• Sonuç bulunamadı

Yeni Symposium Dergisi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Yeni Symposium Dergisi"

Copied!
4
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

B‹R YALNIZ ADAM S

Suulllliivvaann,, kiflilik gelifliminin sosyal bir çerçe-vede geliflti¤i kanaâtinde olan ilk Amerikal› ku-ramc›d›r. SSuulllliivvaann,, di¤er insanlar olmadan bir insan›n kiflili¤inin de olamayaca¤›n› söylüyor ve bir kiflili¤in di¤er insanlarla olan kompleks iliflkiler a¤›ndan izole edilemeyece¤ini düflünü-yordu. Kiflili¤i “insan hayat›n› karakterize eden, nis-peten tekrarlay›c› kifliler-aras› keyfiyetler (situati-ons) örüntüsü” diye tan›ml›yordu.

Kifliler-aras› kuram› de¤iflik geliflim aflamalar›n›n (bebeklik, çocukluk, jüvenil dönem, preadolesans, erken adolesans, geç adolesans ve yetiflkinlik) öne-mini vurgular. Sa¤l›kl› insanî geliflim kiflinin karfl›s›n-dakiyle yak›nl›k kurabilme yetene¤i ile iliflkili olup, her yaflta anksiyete sa¤l›kl› iliflkiler kurmada araya gi-rebilmektedir. Belki de en önemli geliflim aflamas› preadolesanst›r.

Bu dönemde çocuklar ilk kez samimiyet kurabil-me kapasitelerini fark ederler fakat buna efllik edebi-len flehvet duygular›n› da içeren döneme ve yafla he-nüz ulaflamam›fllard›r. SSuulllliivvaann,, kiflilerin ayn› insana karfl› yak›nl›k ve flehveti birlikte hissedebildiklerin-de sa¤l›kl› geliflimi yakalad›klar›n› düflünür.

‹ronik olarak, SSuulllliivvaann’›n beflerî münasebetleri ço¤u zaman tatmin edici de¤ildir. Çocuklu¤u yaln›z ve terk edilmifl flekilde geçer; ergenlik ça¤›nda en az›ndan bir kez flizofrenik epizod yaflar, eriflkinlik döneminde de sâdece yüzeysel ve ambivalan iliflkile-ri olur. Bu kifliler-aras› iliflki güçlükleiliflkile-rine ra¤men ve-ya bunlar›n sâyesinde SSuulllliivvaann insan›n kiflili¤inin an-lafl›lmas›na çok katk›da bulunmufltur. LLeessttoonn HHa a--v

veess’’a göre katk›s›n› tek ayak üzerinde yürüyerek yap-m›fl, hiçbir zaman spontanite, al›c›l›k ve yak›nl›k ku-rabilme kapasitesi kazanamadan hayat›n› sürdür-müfltür.

ÇOCUKLU⁄U H

Haarrrryy SSttaacckk SSuulllliivvaann,, 21 fiubat 1892’de New York’un güneyindeki küçük çiftlik kasabalar›ndan merkeze yak›n bir varofl bölgesi olan Norwich’te fa-kir, Katolik ebeveynlerin tek hayatta kalabilen çocu-¤u olarak dünyaya gelir. Âilesi “potato famine’den” ‹rlandal› göçmenlerdir.

Babas› içine kapan›k bir adam, annesi ise mutsuz, ac›l› ve sürekli yak›nan bir kad›nd›r. Teyzesinin ise lezbiyen oldu¤u yönünde söylentiler vard›r. Katolik-lik muhalifi ve fakir bir bölgede büyüyen, Protestan bir topluluk içinde yaln›z kalm›fl bir çocuktur.

