• Sonuç bulunamadı

CHP Genel Başkanı İ.İnönü'ye açık mektup

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "CHP Genel Başkanı İ.İnönü'ye açık mektup"

Copied!
16
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T

G,H,P. G e n e l B a ş k a n ı

¡.İnönü’ye

Açık Mektup

YA ZAN :

Nuri Demirağ

Millî Kalkınma Partisi Lideri Nuri Demirağ

(2)

C.H.P. Genel Başkanı

İsmet İnönü’ye açık mektup

2 5 /9 /9 4 9

İngiliz tepkili uçaklarının akrobasilerini seyrettiniz. İngliz sefiri; yatmın içerisinde Dolmabahçe istika­ metinde, Üsküdar cihetinde bulunuyordu. Siz de her hal­ de saray balkonundan uçuşları, akrobasileri takip ettiniz.

Vicdanınız muztarip mi idi, müsterih mi idi?

Ben; Yeşilköy de geçen Cuma günü bu uçakların gös­ terisini seyrettim. Bir avuç bayır meydana sesden daha fazla sür’at yapan tayyarelerden üç tayyarelik bir filonun birden (yekpare imiş gibi) kalkışlarını, inişlerini ve Se- rencebeydeki bahçemden de Pazar gösterisini gördüm.

Bir an mazi ile; baltaladığınızı zannettiğiniz yetiş­ tirdiğim kahraman Türk pilotlarının hayalleri gözümün

önünden geçti. Yanımda yeisimi giderecek, beni teselli e-, decek kimse yoktu.

Krup fabrikası başlangıcında Alman milli müdafaa­ sından 18.000.000 rayşmarklık top siparişi ve 15.000.000 da avans almış. Tecrübe ve muayene komisyonu bu top­ lan reddetmiş. Krup, vakarlı, şerefli bir iş adamı olduğu için borcunu ödemek üzere fabrikasından başka bütün

(3)

mal ve mülkünü satışa çıkarmış. Bunu duyan Kayzer ikin­ ci Vilhelm Krup’u çağırmış. (Muhaveresi herkesçe ma­ lûm). Hususî kalem müdürüne emir vermiş: “Raişbank’a Krup namına bir çek vererek dökümleri fırına atınız, ye­ nisini yapınız, bunda da muvaffak olmazsanız yine geli­ niz,, demiş.

Envai akrobasilerle 25.000 uçuş yaparak Türk kah­ raman yüksek tahsilli fen adamlarını yetiştiren bizim baş­ langıç tayyarelerimiz nahak yere reddedilmiştir.

*

Bu can bu tende kaldıkça bu davaya devam edilecek­ tir.

W ampir uçaklarıyla uçan İngiliz pilotları da yüksek tayyare mühendisleridir.

İngiliz milleti buhranlar geçiriyor, her nevi vesika u- sulleriyle mahrumiyetlere katlanıyor, parasının kıymetini düşürmek mecburiyetinde kalıyor, fakat tayyareleri için hiçbir fedakârlıktan çekinmiyor.

Çünkü: Hakim ve müstakil yaşamak azmindedir. Siz aksine başkasının yardımına güvenerek memleke­ ti silâhsızlandırma yolunu tutuyorsunuz.

Şümendüferleri ecnebilere yaptırmak istediniz, birçok ne olduğu belirsiz firmalara milletin varidat menbalarını kurutarak imtiyazlar verdiniz.

Kayseri — Ulukışla hattını (Jülyüsberger) adlı bir yahudj firmasına ihale ettiniz.

Vahidi riyadlardan küçük bir misal: bir metre mikap toprak hafri 189 kuruş olduğu, Samsunda amele ücretleri o semte nisbetle iki misli fazla bulunduğu halde 84 kuruşa Tiırklere verdiniz. Ve bundan % 18,5 a kadar tenzilât ya­ parak İnşaatı taahhüt ettik.

Çu hesaba göre 15 misli fazlasile ecnebilere yaptır­ dınız.

Bu firmanın köprülerine çimentolu harç yerine top­ rak koyduğu anlaşıldığından şeriklerimizden müteahhit

(4)

mühendis Ahmet Asim merhuma 84 adet köprü yıktırılıp yeniden yaptırıldı.

Türk İş adamları binbir çeşit müşkülât içerisinde ec­ nebi müteahhitlerin böylece memlekeltten uzaklaştırılma sim sağladı.

Karabük demir fabrikası inşaatını emaneten idareye kalkıştınız. Aylarca uğraşmalara rağmen amele mevcudu­ nun 180 i aşamamasından Nurullah Esat’ı gece saat 1 de Ankarada Mümtaz Ökmen apartmanındaki büroma gön­

derdiniz, Bu zata dikte ettirerek yıldırım telgrafları ile Aşkaleden ve yurdun birçok yerlrindeki şantiyelerimden haftasında bütün malzemeleri ile işçi adedinin 3300 e çık­ tığını bilmez değilsiniz.

Sivas — Erzurum ve Çetinkaya — Malatya hatları­ nın da nasıl yapıldığı malûmunuzdur.

O Zaman başvkâlet makamında izahat alırken köy­ lünün ahvalini sordunuz. (M uztarip) olduğunu söyleyin­ ce — tehevvüre kapıldınız fakat cebrî rıefsederek kendi­ nizi tu ttu nu z.

O m ıntıkada işçi mevcudu günde 38 bine baliğ ol m uştu.

İzahat sırasında ayni cümle ile tekrari konuya avdet ettiniz.

Köylülerin senede ilki, iki buçuk ay amelelik y a p tık ­ ların. ve ekserisinin 60 — 70 kuruş gündeliklerinden bir köylü sigara paketi ve altı kuruşa ıbir ekmek m asrafından başka a rtıra b ild iğ i 25 — 30 lira ile köyüne dönerek hay­ van resm ini ve vergilerini ödedikten sonra öküzü te k ise b ir öküz daha sat n alabildiğini izah etmiştim.

Bu da sizi ta tm in etmemiş olacak ki kapının önünde veda ederken (Ya Nuri bey; köylü muztarip) diye taka­ zada bulundunuz .

İhtişam ve debdebenin g u ru ru ile özü sözü doğru

(5)

lanların samimî sözlerini m uhalefet telakki ederek etra- . f-nızı çevreliyenlerin m ütalâaları hoşunuza gidiyordu.

Köylülerin hali işte m eydanda. İç A frika, iç \ s y a se­ faleti içinde aç, çıplak inliyorlar.

Eğer siz o zaman (bunların İztirabım nasıl hafiflete­ biliriz?) deseydiniz o yarayı tedaviye kadir T ü rk v atan­ daşlardan pek çoklarım arar bulurdunuz.

Genel Kurmayın teşvikile takdiri ile vücuda .gelen tayyare tesislerimizi de ne hale getirdiğinizi bilmiyen yok-tur.

Sîze 939 ve 940 senelerinde yazdığım yazıları aşağı­ ya naklediyorum. Bir daha okuyunuz. (1 ). (2 ).

O ) 2 9/11/1939 C um hur Reisimiz İsm et İnönünün Yüce H uzuruna

Af buyurunuz m uztar kalm asam rahatsız etmezdim. Kendimi kazması om uzunda, küreği elinde vatanın bir e- m irberi addederim ,

M emleketin dem iryolları fabrikaları büyük binalar- yapıldı, yapılıyor

%

Göklerine hakim olm ayan m illetlerin yerlerde sü rü ­ neceğine, daha doğrusu yerin dibinde çürüyeceğine kanî bulunduğum cihetle, bundan 3,5 sene evvel bütün perso­ nel ve levazim atım tedricen vatanın sinesinden belirterek ve m em leketin ihtiyacatm a tam am en cevap verecek büyük bir tayyare endüstrisi kurm ak tasavvurunda bulundum . Ve bu tasavvurum u m areşal Fevzi Çakmak h azretlerin e; o m übarek zata bir m ektupla arzettim . Ve bana bu hu ­ susta muin ve m üzahir olup olm ayacağını sordum . Cevabı ve buna eklenen Millî M üdafaa ve İk tisat V ekâletlerine yazdığı tezkerelerin sureti (No. 1) ilişiktir.

