• Sonuç bulunamadı

2.4.1. Sanat

Sanat; insan, toplum, doğa ilişkisinin gerçeğinin bilinçli ya da yeniden üretimi (yorumu); bir duygu, tasarım ya da güzelliğin kişiyi etkileyen anlatımıdır (Büyük Sözlük Ansiklopedisi, 1982).

Sanat, heyecan ve hayranlık uyandırmak için insanın kullandığı yaratıcılıktır. Bir sanat eseri insan yapısıdır ve doğadaki nesnelerden farklıdır. Buna göre insanın doğa üzerine yaptığı her değişiklik ister iyi, ister kötü, ister güzel, ister çirkin, hepsi sanattır (Büyük Kültür Ansiklopedisi, 1984).

Sanat, İnsanın kendisini anlatma, kendisi dışındaki dünya ile iletişim kurma ve etkileme gibi dürtüleri ile ortaya çıkan bir olgudur (Aker Alpaslan, 2003).

“Sanat” kelimesi, zengin fakat o ölçüde karmaşık çağrışımlar yapan kelimelerdir. Bu kelime herhangi bir şekilde kulağımıza çarptığında; güzel sanatlar, süslemecilik, resim, hattatlık, müzik, dans, mimarlık, heykelcilik, nakkaşlık, dekor, atölye, üslup, eser ve daha birçok kavram düşüncemizde canlanır. O halde, yapılan bir iş veya hareketin, güzel, gelişmiş ve etkileyici bir biçimde görünmesi, onu bir sanat olarak tanımlamamıza sebep olmaktadır. Bu, şu demektir; insan yaptığı işi yüceltebildikçe, ona bir parıltı katabildikçe, sanat olgusuna biraz yaklaşabilmiş sayılır. Yani sanatın ayırıcı özelliklerinden biri onun günlük, basit ve sıradan şeylerin üstünde olmasıdır (Mülayim, 1994).

Sanatın konusu bazen hoşa giden, haz veren, bazen üzücü, acı verici, hatta şaşırtıcı, tiksindirici olabilir. Sanat yapıtındaki güzellik anlayışı; konuyla değil, duygularımız arasındaki biçim bağlantılarıyla ilgilidir. Nesnelerin biçim, yüzey ve kütlesinin belli ölçülere göre düzenlenmesi hoşumuza gider. Böyle bir düzenin eksikliği ise hoşnutsuzluk, ilgisizlik yaratır. Buna karşın şunu da unutmamalıdır ki, sanat yapıtları tamamen basit ve açık formüllerle sınırlandırılamaz. Sanatçının kendi yaratıcılığı ve duyarlılığı, bunları içinden geldiği gibi yorumlamaya götürür ve özgün yapıtlar ortaya koyar.

Sanat yapıtını belirleyen en önemli özelliklerden biri özgünlük, diğeri ise onun tek olmasıdır.

Her türlü malzemeden sanat eseri üretilebilir. Sanat emek ister, işlevseldir, çalışma ve yetenek ister. Sanat eserinde ruh ve düşünce yoğrulmuştur. Sanat eseri sanatçının portresidir.

Sanat günlük yaşamın önemli bir parçasıdır. Ustaların hızlı ve hünerli elleri tarih boyunca işlemiş, yaşamı güzelleştirerek kalıcı hale getirmiştir.

Her türlü malzemeden sanat eseri üretilebilir. Sanat emek ister, işlevseldir, çalışma ve yetenek ister. Sanat eserinde ruh ve düşünce yoğrulmuştur. Sanat eseri sanatçının portresidir.

Her eser bir öyküdür, bu öykü insanlıkça hep aranacak, okunacak ve kullanılacaktır. Her sanat eseri, insanın dünya ve toplum ile kurduğu bağların renkli ifadesidir (Kültür Bakanlığı, 1993).

2.4.2. Sanatın Sınıflandırılması

Sanat yaşayan ve değişen bir olgudur. Sanat dallarını bir ucunda yalnızca bir yararın sağlanmasına yönelik ürünler, öteki ucunda da yalnızca estetik haz ya da güzellik duygusu uyandırmaya yönelik ürünler bulunan bir süreklilik çizgisi içinde ele almak uygun olur. Temelde sanat sanattır, sanatın estetik ve işlevsel diye ayrılması sanatın özüne aykırıdır.

