• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 3 ERKEN CUMHURİYET DÖNEMİ SANAYİ YAPILARI

3.5 A LPULLU Ş EKER F ABRİKASI

3.5.4 Ergene Köşkü

3.5.4.1 Ergene Köşkü’nün Mekânsal Analizi

Ergene Köşkü’nün ve donatılarının analizi yapılmadan önce Dikeçligil’in

“Aralarında herhangi bir ortak özellik bulunmayan parçalar veya unsurlar bir yapı oluşturmazlar” kabulünden hareket ile Ergene Köşkü donatılarının sosyolojik

kodlarını açıklamak gerekir. Sosyolojik anlamda yapı bir bütünü oluşturan parçaların veya unsurların birbirleri ile ve bütün ile olan etki tepki ilişkileri, karşılıklı bağıntıları yani etkileşimleridir. Kısa ve net bir ifadeyle yapı; bir etkileşim örüntüsüdür. Buradan hareketle yapıdan söz edebilmek için ilişki temel şarttır. Aralarında fonksiyonel bağıntı veya anlam bağıntısı olmayan parçalar “bütün” değil “yığın11”dır [1]. Ergene Köşkü

donatıları arasında gerek stil olarak gerek yapım tarzı olarak birçok ortak özellik vardır. Bu ortak özelliklerin başında mimari akım olarak Art Deco etkisi göze çarpmaktadır.(Bkz. Ek-3 Kataloglar). Ergene köşkü iç mekân donatılarının Art Deco akımını temsil etmesi ile Erken Cumhuriyet Dönemi temel hedefi olan modernleşme arasında hem fonksiyonellik hem de anlam ilişkisi vardır. Gerek modernleşme çabaları gerekse bu çabaların temsilcileri olan sanayi yapıları ve sosyal alanların iç mekânları da, onu oluşturan donatılar da bir birinin biçimlenmesini etkilemiştir. İç mekânı tanımlamada kullanılan bu unsurlar gerek fonksiyonel olarak gerekse iç mekânın üslubunu tanımlamada yardımcıdır ve bu unsurlar bütünü oluşturur. Ergene köşkü İç mekânını oluşturan donatılarda modern kurgunun bir parçasıdır (Bkz. Ek-3 Kataloglar). İç Mekânı oluşturan sabit ve hareketli donatılar, kendilerini oluşturan unsurların (Modernleşme) fiziki yansımasıdırlar. Yapılan analiz sonucunda Erken Cumhuriyet Dönemi temel hedefi olan modernleşme ile Alpullu Şeker Fabrikası ve Ergene Köşkü arasında da mekân bölümlerinin her birinin kendine ait unsurları ve iç mekân bölümlerinin tüm unsurları arasında da istikrarlı bir ilişki olduğu açıkça ortaya çıkmaktadır (Bkz. Ek-3 Kataloglar). Bu ilişkiyi net olarak ortaya koyabilmek için Ergene Köşkü’nün mekânsal analizinin yapılması gerekmektedir.

Yeşil alan içinde yer alan, konaklama amaçlı binada biri ana giriş biri servis girişi olmak üzere iki giriş bölümü, iki hol, uzun bir koridorun etrafında sıralanmış beş yatak odası, aynı mekân içinde bölünmüş olarak bir yemek yeme ve bir oturma mekanı, dört yatak odasından özel girişi olan iki banyo, iki tuvalet, iki kiler, mutfak bölümü,

11 Yığın: Aralarında sosyal açıdan bir benzerlik olmayan kalabalık. Tesadüfen bir araya gelmiş, yanyana birlikte bulunan grup

88

bodrum ve çatı katı ile birlikte, Ergene Havzası manzaralı biri girişte, biri MK Atatürk’ün kaldığı odayla bağlantılı olmak üzere iki balkon ve oturma mekanı ile bağlantılı yine Ergene Havzası manzaralı bir terası kapsar. Köşk’ün terasına çıkıldığında, kot farkından dolayı Ergene Havzası manzarası net olarak görülebilmektedir.

