• Sonuç bulunamadı

Alpullu Şeker Fabrikası yerleşkesi-Ergene Köşkü örneğinde iç mekan donatılarının toplumsal yapı yöntemi ile analizi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Alpullu Şeker Fabrikası yerleşkesi-Ergene Köşkü örneğinde iç mekan donatılarının toplumsal yapı yöntemi ile analizi"

Copied!
191
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

TRAKYA ÜNİVERSİTESİ

FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

ALPULLU ŞEKER FABRİKASI YERLEŞKESİ-ERGENE KÖŞKÜ ÖRNEĞİNDE İÇ MEKÂN DONATILARININ TOPLUMSAL YAPI YÖNTEMİ İLE ANALİZİ

Ali MÜLAYİM DOKTORA TEZİ

MİMARLIK ANA BİLİM DALI

Tez Danışmanı: Yrd. Doç. Dr. Timur KAPROL

II. Danışman: Yrd. Doç. Şebnem UZUNARSLAN

(2)
(3)

T.Ü. FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

MİMARLIK ANABİLİM DALI DOKTORA PROGRAMI DOĞRULUK BEYANI

İlgili tezin akademik ve etik kurallara uygun olarak yazıldığını ve kullanılan tüm literatür bilgilerinin kaynak gösterilerek ilgili tezde yer aldığını beyan ederim.

02/09/2014 Ali MÜLAYİM

(4)

i Doktora Tezi

Alpullu Şeker Fabrikası Yerleşkesi-Ergene Köşkü Örneğinde İç Mekân Donatılarının Toplumsal Yapı Yöntemi İle Analizi

T.Ü. Fen Bilimleri Enstitüsü Mimarlık Anabilim Dalı

ÖZET

Alpullu Şeker Fabrikası Yerleşkesi üretim ve sosyal alanlardan meydana gelen, Cumhuriyet’in ilk sanayi tesislerinden biridir. Alpullu Şeker Fabrikası aynı zamanda uzun süren savaşlar döneminde en çok ihtiyaç duyulan gıda maddelerinden biri olan şekeri, Türkiye’de ilk üreten fabrikadır. Fabrikanın, bulunduğu yerin yanı sıra çevrede bulunan tüm yerleşim birimlerinin ekonomik ve sosyal kalkınmasında büyük bir etkisi olmuştur. Yöre halkının, fabrikada çalışarak elde ettiği maddi kazancın yanı sıra modern tarıma geçişinde de önemli rol oynamıştır. Bunun yanında yöre halkı, sosyal alanlarla da fabrikada tanışma imkânı bulmuştur. Spor tesisleri (Türkiye’nin ilk mini golf sahası, yüzme havuzu, futbol sahaları, basketbol sahası vb.), sinema ve balo salonu gibi sosyal tesislerin yanında hastanesi de uzun yıllar yöre halkına hizmet etmiştir. Yurt dışına müsabakalara gidecek olan milli takımların fabrika yerleşkesinde kamp yaptıkları bilinmektedir. Fabrika yerleşkesi, M K Atatürk’ün Trakya gezisi sırasında istirahat ettiği Ergene Köşkü’nü barındırması, sonraki dönemlerde birçok üst düzey devlet adamının gezileri sırasında Köşk’ü ziyaretleri ve konaklamaları, aynı zamanda yurt dışından tesisi incelemek için gelen birçok yabancı uyruklu heyete ev sahipliği yapması nedeniyle ayrıca bir önem taşımaktadır. Ergene Köşkü iç mekân donatıları, günümüzde, ilk yapıldıkları halleriyle sağlamlığını korumaktadır. Donatıların, 20.yy ilk yarısında Avrupa’da etkili olan Art Deco akımının izlerini taşıması da Erken Cumhuriyet Dönemi Türkiye’sinin temel hedeflerinden biri olan “Modernleşme” çabalarının belgelerinden biridir.

Çalışmanın birinci bölümünde çalışmanın amacı ve yöntemi, literatür taraması ve konu ile ilgili daha önce yapılan çalışmalar ve bundan sonra konu ile ilgili çalışma yapacak olan araştırmacıların yararlanabilecekleri kaynaklar özetlenmiştir. İkinci bölümde 20.yüzyıl başlarındaki durum ve Cumhuriyet sonrası yaşanan gelişmeler

(5)

ii

irdelenmiş, çalışmada karşılaşılan Art Deco akımının gelişimi ve Türkiye’ye etkileri açıklanmıştır. Üçüncü bölümde Cumhuriyet Dönemi’nin sanayileşmedeki adımları incelenmiş ve dönemin fabrikalarından örnekler verilerek kuruldukları bölgelere etkileri analiz edilmiştir. Alpullu Şeker Fabrikası’nın kuruluşu, yerleşke planları, sosyal hayata etkileri, Ergene Köşk’ü iç mekan donatıları analiz edilmiş, donatıların stilistik özellikleri ve konstrüksiyon tipleri incelenerek “Toplumsal Yapı” yöntemi ile yorumlanmıştır.

Dördüncü bölümde elde edilen veriler ışığında sonuçlar açıklanmış ve “Endüstriyel Miras” kavramı kapsamında Alpullu Şeker Fabrikası’nın yeniden işlevlendirilerek kullanılması ile ilgili öneri sunulmuştur.

Yıl : 2014

Sayfa Sayısı : 191

Anahtar Kelimeler : Erken Cumhuriyet Dönemi Sanayi Yapıları, Alpullu Şeker Fabrikası, Endüstriyel Miras, Ergene Köşkü, İç Mekân Donatıları

(6)

iii Doctoral Dissertation

Analysis of Interior Outfits in the Sample of Alpullu Sugar Factory Campus-Ergene Pavilion Through Societal Structure Method

Trakya University Institute of Natural Sciences Department of Architecture

ABSTRACT

Alpullu Sugar Factory Campus is one of the earliest industrial facilities of the republican period that comprise of production and social areas. At the same time, Alpullu Sugar Factory is the first factory in Turkey to produce sugar, which is among the most needed food products during long lasting wars. Besides its whereabouts, the Factory greatly influenced all accommodation units around the site in terms of economic and social development. It played a significant role in transition to modern agriculture as well as earning the locals’ a living. In addition, locals found a chance in the factory to engage in social life. Along with its hospital, the factory’s social facilities such as Sports Facilities (mini golf, swimming, football, basketball etc.), movie theater and ball room served the locals for ages. National Squads to go abroad for competitions are known to have camped in the Factory Campus. The Factory Campus is of capital importance due to the fact that it harbors Ergene Mansion, where M K Atatürk rested during his trip to Thrace and many high level state officers visited and stayed in the following years; and that it hosted many foreign committees having come to examine the facility. Durable interior outfits of Ergene Mansion retain their original form. The fact that outfits bear traces of Art Deco style, one of the dominant trends in the first half of 20th century, is the living document of "Modernization" efforts, one of the primary objectives of Early Republican Period.

Chapter 1 presents the aim and method of the study, the literature survey, and possible uses of this study for future research. Chapter 2 gives the socio-political overview of the period, and expands on the post-republican developments with specific emphasis on the origins of the Art Deco style as well as its influence in Turkey. Chapter 3 turns to industrialization efforts in Turkey and demonstrates how the newly founded

(7)

iv

factories influenced their surroundings. The rest of the chapter analyzes the founding of the Alpullu Sugar Factory, its campus plan, its influence on social life, as well as the interior outfits of the Ergene Mansion, detailing their stylistic properties and construction types within the framework of a “Societal Structure”.

Chapter 4 presents the results, and makes a proposal in the context of “Industrial Heritage” as to how the Alpullu Sugar Factory can be assigned up-to-date functions.

Year :2014

Total Page :191

Key Words :Early Republican Periods Industrial Constructions, Alpullu Sugar Factory, Industrial Heritage, Ergene Mansion

(8)

v

ÖNSÖZ

“Alpullu Şeker Fabrikası Yerleşkesi-Ergene Köşkü Örneğinde İç Mekân Donatılarının Toplumsal Yapı Yöntemi İle Analizi” isimli doktora tez çalışmamda Erken Cumhuriyet Dönemi sanayi yapılarından biri olan Alpullu Şeker Fabrikası Yerleşkesi içinde bulunan Ergene Köşkü donatılarının analizi yapılarak, sosyal kodları açıklanmaya çalışılmıştır.

Bu çalışmada başta tez danışmanlarım Yrd.Doç.Dr. Timur KAPROL ve Yrd.Doç.Dr. Şebnem UUZNASLAN olmak üzere tez izleme ve tez savunma jürisinde fikirlerinden faydalandığımız Yrd.Doç.Dr. Sennur AKANSEL’e ve Yrd.Doç.Dr. H. Candan ZÜLFİKAR’a, tez savunma jürisinde bulunarak bize katkıda bulunan Yrd.Doç.Dr Burak ÖZŞAHİN ve Yrd.Doç.Dr Elvan ERKMEN’e , tez çalışması süresi boyunca desteklerini esirgemeyen Hayati BİRGİN, Ramazan TUNTUN ve tüm Alpullu Şeker Fabrikası yönetimine teşekkürü bir borç bilirim.

Ayrıca çalışmamda bana destek olan sevgili eşim Beyza BUZOL MÜLAYİM’e, varlığıyla bizi umutlandıran oğlum Egehan’a, çalışma arkadaşım Öğr.Gör.Volkan ERDEMİR’e, Alpaslan ÖZEKİCİ hocama ve bana yardımcı olan öğrencilerime teşekkür ederim.