B unun üzerine dünyanın en m ükem mel tay y are ve te ­ ferruatını yapan m em leketlere m ütehassıslarım la birçok

(6)

kerreler seyyahat ettim. Tetkikat yaptım, yaptırdım Ec- nebî memleketlerde müteaddid kıymetli TLirk gençlerin­ den mühendisler ve işçiler okuttum, yetiştirdim ve yetiş­ tirmekteyim. Fabrikamı san’at mekteplerinden yetişen en kıymetli Türk işçilerde en yeni ve modern makinelerle tezyin ederek buna müteallik muhtelif san’at şubelerinde kurslar açmak bilgilerini amelî, nazarî genişletmek sure- tile de elemanlar hazırladım.

Beşiktaşta kurduğum tay y are atölyesiyle Yeşilköy de yapm akta olduğum m odern uçuş m eydanı 'am ir atölyesi ve h ang ara ait plân ve krokiler (No. 2) ilişiktir. Divrikte

kurulacak esas fabrikaya ait plânlar ve bu m aksatla sarin alm an 1500 dönüm lük arazi ve maden ta h a ır; ruhsatnam e­ leri ve su kuvvetlerinden elektrik istihsali için değirm en ve baraj m ahallî krokileri ve bu m aksada hizm et emelde yaptırdığım 250 m evcutlu orta m ektebe a it fotoğraflardan b ir takım ları (No. 3) eklidir.

Mıaâhazâ ahvalin inkişafına taliken fabrika inşaatına henüz başlanm am ıştır.

Geçenlerde B eriktaştaki atölyem in senevi im alât ka­ biliyetinin tayini istendi. 300 m ektep veya 150 antrem an, y ah u t 50 avcı tayyaresi yapılabileceği cevaben bildirildi. Zaman zaman takdirler ve teşekkürlerle maddî ve manevî yardım lar yapılacağı ve siparişler verileceği hava kuvvet­ lerinden tahriren ve şifahen bildirildi. Şimdiye kadar âsâr; fiiliyesi görülemedi. Bu babdaki em irlerin ve tak dir­ namelerin suretleri (No. 4) m elfuftur.

Hava kurum undan bidayette verilen ve arkası gelme, yen 65 planör kurum a teslim edilmiş ve 10 m ektep tayyaresi, ııçus mıeslekesi az olan bir m ühendisimin rı­ zam hilâfma tayyare lie Eskişehire giderken İnönünde yapılm akta olan törene iştirak etm ek isteyerek, sahanın darl ğt, planör, tayyarelerin ve ziyaretçilerin çokluğu yüzünden m eydanda yer bulam am asından ekin tarlası içe­

risinde yere konuş esnasında bir m etrelik çukuru görm e­ yerek m ühendisin ölümü ile neticelenen bir kaza vukua

(7)

Hava kuvvetlerinin birçok yüksek tayyare m ühendis­ lerinden m ürekkep teknik kom isyonu tarafından ilk T ü rk tipi olarak belirttiğim bu tayyareye ait sandıklar dolusu yüzlerce aerodinam ik ve s ta tik resim leri ve hesaplanır mez'kur kom isyonca aylarca tetk ik ve perform ans tecrü ­ beleri yapılarak mükemmel, norm al m ektep tay y aresi ol­ duğunu hava kurum una tebliğ ve uçuş m üsaadesini verdi ği halde T ü rk kuşu m em lekette yegâne selâhiyettar bu fen köm isyonunun k ararım dinlem iyerek tayyareleri ka­ bulden im tina etm ekte ve kaza hâdisesi yüzünden vukua gelen teah h ü rü nazarı itibare alm ayarak tayyareleri alm a­ m akta İsrar ve tem inat m ektubu m uhteviyatı olan 14.000 lirayı zap t ve avans verdikleri 40.000 lirayı istird a t etm iş­ lerdir.

Buna m üteferri evrak (No. 5) eklidir.

