• Sonuç bulunamadı

I — Y a p ı ve Yollar K a n u n u n u n doğurduğu müş- kilât: Y a p ı ve Yollar K a n u n u n u n hangi hususlarda tak- yidler k o y d u ğ u n u bundan evvelki mukayese cedvelin- de kısaca gösterdik

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "I — Y a p ı ve Yollar K a n u n u n u n doğurduğu müş- kilât: Y a p ı ve Yollar K a n u n u n u n hangi hususlarda tak- yidler k o y d u ğ u n u bundan evvelki mukayese cedvelin- de kısaca gösterdik"

Copied!
5
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

İ S T A N B U L İ M A R I N D A K A R Ş I L A Ş I L A N G Ü Ç L Ü K L E R VE Ş İ K Â Y E T L E R

I I

Y. M ü h . A k i f B A Z O Ğ L U

(Baş tarafı sayı 7-10, 950 dedir.)

B u n d a n evvelki yazımızda, eski ebniye kanunile 2290 sayılı belediye yapı ve yollar k a n u n u n u n muka- yesesini yapmış, yapı ve yollar k a n u n u n u n eskiye na- zaran ziyade taklitçiliğine işaret etmiş, yapı ve yollar kanunile başlıyan imar p l â n ı r e j i m i n i ve b u plânların tatbik şartlarını sureti umumiyede m ü t a l â a etmiş, son olarak da İstanbul imar p l â n ı n ı ve p l â n ı n tatbiki duru- m u n u , şehircinin tatbikat h a k k ı n d a k i rapor ve müta- lâalarını kısaca gözden geçirmiş; b u g ü n k ü p l â n reji- m i n i n tatbikattaki mahzur ve müşkilâtını, İstanbul i- m a r p l â n ı n ı n bazı hususiyetlerini ve imar işlerinde güçlük ve şikâyetlerin nevi ve sebeplerini ayrı bir ya- zıda tetkik konusu yapacağımızı söylemiştik. B u ya- zımızda b u konularla meşgul olacağız.

I — Y a p ı ve Yollar K a n u n u n u n doğurduğu müş- kilât:

Y a p ı ve Yollar K a n u n u n u n hangi hususlarda tak- yidler k o y d u ğ u n u bundan evvelki mukayese cedvelin- de kısaca gösterdik.

K a n u n u n 4 ve 9 uncu maddelerine göre imar plân- larına müsteniden konan takyitleri daha sonra mütalea etmek üzere evvelâ doğrudan doğruya k a n u n u n kat'î ölçü ve takyidlerini ele alacağız :

K a n u n , haricî bazı takyidlerden başka (cepheler- de çıkıntılar, balkon vesaire), binanın dahilî aksamı- n a aid: aydınlık yerleri (ışıklıklar - madde 29), tavan yüksekliği (madde 33), Mutfak, abdesthane, banyo yer- leri (madde 34), merdiven basamakları (madde 38, 39), k a p ı ve pencereler için bir t a k ı m azamî ve asgarî ölçüler vermiştir.

F i l h a k i k a fennî ve sıhhi icaplarına tekabül eden b u ölçüler tatbikatta m ü h i m zorluklara sebebiyet ver- mektedir. Ekseriyetle tesadüf olunan haller şunlardır:

a - Vatandaşın elindeki arsa dardır, aydınlık ye- rimi t a m a m verse, matbahı k a n u n u n istediği ebadda ya- pamıyor, banyoyu, merdiveni sığdıramıyor. Arsayı a- melî olarak b ü y ü t m e k gayri m ü m k ü n , vatandaş be- hemahal bu arsaya bir ev veya her hangi bir bina yap- m a k istiyor, imar bürosu k a n u n î sarih ölçüler dışında

bir muamele yapmıyor. B u d u r u m karşısmda vatandaş bir taraftan sızlanıp şikâyet ederken, diğer bir kısmı da ya p l â n üzerinde bir t a k ı m hilelere veya inşaat es- nasında kaçak yollara sapmağa mecbur oluyor.

b - K a n u n u n 20 inci maddesindeki 3 metre asga- rî aralık, bitişik nizamda derinliği az, ayrık nizamda y ü z ü az arsalarda bazan imkânsızlığa yol açmaktadır.

c - Helâ kapıları için asgarî 90 santim kabul olun- ması bazen m ü ş k i l â t ı m u c i p olmaktadır.