(9)

vi İÇİNDEKİLER ÖZET………...………...ı ABSTRACT………...ııı ÖNSÖZ………...v İÇİNDEKİLER LİSTESİ………...vı ŞEKİLLER LİSTESİ………...vııı TABLOLAR LİSTESİ…..………...………..………....xıv BÖLÜM 1 GİRİŞ VE AMAÇ ... 1 1.1 ÇALIŞMANIN YÖNTEMİ ... 3 1.2 LİTERATÜR TARAMASI ... 7

BÖLÜM 2 20.YÜZYIL BAŞLARINDA TÜRKİYEDE’Kİ DURUM VE CUMHURİYET SONRASI DÜNYA’DA VE TÜRKİYE’DE YAŞANAN MİMARİ GELİŞMELER ... 10

2.1 SİYASİ ALANDAKİ GELİŞMELER ... 10

2.2 HUKUK ALANINDAKİ GELİŞMELER ... 11

2.3 TOPLUMSAL ALANDAKİ GELİŞMELER ... 11

2.3.1 Erken Cumhuriyet Dönemi’nde Kırklareli’nin Nüfusu ve Toplumsal Yapısı ... 12

2.3.2 Erken Cumhuriyet Dönemi’nde Trakya’da Yaşanan Nüfus Hareketleri ... 14

2.4 EKONOMİK ALANDAKİ GELİŞMELER ... 16

2.4.1 İzmir İktisat Kongresi ve Teşviki Sanayi Kanunu’nun Sanayi Tesisleri İçin Önemi ... 16

2.4.2 Erken Cumhuriyet Dönemi’nde Kırklareli’nin Ekonomik Gelişimi ... 19

2.5 MİMARİ ALANDA GELİŞMELER ... 21

2.5.1 Dünya’da Art Deco Etkileri ... 24

2.5.2 20.yy Mimarlığı’nın Türkiye’ye Etkileri ... 31

2.5.2.1 Art Deco Mimarlığının Türkiye’ye Yansımaları ... 33

2.5.2.2 Art Deco Mimarlığının İç Mekân Tasarımına, Donatılarına Etkileri ve Türkiye’ye Yansımaları ... 38

(10)

vii

BÖLÜM 3 ERKEN CUMHURİYET DÖNEMİ SANAYİ YAPILARI ... 46

3.1 ERKEN CUMHURİYET DÖNEMİ SANAYİ YAPILARININ ÜLKEYE KATKILARI ... 47

3.1.1 Ekonomik Katkıları ... 47

3.1.2 Sosyokültürel Alanda Katkıları ... 48

3.1.3 Eğitim Alanında Katkıları ... 49

3.1.4 Moral Katkısı ... 49

3.1.5 Erken Cumhuriyet Dönemi Sanayi Yapıları ve Modernleşme Çabaları .... 49

3.2 UŞAK ŞEKER FABRİKASI ... 50

3.2.1 Uşak Şeker Fabrikası’nın Kuruluşu ... 50

3.2.2 Uşak Şeker Fabrikası Yerleşkesi ... 52

3.3 ESKİŞEHİR ŞEKER FABRİKASI ... 53

3.3.1 Eskişehir Şeker Fabrikası’nın Kuruluşu ... 54

3.3.2 Eskişehir Şeker Fabrikası Yerleşkesi ... 54

3.4 TURHAL ŞEKER FABRİKASI ... 57

3.4.1 Turhal Şeker Fabrikası’nın Kuruluşu ... 58

3.4.2 Turhal Şeker Fabrikası Yerleşkesi ... 59

3.5 ALPULLU ŞEKER FABRİKASI ... 62

3.5.1 Erken Cumhuriyet Dönemi’nde Alpullu ... 65

3.5.2 Alpullu Şeker Fabrikası’nın Kuruluş Hazırlıkları ... 69

3.5.3 Alpullu Şeker Fabrikası Yerleşkesi ... 75

3.5.4 Ergene Köşkü ... 84

3.5.4.1 Ergene Köşkü’nün Mekânsal Analizi ... 87

3.5.4.2 Ergene Köşkü Donatılarının Değerlendirilmesi ... 107

BÖLÜM 4 SONUÇ VE ÖNERİLER ... 119

KAYNAKLAR…..……..……….…119

ÖZGEMİŞ………..………..125

EKLER…….………...………...126

EK-A Koruma Kurulu Kararı………...…………...126

EK-B İncelenen Sanayi Yapılarının Özelliklerini Gösteren Tablo………...128

(11)

viii

ŞEKİLLER

Şekil 2.1 Bourla Biraderler Reklamı, İhap Hulusi , b-Şapka Devrimi , Yerli Malı

Kullanımını Özendiren Afişler, İhap Hulusi 1934 ... 11

Şekil 2.2 Kırklareli’nin Coğrafi Konumu ... 19

Şekil 2.3 Tarihi Trakya Haritası ve Eski Yerleşim Yerlerinin Adları ... 20

Şekil 2.4 “Hotel du Collectionneur” Rhulmann, Paris,1925, ... 25

Şekil 2.5 Art Deco Yapılar, Miami Beach Art Deco ve Tropical Deco Central High Historical Collections ... 26

Şekil 2.6 Cincinnati Union Terminal, Paul Cret ve Roland Wank ... 27

Şekil 2.7 Art Deco'nun İlk Örneklerinden Helsinki Garı, Eliel Saarinen, 1919 ... 27

Şekil 2.8 a-Art Deco’nun Dünyada Farklı Örnekleri Eritre-Asmara İmpero Cinemo, Mario Messina 1937 b-Eritre’de Cinema Odeon’un Art Deco Barı ... 28

Şekil 2.9 a-Daily Telegraph Binası, E.A Williams, Napier-Yeni Zelenda b- Merkez İtfaiye Binası, JA Louis Hay, Napier-Yeni Zelenda ... 28

Şekil 2.10 a-Crysler Binası, 1928-30, William Van Alen, New York b- Empire State Binası 1929-31, William F. Lamb, New York c- Rockefeller Binası, Raymond Hood . 29 Şekil 2.11 Art Deco Streamline Modern’e Bir Örnek, O. Clements, Los Angales ... 30

Şekil 2.12 a-Daily Express Binası, 1932, Ellis and Clark, Londra b- Daily Express Binası, 1939, Owen Williams, Manchester ... 30

Şekil 2.13 Markiz Pastanesi Vitrayı, Mazhar Resmol ... 35

Şekil 2.14 a- Bosfor Apartmanı, Sami Macaroğlu, Gümüşsuyu-İstanbul b- Ayhan Apartmanı Seyfi Arkan,Beyoğlu-İstanbul,1939 c- Melek Apartmanı, Fikri Santur, Abidin Mortaş Nişantaşı-İstanbul, 1932 ... 35

Şekil 2.15 Fesçizade İ. Galip Bey Apartmanı'na Ek Olarak İnşa Edilen Üçler Apartmanı, 1933-1936, Seyfi Arkan ... 36

Şekil 2.16 Ankara Tren Garı, 1937, Şekip Akalın, Ankara ... 36

Şekil 2.17 a-Süreyya Paşa Konser ve Opera Binası Dış Cephe Görünümü b- Süreyya Paşa Konser ve Opera Binası, Opera Salonu Görünümü ... 37

(12)

ix

Şekil 2.19 Üst Resimler; “Pavillion d’un Collectionneur” İç Mekanları, 1925, Rhulmann Tasarımı, Paris, Alt Resimler; Grand Salon, “Pavillion d’un Collectionneur”, Rhulmann ve Jean Dupas Tarafından Tasarlanan “Less perruches” İsimli Duvar

Süslemeleri, 1925, Paris ... 38

Şekil 2.20 "Chambre de Madame”, “Pavillon de l'Ambassade Franchise” Andre Groult Tasarımı,1925 Paris Sergisi ... 39

Şekil 2.21 “Grand Salon” Paul Follot Tasarımı, 1925 Paris Sergisi ... 40

Şekil 2.22 a-Albert Ratwau Tasarımı Yatak Odası 1920-1922 b- Art Deco, Moderne Akımı İle Birleştiriliyor. Arkada Solda, Kenarları İki Yılan Şekliyle Modellendirilen Eileen Gray Tasarımı Pembe Sandalye ... 41

Şekil 2.23 Art Deco’nun Amerikan İç Mekanlarına Yansımaları a-“Man’s Den”1929, Joseph Urban Tasarımı, New York b- “Lobby of Chanin Building” 1928, c- Amerikan Sinema Seti “Our Dancing Daughters” Cedric Gibbons Tasarımı ... 41

Şekil 2.24 Art Deco’nun İngiliz İç Mekân Tasarımlarının Yansımaları a- Stand Palace Hotel; Işığın Etkisi, 1930, Oliver Percy Bernard Tasarımı b- New Victoria Cinema, 1929, Trent and Lewis Tasarımı ... 42

Şekil 2.25 a-Kontraplak Firması Reklamı b-Psalty Mağaza Reklamı c-Baker Mağaza Reklamı d-Macar Marangoz Fabrikası Reklamı ... 43

Şekil 3.1 Cemal Nadir'in 1930'ların Sanayileşme Atılımının Sonuçlarıyla Övünen Bir Karikatürü ... 47

Şekil 3.2 Uşak Şeker Fabrikası ve Eklentilerinin Konumu ... 50

Şekil 3.3 a-Uşak Şeker Fabrikası Görünümü b-Uşak Şeker Fabrikasında Kullanılan Film Makinesi ... 51

Şekil 3.4 a-Uşak Şeker Fabrikası Lojmanları b-Uşak Şeker Fabrikası Görünümü... 51

Şekil 3.5 Uşak Şeker Fabrikası İdare Binası ... 52

Şekil 3.6 Uşak Şeker Fabrikası Yerleşkesi ... 52

Şekil 3.7 Fabrika İnşaatından Görüntüler ... 53

Şekil 3.8 Eskişehir Şeker Fabrikası Yerleşkesi Uydu Görünümü... 55

Şekil 3.9 Eskişehir Şeker Fabrikası Yerleşim Planı ... 55

Şekil 3.10 a-Eskişehir Şeker Fabrikası Genel Görünüşü b-Konutların Yapılış Yıllarındaki Resmi ... 56

(13)

x

Şekil 3.11a-Yemek Salonu b- Eskişehir Şeker Fabrikası Stadyumu Spor Müsabakalarını

Bekleyen İnsanlar ... 56

Şekil 3.12 Turhal Şeker Fabrikası ve Eklentilerinin Konumu ... 57

Şekil 3.13 Fabrikadan Görüntü ... 58

Şekil 3.14 Fabrikadan Görüntüler ... 58

Şekil 3.15 Breuhaus'un Edirne’de Atatürk için Tasarladığı Saray Binası ... 59

Şekil 3.16 Turhal Şeker Fabrikası Yerleşkesi ... 59

Şekil 3.17 Turhal Şeker Fabrikası Fabrika İnşaatı ... 60

Şekil 3.18 Turhal Şeker Fabrikası Lojmanlarından Bir Görüntü ... 61

Şekil 3.19 Alpullu Beldesi Uydu Görünümü ... 65

Şekil 3.20 Babaeski İlçesi ve Bağlı Yerleşim Yerlerini Gösteren Harita, 1967 ... 66

Şekil 3.21 İş Bankası Sergisi Alpullu Şeker Fabrikası Köşesi ... 69

Şekil 3.22 Mimar Sinan Köprüsünden Fabrikanın Görünümü ... 70

Şekil 3.23 Alpullu Şeker Fabrikası ve Yan Unsurlarının Konumu ... 70

Şekil 3.24 Alpullu Şeker Fabrikası ... 71

Şekil 3.25 Alpullu Şeker Fabrikası İdare Meclisi Azaları ... 72

Şekil 3.26 Alpullu Şeker Fabrikası’nın Bugünkü Görünümü ... 73

Şekil 3.27 a-Alpullu Şeker Fabrikası Kimya Laboratuvarı b-İşçi Yemekhanesi ... 75

