• Sonuç bulunamadı

Yeni Symposium Dergisi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Yeni Symposium Dergisi"

Copied!
7
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

G‹R‹fi

‹nsan›n kendi zihnini aç›klama çabas›, kendini an-lama ve insanlaflma sürecinin de¤iflmez bir parças›d›r. Zihin-beden ikilemi yüzy›llarca filozof ve bilim

adam-lar›n›n ilgi oda¤› olmufltur. Platon’dan beri insanl›¤›n kafas›n› meflgûl etmifl olan zihin, günümüzde de bey-nin ifllevlerini çal›flan ve zihinsel süreçleri aç›klamaya çal›flan çok say›da çal›flman›n konusudur.

New/Yeni Symposium Journal • www.yenisymposium.net 282 Ekim 2010 | Cilt 48 | Say› 4

B‹L‹fiSEL DEVR‹M VE B‹L‹fiSEL S‹N‹RB‹L‹MLER: UZUN B‹R

GEÇM‹fi‹N KISA H‹KÂYES‹

Handan Can*

* Dr. (MD, PhD), Uluda¤ Üniversitesi Psikoloji Bölümü, Bursa

‹letiflim Adresi: Dr. Handan Can Uluda¤ Üniversitesi Psikoloji Bölümü Görükle/Bursa ‹fl: +902242941876

E-posta: handancan@uludag.edu.tr handancan1@gmail.com

ÖZET

B‹L‹fiSEL DEVR‹M VE B‹L‹fiSEL S‹N‹RB‹L‹MLER: UZUN B‹R GEÇM‹fi‹N KISA H‹KÂYES‹

‹nsan›n kendi zihnini aç›klama çabas›, kendini anlama ve insanlaflma sürecinin de¤iflmez bir parça-s› olmufltur. Antik Yunan’dan yeni psikolojinin kurulufluna kadar geçen süre içerisinde, insan zihni felsefi yaklafl›mlar ve fizyoloji alan›ndaki çal›flmalardan elde edilen bulgular ile aç›klanmaya çal›fl›l-m›flt›r. Yeni psikolojinin kuruluflu ard›ndan de¤iflen yaklafl›mlarla birlikte, zihnin ele al›n›fl›nda kul-lan›lan yöntemler de de¤iflmifl ve geliflmifltir. Zihnin tekrar önem kazanmas› biliflsel devrimi getir-mifl; biliflsel psikolojinin ortaya ç›k›fl› ile biliflsel bilimlerin geliflmesi ayn› dönemlerde olmufltur. 1990’l› y›llarda, biliflsel süreçleri beyin ifllevleriyle iliflkilendirerek çal›flan biliflsel sinir bilimlerin orta-ya ç›k›fl› ile birlikte, beynin iflleyiflini çal›flan tüm disiplinler bu çat› alt›nda toplanm›flt›r. Bu orta-yaz›n›n amac›, biliflsel psikolojinin oluflum sürecini etkileyen yaklafl›mlar› ve sonraki dönemde insan zihni-ni aç›klamak üzere gelifltirilen biliflsel modellemeler ile uygulanan yezihni-ni araflt›rma yöntemlerizihni-ni bi-liflsel sinirbilimlerinin geliflimsel süreci içerisinde ele almakt›r. Makalede, bibi-liflsel sinirbilimlerin bu-günü ve gelece¤i üzerinde de durulmaktad›r.

Anahtar Kelimeler: biliflsel psikoloji, biliflsel bilim, biliflsel sinirbilimler ABSTRACT

COGNITIVE REVOLUTION AND COGNITIVE NEUROSCIENCES: A BRIEF HISTORY OF A LONG PAST

The endeavor of humans towards explaining their own mind is a permanent part of the process of understanding oneself and being a human. In the period beginning from ancient Greece till the foundation of new psychology, human mind is tried to be explained with the findings obtained from philosophical approaches and the researches in the field of physiology. After the foundation of new psychology, the methods used in studying mind has changed and evolved. While the im-portance that mind has gained brought the cognitive revolution forefront, the emergence of cog-nitive psychology and the development of cogcog-nitive sciences appeared in the same period. In the 1990s, with the development of cognitive neurosciences which analyze cognitive processes in terms of brain functions, all the disciplines studying how the brain works were gathered under this framework. The goal of this article is to examine the approaches which influenced the formation of cognitive psychology, the cognitive models which were developed to explain human mind, as well as the new research methods applied in the developmental process of cognitive neuroscien-ces. This article also inquires the present situation and the future of cognitive neuroscienneuroscien-ces.

(2)

Bu ba¤lamda mevcut yaz›n›n amac›, biliflsel psiko-loji öncesi dönemden bafllay›p, biliflsel sinirbilimlere kadar uzanan olan bu süreci tan›mlamakt›r. Mevcut yaz›n›n ilk befl bölümünde, psikolojinin tarihsel geli-flim süreci içerisinde insan zihnini aç›klamaya çal›flan yaklafl›mlar ele al›nm›flt›r. Alt›nc› bölümde ise, biliflsel bilim ve sinirbilimlerin birlikteli¤inden ortaya ç›kan bi-liflsel sinirbilimlerin bugünü ve gelece¤i tart›fl›lm›flt›r.

MODERN B‹L‹M‹N ORTAYA ÇIKIfiI

19. Yüzy›l’›n ilk yar›s›na dek genel bilim kapsa-m›nda çal›fl›lan psikolojinin geliflimsel süreci üzerinde fizyoloji, fizik ve astronomi gibi disiplinlerde yap›lan çal›flmalar›n çok önemli do¤urgular› olmufltur. Bilim-sel yaklafl›m›n ortaya ç›k›fl›na kadar geçen bu süreçte, h›zl› de¤iflim ve geliflmelerin yafland›¤› iki dönem gözlenmektedir. Bunlardan ilki Yunan Uygarl›¤›’n›n do¤uflu ile geliflen dönemdir. Bu dönem düflünce ya-p›s›n›n oluflumunda, bilginin do¤ufltan geldi¤ine ina-nan Platon’un ve bilginin deneyimle kazan›ld›¤›n› öne süren Aristoteles’in yaklafl›mlar› belirleyici ol-mufltur (Bruno 1982, Karakafl 1984, Hothersal 2004).

