini ve bunun davranlarn ekillendirdiini savunmaktadrlar (Orbell, Dawes ve Schwartz, 1994). Buna genel olarak “güvenme eilimi” (trust propensity) denilmitir (Mayer, Davis ve Schoorman, 1995). Dolaysyla psikologlar güveni, bir insann bir dierine güvendii ya da güvenmedii bir olay olarak ele almaktadr (Rousseau ve dierleri, 1998). Tablo 1’de psikoloji disiplininin popüler olduu 1985 öncesi dönemine bakldnda Rotter (1980), Johnson-George ve Swap (1982), Rosenthal, Gurney ve Moore (1983), Kimmel, Pruitt ve Morgan (1980), ve Rempel, Holmes ve Zanna’nn (1985) çalmalar dikkat çekmektedir. Bu çalmalar güveni bir kiilik özellii olarak ele almaktadr.

Bununla beraber sosyal psikoloji disiplini güvene beklenti çerçevesinden bakar ve güveni iki kii arasnda ortaya çkan özellikli bir durum olarak düünür (Bhattacharya, Devinney ve Pillutla, 1998). Psikoloji disiplini çocukluktan itibaren gelen ve ekillenen beklentileri dikkate alrken sosyal psikoloji disiplini kiiler arasnda gelien beklentileri irdelemektedir. Bu disiplin güveni balamsal faktörler çerçevesinde tanmlarken ayn faktörlerin güven geliimini etkileyeceini de anlatmaktadr (Bhattacharya, Devinney ve Pillutla, 1998; Lewicki ve Bunker, 1996). Tablo 1’e bakldnda Larzelere ve Huston (1980) ile Butler ve Cantrell’in (1984) sosyal psikolojik perspektifi temsil ettii düünülebilir.

Dier bir yandan, sosyolojik perspektif, güveni, kiiler ya da kurumlar arasndaki ilikilerin sosyal bir özellii olarak alglamaktadr (Fukuyama, 1995; Granovetter, 1985;

(26)

15 

Sabel, 1993). Bu nedenle sosyologlar kurumlar incelemekte ve kurumlarn insanlar üzerinde belirsizlii ve endieyi nasl azaltabileceini incelemektedirler (örn. Zucker, 1986). Tablo 1’e bakldnda Lewis ve Wagnert (1985) ile Shapiro’nun (1987) sosyolojik perspektifi temsil ettii ifade edilebilir.

Pfeffer (1993), iletme alannda, güvene dair bu kavram karmaasna son vermenin önemine deinmi ve güven konusunda u ana kadar herhangi bir uzlamann olmayn, bilimsel gelimenin önünde bir engel olarak nitelendirmitir. Rousseau ve dierleri (1998) ise bu bölünmü yapy inceleyerek, kavramda hangi noktalarda uzlama olabileceine deinmitir. Bu yazarlar yazndaki dankl güvenin disiplinler aras bir kavram olmasnn yannda, çeitli düzeylerde var olabilmesine de (birey, grup, örgüt ve kurumsal) balamtr. Shapiro da (1987) güvenin tanmndaki karmaann, sadece yaznda birçok farkl tanmn var olmasndan deil, ayn zamanda güvenin deiik düzeylerde betimlenmesinden kaynaklandn ifade etmitir. Bu kapsamda, güvenin düzeyleri de tartlabilir, ancak güven düzeylerinin ortaya çkmas aslnda yine disiplinlerin farkl olmasyla ilgilidir. Örnein; ekonomistler ve sosyologlar, genellikle örgütsel ve kurumsal düzeye odaklanrken, sosyal psikologlar ve psikologlar bireylere ve bireyleraras ilikilere odaklanmaktadr.

Bununla birlikte, karmakln sebebi, güvenin örgüt içinde oynad rollerle de (bamsz, biçimleyici, arac deiken gibi) ilgili olabilir (Rousseau ve dierleri, 1998). Güven kavramnn geliimi örgüt içinde oynad role göre deerlendirildiinde güven, çktlar dorudan ya da dolayl yoldan etkileyen bir deiken olarak ele alnabilir. Dirks ve Ferrin’in (2001) gerçekletirdii çalma bize, güvenin bu iki rol çerçevesinde ekillendiini ifade etmektedir. Daha detayl bir ekilde belirtilirse, görgül çalmalarn %90’ güvenin, örgüt içinde çktlar dorudan etkileyip etkilemediini incelemitir. Yazarlar, yaptklar aratrmada örgütsel vatandalk davran ve bireysel performans dnda, güvenin, davransal ve performans çktlarn dorudan etkilediine dair aratrmalarn birbiriyle tutarl bulgulara ulamadn ifade etmilerdir. Bununla birlikte, güvenin, i yerindeki tutumlar ve inançlar dorudan etkilediini de belirtmilerdir. Güvenin, dolayl yoldan etkisine deinen çalma says çok az olmasna ramen, baz deikenler üzerinde biçimleyici etkisinin olduu anlalmtr. Örnein güvenin grup performans üzerine biçimleyici etkisi olduu anlalmtr. Burada tekrar ifade edilmesi gereken bir durum vardr ki, güvenin çounlukla dorudan etkilerinin çallmas dolayl