Yapıda görünüş itibarı ile Art Deco’ya öykünme vardır. Genel anlamda Art Deco’nun sadeliğini ve şıklığını taşır. Binaya kuzeybatı yönünde yer alan giriş kısmından girilir. Cam bir aydınlıklı fener niteliğindeki giriş ve giriş kısmının güneybatısında yer alan teras, iç ve dış mekân ilişkisinde bağlantıyı sağlar. Holde bulunan aydınlatma armatürleri sade ve çok zariftir [78].

Ergene Köşkünün balkon ve teraslar haricinde iki giriş kapısı vardır. Ön giriş kapısı, aynı zamanda konukların girdiği ana giriş kapısıdır ve çift kanatlıdır. Kasa ve kapı metaldir. Doğal aydınlatmadan faydalanabilmek için yüzeyin büyük bir kısmı camlıdır. Ana girişten girildiğinde sağda birde balkon bulunmaktadır. Balkon kapısı da görsel olarak giriş kapısı ile aynıdır. Ancak balkon kapısı üç kanatlıdır. Giriş kapısının merdivenleri mermerle kaplıdır ve yukarıya doğru çıktıkça kademeli olarak daralır. Bu daralarak yükselme Art Deco etkisinin köşke yansımasıdır. Arka giriş kapısı ise daha sadedir. Köşk çalışanlarının giriş çıkışı için yapılmıştır. Mutfağa ve kilere yakın olması sebebi ile mutfak gereçlerinin köşke girişi misafirler tarafından görülmez. Arka kapıdan girildiğinde mekânlar ile bağlantıyı sağlayan bir giriş bölümü ile karşılaşılır. Sol kısımda küçük bir tuvalet, hemen yanında bodrum ve çatı katını birbirine bağlayan merdivenler bulunmaktadır. Hemen sağ tarafta bir kiler ve onun yanında mutfak bulunmaktadır.

89 G İR İŞ H O L Ü A N T RE Y E ME K Y E ME M E K Â N I WC M U T FA K A N T RE K İL E R B A N Y O Y A T MA M E K Â N I B A N Y O B A L K O N B A L K O N K O R İD O R K İL E R Y A T MA M E K Â N I WC O T U R MA M E K Â N I 5 4 3 2 1 M T E RA S Y A T MA M E K Â N I Y A T MA M E K Â N I Y A T MA M E K Â N I G İR İŞ S E R V İS G İRİ Şİ K Şekil 3.45 Ergene Köşkü [115]

90

a b

Şekil 3.46 a-Ergene Köşkü Ana Giriş Kapısı (Bkz. Katalog-34) b-Servis Giriş Kapısı [115]

Arka giriş etrafında konumlandırılmış odaların kapılarının tamamı girişe açılır. Girişten ise köşkün koridoruna bağlanan bir kapı mevcuttur. Girişte ayrıca çalışanların hangi odadan çağrıldığını görebilmeleri için bir çağrı bildirim (numaratör) tesisatı bulunmaktadır.

Şekil 3.47 Çağrı Bildirim Tesisatı-Numaratör [115]

Ana girişte taş ayna ile karşılaşılır. Girişte bulunan şemsiyelikte, şemsiyelerden damlayabilecek suların tahliyesi için şemsiyeliğin altına gizli olarak bir gider yapılmış ve pis su giderine bağlanmıştır. Ana girişle bağlantılı uzun bir koridor etrafında odalar

91

sıralanmıştır. Holün sonunda Atatürk’ ün 20 Aralık 1930 senesinde konakladığı oda yer almaktadır.

a b c

Şekil 3.48 a-Antrede Bulanan Portmanto (Bkz. Katalog-9) b- Antrede Bulanan Taş Ayna (Bkz. Katalog-32) c-Koridor Görünümü [115]

MK Atatürk’ün istirahat ettiği Ergene Köşkü’nde, kullandığı eşyaları ile birlikte muhafaza edilen odası, müze niteliğindeki köşk içerisinde yer almaktadır. Yaşam mekânı olan salon, birbirine geçişli iki mekândan oluşmaktadır. Bu mekânda günümüzde Atatürk’ ün kullandığı günlük eşyalar, mobilyalar, Atatürk’ ün fabrikayı ziyaretinde ki görüşlerinin bulunduğu anı defteri yer alır.

92

a b

Şekil 3.50 a- Yemek Yeme ve Oturma Mekânı, Alpullu Şeker Fabrikası Arşivi, 1949 [68] b- Yemek Yeme Mekânından Bir Görünüm [115]

Şekil 3.51 Oturma Mekânında Bulunan Oturma Grubu ve Konsol (Bkz. Katalog-24) [115]

Salondaki mobilyalar günümüze kadar sağlamlığını korumuştur. Salonda ayrıca toplantı ve yemek amaçlı bir masa bulunmaktadır. Yemek masası kızaklı mekanizmaları sayesinde açılarak 15 kişilik yemek masasına dönüşmektedir. Masanın ilave tablaları ayrı bir yerde saklanmaktadır. Masa açılacağı zaman getirilip yan yana konularak birleştirilir. Masanın dört adet ayağı dışında kızaklarla birlikte hareket eden birde orta ayak bulunmakta ve masa açıldığında masanın esnemesine veya kırılmasına engel olmaktadır. Masada kızakların konstrüksiyonunda metal kullanılmamış tüm konstrüksiyon meşe ağacından yapılmıştır.

93

Şekil 3.52 Kramiyerli (Açılır) Yemek Masası (Bk. Katalog-17) [115]

Salonda bir başka ilginç detayda, vitrin olarak kullanılan camlı dolapta bulunmaktadır. Camlı dolap için bulunan raflar, dolap içine çakılmış girintili çıtalar sayesinde hareketli hale getirilmiştir.

Şekil 3.53 Vitrin Dolabı ve Raf Sistemi (Bk. Katalog-8) [115]

Salonun iki bölümünden de hole çıkış vardır. Ayrıca salon istendiğinde seperatör görevi gören kapılar ile ikiye bölünebilmektedir. Ergene Köşkü’nde iki adet tuvalet ve iki adet banyo bulunmaktadır. Tuvaletlerde orijinal taşlar, lavabolar ve taş aynalar kullanılmıştır. Banyolar yan yana iki odanın ortasında planlanmış ve iki oda tarafından kullanılmasına olanak sağlanmıştır. Banyo ve tuvaletlerde pencereler diğer tüm odalarda olduğu gibi vastaslı olarak düzenlenmiştir. Banyolardaki kalorifer petekleri duvar içinde bırakılan nişlere yerleştirilmiştir. Bu nişler sayesinde hem mekân daraltılmamış hem de kalorifer peteklerinin gizlenmesi sağlanmıştır.

94

Şekil 3.54 Banyo'dan görüntüler [115]

a b

Şekil 3.55 a-Tuvalet Taşı b-Tuvalet Penceresi [115]

Köşk içinde beş yatak odası bulunmaktadır. Birincisi giriş kısmında bulunan diğer mekânlardan bağımsız, hemen girişten geçilen diğer yatak odalarına göre daha küçük olan muhtemelen köşk çalışanlarının kaldığı odadır. Diğer dört yatak odası ise iki banyo etrafında kümelenmiş şekilde yer alır. Her iki yatak odası bir banyoyu ortak kullanmaktadır. Yatak odalarının hepsinden banyoya direk geçiş vardır. Ayrıca her yatak odasında da lavabo-ayna bulunmaktadır. Yatak odalarında tek veya çift kişilik yatak, çalışma masası, aynalı lavabo, sandalye, ayakkabı giyme sehpası, komodin, gardırop ve valiz sehpası bulunur.

