• Sonuç bulunamadı

Diyarbakır halk eğitim merkezlerindeki takı tasarımı eğitim programının incelenmesi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Diyarbakır halk eğitim merkezlerindeki takı tasarımı eğitim programının incelenmesi"

Copied!
129
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

GAZİ ÜNİVERSİTESİ

EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

EL SANATLARI EĞİTİMİ ANABİLİM DALI

DEKORATİF ÜRÜNLER EĞİTİMİ BİLİM DALI

DİYARBAKIR HALK EĞİTİM MERKEZLERİNDEKİ TAKI

TASARIMI EĞİTİM PROGRAMININ İNCELENMESİ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Hazırlayan

Suna YÜKSEL

Ankara

Nisan, 2011

(2)

GAZİ ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EL SANATLARI EĞİTİMİ ANABİLİM DALI DEKORATİF ÜRÜNLER EĞİTİMİ BİLİM DALI

DİYARBAKIR HALK EĞİTİM MERKEZLERİNDEKİ TAKI TASARIMI EĞİTİM PROGRAMININ İNCELENMESİ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Suna YÜKSEL

Danışman: Prof. Dr. Mediha GÜLER

Ankara Nisan, 2011

(3)

JÜRİ VE ENSTİTÜ ONAY SAYFASI

Suna YÜKSEL’e ait Diyarbakır Halk Eğitim Merkezlerindeki Takı Tasarımı Eğitim Programının İncelenmesi başlıklı tezi 01/05/2011 tarihinde, jürimiz tarafından El Sanatları Eğitimi Bölümü Dekoratif Sanatlar Anabilim Dalında Yüksek Lisans Tezi olarak kabul edilmiştir.

Adı Soyadı İmza Üye(Tez Danışmanı): Prof. Dr. Mediha GÜLER... ... Üye:Yrd. Doç. Dr. Serpil ORTAÇ ... Üye:Yrd. Doç. Dr. Meral BÜYÜKYAZICI ... Üye: ... ... Üye:... ...

(4)

ÖNSÖZ

Dünyada yaĢanan geliĢmeler, insan yaĢamını da önemli derecede etkilemektedir. Ġnsanların çağa ayak uydurabilmesi, geliĢmeleri takip edebilmesi, kendini geliĢtirebilmesi için en önemli adım eğitimdir. Ancak bu eğitim, örgün eğitimle tam anlamıyla sağlanamadığından her kesimden insana ulaĢabilmek, onları topluma yararlı bireyler olarak yetiĢtirebilmek için Yaygın Eğitim Kurumlarından destek alınarak sürdürülmektedir.

Halk eğitim merkezleri, sadece okuma yazma bilmeyenlere yönelik olmayıp, örgün eğitime devam edenler veya herhangi bir kademesinden ayrılmıĢ olanları da kapsamaktadır. Halk eğitim merkezleri insanlar arasında yaĢ, cinsiyet, eğitim ve kültür düzeyi ayırt etmemekte, bununla beraber süre ve uygulama mekanında herhangi bir sınırlama getirmeyerek bir çok kesime hitap etmektedir.

Halk Eğitim Merkezleri çeĢitli kurslarla eğitim vermektedir. Bu kurslardan biri olan takı tasarımı kursu yetiĢkin eğitiminde önemli bir yere sahiptir.

Takı, kullanıldığı toplumun yaĢam biçiminin her zaman aynası olmuĢtur. Kendini yaratan toplumun sosyal, kültürel ve ekonomik yapısının, teknik ve estetik becerisinin ürünü olan takı, hem kendi toplumunun geçmiĢinden hem de etkileĢim içinde olduğu kültürlerden beslenir, ardıllarına kaynak olur.

Türk el sanatları içerisinde önemli bir yeri olan takılar geniĢ bir yelpaze oluĢturmaktadır. Kullanılan malzeme, teknik, Ģekil ve süslemeleriyle dikkat çeken takılar Türk insanının zevkini, estetiğini, inançlarını ve duygularını yansıttığı en güzel örneklerdir.

Bu araĢtırmanın amacı Diyarbakır Halk Eğitim Merkezlerindeki Takı Tasarımı kursu eğitim programının incelenmesi, günümüzdeki yeri, bu kurslardan yararlanan kursiyerlerin beklentileri ve kurs hakkındaki düĢüncelerinin belirlenmesidir.

(5)

destekleyen Sayın hocam Prof. Dr. Mediha GÜLER, Sayın hocam Yrd. Doç. Dr. İbrahim KISAÇ ve sayın hocam Doç. Dr. Yücel GELİŞLİ’ye saygı ve teĢekkürlerimi sunarım.

(6)

DĠYARBAKIR HALK EĞĠTĠM MERKEZLERĠNDEKĠ TAKI TASARIMI KURSU EĞĠTĠM PROGRAMININ ĠNCELENMESĠ

Yüksel, Suna

Yüksek Lisans, Dekoratif Ürünler Eğitimi Bilim Dalı Tez DanıĢmanı: Prof. Dr. Mediha GÜLER

2009-2010

AraĢtırmanın amacı Halk Eğitim Merkezlerindeki Takı Tasarımı eğitim programının incelenmesi, günümüzdeki yeri, bu kurslardan yaralanan kursiyerlerin beklentileri ve kurs hakkındaki düĢüncelerinin belirlenmesidir.

AraĢtırmanın evrenini 2009-2010 eğitim-öğretim yılı Diyarbakır ili Halk eğitim merkezlerindeki Takı Tasarımı kursuna katılan kursiyerler oluĢturmaktadır. Bu evrenden rastgele seçilen 120 kursiyer araĢtırmanın örneklemini oluĢturmaktadır.

AraĢtırma kapsamına alınan kursiyerlere uygulanan anketlerden elde edilen veriler bilgisayar ortamına aktarıldıktan sonra istatistiksel analizlerin yapılması için Microsoft Excel programından yararlanılmıĢtır.

Microsoft Excel programından faydalanılarak frekans (f) ve yüzde (%) değerleri hesaplanmıĢtır, bu değerler tablolar üzerinde gösterilmiĢtir. Bulgulardan elde edilen verilere göre tablolar yorumlanmıĢtır.

AraĢtırma sonucuna göre tüm kursiyerlerin takı tasarımı kursuna katıldıkları, katıldıkları kurslara çevreden haberdar oldukları, çoğunluğunun boĢ zamanı değerlendirmek amacıyla kursa katıldıkları görülmüĢtür.

(7)

malzemelerin boncuk olduğu görülmüĢtür. uygulanan tekniklerin çoğu, zor görünen fakat uygulaması kolay olan tekniklerdir.

Malzemelerin çoğunu, kurs yerinin temin ettiği; renklerinin seçiminde kıyafete, modaya, kullanılan yere, hazır modele ve tasarıma uygun olması gibi bütün kriterleri göz önüne alarak renk seçimini gerçekleĢtirdikleri görülmüĢtür.

Kursiyerlerin yapılan takıları aile bütçelerine katkı sağlamak için sattıkları görülmüĢ; Takı yapımında en çok kullanılan teknikler arasında tığ örgü, çivi kıvırma ve misina örgü kullanıldığı, en çok yapılan takılar arasında kolye, yüzük ve küpe bulunmuĢtur.

Kursiyerlerin çoğunluğu takı tasarımı kurslarında, amaçlarına oldukça yeterli düzeyde ulaĢtıkları, verilen konuları, ders araçlarını, yararlanılan öğretim yöntemlerini, yararlanılan kaynakları oldukça yeterli buldukları, kurs ile ilgili beklentilerine oldukça yeterli düzeyde cevap aldıkları görülmüĢtür.

Kursiyerlerin yaptıkları ürünleri çoğu zaman sergileyebildikleri, yapılan ürünlerle piyasadaki ürünler arasında çoğu zaman benzerlik olduğu ve ilgi çekici olduğu görülmüĢtür.

AraĢtırma sonunda ortaya çıkan sorunlara dayalı olarak araĢtırmacı tarafından ortaya konulan önerilere yer verilmektedir.

(8)

ANALYSIS (STUDY) OF THE EDUCATION SYSTEM AT JEWELERY DESIGN COURSE AT DIYARBAKIR PUBLIC EDUCATION CENTER

Yüksel, Suna

Master Degree, Decorative Products Science Thesis Advisor: Prof. Dr. Mediha GÜLER

2009-2010

The objective of the research is, to analyse the education programme at Jewelery Design at Public Education Centers, current location of it, the expectations of beneficiaries and to determine the thoughts of trainees.

Target population of the study is the trainees attending the Jewelery Design class at Diyarbakır Public Education Center in 2009-2010 academic year. The arbitrary 120 trainee is the sample of the research.

The datas obtained from a survey which was made to the target population are computerized then, Microsoft Excel programme was used for statistical analysis.

Microsoft Excel programme was used for calculating the frequency (f) and percent (%) values, andthe values was shown on the charts. Charts were interpreted according to the datas obtained from the findings.

According to the results of the research, it has been concluded that all trainees attended the jewelery design class, were informed about the course from the society and the majority aimed to evaluate the spare time with the course.

It has been concluded that, the trainees made benefit of books and magazines for model determination, the most commonly used material is bead; the most of applied techniques seem to be difficult but are easy to apply.

(9)

criterias were considered while choosing the colours.

It has been seen that the trainees sell the jeweleries made at the course for breadwinning; Crochet, nail bending and fishline braid are the techniques used in jewelry design and; necklace, ring and earrings are the most common jeweleries made at the course.

The most of the trainees succeeded at the course, they found the given subjects, the materials, the teaching methods, the references were really sufficent and it has been concluded that the course satisfied the expectations.

It has been seen that the products made by the trainees mostly can be exhibited, the products were nearly same as the others on the market and they were pretty interesting.

Following the research, including the suggestions given from the researcher for the problems.