Bu süreçte ikinci de¤iflim evresi ise Rönesans’tan 17. Yüzy›l’a dek geçen dönemde ortaya ç›km›flt›r. Bu de¤iflimde iki temel yaklafl›m›n etkili oldu¤u görül-mektedir. Bu yaklafl›mlardan ilki do¤a felsefesi yakla-fl›m›d›r. Do¤a felsefesi yaklafl›m›na mant›ksal poziti-vizmin ve ifllemsel (operational) ilkelerinin de eklen-mesiyle, ça¤›m›z›n pozitif bilim anlay›fl› ortaya ç›k-m›flt›r (Karakafl 1988). Pozitif bilimlerin temelini olufl-turan do¤a felsefesi yaklafl›m›n›n zihinsel olaylara uy-gulanabilir olmas› sonras›nda, zihinsel süreçler de-neysel olarak çal›fl›labilir hale gelmifltir (Karakafl ve Bekçi 2003). Etkisi gözlenen di¤er yaklafl›m ise, zihin-sel düzenekler yaklafl›m›d›r (Lowry 1971). Böylece do¤a felsefesi, zihinsel düzenekler ve fizyolojik düze-nekler yaklafl›mlar› ile bir araya gelerek, zihin ve be-den iliflkilerini ele alan bilim dallar›n›n temelini olufl-turmufltur (Karakafl 1984, Karakafl ve Bekçi 2003).

Ruh ve bedeni birbirinden ayr› ancak etkileflim içerisinde iki farkl› yap› olarak kabûl eden Descartes (Bruno 1982, Karakafl 1984), modern bilimin oldu¤u kadar modern psikolojinin de kurucusudur. Descartes bu yaklafl›m›yla, dikkatin soyut ruh kavram›ndan in-san biliflsel süreçlerinin araflt›r›lmas›na yönelmesine yol açm›flt›r (Karakafl 1984).

Zihinsel Düzenekler Yaklaşımı ve Edilgin Zihin Kavramı

Zihinsel düzenekleri aç›klamay› amaçlayan ‹ngiliz Deneyimcili¤i (emprisizm) ve Ça¤r›fl›mc›l›¤›

yaklafl›-m›n› benimseyen filozoflar, temelde insan zihninin do-¤ufltan “tabula rasa” (bofl levha) gibi oldu¤unu ve tüm kavramlar›n deneyimler yoluyla kazan›ld›¤›n› öne sür-müfllerdir. Bu ekolün temsilcilerinden olan John Locke (1632-1704), George Berkeley (1685-1753), David Hume (1711-1776), David Hartley (1705-1757), James Mill (1733-1836) ve J. Stuart Mill (1806-1873) zihinsel meka-nizmalar› aç›klamaya çal›flm›fllard›r. ‹ngiliz Deneyimci-li¤i ve Ça¤r›fl›mc›l›¤›, zihni temeli duyumlar olan basit fikirler ile alg›lama, bilme ve bilinçli davran›fllar gibi soyutlanm›fl karmafl›k fikirlerle iliflkili süreçlerin birle-flimi olarak tan›mlam›flt›r (Karakafl ve Bekçi 2003).

‹ngiliz ekolünün bir di¤er katk›s› da ça¤r›fl›m veya ba¤ kurma yasas› ile iliflkilidir. Olaylar yâhut düflün-celerin, zihinde birbiri ard›na ça¤r›fl›m yap›lmas› yo-luyla ö¤renildigini öne süren ça¤r›fl›mc›l›k, davran›fl-ç›l›k ve zihinsel ba¤lamlara dayand›r›lm›fl biliflsel mo-dellerin geliflimi için temel oluflturmufl olmas› nede-niyle önemlidir (Sternberg 1996).

Düflünme, yarg›lama, muhakeme gibi yüksek bi-liflsel faaliyetlerin, daha basit duyum ve bileflenlere ayr›flt›r›larak analiz edilebilece¤ini öne süren ilk kifli olmas› nedeniyle David Hartley’in bu süreçte farkl› bir yeri olmufltur (Schultz ve Schultz 2007, Hothersal 2004). Gelifltirdi¤i psikofizyolojik kuramla beynin ve sinir sisteminin iflleyifline yeni bir aç›klama getirmifltir (Karakafl 2003, Hothersal 2004). ‹ngiliz Deneyimcili¤i ve Ça¤r›fl›mc›l›¤›’n›n biraz spekülatif ve sezgisel dü-zeyde kalan bu yaklafl›m›, 19. Yüzy›l’da Alman felse-fesinin faâliyet kazanmas›yla birlikte yerini gözlem ve deneye b›rakm›flt›r (Schultz ve Schultz 2007).

Alman felsefesi ve Etkin Zihin Kavramı

Etkin zihin yaklafl›m›n› benimseyen ilk kuflak Al-man filozoflar›, zihni etkin, kendine özgü iflleyifli olan ve deneyimlerin oluflmas›na katk› sa¤layan bir olu-flum olarak tan›mlam›fl, duyusal yolla gelen verilerin, do¤ufltan gelen uzay ve zaman sezgilerine sâhip bir zihin ve kavrama yetene¤i ile bir bütün hâline geldi-¤ini öne sürmüfllerdir (Bruno 1982). Aktivitenin teme-linde monadlar›n yatt›¤›n› öne süren Gottfried Wil-helm Leibnitz (1646-1716) “etkin zihin” kavram›n›n bafllang›c›n› oluflturur. Etkin zihin kavram›n› benim-seyen yaklafl›m›n tipik bir üyesi olmayan Immanuel Kant (1724-1804) zihnin uyar›c›lar› üzerindeki düzen-leme ve kavrama yetene¤inin do¤ufltan oldu¤unu (Bruno 1982, Karakafl ve Bekçi 2003, Lowry 1971), d›fl dünyadaki yaflant›lar›n da zihinsel yap›lar›n içini dol-durdu¤unu öne sürmüfltür (Haberladt 1994). Eflik kavram›n› gelifltirerek, bilinç efli¤i ve mekanik eflik kavramlar›n› ay›rt eden Johann Fredrich Herbart

(3)

(1776-1841) ise öne sürdü¤ü yaklafl›m›yla dinamik bi-linçalt›na dikkat çekmifltir (Karakafl 2003).

Felsefe alan›nda etkili olan bu iki yaklafl›m›n her ikisi de zihni mekanistik bir bak›fl aç›s›yla aç›klamaya çal›flm›flt›r; ancak mekanistik yaklafl›m için gereken fizyolojik temel, fizyoloji alan›ndaki çal›flmalardan el-de edilen sonuçlarla sa¤lanm›flt›r (Bruno 1982, Kara-kafl ve Bekçi 2003).