d - İskân katı irtifalarınm 2.85 M. den az olma- ması, bazı kat ilâvelerinde, ucuz meskenlerde mahzur ve m a n i teşkil etmektedir. Her aileye 2.85 M. irtifam- da ve k a n u n u n tesbit etiği diğer ölçülere uygun mes- ken temini imkânsızlığı karşısmda, mesken sefaletini önlemek üzere, iktisadî ve sıhhî m ü l â h a z a l a r ayni za- m a n d a göz önünde b u l u n d u r u l a r a k , başka memleket- lerde ucuz evler için k a t irtifalarmın 2,35 M. ye ka- dar indirildiği görülmektedir.

e - K a n u n u n binanın iç kısmına ait a h k â m ı bazı ahvalde müeyyidesiz kalmaktadır. İnşaat sahibinin bazı m ü ş k i l â t ı ve masrafı göze alarak bu ölçü ve şart- lardan bir kısmının dışına çıkması m ü m k ü n ve vaki olan hallerdir.

K a n u n u n zengin ve ucuz evler, sıcak ve soğuk ik- limler, konforlu ve konforsuz evler ve şehirler için ay- n i ölçüleri kat'î olarak istemesinin realiteye uygun ve isabetli bir h ü k ü m olmadığı ilgililerce ve alelhusus bi- rinci Türk yapı kongresince k a b u l olunmuştur. B u öl- çülerin mahallî hususiyetlere ve meskenin mahiyetine göre talimatnamelerle tesbit olunması prensibi umumi- yetle benimsenmektedir.

I I — İ m a r plânlarının doğurduğu m ü ş k i l â t : Y a p ı ve Y o l l a r K a n u n u esaslarına göre hazırlanan imar plânlarında, ekseriyetle, eski mahalleler geniş de- ğişikliğe tabi tutulmaktadır, yeni iskân m ı n t a k a l a r m d a da ifraz ve inşaat için, umumiyetle b u g ü n zengin diye?

bileceğimiz geniş ölçüler kabul olunmaktadır.

Eski şehirlerde bu şekildeki plânların tatbiki hiç bir belediyenin b u g ü n k ü şartlar altmda, i k t i h a m ede- miyeceği muazzam istimlâklere m ü t e v a k k ı f bulunmak-

(2)

tadır. Y e n i iskân mıntakalarında ise . b u g ü n k ü tarzda şiddetli bir arsa spekülâsyonu meydana gelmektedir.

Bu yüzden h a l k ı n bu m m t a k a l a r d a dahi ucuz arsa te- d a r i k i imkânsızlaşmakta, ayni zamanda fakir beledi- yelerin kendi bütçelerile bu mıntakaların yol, su, lâ- ğam, ışık vesaire tesislerini yapması m ü m k ü n olma- maktadır. Bu sebeplerden yeni iskân mıntakalaruıda da iskân davası zorlaşmaktadır. İfraz ve inşa şartları- n ı n genişliği bazen arazi ifraz edenlerin, bazen de an- cak ucuz bir arsaya ucuz bir ev y a p m a k i m k â n ı n d a o- lan vatandaşlarm şikâyetini m u c i p olmaktadır.

İ k i sene evveline kadar Boğaziçinin R u m e l i sahi- li, K ı n a l ı ve Burgaz adaları alelıtlak ayrık nizama ta- bi tutulmuştu. H a l b u k i bu yerlerde eskidenberi biti- şik nizama göre teessüs etmiş mahalleler içinde ancak bu nizama müsait evler ve arsalar vardı;

K a d ı k ö y ü n içinde bazı semtler ayrık nizama alın- mış, ayrık nizam için inşaat sahası arsa sathının %25 inden, bitişik n i z a m d a %60 ından fazla k a b u l olunma- mıştır; K a d ı k ö y ü n sayfiye bölgelerinde umumiyetle ayrık nizam ve komşu aralıkları en az 5 er metre, as- garî arsa yüz ölçüleri 600 - 2000 metre kare kabul o- lunmuştur.

Göztepe _ Erenköy - Bostancının biraz şimali is- kân sahası dışı ve geniş ifraz mıntakası kabul olunmuş- tur, k i Kozyatağı, Sahrayı Cedit, İçerenköy, Merdiven- köy bu mıntakanın içinde kalmıştır.