(10)

ÖNSÖZ......İİ ÖZET...İV ABSTRACT...Vİ İÇİNDEKİLER………....Vİİİ TABLOLAR LİSTESİ ......Xİİİ ŞEKİLLER LİSTESİ...XV BÖLÜM I GİRİŞ...1 1.1. Problem...1 1.2. AraĢtırmanın Amacı ...4 1.3. AraĢtırmanın Önemi...5 1.4. Sınırlılıklar...5 1.5. Sayıltılar...5 1.6. Tanımlar...6 BÖLÜM II ARAŞTIRMANIN KAVRAMASAL ÇERÇEVESİ VE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR…..8

2.1. Eğitim Hakkında Genel Bilgiler...8

2.1.1. Eğitimin Tanımı...8

2.1.2. Eğitimin Amacı………9

2.1.2.1.Topluma Yönelik Amaçlar……….9

2.1.2.2. Bireyi Hedef Alan Amaçlar………...……….10

2.1.3. Eğitimin ĠĢlevleri………...10

(11)

2.1.3.4. Eğitimin Bireysel ĠĢlevi...12 2.1.4. Eğitimin Sınıflandırılması………..13 2.1.4.1. Formal Eğitim...13 2.1.4.1.1. Örgün Eğitim………14 2.1.4.1.2. Yaygın Eğitim...14 2.1.4.2. Ġnformal Eğitim………...14

2.2. Yaygın Eğitim Hakkında Genel Bilgiler………...14

2.2.1.Yaygın Eğitimin Tanımı ve Amacı………..……...14

2.2.2. Yaygın Eğitimin Özellikleri………...16

2.2.3.Yaygın Eğitimde Gereksinimler……….17

2.2.3.1. Toplumsal Gereksinimler………17

2.2.3.2. Bireysel Gereksinimler………...17

2.2.3.3. Kurumsal Gereksinimler……….18

2.2.4. Yaygın Eğitimin Tarihi geliĢimi………18

2.2.4.1. Cumhuriyetten Önceki Dönemde ………..19

2.2.4.1.1.Mescitler ve Camiler……….19 2.2.4.1.2. Medreseler..………..20 2.2.4.1.3. Ordu ………...20 2.2.4.1.4. Ahilik………20 2.2.4.1.5. Loncalar………21 2.2.4.1.6. Terbiye Ocakları………...21 2.2.4.2. Cumhuriyetten Sonra………...…………...21

2.2.5. ġûralarda Yaygın Eğitim………...23

2.2.6. Yaygın Eğitim Kurumları………..25

2.3. Halk Eğitimi Hakkında Genel Bilgiler……….26

2.3.1. Halk Eğitiminin Tanımı……….26

2.3.2. Halk Eğitimin Ġlkeleri...27

2.3.3. Halk Eğitiminin Amaçları...28

2.3.3.1. Halk Eğitimin Genel Amacı………28

(12)

2.3.6. Halk Eğitim Merkezlerinde Yürütülen Etkinlikler………31

2.3.6.1. Genel Eğitim Programları………...31

2.3.6.2. Mesleki Eğitim programları………31

2.3.6.3. Kurslar ………31

2.3.7. Halk Eğitim Merkezlerindeki Takı Tasarımı Dersi………...31

2.3.7.1. Programın Tanımı………...31

2.3.7.2. Programın uygulanması Ġle Ġlgili Genel Açıklamalar………….31

2.3.7.3. Genel Amaçlar………33

2.3.7.4. Ünite Dağılım Tablosu………33

2.3.8. Halk Eğitimi Örgütü………...34

2.4. Sanat Hakkında Genel Bilgiler………...35

2.4.1. Sanat...35

2.4.2. Sanatın Sınıflandırılması...36

2.4.3. Sanat ve Eğitim...37

2.5. El Sanatları Hakkında Genel Bilgiler………...39

2.5.1. El Sanatları nın Tanımı...39

2.5.2. El Sanatlarının Tarihçesi...40

2.5.3. El Sanatlarının Sınıflandırılması...41

2.6. Tasarım Hakkında Genel Bilgiler………...43

2.6.1.Tasarımın Tanımı………...……….43

2.6.2. Tasarım Süreci………...44

2.6.3. Tasarımda Aranan Özellikler……….44

2.6.4. Tasarımın Ġlkeleri………...45

2.7. Takı Hakkında Genel Bilgiler………...47

2.7.1. Takının Tanımı………...………...47

2.7.2. Takının Tarihçesi...48

2.7.3.Takı ÇeĢitleri...50

(13)

2.8. Ġlgili AraĢtırmalar……….75

BÖLÜM III YÖNTEM………..……….76

3.1. AraĢtırma Modeli……….………...……..76

3.2. Evren ve Örneklem………...76

3.3. Veri Toplama Tekniği…...…………..76

3.4. Verilerin Analizi………...……….………77

BÖLÜM IV BULGULAR VE YORUMLAR...78

4.1. Kursiyerlerin KiĢisel Niteliklerine ĠliĢkin Bulgular………..………….78

4.2. Kursiyerlerin Halk Eğitim Merkezleri Hakkındaki DüĢünceleri Ġle Ġlgili Bulgular………..………80

4.3. Kursiyerlerin, Takı Tasarımı Kursu Programının Etkililiği Hakkındaki DüĢünceleri Ġle Ġlgili Bulgular……..……….….82

4.4. Kursiyerlerin Takı Tasarımı kursu hakkındaki düĢüncelerine iliĢkin bulgular...86

4.5. Kursiyerlerin Takıların Üretimi ve Ekonomik Değeri Hakkındaki DüĢüncelerine ĠliĢkin Bulgular………91

BÖLÜM V SONUÇ VE ÖNERİLER...95

(14)

EKLER...105 Ek 1. ANKET SORULARI...106

(15)

Tablo No Sayfa No

Tablo 1. Eğitimin Sınıflandırılması...13

Tablo 2. Takı Tasarımı Üniteleri...33

Tablo 3. Sanatın Sınıflandırılması...37

Tablo 4. Kursiyerlerin YaĢ Aralıklarını Gösteren Dağılım...78

Tablo 5. Kursiyerlerin Cinsiyet Durumunu Gösteren Dağılım...79

Tablo 6. Kursiyerlerin Öğrenim Durumunu Gösteren Dağılım...79

Tablo 7. Kursiyerlerin Meslek Durumunu Gösteren Dağılım...80

Tablo 8. Halk Eğitim Merkezlerinin Ġnsanlara Yararı Ġle Ġlgilli Dağılım…...80

Tablo 9. Kursiyerlerin HEM Kurslarından Hangilerine Katıldığıyla Ġlgili Dağılım…..81

Tablo 10. Kursiyerlerin Katıldıkları Kursu Nasıl Duyduklarıyla Ġlgili Dağılım...82

Tablo 11. Kursiyerlerin Takı Tasarımı Programında Amaçlarına UlaĢma Düzeyiyle Ġlgili Dağılım ...83

Tablo 12. Takı Tasarımı Kurslarındaki Konuların Yeterlilik Düzeyiyle Ġlgili Dağılım………...………..……….83

Tablo 13. Takı Tasarımı Programındaki Konuların Yürütülmesinde Yararlanılan Ders Araç Gereçlerin Yeterlilik Düzeyiyle Ġlgili Dağılım………..….84

Tablo 14. Modele Uygun Araç Gereç Temininin Yeterlilik Düzeyiyle Ġlgili Dağılım………...……….84

Tablo 15. Takı Tasarımı Kursunda Yararlanılan Kaynakların Yeterlilik Düzeyiyle Ġlgili Dağılım……….……...85

Tablo 16. Takı Tasarımı Programındaki Konuların Yürütülmesinde Yararlanılan Öğretim Yöntemlerinin Yeterlilik Düzeyiyle Ġlgili Dağılım……….……..85

Tablo 17. Takı Tasarımı Kurslarının Beklentilere Cevap Verme Düzeyiyle Ġlgili Dağılım………...……….…86

Tablo 18. Takı Tasarımı Kursunu Tercih Etme Nedeniyle Ġlgili Dağılım………….….87

Tablo 19. Takı Tasarımı Kursunda Yapılan Ürünün Model Tespitiyle Ġlgili Dağılım………...……….87

Tablo 20. Takılarda En Çok Kullanılan Hammaddelerle Ġlgili Dağılım………88

(16)

Seçildiğiyle Ġlgili Dağılım………...90 Tablo 24. Takı Tasarımında Kullanılan Tekniklerin Kullanım Sıklığıyla Ġlgili Dağılım………90 Tablo 25. Takı Tasarımı Kursunda Uygulanan Tekniklerin Zorluk Derecesiyle Ġlgili Dağılım………91 Tablo 26. Takı Tasarımı Kursunda En Fazla Üretilen Takıların Sıklık Derecesi Ġle Ġlgili Dağılım………92 Tablo 27. Takı Tasarımı Kursunda Yapılan Ürünlerle Piyasadaki Ürünler Arasındaki Benzerlik Durumuyla Ġlgili Dağılım………92 Tablo 28. Takı Tasarımı Kursunda Yapılan Ürünlerin Ġlgi Çekici Olma Durumuyla Ġlgili Dağılım………...93 Tablo 29. Takı Tasarımı Kursunda Yapılan Ürünleri Sergileyebilme Durumuyla Ġlgili Dağılım……….93 Tablo 30. Yapılan Takıların Değerlendirilmesi ile Ġlgili Dağılım……….94 Tablo 31. Takı Tasarımında Kursiyerlerin Aylık Kazancıyla Ġlgili Dağılım……...94

(17)

Şekil No Sayfa No

Şekil No 1. Kargaburun...52

Şekil No 2. Yuvarlak Uçlu Karga...52

Şekil No 3. Yan Keski ...53

Şekil No 4. Slikon Tabancası...53

Şekil No 5. Çakmak...54 Şekil No 6. Makas...54 Şekil No 7. Mezura...55 Şekil No 8. ġiĢ...55 Şekil No 9. Ġğneler...56 Şekil No 10. Tığ...56 Şekil No 11. Zincir...57

