• Sonuç bulunamadı

2.1.2 Güven Tanmlarndaki Uzla Noktalar

2.1.2.2 Tutum ve nanç

Güvenin ne olduu konusunda beklentinin önemini anlatan çalmalar, ilerleyen dönemlerde, beklentilerin altnda yatan nedenleri de tartmaya açmtr. Özellikle güvenin davransal olarak operasyonelletirilmesi (örn. Deutsch, 1958), davrantan önce gelen aamalarn da gündeme gelmesine neden olmutur. Davrana yön verdii düünülen tutum, inanç gibi psikolojik kavramlar son dönemlerde oldukça aratrlmtr. Baz yazarlar çalmalarnda güveni göreceli olarak “bilgilendirilmi bir tutum” (informed attitude) olarak (örn. Michalos, 1990) baz yazarlar ise güveni, bir bireyin ya da bir grubun sahip olduu inanç olarak tanmlamlardr (örn. Cummings ve Bromiley, 1996). Bununla birlikte, dier baz yazarlar güveni tutum ya da inanç olarak belirtmekle kalmam, psikolojik bir kavram olarak nitelendirmitir. Örnein Jones ve George (1998) güveni, güven tecrübesine konu olan bilisel ve duygusal öeler arasnda etkileim olan bir kavram olarak tanmlamtr.

Güveni bir tutum olarak ele alan çalmalar irdelendiinde tutumun, bilisel, duygusal ve davransal boyutlar ile ele alnd görülmütür. Bilisel güven bir kiiye güvenmeden önce kiilerin genellikle fayda-zarar analizi yaptklar görüüne dayanmaktadr. Bilisel güven daha çok rasyonel bir tabanda hareket etmekte ve kime, hangi artlarda ve ne kadar güvenilmesi gerektiine karar vermektedir. Fazla miktarda bilisel güvenin sadece hesaba ve çkara dayal ilikiler yaratabilecei vurgulanmaktadr. Duygusal güven ise özellikle Lewis ve Wiegert (1985) ve McAllister’n (1995) etkisiyle gündeme gelmi ve bu güven türünün kiilerin birbirlerini yeteri kadar tandklar zaman ortaya çkaca düünülmütür. Fazla miktarda duygusal güvenin irrasyonel olabilecei ve özdelemeye dayal hareketlerin ortaya çkabilecei vurgulanmaktadr. Kültürler aras çalmalar ile birlikte güven boyutlar irdelendiinde güvenin her zaman bilisel bir çizgide olmayaca, duygusal öelerin de, güveni oluturabilecei bulunmutur.

Güvenin bir tutum mu yoksa bir inanç m olduu sorusunu yantlamaya çalan aratrmaclar, genellikle tercihlerini her ikisini içerebilecek yaplardan yana kullanmlardr. Yazarlar tutum ve inançlar kesien kümeler olarak düünmekte ve bunlarn psikolojik bir durumun alt kümesi olduunu düünmektedirler (Kramer, 1999). Bu nedenle tutum, inanç, ve psikolojik yaplar, psikolojik durumun altnda toplanabilir. Örnein Rousseau ve dierleri (1998), güveni bir tarafn gösterecei iyi niyete ve/veya

olumlu davrana dayanarak dier bir tarafn incinebilirlie raz olmasn kapsayan psikolojik bir durum olarak tanmlamtr. Kramer (1999) de, güveni, psikolojik bir durum olarak tanmlamakta ve güven kavramnda iç içe geçmi birçok bilisel sürecin olduundan bahsetmektedir. Dirks ve Ferrin de (2001) yaptklar çalmada güveni psikolojik bir durum olarak ele almtr.

2.1.2.3 ncinebilirlik ve Frsatçlk

Baz yazarlar ise güvenin ne olduunu, onun yokluunda insann bana gelebilecekler olarak nitelendirmektedir. Güvenin ihlal edilmesi ya da güvenin boa çkmas durumunda, “incinebilirlik” (vulnerability) ya da “frsatçlk”n (opportunism) ortaya çkaca düünülmektedir. ncinebilirlik kavram birçok tanmda ortaya çkan ve oldukça kabul görmü bir kavramdr. ncinebilirliin güvenin en önemli parçalarndan biri olduu, yazarlarn bu kavram her dönem vurgulamasndan da anlalmaktadr (bkz Tablo 2). ncinebilirlik, bir kiinin herhangi bir durumda güvenmekten dolay yaayabilecei zararlar ifade etmektedir. Güven ile ilgili süreçte, iki tür zarardan bahsedilmektedir. Birincisi kiinin güvenmemeyi seçerek belirli bir zarara uramasdr. kincisi ise; bir kiinin güvenme davrann sergilemesinden sonra güvenin boa çkmasyla ortaya çkabilecek zarardr. ncinebilirlik kavram ise bir kiinin güvendikten sonra kar tarafn hareketlerine kar savunmasz hale gelmesini ifade etmektedir. Güvenen kii incinebilirlie maruz kalmaktadr. Deutsch (1958), güven kavramn örgütsel alana tayan ilk yazarlardan biri olarak incinebilirliin basit bir zarar görme olay olmadn, kiinin güvenme durumunda görecei zararn, güvenmeme durumunda görecei zarara oranla çok daha yüksek olacan ifade etmitir.