Şekil 3.28 a-Alpullu Şeker Fabrikası Postanesi b- Alpullu Şeker Fabrikası İtfaiyesi ... 76

Şekil 3.29 Alpullu’da Köylülerin Pancar Tarlasında Çalıştığını Gösteren Tablolar ... 76

Şekil 3.30 1927 Yılı’nda Alpullu Şeker Fabrikasına İlk Pancar Teslimi ... 77

Şekil 3.31 Alpullu Şeker Fabrikası Yerleşkesi Uydu Görünümü ... 78

Şekil 3.32 Alpullu Şeker Fabrikası Yerleşke Planı ... 79

Şekil 3.33 Alpullu Şeker Fabrikası, Üretim Tesisleri ... 80

Şekil 3.34 a-Alpullu Şeker Fabrikası, Şeker Ambarı (Ahşap Yapı) b- Büyük Elek ... 80

Şekil 3.35 Fabrika Lojmanlarından Örnekler a-İkiz Lojmanlar (İki Katlı) b- c-İki katlı Lojmanlar d-e-f Tek Katlı Lojmanlar ... 81

Şekil 3.36 a-Hastane Ön Cephe Görünüşü b- Hastane Arka Cephe Görünüşü ... 82

Şekil 3.37 Hastane İç Mekân Görüntüsü b- Restoran Bahçe Görünümü ... 82

Şekil 3.38 a-Basketbol Sahası b- Yüzme Havuzu ... 82

(14)

xi

Şekil 3.40 Alpullu Şeker Fabrikası Yerleşkesi Ergene Köşkü Ve Büyük Köşk’ün Farklı

Açıdan Görünümü ... 84

Şekil 3.41 1949 Yılına Ait Ergene Köşkü Görünümü ... 85

Şekil 3.42 a-Ergene Köşkü Yerleşke İçindeki Konumu ... 86

Şekil 3.43 Ergene Köşkü Cephe Görünümleri ... 86

Şekil 3.44 Ergene Köşkü Cephe Görünümleri ... 86

Şekil 3.45 Ergene Köşkü ... 89

Şekil 3.46 a-Ergene Köşkü Ana Giriş Kapısı b-Servis Giriş Kapısı ... 90

Şekil 3.47 Çağrı Bildirim Tesisatı-Numaratör ... 90

Şekil 3.48 a-Antrede Bulanan Portmanto b- Antrede Bulanan Taş Ayna c-Koridor Görünümü ... 91

Şekil 3.49 MK Atatürk’ün Konakladığı Oda ... 91

Şekil 3.50 a- Yemek Yeme ve Oturma Mekânı, Alpullu Şeker Fabrikası Arşivi, 1949 b- Yemek Yeme Mekânından Bir Görünüm ... 92

Şekil 3.51 Oturma Mekânında Bulunan Oturma Grubu ve Konsol ... 92

Şekil 3.52 Kramiyerli (Açılır) Yemek Masası ... 93

Şekil 3.53 Vitrin Dolabı ve Raf Sistemi ... 93

Şekil 3.54 Banyo'dan görüntüler ... 94

Şekil 3.55 a-Tuvalet Taşı b-Tuvalet Penceresi ... 94

Şekil 3.56 a-Yatak Odası Görünümü b-Yatak Odalarında Bulunan Lavabo ve Ayna ... 95

Şekil 3.57 Yatak Odalarından Görüntüler ... 95

Şekil 3.58 Küp Şekeri Anımsatan Oda Aydınlatmaları ... 95

Şekil 3.59 a-Banyo Aydınlatması b-Salon Aydınlatması ... 96

Şekil 3.60 a-Salon Giriş Kapısı b-Kapı Menteşesi... 96

Şekil 3.61 a-Ergene Köşkü Pencere Görünümü b-İki Düşey Açılır Pencereyi Aynı Anda Açma ve Kapanmayı Sağlayan Mekanizma, c- Açma Kapama Kolu ... 97

Şekil 3.62 a-Pencere-Saç ve Duvar İlişkisi b- Pencere Kolu c- Kapı Kolu ... 97

Şekil 3.63 a-Bernhartd Macar Marangoz Fabrikası Reklamı b-Ergene Köşkü Kolçaklı Yemek Sandalyesi c- Ergene Köşkü Yemek Sandalyesi ... 99

Şekil 3.64 a-Erken Cumhuriyet Dönemi Bir Komodin b-Ergene Köşkü’nde Bir Komodin ... 99

(15)

xii

Şekil 3.65 a-Yedigün dergisi takım önerisi b-Ergene Köşkü Aynalı Konsol ... 100

Şekil 3.66 a-Yedigün Dergisi’nde Bir Portmanto Önerisi b-Ergene Köşkü Portmanto c- 1940’lara ait bir Fransız Art Deco’su Portmanto ... 100

Şekil 3.67 a-Sait Faik Abasıyanık Evinde Çalışma Odası Mobilyası b- Ergene Köşkünde Bir Mobilya ... 101

Şekil 3.68 a-Groult’un 1925 Paris Sergisinde Sergilenen “Chambre de Madame” Tasarımı b-Ergene Köşkü’nden bir koltuk (Açılan Güneş Işınları) ... 101

Şekil 3.69 a-Paul Follot Tasarımı Bir Oturma Grubu 1930 b-Ergene Köşkü Oturma grubu c- Josef Hoffmann, Central Hall, Palais Stoclet, Brussels 1905 ... 102

Şekil 3.70 a-1930’lu Yıllarda Tasarlanmış Bir Kabinet Tasarım Gauthier-Poinsignon b- Ergene Köşkünden Bir Vitrin c- Kabinet İçi Raf Sistemi d- Ergene Köşkünden Vitrin İçi Raf Sistemi ... 103

Şekil 3.71 a-1920’li Yılların Ortalarında Maun ve Gül Ağacından Yapılmış Aynalı Konsol, Tasarım; Gauthier-Poinsignon . b-Ergene Köşkünde Bir Konsol ... 104

Şekil 3.72 a-1920’li Yılların Ortalarında Maun Ve Gül Ağacından Yapılmış Aynalı Konsol, Tasarım; Gauthier-Poinsignon b-Ergene Köşkünde Bir Konsol ... 104

Şekil 3.73 a-Yedigün Dergisinde Yayınlanan Bir Yemek Odası b- Ergene Köşkü Yemek Odası Takımı ... 105

Şekil 3.74 a-1930’larda Jean Fauré Tarafından Tasarlanmış Bir Dolap b- Ergene Köşkü’nden Bir Dolap ... 106

Şekil 3.75 a-Hazırlanan Izgara b-Üzerine Kontrplak Yapıştırılmış Izgara Konstrüks . 114 Şekil 3.76 Üzerine Kaplamalı Kontrplak Yapıştırılmış Izgaralı Çerçeve ... 114

Şekil 3.77 Üzerine Formika Yapıştırılmış Izgaralı Çerçeve ... 114

Şekil 3.78 Kafes konstrüksiyon Bir Tablanın Hazırlanmış ve Kaplanmış Hali ... 114

Şekil 3.79 Masif Tablalı Kinişli Çerçeve konstrüksiyon, ... 115

Şekil 3.80 Kinişli ve Kontrplaklı Çerçeve ... 115

Şekil 3.81 Yatay Tablalarda Çerçeve Boşluğunun Kapatılması ... 115

Şekil 3.82 Yatay Tablalarda Çerçeve Boşluğunun Kapatılması ve Kenarına Masif Yapıştırılması ... 115

Şekil 3.83 Mobilyalarda Eğrisel Köşe Dönüşlerin Konstrüksiyonu ... 116

(16)

xiii

(17)

xiv

TABLOLAR

Tablo 2.1 1927-1945 Yılları Nüfus Sayımına Göre Kırklareli ve İlçelerinin Nüfusu ... 13

Tablo 2.2 1950-1965 Yılları Nüfus Sayımına Göre Kırklareli ve İlçelerinin Nüfusu ... 13

Tablo 2.3 1923-1930 Yılları Arası Türkiye'ye Göç Eden Nüfus Sayısı ... 14

Tablo 2.4 Bazı İllerin Nüfus Artışında Yerleştirilen Göçmenlerin Payı ... 15

Tablo 3.1 Erken Cumhuriyet Döneminde Kurulan ve Tezde İncelenen Fabrikaların Bugünkü Durumlar ... 46

Tablo 3.2 Yıllara Göre Türkiye’de Pancar Ekimi ve Şeker Üretimi... 48

Tablo 3.3 Erken Cumhuriyet Dönemi’nde Türkiye’de Çalışan Yabancı Mimarlardan Bazıları ve Türkiye’deki Çalışmaları ... 64

Tablo 3.4 Babaeski Kırsal Yerleşim Nüfus Sayısı,1965 ... 67

Tablo 3.5 Babaeski Köyleri İçme Suyu-Aydınlatma Durumu-Yol-Ve Geçim Kaynaklarını Gösteren Tablo ... 68

Tablo 3.6 Katalogların Sınıflandırılması ... 109

Tablo 3.7 Donatıların Konumlanmasına Göre Dağılımını Gösteren Grafik ... 110

Tablo 3.8 Donatıların Yer Aldıkları Mekana Göre Dağılımını Gösteren Grafik ... 110

Tablo 3.9 Donatıların İskelet Malzemelerine Göre Dağılımını Gösteren Grafik ... 111

Tablo 3.10 Donatıların Yüzey Özelliklerine Göre Dağılımı Gösteren Grafik ... 111

Tablo 3.11 Donatıların Ait Oldukları Mimari Akım, Eğilim ve Stillere Göre Dağılımını Gösteren Grafik ... 112

(18)

1

BÖLÜM 1 GİRİŞ ve AMAÇ

Erken Cumhuriyet Dönemi’nde sanayileşme aynı zamanda büyük bir toplumsal değişimin araçlarından biridir. Uzun süreli savaşlardan çıkmış ve imparatorlukla yönetilme kültürüne sahip bir toplumun gerek ekonomik gerek sosyal kalkınması ve dönüşümü, sanayileşme ve sanayi tesisleri ile birlikte sağlanmaya çalışılmıştır. Sanayi tesislerinin kuruldukları yerlerin ana arter karayolları veya demir yollarının hemen yanında olması ile yorgun ve moralsiz bir milletin moralinin yükseltilmesi de amaçlanmıştır. Sanayi yapıları Erken Cumhuriyet Döneminde asla sadece bir üretim tesisi olmamış aynı zamanda “Yeni ve Modern’in” halka ulaştırılmasında en önemli dağıtım kanalı olmuştur. Sanayi yapılarının kuruluşunda yaşanan en büyük problem sermaye gibi gözükse de aslında kalifiye eleman sorunu da tesislerin kuruluşunu ve çalışmasını etkilemiştir. Özellikle savaşlarda kaybedilen eğitimli insan gücü ve göçler, mübadeleler ve yerel isyanlarla ülkeyi terk etmek zorunda kalan yabancıların büyük bir çoğunluğu esnaf veya ustalardır. Türkiye’ye olan göçler ise genellikle çiftçilerdir. Bu durum ciddi bir kalifiye eleman eksikliği yaratmıştır. Bu sıkıntıyı çözmek için yurt dışından çeşitli alanlarda uzmanlar getirilmiştir. Alpullu Şeker Fabrikası da yabancı uzmanların çalıştığı fabrikalardan biridir.