95

Şekil 3.56 a-Yatak Odası Görünümü b-Yatak Odalarında Bulunan Lavabo ve Ayna

(Bkz. Katalog-38) [115]

Şekil 3.57 Yatak Odalarından Görüntüler (Bkz. Katalog-7-13-19-28) [115]

Yatak odalarının aydınlatması tavanda küp şekeri anımsatan şekildeki aydınlatma elemanları ile sağlanır.

96

Aydınlatma armatürleri sarkıt olarak kullanıldığı gibi duvar armatürü olarakta kullanılmıştır. Bu armatürler dörtlü grup halinde veya tekli olarak kullanılmıştır. Duvara asılarak kullanılan aydınlatma armatürleri genelde banyolarda aynanın iki yanında, tekli olarak yer almaktadır.

a b

Şekil 3.59 a-Banyo Aydınlatması b-Salon Aydınlatması (Bk. Katalog-37) [115]

Kapılar ve pencerelerde ilginç detaylar göze çarpmaktadır. Kapılarda kullanılan menteşeler sayesinde kapı açılırken yukarı doğru kalkmakta ve kapandığında da yine aynı yerine gelmektedir. Bu durum özellikle kapı altlarına paspas konması durumunda kapının açılırken paspasa sürtmesini engeller.

a b

Şekil 3.60 a-Salon Giriş Kapısı (Bkz. Katalog-35) b-Kapı Menteşesi [115]

Pencerelerin tamamı çift kanatlıdır. Pencerenin birinci kanadıyla ikinci kanadı arasında 7-8 cm’lik bir boşluk bırakılmıştır. Düşey açılır pencerelerin açılımlarında ise çok ilginç bir detay göze çarpmaktadır. Pencere kolu erişilebilirlik mesafesinden daha

97

yukarıdadır. Bir mekanizma yardımı ile pencere yanında rahat erişilebilecek mesafeye kadar indirilmiş bir kol yardımı ile pencerenin açma ve kapanması sağlanmıştır.

a b c

Şekil 3.61 a-Ergene Köşkü Pencere Görünümü (Bkz. Katalog-36) b-İki Düşey Açılır Pencereyi Aynı Anda Açma ve Kapanmayı Sağlayan Mekanizma, c- Açma Kapama

Kolu (Bkz. Katalog-36) [115]

Pencere doğramalarında bir başka ilginç detayda dış cephede dikkat çekmektedir. Pencere doğramaları takılmadan önce alt kısmına kanal açılarak metal bir saç levha yerleştirilmiştir. Bu saç levha aynı zamanda pencere denizliği üzerine de kıvrılarak yağmur suyunun duvar-doğrama arasından sızmasını engeller. Pencere kolları da orijinalliğini günümüze kadar korumuştur.

a b c

Şekil 3.62 a-Pencere-Saç ve Duvar İlişkisi b- Pencere Kolu c- Kapı Kolu (Bkz. Katalog-

98

Ergene Köşkü’nün donatıların tasarımında, konstrüksiyonunda ve kullanılan malzemelerin seçiminde farklı kaynaklardan (yerel veya yurtdışı) etkilenilmiştir (Bkz. Ek-3 Kataloglar). Dikeçligil’in “Sosyokültürel olgular birbiriyle bağlantılı, iç içe

geçmiş üç boyutlu bir yapıya sahiptir.” temel kabulünden hareketle gerek tasarımda

gerekse de konstrüksiyon ve malzeme seçiminde etkilenilen kaynakları incelemek ve benzerlikleri ortaya koymak gerekmektedir.

