• Sonuç bulunamadı

Paraya ihtiyacım yok ama Markiz kapanırsa hasta olurum, ölürüm

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Paraya ihtiyacım yok ama Markiz kapanırsa hasta olurum, ölürüm"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

CUMHURİYET

-T T -'5c£A ^

1 HAZİRAN 1979

Deniz SOM

Avadls Çakır ın Yargıtay'a

yaptığı başvuru kabul edilmez se Markiz pastanesi de tarihe karışacak ve yerine mal sahibi tarafından oto yedek parçacı sı açılacak. Bu arada özellik le sanat çevreleri tarihi bina dakl ünlü pastanenin kapatıl­ maması İçin yoğun caba har cıyorlar...

Markiz'e bu İlgi neden? Ne dlr Markiz? Avadis Çakır «Mar kiz bir mekteptir.» derken bi­ le heyecanlanıyordu. Ya Ava­ dls Çakır kimdi?

*1895 yılında Amasya’da doğ dum. Fransız Kole|l'nl bitirdik­

ten sonra Harbi Umuml’den

bir yıl önce İstanbul'a gel­

dim. Küçükten beri mutfağa

karşı büyük ilgim vardı. O za manlar methini işittiğim Mığır- dıç Tokatlıyan Oteli’ne gittim. Restaurant ve otelcilik öğren mek istiyordum. Fransızca bil diğim ve güzel yazı yazdığım İçin beni muhasebeci olarak I- şe aldılar.»

Evet, bugün 84 yaşında olan Avadis Çakır’ın öyküsü kendi ağzından böyle başlıyor. Ça­ kır. 1913 yılında muhasebeci olarak çalışmaya başladığı To katlıyan Oteli’nde boş zaman larında mutfağa inmiş, ahçıba şı ile dost olmuş ve tüm şa­ rapları tadından tanıyacak ka dar kendini bu işe vermiş. O- teldekl bir yılın sonunda 1. Dünya Savaşı başlamış ve Ça kır’ı da askere almışlar:

*18 - 19 yaşındaydım. Okul da müziğim de İyiydi. Harbiye Nezaretinden binbaşı Ali Bey beni bando mızıkaya aldı. Harp esnasında Enver Paşa, Talat

Paşa, Bahriye Nazırı Cemal

Paşa. Alman İmparatoru önün de davul vurdum. Sultan Ha- mit’ln. Sultan Reşat'ın cenaze sine katıldım. 1921 yılında mü tareke yapıldı ve ben de terhis olup Şişli Ablde-I Hürriyet cad desi 51 numaradaki restauran tı bir Fransız’dan devralarak bu işe başladım.»

Avadls Çakır, geçmişe dö­ nerken heyecanlıydı. Fakat o- layları sanki yeniden yaşıyor­ muş gibi anlatıyordu. En kü­ çük ayrıntısına dek anımsıyor du yaşadıklarını:

«Şişli'deki restaurantın batı çesinde Atatürk'ün Kalemi Mah

sus Müdürü Sabit beyin dü­

ğünü yapıldı. Düğüne Atatürk, İsmet Paşa gelmişlerdi. Kılıç Ali Bey bana sonradan anlat­ tı, düğüne gelirlerken Atatürk'

■ 84 yaşındaki Çakır, 40 yıl önce

yılda 4 bin liraya kiraladığı pas­

taneye bugün ayda 32 bin lira

ödüyor.

“Paraya

ihtiyacım

yok ama

Markiz

kapanırsa

hasta

olurum,

ölürüm,,

Yaklaşık 100 yıl önce Fransızlar tararından yapılan pastanedeki çinilerden «İlkbahar» tablosu..

a ÜNLÜ PASTANENİN KAPATILMAMASI İÇİN ÖZELLİKLE SA­

NAT ÇEVRELERİ ÇABA HARCARKEN, TAHLİYE KARARINI

TEMYİZ EDEN İŞLETMECİ AVADİS ÇAKIR, «AVRUPA’DA BİLE

EŞİ YOK» DİYOR.

e (Paşam bu gece Ermeni dol­ ması yiyeceğiz) demişler. Ata­ türk dolmayı beğenmiş olacak ki sonradan uzun yıllar Anka­ ra'ya dolma gönderdik...»

Ermeni dolmasından söz e- dillnce Avadis Çakır bir an durdu. «Ben bir Ermeniylm a-

ma Türk’üm. Bu memlekette

doğdum. Benim vatanım bura­ sı.» dedi. Gözleri dolu dolu olmuştu. Markiz pastanesinde,

en arkadaki masada konuşu­

yorduk:

«Çok para kazandım. Artık çalışmaya muhtaç değilim. İs­

tiyorum ki Markiz kapanma­

sın. Devam etsin, Avrupa'da

bile bir eşi yok. Viyana, Paris. Roma, Cenevre, Zürih'teki es­ ki pastaneleri dolaştım. Böyle sİ yok. Burası kapatılırsa has ta olurum. Ben öldükten son ra Markiz yine çalışsın dev­ let yardım etsin istiyorum....»

Avadls Çakır'ın gözleri du­

vardaki iki büyük panoya ta­

kıldı. Bakışlarından geçmişe

döndüğü belli oluyordu: «Bu çinileri Fransızlar yüz yıl önce Paris’te yaptırmışlar. Mal sahibi de demirbaş ola­ rak bırakmış. Her güzele hay ran olduğum için bunlara da bayılırım. Daha önce burada yine pastane vardı. Tünel'e çık tığım zaman içeri girip uzun uzun çinileri seyrederdim. Yi­ ne bir gün istiklâl Caddesi’nde

yürüyordum kİ kiralık dükkan

yazısını gördüm. Derhal mal

sahibini buldum. Her ne pa­ hasına olursa olsun kiralamak istiyordum. Yılda 4 bin lira i- le anlaşma yaptık. Artık Mar- kiz’i açacaktım.»