Şekil No 12. Mumlu Ġplik...57

Şekil No 13. Misina...58

Şekil No 14. Bakır Tel...58

Şekil No 15. Naylon Ġplik...59

Şekil No 16. Deri Ġp(Sırım)...59

Şekil No 17. Halka...60

Şekil No 18. Cam Boncuk...60

Şekil No 19. Plastik Boncuk...61

Şekil No 20. Tahta Boncuk...61

Şekil No 21. Küpe Çengeli...62

Şekil No 22. Çivi...62

Şekil No 23. Kolye Kapama Aparatı...62

Şekil No 24. Dizme Tekniği Kullanılarak YapılmıĢ Kolye...63

Şekil No 25. Dizme Tekniği Kullanılarak YapılmıĢ Kolye...64

Şekil No 26. Çivi Kıvırma Tekniği Kullanılarak YapılmıĢ Kolye...65

Şekil No 27. Tel Kıvırma Tekniği Kullanılarak YapılmıĢ Kolye...66

Şekil No 28. ġiĢ Örgü Tekniği Kullanılarak YapılmıĢ Kolye...67

(18)

Şekil No 31. Misina Kullanılarak YapılmıĢ Kolye...70

Şekil No 32. Ġğne Tekniği Kullanılarak YapılmıĢ Kolye...71

Şekil No 33. Düğüm Tekniği Kullanılarak YapılmıĢ Ev Aksesuarı...72

Şekil No 34. Düğüm Tekniği Kullanılarak YapılmıĢ Kolye...73

(19)

BÖLÜM I

GİRİŞ

1.1.Problem

Eğitim, toplumla gerçekleşen, toplum tarafından etkilenen ve biçimlenen, toplumu etkileyen ve biçimlendiren, toplum değiştikçe değişen ve değiştiği oranda toplumu da değiştiren bir süreçtir (Er, 1997).

Eğitim, toplumun yaratıcı gücünü ve verimini arttıran, bireye yeteneklerini geliştirme olanağı veren, sosyal adalet, fırsat ve olanak eşitliği ilkelerinin gerçekleştiren en etkili araçtır.

Eğitim, insanın biyolojik, psikolojik, sosyal ve kültürel yönleri ile ilgili ve bu yönlerle ilgilenen bir kavram haline gelmiştir. Eğitim bir noktada bireyin sosyalleştirilmesi sürecidir. Birey, içinde bulunduğu toplumun örf, adet ve geleneklerini yaşamak ve aktarılması gerekenleri yaşatmak durumundadır.

Eğitimin kasıtlı ve istendik, planlı ve programlı olması göz önüne alındığında, eğitim, formal ve informal olarak ikiye ayrılır.

İnformal eğitim, eğitim etkinliklerinin bir kısmı gelişigüzel ve kasıtsız olarak düzenlenir. Aile içinde, akran gruplarında ve usta-çırak ilişkisi sonucu kazanılan davranışlar informal eğitim ürünleridir. Yeri ve zamanı kesin değildir. Öğreticilerin profesyonel olma şartı yoktur. Bireyin planlı olmayan ortamlarda gerçekleştirdiği öğrenmelerdir (Arslan, 2008).

Formal eğitim, önceden planlı ve programlı olarak gerçekleştirilen eğitimdir. Örgün ve yaygın eğitim olarak ikiye ayrılır.

(20)

Örgün eğitim, belirli yaş gruplarına yönelik, belirli aşamaları sırasıyla izleyen eğitim türüdür.

Yaygın eğitim, örgün eğitim dışında kalan, bireyleri bir iş sahibi yapabilmek için veya bu bireyleri geliştirebilmek ve yeniliklerini izleyebilmelerini sağlayabilmek için var olan bir eğitim türüdür (Komisyon, 2009).

Örgün eğitim olanaklarından hiç yararlanmamış durumda olanlara, gittikleri okullardan erken ayrılanlara ya da örgün eğitim kurumlarında okumakta olanlara ve meslek dallarında daha yeterli duruma gelmek isteyenlere uygulanan eğitim biçimidir. Yaygın eğitimde belli bir yaş sınırı yoktur. Her yaş grubu için yaygın eğitim faaliyetleri düzenlenebilir. Yaygın eğitim, bireylerin ilgi, istek ve yetenekleri doğrultusunda ekonomik toplumsal ve kültürel gelişmelerini sağlayıcı nitelikte farklı süre ve düzeylerde yapılan eğitim biçimidir. Halk eğitim merkezleri, hizmet içi eğitim etkinlikleri, kurslar yaygın eğitim kapsamındadır (Arslan, 2008).

Dünyada yaşanan gelişmeler, insan yaşamını da önemli derecede etkilemektedir. İnsanların çağa ayak uydurabilmesi, gelişmeleri takip edebilmesi, kendini geliştirebilmesi için en önemli adım eğitimdir. Ancak bu eğitim, örgün eğitimle tam anlamıyla sağlanamadığından her kesimden insana ulaşabilmek, onları topluma yararlı bireyler olarak yetiştirebilmek için Yaygın Eğitim Kurumlarından destek alınarak sürdürülmektedir.

Halk eğitim merkezleri, sadece okuma yazma bilmeyenlere yönelik olmayıp, örgün eğitime devam edenler veya herhangi bir kademesinden ayrılmış olanları da kapsamaktadır. Halk eğitim merkezleri insanlar arasında yaş, cinsiyet, eğitim ve kültür düzeyi ayırt etmemekte, bununla beraber süre ve uygulama mekanında herhangi bir sınırlama getirmeyerek bir çok kesime hitap etmektedir.

Halk eğitim merkezleri bireylere okuma- yazma öğreten kursların yanında, mesleki eğitim görme imkanı bulamayan bireylerin yetiştirilmesi için mesleki ve teknik yaygın eğitim programaları uygulanmaktadır.

(21)

Sanat, İnsanın kendisini anlatma, kendisi dışındaki dünya ile iletişim kurma ve etkileme gibi dürtüleri ile ortaya çıkan bir olgudur (Aker Alpaslan, 2003).

“Sanat” kelimesi, zengin fakat o ölçüde karmaşık çağrışımlar yapan kelimelerdir. Bu kelime herhangi bir şekilde kulağımıza çarptığında; güzel sanatlar, süslemecilik, resim, hattatlık, müzik, dans, mimarlık, heykelcilik, nakkaşlık, dekor, atölye, üslup, eser ve daha birçok kavram düşüncemizde canlanır (Mülayim, 1994).

Birbirleriyle iç içe geçmiş özellikleri olsa da sanat alanlarının bir uçtaki özelliği, diğer uçtan aldığı paya oranla daha yoğun olabilir. Bu açıdan sanat alanları genellikle güzel sanatlar, uygulamalı sanatlar ve görsel sanatlar olarak gruplanır (Aker Alpaslan, 2003).

Bunlar içinde önemli bir yere sahip olan, insanlık tarihi boyunca var olan, insanların gereksinimlerini karşılayacak uğraşlar şeklinde ortaya çıkan, yaşayış özellikleri ve iklim koşullarına uygun gelişmeler göstererek, belli kültürlerin özelliklerini yansıtan El sanatlarıdır (Aytaç, 1982).

El sanatları kimi zaman şahsi ihtiyaçları karşılamak, çevre ve mekan düzenlemesinde kullanılmak üzere geliştirilmiş, renk, estetik özellikleri en uygun biçimde birleştirilerek özgün yaratılar oluşturulmuştur. Kimi zamanda boş zamanları değerlendirme, ek kazanç sağlama, giysi de ya da çeşitli yerlerde kullanılma amacı güdülerek oluşumlarıyla kültürümüze ışık tutulmuştur (Öztürk,1984).

Bunlar içerisinde en önemlilerinden birisi de takı tasarımı ve üretimidir.

Takı, yaratıldığı toplumun yaşam biçiminin her zaman aynası olmuştur. Kendini yaratan toplumun sosyal, kültürel ve ekonomik yapısının, teknik ve estetik becerisinin ürünü olan takı, hem kendi toplumunun geçmişinden hem de etkileşim içinde olduğu kültürlerden beslenir, ardıllarına kaynak olur (Türe, 2005).

Türk el sanatları içerisinde önemli bir yeri olan takılar geniş bir yelpaze oluşturmaktadır. Kullanılan malzeme, teknik, şekil ve süslemeleriyle dikkat çeken takılar Türk insanının zevkini, estetiğini, inançlarını ve duygularını yansıttığı en güzel örneklerdir (Erkaplan, 2000).

(22)

Modern insanın kültürel ve biyolojik evrimini tamamladığı buzul çağının son evresinde, yani günümüzden 30-40 bin yıl öncesinde ilkel sanatın ilk ürünlerinden biridir takılar. Binlerce yıl içinde küresel bir bütünlüğe ulaşan sembolizmin en iyi ifade araçlarından olan takı, insanın sosyalleşme ve statü sergileme güdüsüyle birleşince, kültürümüzün neredeyse vazgeçilmez bir parçası haline gelir (Türe, 2005).

İlkel toplumlardan, kentleşen toplumlara geçiş sürecinde bir takım ihtiyaçlar doğrultusunda yaratılan kullanım nesneleri bize, uygarlıklar, toplumlar ve bireyler hakkında yaşamsal ipuçları sunmaktadır (Kuşoğlu,1998).

Uygarlık tarihine baktığımızda toplumların, takı ürünlerine yükledikleri anlam ve takı ürününden beklentileri, paralellik gösterse de, kültürel, sosyolojik farklılıkları gereğince ayırdıkları pek çok nokta vardır.

Takı ürünleri, ortaya çıktıkları toplumun, yapısal özellikleri hakkında saptamalar yapılmasına yardımcı olur. Takının formu, malzemesi ve üretim şekli toplumun sosyokültürel ve ekonomik açıdan hangi noktada olduğunun göstergesidir (Demirtaş,1996).

Halk eğitim merkezlerindeki El sanatları programı içinde yer alan Takı Tasarımı programının içeriği, işlenişi, ne kadar, nasıl ve nerelerde uygulandığı, yeterli ve yetersiz yönlerinin neler olduğunun açıklanarak Halk Eğitim Merkezleri içinde sahip olduğu yer hakkında bilgi edinilmesi ve daha sonra hazırlanacak olan takı tasarımı programının gelişmesine katkı sağlayacağı planlanmıştır.