Özellikle İş Bankası ile Sanayi ve Maadin Bankası kurulduktan sonra ve yabancı sermayenin ülkeye girmesine sıcak bakılması ile birlikte sanayi tesisleri hamlesi başlamıştır. Uşak ve Alpullu Şeker Fabrikaları bu hamlenin iki önemli temsilcisidir. İnşaatları hemen hemen aynı dönemde başlamış ve bir ay arayla işletmeye açılmıştır. Ancak Uşak Şeker Fabrikası’nın su sıkıntısı nedeni ile ilk şeker Alpullu Şeker Fabrikası’nda üretilmiş ve Cumhuriyet’in ilk şekerini üretme gururu Alpullu Şeker Fabrikası’nın olmuştur.

Alpullu Şeker Fabrikası da diğer Erken Cumhuriyet Dönemi Sanayi Tesisleri gibi tren yolu ve anayol yakınında, şeker fabrikalarının su ihtiyacı nedeniyle de Ergene Nehri’nin hemen yanında kurulmuştur. Fabrika yerleşkesi içinde birçok sosyal tesis de bulunmaktadır. Fabrika yerleşkesinde üretime yönelik yapıların dışında, tel içi lojmanları olarak bilinen konutlar, işçi evleri, yönetim binası, ilkokul binası, itfaiye binası, hastane, revir, yemekhane, balo salonu, restoran, toplumsal törenlerin yapıldığı Büyük Köşk, basketbol sahası, yüzme havuzu, futbol sahası, Türkiye’nin ilk mini golf

(19)

2

sahası, yazlık sinema, spor salonu, çamaşırhane, numune pancar ekim alanları ve bu tezin konusu olan üst düzey devlet adamları ve özel misafirlerin ağırlandığı Ergene Köşkü denilen, ayrıca Atatürk Köşkü olarakta bilinen konutta yerleşkenin içindedir. Atatürk 1930 yılında Trakya gezisi sırasında fabrikaya da uğramış ve Ergene Köşkü’nde istirahat etmiştir. Bu tarihten sonrada birçok devlet adamı ve yurt dışından tesisi incelemeye gelen heyetler Ergene Köşkü’nde konaklamıştır.

Ergene Köşkü, Büyük Köşk ile birlikte yerleşkenin güneydoğu yönünde yeşil doku içerisinde yer almaktadır. Ergene Köşkü’nün içinde Atatürk’ün istirahat ettiği oda donatıları ile birlikte aynen korunmuştur. Aynı zamanda köşk içinde yer alan diğer mekân bölümleri ve donatıları da büyük oranda korunarak orijinal haliyle günümüze aktarılmıştır. Fabrika yerleşkesinde bulunan yapılar ve Ergene Köşkü içinde bulunan donatılar incelendiğinde, aynı dönemde Avrupa’da etkili olan Art Deco üslubunun izleri görülmektedir. Köşk içinde kullanılan mobilyalarda ızgara konstrüksiyon üzerine yüksek değerlikte kaplamalar yapıştırılmış veya ahşap, masif olarak kullanılmıştır. Geçmelerde işçilik dikkat çekici ve özelliklidir. Mobilyaların bir kısmı da yine dönemin özelliğini yansıtır şekilde siyah veya beyaz lake boyalıdır. Pencereler dikey eksende çift kanatlı ve yatay eksenli (vastas) olarak yapılmıştır. Kapılar ve pencerelerde ince detaylar ilgi çekicidir. Aynı zamanda taş aynalar ve özgün tasarımları ile aydınlatma elemanları, mutfak armatürleri, her odada bulunan lavabolar dikkat çeken ayrıntılardan bazılarıdır. Genel olarak fabrikanın ve sosyal alanların yerleşimi, yerleşke içinde bulunan sosyal tesisler ve detay bazındaki ayrıntılar incelendiğinde fabrikanın ciddi bir planlama sürecinden geçtiği ve dönem özelliklerini yansıttığı görülmektedir.

Çalışmanın amacı sosyolojik bir metot olan “Toplumsal Yapı Analizi” metodunu mimariye ve iç mekân donatılarına uygulayarak, Cumhuriyet Tarihi’nin ilk işletmelerinden biri olan Alpullu Şeker Fabrikası Yerleşkesinde bulunan Ergene Köşkü özelinde iç mekân donatılarını derinlemesine analiz etmek ve sosyal olgularla açıklamaktır. Aynı dönemde yurt içi ve yurt dışında etkilerini gösteren mimari üsluplarla benzerliklerini ve farklılıklarını ortaya koymaktır. Analizi yapılan iç mekân donatılarının dönemin üsluplarını yansıtan özel örnekler olması, bir dönemin sosyal ve kültürel yaşantısının belgesi olması dolayısıyla korunması ve bu çalışma ile belgelenen

(20)

3

Erken Cumhuriyet Dönemi İç Mekân Donatılarının sosyal olgularla açıklanarak gelecek nesillere aktarılmasını sağlamaktır.

1.1 Çalışmanın Yöntemi

Bilimsel bilgi üretebilmenin tek yolu olguyu, parçalarında kaybetmeden, en hassas şekilde analiz ederek sınıflandırabilmektir [1]. Bu çalışmada makro ölçekte sentez yapabilmek için mikro ölçekte analiz temel şart olarak kabul edilmiştir. Ergene Köşkü donatılarının analizinde, öncelikle donatılar tespit edilmiştir. Tespit edilen donatılar fotoğraflanarak incelenmiş, donatıların ait olduğu dönemin özelliklerini taşıyıp taşımadıkları belirlenmiştir. Özellikleri belirlenen donatıların ölçüleri alınarak teknik resimleri, kesit ve detay resimleri çizilerek kataloglar oluşturulmuştur. Donatıların analizi için bir bilgi tablosu hazırlanmıştır. Bilgi tablosunda; donatıların sabit donatı veya hareketli donatı olmaları, donatıların ait oldukları mekan, yapıldıkları malzemeler, donatıların yüzey kaplamaları ve kullanılan malzemeler, uygulanan konstrüksiyon çeşitleri ve donatıların ait oldukları akım, eğilim ve stiller analiz edilmiştir. Yapılan analizleri ve dönemin özelliklerini tek başına teknik bilgi ile açıklayabilmek mümkün değildir. Teknik analizden yola çıkarak yapılacak olan sosyal analiz tezin çok daha kolay yorumlanabilmesini, dolayısıyla sosyal kodların daha net anlamlandırılabilmesini sağlayacaktır. Tüm be nedenlerden dolayı “Toplumsal Yapı Analizi” yöntemi seçilmiştir.

Toplumsal Yapı Analizi yöntemi, Dikeçligil’in sosyolojik anlamda geliştirdiği bir analiz modelidir. Yapı analizi modelinin kullanımındaki amaç; ilgili olgunun analizini yaparak, olgu hakkında derinlemesine ve sistematik bilgi elde etmenin gerekliliğidir. Bağdaştırıcı sosyoloji açısından sosyal etkileşim objeleri; fert, grup, organizasyon, kurum ve toplumdur. Ancak öncelikle sosyolojik anlamda “yapı” kavramını açıklamak gerekir. Yapı; bir bütünü oluşturan parçaların veya unsurların birbirleri ile ve bütün ile olan etki-tepki ilişkileri, karşılıklı bağıntıları, yani etkileşimleridir. Kısaca yapı bir etkileşim örüntüsüdür. Toplumsal Yapı Analizi yöntemi kurulmadan önce yapının cinse ait özellikleri tespit edilerek bunların sosyolojik yorumuna gidilmelidir. Buna göre;

(21)

4

Erken Cumhuriyet Dönemi iç mekân donatılarının incelenmesinde sosyolojik bir yöntem olan “Toplumsal Yapı Analizi” kullanılmıştır. Donatılara ait bilgi verilerinden hareketle, sahip oldukları sosyokültürel ve sosyoekonomik değerler ve dönemin sosyokültürel olguların izleri araştırılarak Erken Cumhuriyet Dönemi toplumsal yapısı ve bunun iç mekân donatılarına etkileri incelenmiştir. Bu doğrultuda analiz sonrasında donatıların ortak özellikleri olabilen bileşenler tek tek ele alınarak, incelenen döneme ait donatıların toplumsal değerlerini tanımlayan senteze ulaşılmıştır.

Aşağıda belirtilen üç özellik makro ölçekte toplum davranışlarını incelemeyi hedefler, ancak bu özellikler iç mekân donatılarının analizine de uygulandığında iç mekânların ve onu oluşturan donatıların planlamasında etkin olan sosyal olguları da açıklamaya yardımcı olacak niteliktedir [1].

“Aralarında herhangi bir ortak özellik bulunmayan parçalar veya unsurlar bir yapı oluşturmazlar.” [1].

Sosyolojik anlamda yapı bir bütünü oluşturan parçaların veya unsurların birbirleri ile ve bütün ile olan etki tepki ilişkileri, karşılıklı bağıntıları yani etkileşimleridir. Kısa ve net bir ifadeyle yapı; bir etkileşim örüntüsüdür. Buradan hareketle yapıdan söz edebilmek için ilişki temel şarttır. Aralarında fonksiyonel bağıntı veya anlam bağıntısı olmayan parçalar “bütün” değil “yığın1”dır [1]. Gerek Alpullu

Şeker Fabrikası gerekse de Ergene köşkü ve iç mekân donatılarının analizi yapıldığında yerleşkenin bütün olduğu belirlenmiştir.

“Bir yapı parçalarına göre bir bütün; parçalarda kendi unsurlarına göre bit bütündür.” [1].

Yukarıdaki yapı tanımından hareketle bu özelliğin tam olarak açıklanabilmesi için “sistem” kavramını da yönteme dâhil etmek gerekmektedir. Parçalar bir araya gelerek bir yapıyı, yapılarda bir araya gelerek bir sistemi oluşturur denilebilir. Her sistem kendi içinde yapılardan, her yapı da parçalardan oluşur. Tümevarım olarak sisteme ulaşmak istediğimizde Ergene Köşkü donatılarının oluşturduğu iç mekânlar, iç mekânların oluşturduğu köşk, köşk vb. sosyal amaçlı binalar ile üretim tesislerini bir yapı olarak ele aldığımızda modernleşmeyi de, kendi aralarında anlamlı bir ilişki bulunan bu yapıların oluşturduğu bir sistem olarak düşünmek mümkündür.