İşçilerim ve fabrika personelleri işsiz kalm ıştır. E sa­ sen şimdiye kadar tam ve kâm il b ir m esai sahası da bula­ m am ışlardır. Bu müessese m em leket m üdafaası için -fay­ dalı bulunuyorsa herhal sipariş v e rile rd i yaşatılm asının tem ini ricasını havi m areşal hazretlerine çekilen ve şim di­ ye kadar cevabı alınam ıyan telg raf sureti (No. 6) ilişiktir. Bu uğurda şimdiye kadar harcanan b ir buçuk m ilyon lira ile — hoş karakterim buna m üsait değil ya — farzı m uhal 15 — 20 adet han apartm an yap tırır, senede 150 — 200 bin lira irad olarak istediğim yerde gezer, tozardım .

H ülâsa: T ü rk e ecdadından m iras ve dünyaya num u- nei im tisal olmuş olan sipahiliğin, süvariliğin, serdengeç­ tiliğin de bugünkü şekli de tayyarecilikti.

Gece, gündüz, kış, yaz, yağm ur, çamur, kar, bora, fır­ tın a m anialarını b ertaraf edecek, v atam n h er bucağında şimdilik en az 60 — 70 yerinde m odem uçuş m eydanları ve yanıbaşm da tam ir atölyeleri, hangarları, m üteaddid sınıf ve derecelerde m ektepleri ve b irk aç yerde tayyare ve m otor fabrikaları yaparak havacılığım ıza yüzlerce, binler­ ce, on binlerce ih tiy a t yapıcı, uçucu, yaratıcı elem anlar ve vesait yetiştirm ek iktidarm dayız.

(8)

T ayyare sü r’atlidir. M ütem adiyen de sü r’atleniyor. Havacrlık işlerinin bu sü r’ate ayarlanm ası içir, hepsi aynı rütbede ayrı ayrı noktayı nazar taşıy an hava kom utanla­ rının başlarına tepeden tırnağa, başından sonuna kadar m es’uliyeti nefsinde toplayan (üzerine toz kondurulm a­ m ış) yırtıcı, yaratıcı bir şahsiyetin (h er m em lekette ol­ duğu gibi) bu mühim ve hayatî işin başına geçirilmesi su- retile tevsiini ve m ahdud çerçeve dahilinde bırakılm am ası­ nı yalvararak arz ve niyaz ederim.

(2) 2 6 /8 /9 4 0 Cum hur Reisimiz İsm et İnöniinün Yüksek H uzuruna

Yüce huzurunuza kabulüm esnasında yüksek direk­ tiflerinizi alırken hava endüstrisi vücude getirilm esi ve personeller yetiştirilm esi hususundaki m aruzatım a m ü te ­ dair bulunan ve çok evvel huzuru devletlerine takdim e tti­ ğim ve başvekâlete havale buyurulm uş olan 29/11/939 tarihli arizam ın bir kerre daha nazarı dikkati devletinize arz için bir suretini ekliyorum. Bu arizama bağlı evrak ve vesaikin görülmesine lüzüm varsa asıliarını emir buy- rulduğa vakit takdim ederim.

A lm anya; tayyare, tank ve teferru atın a ait iptidai m addelerin kısmı küllisini hariçten tedarike m ecbur ol­ duğu halde bu m evaddin kâffesj ana vatanım ızın yeraltı hâzinelerinde m ebzulen m evcuttur. Bunları mamûl hale getirdiğim iz gün — her m illetin az çok m uhtaç olduğu bu m addelerin — m em leket ihtiyacına kâfi geleninden fazla­ sını istediğimize satar, memlekete tahayyülün çok ü stü n ­ de döviz sokabiliriz.

H uzurunuzda iken ne şekilde yardım istediğim i sor­ dunuz. Şeklini düşüneceğimi, bilâhara bildireceğim i arzet- miştim. Elim deki 10 — 12 m ektep tayyaresinin ve birkaç pıânörün hava kuvvetlerince, veya T ü rk Kuşunca satın a- lınması gibi mevziî yardım ların düşm an şerrinden vatanı m uhafaza için yapılm ak istenen aslî hizm etlere zerre k a­ dar tesirj olamaz. Bu nokta üzerinde hiçbir isteğim yok­ tur.