(27)

16 

etkilerinin varln yadsmamaktadr. Bigley ve Pearce’n (1998) not ettii gibi, güven konusunda problem odakl yaklam her zaman daha salkl çözümler verecektir. Bununla birlikte, güvenin, örgüt içinde deiik rollerinin olmas güven yaznndaki farklln ve zenginliin bir göstergesi olarak düünülebilir.

Tablo 1’de de gösterildii gibi, 1990’lara kadar yaanan kaos, güvenin hem disiplinler aras, hem de roller aras bir içerie sahip olmasndan kaynaklanmaktadr. Ancak 1993’de “Academy of Management” kapsamnda gerçekletirilen güven sempozyumu (Kramer, 1994) ve bunun bir ürünü olan “Academy of Management Journal” dergisinin 1995’deki özel says, alandaki karklk ile ilgili deiik görüler içermektedir. Bu özel say güven yaznnn sorduu sorulara yeni bir cevap olarak deerlendirebilir. Çünkü bu dönemden sonra çalmalarn says oldukça artm ve atflarn birçou bu dönemdeki makalelere odaklanmtr. Bunun sebeplerinden bir tanesi, alandaki baz yazarlarn, farkl disiplinlerin ya da farkl rollerin getirdii kavramsal karmaay bir zenginlik olarak ele almasdr. Lewicki ve Bunker (1996), yaznda var olan baz problemleri, alann tamamna mal etmenin doru olmadn ve bilimsel bilgi birikimi açsndan güven kavramnn tekilletirilmesinin ya da, güvene olan farkl bak açlarnn ortadan kaldrlmasnn bir çözüm olmadn belirtmitir. Bhattacharya, Devinney ve Pillutla (1998) da güven yaznndaki karmaann, kavram çok daha net çizgilerle belirleme isteinden kaynaklandn ifade etmitir. Ayn yazarlar, görgül olarak bir kavram ölçülecei zaman, kesin çizgilerin gerekli olduuna, ancak bunun kavramsal zenginlie de engel olmamas gerektiine deinmitir. Bigley ve Pearce (1998) da çalmalarnda, yazndaki karmaay örgüt biliminin önünde bir engel olarak görmediklerini açkça ifade etmitir. Rousseau ve dierleri (1998) güven tanmn birletirme arzusunun, aslnda bütün çalmalarda bulunduunu, ancak bunun geçici bir çaba olduunu, önemli olann, güvenin çallaca balam iyi bilmek olduunu belirtmitir. Bigley ve Pearce (1998) bu görüü desteklemi ve çalmalarn, yazndaki bu zenginlii bir avantaj olarak kullanabileceine iaret etmitir. Bunun için yaplmas gereken, farkllklara odaklanarak aratrma programlarnn gelitirilmesi ve sonuçlarn karlatrlmasdr. Kramer (1999) de benzer düünceleri savunmu ve güven ile ilgili üzerinde uzlama salanm bir tanm olmamasna ramen, faydal olann, bu farkl tanmlar farkl balamlarda nasl kullanlacan bilmek olduunu belirtmitir.

(28)

17 

Özetlemek gerekirse; güvenin insani ilikiler kadar, en az örgütsel çalmalar için de önemli olduu ortaya çkmtr. Bu önemin artmas ile birlikte, yaplan aratrmalar da artmtr. Bu çalmalarn, farkl disiplinleri temel almas, güveni hem disiplinler aras bir kavram haline getirmi, hem de yaznda anlam karmaasna yol açmtr. Ancak bu karmaann sanlann aksine, problem olmayaca, hatta alana zenginlik kataca da iddia edilmitir. Buna istinaden, güvenin birden çok düzeyde var olduu, farkl rollere sahip olduu ve yazn oldukça ekillendirdii belirtilmitir. Farkl bak açlarnn getirdii karmaann giderilmesini savunanlar olduu kadar, bu farkll avantaj olarak kullanp, güvenin yer ald balamn çallmas gerektiini savunanlar da mevcuttur.

2.1.2 Güven Tanmlarndaki Uzla Noktalar

Güven ile ilgili 1958-2010 yllar arasnda yaplan teorik çalmalar incelendiinde kiiler aras düzeyi ilgilendiren krktan fazla tanmn yapld görülmektedir. Bu tanmlar, kendi içerisinde önemli öelere göre snflandrldnda, aadaki Tablo 22 ortaya çkmaktadr.