Fizyolojik Düzenekler Yaklaşımı

Fizyoloji alan›ndaki çal›flmalar, 1830’lardan sonra, Johannes Müller’in (1801-1858) etkisiyle deneysel bir yönelim kazanm›flt›r. Müller’in Özgün Sinir Enerjisi Teorisi, tüm zihinsel olaylar›n, deneysel ve matema-tiksel yöntemlerle aç›klanabilmesinin mümkün oldu-¤unu iddia eder (Karakafl 1980). Fizyoloji ve psikoloji disiplinleri aç›s›ndan önem tafl›yan bu teori, beyin ifl-levlerinin sinir sisteminde lokalizasyonunu belirle-mek ve bu ifllevleri tan›mlamak amac›yla yap›lan ça-l›flmalar›n yo¤unlaflmas›na yol açm›flt›r (Schultz ve Schultz 2007).

Fizyoloji alan›nda yaflanan bu geliflmeler, beynin ifllevleri aç›s›ndan beyinde özelleflme olup olmad›¤› sorusunu gündeme getirmifl, lokalizasyon-antilokali-zasyon tart›flmalar›na yol açm›flt›r. Franz Joseph Gall (1758-1828) ve Casper Spurzheim (1776-1832) ile bafl-layan bu tart›flma, lokalizasyoncu yaklafl›m› benimse-yenler ve lokalizasyon karfl›t› olanlar›n aleyhteki iddi-alar› ile sürmüfltür. Farkl› davran›fllar›n beyin ve sinir sisteminin farkl› bölümleri ile iliflkili oldu¤unu ileri süren Marshall Hall (1790-1857) deneysel ç›karma yöntemini hayvanlarda ilk kez çal›flan Pierre Flourens (1794-1867) ve insan beynine deneysel ç›karma yönte-mini ilk kez uygulayan ve konuflma merkezini tan›m-layan Pierre Paul Broca’n›n (1824-1880) çal›flmalar› da bu alana çok önemli katk›lar sa¤lam›flt›r. Gustav The-odore Fritsch 1929) ve Eduard Hitzig’in (1838-1907) önerdi¤i beynin elektriksel olarak uyar›lmas› yönteminin beynin ifllevlerinin anlafl›lmas›nda bugün hâlâ geçerlili¤ini koruyan önemli do¤urgular› olmufl-tur. 20. yüzy›la dek süren bu tart›flma, John Hughlings Jackson’›n (1835-1911), sinir sistemini hiyerarflik bir yap›lanma içinde ele ald›¤› bütünleflme kuram›yla son bulmufltur (Hothersal 2004). Aralar›nda Gall, Spurz-heim, Flourens, Broca, Fritsch ve Hitzig’in de bulun-du¤u bilim adamlar›n›n gelifltirdi¤i bu deneysel yak-lafl›ml› tekniklerin kullan›lmas›yla elde edilen sonuç-lar, zihinsel olaylar›n zihnin bir ürünü olarak ortaya ç›kt›¤› görüflünü desteklemifltir (Boring 1957).

Johannes Müller ile bafllayan bu sistematik yakla-fl›m, Herman von Helmholtz, Gustav Theodor

Fech-ner ve Wilhelm Wundt gibi Alman bilim adamlar›/fi-lozoflar› taraf›ndan giderek gelifltirilmifltir (Karakafl 2003, Karakafl ve Bekçi 2003, Hothersal 2004). Helm-hotz’un çal›flmalar›, psikolojik süreçlerin ölçülebilir ve deneysel yaklafl›mla aç›klanabilir oldu¤unu gösterme-si aç›s›ndan çok önemlidir (Schultz ve Schultz 2007).

Zihnin ölçülmesi ve deneysel olarak çal›fl›labilme-sinde en önemli katk›y› sa¤layan kiflilerden biri de Gustav Theodor Fechner’dir. Fechner, uyar›c› fliddeti-nin o anda mevcut duyum miktar›na göreli oldu¤unu ifâde etmifl ve fark efli¤i (differential threshold) kavra-m›n› ileri sürmüfltür. Zihni ölçmek üzere gelifltirdi¤i tekniklerle, Fechner zihin ve fiziksel olaylar aras›ndaki birebir niceliksel iliflkinin gösterilebilmesini olanakl› hale getirmifltir (Karakafl ve Bekçi 2003). Bu geliflme zihnin ölçülmesi ve deneysel olarak çal›fl›labilmesi aç›-s›ndan çok önemli bir ad›m olmufltur (Karakafl 2003).

PS‹KOLOJ‹N‹N FELSEFEDEN AYRI B‹R B‹L‹M DALI OLARAK TANIMLANMASI

Zihni aç›klamaya çal›flan felsefi yaklafl›mlar ve fiz-yoloji alan›nda çal›flan bilim adamlar›n›n çal›flmalar›, yeni psikolojinin ortaya ç›k›fl› için gerekli ortam› haz›r-lam›flt›r. Her iki yaklafl›m› da özümseyen Wilhelm Wundt (1832-1920), bu iki yaklafl›m› birlefltirerek fizyo-loglar›n inceledi¤i fiziksel sinir sistemi olaylar› ile psi-kologlar›n inceledi¤i zihinsel olaylar› ve bilinçli yaflan-t›y› ayn› bilim dal›n›n çat›s› alt›nda toplam›flt›r (Kara-kafl 1988). Wundt’un psikolojiyi felsefeden ayr› ve özerk bir bilimsel etkinlik alan› olarak tan›mlamas› ile psikolojinin ba¤›ms›z bir bilim olabilmesi için kendine özgü yöntemlerini aray›fl süreci bafllam›flt›r (Best 1986).

Psikolojide Ekoller Dönemi

Wundt’un bilimsel psikolojiyi kurdu¤u dönemde, bu yeni bilimi etkileyen baflka bilim adamlar› da ol-mufltur. Bu kiflilerden biri de Herman Ebbinghaus’tur. Ebbinghaus (1850-1909), 800'lü y›llar›n sonlar›nda ça¤r›fl›mc› ilkeleri sistematik olarak uygulayarak, ken-di zihinsel süreçlerini Wundt'unkinden farkl› deney-sel yöntemler kullanarak çal›flm›flt›r. Anlams›z hece-lerden oluflan listeler kullanarak ilk bellek çal›flmalar›-n› gerçeklefltiren Ebbinghaus (Haberladt 1994), ö¤ren-me ve bellek üzerine yürüttü¤ü çal›flmalarla, biliflsel psikolojinin de habercisi olmufltur.