(9)

Dileğim şu du r:

Bilumum teferruatiyle şimdiki Alman tayyare, tan k ve askerî kam yonları ve uçucu ve yapıcı personelleri ade­ dinden, (1 ) eksik olmamak ve vasıfça bunların çok ü stü n ­ de bulunm ak üzere azamî 7 — 8 sene zarfında m em leke­ tim izde bu mühim ve hayatî, m üdafaa vesaitinin m eydana getirilmesine k a t’î imkân vardır. Bu m üddet sonuna k a ­ dar Alm anların bu vasıtalar: ya azalır (2) ya çoğal r, bu­ nu zaman gösterecektir.

Bu ihtiyacı tem in için şahsî tasarru f sistemimle — fabrika tesisatı, alât, edevat vesaireniıı kâffesi hiçbir vergi ve ıesm e tab i olmamak şartiyle — aşağı yukarı 1,5 Milyar T ü rk liras: ister. Devlet m evzuatının takyidatı i-çinde bu m üddetde bunun onda birinin vücuda getirilm e­ sine imkân olmadığı gibi on .misli para da sarfedilse yine

m aksada vusul m üm kün olamaz. Bu iş için bu sene aşağı yukarı 20.000.000 T ü rk lirası lâzımdır. D irektifleriniz al­ tında santim ine kadar hesabı m utem edinize verilmek kay-

dile ve Beşiktaş, Yeşilköy ve D ivrikteki tayy are tesisatı mm ve m adenlerim in ve bu para ile alınacak m alzem elerin m em leketin m ünasip ve m ahfuz yerlerinde — mümkün m ertebe kimseye sezdirm eden ve bilinenler de gayet ufak ve ehem m iyetsiz gösterilm ek şeklinde — kurulacak m üte­ addit m uazzam fabrikaların kâffesi devlete temlik edilmek şartiyle bu para emrime tahsis edildiği tak d ird e; Ameri- kada, Alm anyada, Fransada tahsil ettirdiğim genç yük­ sek tayyare, m otor ve maden ve izabe m ühendislerinden (1) NOT: Takriben 35.000 büyük küçük tayyare, 12.000 taı.k, 68.000 askerî kamyon, 150.000 pilot 200.000 yapıcı elaman

(10)

7 — 8 adedini beraberim e alarak derhal bir tarikle Am eri- kaya hareket eder, orada bulunan ve sureti rnelfuf m uka­ velename ile fabrikam ın organizatörlüğünü deruhte eden beynelmilel şöhreti haiz Am erika tabaasm dan profesör Gasner 'e birlikte satın alacağım lüzum lu makine, âlât ve edevatı da emin yollardan memlekete getirir ve daha ica­ bı kadar m ütehassıslar angaje ederek işe sarılırım . Ve kurarrm.

E ğer emrime para verilecek olursa herkesin ve h a ttâ m ühendislerim in bile bunun bir ikraz m ahiyetinde bulunduğuna emin olmaları lâzımdır. Yoksa devlet m ak olduğunu ve devlet hesabına işin yapıldığını öğrenirlerse, * fertlerin malı gibi fazla m asraflardan tasarru fa im kân ola­ maz. isra f ve suiistimalin önüne geçmek dahi m üşkül olur. M üteakip senelerde işin hacmi ile m ütenasip tah sisat ayrılm ası ve tah sisat miktarınım devlet bütçesinde Millî M üdafaaya ayrılan adî ve fevkalâde kısım ların en az y arı­ sını teşkil etmesi şarttır.

İptidaî m addelerimizin m am ûl halde harice satışın­ da memlekete getireceği dövizi şim diden hesaba k atm a - mak lâzımdır.

B ir senedenberi devam eden m uharebelerin hiçbirin­ de süngü süngüye harp edildiği işitilin,emiştir. V atanın m üdafaası için düşm anların silâhlarından daha üstün-, daha ınebzûl vesaitle ve T ü rk dehasının m ahsulü olan ye­ ni yeni icatlarım ızla icabında dünyaya karşı koym aktan asla çekinm eyen kahram an T ü rk askerlerini teçhiz etmek devleti idare edenlere ve başında bulunanlara a ittir.

Ecdadım ız birkaç asır evvel kabalar, h isarlar ve su r­ ların içinde ve dışında harp ler kazandılar, ülkeler z a p te t­ tiler diye biz de maziye mi rücu edelim? Yerimizde OTİ

(11)

sa-yairnı? Düşmanlan tepelemek için onları en modern ve ye­ ni icat silâhlarımızla karrılamalıyrz.

