• Sonuç bulunamadı

Yafll› Göllerdeki Yaflam Türlerin Ortaya Ç›k›fl›na Ifl›k Tutuyor

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Yafll› Göllerdeki Yaflam Türlerin Ortaya Ç›k›fl›na Ifl›k Tutuyor"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Baykal gölü ve öteki yafll› göllerde yaflayan ba-z› hayvan türleri, neden baba-z› yaflam formlar› pek çok farkl› tür olufltururken baz›lar›n›n oluflturmad›-¤› konusundaki s›rlar›n çözülmesine yard›mc› ola-bilir.

Baykal Gölü’ne hofl geldiniz! Son on y›ld›r, yer-yüzünün bu en yafll› ve en derin gölünde inceleme-ler yapan araflt›rmac›lar, her y›l ortalama yirmi ye-ni canl› türü keflfediyorlar. Yeryüzündeki göllerin birço¤unun yaflam süresi 18.000 y›lla s›n›rl›. Biyo-lojik çeflitlilik bak›m›ndan, bu göllerin hiçbiri bu-güne kadar tan›mlanabilmifl, ço¤u yaln›zca o sula-ra özgü 2500’den fazla omurgas›z hayvan türünün yaflad›¤› Baykal Gölü’nü geçemiyor. Araflt›rmac›la-ra göre, Baykal Gölü’ndeki biyolojik çeflitlilik say›-ca, koca bir k›tadaki biyolojik çeflitlilikle boy ölçü-flebilecek durumda. Yeni araflt›rmalarla bu say›n›n artmay› sürdürdü¤ü görülüyor. Örne¤in son arafl-t›rmalardan biri, göldeki 350 amfipod türünden göl yata¤›n›n ayn› bölümünde yaflayan baz›lar›n›n, kendi içlerinde de genetik farkl›l›klar oldu¤unu or-taya koymufl. Araflt›rmac›lara göre bu bulgu, göl-deki amfipod türü say›s›n›n bugün san›landan üç kat daha fazla olabilece¤ine iflaret ediyor.

Bu yeni bulgular, Baykal’›n biyolojik çeflitlili¤i-nin alt›nda yatan karmafl›k güçleri daha da ilginç k›l›yor. Çeflitlili¤in nedenlerinden biri, gölün çok uzun ömürlü olmas›. (Avrasya kara kütlesinin orta bölümünün, güneydeki daha küçük plakalardan ayr›lmas›yla oluflan yar›kta, göl sular›n›n 20-25 milyon y›l önce toplanmaya bafllad›¤› san›l›yor). Araflt›rmac›lar için Baykal Gölü’nün kal›n çökelti tabakas›, yeryüzünün geçmifl dönemlerdeki iklim-lerine aç›lan bir pencere. Derinli¤iyse (en derin noktas›nda 1637 metre) gölün gençlik kayna¤›. Derinli¤i kadar, gölün derin bir yar›¤›n ortas›nda bulunmas› da bu denli uzun ömürlü olmas›nda et-kili: göl yata¤› her y›l yaklafl›k 20 milimetre çökü-yor. Bu, afla¤› yukar› göldeki çökelti oluflumuna eflde¤er bir hacim sa¤l›yor. Dünyan›n ikinci ve üçüncü en yafll› ve en derin gölleri, Afrika’daki Tanganyika ve Malawi göllerinin de derin yar›klarda bulundu¤unu belirtelim. Bu göllerden Tanganyika 12 milyon, Malawi’yse 3 milyon yafl›n-da.

Bu göllerin yafll›l›klar›n›n yan› s›ra, s›rtlar›n kendine özgü jeolojisinin de (özellikle Baykal