Daha bunlar gibi plânlarımızda yer alan bir çok şartlar, vatandaşın elindeki arsası veya arzu, ihtiyaç ve i m k â n ı bunlara u y m a d ı ğ ı hallerde sıkıntı ve şikâ- yet mevzuu olmuştur.

Diğer taraftan, mevcut yolların genişletilmesi, ye- n i yollar, meydan ve yeşil sahalar, u m u m a mahsus te- sislere ayrılan yerler, kapanan sokaklar ve bu yüzden ada ortasında kalan arsalar, çıkmaz sokaklar için de- v a m ettirilen takyidler, bunların istimlâk edilememesi veya gerekli k a n u n î muamelenin yapılamaması şehir için ve h a l k için diğer sıkıntı kaynaklarıdır.

Son defa yapılan Erenköy - Merdivenköy - Sahra- yı Cedit - Bostancı - İçerenköy plânında eski plânlara göre çok daha müsait inşaat ve ifraz şartlarının k a b u l olunması, daha evvelki plânların tatbikatında görülen bu sıkıntıların bir neticesi olmuştur. Ancak, bu da ya- r ı m ve noksan bir tedbirdir; zira, yol, su, kanalizasyon vesaire gibi arkadan gelecek, haddi zatında ise önce- den d ü ş ü n ü l ü p temin edilmesi lâzım gelen ihtiyaçlar bir ân için unutulmuştur.

B u n d a n evvelki yazımızda işaret ettiğimiz ve yu- k a r ı k i misallerde g ö r d ü ğ ü m ü z gibi, k a n u n plânların tatbiki için belediyelere kâfi i m k â n l a r sağlanmış oldu- ğ u gibi, bilmukabele plânlarımız da eldeki i m k â n ve şartlarla ayarlanmış bulunmaktadır. K a n u n u n p l â n tat- b i k i n i tayin eden 5 ve 6 ıncı maddeleri hemen umu- miyetle tatbik olunamamaktadır. İstanbul belediyesi, diğer belediyeler, 5 yıllık programlarına, imar plânla-

r ı n ı değil, hattâ semt-semt p l â n parçalarını bile ala- madıkları gibi, programa aldıkları işlerin bile karşılı- ğını tamamen bulamamaktadırlar.

Diğer taraftan, hukukçular, derhal istimlâk edil- mediği takdirde vatandaş tasarruf h a k k ı n ı n gayrimu- ayyen zaman için takyid olunamıyacağını, ancak 5 yıl- l ı k programa dahil olan yerlerde bu müddet için takyid olunabileceğini k a b u l etmektedirler. Şehirci ile hukuk- çu arasında bu suretle b ü y ü k bir görüş ayrılığı meyda- na gelmekte ve kaza mercilerine giden mevzularda hu- kukçuların noktayı nazarı galebe çalmaktadır. B u n u başka t ü r l ü ifade etmek istersek, vatandaş menfaati ile şehir menfaati tearuz ettiğinde, şehir menfaati için ge- rekli tedbirler alınmamış olduğundan vatandaş men- faati şehir zararına galebe çalmaktadır.

Eski ebniye kanununda, yol tevsilerinde arsanın dörtte birine kadar kısmının bedelsiz terk olunması ve istikamete mütecaviz binalara da esaslı tamir mem- nuiyeti vardı. B u g ü n bu iki mükellefiyetin bulunmayı- şı dahi p l â n tatbikatında bir boşluk bırakmakta ve yo- la mütecaviz binalar inşasına i m k â n vermektedir.

İmar plânları ile k a n u n î ve malî i m k â n ve şartlar birbirine m ü v a z i olarak ayarlanmadıkça planların tat- bik olunamıyacağı ve sadece m u v a k k a t zaman için ba- zı sıkmtı ve şikâyetler yaratacağı anlaşılmağa başla- mıştır.

Plânlarımızın tatbikatta sıkıntı ve şikâyet konusu olan taraflarından bazı misaller verelim:

İstanbul semtinde bir çok sokaklar plâna göre ka- patılmış ve yeni yollar ve adalarla tamamile yeni şekil verilmiştir. Şehreminini içine alan 1/2000 plânda mev- cut bazı sokakların mihverinden 15 metre mesafede inşaat kabul olunmuştur.

Bir çok sokaklarda binaların önünde 5, hattâ ba- zı yerlerde 7,50 M. ön bahçe bırakması istenmiştir; ve çok defa mevcut arsalara ve daha evvelden yapılmış binalara göre bu şart uygun ve kabili tatbik olmamak- tadır.