Annesi EEllllaa SSttaacckk SSuulllliivvaann babas› TTiimmootthhyy S

Suulllliivvaann ile evlendi¤inde 32, minik SSuulllliivvaann dünyaya geldi¤inde ise 39 yafl›ndad›r. Daha önce iki erkek do¤urmufl, fakat ikisi de ilk yafllar›n› dolduramadan ölmüfllerdir. Sonuç olarak EEllllaa SSttaacckk SSuulllliivvaann,, kendisine son kez anne olabilme flans›n› sa¤layacak tek çocu¤u-nu korur ve kollar. Babas› TTiimmootthhyy çekingen, içe dönük bir adam olup eflini kaybedene ve SSuulllliivvaann önemli bir hekim olana kadar o¤luyla yak›n bir iliflki gelifltirememifltir. TTiimmootthhyy SSuulllliivvaann,, bir çiftlik çal›fla-n› ve fabrika iflçisi olarak, SSuulllliivvaann’›n üçüncü yafl gü-nünde önce kar›s›n›n âilesinin SSyymmrrnnaa köyünün d›-fl›nda, NNoorrwwiicchh’e 10 mil uzakl›kta olan çiftli¤ine tafl›-n›r. Bu dönemde, annesi esrarengiz bir flekilde ev-den uzaklafl›r. Bu dönemde SSuulllliivvaann Gaelic (‹rlan-da’ca) aksan› zor anlafl›lan anneannesi taraf›ndan bü-yütülmüfl, bir y›ldan uzun süren bir ayr›l›ktan sonra, muhtemelen ak›l hastânesinde olan annesi Ella evi-ne dönmüfltür; yâni anevi-nesinin muhtemelen en az bir psikotik ata¤› olmufltur. Sonuçta, Sullivan’a annelik yapan iki kad›n söz konusudur: Annesi ve annesi. 1903’de anneannesi öldükten sonra bile iki anne-si olmaya devam eder çünkü bekâr bir teyzeanne-si çocuk bak›m›nda yard›m için evlerine gelir. ‹ki ebeveyn de fakir ‹rlandal› Katolik menfleden gelseler de, annesi Stack âilesini sosyal olarak Sullivanlar’a göre üstün olarak de¤erlendirir.

Kendisi önemli bir hekim olana kadar, SSuulllliivvaann da Stacklar’›n üstünlü¤ünü kabûl eder, fakat daha sonra insanlar›n benzerliklerini önemseyen kifliler-aras› kuram›n› gelifltirdikten sonra annesinin iddi-alar›n›n hatas›n› anlar.

Okul öncesi çocukluk döneminde yafl›tlar›ndan ne tan›d›¤› ne de arkadafl› vard›r, fakat 5 yafl›ndan önce birkaç adet hayâlî arkadafl yaratm›flt›r. Okula bafllad›ktan sonra da Anglosakson Protestan bir top-lulukta ‹rlandal› Katolik bir çocuk olarak kendini ya-banc› gibi hissetmeye devam eder. ‹rlandal› aksan› ve keskin zekâs› Smyrna’daki okul y›llar›nda s›n›f ar-kadafllar› aras›nda onu sevilmeyen bir kifli yapar. 8.5 yafl›na geldi¤inde komflu çiftlikten 13 yafl›ndaki bir çocukla yak›n bir arkadafll›k kurar. Bu kifli CCllaarreennccee B

Beelllliinnggeerr ad›nda ayn› liseye bafllayan bir çocuktur. Yafl olarak akran olmasalar da, sosyal ve entellektüel düzeyde çok fazla ortak noktalar› vard›r. Sosyal ola-rak ikisi de geridirler, fakat entellektüel olaola-rak ileri-dirler, her ikisi de daha sonra psikiyatr olurlar ve hiç evlenmezler. AA.. HH.. CChhaappmmaann’a göre bu iliflkinin hem-cinsel (homoseksüel) boyutu vard›r, fakat HHeelleenn

H

H

A

AR

RR

RY

Y S

ST

TA

AC

CK

K S

SU

UL

LL

LIIV

VA

AN

N ((1

18

89

92

2--1

19

94

49

9))

P

Prrooff.. DDrr.. MM.. KKeerreemm DDookkssaatt A

Arrflfl.. GGrrvv.. DDrr.. BBaarr››flfl GGöönneenn A

Arrflfl.. GGrrvv.. DDrr.. FFuuaatt BBeeflflkkaarrddeeflfl

S Y M P O S I U

yeni

Yeni Symposium 42 (3): 126-130, 2004 M

(2)