Snflandrma sonucu ortaya çkan Tablo 2’de yer alan kavramlar genelde güvenin ne olduuna, nasl gerçekletiine veya ne zaman ortaya çktna odaklanmaktadr. Güvenin ne olduunu anlatan kavramlar arasnda, beklenti, frsatçlk, incinebilirlik, inanç, tutum, raz olmak, emin olmak ve/veya psikolojik durum yer almaktadr. Güvenin nasl gerçekletiine bakldnda ise, genellikle bir eye dayanma ya da bir nedene bal olma temalar ortaya çkmaktadr. Bununla birlikte, güvenin hangi koullarda ortaya çktna deinen tanmlar vardr ve bunlar arasnda, kontrol, risk, belirsizlik gibi kavramlarn sklkla geçtii görülmektedir. Dolaysyla, tablodaki kavramlar çizgisinde, ilk önce güvenin ne olduu, nasl gerçekletii ve hangi durumlarda ortaya çkt irdelenecektir.

2

Tablo 2’ye konu olan çalmalar sadece kavramsal makaleler ve kavram geçerleme aratrmalar olmutur. Tablo 2 oluturulurken tek amac görgül balantlara ulamak olan aratrmalar dikkate alnmamtr. Tabloya konu olan çalmalar, sosyal bilimler atf endeksinde yer alan, balnda güven kelimesi geçen teorik makalelerden, ölçek geçerleme çalmalarndan ve yazn taramasnda oldukça atf alan kitaplardan olumaktadr. 1958 ile 1994 arasnda, güven ile ilgili sosyal bilimler atf endeksinde yaynlanm bütün makaleler ve kitaplar (kitap içi bölümler dâhil) incelemeye alnrken, 1995-2010 arasnda, sadece sosyal bilimler atf endeksinde yaynlanm ve örgütsel davran alannda en üst katmanda yer alan dergiler dikkate alnmtr. Bunlar arasnda, “Journal of Applied Psychology”, “Academy

(29)

   Tablo 2: Gü ven i Olut u ran Öne mli Öeler Kavraml ar Yaza rl ar Bekl enti Rotter, 1 971 Griff in , 1967 Gaba rro, 19 78 Barber, 198 3 Rempe l, Holmes v e Za n na, 1985 Zuck er, 198 6 Das gupta, 1 988 Gam b ett a, 1988 Bra dach v e Ec cles , 198 9 Boo n v e Holmes, 1991 Fu kuy a m a , 19 95 Ma y e r, Dav is ve Schoo rman , 1 995 Lewicki ve Bunker, 1996 R obins on, 1 996 Lewicki, McA llister ve Bi es, 1998 Bh attac harya, D evinn ey ve Pillu 1998 Rousse au v e di erleri, 1 9 98 Whitener , Br odt v e Korsga ard, Wiese lquist, R usbu lt, Fo s te r A g n e w , ( 1 99 9) Tutum Luhma nn, 1 9 7 9 J one s ve George, 19 98 Nootebo om, 2002 Ps ik ol oji k durum Sitk in v e R o th , 199 3 Rou ss eau v e di e rleri, 1 998 J one s ve George, 19 98 Kramer, 1999 nanç Sitk in v e R o th , 199 3 R obins on, 1 996 C u mmings v e Bro mile y, 1996 McKnight, Cummings v e Che 1998 Whitener , Br odt v e Korsga ard, nci nebili rli k Deu ts ch, 19 58 Gaba rro, 19 78 Sabel, 1993 Ma y e r, Dav is ve Schoo rman , 1 995 C u mmings v e Bro mile y, 1996 D oney, Ca nnon v e Mullen, 1998 Rous se au v e di erleri 1 998 Whitener , Br odt v e Korsga ard, Emin o lm a k Boon ve Ho lmes , 19 91 Moorman , Z a lt man v e Des hpan dé , 199 2 McA llister, 1995 Lewicki ve B unk er, 1 996 Lewicki, McA llister ve Bi es, 1998 Frsatç l k Bradach ve Eccles, 1989 Wi lliamson, 1993 Cras well, 1993

(30)