Psikoloji alan›nda Wundt’un ard›ndan bir dizi ekol ortaya ç›km›flt›r. Bunlardan ilki Wundt’un ö¤rencisi de olan Edward Tichener’›n (1867-1927) kuruculu¤unu yapt›¤› yap›salc›l›kt›r. Yap›salc›l›k, zihnin yap›s›na odaklanarak, bu yap›y› bileflenlerine ayr›flt›rma konu-sunda yo¤unlaflm›flt›r (Capra 1989, Sternberg 1996).

(4)

Psikoloji tarihini etkileyen ekollerden bir di¤eri de, ifl-levselciliktir. ‹fllevselcilik zihnin yap›s› üzerinde de¤il, zihnin iflleyifli üzerine yo¤unlaflm›flt›r (Sternberg 1996). ‹fllevselcili¤in kurucusu olan William James (1842-1910), dikkat ve bellekle iliflkili olarak gelifltirdi-¤i, bugün bile hâlâ kabul edilebilir görüflleriyle, ilk bi-liflsel psikoloji kuramc›s›d›r. James'in birincil ve ikincil bellek ayr›m› ilk biliflsel bellek modeli ve izler bellek modellerine temel teflkil etmifltir (Eysenck 1990). Bi-linçlilik kavram›n› aç›klamaya çal›flan ilk kifli olan Ja-mes (Boring 1956, Karakafl 1984), bu katk›lar›yla bilifl-sel psikolojinin ilk habercilerinden biri olmufltur.

Psikolojide davran›flç›l›¤›n ortaya ç›k›fl› gerçek bir devrim yaratm›flt›r. John B. Watson (1878-1958) tara-f›ndan kurulan davran›flç›l›¤›n en önemli katk›s› ö¤-renme üzerine odaklanmas›yla iliflkilidir. Ö¤ö¤-renme bi-liflte önemli bir rol oynamakta ve bellek de ö¤renme süreçlerine dayanmaktad›r; davran›flç›l›kla birlikte de-ney düzenleme, dede-ney arac› üretme ve davran›flsal öl-çümlerin nicellefltirilmesi gibi nesnel araflt›rma teknik-lerinin kazan›m›, psikolojiye daha nesnel bir bak›fl aç›-s› kazand›rm›flt›r (Haberladt 1994). Ancak zihin ruh ve bilinç gibi kavramlar› yok sayan ve davran›fl› sadece uyar›c›-tepki iliflkisi boyutunda ele alan (Karakafl ve Bekçi 2003, Sternberg 1996) bu indirgemeci yaklafl›m, ne yaz›k ki araflt›rma kapsam›n› daraltarak psikoloji-nin giderek ruhsuzlaflmas›na (Capra 1989) ve bilincin varl›¤›n›n y›llarca göz ard› edilmesine de neden ol-mufltur (Orstein 1990).

Fakat davran›flç›l›¤›n ikinci nesil temsilleri olan “yeni davran›flç›lar” davran›fl› aç›klarken biliflsel de-¤iflkenleri de dikkate alm›fl ve gelifltirdikleri yaklafl›m-la, biliflsel psikolojinin ortaya ç›k›fl sürecindeki koflul-lar›n haz›rlanmas›nda önemli bir rol oynam›fllard›r. Yeni davran›flç›lar aras›nda yer alan Edward Chace Tolman (1886-1959), tüm davran›fllar›n aç›klanmas›n-da uyar›c›-tepki (U-T) formülasyonunun yetersiz kal-d›¤›n› farketmifltir; böylece davran›fl›n uyar›c›-orga-nizma-tepki (U-O-T) dizgesinde tan›mlanmas›n›n ge-reklili¤ini ortaya koymufltur (Boring 1956, Sternberg 1996). Tolman yapt›¤› bu çal›flmalarla biliflsel psikolo-jinin temellerini oluflturmufltur.

Davran›flç›l›k gibi yap›salc›l›¤a tepki olarak geliflen Gestalt psikolojisi, zihni fenomenal olarak bütünü oluflturan parçalar›n toplam›ndan daha büyük bir fley olarak tan›mlam›flt›r (Karakafl ve Bekçi 2003, Karakafl 1980, Best 1986). Gestalt psikolojisi, canl› organizma-n›n ancak tek tek parçalarda bulunmayan niteliklere sahip anlaml› bütünlükler üzerinden temellendirile-rek anlafl›labilece¤ini öne sürmüfltür (Capra 1989). Gestalt psikolojisi alg›sal organizasyon ilkeleri ve

ö¤-renmeye iliflkin çal›flmalar› dolay›s›yla, biliflsel psiko-lojinin ortaya ç›k›fl sürecini haz›rlayan temel etkenler-den biri olmufltur.

Bilişsel Psikoloji Psikolojinin Ortaya Çıkışı, Bilişsel Bilim ve Sonrasında Bilişsel Sinirbilimler

Davran›flç›l›¤›n indirgemeci yaklafl›m›n›n etkisi uzun sürmüfl, zihinsel süreçlerin tekrar önem kazan-mas› ancak 1950’li y›llarda gerçekleflmifltir. Yeni dav-ran›flç›lardan özellikle Edward Chace Tolman ve Ed-win Ray Guthrie, Gestalt psikologlar› ve zihinsel sü-reçleri geliflimsel olarak tan›mlayan Jean Piaget, bilifl-sel psikolojinin ilk habercileri olmufltur (Gardner 1985, Bechtel ve ark. 1999). Çocuklarda bebeklikten er-genli¤e kadar olan dönemde kavram de¤erlendirmeyi geliflimsel olarak tan›mlayan Piaget (Solso ve ark. 2007) de, Gestalt psikologlar› gibi insan zihninin dene-yimden kaynaklanan biliflsel yap›lara ve bunlar›n or-ganizasyonuna dayand›¤› yaklafl›m›n› benimsemifl, ancak onlardan farkl› olarak bu biliflsel yap›lar›n bire-yin olgunlaflma süreci ile paralel olarak geliflim gös-terdi¤ini öne sürmüfltür (Hergenhahn ve Olson 1997). Biliflsel devrimi haz›rlayan etkenlerden biri de dil bilim alan›nda yaflanan geliflmeler olmufltur. Noam Chomsky taraf›ndan gelifltirilen ve dilin anlafl›lmas›nda sadece uyar›c›-tepki örüntülerinin de¤il, ayn› zamanda zihnin yap›s›n›n da belirleyici oldu¤unu ileri süren dil kuram›, biliflsel süreçlerin önemine bir kez daha vurgu yapm›flt›r (Sternberg 1996). ‹nsan zihninin bir uzant›s› olarak dilin kazan›m› ve kullan›m› konusu, Claude Le-vi-Strauss gibi antropologlar›n da ilgisini çekmifltir. Bu süreçte Levi-Strauss, tüm kültürleraras› de¤iflimlerin, insan zihninin temel organizasyonu ile birleflti¤ini öne sürmüfl; insan kültürünü, kültürleraras› farkl›l›k göste-ren, ancak temel ortak özellikler tafl›yan insan zihninin göstergesi olarak tan›mlam›flt›r (Sternberg 1996). Böyle-ce davran›flç›l›¤›n baflar›s›zl›¤› yan›nda, dilbilim, bellek, geliflim psikolojisi alan›nda ortaya at›lan teoriler ve ile-tiflim teorisi biliflsel devrimi haz›rlayan temel etkenler olmufl, bilgisayar bilimi ve di¤er alanlarda yaflanan ge-liflmeler de di¤er koflullar› haz›r hale gelmifltir (Bechtel ve ark.1999, Solso ve ark. 2007). Zihinsel süreçlerle ilgi-li ilk araflt›rmalar, 1960’larda George Miller ve Jerome Bruner’in Harvard’da Biliflsel Çal›flmalar Merkezi’ni kurmas› ile bafllam›flt›r (Solso ve ark. 2007) .