gö-lünün katmanlaflma biçiminin) türlerin ortaya ç›k›-fl›n› etkiledi¤i görülüyor. Örnek vermek gerekirse, amphipod cinslerinden Plesiogammarus’ta, birbiri-ne çok yak›n alt› türün, çok farkl› özellikte yerleri benimsedikleri görülüyor. Örne¤in, büyük gözlü ve uzun antenli P. zeinkowiczii, kaba taneli, yeni oluflmufl çökeltilerin üzerinde yafl›yor. Öte yandan, minik gözleri ve k›sa anteniyle P. brevis, daha in-ce taneli bir çökelti tabakas›nda açt›¤› oyuklarda gizleniyor. Bu iki türün, orta boyda gözleri ve or-ta uzunlukor-ta antenleri olan kuzenlere sahip oldu-¤unu da belirtmeden geçmeyelim. Bir hayvan türü, bir katman tipine uyum sa¤lad›kça, çok yak›n öte-ki katmanlarda yaflayan kuzenleriyle bile çiftleflme “becerisi”ni yitirebiliyor. ‹flte bu nedenle Baykal Gölü, farkl› türlerin, gen ak›fl›n›n fiziksel olarak engellenmesi sonucu de¤il, “ekolojik özelleflme”ye ba¤l› olarak ortaya ç›k›fl›n› inceleyen araflt›rmac›-lar için bulunmaz bir çal›flma alan› olabilir.

Baykal Gölü’nün biyolojik zenginli¤iyle büyüle-nenler aras›nda, türlerinin ortaya ç›k›fl›n›n genetik temelleri üzerinde çal›flan araflt›rmac›lar da var. Bu araflt›rmac›lardan baz›lar›, Baykal’daki görece “küçük” genoma sahip (genom: canl›lardaki kal›t-sal malzemenin tümüne verilen ad) baz› canl› tür-lerinde h›zl› de¤iflim geçiren DNA bölgelerini orta-ya ç›karmak için yeni bir yöntem deniyorlar. Birbi-riyle yak›n akraba olan iki türün DNA’s›n› bir ara-ya getirerek, DNA’n›n birbirine “uymaara-yan” bölüm-lerini belirliyorlar. Bunlar, bu iki türün birbirinden uzaklaflt›¤› bölümler. Araflt›rmac›lar, en h›zl› de¤i-flim geçirmifl genleri bularak, derinlik ve s›cakl›k fark› gibi çevresel de¤iflkenlere uyumla iliflkili olanlar›n› belirleyebileceklerini düflünüyorlar.

Türlerin ortaya ç›k›fl›n›n alt›ndaki genetik ne-denleri belirleme çabas›na, öteki yafll› göllerde ya-p›lacak araflt›rmalar da katk›da bulunabilir. Afri-ka’daki Malawi, Tanganyika ve Victoria göllerinde-ki 1400 cichlid bal›¤› türü, herhangi bir bal›k cin-sinin, tek bir co¤rafi bölgedeki yay›l›m›n›n ne ka-dar genifl olabilece¤inin en iyi örnekleri. Örne¤in, Tanganyika Gölü’ndeki cichlid’lerde h›zl› de¤iflim geçiren DNA bölgelerini belirlemeye çal›flan arafl-t›rmac›lardan biri, bafl biçimi ve beden rengi gibi özelliklerdeki farkl›l›klar›n flifresini tafl›yan genleri bulmaya çal›fl›yor. Cichlid’lerde renk alg›s› çok önemli: difliler efl seçimini erkeklerin

bedenlerin-deki, türlere göre farkl›l›k gösteren renkli desen-lere göre yap›yor. Araflt›rmac›, memeli canl›larda renkleri ay›rt edememeden sorumlu olan bir ge-nin, cichlid türlerinde farkl› çeflitlerini bulmufl.