   Kavraml ar Yaza rl ar Raz olm ak Moorman , Z a lt man v e Des hpan dé , 199 2 Hosm er , 1995 May e r, Davis ve Schoorman , 1995 McA llister, 1995 Mc Kn ig ht, Cummings v e C hervan y , 1 998 Whitener , Br odt v e Korsga ard, Rous se au v e di erleri, 1998 Sübj ekti f Olaslk Kee ve Kn o x ,1970 Gam b ett a, 1988 Bh attac harya, D evinn ey ve Pillu 1998 Day anmak Rotter, 1 971 Griff in , 1967 Schlenk er, Helm ve Tedes ch i, 1 973 Cole m a n, 199 0 Fuku y a ma , 1995 C u rrall v e Judg e, 199 5 Ma y e r, Dav is ve Schoo rman , 1 995 H osmer, 19 9 5 McA llister, 1995 Bhattacharya, De vinney ve Pillutla, 1 998 Done y , C annon v e M u lle n, 199 McKnight, Cummings v e Chervan 1998 Rous se au v e di erleri 1 998 Whitener , Br odt v e Korsga ard, Kontrol Deu ts ch, 19 58 D asg upta, 1 9 8 8 Ma y e r, Dav is ve Sch oorman Risk Griff in , 1967 Schlenk er, Helm ve Tedes ch i, 1 973 Luhma nn, 1 9 7 9 Boo n v e Holmes, 1991 C o leman, 1990 C u rrall v e Judg e, 199 5 Ma y e r, Dav is ve Sch oorman Lewicki ve B unk er, 1 996 Sh eppard v e Tuch in sk y , 19 96 Bel irsizli k Schlenk er, Helm ve Tedes ch i, 1 973 Bhattacharya, De vinney ve Pillutla, 1 998

(31)

2.1.2.1 Beklenti

“Güven nedir” sorusuna cevap arandnda “beklenti” kavram ortaya çkan ilk cevaplardan birisidir. Hatta “beklenti”, güven tanmnda en fazla ifade edilmi kavramdr. Tabloda, beklentiye atfta bulunmu yazarlar, belirli bir tarih çizgisi içerisinde incelendiinde, beklenti kavramnn, gelien güven yaznnda her zaman yer bulabildii görülmektedir. Beklenti kavram o kadar çok kabul görmütür ki yazarlar, beklenti sözcüünü, “genelletirilmi beklenti” (generalized expectations), “olumlu beklenti” (positive expectations), ya da “paylalm beklenti” (shared expectations) gibi farkllatrmlardr. Dolaysyla birçok tanmda beklenti sözcüü yer alsa da, deiik tür beklenti vurgusu güven tanmlarn da deitirmitir. Beklenti kavramna ilk deinen yazarlardan biri olan Rotter (1971, 1980) güveni bir birey ya da grup tarafndan, baka bir birey ya da grubun sözlü ya da yazl beyanna dayal olarak gelitirilen bir beklenti olarak tanmlamtr. Ayn yazar, insanlarda beklenti kavramnn, önceki deneyimler ve dier insanlar ile ilgili inançlar ile gelitiini ifade etmitir.

Dolaysyla, deneyimlerden yola çkarak belirli bir inan gelitirmek ve bunu iletiime geçilecek dier insanlara uygulamak, güvenin, daha çok bir kiilik özellii olduunu göstermitir (Rotter, 1980; Wieselquist ve dierleri, 1999). Genelletirilmi beklentilerin, genel olarak psikoloji disiplininin hâkim olduu dönemde (örn. Rempel, Holmes ve Zanna, 1985; Rotter, 1971, 1980) kullanld görülmektedir.

Güvenin genelletirilmi beklenti ya da kiisel bir özellik olarak ele alnd söylenmekle birlikte bu tarz bir yaklamn güvenin, durumsal ve etkileimsel özelliini indirgediine ve güveni eksik tanmladna deinilmitir (Bhattacharya, Devinney ve Pillutla, 1998; Doney, Cannon ve Mullen, 1998). Butler (1991), yapt çalmada, genel tutumlara kyasla özellikli durumlarn örgütlerde daha belirleyici olacan belirtmitir. Kavrama yöneltilen bu eletirilerin etkisiyle, özellikle 1990’lardan sonra, genelletirilmi beklentinin yerine olumlu beklentilerin kullanld görülmektedir.

Olumlu beklentiler; bir kiinin kar tarafn yapmasn düündüü davran, tutum veya niyet olarak ifade edilmektedir. Örnein; Lewicki ve Bunker (1996) çalmalarnda güveni, risk karsnda bakalarnn motivasyonu hakknda, pozitif beklenti içinde olmak olarak ifade etmitir. Bu beklentiler ödül veya cezaya bal olursa hesaba dayal güvenden, dier kiilerin davranlarn tahminlemeye dayal olursa bilgiye dayal

(32)

güvenden ve beklentiler bakalarnn istek ve niyetlerini içselletirmeyi içeriyorsa özdelemeye dayal güvenden bahsedilmektedir (Shapiro, Sheppard ve Cheraskin, 1992). Beklentileri bu tür kategorilere bölmek eletirilse de (Bhattacharya, Devinney ve Pillutla, 1998; Jones ve George, 1998), kategorilemenin beklentinin içeriine deiik konular tarafndan ekil verebilecei düünülmektedir (Kramer, 1999).