Biliflsel psikolojinin geliflim süreci aç›s›ndan 1956 y›l› kritiktir (Solso 1991). Shannon’un (1948) öne sür-dü¤ü Bilgi Teorisi (Information Theory), Bilgi ‹flleme Modeli’ne (Information Processing Model) bafllang›ç oluflturmufltur. Bilgi ‹flleme Modeli, biliflsel bilimlerin geliflimi aç›s›ndan anahtar bir role sahiptir (Stillings

(5)

ve ark. 1995). Bilgi ‹flleme Modeli ile birlikte, bilginin nas›l alg›land›¤›, anlamland›r›ld›¤› ve hat›rland›¤› ko-nusu, bilgisayar mecaz›na dayal› bir yaklafl›mla ele al›nmaya bafllanm›flt›r (Van Der Heijden 1999). 1960-1970 döneminde, insan biliflinin farkl› alanlar›n›n arafl-t›r›ld›¤› çal›flmalarda, performans› aç›klamada bilgisa-yar modellemelerine dayal› bilgi iflleme modelleri kul-lan›m›n›n artt›¤› görülmektedir (Gardner 1985). Cherry’nin (1953) öne sürdü¤ü gölgeleme (shado-wing) yöntemi ve Broadbent’in (1954) bu yöntemi sa-delefltirerek uygulamas› ile ortaya ç›kan Broadbent-Cherry çal›flmas›ndan elde edilen bulgular, sisteme gi-ren bilginin de, depolanan bilginin de s›n›rl› oldu¤u-nu göstermifltir (Gardner 1985). Bu ba¤lamda ilk bilgi iflleme flemalar›ndan biri Broadbent (1958) taraf›ndan yap›lm›flt›r (Gardner 1985).

1950’de insandaki problem çözme yollar›na benzer bir yolla ifllem yapan bir bilgisayar program› gelifltiren Newell ve Simon (1981), bilgisayar bilgi iflleme süreç-leri ile insandaki bilgi iflleme süreçsüreç-leri aras›nda aç›k bir benzerlik oldu¤unu (Solso ve ark. 2007) ortaya koymufllard›r. Bu alanda yürüttükleri çal›flmalarla, Al-len Newell, Herbert Simon, John McCarthy ve Marvin Minsky yapay zekâ çal›flmalar›n›n öncüleri ve bu ala-n›n kurucular› olmufllard›r (Thagard 2004).

‹nsan zihninin ifllevleri ile bilgisayar›n iflletim sis-temi aras›ndaki benzerlik, biliflsel psikolojiye olan ilgi-nin giderek artmas›na yol açm›fl (Dix ve ark. 1993), böylece çal›flmalar özellikle dikkat, bellek, örüntü ta-n›ma, imgeler, anlamsal organizasyon, dil süreçleri, düflünme ve bilinç gibi konular üzerinde yo¤unlafl-m›flt›r (Solso ve ark. 2007). Sperling’in çal›flmalar› (Sperling 1960), erken bilgi iflleme sürecinin yap›s›na dikkat çekmifltir (Gardner 1985); Broadbent’in mode-linde bahsetti¤i ilk bellek deposu olan duysal kay›t›n (sensory register) varl›¤›na kan›t niteli¤inde olmufltur (Bechtel ve ark. 1999). Sternberg’in (1966) gelifltirdi¤i k›sa süreli bellek tarama paradigmas›, k›sa süreli bel-lekte bilginin iflleniflini incelemek için yeni bir yöntem sa¤lam›flt›r (Anderson 2005).

Dikkat, bilgi iflleme sisteminin önemli bir bilefleni olup, bilginin k›s›tl› kaynaklar taraf›ndan nas›l ifllene-ce¤ini belirleyen bir süreçtir (Ellis ve Hunt 1993). Bro-adbent’in (Broadbent 1958) ard›ndan, sisteme giren uyar›c›n›n geçirdi¤i aflamalar› ve dikkatin sistemdeki rolünü aç›klayan birçok model gelifltirilmifltir. Dikkate iliflkin erken kuramlarda öne ç›kan temel konu, odak-lanm›fl ya da seçici dikkatle iliflkili olmufltur (Treisman 1964, Broadbent 1958). Bilginin afla¤›dan yukar›ya (bottom-up) ifllendi¤i, erken seçme (early selection), geç seçme (late selection), filtre zay›flatma (filter

atte-nuation) ve seçici kurulum (selective set) gibi yap›sal modeller öne sürülmüfltür (Klatzky 1980). Ancak dik-kat alan›nda yap›lan çal›flmalar ilerledikçe, yönelim (orientation), vijilans, ve genel uyar›lm›fll›k durumu (arousal), dikkat alan›nda yap›lan çal›flmalar›n ilgi oda¤› haline gelmifltir (Wickens 1984).

Bilgi teorisi’nin bir katk›s› da bilginin say›sal ola-rak ölçümü, bellekte tutulabilen madde say›s› ile ilifl-kilidir. George Miller, 1956’da biliflin deneysel olarak de¤erlendirilmesini öne ç›karan ve bellek kapasitesi-nin 7±2 oldu¤unu iddia etti¤i ‘‘The Magical Numbers: Seven, Plus or Minus Two: Some Limits on Our Capa-city for Processsing Information’’ bafll›kl› devrim yara-tan makalesini yay›mlanm›flt›r. Miller’in çal›flma bul-gular›, KSB kapasitesinin s›n›rl› oldu¤unu göstermifl-tir (Solso ve ark. 2007).