S Y M P O S I U

yeni MYeni Symposium 42 (3): 126-130, 2004 127 S

Swwiicckk PPeerrrryy’e göre bu iliflkide aç›kça cinsel birlikte-li¤in oldu¤u flüphe götürür. Buna karfl›l›k, CCllaarreen n--c

cee’dan “flehrin hemcinseli” diye bahsedildi¤i bilinir. S

Suulllliivvaann,, CCllaarreennccee ile kurdu¤u arkadafll›¤›n kendi ki-fliler-aras› geliflimine önemli katk›larda bulundu¤u-nu düflünmüflse de, ileride kendisi de psikiyatr ol-duktan sonra CCllaarreennccee,, SSuulllliivvaann’dan nefret etti¤ini dile getirir!

Her iki durumda da bu iliflkinin SSuulllliivvaann’›n haya-t›nda dönüm noktas› oldu¤u âflikard›r. Onda yak›n-l›k kurabilme gücünü, kendi gibi olmasa da di¤erini sevebilme yetene¤ini uyand›rm›flt›r. SSuulllliivvaann, kura-m›n›n olgunlaflm›fl fleklinde preadolesan yafllardaki gelifltirilen yak›n iliflkinin terapötik ve sihirsel gücü-ne ögücü-nemli vurgular yapm›flt›r. Bu inanç da, t›pk› di-¤er SSuulllliivvaann hipotezleri gibi, kendisinin çocukluk ça-¤› yaflant›lar›ndan köken almaktad›r.

TAHS‹L DÖNEM‹ S

Suulllliivvaann, çiftçilikle de¤il bilim ve kitaplarla ilgile-nir. Yo¤un ifl yükünün gerekti¤i bir çiftlikte tek ço-cuk olmas›na ra¤men, ald›rmaz görünüflü ve unut-kanl›¤›yla iflleri unutarak atlatmay› baflar›r. Hoflgörü-lü olan annesi de onun ad›na iflleri tamamlar ve onun kredi almas›na yard›mc› olur. Liseyi parlak bir talebe olarak 16 yafl›nda birincilikle bitirir. Sonras›n-da psikiyatriye ilgisi olmas›na ra¤men fizikçi olmak gâyesiyle Cornell Üniversitesi’ne burslu olarak girer. Cornell’deki akademik performans› bir felâket olur ve bir y›l sonra okuldan uzaklaflt›r›l›r. Cornell’de posta sahtekârl›¤› yüzünden bafl› bâz› yasalarla der-de girer. Kendisinder-den büyük ö¤renciler büyük ihti-mâlle onun ad›n› vererek postayla bâz› yasad›fl› kim-yasallar ›smarlam›fllard›r. Her durumda da, iki sene boyunca SSuulllliivvaann esrârengiz bir flekilde ortadan kay-bolur. PPeerrrryy,, SSuulllliivvaann’›n bu dönemde flizofrenik bir atak yaflam›fl olabilece¤ini ve ak›l hastânesine sevk edilmifl olmas› ihtimâlini vurgularsa da, hastâneye yat›fl kay›tlar› hiçbir zaman bulunamam›flt›r. AAlleexxaan n--d

deerr ise bu dönemde kendinden yafll› bir erkek mo-delin ona yol gösterdi¤ini, (homo?) seksüel pani¤ini aflmas›na yard›mc› oldu¤unu ve psikiyatriye olan il-gisinin artmas›na yol açt›¤›n› zannetmektedir. 1909’dan 1911’e kadar süren bu esrarengiz ortadan kayboluflun sebebi ne olursa olsun, bu arada yaflad›k-lar› onu akademik ve muhtemelen cinsel olarak ol-gunlaflt›rm›fl gibi görünmektedir.

