• Sonuç bulunamadı

Saray ve Babıalinin iç yüzü:Cevad Paşa'dan mührün aldırılması, Paşa'nın Şam'da hastalığı ve songünleri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Saray ve Babıalinin iç yüzü:Cevad Paşa'dan mührün aldırılması, Paşa'nın Şam'da hastalığı ve songünleri"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

A K Ş A M

SARAY ve BABIİLİHİH İÇYÜZO

Yaxan: S U L E Y M A N KÂNI İRTEM Tercüme, iktibas hakkı mahfuzdur T efrika No. 518

Cevad paşadan mührün aldırılması,

paşanın Şamda hastalığı ve son günleri

Cevad paşaya gelinceye k a d ar A bdülham id devrinde m ütercim Riiştü, M ithat, Ethem, Ham di, Vefik, Sadık, Saffet, Tunuslu H ayreddin, A rifi, Küçük Said, K adri, A bdürrahm an, K ıbrıslı Kâmil paşalar sadaret ve başve­ kâlet m akam ından geçmişlerdir.

Bu paşaların m em uriyet zaman- lc..:m teşkil eden on beş seneye A bdülham idin şahsî siyasetile Ba- bıâli siyasetinin m ücadele devri denilebilir. Bu devirde A bdülha­ mid her ham lede m esafe kazan­ mış, nihayet Cevad paşanın sada­ reti A bdülham id siyasetinin k atî ta le b e yolunda Yıldızda diktiği alem olmuştur.

Sadaret yukarıdan gelmiş em ir­ lere itaaten deruhte olunacak bir vazife değildi. Cevad paşa ise bunu böyle telâkki ederek ka­ bul eylemişti.

O bozulm adan birkaç vilâ­ yette, sonra nezaretlerde buluna­ rak devletin ahvali hakkında vu­ kuf ve tecrübe sahibi olduğu halde bu m akam a gelmiş olsay­ dı kendisinden cidden istifade olunabilecek bir şahsiyet olabi­ lirdi.

O, ilk zam anlarında sad aret m akam ında kendisini padişahın bir vekili m utlakı gibi değil, ta ­ lim ata göre harekete m ecbur ve bununla mükellef bir vekil gibi telâkki etti.

Sonraları bu vaziyetin kendisi­ ne pek acı geldiğini, ilk m utava­ atlarından kalben eza duyduğu­ nu yukarıda zikrettiğim iz sözleri açık gösteriyor. O kabul ettiği rolü oynam aktan feragat edince sahneden çekilm ek zaruretinde kaldı.

Ermeni meselesi A bdülham idin Cevad paşaya itim adını büsbütün izale etti. Bu hal sadrazam sara­ ya geldikçe padişahın verdiği emirlerden, anlaşılıyordu. A bdül­ hamidin B abıâlinden gelen m aru­ zata hiç kıymet vermemekte ol­ ması da bunu gösteriyordu.

A rtık Cevad paşanın günleri sa­ yılıyordu:

A bdülham id sadrazam azline k arar verince - o gün sadrazam ın saraya geleceği güne m üsadif ol­

duğu takdirde - konağına b ir yaver göndererek saraya gelme­ mesini tebliğ ettirir, sadrazam d a bittabi bunun m ânasını anlardı Di­ ğer taraftan sadarete kim tayin edilecekse ona da m abeyinden bir zat gönderilir, ondan «riza- yı âliye m uvafık hareket edece­ ğine dair» yemini ihtiva eden Lir inanma senedei alınırdı. (1)

A bdülhamid Cevad paşadan mabeyine Hacı Ali paşa vasıtasi- !e mührü hümayunu aldırdı. Sa­ dareti bu defa da Küçük Said paşaya tevcih etti.

Cevad paşa hafiyelerle m uhat olarak hanesinde ikamete memur oldu.

İki sene sonra Girid işleri ye­ niden alevlenince padişah onun adayı idare etmiş olduğunu

ta-ttur etti. F akat G iridde iş işten 'iş olduğu için Cevad paşa

tkâ'ip Tahsin paşanın hatıratı.

a rtık b u rad a d a m uvaffak ola­ m adı. Beşinci ordu kum andanlı- ğile Şama gönderildi.

A lm anya im paratorunun Suri­ ye seyahatinde istikbaline ve m ihm andarlığına m em ur edil­ mişti.

Beyrutta im paratorun gelmesi­ ne intizar ederken saraydan şifre ile kendisine şu em ir tebliğ o lu n d :

(İm parator h er nereye gide­ cekse ondan evvel daim a bir m er­ h ale ileride bulununuz; aram edeceği tertib ata bakınız!)

Bunun asıl m ânası (im parator ile katiyen görüşmeyiniz) idi!

Cevad paşa beşinci ordu ku­ m andanlığında vereme tutuldu; m üracaatlarına sarayca uzun m üd­ d e t tem aruz m ânası verildi. A n­ cak hastalığının ağırlaştığına dair doktorların verdikleri rapor üze­ rine İstanbula gelmesine m üsa­ ade edildi! Sedye ile Nişantaşm- daki konağına getirildi.