1 Yığın; Aralarında sosyal açıdan bir benzerlik olmayan kalabalık. Tesadüfen bir araya gelmiş, yan yana birlikte bulunan grup.

(22)

5

“Yapı ve parçalar aynı özelliğe, niteliğe sahiptir. Yapı bir etkileşim örüntüsü olduğuna göre parçalar da birer etkileşim örüntüsüdür.” [1].

Bir bütünü derinlemesine anlayabilmek için bütünün en küçük parçasına kadar analiz edilmesi gerekmektedir. İç mekânı meydana getiren her bir unsurun detaylı analizi çıkartıldığında yapıldığı dönemin sosyal yaşamı ve yapım imkânları bağlamında aynı özellik gösterdikleri ve de bir dönemin yaşam tarzının örüntüsü olduğu kabulünden hareketle aralarında bir etkileşim olduğu görülür.

Yukarıda belirtilen unsurlar doğrultusunda, iç mekân donatılarına ait özellikler açıklandıktan sonra, analiz modeli kurabilmek amacıyla bağdaştırıcı yaklaşımların temel kabulleri aşağıdaki üç başlıkta belirlenmiştir.

“Fert ve toplum arasında birinin diğerini belirlediği tek taraflı bir ilişki değil; karşılıklı etkileşim vardır.” [1].

Makro ölçekte modernleşmeden etkilenen sanayi yapısı kendi çevresini etkilerken, mikro ölçekte “Modern” sosyal hayatla birlikte konuta giren sabit veya hareketli donatılarda mekân hacimlerini değiştirmiştir. Ülkedeki modernleşme hareketi mimariyi ve iç mimariyi etkilerken, konutlara giren mekân donatıları da iç mimariyi dolayısıyla mimariyi etkilemiştir.

“Sosyokültürel olgular birbiriyle bağlantılı, iç içe geçmiş üç boyutlu bir

yapıya sahiptir.” [1].

İnsan davranışlarının etkileşim dünyasında yer alan her olgu bilişsel/cognitive (doğru-yanlış, iyi-kötü vb.) davranışsal/normatif (yazılı kurallar; anayasa, kanun, yönetmelik vb. yazısız kurallar; gelenek, örf, adet, tabu vb.) ve maddi (araç, gereç vb.) olmak üzere iç içe geçmiş üç boyuttan oluşmaktadır. Etkileşim bu üç boyutta başlar ve devam eder. Tebaa olmaktan çıkıp halk olmanın en belirgin göstergesi olan Cumhuriyet’in ilanından sonra toplumsal yaşam hızla değişmeye başlamıştır. Bu değişim toplumdan başlayarak, (kadınların iş hayatına ve toplumsal hayata katılımı, fabrikalarda vardiyalı çalışma vb.) makro ölçekte şehirleri mikro ölçekte ise iç mekân kurgularını ve donatılarını etkilemiştir.

“Bilimsel bilginin edinilmesi için sosyokültürel olgular dünyasını anlamak ve açıklamak gerekir.” [1].

(23)

6

Türkiye’de yeni kurulmuş Cumhuriyet’in yapılanması gerçekleşmekte, gerek ekonomik gerekse sosyokültürel yaşam biçimlenmektedir. Sanayi toplumuna geçişte, devlet eliyle veya devlet destekli fabrikaların kurulması ve bu fabrikaların sosyal tesisleri vasıtasıyla modernleşmeyi görece küçük yerleşim yerlerine hatta köylere kadar taşıması temel amaç olmuştur. Sanayi toplumuna ve modern yaşama geçiş çalışmalarında şeker fabrikalarının payı oldukça yüksektir. Dönemin Sosyokültürel yapısını anlamadan ve açıklamadan bilimsel bilginin tek başına yeterli olması mümkün değildir.

(24)

7

1.2 Literatür Taraması

Erken Cumhuriyet Dönemi Yapıları, özellikle sanayi yapıları ile ilgili yapılan çalışmalar son dönemlerde artmıştır. Özellikle “Endüstriyel Miras” kavramı ile birlikte anılan Erken Cumhuriyet Dönemi Sanayi Yapıları dönem tarihine ve o dönem içindeki sosyal ilişkilere, insanların yaşam tarzlarına ışık tutabilmek için çok önemli çalışmalardır.

Kaprol, (2000) “Bursa’da 1930-1950 Yıllarında İnşa Edilmiş Konutların Cephe

Özelliklerinin Değerlendirilmesinde Tipolojik Bir Yöntem Denemesi” isimli doktora tezinde Bursa’nın 1930-1950 yılları arasındaki yapısı, 1930-1950 yılları arasında dünyada etkileri görülen mimari akımları ve Bursa’ya yansımalarını incelemiştir. Bursa’da 1930-1950 yılları arsında inşa edilmiş konutları tipoloji yöntemi ile çözümlemiş ve incelenen akım, stil ve eğilimler etkisinde inşa edilmiş konutlarda karşılaşılan ortak özellikleri değerlendirmiştir.

Uzunarslan, (2002) “Erken Cumhuriyet Dönemi Konutlarında Mekân ve

Mobilya” isimli sanatta yeterlilik tezinde, konutlar dönem içinde gösterdikleri mekân özelliklerine göre değerlendirilmiş ve bu mekânlarda kullanılan mobilyalar incelenmiştir. Cumhuriyetin ilk yirmi yılının mekânlarında kullanılan mobilyalar, kullanım ve biçimsel özellikleri ile değerlendirilmiştir. Seçiminde rol oynayan etkenler belirlenmiş; işlevlerine göre sınıflandırılan mobilya türleri ayrı ayrı incelenmiştir.

Özer’in(1964), “Rejyonalizm, Üniversalizm ve Çağdaş Mimarimiz Üzerine Bir

Deneme” isimli doktora tezi mimarlık tarihine ışık tutan çalışmalardan biridir. Ayrıca 19.yy ve 20.yy mimarlığı üzerine çalışacak olan kişiler için Özer’in çalışmaları temel kaynaklardan birisidir.

Özbayraktar, (1996) “20.yy Mobilya Tasarımı İle Mimarlığı Üzerine

Karşılaştırmalı Bir İnceleme” isimli yüksek lisans tezinde 20.yy’da egemen olan mimari akımlar ile aynı dönemde gelişen mobilya tasarımlarını, öncü mimarlar ve tasarımcılar özelinde incelenmiş ve örneklerle karşılaştırmalı olarak analiz edilmiştir.

Aslanoğlu’nun (2010, 3.Baskı) “Erken Cumhuriyet Dönemi Mimarlığı,

(25)

8

dönem mimarlığı araştırmaları ve görsel katalogları ile döneme ışık tutan kaynaklardan biridir.

Alsaç’ın (1973), “Türkiye’de ki Mimarlık Düşüncesinin Cumhuriyet

Devrimindeki Evrimi” isimli yayını Erken Cumhuriyet Dönemi Mimarlığı açısından temel kaynaklardan biridir.

Bozdoğan’ın (2012, 3.Baskı) yılında yayınlanan “Modernizm ve Ulusun İnşası,

Erken Cumhuriyet Türkiye’sinde Mimari Kültür” isimli kitabında İmparatorluktan-Cumhuriyet’e dönemin kültür tarihine ve “Modernleşme” kavramının içinin nasıl doldurulduğuna dair, aynı zamanda dönem mimarisinin gelişiminin Cumhuriyet’in gelişimi ile paralelliğinin işlendiği bir kitaptır.

Tarih Vakfı (1999), yayınlarından biri olan “75 Yılda Çarklardan Chiplere”

isimli kitapta, Erken Cumhuriyet Dönemi Sanayi Tesisleri’nin kuruluşuna ve Türkiye’nin sanayi politikalarına ışık tutulmaktadır. Aynı kitap içinde yer alan Aydın’ın “Bir Şeker Hikâyesi: Alpullu Şeker Fabrikası” isimli makalede Alpullu Şeker Fabrikası kuruluş hikâyesinin de anlatıldığı farklı makalelerin bir arada toplandığı bir kitaptır.

Cengizkan’ın (2009) derlediği “Fabrika’da Barınmak” isimli kitap, Erken 20.yy

Sanayi Yapılarından olan İstanbul Silahtarağa Elektrik Santrali (Cengizkan), Ankara Maltepe Elektrik ve Havagazı Fabrikası Konutları (Saner,Severcan), Nazilli Basma Fabrikası (Doğan), Sümerbank Kayseri Bez Fabrikası (Asiliskender), Zonguldak Kömür İşletmeleri (İmamaoğlu), Karabük Demir-Çelik Fabrikaları (Öktem), Sümerbank Yerleşkeleri (Arıtan) ve Erken Cumhuriyet Dönemi’nde Sanayi Komplekslerinin Mekansal Analizi (Zeybekoğlu) ile isimli çalışmalara yer verilmiş ekonomik faydalarının yanında sosyal hayata katkılarının araştırıldığı makalelerden derlenmiştir.

Bayer’in (1992), yılında yayınlanan “Art Deco Architecture” isimli çalışmada

mimari biçimlenişten, iç mekân donatılarına kadar Art Deco tasarımlarına yer verilmiştir. Aynı zamanda Art Deco mimarlığını dünyadaki örneklerinden 376 farklı görselle destekleyerek açıklamaktadır.

Massey’in (2008,) “İnterior Design Since 1900” isimli kitabında yeni stil

arayışları, modern hareket ve iç mekâna yansımaları, Art Deco akımının ortaya çıkışı ve iç mekân uygulamaları dünyadan örnekleri ile açıklandığı görsellerle desteklendiği bir kitaptır.

(26)

9

Sembach, Leuthauser ve Gössel’in (1991) “Twentieth-Century, Furniture

Design” isimli kitapta 20.yy iç mekân donatılarının kronolojik sıralamayla açıklandığı, görsellerle desteklendiği ve farklı iç mekân örnekleriyle anlatıldığı çalışma döneme ışık tutan kaynaklardan biridir.

Taşkent’in (2008, 3.Baskı) “Yaşadığım Günler, Yaşantı” isimli kitabı I. Dünya

savaşını yaşamış, Almanya’da Kimya Mühendisliği eğitimi aldıktan sonra yurda dönmüş, Alpullu Şeker Fabrikası’nın kuruluşunda çalışmış, edindiği tecrübelerle Eskişehir Şeker Fabrikası’nın kuruluşunda başrol oynamış ve daha sonra Yapı Kredi Bankası’nı kurmuş, dönemin siyasi, ekonomik ve toplumsal yapısını çok yakından tahlil eden birisi olarak 1941 yılından itibaren tuttuğu notların ve görüşlerin derlendiği bir kitap olarak döneme ışık tutmaktadır.