Bilgisayar teknolojisindeki geliflmeler, psikolojinin bak›fl aç›s›n› da etkilemifl, psikologlar›n bilgi kodlar›, ifllemleme kapasitesindeki s›n›rl›l›klar ve bilgi iflleme sisteminde ifllemlemenin, paralel ya da seri ifllemleme biçimlerinden hangisine göre oldu¤unu ortaya koy-maya yönelik çal›flmalar›n›n artmas›n› sa¤lam›flt›r (Solso ve ark. 2007).

1980’lerin bafllar›nda, ba¤lant›c›l›k yaklafl›m› (con-nectionist approach) (Hinton ve Anderson 1981) alter-natif bir yaklafl›m olarak ortaya ç›km›flt›r. Paralel da-¤›lm›fl ifllemleme yaklafl›m› (parallel distributed app-roach) veya yapay nöral a¤lar olarak da adland›r›lan bu yaklafl›m, nöral ve biliflsel sistemi birlikte iflleyen bir bütün olarak ele almaktad›r. Biliflsel etkinli¤in bey-nin ve biliflsel sistemin bütünlüklü çal›flmas›n›n sonu-cu olarak ortaya ç›kt›¤›n› ileri süren bu yaklafl›m, bil-ginin afla¤›dan yukar› (bottom-up) ve yukar›dan afla-¤›ya (top-down) olmak üzere her iki flekilde de ifllen-di¤ini iddia etmifltir (Solso ve ark. 2007, Stillings 1995). Biliflsel psikolojinin kuruluflunu izleyen 50 y›l için-de gerçeklefltirilen çal›flmalar sonucunda, birçok bilifl-sel model ve kuram gelifltirilmifltir (Treisman 1964). Paralel ifllemleme modeli, beynin ifllemlenmesi ile ilgi-li Godman-Rakic Paralel ‹fllemleme Modeilgi-li (Gold-man- Rakic 1988), Mesulam’›n Nörobiliflsel A¤larda Da¤›t›lm›fl ‹flleme Kuram› (distributed processing in a large scale neurocognitive networks) (Mesulam 1990), Fuster’in (1995) Kortikal Bellek Kuram› (cortical me-mory) ve Baflar’›n (1998) Osilasyonel Nöral Topluluk-lar Kuram› (oscillatory neural assemblies) gibi güçlü kuramlara temel oluflturmufltur (Karakafl 2003).

Psikoloji, tüm bu süreç boyunca, dilbilim ve yapay zekâ gibi alanlarda yaflanan geliflmelerden haberdar olurken, ad› geçen bu alanlar da psikoloji alan›ndaki geliflmelerin fark›na varm›fllard›r (Eysenck ve Keane

(6)

2005). Bu ba¤lamda, psikoloji, dilbilim ve bilgisayar bilimleri aras›ndaki multidisipliner etkileflimin son derece önemli oldu¤u anlafl›lm›flt›r. 1956 y›l› biliflsel psikoloji ile birlikte, biliflsel bilimlerin de ortaya ç›k›fl y›l› olmufltur (Eysenck ve Keane 2005). Biliflsel bilim (cognitive science), psikoloji, bilgisayar bilimi, sinirbi-lim (neuroscience), dilbisinirbi-lim ve ilgili di¤er alanlar›n or-tak çal›flma alan› olarak ortaya ç›km›flt›r. 1970’li y›llar-da, felsefe, sosyoloji ve antropoloji gibi disiplinlerin de biliflsel bilim alan›na önemli katk›lar› olmufltur. 1990’l› y›llarda, beyin ifllevlerinin sonucu olarak ortaya ç›kan biliflsel süreçleri çal›flan biliflsel sinir bilimlerin (cogni-tive neurosciences) ortaya ç›k›fl› ile birlikte (Gazzani-ga ve ark. 2002), biliflsel bilim tekrar merkezi bir ko-num kazanm›flt›r (Hatfield 2002).

1960-1980 y›llar› aras›nda biliflsel bilim alan›nda yürütülen bilimsel etkinliklerde sinirbilim ve beyin konusu yok say›lm›flt›r. Bunun ilk nedeni sinirbilim araflt›rmalar›nda kullan›lan yöntemlerin ve yan›t ara-nan sorular›n, biliflsel sinirbilim alan›na, özellikle bi-liflsel psikolojiye çok uzak olmas›d›r. Di¤eri de yapay zekâ (artificial intelligence) çal›flmalar›n›n da etkisiyle, biliflsel bilimin, sinirbilimle iliflkisini minimize edecek flekilde geliflim göstermesidir. Ancak ba¤lant›c›l›k mo-dellerinin ortaya ç›k›fl›, sinirbilim araflt›rmalar›n›n hücresel veya moleküler düzeyden giderek, görme ve bellek alan›ndaki çal›flmalara do¤ru kaymas› ve özel-likle görüntüleme alan›ndaki geliflmeler, biliflsel gö-revler s›ras›nda beynin nöral aktivasyonunun harita-lanmas›n› olanakl› hâle getirmifltir; beyin haritalamas› yönteminin gelifltirilmesinin de bu de¤iflimde önemli etkileri olmufltur (Bechtel ve ark. 1999). Böylece sinir-bilim ve biliflsel modelleme aras›ndaki iletiflim artm›fl-t›r. Bu iletiflimin geliflmesinde Steve Koslyn, Michael Posner ve Michael Gazzaniga gibi bilim adamlar›n›n önemli katk›lar› olmufltur (Bechtel ve ark. 1999).

Günümüzde beynin iflleyifli pek çok disiplinin ça-l›flma alan› içerisinde yer alsa da, biliflsel sinirbilimler bu alanlar› çat›s› alt›nda toplayan, disiplinler aras› yaklafl›ma sahip tek disiplindir (Kosslyn ve Shin 1992). Yöntem ve teorik yap›lanmas›n› deneysel psi-koloji, sinirbilim ve bilgisayar bilimlerinden alan bilifl-sel sinirbilimlerin çal›flma konusu, beynin iflleyifli do-lay›s›yla alg›lama, bellek ve dil gibi biliflsel süreçleri aç›klamaya yönelik çal›flmalardan oluflmaktad›r (Ey-senck ve Keane 2005).