Sonuçta tüm sanat alanlarının değişmeyen özelliği yaratıcılık ve özgün yapıtlar ortaya konmasıdır. Bunların temeli özgün tasarımlara dayanır. Tasarım tüm sanat alanları için aynı oranda önemlidir. Sanat tümüyle tasarımsal bir etkinliktir.

Birbirleriyle iç içe geçmiş özellikleri olsa da sanat alanlarının bir uçtaki özelliği, diğer uçtan aldığı paya oranla daha yoğun olabilir. Bu açıdan sanat alanları genellikle şöyle gruplanır.

Tablo 3. Sanatın Sınıflandırılması

SANAT

Güzel Sanatlar Uygulamalı Sanatlar

Görsel Sanatlar (Plastik Sanatlar) İşitsel Sanatlar (Fonetik Sanatlar) Görsel- İşitsel Sanatlar (Dramatik Sanatlar) El Sanatları (El ile üretilen)

Endüstriyel Sanatlar (Fabrikasyon üretilenleri)

GÖRSEL SANATLAR

Resim Heykel Mimari

Tablo Resmi Süsleme Resmi Moda Resmi Grafik Resim (Aker Alpaslan, 2003) 2.4.3. Sanat ve Eğitim

Eğitim, bilimsel alanla sanat eğitimi arasında bir denge kurulamadığı müddetçe kendisinden bekleneni veremez (Özbağı, 1996).

Sanat eğitimi insanı özgürleştirir, kendini ve dış dünyayı tanıtıp, yaratıcılığı geliştiren bir eğitim biçimidir (Karayağmurlar, 1991).

Sanat dallarını oluşturan biçimler dünyasının öğrenimi önce ailede başlar ve temel eğitimde devam eder (Biçer, 1993).

Erken yaşta sanatsal ilgi alanları açılmış olan çocuk, ana okulundan itibaren yaşı ilerledikçe çevresindeki sanat olaylarını değerlendirmeye, eleştirmeye, sanat güzelini anlamaya ve onu aramaya başlar (San, 1982).

Okulun kapalı bir kutu gibi görülmeyip, çevreye açılan bir kurum olması için uğraşanların ve başarabilenlerin başında da sanat eğitimcileri gelmektedir (San, 1992).

Sanat eğitiminin amacı, eğitimin her basamağında sistemli bir şekilde bireye sanat görüşü kazandırmak, sanat dallarından herhangi birine ilgi duyan veya yönelen yetenekli bireyleri, çağdaş yöntemlerle eğiterek kişilikli sanatçılar yetiştirmektir. Sanat eğitimi, bir toplumdaki yaratıcı güçleri geliştirerek, sanat eserlerinin çoğalmasını sağlar (Biçer, 1993).

Sanat yoluyla eğitim çocukta ve gençte akıl ve aklın denetiminden çok, duyulara, duygulara ve heyecanlara yer vererek, eğitim sistemlerindeki ussallaşmaya karşı çıkıp, duygusal yaşantılara ağırlık vermektir. Sanat için eğitimde ise biraz daha somut ve gerçekçi bir yaklaşımla çağın bilim ve teknoloji çağı olduğu düşüncesiyle sanat eğitimini daha akılcı temellere oturtur (San, 1982).

Sanat Eğitimi ilkeleri

Her çocuğun yaratıcı gücü vardır. Sanat eğitimi herkes için gereklidir. Sanat eğitiminde bireysel farklılıklar göz önünde tutulmalıdır.

Sanat eğitimi çocuğa göre olmalıdır.

Sanat eğitimi ustalık ve beceri kazandırmak şeklinde değil estetik duyarlılığın eğitilmesi biçiminde anlaşılmalıdır.

Sanat eğitimi dersleri diğer derslerin uygulama alanı olarak düşünülmemelidir. Sanat eğitimi dersi iki ve üç boyutlu çalışmaları kapsamalıdır.

Sanat eğitimi dersi kuru ve kuramsal bilgi yerine işe ve yaratıcılığa dayandırılmalıdır.

Sanat eğitimi derslerinde gerekli ilgi ortamı yaratılmalıdır. Çevre olanakları göz önünde tutulmalıdır.

Fırsat eğitimine yer verilmelidir.

Çocuğun yaptığı işler bütün olarak değerlendirilmeli ve sergilemeye önem verilmelidir (Gel, 1991).

Benzer Belgeler