“Savunmaszlk” ise “incinebilirlik” ile e anlaml kullanlmaktadr ancak, incinebilirlik, birey ya da grup düzeyindeki güven olgusunu daha iyi anlatmaktadr. Bunun nedeni incinebilirliin hem bilisel hem de duygusal içerii çartrmasdr. ncinebilirlik kavram örgütsel düzeyde ele alndnda, örgütlerin incinmesi duygusal ekilde deil sadece bilisel ekilde olabilir. Dolaysyla, örgütsel düzeyi de kapsama gayretinde olan çalmalar için, savunmaszlk kavram daha genel geçer bir ifade olacaktr. Bununla birlikte birey düzeyine hitap eden çalmalar için incinebilirlik daha iyi bir ifade olacaktr.

ncinebilirlik kavram, ekonomik perspektiften ele alndnda, frsatçlk kavram ortaya çkmaktadr. Örnein; Bradach ve Eccles (1989), güveni, kar tarafn frsatç ekilde davranaca korkusunu ortadan kaldran beklenti olarak tanmlamtr. Williamson (1993) ise, güvenin, rasyonel bir karar olduunu ve frsatç düüncelerden oldukça etkilendiini iddia etmitir. Kar tarafn kendi çkarlarn maksimize eden bir seçenei seçmesi ve güvenen kiinin zarara uramas, sadece ekonomik açdan deerlendirilmeyebilir. Güven ihlali, güvenen kiinin sosyal imajn zedeleyebilir, kiide stres yaratabilir hatta kiinin sosyal kimliini tehdit edebilir.

2.1.2.4 Dayanmak

Güvenin nasl gerçekletiini anlatmak isteyen yazarlar, sklkla “dayanmak” (rely on, base on, on the basis of) kelimesine deinmilerdir. Tanmlara bakldnda, bir eye dayanmak, beklenti kavramndan sonra en çok kabul görmü yaplardan biridir. Tarihsel bir çizgi içerisinde irdelediimizde, her dönem kabul görmü bir sözcük olduu da anlalmaktadr (bkz Tablo 2). Dayanmak, bir tarafn kar tarafa güvenebilmesi için kiinin baz noktalar dikkate almasn ifade etmektedir. Bu noktalar davran (örn. Deutsch, 1958), karakteristik özellikler (örn. Griffin, 1967), i performans (örn. Coleman, 1990) veya olumlu beklentiler (örn. Lewicki ve Bunker, 1996) olabilir. Örnein; Schlenker, Helm ve Tedeschi (1973), kiiler aras güveni, “belirsiz durumlarda kar tarafn verdii bilgiye dayanarak i yapmak ve sonuçlarla ilgili riskleri kabul etmek” olarak tanmlamtr (italik yaz ile yaplan vurgu bu çalmaya aittir). Onlar, bilginin tam anlamyla bilindii ile bilginin hiçbir ekilde bilinmedii ortamlar arasnda kalan durumlara odaklanmlardr. Rousseau ve dierleri (1998) de, kiilerin birbirlerine olan güveni olumlu beklentiler üzerine ina ettiini söylemilerdir.

Yukardaki ve benzer tanmlar dikkate alndnda ”dayanmak” sözcüü, hem neden sonuç ilikisi gösteren, hem de hangi iki kavram arasnda köprü kurulmas gerektiini ifade eden bir kavramdr. Yazndaki güven tanmlar dikkate alndnda, dayanmann genellikle beklentiler ile raz olmak arasnda yer ald bulunmutur (Ferrin, Bligh ve Kohles, 2008). Daha açk bir ifade ile güvenin, beklentilere dayanarak incinebilirlie raz olmak anlamna geldii belirtilmektedir ve güven tanm birçok örgütsel davran kavramlarndan bu yaps ile ayrlmaktadr. Çünkü “dayanmak” sözcüü, kendi içinde neden sonuç ilikisini barndrmaktadr. Ksaca, olayla ilgili sadece betimsel bir taraf yoktur, nedenin ve çktnn ne olaca belirtilmitir. Tanma bu

açdan bakldnda “güven”, kendi içerisinde teorisini barndran bir kavramdr (Ferrin, Bligh ve Kohles, 2008).

2.1.2.5 Raz Olmak

“Raz olmak” (willingness) kavram güven tanmna, özellikle 1990’lardan sonra girmi ve son dönem güven tanmlarnn birçounda yer alan bir kavram olmutur. Bu ekilde iki tür akmn varlndan bahsedebilir. Birincisi, güvenin bir dizi inanç ve beklenti olduu, ikincisi ise bu inanç ve beklentilere dayal raz olma eilimi olduudur. Aslnda güven tanmlar dorudan ngilizce’ye çevrildiinde “willingness” kelimesi “isteklilik” anlamna ve “intention” kelimesi ise “niyet” anlamna gelmektedir. Kiilerin, incinebilirlie daha istekli hale gelmelerini ya da incinebilirlie olan niyetin artmasn anlatan bu kelimeler Türkçe’ye çevrildiinde tam olarak istenilen anlam ortaya çkmamaktadr. Bu kelimeler, insanlarn severek ve gönüllü olarak güvenmek istedikleri gibi bir anlam çkarmaktadr. Ancak örgütsel alanda, kiilerin, zorunlu olmadklarnda güvenmeyi tercih etmeyecekleri varsaym yaygndr. Çünkü kiiler aras “güven” i performans, terfi ve iten ayrlma gibi örgütteki birçok çkty etkileyebilir. Dolaysyla insanlar gerekli koullar olumadan güvenmeye raz olmayacaklardr. te bu nedenle, “isteklendirme” ya da “niyet” sözcükleri yerine “raz olmak” sözcüü daha doru bir tanmlama olacaktr.

Benzer Belgeler