1.2. Araştırmanın Amacı

Araştırmanın amacı Halk Eğitim Merkezlerindeki Takı Tasarımı kursu eğitim programının incelenmesi, günümüzdeki yeri, bu kurslardan yararlanan kursiyerlerin beklentileri ve kurs hakkındaki düşüncelerinin belirlenmesidir.

Bu genel amaç dahilinde araştırma süresince şu sorulara cevap aranacaktır. Takı tasarımı eğitim programının içeriği ve işleyişi nasıldır?

Kursiyerlerin takı tasarımı kursuna ilişkin görüşleri nelerdir? Kursiyerlerin kursa geliş amaçları nelerdir?

(23)

Takı tasarımı kursunda kullanılan araç-gereçler nelerdir?

Kursiyerlerin takı tasarımı eğitiminde malzeme teminine ilişkin görüşleri nelerdir?

Takı tasarımı kursunda kullanılan teknikler nelerdir? Takı tasarımı kursunda yapılan ürünler nelerdir.

1.3. Araştırmanın Önemi

Takıların günümüz şartlarında ele alınarak, nerelerde, nasıl ve hangi şartlar altında yapıldığını incelemek, tanıtmak, belgelemek, gelecek kuşaklara aktarmak ve geliştirilmesi açısından önem taşımaktadır.

Kursiyerlerin aldıkları eğitime ilişkin tutmları, görüşleri, istekleri, olumlu, olumsuz yönleri belirlenerek, olumsuzlukların giderilip, verilen eğitimin geliştirilmesine fayda sağlayacaktır.

Bu araştırma Diyarbakır Halk Eğitim Merkezlerindeki Takı Tasarımı eğitim programının incelenmesi ile ilgili böyle bir çalışma yapılmaması açısından önemlidir.

Yapılan araştırma ilerde yapılacak benzeri araştırmalarda kaynak teşkil etme açısından önemlidir.

1.4. Sınırlılıkları

Araştırma Diyarbakır il merkezinde bulunan Halk Eğitim Merkezleri ile sınırlıdır.

Araştırma, 2009-2010 Öğretim yılı ile sınırlıdır.

Araştırma veri toplama aracı olarak geliştirilen anket ile sınırlıdır. Veriler literatür ile sınırlıdır.

Araştırma belirlenen tez süresi ile sınırlıdır.

1.5.Sayıltılar

Ankette görüşlerine başvurulan uzmanların alan bilgileri yeterli ve güvenilirdir.

(24)

Anketten elde edilen veriler objektiftir, araştırmaya hizmet edecek niteliktedir. Seçilen örneklem evreni temsil edecek niteliktedir.

1.6.Tanımlar

Eğitim: Bireyin davranışlarında kendi yaşantısı yoluyla planlı ve kasıtlı olarak istendik değişiklikler meydana getirme sürecidir (Yurtseven, 2006).

El Sanatları: El sanatları, insanların gereksinimlerini karşılayacak uğraşlar şeklinde ortaya çıkmış, yaşayış özellikleri ve iklim koşullarına uygun gelişmeler göstererek, belli kültürlerin özelliklerini yansıtır (Aytaç,1982).

El sanatları, bireyin bilgi ve becerisine dayanan, genellikle doğal hammaddelerin kullanıldığı, elle ve basit aletler dışında makine gücüne ihtiyaç duyulmadan yapılan ve toplumun kültürünü, gelenek ve göreneklerini, folklorik özelliklerini taşıyan, yapan kişinin zevk ve becerisini yansıtan, gelir sağlayıcı üretime yönelik etkinliklerdir (Özdemir ve Yetim, 1997).

El sanatları, Bireyin kendisine yararlı olacak eşyayı hazırlarken, elindeki ürünü, renk, zevk, desen ve biçim ahengi birlikteliği ile gerçekleştirmesi, kendi öz yeteneği ile beraber aynı zamanda içinde yaşadığı toplumun yöresel karakterini yansıtmasıdır (Altunboğa, 1999).

Formal Eğitim: Bireyin kendisi ya da bir başkası tarafından kazanılacak davranışların planlanıp kontrol edildiği eğitim türüdür. Planlı amaçlı ve düzenli bir şekilde gerçekleşir. Formal eğitim, önceden hazırlanmış bir program çerçevesinde ve belirli ilkelere göre uygulamaya konulan bir eğitimdir (Arslan, 2008).

Halk Eğitimi: Halk eğitimi toplumun bütününe hitaben bir eğitim faaliyetidir. Bu yolla toplumun değer sistemi geliştirlir. Kültür değerleri topluma mal edilir, ekonomik hayatın gelişmesi sağlanır ve gelişen teknoloji en küçük toplum birimlerine kadar yayılır. Böylece küçük toplum birimleriyle millet topluluğu arasında ahenk ve bütünlük sağlanır (MEB, 1973).

(25)

İnformal Eğitim: Formal eğitimin aksine planlı, programlı ve düzenli olmayan, yaşam içinde kendiliğinden oluşan (evde, sokakta, işyerinde vb.) gelişigüzel ve rastlantısal bir eğitim türüdür (Fidan ve Erden, 1993).

Kültür: Toplumun bir üyesi olan insanın doğanın yarattıklarına karşılık ortaya koyduğu ve toplumun edindiği manevi her şeydir (Demirel, 1994).

Örgün Eğitim: Birbirini takip eden kesitlerden örülmüş eğitim türüdür. Belli bir yaş kümesindeki bireylere Milli Eğitimin amaçlarına göre hazırlanmış eğitim programlarıyla, okul çatısı altında düzenli olarak verilen eğitimdir (Komisyon, 2009).

Program Geliştirme: Eğitim programlarının tasarlanması,uygulanması ve değerlendirilmesi sonucunda elde edilen veriler doğrultusunda yeniden düzenleme sürecidir (Varış, 1996).

Sanat: Sanat; insan, toplum, doğa ilişkisinin gerçeğinin bilinçli ya da yeniden üretimi (yorumu); bir duygu, tasarım ya da güzelliğin kişiyi etkileyen anlatımıdır (Büyük Sözlük Ansiklopedisi, 1982).

Sanat; heyecan ve hayranlık uyandırmak için insanın kullandığı yaratıcılıktır. Bir sanat eseri insan yapısıdır ve doğadaki nesnelerden farklıdır. Buna göre insanın doğa üzerine yaptığı her değişiklik ister iyi, ister kötü, ister güzel, ister çirkin, hepsi sanattır (Büyük Kültür Ansiklopedisi, 1984).

Takı: Takı insanların süslenmek amacıyla taktıkları çeşitli tüy, cam, ağaç, hayvan kemikleri, muhtelif madenler ve benzeri malzemelerden yapılmış kullanım eşyasıdır (Gökçesu, 2002).

Yaygın Eğitim: Her yaş grubuna yayılmış formal eğitim türüdür. Örgün eğitim sistemine hiç girmemiş ya da bu sistemin herhangi bir basamağından ayrılmış olan ya da örgün eğitime devam edip bir meslek kazanmak isteyen kişilere, ilgi ve gereksinim duydukları alanlarda yapılan eğitimdir (Komisyon, 2009).

(26)

BÖLÜM II

ARAġTIRMANIN KAVRAMSAL ÇERÇEVESĠ VE ĠLGĠLĠ ARAġTIRMALAR

2.1. Eğitim Hakkında Genel Bilgiler

2.1.1. Eğitimin Tanımı

Eğitim, içerisinde birçok tanımı bulabileceğimiz bir kavramdır. Bu tanımı yapabilmek içinde birçok tanıma ihtiyaç duymamız olasıdır.

Eğitim bir insanın bütün özelliklerini geliştirme ve topluma uyma çabasıdır (Kemertaş,1999).

Eğitim bireylere istenilen davranışları kazandırma ve insan davranışlarında gerekli değişmeleri elde etme sürecidir. Bu nedenle eğitimin, toplumun üretim ilişkileri, üretim dokusu ve bunların oluşturduğu ekonomik, toplumsal, siyasal yapı ve kurumlarla tutarlı olması gerekir (Kılıç, 1981).

Hayatın bütün alanlarında ihtiyaç duyulan bilgi, ahlaki değerler ve anlayışı geliştirmeyi amaçlayan etkinlikler olarak yorumlanmaktadır (Kurt, 2000).

Eğitim bireyin kendi yaşantıları yoluyla, kasıtlı, istendik davranış değiştirme sürecidir (Ertürk, 1972).

Birey üzerinde yapılan ve bireyin fiziksel, zihinsel, ahlaksal varlığında, kısaca davranışlarında belirli amaçlar doğrultusunda bir değişme ve gelişme gerektiren eylemler anlaşılmaktadır (Kutluğ, 1985).

(27)

Bireyin bedensel, duygusal ve sosyal yeteneklerinin kendisi ve toplumu için en uygun şekilde gelişimidir. Kısaca bireyin her yönü ile bir bütün olarak, kendisi ve toplumu için en uygun düzeyde geliştirilmesi sürecidir (Yeşilyaprak, 2004).

2.1.2. Eğitimin Amacı

Türk Milli Eğitimimizin genel amaçları arasında Türk milletinin bütün fertlerini, “İlgi, istidat ve kabiliyetlerini geliştirerek, gerekli bilgi, beceri, davranışlar ve birlikte iş görme alışkanlığı kazandırmak suretiyle hayata hazırlamak ve onların, kendilerini mutlu kılacak ve toplumun mutluluğuna katkıda bulunacak bir meslek sahibi olmalarını sağlamaktır.

Böylece, bir yandan Türk vatandaşlarının ve Türk toplumunun refah ve mutluluğunu arttırmak; öte yandan millî birlik ve bütünlük içinde iktisadî, sosyal ve kültürel kalkınmayı desteklemek ve hızlandırmak ve nihayet Türk milletini çağdaş uygarlığın yapıcı, yaratıcı, seçkin bir ortağı yapmaktır.