Bu iş tekem m ül ettik ten sonra esasen "tamamı devlete tem lik olunacak olan fabrika, levazım, makine, alât ve ede­ vat ve bilumum tesisat ve m adenlerim de devletin malı o- ur- Bu Çorbada benim de birazrcık tuzum bulunmuş ol­ makla m üteselli olarak kendim i bahtiyarlardan sayarım .

Halı h azırda m evcut ve m üesses havacılık teşk ilât­ ların m ıslâhı yoluyla bu hay atî m eselenin tahakkukuna k a t’ıyyen im kân olam ıyacağım şimdiden arzederim . (T i­ carette ıslah kaidesinin carî olduğu, tah rip kaidesinin ye­ ri olmadığı) nazariyesdnin bu m a m d a tatbiki maalesef m üm kün değildir.

Binaenaleyh yepyeni ve sağlam esaslara istinaden ye­ ni bir teşkilât vücude getirilm ezse m ilyonların heder ol­ ması yerine m ilyarların rnahv-ü tebahm a ve herşeyden m ukaddem olan vatanın m üdafaası m aksadının kaybol­ m asına saha ac.îlm'ş olacaktır

T ahran konferansm da bize ait harbe girme teklifini reddetm ekle büyük bir fırsat kaçırıldı. Bu konferansta Tuna nehrinin m ansabından itibaren sol sahilinin Alman- yaya kadar bize nüfuz m ıntıkası olarak verilme d m u kar­ rerdi.

Çörçil o zamaki beyanatında (T ürklerir. safımızda harbe girm esini temin için; cephelerdeki bütün m ühim ­ m at ve vesaitim izi alıp, m ühim m at fabrikalarım ızın istifi- salatm ı da h a ıp sonuna kadar tam am ile T ürk lere tahsis et sek yine isteklerini karşılayam ayız) demişti.

Bilâhara Y alta konferansında ne k arar verildiğini b i­

lirsiniz. '

-A tatü rk ü n Balkan federasyonu, Slav federasyonuna 11 —

(12)

tahvil edildi. Sââdabad paktı suya düşürüldü. Y aita kon­ feransında İngiliz nüfuz m ıntıkasına ayrıları T ürkiye ve Y u n a n is ta n d a r; M ora isyanında ve Y unanistan istiklâlin­ de R uslaıın hizm etlerinin sempatisi tesiriyle Y unanistan- daki kc-müniszm hareketini önlemeye tngilizlerin tak a ti kâfi gelmemesinden A m erikalılara havalesine m ecbur ol­ dular.

T ürkiye işin böyle bir m ecburiyet bahis konusu ol­ m asa gerektir.

Alm anlara karşı (T ahran konferansında) (2) harbe girme teklifinden pek çok bir m üddet geçtikten sem,ra harp ilân etmemiz ne i l e telif kabul eder?... E ğ er bu konferanstaki teklifi kabul etseydik A lm an­ ya bukadar harap olmayacak, yıkılm ayacak üçüncü cihan harbi tehlikesi de bu yakarlarda belirm iyecekti .

A tatü rk zam anında uzun m üddet başvekillik yaptınız, direktiflerini ta tb ik etm eğe kudretiniz nisbetinde çalış­ tınız,

Başvekiliniz doğu seyyahatindeki beyanatının biriıı- 8-11-945 tarihli gazetelerde neşrolunan Nuri D cm irağ’ın

b eyan atı

T ah ran konferansında bize a it harbe girme teklifini ipe un sererek kabul etmemekle H alk P artisi hüküm eti büyük bir fırsatı tepm iştir. Bu fırsat ¡bin yılda b ir daha ele geçmez. Galebe ve zafer gayet s ü r’atle gelip geçen fırsa t­ ları elde etm ekten ibarettir.

Devlet idare ederler ileriyi görm ek hassasını haiz olmalıdır. Dünya m anzum esinde her bakım dan büyük bir kudret halinde m evcudiyet gösterm eğe lâyık T ürkiye (h asta adam ) tarizlerine uğratılm ayacak, sığıntı vaziye­ tine düşürülm em eliydi.