Y a n g ı n yeri adaları ve parselleri birçok yerde na- zarı itibara alınmamış, yeni yollar ve ada taksimatı ya- pılmıştır. Eski parseller ve yollar bu yeni taksimata göre tertip ve tanzim olunmadıkça bu yeni yol ve ada- ların da tatbiki m ü m k ü n olmamaktadır.

Plânlarda kabül olunan katlar ekseriya halkı tat- m i n etmemektedir. Semtler kıymetlenip kiralar yük- seldikçe kat istekleri de artmaktadır.

Beşiktaşta Spor caddesi 15 M. den fazla olduğu halde 3 kat kabul olunmuştur. Teşvikiye caddesinde bir noktadan itibaren 5 katın üçe indirilmesi burada kaçak kat yapılmasına yol açmıştır.

Nazım plânda Mecidiyeköyünün alt tarafında Be- şiktaşa doğru inen ve kuzeyde B a l m u m c u ve Dikilitaş, Güneyde Nişantaşı ve Teşvikiyenin arka sırtları yeni iskân mıntakası k a b u l edildiği halde her nasılsa bu sa- halar 1/2000 Beşiktaş ve Mecidiyeköyü plânlarında is-

(3)

k â n mıntakası dışında bırakılmış, ziraat sahası olarak gösterilmiş, parselasiyona müsaade olunmamış ve se- nelerce devam eden bu memnuniyet bu yerlerde gece- kondular yapılmasına yol açmıştır.

Sirkeci istasyonunun arkasında Sirkeciden Demir - kapıya kadar olan sahanın nazım p l â n d a yeşil olarak gösterilmesi ,en faal ve memleket içi otomobil nakli- yatının teşkilâtlandığı bir iş ve ticaret merkezi olan bu sahada uzun zaman inşaat memnuiyetini icabettirmiştir.

Sultanahmedin ve Sanat o k u l u n u n arkasındaki mahalleler arkeolojik park içine alınarak son zaman- larda ancak iki katlı inşaata izin verilebilmiştir.

Yedikuleden Topkapı - Saraçhanebaşına kadar im- tidat eden plân Çapadan Cerrahpaşaya ve Hasekiye ka- dar olan geniş bir sahayı Tıp Fakültesi >e ayırdığı gibi içinden geçen geniş yollarla mevcut iskân adaları çiğ- nenmiştir. Fatih - Edirnekapı ile Aksaray - Topkapı a- rasmda Yenibahçe vadisini içine alan 1 No. lu p a r k sahasma birçok yangın yeri arsaları girmektedir. Son zamanlarda Fatih yangın yeri inşaatı buralara kadar gelmiştir. Buralarda ancak i k i kata kadar inşata izin veriliyor ve son zamana kadar ifraz yapılmıyordu.

Surlar dışında 500 M . lik sahada hiçbir inşaat ya- pılmaması nazım p l â n . icabıdır. Son zamanlarda sur dışına çıkmağa temayül eden sanayi, bu sahanın da içine girmek için tazyik etmekte ve buna m u v a f f a k da olmaktadır.

Taksimden Fındıklıya inen Kazancılar yokuşunun i k i tarafındaki birer sıra yangın yeri adaları yeşil sa- hadır. Kurtuluştan Kasımpaşaya inen Dolapdere cad- desinin i k i tarafı gayri sıhhî yeşil sahadır, ve b ü t ü n bu yerler ötedenberi iskân sahalarının içinde veya ya- k ı n ı n d a arsalar halinde olduğundan h a l k bunlar üze- rinde herhangi bir suretle inşaat yapmağa zorlamakta ve m u v a f f a k olmaktadır.

B u misalleri devam ettirmek m ü m k ü n d ü r , ve bun- lar bize gösteriyor k i p l â n ı n tatbiki onu yalnız halk- tan istemekle olmayıp belediyenin de p l â n tatbikini u- m u m î surette ele almış olmasile m ü m k ü n olacaktır.

B u n d a n da şu neticeye varabiliriz: Mevzuatın, p l â n tat- biki için mevcut diğer i m k â n ve şartların eldeki plân- ların tatbikine kâfi gelmeyişi, tabiri diğerle bu ikisi- n i n birbirine muvazi ve ahenkli bir surette ayarlan- mamış olması imar sahasında b u g ü n k ü sıkıntının en m ü h i m bir f a k t ö r ü n ü teşkil etmektedir.