Çalmalarn bazlar, olumlu beklentiler yerine, sadece beklentiler sözcüünü kullanmay tercih etmitir. Örnein Barber (1983), güven tanmnda sadece beklenti sözcüünü kullanrken Rousseau ve dierleri (1998), olumlu beklenti kelimesini kullanmtr. Yazndaki tanmlar detayl bir ekilde irdelendiinde, “olumlu beklenti” ile “beklenti” arasnda herhangi bir fark bulunamamtr. Ancak baz çalmalarda olumlu sözcüünün, beklenti ile deil, fayda ile kullanld görülmütür. Örnein; Gambetta (1998) ve Bhattacharya, Devinney ve Pillutla (1998), güven tanmnda, pozitif çktlar (veya negatif olmayan) ile ilgili beklentileri dile getirmilerdir. Olumlu beklentiler kavramna dönülecek olursa beklenti, güvenme davrannn sonunda ortaya çkan fayda ile deil, davrann istenilen yönde olup olmamasyla ilgilidir. Dolaysyla bu bölümde her iki kavram edeer tutulacaktr.

Beklenti kelimesine deiik açdan yaklaanlar da vardr. Örnein; Zucker, (1986), çalmasnda “paylalan beklenti”lerden bahsetmitir. Yazar güveni, belirli bir etkileime dâhil olan taraflarn, sahip olduklar bir dizi ortak beklenti olarak tanmlamtr. Ona göre güven; süreç temelli, karakter temelli ve kurumsal temelli olmak üzere üç ekilde olabilmektedir. Bu tez bireyler aras düzeye odakland için sadece süreç ile karakter temelli güvene deinilecektir. Süreç temelli güven; güvene konu olan beklentilerin nasl yerine getirileceini incelerken, karakter temelli güven; insanlarn sözlerini tutup tutmadklarn incelemektedir. te bu iki aama, beklentilerin nasl olutuunu ve bunlarn gerçekletirilip gerçekletirilmediini anlatmaktadr. Zucker’den (1986) baka Kee ve Knox (1970), Barber, (1983), Gambetta (1988) da, güven kararnn karlkl baml koullarda ortaya çktn ve her iki tarafn da farknda olduu ortak kararlar içerdiini belirtmitir.

Yukardaki çalmalar beklenti kelimesi üzerindeki vurguyu arttrmakla birlikte beklentilerin paylaldn iddia ettii durum ise tartmaldr. Çünkü bir beklentinin paylalmas demek her iki tarafn da üstünde mutabk olduu davranlarn gerçeklemesi demektir. Bununla birlikte her beklentinin paylalm olmasn istemek

(33)

ise mümkün deildir, zira kiiler aras düzeyde beklentilerin mutlaka paylalm olmasn gerektiren herhangi bir sebep yoktur. Bununla beraber kiiler aras ilikilerde her beklentinin paylalm olmas, psikolojik kontratlar ile örgütsel güven arasnda farklln kalmayacana iaret etmektedir. Benzer eletirileri alan Robinson (1996), psikolojik kontratlar ile örgütsel güvenin ayn kavram olmadn belirtmitir ve güvende oluan beklentilerin illa yazl olmasna gerek olmadna, beklentilerin geçmi deneyimler ve/veya sosyal normlarla oluabileceine deinmitir. Ayrca yine Robinson’un (1996) çalmasyla, psikolojik kontratlarn söz verilmi beklentilerden olutuu ve güvenden farkl olduu görgül olarak da belirtilmitir. Dolaysyla paylalm beklenti kavram kiiler aras güven ilikilerinde doru bir tanmlama olmamaktadr.

Beklentiler ile ilgili söylenebilecek bir dier konu ise, beklentilerin ahlaki yönüdür. Felsefi yaklamlar gözeterek, yazn kritize eden Hosmer (1995) güveni, bir bireyin/grubun/firmann, bir görevi gönüllü olan kar tarafn yapmasn ve bunu yaparken de haklarn korumasn beklemesi olarak ifade etmektedir. Aslnda yazar, güvene etik açdan bakarak, rasyonelletirilebilir davran beklentisi gibi yaklamtr (Kramer, 1999). Yazara göre güven, etik prensiplerin analizine dayal, ahlaki açdan doru olan kararlardr. Ancak Burt ve Knez (1996) bu duruma kar çkm ve güvenin beklenen ibirlii olduuna, bunun da etik ile ilgili olmadna, ofis politikasyla ilgili olduuna deinmitir.