Çok sürm edi; vefat etti (H. 1318).

Hususî bir irade ile dahiliye n a z ın Memduh paşa cenaze ala­ yında h azır bulunm ağa memur edildi.

V ükelâdan ve paşalard an bun­ ca ehibbası varken Fatih camiin­ d e cenaze nam azına bunlardan kimse gelmemişti.

Evvelâ telâş, sonra sükût...

V iyanada iki Fransız gazetesi intişar ederdi. B unların sahiple­ ri şantaj fikrine hizm et ederler, İstanbuldan etek dolusu p ara ko­ parırlardı.

V iyana elçisi Sadullah paşa bunların m ahiyetini vesile düş­ tükçe yazarsa d a saraya tesir ettirem ezdi.

Bu gazeteler birer sahifelik şey­ lerdi. V iyanada bunları okuyan­ ların adedi 200ü geçmezdi.

Bir gün bunlardan biri devlet ve padişah aleyhinde şiddetli şey­ ler yazar. B abıâliden Sadullah paşaya zehir, zem berek b ir telgraf gelir; gazetenin mesul m üdürü­ nün m utlaka şiddetle cezalandı­

rılm ası esbabına tevessül etmesi emrolunur.

Sadullah paşa gazetenin ehem- m iyetsizliğini, m üdürünün takip ettiği m aksad böyle dikkati cel- bederek işi d ağ d ağ ay a düşürm ek olacağını, aleyhinde tak ib at yap­ m ak ekm eğine yağ sürm ek ola­ cağını bildirir amma kimseye din- lettiremez.

Bunun üzerine A vusturya h ari­ ciye nazırı kont Kalnokiye m üra­ caat eder. Kalnoki şu cevabı verir:

— M em leketimizde m atbuat özgürdür, im paratorum uz için bile neler yazıyorlar! H aydi, de­ diğiniz gibi gazetenin m üdürünü mesul etm ek için işi hakyerine vermeği kabul edelim. Bu gaze­ teyi okuyanlar iki yüzü geçmez­ ken m uhakemeyi bütün gazete­ ler yazacaklar. Bu halde mesele yüz binlerce kişinin m alûm u ola­ cak. İşin m uhakemesine jü ri b a­ kacak. Jü ri üyelerinin hissiyatı m a­ lûmunuzdur. Neticenin lehinize çıkması şüphelidir. Meseleyi sü- kûtle geçiştirm enizi yahut baş­ k a b ir çare düşünm enizi hayır- hahane beyan ederim.

(Bu çare b ittab i bu yazılara ehemmiyet verenlerin p arad an çıkm ası olacaktı! )

Sadullah paşa bu cevabı İstan< bula bildirir.

Babıâli ve saray bu defa sük v an r.

(A rkası v D üzeltm e: 516 numaralı tefrikanın üçüncü sütununda Kâmil paşa zama­ nında rum patrikhanesile yapılan itilâf­ tan bahsedilirken ( bu itilâf Babıâlinin mi yoksa Mahmud Nedim paşanın mı verdikleri beratlar zemininde yapılmış­ tır) cümlesi geçmiştir.

Evvelce verilen malûmattan da anla­ şılacağı üzere buradaki (Babıâlinin mi) kaydi (Âli paşanın mı) olacaktır.

Referanslar

Benzer Belgeler

En son milâdın XII inci asrında teessüse başlıyan ve yine hudutları ta mavi Tıma kaynaklarından Kora denizine kadar uzayan geniş ülkenin sahibi büyük Moğol dsvletini

Binada kalorifer, sıcak su, telefon vesaire tesi- sat yapılmış, cephede mağaza katı Kütahya ve Marmara mermerlerile kaplanmış, pencere ve balkon. şambranları keza beyaz

Mektep binası zemin kattaki büyük kolonlar- dan taşan geniş konsollar üzerine 4 esas kat ile bir de kısmî çatı katı halinde oturmaktadır.. 4 esas katta terzilik,

Yazıhanesinin başında otururken bir kâğıt üze- rine gelişi güzel bir kaç çizgi ile güzel bir başlık, bir motif ve bazan bir karikatür yapıverdiği görülürdü..

Mimar Samih Akkaynağın projesine göre yapılan ve TJlııs meydanına bakan binanın haricî cephesi, nisbetli ve ölçülü hatlarla güzel bir tesir yapmaktadır.. Sıva açık

Güneş ve yağmur te- sirlerinden mahfuz bulunduğu için iç sıvalarda bilâkis rengi koyulaştırıcı boya ilâve edilerek bu suretle oymalı boşlukla- rın fasılalarla

İstenilen miktarda ahizeler bağlanmasına imkân veren (anten takviye tertibatı) nı havi müşterek antenler bilhassa büyük apartmanlar için elverişlidir.. Böyle bir tesi-

bir çok