Victoria Gölü cichlid’leri üzerinde çal›flan bir baflka araflt›rmac› da, renkli desenleri birbirinden ay›rt etme yetene¤indeki azalman›n, göldeki cich-lid türlerinin say›s›n›n azalmas›n› h›zland›rd›¤›n› söylüyor. 50 y›l önce gölde 600-800 farkl› cichlid türü yaflarken, bugün bu say› yar›ya düflmüfl. Bun-lar›n baz›Bun-lar›n›n yok olmas›ndan, bölgeye insanlar-ca sonradan getirilen bir tatl›su levre¤i türü neden olmufl. Ancak, gölün sular›n›n çeflitli nedenlerle gittikçe daha fazla bulan›klaflmas› da tür say›s›n›n azalmas›nda etkili. Çok yak›n bir zamanda evrim-leflmifl olduklar› için, farkl› türden cichlid’ler bir-birleriyle çiftleflebiliyor ve bu yolla dünyaya gelen yavrular sa¤l›kl› oluyor. Victoria Gölü’nde, suyun berrak oldu¤u bölgelerdeki cichlid türleri, kendi yaflam bölgelerine sad›k kalarak baflka türlerden uzak duruyor ve renk desenlerine göre efl seçiyor. Ancak, göl sular›n›n bulan›k oldu¤u bölgelerdeki difliler, erkeklerin renklerini ay›rt etmekte güçlük çekiyor. Bu nedenle, farkl› türler aras›nda çiftlefl-me çok yayg›n. Bu durum, gölün, zaten büyük dar-be alm›fl olan cichlid çeflitlili¤inin daha da azalma-s›na neden oluyor. Araflt›rmac›lar, Victoria gibi yafll› göllerdeki biyolojik çeflitlili¤in azalmas›n› en-gelleyebilmek için, koruma amaçl› çal›flmalar›n bi-limsel araflt›rmalarla el ele yürütülmesi gerekti¤ini belirtiyorlar.

Yafll› göllerdeki araflt›rmalar›n karfl›laflt›rmal› olarak yap›lmas›, türlerin ortaya ç›k›fl mekanizma-lar›n› anlamada daha öteye geçilmesine yard›mc› olabilir. Bunun için baz› araflt›rmac›lar, günümüz-deki göllerden ve fosil göllerden 100.000 y›ldan uzun ömür sürmüfl olan 35’inin hayvan türleriyle ilgili verileri bir araya getirmeye çal›fl›yorlar. Bu çal›flmada gelinen nokta, yafll› göllerdeki tür say›-lar›n›n gerçekte, flimdiye kadar san›lan›n iki kat› kadar oldu¤unu ortaya koymufl. Bu veri taban› 2006 y›l›nda tamamland›¤›nda, bakal›m bizleri ne gibi sürprizler bekliyor olacak.

A s l › Z ü l â l

Kaynak

Goldman, Erica. “Puzzling over the origin of species in the depths of the oldest lakes”. Science, 31 Ocak 2003

95

Nisan 2003 B‹L‹MveTEKN‹K

Yafll› Göllerdeki Yaflam

Referanslar

Benzer Belgeler

Gabain’e göre sa- fiilinden zarf-fiil ekiyle teşekkül etmiş olan sayu/sayı edatı, her, gibi anlamlarında Köktürk, Uygur ve Karahanlı Türkçesi metinlerinde

Semptomlar› aç›s›ndan HOKM’ yi taklit eden an- cak konvansiyonel ekokardiyografi ile sol ventrikül ç›- k›fl yolunda gradiyent saptanamayan asimetrik septal hipertrofisi

Eski Arecibo gökbilimcisi olan Emma- nual Momjian’sa, bu molekülleri göre- bilmemiz için Arp 220’de bunlardan çok miktarda olmas› gerekti¤ini öne sürüyor ve flöyle

Günümüzde y›ld›zlar birbirlerine öylesine yak›nlar ki, nötron y›ld›z›n›n güçlü kütleçekimi, eflinin “zarf” denen ve büyük ölçüde hidrojenden oluflan d›fl

Benzer flekilde, tar›m ilac› olarak kulla- n›lan ve kanserojen özellikleri yan›s›ra bozunma süreleri de uzun olan çeflitli bitki ve böcek öldü- rücülerinin

Oy- sa beyaz ›fl›k kayna¤› yerine bir diyot lazer plakas› konursa, bu diyot lazerden ç›kacak ›fl›¤›n dalga bo- yu da yükseltici ortam›n so¤urma band›na denk ge-

Tüketti¤i enerji ve çevreye sald›¤› karbon miktarlar›, toplam olarak ya da kifli bafl›na düflük olmakla beraber, birim GSMH bafl›na yüksek. Ancak, enerjiyi temiz

Ama e¤er Lorenz "Acaba be- nim kadar e¤lenceli bilim kitaplar› yazan baflka biri var m›d›r?" diye bir laf etsey- di, ben dahil binlerce kifli bu sözleri abar-