Ksaca, güvenin bir kiilik özellii olarak görülmesi, psikoloji disiplininin etkisiyle gerçeklemitir. Ancak bu yaklam durumsal ve etkileimsel faktörleri pek dikkate almamtr, dolaysyla beklentilerin genelletirilmesi olanakl deildir. Felsefi açdan yaklaldnda güven, ahlaki bir eilim olarak görülmektedir. Ancak ofis politikalar nedeniyle, güvenin, istenilen ekilde olmayaca ifade edilmitir. Ayrca güvenin, dâhil olan taraflarn paylam olmas gerektii beklenti olarak tanmlanmas, bireyleraras ilikilerdeki, yazl ve sözlü olmayan beklentilerin varl ile çelimektedir. Dolaysyla, olumlu beklentilerin ya da sadece beklentilerin, güven tanmnda dikkate alnmas gerektii ifade edilebilir. Bununla birlikte güven kavram beklenti kavramndan daha fazlasn ifade etmektedir. Güvenin dorudan beklenti ile e deer olduunu düünmek ise yanltcdr.

(34)

2.1.2.2 Tutum ve nanç

Güvenin ne olduu konusunda beklentinin önemini anlatan çalmalar, ilerleyen dönemlerde, beklentilerin altnda yatan nedenleri de tartmaya açmtr. Özellikle güvenin davransal olarak operasyonelletirilmesi (örn. Deutsch, 1958), davrantan önce gelen aamalarn da gündeme gelmesine neden olmutur. Davrana yön verdii düünülen tutum, inanç gibi psikolojik kavramlar son dönemlerde oldukça aratrlmtr. Baz yazarlar çalmalarnda güveni göreceli olarak “bilgilendirilmi bir tutum” (informed attitude) olarak (örn. Michalos, 1990) baz yazarlar ise güveni, bir bireyin ya da bir grubun sahip olduu inanç olarak tanmlamlardr (örn. Cummings ve Bromiley, 1996). Bununla birlikte, dier baz yazarlar güveni tutum ya da inanç olarak belirtmekle kalmam, psikolojik bir kavram olarak nitelendirmitir. Örnein Jones ve George (1998) güveni, güven tecrübesine konu olan bilisel ve duygusal öeler arasnda etkileim olan bir kavram olarak tanmlamtr.

Güveni bir tutum olarak ele alan çalmalar irdelendiinde tutumun, bilisel, duygusal ve davransal boyutlar ile ele alnd görülmütür. Bilisel güven bir kiiye güvenmeden önce kiilerin genellikle fayda-zarar analizi yaptklar görüüne dayanmaktadr. Bilisel güven daha çok rasyonel bir tabanda hareket etmekte ve kime, hangi artlarda ve ne kadar güvenilmesi gerektiine karar vermektedir. Fazla miktarda bilisel güvenin sadece hesaba ve çkara dayal ilikiler yaratabilecei vurgulanmaktadr. Duygusal güven ise özellikle Lewis ve Wiegert (1985) ve McAllister’n (1995) etkisiyle gündeme gelmi ve bu güven türünün kiilerin birbirlerini yeteri kadar tandklar zaman ortaya çkaca düünülmütür. Fazla miktarda duygusal güvenin irrasyonel olabilecei ve özdelemeye dayal hareketlerin ortaya çkabilecei vurgulanmaktadr. Kültürler aras çalmalar ile birlikte güven boyutlar irdelendiinde güvenin her zaman bilisel bir çizgide olmayaca, duygusal öelerin de, güveni oluturabilecei bulunmutur.

Güvenin bir tutum mu yoksa bir inanç m olduu sorusunu yantlamaya çalan aratrmaclar, genellikle tercihlerini her ikisini içerebilecek yaplardan yana kullanmlardr. Yazarlar tutum ve inançlar kesien kümeler olarak düünmekte ve bunlarn psikolojik bir durumun alt kümesi olduunu düünmektedirler (Kramer, 1999). Bu nedenle tutum, inanç, ve psikolojik yaplar, psikolojik durumun altnda toplanabilir. Örnein Rousseau ve dierleri (1998), güveni bir tarafn gösterecei iyi niyete ve/veya

(35)

olumlu davrana dayanarak dier bir tarafn incinebilirlie raz olmasn kapsayan psikolojik bir durum olarak tanmlamtr. Kramer (1999) de, güveni, psikolojik bir durum olarak tanmlamakta ve güven kavramnda iç içe geçmi birçok bilisel sürecin olduundan bahsetmektedir. Dirks ve Ferrin de (2001) yaptklar çalmada güveni psikolojik bir durum olarak ele almtr.

2.1.2.3 ncinebilirlik ve Frsatçlk

Baz yazarlar ise güvenin ne olduunu, onun yokluunda insann bana gelebilecekler olarak nitelendirmektedir. Güvenin ihlal edilmesi ya da güvenin boa çkmas durumunda, “incinebilirlik” (vulnerability) ya da “frsatçlk”n (opportunism) ortaya çkaca düünülmektedir. ncinebilirlik kavram birçok tanmda ortaya çkan ve oldukça kabul görmü bir kavramdr. ncinebilirliin güvenin en önemli parçalarndan biri olduu, yazarlarn bu kavram her dönem vurgulamasndan da anlalmaktadr (bkz Tablo 2). ncinebilirlik, bir kiinin herhangi bir durumda güvenmekten dolay yaayabilecei zararlar ifade etmektedir. Güven ile ilgili süreçte, iki tür zarardan bahsedilmektedir. Birincisi kiinin güvenmemeyi seçerek belirli bir zarara uramasdr. kincisi ise; bir kiinin güvenme davrann sergilemesinden sonra güvenin boa çkmasyla ortaya çkabilecek zarardr. ncinebilirlik kavram ise bir kiinin güvendikten sonra kar tarafn hareketlerine kar savunmasz hale gelmesini ifade etmektedir. Güvenen kii incinebilirlie maruz kalmaktadr. Deutsch (1958), güven kavramn örgütsel alana tayan ilk yazarlardan biri olarak incinebilirliin basit bir zarar görme olay olmadn, kiinin güvenme durumunda görecei zararn, güvenmeme durumunda görecei zarara oranla çok daha yüksek olacan ifade etmitir.

“Savunmaszlk” ise “incinebilirlik” ile e anlaml kullanlmaktadr ancak, incinebilirlik, birey ya da grup düzeyindeki güven olgusunu daha iyi anlatmaktadr. Bunun nedeni incinebilirliin hem bilisel hem de duygusal içerii çartrmasdr. ncinebilirlik kavram örgütsel düzeyde ele alndnda, örgütlerin incinmesi duygusal ekilde deil sadece bilisel ekilde olabilir. Dolaysyla, örgütsel düzeyi de kapsama gayretinde olan çalmalar için, savunmaszlk kavram daha genel geçer bir ifade olacaktr. Bununla birlikte birey düzeyine hitap eden çalmalar için incinebilirlik daha iyi bir ifade olacaktr.

(36)

ncinebilirlik kavram, ekonomik perspektiften ele alndnda, frsatçlk kavram ortaya çkmaktadr. Örnein; Bradach ve Eccles (1989), güveni, kar tarafn frsatç ekilde davranaca korkusunu ortadan kaldran beklenti olarak tanmlamtr. Williamson (1993) ise, güvenin, rasyonel bir karar olduunu ve frsatç düüncelerden oldukça etkilendiini iddia etmitir. Kar tarafn kendi çkarlarn maksimize eden bir seçenei seçmesi ve güvenen kiinin zarara uramas, sadece ekonomik açdan deerlendirilmeyebilir. Güven ihlali, güvenen kiinin sosyal imajn zedeleyebilir, kiide stres yaratabilir hatta kiinin sosyal kimliini tehdit edebilir.

2.1.2.4 Dayanmak

Güvenin nasl gerçekletiini anlatmak isteyen yazarlar, sklkla “dayanmak” (rely on, base on, on the basis of) kelimesine deinmilerdir. Tanmlara bakldnda, bir eye dayanmak, beklenti kavramndan sonra en çok kabul görmü yaplardan biridir. Tarihsel bir çizgi içerisinde irdelediimizde, her dönem kabul görmü bir sözcük olduu da anlalmaktadr (bkz Tablo 2). Dayanmak, bir tarafn kar tarafa güvenebilmesi için kiinin baz noktalar dikkate almasn ifade etmektedir. Bu noktalar davran (örn. Deutsch, 1958), karakteristik özellikler (örn. Griffin, 1967), i performans (örn. Coleman, 1990) veya olumlu beklentiler (örn. Lewicki ve Bunker, 1996) olabilir. Örnein; Schlenker, Helm ve Tedeschi (1973), kiiler aras güveni, “belirsiz durumlarda kar tarafn verdii bilgiye dayanarak i yapmak ve sonuçlarla ilgili riskleri kabul etmek” olarak tanmlamtr (italik yaz ile yaplan vurgu bu çalmaya aittir). Onlar, bilginin tam anlamyla bilindii ile bilginin hiçbir ekilde bilinmedii ortamlar arasnda kalan durumlara odaklanmlardr. Rousseau ve dierleri (1998) de, kiilerin birbirlerine olan güveni olumlu beklentiler üzerine ina ettiini söylemilerdir.

Yukardaki ve benzer tanmlar dikkate alndnda ”dayanmak” sözcüü, hem neden sonuç ilikisi gösteren, hem de hangi iki kavram arasnda köprü kurulmas gerektiini ifade eden bir kavramdr. Yazndaki güven tanmlar dikkate alndnda, dayanmann genellikle beklentiler ile raz olmak arasnda yer ald bulunmutur (Ferrin, Bligh ve Kohles, 2008). Daha açk bir ifade ile güvenin, beklentilere dayanarak incinebilirlie raz olmak anlamna geldii belirtilmektedir ve güven tanm birçok örgütsel davran kavramlarndan bu yaps ile ayrlmaktadr. Çünkü “dayanmak” sözcüü, kendi içinde neden sonuç ilikisini barndrmaktadr. Ksaca, olayla ilgili sadece betimsel bir taraf yoktur, nedenin ve çktnn ne olaca belirtilmitir. Tanma bu

(37)

açdan bakldnda “güven”, kendi içerisinde teorisini barndran bir kavramdr (Ferrin, Bligh ve Kohles, 2008).