1911’de bir y›ll›k baflar›s›z tahsil olan tahsil son-ras› o dönemde pek itibar görmeyen bir okul olan Chicago T›p Fakültesi’ne yaz›l›r ve notlar› ortalama olsa da Cornell’dekilere göre büyük ilerleme kayde-der. T›p fakültesi derslerini 1915’de tamamlar fakat 1917’e kadar diplomas›n› alamaz. SSuulllliivvaann bu gecik-meyi okul taksitlerini tam olarak yat›ramamas›na ba¤lam›flt›r, fakat PPeerrrryy 1915’de tüm gerekli akade-mik ihtiyaçlar›n› tamamlamam›fl oldu¤una dâir delil-ler bulmufltur. Buna ra¤men SSuulllliivvaann nas›l t›bbiye diplomas›n› alabilmifltir? Bu soruya hiç bir biyografi

yazar› tatminkâr cevap verememifltir. AAlleexxaannddeerr,, muhtemelen SSuulllliivvaann’›n bir y›ll›k t›bbî çal›flmalar› so-nucu kayda de¤er ikna yeteneklerini kullanarak in-ternlik yerine bunlar› sayd›rmay› kabûl ettirdi¤ini ifâde eder. Mezuniyetinin ertesi senesi de Chicago Koleji kapat›l›r.

KAR‹YER‹

Bu esnada ABD Birinci Dünya Savafl›’na girmifltir ve doktor subaylara ihtiyac› vard›r. Gerek savaflta ge-rekse savafltan sonra askerî doktor olarak çal›flmaya devam eder. Bu dönemde hayat›, ilerdeki parlak ka-riyerinin aksine, kar›fl›k ve düzensizdir. Birçok en-düstriyel kurum, sigorta flirketleri, ulusal güvenlik, ordu ve devlette çeflitli görevlerde çal›fl›r. Psikiyatri ile ilk iliflkisi, Washington’daki St. Elizabeth Hastâne-si ve Veteranlar ‹dareHastâne-si aras›nda liyezon memuru olarak çal›flt›¤› dönemde olur.

1921’de resmî e¤itimi olmadan Washington DC’de St. Elizabeth Hastânesi’ne gider ve orada ABD’nin en çok tan›nan nöropsikiyatrlar›ndan ve psikanalistlerinden birisi olan DDrr.. WWiilllliiaamm AAllaannssoonn W

Whhiittee ile yak›n iliflkiler kurar. Orada ilk kez çok say›-da flizofrenik hasta ile çal›flma imkân› bulur. St. Eliza-beth’deki hastalarla konuflmaya ve buradaki derslere kat›lmaya bafllar. DDrr.. WWiilllliiaamm AA.. WWhhiittee, Baltimor’daki Sheppard ve Enoch Pratt hastânesinde ifl bulmas›na yard›mc› olur. Bu, SSuulllliivvaann’›n kariyerinde bir dönüm noktas› oluflturur. Hayat›n›n bu evresinde flizofreni üzerinde yo¤un çal›flmalar yürütür ve bunlar da kifli-ler-aras› iliflkilerin önemi üzerinde odaklaflmas›na yol açar.

S

Suulllliivvaann, flizofren hastalar›n konuflmalar›n› an-lamland›rmaya çal›fl›rken hastal›klar›n›n sosyal ve ki-fliler-aras› faktörlerden kaynaklanan anksiyete ile il-gili oldu¤unu anlar. Klinik tecrübeleri de kademeli olarak kifliler-aras› kuram›n geliflmesine yol açar.

Vaktinin ve enerjisinin ço¤unu Sheppard’da has-tâne görevlilerini e¤itmeye ay›r›r. Kendisi de bir miktar terapi yapsa da profesyonel olmayan sempa-tik hastâne görevlilerinin insanc›l ilgi ve sayg› gös-termeleriyle flizofrenleri tedavi etti¤i bir sistem ge-lifltirir. Bu program onun ün kazanmas›na yol açar. Genç flizofrenleri iyilefltirme konusunda iyi bir flöh-rete sâhip olur. 1926 y›l›na gelindi¤inde, fakültede akademik görevlerden ve bulundu¤u hastânenin araflt›rma bölümünün baflkanl›¤›ndan sorumludur. Birçok psikiyatrik topluluk içerisinde aktif rol al-maktad›r. American Journal of Psychiatry dergisinin yard›mc› editörü olur. 1930 Mart›’nda, politik ne-denlerden dolay› Sheppard’dan istifa eder.