T a rih ¡boyunca bunun nasıl anılacağını halkımızın aklı selimıine ve takdirine bırakıyorum .

Bu hal karşısında T ü rk milleti, T ü rk vatanı ne ka­ dar yansa azdır.

(13)

de: devleti idare edenler lâakâl 30 — 40 sene ileriyi gör­ mek h a s sa s m haiz olmalıdır, diyor.

B en; ekaiiî 300 — 400 sene ilerisini görme evsafını haiz olmasını istiyorum .

Gene m iişairünileyh m utlakıyeti idarede Fatih gibi, K anunî Süleyman gibi, A ta tü rk gibi dehaların idareleri haricindeki b a şk an la rin ; taklitçilerin memleketi fenaya götüreceklerini beyan etm iştir.

D evlet bakan m z A m erikan yard ımından “ilham ala­ rak T ürkiy enin küçük A m erika olacağını tenşir etm ek lûtfunda bulundu!...

A m erika 1943 senesindenberi tay y a re m eydanlarını, R adar tesislerini, her nevi m addî ve manevî yardım kolla­ rını bize açm ıştı (x ).

(x ) 943 senesinde Yeşilköyde tayyare tesisatı yap­ mak için profesör D eyak’m yazı ile so ru su n a m üsavat esa­ sına m ü sten it iki dost ve m üttefik m illetin işbirlliği konu­ sunda (efkârı umumiyemiz beşeriyeti bu harp felâketin­ den kurtaracak yegâne kuvvetin A m erikan milleti ve onun efsanevî istihsalât: olacağında m üttefiktir.

T ü rk m illeti az çok başka m illetlerden zararlar gör­ m üştür. Bizim için hayırhah olmasında asla şüphe caiz ol­ m ayan A m erikan alâkasını sevinçle karşılar. B en; şahsen iki m illetin el ele vererek az ve yavaş değil, çok, çabuk ve iyi iş yapm alarını siyasî ve İktisadî sahalarda birlik ve bera­ berlikle çalışm alarını canı gönülden dilerim.

Milletimizin kurtulması, yükselmesi bu lâzimenin ge­ niş ölçüde husul bulmasına vabestedir.) denmişti.

(14)

(icabında bunu zaman, mekân, eşhas ve madde tay i­ niyle izah edeceğim.)

Hariç bir devletin tesirine ta b i olarak, binbir çeşit m üşkülâtlar göstererek bu yardım ve işbirliği tekliflerini ve teşebbüslerini akim bıraktınız.

Herşey iktisadı nizam üzerine kurulmuştur.

Bizde devletçilik yolunu tu ta n la ra A m erikalılar tam ve kâmil bir yardım yapmaz.

O ; şahsî teşebbüs erbabını desteklem ek sayesinde m illetini saadete eriştirmSştir.

Yurtdaşlam m ızla teşriki mesaî sayesinde m em leketi­ mizde de o efsanevî istihsalât m em balarının birer şubesi kurulacaktı (2 ).

P artin in kuruluşunun başlangıcın da bir beyanat.

“ V akit gazetesinin 8./Temımuz/1945 tarih ve 9865 sayılı nüshasından;

“MÎLLÎ KALKINMA PARTİSİ ’ M üstakbel parti lideri ne diyor?

B en ; devletçilik prensibine şiddetle m uarızım. Libe­ ral bir sisteme taraftarım . Devletçiliğe olduğu kadar aris­ tokrasiye de düşmanım.

Şahsın sâyine en geniş ölçüde imkân verilmeli ve sây’e saygı gösterilm elidir. Tıpkı Am erikada olduğu gibi. Ame­ rikanın siyasî zihniyetine hayranım . İnsanlığın saadetini ancak A m erikan Liberalinm inde görüyorum . O nun için bü­ tü n dünya m illetlerinin yüzlerini A m erika’ya çevirmeleri lâzım geldiğine inanıyorum. F ak at, Am erikanın da insan­ lığa karşı büyük vazifeleri vardır. İnsanlığı yalnız Ame­ rika kurtarabilecektir. Onun için ikinci cihan harbinde A m erikanın galip gelmesine şiddetle ihtiyaç vardır. Ame­ rika m ağlup olsaydı, veya olursa insanlık korkunç felâket lere sürükleneceği gibi koca Am erika da parça parça ola­ caka.