Eğitim, kişinin zihni, bedeni, duygusal, toplumsal yeteneklerinin, davranışlarının, istenilen doğrultuda geliştirilmesi ya da ona birtakım amaçlara dönük yeni yetenekler, davranışlar, bilgiler kazandırılması yolundaki çalışmaların tümüdür (Akyüz, 2001).

Eğitimin, topluma yönelik ve bireyi hedef alan olmak üzere iki çeşit amacı vardır.

2.1.2.1.Topluma Yönelik Amaçlar

Toplumun yaşam geleneğini ve sürekliliğini sağlamak.

Kültürü zenginleştirip biçimlendirerek toplumun yenileşmesine katkıda bulunmak.

İyi üretici ve tüketiciler yetiştirerek ekonomik verimi artırmak ve toplumun refah düzeyini yükseltmek.

Siyasal bilinç uyandırarak yetiştirdiği bireyleri, sorumlu vatandaşlar haline getirmek.

(28)

2.1.2.2. Bireyi Hedef Alan Amaçlar

Bireyleri sosyalleştirerek, onların toplumun fonksiyonel üyeleri olmalarını sağlamak.

Bireyi, kendi amaçlarını tespit edebilen, çevresini denetim altına almayı başarabilen, akılcı ve mantıksal davranışlara sahip olan ve kendisini objektif olarak ifade edebilen toplumsal bir varlık haline getirmek.

Kişiye iyi bir yasam tarzı sağlamak, yaratıcı ve yansıtıcı düşünceyi öğretmek, bedensel ve ruhsal gelişimini istenilen yönde oluşturmak.

Değişik durumlara uyum sağlama ve farklı düzeylerdeki kişilerle etkileşim kurabilme becerilerini kazandırmak.

Bireyin karar alma yetilerini geliştirmek, olumsuz davranışlarını düzelterek, istenilen türdekileri yetiştirmektir.

2.1.3. Eğitimin ĠĢlevleri

Eğitim kurumu diğer toplumsal kurumlar gibi toplumsal ihtiyaçları karşılamak için ortaya çıkmıştır. Temel amacı toplumdaki bu işlevleri yetiştirerek onlar topluma uyumlu ve topluma yararlı hale getirerek olan eğitim kurumunun işlevleri o toplumda eğitimin amaçlar ile bağlantılı olup onun tarafından biçimlendirilir. Bir bakıma toplumsal amaçlara göre eğitimin amaçları da değişir. Fakat her toplumda değişmeyen everensel nitelikte işlevler de vardır. Eğitiminde de bazı temel işlevleri vardır. Bunlar toplumsal, siyasal, ekonomik ve bireyi geliştirme olmak üzere 4 tanedir.

2.1.3.1. Eğitimin Toplumsal ĠĢlevleri

Eğitimin toplumsal işlevi, toplumun yaşama kaynağı olan dolayısıyla toplumun sürekli gelişimi ve sürekliliğini sağlayan bireyler yetiştirmektedir. Eğitim kurumunu bu süreçteki temel fonksiyonlarını birisi mevcut toplumsal kültürün norm ve değerlerinin genç kuşaklara aktarılması ve toplumun bütünlüğünü ve sürekliliğini sağlamasıdır. Bu

(29)

bağlamda eğitimi sosyal kontrol aracı olarak nitelendirebiliriz. Bu özelliği ile eğitim toplumda mevcut kültürü korumaya, düzeni bozucu yöndeki davranışları denetlemeye yöneliktir.

Eğitim süreci kendi tanımında var olan toplumun sürekliliğini sağlamaya görevini yerine getirirken aynı zamanda toplumların değişme ve gelişme eğilimini de göz önünde bulundurur. “Dewey‟e göre ‟yaşam‟ bir gelişmedir; gelişme ve büyüme yaşamdır.” Bu durumda eğitimden beklenen yalnızca mevcut kültürel değerlerin yeni kuşaklara aktarılması değil aynı zamanda toplumda meydana gelen değişmelere uyum gösterebilecek bu değişme katkıda bulunacak bir biçimde yetiştirilmelerine sağlanacaktır.

2.1.3.2. Eğitimin Ekonomik ĠĢlevi

Eğitim sistemin ekonomik sisteminin çağın gerisine uygun olarak geleceğin üreticileri olarak çağdaş bilgiye ve beceriye sahip insan gücünü yetiştirmek olduğu söylenebilir. Bu doğrultuda Worsley, “modern planlı bir ekonomide, ekonomi ve eğitim arasında ki ilişkiyi nitelikli iş gücünün toplumun sosyal ve ekonomik önceliklerine göre diğer bir deyişle eğitimin bu hedeflere şekillenmesi için harekete geçirilmesi olarak tanımlamaktadır.

Teknolojik ilerleme ile birlikte ekonomide kullanılabilecek nitelikli iş gücü ihtiyacı da değişme uğramıştır bu bağlamda endüstrileştirme hızlandıkça ve geliştikçe ekonomik uygulamalar için sadece temel bilgiler yeterli olmaktan çıkmıştır. Bu doğal bir sonuç olarak beraberinde uzlaşmayı getirmiştir. Ortaya çıkan yeni gereksinimler ise yeni meslekleri ortaya çıkarmıştır. Aynı zamanda ekonomistler, üretim artış oranında eğitimin önemli bir rol oynadığını göstermişlerdir.

Eğitimin ekonomik işlevi salt ekonomiye üretici birey yetiştirmek değildir. Aynı zamanda bireylere ülke ekonomisinin ve genel anlamda ekonominin gerektirdiği tüketici davranışını kazandırarak düzenli ve dengeli bir ekonomik yaşamın oluşmasına katkıda bulunmaktadır. Bu katkı bireylere kaynakların akılcı bir şekilde değerlendirilmesi için gerekli davranışların kazandırılması şeklinde olmaktadır.

(30)

2.1.3.3. Eğitimin Siyasal ĠĢlevi

Eğitimin siyasal işlevi, toplumlarda devlet sisteminin ortaya çıkması ile başlamış, milliyetçilik kavramı ve demokrasinin gelişmesi ile önem kazanmıştır (Fidan ve Erden, 1992).

Eğitimin siyasal işlevi ile ilgili olarak iki temel unsurdan bahsedebiliriz.

Mevcut siyasal sisteme sadakati sağlamak; toplumun bireylerine milli değerler kazandırarak mevcut siyasal düzeni korumaya yönelik eğitim vermektir. İktidarlar planladıkları eğitimle toplumda birlik, bütünlük ve dayanışmaya hedeflenmektedir. Diğer yandan iktidarların eğitimin içeriğini amaçlarına göre şekillendirmek için yoğun bir çaba içinde oldukları görülmektedir.

Eğitimin bir siyasal işlevi de lider ve seçmen yetiştirmektir. Konun diğer boyutu seçme yetiştirmek demokratik işleyişin gereği olarak seçme ve seçilme hakkını iyi kullanan bireyler vatandaşlar yetiştirmek şeklinde ifade edilebilir. Bu sayede eğitim düzeyi yükseldikçe toplumlardaki siyasi bilincin de yükseleceği belirtilmektedir.

2.1.3.4. Eğitimin Bireysel ĠĢlevi

Eğitimin bir işlevi de bireyi hazırlama ve bireyin bir şeyler için hazır olmasını sağlamaktır. Bireyin hazır olması gereken şey ise kuşkusuz yetişkin yaşamının sorumluluk ve ayrıcalıklarının Dewey e göre toplum, sahip olduğu olanakları daha ileri götürmek ve buna uygun olarak da bireyi ilerideki talepleri getirebilir hale getirmek zorundadır. Buna göre birey bir eğitim kurumu olan okullarda doğal ve toplumsal çevresini tanıyarak bunlardan en iyi şekilde yararlanan ve temel ihtiyaçlarını dengeli bir şekilde karşılama yollarını öğrenir. Bu şekilde eğitim bireyin kendini gerçekleştirmesinde katkıda bulunur. Bu gerçekleştirme de en somut gösterge eğitilmiş bir insanın eğitilmemiş bir insan ile kıyasladığında kendisi ile önemli olan şeyleri daha iyi bilmesidir. Zira eğitimde kullanılan yöntem sağlam ve kalıcı alışkanlıklar oluşturuluncaya kadar zihinsel faaliyetleri yenilemek ve onları işlemektir. Bu sayede doğanın insana sunmuş olduğu ham yeteneklerin ve özelliklerin işleyerek geliştirilmesi ve mükemmelleştirilmesi söz konusu olacaktır. Bu sayede insan toplumsal anlamda ahlaklı, akıllı ve özgür bir konumda olacaktır.

(31)

Bireyin kendini geliştirmesinin eğitim kuruluşlarının önemli bir işlevi haline gelmesi, özellikle modern ve demokratik toplumlarda bireye verilen değerlerin artması ile doğru orantılıdır. Eğitim kuruluşlarının bu işleri yerine getirmesi ile birey hem fiziksel hem duygusal hem de zihinsel yönden gelişme fırsatı bulacaktır.

Eğitim birey için gördüğü bu ana işlevler yanında aynı zamanda doğrudan gözlenemeyen bu alanda gizli olarak adlandırabileceğimiz bir takım işlevleri de içinde barındırır. Bunları kısaca; eş seçme, tanıdık sağlama ve statü sağlama olarak ifade edilebilir. Bunun yanında “eğitime olan saygı sadece eğitimin sağladığı olanaklardan gelmez. Bizzat eğitimin kendisi, statü tevcih eder” (Çağatay, 2009).

2.1.4. Eğitimin Sınıflandırılması

Eğitim, önceden planlı ve programlı olup olmamasına, hedeflerinin önceden belli olup olmamasına göre iki başlık altında incelenir (Arslan, 2008).

Tablo 1. Eğitimin Sınıflandırılması

EĞĠTĠM

Formal Eğitim Ġnformal Eğitim

Örgün Eğitim Okulöncesi Eğitim İlköğretim OrtaÖğretim Yüksek Öğretim Yaygın Eğitim Kurslar Hizmetiçi Eğitim Etkinlikleri

Değişik zaman ortam ve biçimlerde Plana bağlı değil

2.1.4.1. Formal Eğitim

Formal eğitim amaçlı ve planlıdır. Önceden hazırlanan eğitim programlarına göre belirli ilkelere uygun olarak gerçekleştirilir. Eğitim süreci, atanan veya seçilen bir öğretmen tarafından tamamlanır (Türkoğlu, 1996).