Y u k a r ı k i u m u m î d u r u m u n doğurduğu müşkilâttan başka diğer arızî bir sıkıntı da, İstanbulda ve belki di- ğer bir çok belediyelerde l ü z u m u veçhile tanzim olun- m u ş tatbikat plânlarının yapılmamış veya eksik ya- pılmış olmasından ileri gelmektedir. Yalnız 1/2000 plânlarla tatbikat yapmanın ne kadar yanlışlıklara ve güçlüklere yol açacağı meslek erbabınca kolaylıkla takdir edilir.

İstanbul imar bürosu 1/500 tatbikat plânlarını is- tendiği derecede ilerletememiştir. B u n u n idarî sebep-

lerini araştırmağı m e v z u u m u z dışı addederek; sadece, yolların ve evlerin b u g ü n k ü d u r u m u n u gösterir tafsi- lâtlı hali hazır haritalarile kadastro haritalarının hazırlanmış olmasına ihtiyaç gösteren ve m ü h i m büro mesaisini, yerinde kontrolları icabettiren b u işin güçlüğüne, b ü y ü k l ü ğ ü n e ve uzun zamana mütevakkıf olduğuna işaret etmek isteriz.

İmar bürosunun ayni zamanda inşaat ruhsat işle- rile de meşgul olması p l â n çalışmalarına da m ü h i m su- rette sekte vermektedir. Ruhsat işlerinin çokluğu, daireyi ziyade meşgul ve tazyik etmesi p l â n mesaisini âdeta durdurmaktadır.

B i r an için, bu plânların tatbik edilmiş olduğunu k a b u l etsek dahi, dikkatle tanzim olunmuş ve karşılığı temin olunmuş u m u m î bir programa göre bu plânların tatbiki bir k ü l halinde ele alınmadıkça mevziî p l â n tat- bikinin mahzur ve m ü ş k i l â t m ı ; hattâ bu mevzii tatbi- katın bazen ileriki tatbikatı da güçleştireceğini veya imkânsızlaştıracağını geçirdiğimiz 10-15 tatbikat yılı bize göstermiştir. A t a t ü r k bulvarının iki tarafının ima- rı için icabeden istimlâkler zamanında yapılamadığı için b u g ü n b u n u t a m a m l a m a k imkânsızlaşmış gibidir.

E m i n ö n ü - Unkapanı, K a r a k ö y - Azapkapı, K a r a k ö y - Tophane 1/500 plânlarının hazırlanması onar yılı dol- durduğu halde henüz bu plânlara göre (Unkapanı - H a l ile Galata yolcu salonu karşısında yapılan kısmî tatbikat hariç) hiçbir tatbikat yapılamamıştır ve - İs- tanbul l i m a n ı Y e d i k u l e taraflarında inşa olunup ha- len çok sıkışık bir d u r u m d a olan E m i n ö n ü ve Galata - Tophanedeki bazı depo ve ticarethanelerin yeni l i m a n sahasına intikalleri sağlanmadıkça - bu tatbikata im- k â n da kalmamıştır.

I I I — İstanbul yapı talimatnamesinin kayıtları:

Gerek bazı hususlarda imar p l â n l a r ı n ı n tanzimi sı- rasında nazarı dikkate alınacak direktifler mahiyetin- de; gerekse imar plânlarının tayin ve tasrih etmediği hususlarda veya imar p l â n ı henüz yapılmamış yerler- de tatbik olunacak ölçü ve kaideler halinde olmak ü- zere yapı ve yollar k a n u n u esasları dairesinde yapıl- mış bir talimatnamemiz vardır .

B u talimatnamede, sokak genişliklerine göre aza- m î bina irtifaları ve kat adetleri, azami bina derinlik- leri tayin ve takyit edilmiştir. Şehrin hemen her ye- dinde bu irtifalar h a l k ı tatmin etmemektedir. Hele pi- yasa merkezlerinde veya onlara yakın semtlerde tali- m a t n a m e n i n tahdit ettiği katlardan bir kaç kat fazla y a p m a k hususunda u m u m î ve kuvvetli bir temayül ve istek vardır.

Burada yine şehirci ile sakinleri arasında şiddetli bir taaruz görülmektedir. Kanaatimizce şehirci de, sa- kinler de haklıdırlar.