Çakır, 1940 yılında emeline ulaşmıştı. Dükkanda hayran ol­ duğu iki çini panodan başka bir şey yoktu. Önce iki büyük vltraj siparişi vermiş, tavanı, tabanı, duvar lambrilerini, so­

kak kapısını, vitrini, tezgâhları özel olarak yeniden yaptırmış­ tı:

«Tamirat 7 ay sürdü. 40 yıl önce 200 bin lira harcadım.

Param yetişmemişti. Emniyet

Sandığı'ndan faizle para al­

dım O zaman için 200 bin li­ ra büyük paraydı. Ama haya­ limdeki dükkanı açtım. Lokan­ ta, pastane, şekerleme ve çi­

kolata üzerine çalışıyordum.

Her zaman en kaliteli malze­

meyi kullandım. Bunun için

Markiz'in ünü Avrupa'ya bile yayıldı. Markiz'den yetişen us­

talar bugün büyük otellerde

çalışıyorlar.

35 yıl önceydi, şekerden

köprüyü yaptım. Altında de­

niz, sondalar, köprünün üze­

rinde de bir kamyon Markiz’in

çikolatasını götürüyor. Halk

köprüyle o kadar ilgilendi kİ

dükkanın önünde toplananlar

yüzünden tramvaylar geçemez oldu Daha sonra yine şeker­ den Dolmabahçe Sarayının ya­ nındaki camiyi yaptım. Vitrine koyduk, yine tramvaylar dur­ du. 15 gün sonra camiyi Ço­ cuk Esirgeme Kurumu’na hedi­ ye ettim. Açık arttırmaya koy­ muşlar, 4 bin lira toplanmış.

1944 yılıydı. İstanbul Valisi ve Belediye Başkanı Lütfü Ktr- dar benim Yıldız Çadır Köşkü’- nü işletmemi istiyordu. Böyle

büyük bir yerde çalışmaya

cesaretim yoktu. Teklifi kabul etmedim. Bir gün dükkana po­ lis geldi, beni alıp Çadır Köş- kü'ne götürdüler ve orayı 20 yıl işlettim. 2 defa ikişer bin ki şilik ziyafet verdik...»

Avadis Çakır elindeki bir

kağıttan, bugüne dek hazırla­ dığı yüzlerce büyük ziyafetten bazılarını okumaya başladı:

«Sivas - Erzurum demiryolu hattının açılış töreni, Gümnl Paşanın emriyle Yeşilköy Hava alanı'nın açılış töreni. Dolma­ bahçe Sarayı'nda Yunan kral ve Kraliçesine ziyafet, Ataköy plajının açılışı, Spor Sergi Sa­ rayı ile Acık Hava Tiyatrosu’nun temel atma törenleri. 1..2.,3. Levent temel atma ve açılış törenleri, Paşabahce Şişe Cam Fabrikası açılış töreni...»

1000 kişilik. 2000 kişilik ziya­ fetler ve sofrada Avadis Ça- kır'ın imzası Geçmiş günleri andıkça neşelenen Çakır bugü­ ne dönünce bir anda durgunla­ şıyor:

«Burası üç defa el değiştirdi. Yılda 4 bin lira kira ile girmiş­ tim şimdi ayda 32 bin lira ve­ riyorum. Dükkanın son sahibi buradan çıkmam için 7 dava

açtı. Otomobil galerisi aça­

cağım diye açtığı davayı kay­ bedince. «otomobil yedek par­ çası satacağım» diye son da­ vayı açtı ve kazandı. Tahliye

kararını temyiz ettik. Sonucu bekliyoruz...»

Çakır, gözlerini dükkanın İçin de gezdirirken içi titriyordu. He le o iki çini panoya bakarken.. Markiz'i yedek parçacı olarak

düşünmek bile istemiyordu.

Ya itirazı kabul edilmezse: Benim paraya ihtiyacım yok. Ama burası kapatılırsa hasta olurum, ölürüm...»

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Nâzım 10 Eylül 1959'da Rusça kaleme aldığı vasiyetnamesinde, en değerli mirası olan eserlerinin telif hakkının üçte ikisini karım Münevver ve oğlum Mehmet'e diyerek

Adnan kendileriyle bir müd­ det m ü şterek tir hayaı geçirece­ ğ i bu insanların üçüyle de yeni tanışmış, hele bankacı üe apar- tımanı görüp vaziyeti

parmak proksimal falanks tabanının radyal yüzünde uzama ile sınırlı bulgular gözlenirken, genin tamamı etkilendiğinde; elde orta falankslarda kısalık, 2.. parmak

Yazılar mı ya­ zılmazdı, röportajlar mı ya­ pılmazdı, telgraflar mı çekil­ mezdi, yoksa adına geceler düzenlenip Nobel’e aday mı gösterilmezdi?. Yer

Lokasyonlar arasında ortalama meyve ağırlığı değerleri bakımından farklar istatistiki olarak Domat ve Gemlik çeşitlerinde önemsiz, Edremit çeşidinde ise 2010

Fenâri Isa Camii'nin bu bölümü ilgi çekici bir taş ve tuğla işçiliğine sahiptir.. Son devir Bizans mimarisinde tuğla

Bu tesbit edilmiş ücrete (madde 2, kısım B. de yazılı) ya- pı yerinde inşaat ve tatbikatın daimî nezareti fenniyesine ait ücret ile, mimarın harcirah ve fevkalâde masarifi

Ney ve nısfiyeyi, mest olduğu demlerde; gelişi güzel, fakat bir bahçeden rastgele toplanan çiçekler gi­ bi, hoş çalar ve ayık olduğu zamanlarda ise; değil