(15)

İnsanlık en korkunç günlerini yaşam aştadır. A m eri­ ka vazifesini yaparca — ki yapacağına itimadım vardır — İıem insanlık, hem de Am erika k u rtu lacaktır.

BEY A ZSA R A Y V E KANARYA SARAYI

— Şu halde kuracağınız p arti Am erika ile derhal el ele verecektir?

— Ona ne şüphe.

N uri D em irağ; karşı sahilde kendisine ait olan ve “K oru” tabir ettiği Paşalim anm daki korusunu gösterdi ve sözüne devam la:

A m erikada bir Beyaz Saray var. D ü n y a m illetlerine saadet dağıtacağına inandığım Beyaz Saray. B en korü­ m ün şu orta kısm ındaki köşke (K anary a Sarayı) adını vereceğim. B eyazsaray m ensuplarını b ir gün K anarya Sarayında m isafir edebilirsem, A m erika ile T ürkiye insan­ lığa m üşterek hizm et etmek üzere daha sıkı bir şekilde el ele verm iş olacaklardır.

N uri Dem irağ sözün burasında daldı. İçini çekerek; R uzv elt; dedi. O büyük insan. B ütün A m erikan M illeti­ nin ruhunun rnâkesi olan o ulu adam. B ü tü n insanlığın ba­ bası idi. Şu karşıki koruluğunun en yüksek tepesinde onun için bir âbide diktirm ek niyyetimdeyim. D ünyanın her y a­ nında onun adına âbideler dikilmelidir.

T urum an, onun en lâyık halefi) olduğunu gösterm ekte­ dir. R uzvelt; h e r m illete hakkını verm ek ve o hakkı çiğ­ netm em ek azm inde olan bir insan lık babası idi. Şimdi o vazife T rum ana düşüyor.”

B undan sonra da kurulm ak m üm kündür. Bu maalesef evvelki gibi geniş ölçüde olamaz (D em ir tavında döğülür). Y eter ki, şahsî teşebbüse geniş ölçüde y e r verilsin.

M adem ki T ü rk varlığına ve kudretine itim adınız yoktur, o halde Devlet Reisliğinden hem en çekilmenizi; bu işi m illetin ehline tevdi etm esine m üsaadenizi talep ve teklif ediyorum.

15

(16)

N U Rİ D E M İR Ağ (H avacı kıyafetile) Dizigi ve baskı İKTİSADİ YÜRÜYÜŞ

M ATBAASI — İSTANBUL

İkinci Baskı Fiyata 10 K uru|

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

[r]

İstenilen miktarda ahizeler bağlanmasına imkân veren (anten takviye tertibatı) nı havi müşterek antenler bilhassa büyük apartmanlar için elverişlidir.. Böyle bir tesi-

(Ka'riye camii); Büyük Ayasofya gibi bazilika şeklinden başlıyarak ilk inşa tarihi milâdî 413 ten sonra Jüstinyen za- manındaki şimdiki Askerî Müzesi olan «Aya İreni» ve

İkinci Mahmut devrinde yapılan umumi bir tamirat esnasında harici kaplama ve bina- nın çatısı fotoğrafta görülen şekle konmuştur.. İstanbul merkezinde böyle klâsik bir evin

Bugün, vatan gençliği, bu büyük T ü r k san'atkârma karşı saygı, sevgi dolu kalbini açarak onun ölümünün 346 m c ı yıldönümünü anarken biz de bu gece kooa

fırsat bularak yaratmağa başladığı eserler bunu teyit edi- yor. Günümüzün festet)leri mimari faaliyetimizi dikkatle takip ediyorlar. Şüphesiz ki, Türk mimarları kendileri

[r]

Bütün bu işleri yapabilmesi için de mima- rın haiz olması lâzım gelen evsaf düşünülsün bütün teknik mesailde ve her şubei san'atta vukuf sahibi olduktan başka bir