Bellek ve görme alan›n› içeren deneysel psikoloji çal›flmalar›n›n da biliflsel sinirbilimlerin geliflimine bü-yük katk›s› olmufltur (Kosslyn ve Shin 1992). Herman Ebbinghaus ile bafllam›fl olan bellek çal›flmalar›, 1960’lara kadar yo¤un bir flekilde sürmüfl; sistemli ve

kapsaml› ilk bellek teorileri bu dönemlerde ortaya at›l-m›flt›r (Solso ve ark. 2007). ‹lk modern bellek modeli Waugh ve Norman (1955) taraf›ndan gelifltirilmifl; bu düalistik bellek modelini, farkl› bellek türlerini günde-me getiren çoklu bellek modelleri izlemifltir (Atkinson ve Schiffrin 1968). Deneysel psikolojinin biliflsel sinir-bilimlerin geliflimine katk›da bulunan bir di¤er çal›fl-ma alan› da, görsel alg›laçal›fl-mad›r.

Biliflsel sinirbilimler bilifli aç›klarken, fonksiyonel manyetik rezonans görüntüleme (fMRG), positron emisyon tomografisi (PET) gibi yeni fonksiyonel beyin görüntüleme teknikleri ile elektroensefalografi (EEG) ve magnetoensefalogram (MEG) gibi di¤er geliflmifl araflt›rma yöntemleriyle yap›lm›fl çal›flmalar›n (Hother-sal 2004) bulgular›ndan faydalanmaktad›r (Posner ve Raichle 1994). Biliflsel süreçleri çal›fl›rken EEG ile olaya ba¤›ml› potansiyeller (event related potantials; ERP) çal›fl›lmas› ve MEG kullan›m› iki alternatif yöntemdir (Posner ve Raichle 1994). Bugün tüm dünyada biliflsel sinirbilim temelli çal›flmalar yürüten merkezlerde bah-sedilen bu geliflkin araflt›rma yöntemleri kullan›lmakta (Anderson 2005), çal›flmalar milisaniyeler içinde anali-zi gerektirecek kadar h›zl› gerçekleflmektedir.

SONUÇ

‹nsan›n zihin-beden iliflkisini aç›klama giriflimleri-nin hikâyesi antik Yunan’a kadar uzanmaktad›r. An-cak zihin-beden iliflkisini anlama çabas›, bugün yerini zihin-beyin iliflkisini anlamay› hedefleyen çal›flmalara b›rakm›flt›r.

Biliflsel bilim bafllang›ç dönemlerinde, biliflsel bilim alan›nda çal›flan pek çok araflt›rmac›, zihni dünya ile olan iliflkisinden ba¤›ms›z olarak ele alm›fl; çal›flmalar›-n› sadece insaçal›flmalar›-n›n kafas›çal›flmalar›-n›n içindeki bilgi iflleme süreci-ne yo¤unlaflt›rm›flt›r. Ancak biliflsel bilimlerde ekolojik yönelimlerin oluflmas›, antropoloji ve sosyoloji gibi sosyal bilim alanlar›nda da biliflsel bilimin araflt›rma yöntemlerinin yayg›nlaflmas›na yol açm›flt›r (Bechtel ve ark. 1999). Ayr›ca sinirbilim araflt›rmalar›nda gelifl-kin beyin görüntüleme yöntemleri kullan›lmas› ve de zihinsel süreçleri çal›flan bilim adamlar›n›n ilgisinin duygular ve bilinç gibi bilgi iflleme süreçleri ile aç›kla-namayan konulara kaymas› da sürecin biliflsel sinirbi-limlere do¤ru yönlenmesinde önemli rol oynam›flt›r.

Biliflsel sinirbilimler, bilim adamlar›na biliflsel süreç-leri, biliflsel psikolojinin davran›flsal ölçme araçlar› ile sinirbilimin ifllevsel yöntemlerini bir araya getirerek ça-l›flma olana¤› sa¤lam›fl, böylece biliflsel süreçlerin nöral temelleri ile iliflkilendirilebilmesinin yolunu açm›flt›r. Ancak bulmacan›n tamamlanmas› ve resmin bütünüy-le ortaya ç›kmas› çok say›da parçan›n yan yana gelmesi

(7)

ile mümkündür. Bunun içinde biliflsel sinirbilimler çat›s› alt›nda yer alan tüm disiplinler aras›nda iflbir-li¤inin ve ortak çal›flmalar›n artmas› bir gerekliliktir.

KAYNAKLAR

Anderson J (2005) Cognitive psychology and its implications, 6th edi-tion, NY: Worth Publishers and WH Freeman Company. Atkinson RC, Schiffrin RM (1968) Human Memory: A Proposed System

and its Control Processes. Spence, KW, Spence JT, editors. The Psychology of Learning and Motivation: Advances in Research and Theory. New York: Academic Press, 89-195.

Baflar E (1998) Brain Function and Oscillations: 1. Brain Oscillations Principles and Approaches. Heidelberg: Springer-Verlag. Bechtel W, Abrahamsen A, Graham G (1999) The life of cognitive

scien-ce. Bechtel W, Graham G, editors. A companion to Cognitive Scien-ce. Oxford: Blackwell Publishers Ltd, 1-104.

Best JB (1986) Cognitive Psychology. St Paul: West Publishing Company. Boring EG (1957) A History of Experimental Psychology, 2nd Edition.

New York: Appleton-Century-Crofts.

Broadbent DE (1954) The role of auditory localization and attention in memory spans. J Exp Psychol; 47: 191-196.

Broadbent DE (1958) Perception and Communication. London: Per-gamon Press.

Bruno EJ (1982) Psikoloji Tarihine Girifl, Hisli N, çeviren. ‹zmir: Ticaret Matbaas›.

Capra F (1989). Bat› Düflüncesinde Dönüm Noktas›. ‹stanbul: ‹nsan Yay›nlar›.

Cherry C (1953) Some experiments on the recognition of speech with one and with two ears. J Acoust Soc Am; 25: 975-979.

Dix A, Finlay J, Abowd G, Beale R. Status/Event Analysis (editors) (1993) Human-Computer Interaction. London: Prentice-Hall. Ellis HC, Hunt RR (1993) Fundamentals of Cognitive Psychology, New

York: McGraw-Hill Companies.

Eysenck MW, Keane MT (1990) Cognitive Psychology: A Student’s Handbook, Hove, UK: Lawrence Erlbaum Associates Ltd. Eysenck MW, Keane MT (2005) Cognitive Psychology: A Student's

Handbook, 5th edition, Hove: Psychology Press.

Fuster JM (1995) Memory in the Cerebral Cortex: An Empirical App-roach to Neural Networks in the Human and Nonhuman Primate, Cambridge MA: The MIT Press.