2.1.2.5 Raz Olmak

“Raz olmak” (willingness) kavram güven tanmna, özellikle 1990’lardan sonra girmi ve son dönem güven tanmlarnn birçounda yer alan bir kavram olmutur. Bu ekilde iki tür akmn varlndan bahsedebilir. Birincisi, güvenin bir dizi inanç ve beklenti olduu, ikincisi ise bu inanç ve beklentilere dayal raz olma eilimi olduudur. Aslnda güven tanmlar dorudan ngilizce’ye çevrildiinde “willingness” kelimesi “isteklilik” anlamna ve “intention” kelimesi ise “niyet” anlamna gelmektedir. Kiilerin, incinebilirlie daha istekli hale gelmelerini ya da incinebilirlie olan niyetin artmasn anlatan bu kelimeler Türkçe’ye çevrildiinde tam olarak istenilen anlam ortaya çkmamaktadr. Bu kelimeler, insanlarn severek ve gönüllü olarak güvenmek istedikleri gibi bir anlam çkarmaktadr. Ancak örgütsel alanda, kiilerin, zorunlu olmadklarnda güvenmeyi tercih etmeyecekleri varsaym yaygndr. Çünkü kiiler aras “güven” i performans, terfi ve iten ayrlma gibi örgütteki birçok çkty etkileyebilir. Dolaysyla insanlar gerekli koullar olumadan güvenmeye raz olmayacaklardr. te bu nedenle, “isteklendirme” ya da “niyet” sözcükleri yerine “raz olmak” sözcüü daha doru bir tanmlama olacaktr.

2.1.2.6 Olaslk, Belirsizlik ve Risk

Güvenin ne olduu üzerinde konutuktan sonra özellikle güvenin hangi durumlarda ortaya çktn anlatan tanmlamalar da mevcuttur. Bu çalmalarda öne çkan kavramlar “olaslk” (probability), “belirsizlik” (uncertanity), ve “risk”tir (risk). Güven matematiksel perspektiften incelendiinde özellikle sübjektif olaslk kavram ortaya çkmaktadr. Kee ve Knox (1970) Deutsch’un (1958) güven tanmna sübjektif olasl ekleyerek o dönemdeki güven tanmn geniletmitir. Gambetta (1988) da, güveni, bir kiinin dier bir kiinin ya da grubun ibirliine yanatn gösteren yararl ya da en azndan zarar vermeyecek davranlar ifade eden, belirli seviyedeki sübjektif olaslk olarak tanmlamtr. Gambetta (1988) sübjektif güveni kiinin bakalarnn kendisine zarar verip vermeyeceklerini hesaplamada kulland rasyonel bir karar verme süreci olarak görmektedir (Bigley ve Pearce, 1998). Bhattacharya, Devinney ve Pillutla (1998) da Gambetta’nn (1988) görüünü daha ileriye götürmü ve sübjektif olasln psikolojik

Referanslar

Benzer Belgeler

vanla açılan ocağın boğulması halinde duman kolayca ocak dışına taşabilir. Oysa tavanın ön kenarında 10-15 om İlk bir düşey pervaz, tavandan dönüp odaya yayılma

[r]

Meselâ Belediye (Allocation Forfaitaire) 0.03875 arasındaki farkı kendine ayırmakla eyi işlemeye karış- tırılmış bulunmaktadır. Keza trafik harici gelirlerin ya- rısını

Alt katlarda kalın ve kârgir duvarlar görülür. Bu taş malzeme ile yapılan duvarlarda çamur harç kulla- nılmıştır. Üst katlarda kuzeye rastlayan duvarlar kalın ve

[r]

Toplanan verilerin çok sayıda olması veya karmaşık halde yer almalarından dolayı, verileri tasnif.. etmek, belirli bir düzen içinde analize hazırlamak

Meşrutiyeti müteakip Evkaf nezareti inşa- at ve tamirat müdiriyet ve ser mimarlığına tayin olunan mimar Kemalettin, 1 nisan 335' tarihine kadar d e v a m eden memuriyeti

Sigara, alkol, yanl›fl beslen- me al›flkanl›¤›, h›zl› kilo al›p verme ve hareketsiz- lik, selülit oluflumuna neden olan faktörler ara- s›nda.. Sigara, damarlar›n