İnsan davranışlarının etkileşim dünyasında yer alan her olgu bilişsel/cognitive (doğru-yanlış, iyi-kötü vb) davranışsal/normatif (yazılı kurallar; anayasa, kanun, yönetmelik vb. yazısız kurallar; gelenek, örf, adet, tabu vb.) ve maddi (araç, gereç vb.) olmak üzere iç içe geçmiş üç boyuttan oluşmaktadır. Etkileşim bu üç boyutta başlar ve devam eder. Bu üç olgunun potansiyel gerçekliği ve fiili gerçekliği farklı durumlardır. Modernleşme çabaları ve bu konuda yapılan çalışmalar (eğitim öğretim, sanayi yapıları, kadın-erkek eşitliği) potansiyel gerçeklik olarak karşımıza çıksa bile, halkın bunları benimsemesi ve içselleştirmesi yani fiili gerçeklik olarak karşımıza çıkmayabilir. Toplumsal yaşam birçok farklı olaydan etkilendiği gibi temelde endüstri devrimi, yeni malzemelerin ortaya çıkışı (Bkz. Ek-3 Kataloglar) ve bilim alanında yaşanan gelişmeler toplumsal yaşamı etkiler ve değiştirir.

Dünyada Endüstri devriminden sonra yaşanan teknolojik gelişmeler ile birlikte sosyal alandaki gelişmelerde yeni kurulmuş olan Cumhuriyeti etkilemekte ve geliştirmektedir. Tebaa olmaktan çıkıp halk olmanın en belirgin göstergesi olan Cumhuriyet’in ilanından sonra toplumsal yaşam hızla değişmeye başlamıştır. Bu değişim toplumdan başlayarak, (kadınların iş hayatına ve toplumsal hayata katılımı, fabrikalarda vardiyalı çalışma vb.) makro ölçekte şehirleri mikro ölçekte ise iç mekân kurgularını ve donatılarını etkilemiştir. Sosyal hayatta başlayan değişim kent ölçeğinden, iç mekân kurgularına ve donatılarına kadar yaşamsal kurgunun, iç mekânları tanımlamışını getirmiştir. Yeni ortaya çıkan oda takımı kavramı bölünmüş mekân sayılarını, mekân ölçülerini ve iç mekân donatılarının yerleşmesini etkileyerek değişime zorlamıştır. Örneğin yatak odası takımı ve yemek odası takımı, ait olduğu mekânları ve bu mekânlar için ihtiyaç duyulan alanı arttırarak, oda planını ve ölçülerini değiştirmiştir. Tüm bu gelişim çizgisinin yeni iç mekânın biçimlenmesini sağladığı söylenebilir. Fabrikalar gerek yönetim yapıları, gerekse konutları ve iç mekânları

99

bağlamında modernizmin etkisinde inşa edilmiş ve iç mekânları da modern yapıdan etkilemiştir. Tüm bu oluşumlar sosyal yaşamı etkilemiş ve yeni iç mekân donatılarını da gereklilik haline getirmiştir. Yeni iç mekân donatıları modern kurgunun bir yansıması olarak iç mekânlardaki yerini almıştır. Aynı modern kurguyla tasarlanmış donatılara dünyanın farklı yerlerinde karşılaşılmaktadır. Erken Cumhuriyet Dönemi’nde birçok mobilya Avrupa’dan ithal edilmiştir. Ayrıca yerli olarak üretilenlerin reklamlarında da, Avrupa çizgilerini veya tasarımlarını yansıttığı özel olarak vurgulanmıştır. Şekil 3.63’de bir marangoz fabrikası reklamında gösterilen kolçaklı sandalye ile Ergene Köşk’ü yemek salonunda bulunan kolçaklı yemek sandalyesi ve kolçaksız yemek sandalyeleri arasındaki benzerlik dikkat çekicidir.

a b c

Şekil 3.63 a-Bernhartd Macar Marangoz Fabrikası Reklamı b-Ergene Köşkü Kolçaklı Yemek Sandalyesi c- Ergene Köşkü Yemek Sandalyesi [44] (Bkz. Katalog-27-28)

[115]

Erken Cumhuriyet Dönemi’nde yapılmış bir komodin ile Ergene Köşkü yatma mekânında bulunan komodin çekmece ve kapak benzerliklerinin dışında form olarakta birbirine çok benzemektedir. İki komodinde Art Deco özellikleri taşımaktadır.