Şehirci «iyi bir surette güneş ve hava alan evler- den müteşekkil ve süratli n a k i l vasıtalarile merkezle- re bağlanan yeni mahalleler yapılmasını ve bu mahal-

(4)

lelerde yapılan evler kadar eski şehirin, dar, karan- lık sokaklarındaki yüksek apartmanların üst katları- n ı yıkarak buraların da sıhhi hale getirilmesini» tav- siye etmiştir.

Şehircinin bu tavsiyesine uygun yeni mahalleler ihtiyacı karşılayacak derecede yapılamayınca yeni ya- pılan binalar mevcut mesken açığını ancak karşıla- mağa tahsis olunabilmiş, şehir içinde dar sokaklardaki yüksek binaların üst katlarından müstağni k a l m a k şöy- le dursun, mevcutların da üzerine kat ilâvesi u m u m î ve şiddetli bir ihtiyaç halini almıştır.

Şehircinin tarif ettiği veçhile süratli m ü n a k a l e sis- temile şehre bağlanmış yeni mahalleler vücude geti- rilmediğinden ve p l â n ı n derpiş ettiği diğer ameliyeler yapılamadığından halk şehir içine sıkışmağa, artan nü- fus, ticaret ve ihtiyaç karşısında ziyadesile artan ki- ralar neticesi şehir içinde yüksek katlı binalar yapma- ğa karşı istek ve ihtiyaç şiddetlenmiştir.

İmar bürosu bu isteğe karşı geldikçe h a l k ı n şikâ- yetine maruz kalmaktadır. Sıhhî mülâhazalar katların arttırılmasına müsaade etmemektedir. Son defa bu talimatnameyi yeniden gözden geçirmek üzere topla- nan ve imar ve belediye dışında bir çok yetkili teknik elemanları da içine alan bir komisyon da mevcut ta- limatnamede kabul olunan irtifaları arttırmak cihe- tine gidememiştir. Ve bu bahiste imarın ve h a l k ı n kar- şılaştığı müşkilât devam edecek demektir.

Demek oluyor ki çok defa hastalık, imarın lüzu- m u n d a n geniş ölçüler tatbik etmesinden değil, her de- fa işaret ettiğimiz gibi imarın bir k ü l halinde ele alı- nıp birbirile münasebetli tatbikatın ahenktar bir şekil- de t a h a k k u k ettirilememesinden ileri gelmektedir.

Y e n i binalarda irtifaın yarısı kadar arka bahçe is- tenir. U m u m î olarak 20 metreden fazla bina derinliği kabul olunmaz. Yalnız hususî hallerde bazı kayıtlarla arttırılabilmektedir.

B u şartlarda şehir içindeki mevcut arsalara yapı- lacak inşaatta, veya binalara yapılacak ilâveler de bir çok ahvalde sıkıntıyı mucip olmaktadır. Eski arsaların cepheleri umumiyetle dar olduğundan bu arsalarda a- partman katı sıkıştırabilmek için arsanın derinliğine doğru p l â n ı uzatmak zarureti hasıl olmaktadır.

Şehircilik, cephesi geniş, derinliği az binaları ter- cih etmekte ,-şehrin kuruluşu, adeti ve iktisadî mülâ- hazalar dar cepheli arsa ve apartmanları iltizam et- mektedir. Burada da bir zıddiyetle karşılaşmaktayız.

B u hastalığın da esası keza y u k a r d a k i sebepten ileri gelmektedir.

Y e n i binaların p l â n veya talimatnameye göre ya- pılması icap eden katlarının t a m a m ı n ı n birden yapıl- ması h a k k ı n d a k i madde, tatbikatta görülen müşkilât- ten dolayı sonradan tadil olunarak iki kat noksanına cevaz verilmiştir.

A y r ı k nizamda % 25 inşaat sahası şartı Boğaz- içinin R u m e l i yakası, K ı n a l ı ve Burgaz adaları için.

alelıtlak konmuş olan ayrık nizam şartları tatbi- katta birer sıkıntı ve m ü ş k i l â t menbaları olarak gö- r ü l d ü ğ ü n d e n bu madde daha uygun şekilde tadil olun- muştur.

A y d ı n l ı k yerleri, k a n u n u n vazettiği ölçülerden fazladır. K ü ç ü k arsalarda bu da ekseriya güçlük ve imkânsızlık doğurmaktadır.