(32)

2.1.4.1.1. Örgün Eğitim

Örgün eğitim, okul ya da okul niteliği taşıyan yerlerde milli eğitim amaçlarına göre hazırlanmış eğitim programlarıyla düzenli olarak yapılan eğitimdir. Örgün eğitim, okulöncesi eğitimden lisansüstü düzeyine değin bütün süreci kapsar (Türkoğlu, 1996).

Örgün eğitim uygulamaları, kademeler arasında bazı farklılıklar göstermekle birlikte, temelde insanın sahip olması gereken bireysel ve toplumsal niteliklerin kazandırılmasını hedeflemektedir. Bireysel gelişimin, toplumsal yaşama doğrudan yansıyacağı düşüncesi, bu hedefi daha da önemli ve karmaşık hale getirmektedir (Ural, 2005).

2.1.4.1.2. Yaygın Eğitim

Yaygın eğitim, yetişkinlere okuma yazma öğretmek, temel bilgiler vermek, en son devam ettikleri öğrenim kademesinde edindikleri bilgi ve kabiliyetlerini geliştirmek ve hayatını kazanmasını sağlayacak yeni imkanlar kazandırmak amacıyla verilen okul dışı eğitimdir (Türk, 1999).

2.1.4.2. Ġnformal Eğitim

İnformal eğitim, hayat içinde, amaçlı ve planlı olmayan, gelişigüzel yapılan eğitimdir. Pek çok şey farkına varmadan öğrenilir. İnformal eğitim planlı ve kontrollü olmadığı için, insanlar bu yolla zararlı davranışlar da edinebilirler (Yılar, 2006).

İnformal eğitim doğal ortamda kendiliğinden gelişir. Yer, mekan ve eğitimin gerçekleştiği ortam önceden belli değildir (Arslan, 2008).

2.2. Yaygın Eğitim Hakkında Genel Bilgiler

2.2.1.Yaygın Eğitimin Tanımı ve Amacı

Türk Milli Eğitim sistemini III. Bin yıla taşımaya yönelik bir stratejinin geliştirilmesi düşünülürken Avrupa Birliği‟ne katılım ve küreselleşme olgularının ortaya çıkardığı çok yönlü ihtiyaçlar ile bağlantılı olarak çalışılması gerekmektedir. Bu

(33)

durum, okul sisteminin yanı sıra ve onun dışında öğrenme potansiyelini içinde taşıyan bütün ortamların devreye sokulmasını gerektiren bir anlayış zorunlu kılmaktadır.

Toplumdaki hızlı değişime paralel olarak kaydedilen çok önemli bir değişme ise “Eğitimde asıl olanın, okul eğitimi olduğu” anlayışının kendisindeki değişmedir. Gençler için okul eğitiminin değeri azalmamış, fakat öğrenmenin ve eğitimin insanın tüm hayatını içine alan bir süreç olduğu ve olması gerektiği düşüncesi yaygınlaşmıştır (Türk, 1999).

Yaygın eğitim, halkın kendi yaşama biçimini, bilgi, görgü ve becerilerini, değer yargılarını ve değer sistemlerini birbirlerine ve kendilerinden sonraki kuşaklara öğretmeleri ve aktarmaları şeklinde toplum içinde kendiliğinden meydana gelen bir eğitim etkinliğidir. Bu eğitim etkinliği son yıllarda, okul öncesi ve okul eğitimi “Örgün Eğitim” şeklinde ifade edilmeye başlanınca, örgün eğitimin tamamlayıcısı olarak, “Halk Eğitimi veya okul dışı eğitim” kavramları yerine kullanılmaktadır.

Bu anlamda yaygın eğitim;

Ġkinci BeĢ Yıllık Kalkınma Planında Yaygın Eğitim; “Örgün eğitimin eksiklerini tamamlayıcı, üst okula gitmeyenler bakımından geliştirici bir eğitim ve örgün eğitimden yararlanma imkanları olmayanlar bakımından tek imkandır. Bu bakımdan yaygın eğitim, örgün eğitimden bağımsız olarak ele alınmaz. Örgün eğitim için geçerli ilke ve kuruluş düzeni yaygın eğitim için de geçerlidir”.

Yaygın Eğitim Özel Ġhtisas Komisyonu Raporunda Yaygın Eğitim; “ Örgün eğitimlerini eksik bırakanlara, eğitim nimetinden hiç faydalanamayanlara olduğu kadar okul öncesi çocuklara ve öğretim ve eğitimde her kademeye ulaştıkları halde yine de daha bir şeyler öğrenmek isteyen birey ve toplumlara hitap eden bir öğretim şeklidir”.

Milli Eğitim Reformu Stratejisinde ve Milli Eğitim Temel Kanununda Yaygın Eğitim; Örgün eğitim sistemine hiç girmemiş yahut, herhangi bir kademesinde bulunan veya bu kademeden çıkmış vatandaşları kapsar. “Yaygın eğitim, örgün eğitimin yanında veya dışında düzenlenen eğitim faaliyetlerinin tümüdür”(Kılıç, 1981).

(34)

Yaygın eğitim, milli eğitimin genel amaçlarına ve temel ilkelerine uygun olarak, örgün eğitim sistemine hiç girmemiş yahut, herhangi bir kademesinde bulunan veya bu kademeden çıkmış vatandaşların örgün eğitimin yanında veya dışında,

Okuma-yazma öğretmek, eksik eğitimini tamamlamaları için sürekli eğitim imkanları hazırlamak,

Çağımızın bilimsel, teknolojik, iktisadi, sosyal ve kültürel gelişmelerine uymalarını sağlayıcı eğitim imkanları hazırlamak,

Milli kültür değerlerimizi koruyucu, geliştirici, tanıtıcı, benimsetici nitelikte eğitim yapmak,

Toplu yaşama, dayanışma, yardımlaşma, birlikte çalışma ve örgütlenme anlayış ve alışkanlıkları kazandırmak,

İktisadi gücün arttırılması için gerekli beslenme ve sağlıklı yaşama şekil ve usullerini benimsetmek,

Boş zamanları iyi bir şekilde değerlendirme ve kullanma alışkanlıkları kazandırmak,

Kısa süreli ve kademeli eğitim uygulayarak ekonomimizin gelişmesi doğrultusunda ve istihdam politikasına uygun meslekler edinmelerini sağlayıcı imkanlar hazırlamak,

Çeşitli mesleklerde çalışmakta olanların hizmet içinde mesleklerinde gelişmeleri için gerekli bilgi ve becerileri kazandırmaktır (Türk, 1999).

Eğitim sürdürememe nedenleri ne olursa olsun, sistem dışına itilmiş bulunan bireylere eğitim sağlamak önem taşımaktadır. Ayrıca eğitimi yaşam boyu sürdürme zorunluluğu, bütün dünyada yaygın eğitimin vurgulanmasına neden olmuştur(Varış, 1981).

2.2.2. Yaygın Eğitimin Özellikleri

Yaygın eğitim hiyerarşik değildir. Doğan ihtiyaca göre düzenlenir. Zamanla ve yaşla sınırlı değildir.

Eğitim süreci zaman birimi yerine, eğitim standardına erişmek isteyen kişinin yeteneğine bağlıdır.

(35)

Yerle sınırlı değildir. Gezicidir, her yerde yapılabilir. Programlar süre ve içerik olarak değişkendir.

Eğitim görevlileri mesleki niteliklidir. Metotları değişkendir.

Eğitimde klasik öğretmen-öğrenci ilişkisi yoktur. Genel eğitimin bir parçasıdır.

Yetişkin eğitiminde devletin tekeli yoktur. Sürekli eğitimin yollarından biridir. Toplumun bütün üyelerini içine alır.

Düzenli örgün eğitim sisteminin dışındaki bütün eğitici faaliyetleri de düzenler. Maliyet her kurs için farklıdır.

Programda merkeziyetçilik yoktur. Yaygın eğitimde ilke öğrenmektir.

Yaygın eğitim gönüllülük esasına dayanır (Kurt, 2000).

2.2.3. Yaygın Eğitimde Gereksinimler

2.2.3.1. Toplumsal gereksinimler

Devletin temel görevlerinden biri vatandaşların eğitsel gereksinimlerini karşılamaktır.

Teknolojik gelişmeler, araştırmalar ve uluslararası ilişkiler sonucu yeni bilgiler üretilmekte ve yetişkinler için bilgilerini yenileme, değişen teknolojiyi kullanma, sağlık, aile planlaması, özürlülerin eğitimi, yaşlıların eğitimi, çevre koruma, AIDS, trafik, enerji tasarrufu, toplumsal sorunların çözümüne katılım, yerel kaynakları değerlendirme ve gelir getirici yeni becerilerin kazanılması gibi konularda öğrenim gereksinimleri ortaya çıkarmaktadır. Dolayısıyla, toplumun sağlıklı bir gelişim göstermesi için devletin bu tür eğitsel gereksinimleri de karşılaması gerekir.

2.2.3.2. Bireysel Gereksinimler

Bireyin kendini gerçekleştirmesi ve ulaşabileceği en üst düzeye çıkabilmesi için yaşam boyu öğrenmeye gereksinimi vardır. Örgün eğitimden yararlanma düzeyi ne

(36)

olursa olsun, insanlar yaşamlarının herhangi bir anında, boş zamanlarını değerlendirmek, yeni arkadaşlar edinmek, iş bulmak, işinde ilerlemek, daha iyi bir işe girmek ya da yeni bir şeyler öğrenmek istemektedirler. Yeni bir şeyler öğrenme gereksinimi duyan yetişkinin bu konuda rehberlik ve danışmanlık hizmetleri yanında öğrenim etkinliğinin örgün değil yetişkin eğitimi ortamında gerçekleştirmesine gereksinimi vardır.

2.2.3.3. Kurumsal Gereksinimler

Kurum ve işletmelerde ekonomik verim yanında sunulan hizmetlerin etkili olmasının çalışanların eğitsel birikimleriyle doğru orantılı olduğu bilinmektedir. Bu nedenle, hemen her kurum elemanlarının eğitim düzeyini arttırma ve yeni gelişmelere uyum sağlama konularında, duruma göre hizmet öncesi, işbaşında ya da hizmet içi eğitime gereksinim duymaktadır.

Yaygın eğitim hizmetlerinden yararlanacakların yanında bu hizmetleri sunmakta olanların gereksinimleri de önemlidir. Yaygın eğitim alanında nitelikli eğiticilere, yeterli fiziksel ortamlara, yetişkinler için hazırlanmış eğitsel programlara, araç ve gereçlere gereksinim vardır. Ayrıca bakanlığa bağlı olan yaygın eğitim kurumlarında yöneticilerin yerel gereksinimleri anında karşılayabilme, çabuk karar verebilme ve parasal olanak yaratıp kullanabilme yetkilerinin arttırılmasına gereksinim duyulmaktadır (MEB, 1993).

2.2.4. Yaygın Eğitimin Tarihi geliĢimi

İnsanlık tarihi ile birlikte “eğitim” denen sürece önem verilmiştir. Bu süreç ilk önceleri sözlü kültürle başlamıştır. Daha sonra işaretler ve birtakım semboller kuşaklar arasında kültür aktarma vazifesini görmüştür. Yazının icadı ile birlikte yazılı kültür büyük önem kazanmıştır (Kurt, 2000).

İlk zamanlarda eğitim ve öğretim, plansız bir şekilde, meslekten olmayan kişiler tarafından yapılmıştır.

(37)

Hun, Göktürk ve Uygur Türklerinin günlük yaşayış tarzlarında ve törenlerinde temelde bir halk eğitimi hareketi vardır. 8 yy. Göktürklerin bilinen Kitabeleri insanlığa yazılı armağanları olarak kalmıştır. Asya‟nın en güçlü ve medeni toplumu olan Türkler göçebe ve Bozkır kültürünü geliştirmişlerdir. Bütün kültürlerin ilk kaynağını oluşturan bozkır kültürü ile medeniyetin ilk temel taşları atılmıştır.

İnsanlık, medeniyette, düşünce hayatında okuma-yazmayı yaygınlaştırdığı, okuma yazmada ileri gittiği düzeyde bilimde, sanatta, kültürde yükselmiştir.

Bozkır kültürü ile başlayıp yazılı kültürle gelişen Türk kültürü dünyanın 3-5 köklü kültürlerinden birini teşkil etmektedir. Toplumumuzun eğitiminde güç kaynağı olacak asıl kıymet, potansiyel gücümüzü keşfetmemiz ve tarihi gerçeklerden faydalanmayı bilmemizdir (Kurt, 2000).

Özellikle Osmanlıların gelişme dönemlerinde camiler, medreseler, tarikatlar, kütüphaneler, folklorumuzdaki bilmeceler, masallar, Nasrettin Hoca hikayeleri, Karagöz, Meddah ve orta oyunu birer yetişkin eğitimi araçlarıydı (Okçabol, 1994).

Medeniyet kurma açısından da yazı ve yazılı kültürün önemi büyük olmuştur. Milletler okumaya ve ilme önem verdiği dönemlerde yükselmişlerdir. Türk tarihinde Selçuklu ve Osmanlı medeniyetleri en açık örnekleridir.

2.2.4.1. Cumhuriyetten Önceki Dönemde

Günümüzdeki anlayışa en yakın Yaygın eğitim anlayışının temelleri Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde atılmıştır. Bu dönemlerde halk eğitimi yapan birçok kuruluş vardır.

2.2.4.1.1.Mescitler ve Camiler

Buralar ibadet yerleri olarak kalmamışlardır. Müslüman Türk toplumunda ibadetlerini yapmaya gelen Müslümanlar, burada birçok problemlerini konuşup, çözüm yolları aramışlardır. Hatta dini ve dünyevi bilgiler konusunda da alışverişte bulunmuşlar

(38)

bu şekilde bilgilerini arttırmışlardır. Özellikle Cuma günlerinde bu ibadet yerlerinde tam bir yaygın eğitim faaliyeti yapılmıştır.

2.2.4.1.2. Medreseler

Selçuklu ve Osmanlı Türklerinde yürütülen Halk Eğitimi çalışmaları içinde medreseler vasıtası ile okuma yazmaya önem verildiği görülmektedir (Kurt, 2000).

Toplumun gereksinimi olan kadı, öğretmen, doktor, matematikçi, din bilgini, vs, yetiştiren ve dini temele dayalı okullardı. Hemen yanlarında kurulan bakımevi, hastane ve kitaplıklarda, halka yönelik eğitim ve yardım yapılıyordu (Celep, 1995).

Yani eğitim bir bütün olarak ele anlıyordu. Medreselerde İlköğretimden yüksek öğretim kademelerine kadar eğitim veriliyordu (Kurt, 2000).

2.2.4.1.3. Ordu

Selçuklu ve Osmanlılarda ordu, “Acemi Oğlan” ocaklarında gençleri Türk İslam geleneklerine uygun bir şekilde yetiştirerek yaygın eğitim faaliyetlerinde bulunmuştur (Kurt, 2000).

Hıristiyan çocuklarıyla esirlerinin “Acemi Kışlaları‟nda Türk ve islam geleneklerine göre yetiştirilmesi ve yetenekli olanların Enderun okuluna alınması ile yapılan bu halk eğitimi hareketi, Anadolu ve Trakya‟nın Türkleştirilmesini amaç edinmiştir (Şeren, 1997).

2.2.4.1.4. Ahilik

Ahilik birlikleri esnafın dini, ahlaki ve diğer yönlerden iyi yetişmesini amaç edinmişlerdir. “Ahi” adı verilen bilgili ve kültürlü insanların çevresinde toplanıp sohbetler yapılırdı. Bu yolla esnaflar arasında birlik, beraberlik ve kardeşlik pekiştirilmiş oluyordu. Özellikle esnaf çıraklarının okuma yazmaları için büyük bir çaba harcanırdı.

(39)

2.2.4.1.5. Loncalar

Ahi birliklerinden sonra 18. yüzyıldan itibaren görülen loncalar dini, iktisadi, ve eğitici bir nitelik taşıyordu. Esnaf ve sanatkarları disipline ederek, iş ve ticaret ahlakını koruyor. Ayrıca standart üretimi sağlıyor, malın niteliğini yüksek tutuyor, malı değerlendiriyor ve mevcut değerlerini koruyorlardı.

2.2.4.1.6. Terbiye Ocakları

İstanbul‟un Osmanlılar tarafından fethini izleyen yıllarda, halk eğitimi hizmetlerine başlandığı görülmektedir. İş aramak için Anadolu ve Rumeli‟den İstanbul‟a gelen vatandaşların şehir hayatına uymada zorluk çektiklerini ve bir takım sosyal problemlerin çoğaldığını gören idareciler, bu aksaklıkları önlemek amacıyla birisi Üsküdar‟da, diğeri Rumeli yakasında olmak üzere, “Terbiye Ocağı” adı ile iki halk eğitim kursu açmışlardır (Kurt, 2000).

2.2.4.2. Cumhuriyetten Sonra

Cumhuriyetin kurulmasıyla yurdumuzda yetişkin eğitimine hız verilmiştir. Okur-yazarlık, tarım, sağlık, ev ekonomisi, yurttaşlık bilgisi alanlarında geniş kesimlerin gelişmesini amaç bilen programlar uygulamıştır.

Cumhuriyetin ilanı ile birlikte, problemlerin çözümünde tek yolun eğitim olduğu görülmüş ve bu hükümetin ilk Milli Eğitim Bakanı İsmail Safa, 25 Kasım 1923 genelgesi ile valiliklerden, Milli eğitim görevlileriyle birlikte halk eğitim çalışmalarına geçmelerini istemiştir (Yıldırım, 1996).

789 Sayılı Milli Eğitim Bakanlığı Teşkilat Kanununda ilköğretim çağını geçirmiş ve hiç öğrenim görmemiş olan bireyleri kabul eden kuruluşların “ bunlara ilköğrenimi de vermeye zorunlu” oldukları öngörülmüştür. Bu şekilde, özel kuruluşlar da halk eğitimi ile ilgilenmek zorunda bırakılmıştır.

MEB Bünyesinde ilk halk eğitim birimi, 1926‟da “Halk Terbiyesi” şubesi adıyla ilköğretim Genel Müdürlüğünde, Talim ve Terbiye Dairesine bağlı olarak kurulmuştur.

(40)

1927‟de halk derslikleri ve halk konferansları için yönetmelik çıkarılmış, ağırlığı okuma-yazma olmak üzere yetişkin eğitimine önem verilmiş, uygulamalar yapılmıştır.

1928‟de yeni harflerin kabulünden sonra Millet Mektepleri açılmış, bu halk eğitimi hareketinde bütün öğretmenlerle birlikte birçok aydın da görev almıştır. 1930 yılında vatandaşların öğrendiklerini unutmamaları ve okuma alışkanlıklarını sürdürmeleri amacıyla Halk Okuma Odaları açılmaya başlanmıştır.

1932 yılında halkevleri kurulmuştur. Halkevleri; halk dershaneleri, kursları, kitaplık, yayım, köycülük, dil ve yazı, tarih ve müze, sosyal yardım, spor, tiyatro, güzel sanatlar konularında faaliyet göstermişlerdir.

Sanat okullarına bağlı olarak, 1939‟da köylerde, köy erkekleri için demircilik, marangozluk, köy kadınları için de biçki-dikiş kursları açılmış ve bu kurslar halk eğitimine büyük katkılar sağlamıştır.