O y›l daha sonra New York’a tafl›n›r ve özel sek-törde çal›flmaya bafllar, kifliler-aras› iliflkiler hakk›n-daki bilgilerini flizofreni d›fl›nhakk›n-daki hastal›klar› da in-celeyerek derinlefltirmek istemektedir; özellikle ob-sesif kökenli hastal›klarla ilgilenir. Zor zamanlar ge-çirir, bakt›¤› hastalar kendi masraflar›n› karfl›lamak-tan âciz fakir insanlard›r. Birçok hastânede çal›flarak

(3)

SY M P O S I U

yeni

Yeni Symposium 42 (3): 126-130, 2004 M

128

flizofreni tedavisi üzerinde özelleflir. Zaman›ndaki görüfllere ayk›r› olarak, flizofreninin tedavisinde psi-koterapinin de faydal› olabilece¤ine dikkat çeker.

New York’ta ikametinin olumlu bir yan›, Avrupa kökenli pek çok psikiyatr ve sosyal bilimci ile tan›fl-mas› olur. Bunlar›n aras›nda KKaarreenn HHoorrnneeyy,, EErriicchh F

Frroommmm,, FFrriiddaa FFrroommmm RReeiicchhmmaannnn say›labilir; SSu ullllii--v

vaann ve CCllaarraa TThhoommppssoonn’la birlikte ZZooddiiaacc ggrruubbuunnuu olufltururlar. Bu gayr› resmî bir organizasyondur, dü-zenli olarak içki masas›nda toplan›p psikiyatrideki ve iliflkili sosyal bilimlerdeki eski ve yeni fikirleri tar-t›fl›rlar. SSuulllliivvaann,, TThhoommppssoonn ile önceden tan›fl›r ve onu Avrupa’ya seyahat ederek FFrreeuudd’un müritlerin-den SSaannddoorr FFeerreenncczzii’den e¤itim analizi almaya ikna eder. SSuulllliivvaann,, ZZooddiiaacc ggrruubbuunnuunn tüm üyelerinden ve T

Thhoommppssoonn’dan terapötik tekni¤inin dolayl› yoldan F

Frreeuudd taraf›ndan etkilendi¤ini ö¤renir. Ayn› zaman-da iki di¤er önemli kuramc›larzaman-dan AAddoollff MMeeyyeerr ve W

Wiilllliiaamm AAllaannssoonn WWhhiittee’’›n da kendi terapi prati¤inde önemli yer teflkil etti¤ini ifâde eder. Burada genifl bir hasta kitlesine sâhip olur. Bu arada, FFeerreenncczzii taraf›n-dan analizi bitirilen DDrr.. CCllaarraa TThhoommppssoonn’›n 300 saat-lik bireysel analizinden geçer. SSuulllliivvaann psikanalitik hareketin bir parças› olmakla birlikte Freudiyen ku-ramdan memnun de¤ildir. Benzer görüflleri tafl›yan meslektafllar›yla birlikte 1936 y›l›nda William A. White Vakf›’n›n, Washington Psikiyatri okulunun ve “Psychiatry” dergisinin kuruluflunu destekler. Bu dö-nemde sosyal bilimlerin psikiyatri üzerindeki etkile-rini kapsayan fikirleri flekillenmeye bafllar. Bu fikir-ler interpersonal terapi formülasyonlar›n›n temelle-rini oluflturmaktad›r. Tekni¤inde bir miktar Freudi-yen etkiye ra¤men, kuram› ne psikanalitik ne de ne-ofreudiyen yap›dad›r.