Makal (2007), “Ameleden İşçiye, Erken Cumhuriyet Dönemi Emek Tarihi”

isimli kitapta, dönem içindeki işçiliğe, sosyal hayata ve emek üzerine tartışmalara yer vermiş ve Cumhuriyet dönemi sorunlarına sosyal açıdan yaklaşmıştır.

Özgüven, 2009 “Art Deco Architecture in İstanbul” isimli makalede Art

Deco’nun kaynağı, gelişimi, etkileri ve İstanbul’daki örneklerine dikkat çekmiş, 1930’ların Cihangir’ini anlatmaktadır. Ayrıca iç mekân donatılarına, etkilerine de değinmiştir.

Polatkan ve Özer, 2006 “Art Deco Mimarlığının Kavramsal İçeriği” isimli

makalede Art Deco mimarlığının ortaya çıkışını ve kavramsal olarak Art Deco mimarlığının içeriğini incelemişlerdir.

(27)

10

BÖLÜM 2 20.YÜZYIL BAŞLARINDA TÜRKİYEDE’Kİ DURUM ve

CUMHURİYET SONRASI DÜNYA’DA VE TÜRKİYE’DE

YAŞANAN MİMARİ GELİŞMELER

2.1 Siyasi Alandaki Gelişmeler

Lozan Barış Görüşmelerine TBMM Hükümeti ile beraber İstanbul Hükümeti’nin de davet edilmesi üzerine TBMM, 1 Kasım 1922’de saltanatı kaldırmıştır. TBMM 20 Kasım 1922’de Lozan Barış Görüşmelerine başlamasına rağmen bu görüşmeler özellikle büyük devletlerin kapitülasyonların devamını istemesinde diretmesi ve Ermenilere Doğu’dan toprak koparma politikaları sebebiyle 4 Şubat 1923’te kesintiye uğramıştır. Kesilen bu görüşmeler arabulucular sayesinde 23 Nisan 1923’te yeniden başlamış ve 24 Temmuz 1923’te Lozan Barış Antlaşması’nın imzalanması ile sonuçlanmıştır. Artık yeni bir devletin kurulması sürecini bundan sonra görmek mümkündür. Yeni devletin kurulma adımları ekonomi ve sanayi alanındaki çalışmalarla paralel olarak modernleşme temelinde yürütülmüştür.

1 Nisan 1923’te seçim kararı alındıktan sonra 9 Ağustos 1923’te Halk Fırkası kurulmuştur. 11 ağustos 1923’te II. TBMM göreve başlayarak 25 Ağustos 1923’te Lozan Barış Antlaşması’nı onaylamıştır. 1 Ekim 1923’te Türk Ordusu’nun İstanbul’a gelmesinin ardından 13 Ekim 1923’te Ankara başkent ilan edilmiştir. Bu dönemde en önemli sorun saltanatın kaldırılmasından sonraki rejim problemidir. 29 Ekim 1923’te Cumhuriyet’in ilan edilmesi ve Mustafa Kemal’in ilk Cumhurbaşkanı olması ile birlikte ilk yenilikler de kendini göstermeye başlamıştır.

İkinci Meclisi ilk Meclisten ayıran en önemli faktörlerden biri bu dönemde yapılan yenilik hareketleridir. İlk meclis Kurtuluş Savaşı gibi kutsal bir görevi gerçekleştirmesinden sonra, yerini yeni bir devletin temellerini atacak ikinci meclise bırakmıştır. Cumhuriyet’in ilanından sonra yeni kurulan bu devletin demokratik, çağdaş ve batılı bir anlayışla dizayn edilebilmesine yönelik bir takım siyasi, sosyal, ekonomik, kültürel ve eğitim alanlarında yenilik hareketlerinin gerçekleştirildiği görülmektedir.

(28)

11

2.2 Hukuk Alanındaki Gelişmeler

Modern bir devlet olma yolunda adımlar atmak isteyen bu yeni Cumhuriyet hukuksal alanda kadın erkek eşitliğini sağlamak, kadınların sosyal hayatta ekonomiye katkı sağlamasını teşvik etmek, aile yapısında çok eşliliğin önüne geçmek, evlenme, boşanma ve şahitlikler konusunda eşit bireyler olmanın önünü açmak için 17 Şubat 1926’da “Türk Medeni Kanunu” kabul edilmiştir. Kadınları siyasi hayatta da aktif olarak görev almalarına yönelik olarak, 1930-1934 yılları arasında çıkartılan kanunlarla kadınlar Muhtarlık, Belediye Başkanlığı ve Milletvekilliği gibi siyasi hakları elde etmişlerdir. Bununla beraber Avrupa’da birçok gelişmiş devletin hukuk sistemleri incelenerek Türk hukuk sisteminde 1926-1932 yılları arasında değişikliklere gidilerek günümüz hukuk sisteminin temelleri atılmıştır.

2.3 Toplumsal Alandaki Gelişmeler

Toplumsal alanda dini bir öğe olarak bulunan ve 19. yüzyıldan itibaren artık gerçek amaçlarından uzaklaşmış olan tekke, zaviye ve türbeler 30 Kasım 1925’te çıkartılan kanunla kaldırılmıştır. Yine Osmanlı’nın son dönemlerinde özellikle II. Mahmut’tan sonra, Avrupa’ya gönderilen öğrencilerin dönmesi neticesinde batı tarzı giyimin yaygınlaşması ve II. Mahmut’un devlet memurlarına yönelik kılık kıyafet zorunluluğunu getirmesi sonrasında toplum içinde, halkın batılı veya medreseli olarak nitelendirilmesi yeni bir düzenlemenin yapılması gerekliliğini ortaya koymuştur.

a b c

Şekil 2.1 Bourla Biraderler Reklamı, İhap Hulusi [2] , b-Şapka Devrimi [3], Yerli Malı Kullanımını Özendiren Afişler, İhap Hulusi 1934 [2]

(29)

12

Bu ayrımı ortadan kaldırmak için 25 Kasım 1925’te fes ve sarığın yerine şapka takılması zorunlu hale getirilmiş, 1928 yılında Latin harflerine geçilmiş ve 3 Aralık 1934’te dini kıyafetlerin ibadet alanları dışında giyilmesi yasaklanmıştır. 21 Haziran 1934’te çıkartılan Soyadı Kanunu ile toplumda karışıklığa neden olan ve toplum içinde dengeleri bozan unvan ve lakapların tamamı kaldırılmıştır. Modernleşme hareketinin etkilerini reklam afişlerinde görmek mümkündür.

2.3.1 Erken Cumhuriyet Dönemi’nde Kırklareli’nin Nüfusu ve Toplumsal Yapısı

Özellikle 1906-1907 yılları nüfus sayımından sonra Cumhuriyet Dönemine kadar savaşlar göçler ve mübadeleler dolayısıyla sağlıklı bir nüfus tespiti yapmak mümkün olmamıştır. Ancak 1927 yılı sayımından itibaren nüfus sayısının tespiti mümkündür. Kırklareli nüfus yapısı ile ilgili bilgiler ancak yerel araştırmacıların kitaplarından bulunabilmektedir. Tarihin çeşitli zamanlarında Kırklareli’ne gelip yerleşenler ile Kırklareli halkının yerli olanları hep birlikte şehir nüfusunu oluşturmuşlardır. 1923 yılında Cumhuriyet ilan edildiğinde şehirde mahallelerin durumu şöyledir; Hatice Hatun ve Yapraklı Mahalleleri Türkler ve Bulgarlar olmak üzere ikiye ayrılmıştır. Karakaş, Hacızekeriye ve Tellekzade Mahalleleri’nde Türkler, Rumlar ve Bulgarlar iç içe oturmuşlardır. Yayla Mahallesi’nde ise zengin Rum nüfusu yaşamaktaydı. Rumlar mahallenin yerlileridir. Bu mahalle Cumhuriyet’in ilk yıllarında çarşıdır. Şehrin doğusunda Osmanlı zamanında getirilen Romanlar yaşamaktadır. Türklerin yoğun olduğu yer ise Kırklar Tepesi ve yamaçlarıdır. Museviler ise Karakaş Mahallesi’nin Karakaşbey Sokağı ile Cumhuriyet Caddesi’nin sağ ve sol kısmında yaşamışlardır. 1912 yılında 350 haneye kadar çıkan Museviler, 1950’li yıllarda 60-70 haneye düşmüş, bugün ise 3-4 hane kalmıştır [4]. Bu düşüşün tabi ki asıl sebebi 1934 yılında yaşanan Musevi olaylarıdır.

(30)

13

Tablo 2.1 1927-1945 Yılları Nüfus Sayımına Göre Kırklareli ve İlçelerinin Nüfusu [5]

Yıllar 1927 1935 1940 1945

Toplam Şehir Bucak Köy Toplam Şehir Bucak Köy Toplam Şehir Köy Bucak Toplam Şehir Bucak Köy

Kırklareli 108486 24803 83683 172697 46571 126126 256353 68937 137366 178203 38988 139215 Merkez 46742 12911 33831 69587 20891 48696 128847 32232 96615 68666 14412 54254 Babaeski 21150 3047 18103 34556 5195 29361 49683 12132 37551 37607 5936 31671 Demirköy 3407 476 2931 6940 2689 4251 9535 5177 4353 6271 1401 4870 Kofçaz — — — — — — — — — — — — Lüleburgaz 21513 5323 16190 36655 11493 25162 43542 14113 29429 41607 12339 29268 Pehlivanköy — — — — — — — — — — — — Pmarhisar — — — — — — — — — — — — Vize 15674 3046 12623 24959 6303 18656 24746 5333 19413 24052 4900 19152

Tablo 2.2 1950-1965 Yılları Nüfus Sayımına Göre Kırklareli ve İlçelerinin Nüfusu [5]

Yıllar 1950 1955 1960 1965

Toplam Şehir Bucak Köy Toplam Şehir Bucak Köy Toplam Şehir Bucak Köy Toplam Şehir Bucak Köy

Kırklareli 191376 39693 151683 222856 60565 162291 241146 71732 169414 258052 85871 172181 Merkez 71908 14557 57351 61833 19097 42736 59465 20196 39269 64092 24852 39240 Babaeski 41237 6399 34838 49562 11139 38423 46058 11590 34463 48433 13873 34560 Demirköy 6297 1314 4983 7156 1586 5570 9024 2335 6689 9983 3283 6700 Kofçaz — — — — — — 6886 692 6494 7017 725 6292 Lüleburgaz 45360 12527 32833 54850 18252 36598 60095 22362 37733 63617 25658 37959 Pehlivanköy — — — — — — 6899 2647 4252 7894 2809 5085 Pmarhisar — — 20111 4609 15502 22179 5714 16465 24468 7677 16791 Vize 26574 4896 21678 29344 5882 23462 30540 6196 24344 32548 6994 25554

Kırklareli, 1927 yılı nüfus sayımından itibaren incelendiğinde en yüksek artış 1935 ve 1940 yılları arsında olmuştur. Bu durum sınır ili olmasından dolayı II. Dünya Savaşı sebebi ile yapılan askeri yığınaktan kaynaklanmaktadır. [5]. Nüfusun en yoğun olduğu yerler ise (1965 yılı itibariyle kilometrekareye düşen insan sayısı) Babaeski 74, Pehlivanköy 69, Lüleburgaz 64, Pınarhisar 42 ve Kırklareli Merkez 40’dır [5]. Babaeski’nin en yoğun nüfusa sahip olmasının sebeplerinden birisinin Alpullu Şeker Fabrikası’nın ilçe sınırlarında olması olarak düşünülebilir.