Milli Eğitim Bakanlığınca 1951 yılında halk eğitimine yeni bir yön verilmek istenmiş, bu konu üzerinde çalışanlardan raporlar alınmıştır. Ayrıca yurt dışından uzmanlar getirilmiş ve bunlara raporlar hazırlatmıştır. 1951 yılında yurdumuza gelen Watson Dickerman tarafından hazırlanan raporda; Halk Eğitimi çalışmalarının bilimsel ve sistemli şekilde ele alınması ve Milli Eğitim Bakanlığına bağlı bir teşkilatın kurulması önerilmiştir. Bu öneriye uygun olarak 1952 yılında yeniden, Milli Eğitim Bakanlığında “Halk Eğitim Bürosu” kurulmuş, 1953 de köy ve kasabalarda Halk Okuma Odaları, 1956 yılında da ilçelerde Halk Eğitimi Merkezleri açılmaya başlanmıştır.

1960‟dan sonra başlayan kültür ve eğitim seferberliği sonucu halk eğitimi çalışmalarının memleket ölçüsünde bir teşkilata bağlanması öngörülerek, 29 Ağustos 1960 tarihinde halk eğitimi hizmetlerinin etki alanını genişletmek, dağınık etkinlikleri yurt düzeyinde teşkilatlanacak bir kuruluşla yürütmek üzere, Milli Eğitim Bakanlığına bağlı olarak “Halk Eğitimi Genel Müdürlüğü” kurulmuştur. Bu birim 13.12.1983 tarihinde “Çıraklık ve Yaygın Eğitim Genel Müdürlüğü” adını almıştır.

(41)

2.2.5. ġûralarda Yaygın Eğitim

Milli Eğitim Şûraları, Milli Eğitim Başkanlığı Temsilciler ile ilim adamları, eğitimciler ve eğitimle ilgili kuruluşların temsilcilerinin katıldığı ve Türk Milli Eğitiminin çeşitli sorunlarının ele alındığı, tartışıldığı ve çözüm önerilerinin hazırlandığı, geniş tabanlı, ilmi nitelikli toplantılardır (Duman, 1994).

I. Milli Eğitim ġûrası; 1939 yılında toplanmıştır. Bu şûranın raporunda, fakültelerin Halk evleri ile yakın ilişki kurmaları ve Anadolu‟da üniversite haftaları düzenlenerek, yetişkinlerin bu şekilde eğitilmesi önerilmiştir.

IV. Milli Eğitim ġûrası; 1949 demokrasi eğitimi üzerine durulmuş, okulların dışında eğitilmesi gereği işaret edilmiştir. Görüşmelerde devletin bir “yaygın eğitim teşkilatı bulunmadığı

VI. Milli Eğitim ġûrası; 1957 yılında yaygın eğitim konusunu ilk defa geniş olarak gündeme almıştır. Bu eğitim şûrasının komisyonundan çıkan raporda, ülke çapında yaygın eğitim çalışmalarının amaçları, ilkeleri, metotları ve araçları açıklanmıştır.

VII. Milli Eğitim ġûrası; 1962 yılında Türkiye‟de yetişkin eğitiminin amaç ve kapsamını en geniş boyutları ile ele almıştır (Kılıç, 1981).

Halk Eğitimi içinde güzel sanatlara önem verilmiş, tanımı, amaçları, konuları, çalışma planları, halk eğitim merkezleri ve odaları, yayınları vs. tartışılmış ve açıklanmıştır (MEB, 1962).

IX. Milli Eğitim ġûrası; 1974 yılında Şûrada, Mesleki yaygın eğitim kurumlarında uygulanacak programların çeşit ve muhtevaları sanayinin ve işyerinin ihtiyaçlarına cevap verecek ve benzeri örgün eğitim programlarına denkliği sağlayacak şekilde yeniden düzenleyecektir. Böylece belirli bir zamana bağlı kalmaksızın, yaygın eğitim kurumlarında takip edilen programlardan alınan kredilerin, örgün eğitim kurumlarında geçerliliği bir esase bağlanacaktır.

X. Milli Eğitim ġûrası; (1985) 1739 Sayılı Milli Eğitim Temel Kanununa giren “ Örgün ve Yaygın eğitimin bütünleştirilmesi “ ilkesini kurum düzeyinde

(42)

gerçekleştirmek istemiş ve bu amaçla da Mesleki Teknik liselerin “Mesleki ve Teknik Okullar” olarak düzenlenmesini kararlaştırmıştır.

XIII. Milli Eğitim ġûrası; (1990) sadece yaygın eğitim konularının görüşüldüğü ilk Şûradır. Alınan kararlardan bazıları şunlardır;

Ülkemizde bir “Milli Eğitim Terimleri Sözlüğü” hazırlanmalıdır.

Halk Eğitimi Merkezleri yalnız kurs açılan bir yer değil, yetişkinlerin buluştuğu, çeşitli sosyal ve kültürel etkinliklerin sürdürüldüğü, ortak problemlere çözüm yollarının aranacağı ortamları sağlayan toplum merkezleri haline dönüştürülmelidir.

Yaygın Eğitim Enstitüsü, yaygın eğitim yapan bakanlıklara, diğer kurum ve kuruluşlara, program geliştirme, bilgi toplama araştırma yapma, personel yetiştirme gibi konularda teknik hizmetler sunacak bir yapıya kavuşturulmalıdır.

Üniversitelerde yetiştirilen öğretmenler için yaygın mesleki eğitim formasyonu kazanmalarını sağlayıcı program geliştirme çalışmaları yapılmalı, üniversitelerin bu çalışmalarının yaygın eğitimi uygulayan kurum ve kuruluşlara teşvik edici önlemler kurumsallaştırılmalıdır (Kılıç, 1981).

Yaygın eğitimin kapsamı, hedef kitlesi açısından oldukça geniş tutulmalıdır. Orta ve yüksek dereceli bütün meslek okulları ve öğretmen yetiştiren kurumların programlarında halk eğitimi konularına yer verilmelidir.

Gelişen dünyada yaygın eğitim çalışmaları sürekli takip edilmeli ve bunlardan yararlanma yoları aranmalıdır.

XV. Milli Eğitim ġûrası; 2000‟li Yıllarda Türk Milli Eğitim Sistemi (13-17 Mayıs 1996) yılında toplanan komisyon raporunda alınan kararlardan bazıları şunlardır:

Yaygın eğitim kurumları, bu alanda eğitim alan ve deneyimi olan müfettişlerce denetlenmelidir.

Öğretmen yetiştiren yüksek öğretim kurumlarının eğitim programlarına yaygın eğitim ile ilgili dersler konulmalıdır.

Yaygın eğitim kurumlarında özel eğitime muhtaç kimselere verilen eğitim, gerek eğitim ortamı gerekse öğretim elemanları açısından daha da geliştirilmelidir.

(43)

Yaygın eğitim kurumlarına öğretmen olarak atanacaklarda yetişkin eğitimi alanında öğretmenlik formasyonu alma şartı aranmalı, halen çalışmakta olanlara da üniversitelerin halk eğitimi bölümlerince formasyon kursları açılmalıdır.

Hayat boyu öğrenimi hızlandırmak için ulusal ve uluslar arası düzeyde öğretim programları değerlendirme sistemi geliştirilmeli, bu hususta özellikle yüksek öğretim kurumları ile işbirliği yapılmalıdır (Kılıç, 1981).

2.2.6. Yaygın Eğitim Kurumları

Toplumdaki hızlı değişime paralel olarak eğitimde asıl olanın, okul eğitimi olduğu anlayışının da değişmesidir. Bu anlayış doğrultusunda MEB, okul sisteminin amaçlarında, programlarında, yapılarında yeniden düzenlemeler yapmakta, sürekli eğitim bağlamında okul dışı öğrenme ve eğitim sistemini geliştirme ve yaygınlaştırma, yeniden yapılandırma çalışmalarına ağırlık kazandırmakta ve eğitimin odak noktası örgün eğitimden sürekli eğitime kaydırmaktadır.

MEB‟e bağlı 16 yaygın eğitim kurumunda değişik tür ve nitelikte, her yaş grubundaki insanlara hizmet verilmektedir.

Yaygın Eğitim Kurumları; Halk eğitim merkezleri Çıraklık eğitimi merkezleri Pratik kız sanat okulları Olgunlaşma enstitüleri

Yetişkinler teknik eğitim merkezleri Mesleki eğitim merkezleri

Eğitim ve uygulama okulları Özel dershane

Özel kurs

Endüstri pratik sanat okulları Bilim ve sanat merkezleri

Açık ilköğretim Açık lise

Şekil

ġekil No:2 Yuvarlak Uçlu Karga
ġekil No:3 Yan Keski
ġekil No:14 Bakır Tel
ġekil No:18 Cam Boncuklar
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

Takı modeli seçim aşaması; tasarım panosundan oluşturulan takı çizimlerinden takının işlevselliği, pazara uygunluğu, maliyeti, üretiminde uygulanabilirliği,

 Verilen rölyefli takı ürünlerini ölçülerine göre Rhinoceros Programında çizme..  Verilen konuya göre rölyefli takı tasarımlarını

Dersin Amacı Seramik ve cam teknolojisinin kuyumculuk alanında kullanımı hakkında öğrenciye temel

Türk takı kültürünü en özgün biçimde yansıtan takılar coğrafi özelliklerden kaynaklanan Erzurum Oltu taŞı işlemeciliği, Karadeniz insanının el becerisindeki

Farklı takı formları üzerinde etüt ettiğiniz objeyi stilizasyon ve deformasyon tekniği kullanarak araştırınız. Aşağıdaki örneklerde olduğu gibi sizde

¾ Pişirme fırınını çalıştırınız. ¾ Pişirme fırınını 100–110º C’ ye ayarlayarak ön ısıtma işlemini yapınız. ¾ Fırının ısınmasından sonra gerekli mine sıcaklığına

Aşağıda çoktan seçmeli sorularda doğru seçeneği işaretleyiniz.. 8 ) ( ) Dereceler arasında kumla elde edilen kalıp boşluklarına eritilmiş metalin dökülmesi ile

Bir objeyi etüt etmek ; o objenin görünen tüm özelliklerini ayrıntılı olarak kağıt, tuval, v.b.yüzeyler üzerine aktarmaktır.Canlı veya cansız bir objeyi etüt ederek