New York’taki iskân› s›ras›nda SSuulllliivvaann Chicago Üniversitesi’nden de pek çok önemli sosyal bilimci-nin etkisi alt›na girer. Bu dönemde, Chicago Üniver-sitesi’nden kültürel antropolog DDrr.. EEddwwaarrdd SSaappiirr ve ayn› üniversiteden baflka bir ö¤retim görevlisi olan siyaset bilimci DDrr.. HHaarroolldd LLaasssswweellll ile tan›fl›r. SSu ullllii--v

vaann özellikle bu iki adam ve di¤erlerinden ald›¤› il-hamla sosyal bilimlerin psikiyatrideki önemini vur-gulam›flt›r. En çok etkilendi¤i kifliler aras›nda sosyal psikolog GGeeoorrggee HHeerrbbeerrtt MMeerraadd, sosyologlardan RRo o--b

beerrtt EEzzrraa PPaarrkk ve WW.. II.. TThhoommaass, antropolog EEddwwaarrdd S

Saappiirr ve siyaset bilimcisi HHaarroolldd LLaasssswweellll yer almak-tad›r. SSuulllliivvaann,, SSaappiirr ve LLaasssswweellll birincil olarak Was-hington DC’de WWiilllliiaamm AAllaannssoonn WWhhiittee Psikiyatri Derne¤ini kurmakla görevlidirler ve bu derne¤in amac› psikiyatriyi di¤er sosyal bilimlerle birlefltir-mektir. SSuulllliivvaann derne¤in ilk baflkan› olur, 1937 y›-l›nda derne¤in yay›n organ› olan “Psychiatry” dergi-sini kurar ve editörü olarak görev yapar. SSuulllliivvaann’›n liderli¤indeki kurulufl, zamanla, WWaasshhiinnggttoonn PPssiik kii--y

yaattrrii OOkkuulluu olarak bilinen e¤itim enstitüsü hâline ge-lir. Bu faâliyetlerden dolay› SSuulllliivvaann pek de kazançl› olmayan New York prati¤inden vazgeçer ve Was-hington DC’ye geri tafl›n›r; orada okula ve dergisine

s›k›ca ba¤lan›r. 1939’da Washington DC’ye döndük-ten sonra kendini yazmaya, e¤itime ve muayenehâ-nesine adar. ‹kinci Dünya Savafl›’n›n sona ermesiyle, kifliler-aras› iliflkilerle ilgili fikirlerinin milletler ara-s›ndaki çat›flmalar›n da önlenmesine katk›da buluna-bilece¤ini ve savafl tehlikesini engelleyebuluna-bilece¤ini düflünmeye bafllar. Kanadal› bir psikiyatr ve Dünya Sa¤l›k Örgütü’nün daha sonraki baflkanlar›ndan olan D

Drr.. BBrroocckk CChhiisshhoollmm ile kurdu¤u iflbirli¤i vâs›tas›yla bu fikirlerini uygulamaya koyar. Dolay›s›yla, Dünya Ak›l Sa¤l›¤› Birli¤i (World Federation for Mental He-alth) kurulmufl olur. UNESCO’da konsültanl›k görevi yapar. Psikiyatri d›fl›nda, güneydeki siyahî gençlik üzerine, Nazi Almanyas›’ndaki anti-semitizm üzerine ve uluslararas› insanl›k suçlar›yla ilgili yaz›lar da ya-zar.

C‹NSEL HAYATI

Pek çok biyografi yazar› SSuulllliivvaann’›n cinselli¤i ko-nusunda rahat olmad›¤› ve evlilikle ilgili olarak ikir-cikli (ambivalan) duygular tafl›d›¤›n› söyler. 1927 y›-l›nda, daha sonra evlât gibi gördü¤ünü söyleyece¤i 15 yafl›ndaki genç erkek çocuk olan JJaammeess IInnssccooee ile tan›fl›r ve onu evine al›r. Bu delikanl› SSuulllliivvaann’›n mâ-lî ifllerine bakar, elyazmalar›n› kaleme al›r ve ev iflle-rini yürütür. Resmen evlât edinmese de, SSuulllliivvaann onu o¤lu olarak görür ve yasal ismini de JJaammeess II.. SSu ull--lliivvaann olarak de¤ifltirir. JJaammeess hayat› boyunca SSu ullllii--v

vaann’a efllik eder. SSuulllliivvaann’›n ifl arkadafllar›, bu ikilinin aras›nda romantik bir iliflki oldu¤una inanmaktad›r-lar. SSuulllliivvaann’’›n kiflili¤iyle ilgili bilgilerin bir k›sm› gerçek, bir k›sm› anekdot, bir k›sm› ise dedikodu-dur. Genel olarak, hemcinsel oldu¤undan flüphele-nilmektedir. Özellikle gençlik dönemiyle ilgili ola-rak do¤rular› söylemedi¤i ise bir spekülasyondur. ‹kinci dünya savafl› s›ras›nda Amerikan ordusunun hemcinsel erkekleri ay›rmada kulland›¤› psikiyatrik program› gelifltirir. SSuulllliivvaann hemcinsel erkeklerin as-kerlik yapmaya uygun olmad›¤›n› düflünmektedir. Esas amac› hemcinsel erkeklere yard›m etmek olma-s›na ra¤men, bu giriflim “homoseksüelli¤in” bir ak›l hastal›¤› olarak görülmesine ve damgalanman›n da-ha da artmas›na neden olur. Parayla aras›n›n iyi ol-mad›¤› gerçektir (arkadafllar›ndan s›kl›kla borç al›r ve 1930’lu y›llarda iki kez iflâs eder).

SON DEMLER

1949 y›l›nda Ocak ay›nda SSuulllliivvaann Amsterdam’da Ruh Sa¤l›¤› Dünya Federasyonu’nun bir toplant›s›na kat›l›r. Eve dönüfl yolunda, 14 Ocak tarihinde Pa-ris’te bir otel odas›nda muhtemelen bir beyin kana-mas› veya kalb krizi sonucunda hayat›n› kaybeder. Alkolü de afl›r› miktarda kulland›¤› bilinmektedir. Bu olay 57’nci do¤um gününden birkaç hafta sonra gerçekleflir.

Öldü¤ü esnâda, tahmin edilebilece¤i üzere, yapa-yaln›zd›r!

S

(4)

S Y M P O S I U

yeni MYeni Symposium 42 (3): 126-130, 2004 129 Kiliseye düzensiz olarak giden Katolik bir âilenin

ço-cu¤u olmas›na ra¤men, erken yafllarda Katolikli¤i terk eder. ‹leriki hayat›nda tan›d›klar› ve arkadafllar› onu dinsiz ve Katoliklik karfl›t› biri olarak de¤erlen-dirseler de, SSuulllliivvaann onlar› flafl›rtarak Katolikli¤in usûllerine uygun olarak yak›lmay› isteyen bir vasiyet yazar! Bu talebi, bedeninin Paris’te yak›lmas› d›fl›nda yerine getirilir. Külleri daha sonra ABD’ye götürül-müfl, bir tabuta konmufl ve Katolik ölçülerine göre okunan bir a¤›tla gömülür.

D

Deexxtteerr BBuullllaarrdd,, SSuulllliivvaann’la ilgili hât›ralar›n› anla-t›rken, “Ona karfl› duyulan sevgi ve nefret ayn› yo-¤unluktayd›. Kimse onu tamamen bilmiyordu. O be-nim flimdiye kadar gördü¤üm dâhiye en yak›n olan fleydi” der.

Önemli bilimsel gerçek ve olgu odur ki, psikozu-na ve muhtemel hemcinselli¤ine, asosyalli¤ine ra¤-men SSuulllliivvaann’›n kiflilik kuramlar›na en önemli katk›-s› geliflim evreleri üzerine olan görüflleriyle olmufl-tur. Psikiyatri alan›na getirdi¤i yeniliklerden EErriikk E

Erriicckkssoonn,, EErriicc FFrroommmm,, KKaarreenn HHoorrnneeyy gibi birçok Amerikan psikiyatr› bir flekilde etkilenmifltir.

FAYDALANILAN ve TAVS‹YE ED‹LEN KAYNAKLAR

Carducci B (1998) The Psychology of Personality. Pacific Gro-ve, CA: Brooks/Cole Publishing Company.

Crowley RM (1980) Cognitive elements in Sullivan’s theory and practice. J Amer Acad Psychoanal; 8: 115-126. Crowley RM (1981) Harry Stack Sullivan as social critic. J Am

Acad Psychoanal; 9: 211-226.