Talimatnamede ticaret mıntakalarında ticarî ma- hiyetteki binalar için hususî h ü k ü m l e r nazarı itibara alınmamış olması da bir eksiklik ve m a h z u r teşkil et- mektedir.

Talimatname k a n u n u n d a k i asgarî aydınlık yeri sahalarmı sıhhî mülâhazalarla arttırmıştır. Y u k a r d a i- şaret ettiğimiz gibi dar arsalarda k i şehir içinde hemen u m u m î haldir. B u da m ü h i m bir müşkilât sebebidir.

I V — B ü r o hizmeti:

İstanbulda şikâyet konularından bir m ü h i m m i de imar bürosunun iyi işlemediği, işlerin uzadığı ve müş- kilât çıkarıldığıdır.

İmar bürosu halen, imar p l â n ı tanzim ve tatbiki, şehir haritalarının muhafazası, kullanılması ve yeni- lerinin yaptırılması, nümerotaj, inşaat ruhsatı ve bun- ların ruhsattan evvel ve sonraki kontrolleri işlerile, belediyeye ait bina projelerinin tanzimi ve diğer mü- teferrik bazı işlerle meşgul olmaktadır. İstanbul şeh- rinin b ü t ü n bu hizmetlerini küçümsememek lâzımdır.

Binaenaleyh evvelemirde şunu kabul etmek lâzımdır ki, imar teşkilâtı bu kadar işi lâyıkile başaracak vüs- atte ve müstekar bir kadro ile kurulamamıştır. Y a bu hizmetlerin bir kısmını imar bürosunun üzerinden al- mak, veya b u hizmetlere müvazi müstekar bir kadro ve bu kadronun çalışmasına müsait yer ve vesait ver- m e k lâzımdır.

K a n u n u n , plânların talimatnamelerin ve nihayet bunların tatbikine aid şartların eksikliği, vuzuhsuzlu- ğu, ve karışıklığı ve bu kayıtların müşkilât veya im- kânsızlık meydana getirmesi imar ve ruhsat işlerini şahsî tefsir ve tesirlere ziyadesile müsait bir hale koy- maktadır. B u şartlar, bu işlerde bir takım yolsuzluk- lara i m k â n verebileceği gibi yolsuzluk zan ve isnadla- rına da i m k â n ve fırsat vermektedir. Hariçte inşaat ve ruhsat işlerinden geçinen bir zümre de imar hakkın- daki bu zan ve isnadları bir geçim, menfaat ve istis- mar vasıtası yapmışlardır.

İmarın dosya ve muamelât kısmının da iyi bir şe- kilde tanzimine ihtiyaç bulunmaktadır.

Ruhsat işlerinin, fen k u r u l l a r ı n ı takviye etmek ve gerekli bazı hazırlıkları y a p m a k şartile, kazalara ve- rilmesi hem halk, hem de imar bürosu b a k ı m ı n d a n lü- z u m l u ve faydalı bir teşebbüs olur.

B u bahiste bir de şu hissî noktaya d o k u n m a k ye- rinde olur ki, uzun boylu izah edegeldiğimiz imar müş- kilâtının, halk' ve hattâ resmî m a k a m l a r nezdinde ye- gâne mesul ve muhatabı doğrudan doğruya imar büro-

(5)

su k a b u l olunduğundan bu büroya karşı u m u m î bir antipati ve muhalefet meydana gelmiştir. B u hava, imarın da kendi derdini dinletmesine, ihtiyacını sağla- masına m ü h i m derecede engel olmaktadır.

İmar davasınm hallinde b ü t ü n kabahati imar bü- rosunda aramaktan ziyade, müşkilâtı doğuran diğer â- miller üzerinde de durarak onların h a l çarelerini araş- tırmak daha müsbet bir hareket tarzı olur. Aksi tak- dirde bu bocalamadan k u r t u l m a k m ü m k ü n olmaya- caktır.

Yazımızı, 8 Kasım 1950 de Pariste yapılan «Dün- ya Şehircilik G ü n ü » dolayısile Fransa İmar ve Şehirci- l i k bakanı M. E. Claudius - Petit'nin ittihafnamesini iktibas ederek bitireceğiz:

«Şehircilik ve onun t a h a k k u k ettirilmesi, bir şe- hir sahasının organizasyonu sadece şehircillerin işi değildir. Bunlar pekala bilirler ki, bu işin mevkii fiile konması, hattâ kendi çalışmalarının l ü z u m u n u n tak- diri herkesin bu mevzuu anlayıp kabul etmesine sıkı bir surette bağlıdır.»