a b

Şekil 3.64 a-Erken Cumhuriyet Dönemi Bir Komodin [44] b-Ergene Köşkü’nde Bir Komodin (Bkz. Katalog-20-21-22-23) [115]

100

Yedigün Dergisi’nde yayınlanan bir takım önerisinde verilen aynalı konsol ve Ergene Köşkü’nde ki aynalı konsolda (Şekil 3.65), ayna kenarında kademeli yükselme (zigurat) formu birbirine çok benzerdir ve Art Deco akımının yansımasıdır.

a b

Şekil 3.65 a-Yedigün dergisi takım önerisi [44] b-Ergene Köşkü Aynalı Konsol

(Bkz. Katalog-2) [115]

Yedigün Dergisi’nde yayınlanan bir portmanto ile Ergene Köşkü’nde bulanan portmanto ve 1940’lı yıllarda Fransa’da tasarlanmış olan portmanto (Şekil 3.66), form ve işlevsel olarak birbirine çok benzemektedir. Aynanın konumu, şapkalık kısmı, şemsiye askısı ve damlalık kısmı da birbirine oldukça benzemektedir.

a b c

Şekil 3.66 a-Yedigün Dergisi’nde Bir Portmanto Önerisi [44] b-Ergene Köşkü Portmanto (Bkz. Katalog-9) [115] c- 1940’lara ait bir Fransız Art Deco’su Portmanto

101

Sait Faik Abasıyanık evinde bulunan mobilya ile Ergene Köşkü’nde bulunan mobilya birbirinin aynısıdır (Şekil 3.67). Yan yüzeylerdeki çıtalar ve mobilyanın kendi etrafında dönmesi de benzerdir.

a b

Şekil 3.67 a-Sait Faik Abasıyanık Evinde Çalışma Odası Mobilyası [44] b- Ergene Köşkünde Bir Mobilya (Bkz. Katalog-16) [115]

Groult’un tasarladığı koltugun arkalık formunda bulunan Art Deco’nun simgesi sayılan, açılan güneş ışınlarını, Ergene Köşkü’nde bulunan koltukta da görmek mümkündür (Şekil 3.68). Her iki koltuktada formlar birbirine çok benzerdir.

a b

Şekil 3.68 a-Groult’un12

1925 Paris Sergisinde Sergilenen “Chambre de Madame” Tasarımı [80] b-Ergene Köşkü’nden bir koltuk (Açılan Güneş Işınları) (Bkz. Katalog-

25) [115]

12 André Groult (1884-1966) Fransız dekaratör ve mobilya tasarımcısıdır. stil özelliği açısından çalışma alanı Art Deco olarak tanımlanabilir. [106]

102

Paul Follot’un 1930 yılında tasarladığı oturma grubundaki tekli koltuk, form itibariyle Ergene Köşkü’ndeki koltuk ile birbirine çok benzemektedir. Aynı grup içerisinde yer alan ayakların dıştan sardığı dairesel tablalardan oluşan orta sehpa Ergene Köşkü’ndeki orta sehpayla aynı forma sahiptir. Aynı zamanda Hoffmann’ın 1905 yılında tasarladığı salon mobilyaları ve sehpası ile Ergene Köşkü’nde bulunan salon takımı, form olarak birbirine çok yakındır (Şekil 3.69).

a b

c

Şekil 3.69 a-Paul Follot Tasarımı Bir Oturma Grubu [81] 1930 b-Ergene Köşkü Oturma grubu [115] c- Josef Hoffmann, Central Hall, Palais Stoclet, Brussels 1905 [43]

103

Gauthier-Poinsignon tasarımı olan dolap ile Ergene Köşkü’nde bulunan vitrin detayları arasında hareketli rafları tutan dişli çıtalar birbirinin aynısıdır (Şekil 3.70).

a b

c d

Şekil 3.70 a-1930’lu Yıllarda Tasarlanmış Bir Kabinet Tasarım Gauthier-Poinsignon13

[81] b- Ergene Köşkünden Bir Vitrin [115] c- Kabinet İçi Raf Sistemi d- Ergene

Köşkünden Vitrin İçi Raf Sistemi (Bkz. Katalog-8) [115]

13 Gauthier-Poinsignon, Camille Gauthier ile Poul Poinsignon’un kurdukları tasarım firmasının ismidir [105]. Art Nouveau üslubunda da eserler vermişlerdir.