Osmanlı Dönemi’nden itibaren Kırklareli’nin nüfusu incelendiğinde Balkanların bir mozaiği olduğu anlaşılmaktadır. Milli Mücadele Dönemi’ne kadar yüzyıllar boyunca

(31)

14

Bulgarlar, Rumlar, Museviler ve Türkler, Kırklareli’nde bir arada sorunsuz yaşamışlardır. Ancak Milli Mücadele Dönemi’nde Kırklareli’nin Yunanlılar tarafından işgali ile durum değişmiş, azınlıklar üstün konuma gelmiştir. Milli Mücadele sonunda da Kırklareli’nin TBMM Hükümeti’ne teslim edilmesi ile Bulgarların ve Rumların hemen hemen hepsi Kırklareli’ni terk etmiştir. Daha sonraki mübadele süreci ile bu azınlıklar ilden tamamen gitmiş sadece Museviler kalmıştır. Bu nedenledir ki Cumhuriyet’in ilk yıllarında Kırklareli’nde ticaret ve sanayinin gelişmesi özellikle merkezde Musevi ağırlıklı olmuştur [6].

2.3.2 Erken Cumhuriyet Dönemi’nde Trakya’da Yaşanan Nüfus Hareketleri

1923 Lozan Anlaşması uyarınca Türkiyeli Rumlarla, Yunanistanlı Türkler değiş tokuşa bağlı tutulmuşlardır. Bu değiş tokuş sonucunda149,851 Türkiyeli Rum’un ülkemizi bırakarak Yunanistan’a gitmek zorunda kaldığı anlaşılmaktadır. Bunun yanında 1923-1960 yılları arasında dönemde Türkiye’ye de çok sayıda göçmen gelmiş bu göçmenlerin 69,402’si Kırklareli iline yerleştirilmiştir. Bu sayı Kırklareli’nin toplam nüfusunun %52,1’ne denk gelmektedir. 1923-1933 yılları sırasında göçmenlerin iskânı için yapılan konut sayısı 103,586’dır. Türkiye’den göç eden Rumların tarım kolundan ziyade ticaretle uğraşan kişiler oldukları ile ilgili resmi bir kaynak olmasa da mübadele sonrasında şehirler de ticari anlamda sıkıntıların yaşandığı bireysel gözlemlerden anlaşılabilir [7].

Tablo 2.3 1923-1930 Yılları Arası Türkiye'ye Göç Eden Nüfus Sayısı [7]

Yıllar Aile

Sayısı Nüfus Geldikleri Ülke Göçmen Sayısı Oran %

1923 50,529 196,420 Bulgaristan 101,507 16,3

1924 52,221 208,886 Romanya 33,852 5,4

1925 9,815 39,634 Yugoslavya 108,179 17,2

1926 8,201 32,852 Yunanistan 384,000 61,1

1927 6,805 27,172 Yukarıdaki tabloda verilen oranlar 1923-33 arasını kapsamaktadır. Oranlar toplandığında göçmenlerin %97,5’unun Balkan ülkelerinden göç ettiği anlaşılmaktadır.

1928 10,143 40,570

1929 4,785 19,133

(32)

15

Tablo 2.3’e göre en yoğun göç hareketi Cumhuriyet’in ilk yıllarında yaşanmıştır. Çok büyük bir alana kurulmuş imparatorluğun yıkılması ile birlikte zamanında imparatorluk tarafından yerleştirilmiş ailelerin birçoğu 1. Dünya Savaşı’nın kaybedilmesinden sonra yaşadıkları yerlerden Anadolu’ya doğru göç etmeye başlamıştır.

Tablo 2.4 Bazı İllerin Nüfus Artışında Yerleştirilen Göçmenlerin Payı (1923-1960) [7] İller Yerleştirilen Göçmen Sayısı Nüfus artışında Göçmenlerin payı

(°/o) Balıkesir 50,065 20 Bilecik 7.736 24,1 Bursa 63,057 21,5 Çanakkale 26,116 16,7 Edirne 84,946 71,3 İstanbul 80,721 7,1 Kırklareli 69,402 52,1 Manisa 31,098 10,9 Niğde 28,032 30,7 Samsun 29,978 7.9 Tekirdağ 83,329 57,8

1923-1960 yılları arasında göç eden 554480 kişiden 237677’si Trakya’ya yerleştirilmiştir(Çanakkale dâhil edilmemiştir). Oran olarak ise Trakya’ya yerleştirilen göçmenlerin oranı %42’dir. Yalnızca Kırklareli’ye yerleştirilen göçmenlerin toplam göçmen sayısına göre oranı %12dir. Tablo 2.4’e göre göçmenlerin yerleştirildikleri ile göre nüfusa etkileri ve nüfus artışındaki payları en yüksek Trakya Bölgesinde görülmektedir. Trakya içinde Kırklareli nüfusuna etkisi ise %52dir. Göç olaylarında yaşanan en büyük problemlerden biri iskân sorunudur. İskân çalışmaları sonucunda karşımıza iki farklı tablo çıkmaktadır. Mübadillerin bir bölümü geldikleri yerlerdeki mesleklerini devam ettirebilecekleri yerlere iskân edilmemişlerdir. Örneğin tütüncülük veya hayvancılıkla geçinen mübadillerin bir kısmı, ekonomik faaliyetlerini gerçekleştiremeyecekleri kıyı bölgelerindeki köy ve kentlere yerleştirilmişlerdir. Tarımla uğraşan birçok mübadil şehirlerde iskân edilirken, şehirli mübadiller ise kırsal kesime yerleştirilmiştir. İskân sonucunda iskân edilen köylerdeki kapasite nedeniyle bazı mübadillerin aileleri farklı yerlere gönderilmiş, aileler bölünmüştür İşte bu tür durumlarda genelde mübadiller iskân edildikleri yerlerden kendilerine daha uygun olan

(33)

16

yerlere göç etmek zorunda kalmışlardır. Bu şekildeki iç göçler önemli sayıda olmuştur Ancak, devletin iskânından vazgeçip başka yerlere göçen mübadiller, iskân yardımı ve üretici hale gelmelerini sağlayacak devlet yardımından faydalanamamışlardır [8].

Cumhuriyet’in ilk yıllarında kurulan fabrikalarda çalışan teknik elemanların büyük bir çoğunluğunun yabancı olmasının nedenlerinden bir tanesi de göç hareketleridir. Tabi ki Avrupa’nın Endüstri Devrimi’ni yaşamış olması ve bilim-teknikte çok ileri olması asıl sebep olsa da, 1.Dünya Savaşı’nda kaybedilen nüfus ve gerek savaş dönemi gerekse savaştan sonraki göçler (içeri göçlerle gelen mübadiller tarım ile uğraşırken dışarı göçler tacir ve ustalardan oluşmaktadır) fabrikalarda neden yabancı teknik adamların çalıştığı sorusuna cevap niteliğindedir.

Trakya’da gerçekleşen bir başka göç olayı ise 1934 yılında yaşanan “Trakya Olayları” olarak bilinen Musevi göçüdür. 1930’ların başlarında tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de milliyetçilik akımı kendini hissettirmeye başlamıştır. O zamanlarda Çanakkale’de Musevilere karşı uygulanan boykot fiziki müdahaleye dönüşmüş ve 24 Haziran birçok Musevi her şeylerini bırakarak İstanbul’a sığınmıştır [9].3 Temmuz gecesi Çanakkale’de yaşananların hemen hemen aynısı Kırklareli ’de de yaşanmıştır. Kırklareli ve Çanakkale’de gerçekleşen bu olaylar Trakya’nın çeşitli yerlerinde aynı gecede yaşanmıştır.

2.4 Ekonomik Alandaki Gelişmeler

1923 yılında Cumhuriyet’in ilanı ile kurulan genç Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ekonomik yapılaşması da çeşitli evreler geçirmiştir. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulduğu 1923 yılı itibari ile 1930 yılına kadar olan dönem; fikri gelişme ve oluşma, ekonomik envanterin belirlendiği, model arayışı ve belirli ölçüde uygulamaya başlama dönemidir.

2.4.1 İzmir İktisat Kongresi ve Teşviki Sanayi Kanunu’nun Sanayi Tesisleri İçin Önemi

Cumhuriyet ilan edilmeden hemen önce ekonomik anlamda devrim sayılabilecek İzmir İktisat kongresi 17 Şubat- 4 Mart tarihlerinde İzmir’de toplandı. Kongreye 1135 delege katılmıştır. 1923 Türkiye İktisat Kongresi'nde kabul edilen esaslar "Misak-ı

(34)

17

İktisadî" ve " Çiftçi, Tüccar, Sanayici Ve İşçi Gruplarının İktisadî Esasları" başlığı altında iki grupta toplanmıştır. Misak-ı İktisadî Esasları iktisadî bir niteliğe sahip değildir. Bir temenni metni niteliğine sahiptir. Bu metinde ilgi çekici bir madde yabancı sermaye ile ilgili olanıdır. Bu madde de, Türk dinine, milliyetine düşman olmayan yabancı sermayeye karşı olunmadığı ve her türlü ilişkide fazla aracı istenmediği belirtilmektedir. İzmir İktisat Kongresi’nde alınan kararlar ekonomik kalkınmanın temelini oluşturmuştur [10]. İzmir İktisat Kongresi’nde temel olarak aşağıdaki kararlar alınmıştır.

1. Sanayinin gelişmesi için teşvik tedbirleri getirilmeli, özellikle gümrük mevzuatında değişiklikler yapılarak yerli sanayinin korunması gerekir.

2. Yerli ürünlerin deniz ve kara yoluyla taşınmasında daha düşük navlunlar uygulanmalıdır.

3. Sanayiciler için kredi imkân ve kolaylıkları artırılmalıdır. Örneğin sanayi bankaları kurulmalıdır.

4. Teknik öğrenime önem verilmesi ve bu öğrenim biçiminin yaygınlaştırılması gerekir. Sanayi için daha çok teknik eleman yetiştirilmelidir.

Tek bir cümle ile belirtmek gerekirse; İzmir İktisat Kongresi’nde, devletin, özel sektörün ve yerli sanayinin gelişmesi için her türlü tedbiri alması ilkesi benimsenmiştir [11].

İzmir İktisat Kongresi’nde alınan kararlardan sonra bu kararları uygulayabilmek için 26 Ağustos 1924’te, M.Kemal’in bizzat girişimi ve teşviki ile İş Bankası kurulmuştur. İş Bankası, özel girişim olarak gözükse de devletle iç içedir ve hisselerinin büyük bir kısmı Cumhuriyet’in kurucularının elindedir. 1925 yılında ise İş Bankası’ndan sonra Sanayi ve Maadin bankası kurulmuştur.

Türk Tarihi Tetkik Cemiyeti tarafından hazırlanan "Tarih" in dördüncü cildinde İş Bankası ile ilgili olarak; "İş Bankası'nın teşekkülü Türk Bankacılığı için hakikaten ilk ve kat'i zafer müjdesi oldu. Ondan sonra Ziraat Bankası'nın yenileşmesi, Emlak ve Sanayi Bankalarının ve sayısı gittikçe artan milli bankaların işe girmesi ile genişleyen bu sahada yepyeni ve kıymetli bir bankacı Türklük yetişti" yazılmıştır. [12] Alpullu Şeker Fabrikasında edindiği tecrübeleri ile Eskişehir Şeker Fabrikası’nı kuran Kazım

(35)

18

Taşkent, özel bankacılıktaki ilk adımlardan birini atarak Yapı Kredi Bankası’nı kurmuştur.

Genç Cumhuriyet iç karışıklıklar ile uğraşırken aynı zamanda ekonomik kalkınmadan asla vazgeçmemiş ve sanayileşmeye büyük önem vermiştir. 1926 yılına gelindiğinde Genç Cumhuriyetinin en önemli sanayi yapılarından ikisi, Alpullu ve Uşak şeker fabrikalarının yarışı başlamıştır. Uşak Şeker Fabrikası özel girişim olarak görünürken, Alpullu Şeker Fabrikası’nda ise devlet desteği ön plana çıkmaktadır. Alpullu Şeker Fabrikası’nın % 68’lik hissesi İş Bankası’nın elindedir. 1927 yılına gelindiğinde devam eden 1913 Teşvik’i Sanayi Kanunu yerine İzmir İktisat Kongresi temelinde yeni Teşvik’i Sanayii kanunu çıkarıldı. Bu kanuna göre;

1. Sınaî kuruluşların ve müştemilatının kurulacağı belediye sınırları dışındaki 10 hektara kadar olan hazine arazileri bedava olarak; belediye sınırları içindeki devlete ait arazi, arsa ve binalar ise bedelleri 10 yılda ödenmek üzere Bakanlar Kurulu kararı ile özel şirketlere devredilecekti.

2. Sınaî kuruluşların binaları ve tesisleri ya da devlet hattı arasında özel telgraf veya telefon hatları kurmalarına vergi alınmadan müsaade edilecekti.

3. Sınaî kuruluşlar müsakkafat ( üzeri damla örtülü olan yerler ) vergisinden, arazi vergisinden, kazanç vergisinden, bu vergilerin özel idare ve belediyeye ait kısımlarından; maktu zam vergisinden; belediyelere ait inşaat, buhar kazanları, motorlar ve imbiklerin ruhsatiye resimlerinden muaf tutulacaktı.

4. Sınaî kuruluş kurulması amacıyla çıkartılan hisse senetleri ve tahviller damga resminden muaftı.

5. Sınaî kuruluşların tesis, inşa ve tevsiinde kullanılan her türlü inşaat malzemesi, bu sınaî kuruluşlara ait olarak kurulacak nakliye, yükleme ve boşaltma, itici güç üretim ve nakil tesisatı için gerekli tüm malzeme, güç araçları ile taşıtlar ve bunların yedek ve yenileme parçaları, gümrük vergi ve resimlerinden muaf tutulacaktı.

6. Sınaî kuruluşlarla müştemilatının tesis, inşa ve tevsii için gerekli her türlü inşaat malzemesi, makine ve alet Türkiye içindeki demiryolu ve deniz yollarında %30 indirimle taşınacak; bu indirimden istifade ettirilemeyen kuruluşlara da aynı miktarda prim ödenecekti.

(36)

19

7. Sınaî kuruluşlara Ticaret Bakanlığı'nın teklifi ve Bakanlar Kurulu kararı ile yıllık imalât değerlerinin % 10'u kadar prim ödenebilecekti.

8. Sınaî kuruluşlara ihtiyaçları olan tuz, ispirto ve patlayıcı maddeler indirimli fiyatlarla verilecekti.

9. Devlet kuruluşları, belediyeler ve bunlara bağlı kuruluşlar ile imtiyazlı şirketler ithal malına oranla % 10 pahalı dahi olsa yerli ürünleri kullanmak mecburiyetinde idi. 15 yıl yürürlükte kalan bu kanun sermaye çevrelerinde sevinçle karşılandı. Çünkü bu kanunla sanayi alanındaki müteşebbislere büyük imkânlar sağlanmış ve sermaye birikimlerine yardımcı olunmuştur [10].

Teşviki Sanayi Kanunu yeni kurulacak fabrikalar için oldukça önemlidir. Bu kanun sonucunda ülkede sanayi tesislerinin sayısı artmıştır. Cumhuriyet’in ilk on yılında yeni yapılan tesislere örnek olarak Alpullu Şeker Fabrikası, Uşak Şeker Fabrikası, Eskişehir Şeker Fabrikası, Bünyan Dokuma Fabrikası, Anakara Çimento Fabrikası, Kayseri Uçak Fabrikası ve Sümerbank sayılabilir. İlk on yıldan sonra sanayileşme hızla artmaya devam etmiştir.

2.4.2 Erken Cumhuriyet Dönemi’nde Kırklareli’nin Ekonomik Gelişimi

Şekil 2.2 Kırklareli’nin Coğrafi Konumu

Kırklareli, Osmanlı hâkimiyetinden beri Edirne’nin bir sancağıdır. 20 Aralık 1924 tarihinde il olmuştur. 1924 yılında Kırklareli’nin il olması ile birlikte şu anda Alpullu Beldesi’nin bulunduğu Babaeski’de ilçe olmuştur. Cumhuriyet’in ilk yıllarında Kırklareli’nin sınırları, kuzeyde Bulgaristan; doğuda Karadeniz; güneyde Gelibolu, Uzunköprü, Tekirdağ ilinin Hayrabolu ve Çorlu kazaları; batıda Edirne ili, Lalapaşa,

(37)

20

Havsa kazalarıyla, kuzeybatıda Tekirdağ’ın Saray, Çatalca’nın Yeniköy nahiyesiyle çevrilidir. 1923–1924 yıllarında Kırklareli 6 kaza, 12 nahiye ve 211 köyden ibarettir [6].

1913’lü yıllarda Kırklareli’de buğday, arpa, mısır ağırlıklı bir çiftçilik yapılmaktadır. Mısır, yulaf, darı, kuşyemi, burçak tütün önemli zirai ürünleridir. Hayvancılık, çiftçinin ek bir işi değil, çiftçilikle beraber yürüttüğü önemli bir geçim kaynağıdır. Kırklareli’nde hayvancılık Cumhuriyet’in ilk yıllarına kadar zengin bir varlık oluşturmaktadır [13]. Cumhuriyet Hükümetleri de tarım ve hayvancılık sektörüne büyük önem vermişlerdir. Çiftçinin eğitimine ve bilgilendirilmesine yönelik çalışmalar yapılmasının yanında hayvancılığı da teşvik etmişlerdir.

Kırklareli, il merkezi olarak, limanlardan ve anayollardan uzak olması nedeniyle özellikle Cumhuriyet’in ilk yıllarında Alpullu Şeker Fabrikası dışında ticari olarak büyük bir yatırım alamamıştır. Kırklareli’de genel olarak un fabrikaları ve birkaç tane yapağı fabrikası bulunmaktadır [6].

Şekil 2.3 Tarihi Trakya Haritası ve Eski Yerleşim Yerlerinin Adları [5]

1927 yılı Türkiye Salnamesi’ne göre Kırklareli’de ve Vize’de Ticaret ve Sanayi Odası bulunmaktadır. Tablolarda Alpullu Şeker Fabrikası’ndan söz edilmezken, salnamelerde Alpullu’da bir şeker fabrikası olduğu yazılmaktadır. Kırklareli ve çevresinde, 1923–1930 yılları arasında daha ziyade, tarıma dayalı bir sanayi göze çarpmaktadır. Kırklareli’nde çiftçilik ile uğraşan halkın ihtiyaçlarını karşılamak için kurulan ve sahipleri Rum olan iki tane un fabrikası bulunmaktadır. Buharla çalışan

Referanslar

Benzer Belgeler

Halkı eğitmek ve batıcı düĢünceleri halka benimsetmek amacıyla yazdığı yazıları burada yayınlayan Abdullah Cevdet, Osmanlı aydınlarına ve daha sonra Türkiye

Bu açıdan değerlendirildiğinde yazarlarınüç temel amaç güttüğü söylenebilir: doğru düşünmenin biçimsel yapısınınaçıklanması, düşünmenin doğru ve

Beyazıt Devlet Kütüphanesi, eski yazı yazma ve basma, yabancı dilde çeşitli kitapların yanında, 2527 sayılı Basma, yazı ve Resimleri Derleme Kanunu gereği

Çaruk boyunun Oğuzlardan olması ve bu topraklarda yayılması, "Kitab-ı Dede Korkut" ve özellikle Oğuz yiğitlerinden bahsedilmesi bu düşünceyi doğrular niteliktedir

Bitkilerin çiçek rengi yanında yaprak, meyve, kabuk gibi kısımlarının rengi de oldukça etkili olabilmektedir... Renk özelliğine göre dikkate alınması gereken temel konular :

• İç yapı ya da içerik özellikleri (konu, izlek/tema, plan, iletiler, karakterler, dil ve anlatım özellikleri) ise çocuğun kitapla etkili bir iletişim

Bir vakitler posta ve telgraf müdürü umumîsi ve şehremini olan Yusuf Razi Bey zaten uzun yrllar Paris’te neşre­ dilen meşhur Illüstrasion gazete­ sinin

Tensile strength tests, hardness tests, toughness tests and fatigue crack growth tests have been applied on HPA welded samples, GMA welded samples and base