«Bu mesele başka t ü r l ü nasıl olabilir ki; yaşayış vasıf ve seviyesi, b ü t ü n erkeklerin ve kadınların ha- yatları şehirlerin ve memleketlerin organizasyonuna bağlıdır ve b u n u da herkes k â f i derecede bilmiyor! Ta- lih ve tesadüf, çok defa ve çok uzun zamanlar, insan-

ların hayatını taş yığınlarından ibaret harabelere sü- rüklemiş, yahut da anarşi içinde darmadağınık etmiş- tir. Ve bu uzun zamanın dalâleti, o kadar tabiî bir man- zara halini almış ki, şevki tabii haline gelen bu itiyat- lara karşı yapılacak bir fikir v e m a n t ı k gayreti lü- zumsuz görülür bir hal almıştır!»

«O halde, şehirci, hayat çerçevemizi intizama koy- makla, insanların iyiliğine ve yükselmesine hizmet etmek iktidarında ise de; insanlar bu nizama ihtiyaç hissetmezlerse, o zaman şehirci aciz vaziyete, düşer;

ve bu tanzim ameliyesinin ekseriya meydana getirece- ği geniş derişiklikler karşısında, bu ihtiyacın şiddetle hissedilmiş olması ve b u n u n insanları harekete geçir- mesi lâzımdır.

«O halde, şehircinin diğer bir vazifesi ve belki de en m ü h i m i kendi maksat ve gayelerini ve kendi endi- şelerini efkârı umumiyeye anlatabilmektir. Her insan hayatı boyunca daha iyi yaşamak için uğraşır ve bu insanlar bilmelidirler ki, hayatlarının her anında, yaşa- dığı şehrin u m u m î hatları, fabrikasının, bürosunun şe- hir içindeki yerleri yaşamasınm rahat veya zahmetli geçmesile doğrudan doğruya alâkalıdır.»

Yüksek Mühendis A k i f Bazoğlu

M İ M A R , M Ü H E N D İ S M Ü T E A H H İ T ve

İnşaat sahiplerinin dikkat nazar ma:

Ev, apartıman, hastahane, ve fabrika inşaatı için A l m a n y a n ı n

L E I N S - STUTTGART

Fabrikaları M a m u l â t ı STOR J A L U J İ ve S İ N E K L İ K L E R İ

Türkiye M ü m e s s i l l i ğ i : İ Z Z E T B A R A Z Galata, Bankalar ıcaddesi, Nazlı Han.

Telefon : 42588

Montaj ve tamir işleri mütehassıs montörlerimiz tarafından yapılmaktadır.

Referanslar

Benzer Belgeler

Crowia insanların herhangi bir konuda aradıkları eğitim ve danışmanlık ihtiyaçlarının karşılanması için hazırlanmış, %100 canlı görüşme

hatta ben, kafam bir gemi direği gibi bir aşağı bir yukarı sallanırken, aynı yönde ondan daha hızlı hareket ediyor gibiyim.. Sol tarafımda uzakta, ovanın

Yazan: John Wyndham Çeviri: Niran Elçi Roman / Sert kapak 200 sayfa / Nisan 2018. Triffidlerin Günü, uygarlık, insanlığın doğa karşısındaki kibirli tutumu, cinsiyet, sınıf

Pleksi - metal - mermerit- ahşap malzemeleri; kısa dikdörtgen prizma kaide, kesik piramit ve diagonal sergileme için rahle formunda üretilmiştir. Farklı kaidelerle

Adam bosgun statusyny almak üçin Türkmenistanyň Döwlet migrasiýa gullugynyň edaralaryna (mundan beýläk - migrasiýa gullugynyň edaralary) towakganama bilen

[r]

Bu sayede ulaşmak istediğiniz asıl hedef kitlenin , ürününüzle doğrudan buluşmasını sağlıyor ve tüketicinizin ürününüzü denemesi için fırsat yaratmış oluyoruz..

SAHNE IŞIKLARI ve DİĞER ŞEYLER Yazan ve Çizen: Jean-Jacques Sempé Türkçeleştiren: Damla Kellecioğlu Karikatür / Her Yaş / Nisan 2019 Baskı Detayları: 170x220 mm, 64 sayfa,