104

Gauthier-Poinsignon tasarımı olan konsollar ile Ergene Köşkü’nde bulunan konsollar gerek genel form, gerekse de ayna kenarında bulunan Art Deco’yu işaret eden kademeli yükseltiler (zigurat) bakımından bir birine çok benzerdir (Şekil 3.71 ve 3.72). Mobilyalarda, süsten uzak olarak tasalanmış değerli ahşap kaplamalar kullanılmıştır.

a b

Şekil 3.71 a-1920’li Yılların Ortalarında Maun ve Gül Ağacından Yapılmış Aynalı Konsol, Tasarım; Gauthier-Poinsignon [82]. b-Ergene Köşkünde Bir Konsol (Bkz.

Katalog-2) [115]

a b

Şekil 3.72 a-1920’li Yılların Ortalarında Maun Ve Gül Ağacından Yapılmış Aynalı Konsol, Tasarım; Gauthier-Poinsignon [82] b-Ergene Köşkünde Bir Konsol (Bkz.

105

Yedigün dergisinde önerilen bir yemek odası takımındaki aynı formlardaki fakat farklı ölçülerdeki iki konsol ve konsolun üzerinde duvara asılmış tablolar ile Ergene Köşkü’nde bulunan aynı formdaki konsol ve aynalar oran-orantı olarak birbirine çok benzerdir. Üst resimdeki yemek odası takımı içinde kullanılan konsollar form olarak aynı ancak oran olarak birbirnden farklıdır. Aynı durumu Ergene Köşkü konsollarında da görmek mümkündür. (Şekil 3.73).

a

b

Şekil 3.73 a-Yedigün Dergisinde Yayınlanan Bir Yemek Odası [44] b- Ergene Köşkü Yemek Odası Takımı (Bkz. Katalog-2-3) [115]

106

Faure’nin abanoz kaplama ve siyah lake kullandığı dolap ve Ergene Köşkü’nde bulunan siyah lake dolabın birçok ortak yanı vardır (Şekil 3.74). Dolap üst tablaları dolap kenarlarından biraz daha dar yapılmış ve üst tablada bir kordon oluşturulmuştur. İki dolapta da eğrisel dönüşler ve yatay çizgiler Art Deco Streamline Modern’e örnektir.

a b

Şekil 3.74 a-1930’larda Jean Fauré Tarafından Tasarlanmış Bir Dolap [83] b- Ergene Köşkü’nden Bir Dolap (Bkz. Katalog-5) [115]

Gerek yapım teknikleri gerekse de ait oldukları stil bağlamında 20.yy ilk yarsısında Avrupa’da etkili olan Art Deco akımının yansımaları Ergene Köşkü donatılarında da açıkça görülmektedir (Bkz. Ek-3 Kataloglar). Bir yandan geçmişten gelen örf ve adetler diğer taraftan modernleşme çabaları zaman zaman ikilemleri getirse de bu özellikle iç mekân kurgusunda zenginlik olarak karşımıza çıkmaktadır. Alpullu Şeker Fabrikası’nın kendi içinde gerek üretime yönelik gerek sosyokültürel faydalarının yanında aynı zamanda çevresinde bulunan yerleşim yerlerini ekonomik ve sosyokültürel olarak etkilemiş ve geliştirmiştir. Modernizmin makro ölçekten mikro ölçeğe kadar tüm Türkiye’de izlerini görmek mümkündür.

107