Cullander C (1984) Review of Psychiatrist of America. The Li-fe of Harry Stack Sullivan. Psychoanal Q; 53: 131-134. Feist J, Feist GJ (2002) Theories of Personality, Fifth Edition.

New York: McGraw-Hill, 202-230.

Goethals GW (1976) Evolution Sexual & Genital Intimacy Comparison Erikson vs Sullivan; J Am Acad Psychoanal; 4: 529-544.

McAdams, Dan P (1994) The Person: an Introduction to Perso-nality Psychology. Ft. Worth: Harcourt Brace.

Mullahy P (1948) Oedipus, myth and complex. New York:

Hermitage Press, Inc, 286-291.

Perry, Helen Swick (1982) Psychiatrist of America: The life of Harry Stack Sullivan. Harvard: Belknap.

Sullivan HS (1953) The interpersonal theory of psychiatry. New York: Norton.

Sullivan HS (1955) Conceptions of Modern Psychiatry: First William Alanson White Memorial Lectures. London: Tavis-tock Publications.

Sullivan HS (1925) The oral complex. Psychoanal Rev; 12: 30-38.

Sullivan HS (1926) Erogenous maturation. Psychoanal Rev; 13: 1-15.

Sullivan HS (1934) Review of Towards Mental Health. The Schizophrenia Problem. Int J Psychoanal; 15: 346-347. Sullivan HS (1947) Conceptions of Modern Psychiatry.

Was-hington, DC: Wm. Alanson White Psych. F.

Sullivan HS (1953) The Interpersonal Theory of Psychiatry. New York: WW Norton & C0.

Sullivan HS (1962) Schizophrenia as a Human Process. New York: WW Norton & Co.

Sullivan HS (1962) Schizophrenia as a Human Process. With Introduction and Commentaries by Helen Swick Perry. New York: Norton.

Sullivan HS (1964) The Fusion of Psychiatry and Social Scien-ce. New York: WW Norton & Co.

Sullivan HS (intro. by H. Perry) (1965) The Fusion of Psychi-atry and Social Science. Contributions to Social Science, with an introd. and commentaries by H. Perry. New York: WW Norton.

Sullivan HS (1992) Clinical Studies in Psychiatry. New York: WW Norton.

Perry H (1982) Psychiatrist of America. The Life of Harry Stack Sullivan. Cambridge: Harvard Univ. Press.

Schulz CG (1987) Sullivan’s influence on Sheppard Pratt. J Amer Acad Psychoanal; 15: 247-254.

http://www.delmar.edu/socsci/faculty.html http://hedgeschool.homestead.com/sullivan.html http://www.psych.org/pnews/98-05-15/hx.html http://reference.allrefer.com/encyclopedia/S/SullvnH.html http://www.psych.org/pnews/98-05-15/hx.html http://www.psych.org/pnews/98-05-15/hx.html http://www.apsa-co.org/ctf/pubinfo/about/bios/sulli-van.html http://www.glbtq.com/social-sciences/sullivan_hs.html http://www.psych.org/pnews/98-05-15/hx.html

Referanslar

Benzer Belgeler

Fodor, La estructura de una teoría semántica, Madrid: Siglo XXI, 1976, p.. English Grammar,

[r]

[r]

[r]

1939’da Türkiye’ye iltihak olan bölgedeki Ermeniler, çok değil iki yıl sonra, yine Ankara’nın gadrine uğradı..

2003 Associate Degree, Muğla University, Milas Sıtkı Koçman Vocational School - Restoration 2007 Bachelor’s Degree, Selçuk University, Faculty of Fine Arts - Traditional

Pleksi - metal - mermerit- ahşap malzemeleri; kısa dikdörtgen prizma kaide, kesik piramit ve diagonal sergileme için rahle formunda üretilmiştir. Farklı kaidelerle

hatta ben, kafam bir gemi direği gibi bir aşağı bir yukarı sallanırken, aynı yönde ondan daha hızlı hareket ediyor gibiyim.. Sol tarafımda uzakta, ovanın