Gardner H (1985) The Mind’s New Science. New York: Basic Books Inc. Gazzaniga MS, Ivry RB, Mangun GR (2002) Cognitive Neuroscience: The Biology of the Mind, 2nd Edition. New York: WW Norton & Company, Inc.

Goldman-Rakic PS (1988) Topography of cognition: parallel distributed networks in primate association cortex. Annu Rev Neurosci, 11: 137-156.

Haberladt K (1994) Cognitive Psychology. London: Allyn and Bacon. Hatfield G (2002) Psychology, Philosophy & Cognitive Science:

Reflec-tions on the History and Philosophy of Experimental Psychology. Mind and Language; 17: 207-232.

Hergenhahn BR, Olson MH (1997) An Introduction to Theories of Lear-ning, 5th Edition. Upper Saddle River, NJ: Prentice Hall. Hinton G, Anderson, JA (editors) (1981) Parallel models of Associative

Memory. Hillsdale NJ: Lawrence Erlbaum.

Hothersal D (2004) History of Psychology, 4th Edition. New York: McGraw-Hill Companies, Inc.

Karakafl S (1980) Alg›. Karakafl S, çeviren. Psikolojiye Girifl, Bölüm 11. Ankara: Meteksan,

Karakafl S (1984) Davran›fl ile organizma iliflkilerini ele alan disiplin-leraras› bilim dallar›n›n do¤uflu ve geliflimi (Bölüm I), Davran›fl›n Biyolojik ve Fizyolojik Temelleri, TÜB‹TAK Lisans Üstü Yaz Okulu Ders Notlar›. Ankara: TÜB‹TAK.

Karakafl S (1988) Psikoloji Bilimi: Temel ‹lkeler. Ankara: TBMM Vakf› Ofset Tesisleri.

Karakafl S (2003) Beden-zihin sorunundan beyin-bilifl iliflkisine: Fel-sefeden pozitif bilimlere. Karakafl S, ‹rkeç C, Ayd›n H, editörler. Beyin ve Nöropsikoloji: Temel ve Klinik Bilimler. Ankara: Çizgi T›p Yay›nevi, 3-30.

Karakafl S, Bekçi B (2003) Zihin/davran›fl ile beden /organizma ilifl-kilerini ele alan bilim dallar›n›n do¤uflu ve geliflimi. Neuroquan-tology; 2: 232-265.

Klatzky RL (1980) Human Memory: Structures and Processes. New York: WH Freeman.

Kosslyn SM, Shin LM (1992) The status of cognitive neuroscience. Curr Biol; 2: 146-149.

Lowry R (1971) The Evolution of Psychological Theory: 1650 to the pre-sent, Chicago: Atherton.

Mesulam MM (1990) Large scale neurocognitive networks and dist-ributed processing for attention, language, and memory. Ann Neurol; 28: 597-613.

Newell A, Simon HA (1981) Computer science as empirical enquiry: Symbols and search. J Haugeland, editors. Mind Design. Cambrid-ge, MA: MIT Press, 35-66.

Orstein RE (1990) Yeni Bir Psikoloji. ‹stanbul: ‹nsan Yay›nlar›. Posner MI, Raichle ME (1994) Networks of attention. Images of Mind.

New York: Scientific American Library, 153-180.

Schultz DP, Schultz SE (2007) Modern Psikoloji Tarihi, 2. Bask›. ‹stanbul: Kaknüs Yay›nlar›.

Shannon CE (1948) A mathematical theory of communication. Bell System Technical Journal; 27: 479-523.

Solso RL (1991) Cognitive Psychology, 3rd edition. Boston: Allyn & Bacon.

Solso RL, Maclin MK, Maclin OH (2007) Biliflsel Psikoloji. A. Ayçiçe¤i-Dinn, çeviren.

Sperling GA (1960) The information available in brief visual presen-tation. Psychological Monographs; 74, Whole No. 498.

Sternberg RJ (1996) Cognitive Psychology. Philadelphia: Harcourt Brace College Publishers.

Sternberg S (1966) High-speed scanning in human memory. Science; 153: 652-654.

Stillings NA, Weisler SE, Chase CH, Feinstein MH, Garfield JL, Rissland EL (1995) Cognitive science: An introduction, 2nd Edition. Camb-ridge, MA: MIT Press; 63-83.

Thagard P (2004) Mind: Introduction to Cognitive Science, 2nd Edition. Cambridge: MIT Press.

Treisman AM (1964) Monitoring and storage of irrelevant messages in selective attention. J Verb Learn Verb Behav; 3: 449-459.

Van Der Heijden, AHC (1999) Attention, the life of cognitive science. Bechtel W, Graham G, editors. A Companion to Cognitive Science. Oxford: Blackwell Publishers Ltd, 121-129.

Waugh NC, Norman DA (1965) Primary Memory. Psychol Rev; 72: 89-104.

Wickens CD (1984) Processing resources in attention. Parasuraman R, Davies R, editors. Varieties of Attention, New York: Academy Press.

Referanslar

Benzer Belgeler

B hücreli Hodgkin-d›fl› lenfoma tan›s› konduktan iki y›l sonra PNP tablosu ortaya ç›kan bir olgu

Komplet sternal kleft ise en nadir görülen durum olup a¤›r kardiyak ano- malilere efllik edebilir. Uzun dönemde sternal klefte ba¤l› pektus ekska- vatum

Amaç: Çal›flmam›z›n amac› klini¤imizde yap›lan koroner anjiyografide KAH kan›tlanm›fl olgularda uygulanan giriflimsel ve di¤er tedavi prosedürlerinin

Surgical exploration of the right atrium revealed 6.5x5.5x4.5 cm dull, purplish mass attached to the interatrial septum.. The mass was attentive- ly and

Bu yaz›da, büyük arter transpozisyonu (D-TGA), pulmoner atrezi (PA), ventri- küler septal defekt (VSD) tan›lar› ile Rastelli ameliyat› ve sa¤ ventrikül ç›k›fl yoluna

Çal›flmada; (1) birinci s›n›f ö¤rencilerinin puanlar›n›n ana s›n›f› ö¤rencilerininkilerden ve (2) özel vak›f okullar›na devam eden ö¤rencilerin

Bartter sendromu normal kan bas›nc›, hipokloremi, hi- pokalemi, metabolik alkaloz, renal potasyum kayb›, prostaglandinüri, hiperreninemi ve hiperaldosteronizm ile karakterize

Sonuç olarak; interferon tedavisi s›ras›nda ortaya ç›kan yan etkilerin hastada oluflturdu¤u genel düflkünlük halinin Tbc gibi kronik hastal›klarda re- aktivasyona