r y v o
T
t.
-r^s
¿sol
21 T£ŞRİKÎEWEL-1338*1922CÜlfiALR!DESİ‘ TALİK Ko-8- ;y
iSiirşadı_ibret_
İstanbula a i d . ..
»
Refet Paşa, büyük t ürk zaferlerinin şanlı bir pişdarı sıfatıyla,Anadolu- \
dan Kümeliye geçmek üzere İstanbula ayak basdığı gün bana öyle geldi ki haz ret i Fatihin BizanslIlardan alub Osmanlı devletinin sicilli tasarrufuna k a - <
yd ettiği Rostantaniyeyi dörtbuçuk asır sonra türkün nâmaglub eli sahibi h a kikisi olan saltanatı milliyenin havzai temellüküne idhal ediyordu.
B u tashihi kayıd muamelesinin rederece lazım ve haklı olduğunu Kafkas et eklerinden eriç kıyılarına- kadar bütün bu nadide incileri türkün kerdeni
asaletinde bir pırlanta ğibi tesbit eden İstanbul kendisi için bukadar kan
döken ve bunca hasret çekenlere karşı bîpayan iştiyak ve tehalüküyle göster di ve birinin heyecanıyla ötekinin hicranı arasında tarihin yanlış bir tela kkisi tashih edildi: Artık İstanbul bir iskemlenin ayakları olmakdan çıkmış, milletin manzumei tefekkür ve tahassüsünde bir merkez,bir baş olmuşdu.
Refet Paşa büyük Türkiye Meclisi hükümetinin ilk mümessili sıfatıyla
İstanbula girdiği gün Türk tarihinde bir dönüm noktası s a y ı l a b i l i r .0 gün es ki birşey maziye k a r ı ş d i ,sahnei hadisata yeni bir ruh ile yeni bir resil çı- kdı. Vakıa hazreti Fatihin kudretli eli tarihin hareketini durdurarak .eni bir karn açmışdı. Fakat ben eminim ki ozaman babalarımız başardıkları bu azim işden oderece haberdar değillerdi ve siyaset entrikalarına tenezzülsüz yaşayan o zamanın türkü Ayasofyada Muhammedin ezanı okunmasındaki remzi te- mamiyle k a v r a y a m a m ı ş d i . İstanbulun yalnız hududuna girmişdik ruhuna bigâne
idik,bu toprağın maliki idik,hakimi olamamışdık. Türk zaferleri milli i; ad efe nin çizdiği istikamet üzerinde İstanbul yolukla Kümeliye geçerken,eviadları nın kanıyla suladığı Anadolu toprakları ğibi İstanbula da benliğinin fiamgayi
tasarrufunun vurmakla hakimiyeti milliyenin sahası da genişledi. Şimdi bu damga yalnız bizim tarihimize değil,bütün âlemi hak ve medeniyetin kanaatine hakk olunmuşdur.
Üç sene evvel siyasî bir ceberutun ■■■ah ir ân e kararıyla bütün Avropadan
çıkarılan ve İstanbulla alakası hemen büsbütün k e s i l e n Türkü bugün yine İst- anbulda,hem eskisinden daha çok fazla bir hakimiyetle gördüğüm zaman adalet düsturunda hak ve kuvvetten acaba hangisinin ve daha ziyade âmil olduğunu tekrar düşünmeğe mecbur kaldım. Dörtbuçuk asırlık bir hakkı fethin ve bunca meâsiri medeniyenin temin edemediği lazimei adalet ve nısfeti Afyonkarahisa- rı^önünde patlayan ilk-Türk sesi ve atlatını Akdeniz sahillerihde dinlendir en ©manii süvarilerinin yüzü temin ettiğini görünce kuvvete perestişkâr olm ak zaruretini duydum. Herhalde bu bir dersdir ki istikbalin siyasetinde ve
bilhassa İstanbul hakimiyetinin tanzim ve idaresinde ilk rehberimiz clacak-
d ı r .
İSMAİL
rÜŞTAK
İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi