• Sonuç bulunamadı

İflas davası

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "İflas davası"

Copied!
288
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENTİTÜSÜ

ÖZEL HUKUK ANA BİLİM DALI

İ

FLÂS DAVASI

YÜKSEK LİSANS TEZİ

DANIŞMAN: YRD. DOÇ. DR. RECEP AKCAN

HAZIRLAYAN: SÜLEYMAN SERHAT KIRTILOĞLU 054233001012

2007 KONYA

(2)

ÖZET

Çalışmamızın konusu söz konusu iki iflâs sebebinin gerçekleşmesi halinde, iflâsa tabi bir kişi hakkında iflâs kararının nasıl verileceğidir. Çalışmamız yedi paragraftan oluşmaktadır. İlk paragrafta iflâs hakkında ve iflâs yolları hakkında bilgi vermeye çalıştık. İkinci paragrafta genel olarak iflâs davası ve söz konusu davanın sahip olduğu özellikleri iflâs davasına hâkim olan ilkeler başlığı altında incelemeye çalıştık. Üçüncü ve dördüncü paragrafta medeni yargıya tabi iflâs davasını usul hukuku boyutuyla ele alarak yargılama aşamalarını incelemeye çalıştık. Aslında bu üç paragraf altında yapmaya çalıştığımız; iflâs davasını İcra ve İflâs Hukuku ile Medeni Usul Hukuku’nun birleştiği noktadan gözlemlemektir. Beşinci paragrafta ayrı başlıklar altında iflâs davasında karşımıza çıkabilecek, iflâs davasına özgü kurumlar ele alınmaya çalışıldı. Konu hakkındaki açıklamalarımızı yaparken konunun daha iyi anlaşılabilmesi ve daha kalıcı olması amacıyla yargılama faaliyetinde iflâs davasını inceleyen mahkeme hangi aşamaları izliyorsa, buna uygun bir şekilde hareket etmeye çalıştık. Dolayısıyla, yukarıda saydığımız beş paragraftan sonra altıncı paragrafta, iflâs kararı hakkında bilgi verdikten sonra yedinci paragrafta, iflâs kararına karşı gidilebilecek kanun yolları hakkında da ilgi verdikten sonra çalışmamızı sonlandırdık.

(3)

ABSTRACT

The subject of the study is how an adjudication order about someone who doesn't exempt property is given in the case that two bankruptcy causes realized. The study consists of seven sections. in the first section, the case of bankruptcy and the ways of bankruptcy have been discussed. in the second section, an overview of bankruptcy case and the features of it were discussed under the heading of principles governing bankruptcy case. In the third and the fourth sections, we seek to analyze the phases of judgment by handling the bankruptcy case -subject to civil judgment- in the terms of procedural law. In fact, what we are trying to do in these three sections is to observe the case of bankruptcy from a point where Execution and Bankruptcy Law and Civil Procedural Law meet. In the fifth section, the institutions unique to bankruptcy case are discussed under separate headings. in our explanations about the subject, to give a clear-cut picture of the case, we try to follow the procedural order court investigating the bankruptcy case follows. Therefore, after the fıve sections we mentioned above, in the sixth section we gave information about bankruptcy decree. In the seventh section, information about the legal procedures to be followed against an adjudication order is provided.

(4)

İÇİNDEKİLER

KISALTMALAR...7

GİRİŞ...10

§1-İFLÂS HAKKINDA GENEL BİLGİ ...13

A.GENEL OLARAK İFLÂS KAVRAMI...15

B.İFLÂSIN HUKUKİ NİTELİĞİ ...23

C.İFLÂS YOLLARI...24

I.TAKİBE DAYALI İFLÂS YOLLARI ...25

1.Genel İflâs Yolu...26

a.Yetkili İcra Dairesi...27

b.Takip Talebi...31

c.Ödeme Emri...32

d.Ödeme Emrine İtiraz...34

aa.İtiraz Prosedürü ve Hukuki Sonuçları...34

bb.İtirazın İçeriği...35

cc.İtirazın İnceleneceği Yer...36

dd.Ödeme Emrine Kısmi İtiraz...37

e.Gecikmiş İtiraz...37

f.Şikâyet...39

2. Kambiyo Senetlerine Mahsus İflâs Yolu ...41

a.Yetkili İcra Dairesi...43

b.Takip Talebi...44

c.Ödeme Emri...45

d.Ödeme Emrine İtiraz...47

aa.İtiraz Prosedürü ve Hukuki Sonuçları...48

bb.İtirazın İçeriği...49

cc.İtirazın İnceleneceği Yer...49

dd.Ödeme Emrine Kısmi İtiraz...50

e.Gecikmiş İtiraz...50

f.Şikâyet...52

(5)

1.Alacaklının Talebiyle Doğrudan Doğruya İflâs ...55

a.Borçlunun Yerleşim Yerinin Belli Olmaması (m.177/I)...56

b.Borçlunun Taahhütlerinden Kurtulmak Amacıyla Kaçması (m.177/I) ...58

c.Borçlunun Alacaklıların Haklarını İhlâl Eden İşlemlerde Bulunması veya Bunlara Teşebbüs Etmesi (m.177/I) ...61

d.Borçlunun Haciz Yoluyla Yapılan Takip Sırasında Mallarını Gizlemesi (m.177/1)...63

e.Borçlunun Ödemelerini Tatil Etmesi (m.177/2) ...65

f.İlâma Bağlı Alacağın İcra Emriyle İstenildiği Halde Ödenmemesi (m.177/4) ...67

g.Konkordatonun Reddi, Mühletin Kaldırılması ve Konkordatonun Feshi Hallerinde ...69

h.Kollektif ve Komandit Şirket Ortaklarının İflâsı...71

aa.Kollektif Şirkete Tebliğ Edilen İcra Emrine Rağmen Borcun Ödenmemiş Olması (TTK. m.180/II) ...72

bb.Kollektif Şirkete Verilen Depo Kararının Şirket Ortaklarına da Tebliği (TTK. m.182/I) ...73

ı.Alacaklının Talebi İle Sermaye Şirketlerinin İflâsı...74

2. Borçlunun Talebiyle Doğrudan Doğruya İflâs ...76

a.İhtiyari İflâs Halleri...77

b.Mecburi İflâs Halleri...80

3. Sermaye Şirketlerinin İflâsı ve İflâsın Ertelenmesi ...81

4. Bankaların İflâsı...90

5.Banka Yöneticilerinin ve Bankanın Hâkim Ortaklarının Şahsi İflâsı...92

7. Terekenin İflâs Hükümlerine Göre Tasfiyesi...94

§2-İFLÂS DAVASI ...98

A.GENEL OLARAK...98

B.İFLÂS DAVASININ HUKUKİ NİTELİĞİ...100

C.İFLÂS DAVASINA HÂKİM OLAN İLKELER ...103

I.İFLÂS DAVASINDA MAHKEMENİN İFLÂSA TABİ KİŞİLERİ RE’SEN ARAŞTIRMASI...104

(6)

III.İFLÂS DAVASINDA İDDİA VE SAVUNMANIN GENİŞLETİLMESİ

YASAĞI ...107

IV.İFLÂS DAVASINDA MAHKEMENİN İNCELEME YETKİSİ ...109

V.İFLÂS DAVASININ ÇEKİŞMELİ (NİZALI) – ÇEKİŞMESİZ (NİZASIZ) YARGI (KAZA) İÇERSİNDEKİ YERİ...111

VI.İFLÂS DAVASINA KONU OLAN BORCUN TİCARİ İLİŞKİDEN DOĞMUŞ OLMASININ ŞART OLMAMASI ...116

§3-İFLÂS DAVASINDA USUL HÜKÜMLERİ ...118

A.GENEL OLARAK...118

B.GÖREV ...118

C.YETKİ...121

D.TARAFLAR...126

I.TAKİBE DAYALI İFLÂS YOLLARINDA TARAFLAR...129

1.Genel İflâs Yoluyla Takipte Taraflar...129

2.Kambiyo Senetlerine Mahsus İflâs Yolunda Taraflar (Kambiyo Senedinde Birden Fazla Borçlu Bulunması) ...130

II. DOĞRUDAN DOĞRUYA İFLÂS YOLUNDA TARAFLAR ...133

E.HARÇ VE GİDERLER...137

I.İFLÂS DAVASINDA HARÇLAR...138

II.İFLÂS DAVASINDA GİDERLER ...139

F.DAVA SÜRESİ ...142

§4-İFLÂS DAVASINDA YARGILAMANIN AŞAMALARI...144

A.GENEL OLARAK...144

B.DAVA DİLEKÇESİ ...146

C.CEVAP LAYİHASI...147

D. TAHKİKAT ...148

I. TAKİBE DAYALI İFLÂS YOLLARINDA TAHKİKAT ...149

1. Genel İflâs Yoluyla Takipte Tahkikat...151

a. Borçlunun Ödeme Emrine İtiraz Etmesi Halinde ...151

b. Borçlunun Ödeme Emrine İtiraz Etmemesi Halinde ...155

c. Borçlunun Ödeme Emrine Kısmi İtirazı Halinde ...161

(7)

a. Borçlunun Ödeme Emrine İtiraz ve/veya Şikâyet Etmesi Halinde...162

b. Borçlunun Ödeme Emrine İtiraz ve Şikâyet Etmemesi Halinde ...168

c. Borçlunun Ödeme Emrine Kısmi İtirazı Halinde ...170

II.DOĞRUDAN DOĞRUYA İFLÂS YOLLARINDA TAHKİKAT...170

1.Alacaklının Talebiyle Doğrudan Doğruya İflâs Davasında Tahkikat ...171

2.Borçlunun Talebiyle Doğrudan Doğruya İflâs Davasında Tahkikat ...171

a.Borçlunun Talebiyle İhtiyari İflâs Hallerinde Ortaya Çıkan İflâs Davasında Tahkikat...171

b.Borçlunun Talebiyle Mecburi İflâs Hallerinde Tahkikat ...175

E.İFLÂS TALEBİNİN İLÂNI ...177

F.MÜDAHALE...180

G.YARGILAMA………...183

I. TAKİBE DAYALI İFLÂS YOLLARINDA YARGILAMA...185

1.Genel İflâs Yoluyla Takipte Yargılama ...185

2.Kambiyo Senetlerine Mahsus İflâs Yoluyla Takipte Yargılama...186

II. DOĞRUDAN DOĞRUYA İFLÂS YOLUNDA YARGILAMA ...187

1.Alacaklının Talebiyle Doğrudan Doğruya İflâs Davasında Yargılama...188

2.Borçlunun Talebiyle Doğrudan Doğruya İflâs Davasında Yargılama...191

H.MAHKEMENİN KARARI...183

I.İFLÂS DAVASININ REDDİ KARARI ...193

II.İFLÂS DAVASININ KABULÜ KARARI...195

1.Depo Kararı ...196

2.İlân ...196

I.MENFİ TESPİT DAVASI...197

J.İSTİRDAT DAVASI ...201

§5-YARGILAMADA KARŞILAŞILABİLECEK ÖZEL DURUMLAR...204

A.GENEL OLARAK...204

B.İCRA MAHKEMESİNDE YAPILAN ŞİKÂYETİN İFLÂS DAVASINDA BEKLETİCİ MESELE YAPILMASI ...204

C.TALEBİN GERİ ALINMASI ...205

D.DOSYANIN İŞLEMDEN KALDIRILMASI...207

(8)

I.FERAGAT ...209

II. KABUL ...211

III.SÛLH………211

F.İFLÂS KARARININ DERDEST DAVAYA ETKİSİ ...213

G.MUHAFAZA TEDBİRLERİ...214

I.DEFTER TUTULMASI (m.161-163)...215

II.DEFTER TUTMA DIŞINDAKİ DİĞER MUHAFAZA TEDBİRLERİ...217

H.İFLÂS AVANSI...219

I.DEPO KARARI...222

J.KONKORDATO MÜHLETİNİN İFLÂS KARARINA ETKİSİ ...231

K.KONKORDATONUN ONANMASINA İLİŞKİN YARGILAMANIN DEVAM ETTİĞİ SIRADA İFLÂS KARARI VERİLEMEMESİ ...232

L.KAMU ALACAKLARI İÇİN İFLÂS DAVASI AÇILMASI ...233

§6- İFLÂS KARARI...236

A-GENEL OLARAK ...236

B-İFLÂSIN AÇILMA ZAMANI...236

C-İFLÂS KARARININ SONUÇLARI...238

D-İFLÂS KARARININ TEBLİĞİ ve İLÂNI...240

§7-KANUN YOLLARI ...244

A.GENEL OLARAK...244

B.İFLÂS KARARI HAKKINDAKİ OLAĞAN KANUN YOLLARI ...246

I.5236 SAYILI KANUN DEĞİŞİKLİĞİNİN YÜRÜRLÜĞE GİRMESİNDEN ÖNCEKİ DURUM ...246

1. Temyiz...246

a.Genel Olarak...246

b.Temyiz Süresi ...249

c.Temyiz İncelemesi ...250

d.Temyizin İflâs Kararının İcrasına Etkisi ...251

e.Temyiz İncelemesinin Sonuçları...252

2.Karar Düzeltme...254

II. 5236 SAYILI KANUN DEĞİŞİKLİĞİNİN YÜRÜRLÜĞE GİRMESİNDEN SONRAKİ DURUM...257

(9)

2.Temyiz...260

C.İFLÂS DAVASININ REDDİ KARARI HAKKINDAKİ OLAĞAN KANUN YOLLARI...260

I.5236 SAYILI KANUN DEĞİŞİKLİĞİNDEN ÖNCEKİ DURUM ...260

1. Temyiz...260

2.Karar Düzeltme...262

II. 5236 SAYILI KANUN DEĞİŞİKLİĞİNDEN SONRAKİ DURUM ...262

1.İstinaf ...262

2.Temyiz...263

C.İFLÂS KARARI ve İFLÂS DAVASININ REDDİ KARARI HAKKINDAKİ OLAĞANÜSTÜ KANUN YOLLARI...264

I.KANUN YARARINA TEMYİZ ...264

II.YARGILAMANIN YENİLENMESİ ...267

SONUÇ ...270

(10)

KISALTMALAR

ABD. : Ankara Barosu Dergisi AD. : Adalet Dergisi

Anm : Anmerkung (Not)

Aşğ. : Aşağıda

Aufl : Auflage (Bası)

AÜHFD : Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi Av. Kan. : Avukatlık Kanunu

Ay. : Anayasa

Bank. K. : Bankacılık Kanunu

Batider : Banka ve Ticaret Hukuku Dergisi

BDDK : Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu Bkz . : Bakınız C. : Cilt CD : Ceza Dairesi c. : Cümle dn. : Dip not E. : Esas

Gem. Sic. Niz. : Gemi Sicili Nizamnamesi Harç. Kan : 492 sayılı Harçlar Kanunu HD. : Hukuku Dairesi

HGK : Hukuk Genel Kurulu

HİGM: : Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü HUMK : Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu

(11)

İBD : İstanbul Barosu Dergisi İBM : İstanbul Barosu Mecmuası

İc. İf. Niz. : İcra ve İflâs Kanunu Nizamnamesi İc. İf. Yön : İcra ve İflâs Kanunu Yönetmeliği İHD : İleri Hukuk Dergisi

İHFM : İstanbul Hukuk Fakültesi Mecmuası İİK. : İcra ve İflas Kanunu

İİD : İcra ve İflâs Dairesi

K. : Karar

Koop. K. : Kooperatif Kanunu Legal Huk. Der. : Legal Hukuk Dergisi

m. : madde

MBD : Manisa Barosu Dergisi

no. : numara

Not. K. : Noterlik Kanunu

RG. : Resmi Gazete

s. : sayfa

S. : Sayı

SPK : Sermaye Piyasası Kanunu

SÜHFD : Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi

T. : Tarih

TTK. : Türk Ticaret Kanunu Tapu. Sic. Tüz. : Tapu Sicili Tüzüğü TCK : Türk Ceza Kanunu Teb. K. : Tebligat Kanunu

(12)

Teb. Tüz : Tebligat Tüzüğü Tic. Sic. Tüz. : Ticaret Sicili Tüzüğü TMK : Türk Medeni Kanunu

TMSF : Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu v d. : ve devamı

v s. : ve saire

vb. : ve benzeri

VUK : Vergi Usul Kanunu

VVMT : Türk Medeni Kanununun Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzük

YD. : Yargıtay Dergisi YHD. : Yasa Hukuk Dergisi

YİBK : Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu YKD : Yargıtay Kararları Dergisi

YTL : Yeni Türk Lirası Yuk. : Yukarıda

(13)

GİRİŞ

Günümüzde ekonomik yaşam, birey olarak her bir insanı, toplumun tamamını yakından ve derinden ilgilendiren bir unsur olmuştur. Öyle ki ülkelerin gelişmişlik düzeyinden tutun, toplumsal huzurundan, kişisel ilişkilerine kadar her yerde, ekonominin izlerine rastlamak mümkündür.

Ekonomiler içinde her zaman dalgalanmalar mümkündür. Çünkü belirttiğimiz gibi ekonomik yaşam nasıl toplumun tüm unsurlarını etkileyebiliyorsa, bunlardan da aynı oranda etkilenebilecektir. Bazen insanın toplum içindeki hareketleri, bazen toplumlar arasındaki mücadeleler, bazen de doğal felaketler ekonomik yaşamda dalgalanmaların ortaya çıkmasına sebep olmaktadır. Bu dalgalanmaların temelinde yatan sebepler, kimi zaman ekonomi içinde bir tarafın menfaatine olabileceği gibi kimi zaman da zararına hatta daha ileri giderek mahvına sebep olabilecektir.

Ekonomik yaşamın hukuk boyutuyla ele alınması halinde üzerinde durulması gereken bölümler ortaya çıkmaktadır. Bu anlamda ilk olarak ticaret hukuku ön plana çıkıyor gibi görünse de ticaretin temelinde yatan alış – veriş ilişkisinde karşılıklı edimlerin yerine getirilmesini sağlayan İcra ve İflâs Hukuku’nun önemi de göz ardı edilmemelidir.

Toplumda yaşayan insanların tamamının borçlarını kendiliğinden, hiçbir baskı ve zorlama olmadan yerine getirdikleri bir toplum “ütopya”dır. Çünkü insanoğlunun doğası gereği, toplum içinde mutlaka borçlarını kendiliğinden yerine getirmekten kaçınan insanlar olacaktır. İşte cebri icra hukuku olarak tanımladığımız İcra ve İflâs Hukuku, burada kendisini göstermektedir.

Ekonomi içindeki alacak borç ilişkisi her zaman para alacağına ilişkin olmak zorunda değildir. Diğer bir ifadeyle alacak – borç ilişkisini para ilişkisinin temeline dayandırmak kısır bir düşüncedir. Alacak borç ilişkisi bugünkü hukuk düşüncemiz de dikkate alınırsa, para, teminat ve bunlar dışındaki sebeplerden dolayı ortaya çıkabilir.

İcra ve İflâs Hukuku sistematiğimizde farklı cebri icra yolları benimsenmiştir. Bu farklı yollar en temel ayrımla icra ve iflâs takibi olarak sınıflandırılabilir. Alacak ve

(14)

borç ilişkisinin para ve teminat ilişkisinden doğması halinde alacaklı ve borçlunun özelliklerine göre, icra veya iflâs yollarından biri seçilebilir. Eğer alacak – borç ilişkisi para ve teminattan başka bir şeye dayanıyorsa burada gidilebilecek cebri icra yolu yalnızca icra hukuku olacaktır. Bu halde iflâs takibi yoluna gidilemez.

Alacak – borç ilişkisinin temelinde yatan sebep, izlenecek takip yolunun belirlenmesi bakımından büyük bir etkiye sahiptir. Ancak burada üzerinde durulması gereken nokta, alacak – borç ilişkisinin para ve teminat ilişkisine dayanması halinde izlenecek takip yolunun hangi takip yolu olacağıdır. Çünkü böyle bir durumda, hakkının devletin yetkili organları aracılığıyla kendisine teslimini isteyen kişinin, seçimlik bir hakkı söz konusudur. Ancak, alacaklı durumunda olan bu kişiler, seçimlerini yaparken tamamen bağımsız değildirler. Kişiler izleyecekleri takip yolunun özelliklerini de dikkate alarak bu yollara başvurabilirler.

Para ve teminat borçlarında haklarının kendilerine teslim edilmesini isteyenler, yani alacaklılar, icra yoluna gidebilecekleri gibi iflâs yoluna da gidebilirler. Ancak hangi takip yolu izlenirse izlensin sonuç olarak alacaklının tatmini, borçlunun mal varlığının paraya çevrilmesi sonucunda elde edilecek parayla olacaktır (m.269 v.d).

Cüz’i icrada, yani icra hukukunda, borçlunun karşısında bir veya birkaç alacaklı bulunur ve borçlunun malvarlığına dâhil olan şeylerden bir veya birkaçı cebri icranın konusunu oluşturur. Oysaki külli icrada yani iflâsta, borçlunun karşısında tüm alacaklılar bulunur ve takibin konusunu borçlunun tüm malvarlığı oluşturur. Bizim çalışmamızın konusunu ikinci takip yolu yani külli icra, yani iflâs oluşturmaktadır.

Takip yolları için temel anlamda yaptığımız bu ikili ayrımdan ikincisini, yani iflâs yolunu seçen alacaklı, borçlusu hakkında iflâs kararı aldırmak istiyorsa mutlaka bir iflâs davası açmalıdır. Bunu sağlayabilmesi için de bazı şartların yerine getirilmiş olması gerekmektedir. Bu şartlar genel olarak; hakkında iflâs talep edilecek kişinin iflâsa tabi olması ve bu kişinin herhangi bir borcunu ödeyememesi veya mali durumunun kötü olmasıdır. Ancak burada göz ardı edilmemesi gereken bir nokta da iflâsın, yalnızca alacaklının alacağına kavuşmasına, borçlunun borcunu ödemesine yarayan bir amaca hizmet etmediğidir. Diğer bir ifadeyle iflâs, borçlunun borcunu

(15)

ödememesi halinde alacaklının alacağına kavuşmasını sağlamak yanında, ekonomik sebeplerden dolayı mali yapısı bozulan iflâsa tabi kişilerin, mali sistem dışına çıkarılmasını sağlamaya da hizmet etmektedir. Aslında bu anlamda iflâs sebeplerini genel olarak, borcun yerine getirilmemesi ve mali durumun bozulması olarak ikiye ayırabiliriz.

Bu çalışmanın konusu söz konusu iki iflâs sebebinin gerçekleşmesi halinde, iflâsa tabi bir kişi hakkında iflâs kararının nasıl verileceğidir. İcra ve İflâs Kanunumuza göre bir kişi hakkında iflâs kararı farklı yolların izlenmesi suretiyle sağlanabilmektedir. Ancak hangi yol izlenirse izlensin, bir kişi hakkında iflâs kararı verilebilmesi için mutlaka ticaret mahkemesi, hakkında iflâs talep edilen kişi için iflâs karar vermiş olmalıdır. 1(m. 154).

Diğer bir ifadeyle; iflâsa tabi bir kişi hakkında iflâs kararının alınabilmesi için önce bir iflâs takibi yapıp daha sonra bir iflâs davası açılabileceği gibi, şartları oluşmuşsa doğrudan doğruya iflâs davası da açılabilir. Ancak bir borcunu ödeyemeyen veya ekonomik durumu zayıflamış olan kişinin durumu nasıl olursa olsun, hakkında iflâs takibi yapılabilmesi için mutlaka bir iflâs davası açılmalıdır. Yetkili ve görevli mahkemede açılan bu iflâs davası sonucunda kişi hakkında iflâs kararı verilmedikçe, kişiye iflâsın sonuçlarından hiçbiri uygulanamayacaktır. Örneğin kişi müflis sıfatını kazanamayacak, hakkında iflâs masası oluşturulamayacaktır.

Çalışmamızda önce iflâs yolları hakkında bilgi vermeye çalışacağız. Çünkü asıl konumuz olan iflâs davası, takip edilen iflâs yollarına göre farklı durumlarda ortaya çıkabilir. Daha doğru bir ifadeyle iflâs davasına, içinde bulunulan iflâs yoluna göre farklı hükümler uygulanabilir. İflâs davası, takipli iflâs yollarından birinin devamında ortaya çıkmışsa farklı bir şekilde; takipsiz iflâs yollarından birinin devamında ortaya çıkıyorsa farklı bir şekilde ortaya çıkacaktır. Bu farklılık dava sırasında mahkemenin yapacağı incelemelerin şeklinden, incelenecek hususlara kadar her konuda görülebilir. İflâs davasında mahkeme, bazen borcun varlığını incelemek zorunda kalacak, bazen

(16)

borcun varlığını incelemeden yalnızca şeklî bazı hususları inceleyecektir2.

İflâs yollarını inceledikten sonra ikinci paragrafta iflâs davasının hukuki özellikleri ve iflâs davasına hâkim olan ilkeler başlığı altında, asıl konumuz olan iflâs davasının özellikleri üzerinde durulmaya çalışacaktır. Bundan sonraki üç paragrafta ise iflâs davasındaki usul hükümleri, iflâs davasında yargılamanın aşamaları ve iflâs davası yargılamasında ortaya çıkabilecek özel durumlar hakkında bilgi vermeye çalışacağız. Aslında bu üç paragraf altında yapmaya çalıştığımız; iflâs davasını İcra ve İflâs Hukuku ile Medeni Usul Hukuku’nun birleştiği noktadan gözlemlemektir.

Konu hakkındaki açıklamalarımızı yaparken konunun daha iyi anlaşılabilmesi ve daha kalıcı olması amacıyla yargılama faaliyetinde iflâs davasını inceleyen mahkeme hangi aşamaları izliyorsa, buna uygun bir şekilde hareket etmeye çalışacağız. Dolayısıyla, yukarıda saydığımız beş paragraftan sonra altıncı paragrafta, iflâs kararı hakkında bilgi verdikten sonra yedinci paragrafta, iflâs kararına karşı gidilebilecek kanun yolları hakkında da bilgi verdikten sonra çalışmamızı sona erdireceğiz.

Genel olarak belirtmek gerekirse; çalışmamızda üzerinde durmak istediğimiz önemli noktalar şunlardır: İflâs davası yargılamasının çekişmeli yargı faaliyeti ve çekişmesiz yargı faaliyetindeki yeri3; iflâs davasının hukuki niteliği itibariyle bir dava veya iflâs takibi devamında yer alan tespit nitelikli bir vakıa olarak görülmesinin dayanak noktaları4; iflâs davasında mahkeme takipli iflâs yollarında nasıl bir inceleme yapacağı, takipsiz iflâs yollarında nasıl bir inceleme yapacağı hususu5; takipli iflâs yollarında borçluya gönderilen ödeme emrine borçlu itiraz ederse iflâs davasında yapılacak inceleme nasıl olacağı; ödeme emrine itiraz edilmezse iflâs davasında yapılacak inceleme nasıl olacağıdır6.

Bunların yanında çalışmamızda üzerinde durmaya çalışacağımız diğer önemli

2 Bkz. §4-D-I-1-b, §4-D-I-2-b. 3 Bkz. §2-C-V.

4 Bkz. §2-B. 5 Bkz. §4-D.

(17)

noktalar şunlardır: İflâs davası devam ederken veya iflâs davası sonunda, alınacak muhafaza tedbirleri ve bu tedbirlerin hangi şartlar altında alınacağı7; depo kararının niteliği ve sonuçları8; iflâs davasında iflâs kararının ne zaman veriliceği ve bu karararın sonuçları9; iflâs kararına karşı hangi kanun yollarına, hangi şartlarda gidilebileceğidir.10

7 Bkz. §5-G. 8 Bkz. §5-I. 9 Bkz. §6. 10 Bkz. §7.

(18)

§1- İFLÂS HAKKINDA GENEL BİLGİ A. GENEL OLARAK İFLÂS KAVRAMI

İflâs kelimesi Arapça kökenli bir kelime olup, anlamı parayı pulu bitirmektir11. Roma Hukukunda cebri icrada, borçlu olarak gözüken kişi tâcir olsun olmasın, borcu karşılayabilmek amacıyla bu kişinin malvarlığının tamamına el konulmaktaydı12. Bugünkü iflâs kurumuna uyan “venditio bonorum” müessesesinde el konulan bu malvarlığı paraya çevrilir, alacaklıya alacağı buradan verilirdi. Bu kurumun içinde barındırdığı “külli” durum bizi, bu kurumun iflâsa benzer bir kurum olduğu yönünde bir düşünceye sevk etmektedir. İflâsa benzer bu tasfiye çeşidi daha sonra İtalyan Rönesans Cumhuriyetlerinde meydana çıkmıştır. Bu tasfiye şekli borçlu için haysiyet kırıcı bir müeyyide teşkil ediyor ve cezai sonuçları da beraberinde getiriyordu13. Bugün birçok ülkede uygulanan iflâs sisteminin temeli ise, 1807 tarihli Fransız iflâs sistemine dayanmaktadır14.

Türkiye’de iflâs, hukuk sistemimize Osmanlı İmparatorluğu zamanında Fransız Ticaret Kanunu’ndan esinlenerek çıkartılan 1860 (1266) tarihli “Kanunu Ticaret” ile girmiştir15. Bugün için hukuk sistemlerinde iflâs, hukuki anlamda belli şartların oluşması halinde16, yani ancak iflâs yoluyla takibe ve iflâs davasına konu teşkil eden

11 Ansay, Sabri Şakir, Hukuk İcra ve İflâs Usulleri, Ankara, 1960, s. 196; “İflâs kelimesi daha geniş

anlamda, borçlunun mali imkânlarını tüketmesidir.”Berkin, Necmeddin M., İflâs Hukuku, İstanbul, 1972, s.13 (Berkin – İflâs), s.13; Kuru Baki/Arslan Ramazan/Yılmaz Ejder, İcra ve İflâs Hukuku, Ankara, 2006, s.503 (Kuru/Arslan/Yılmaz – İcra); Erman, Eyüp Sabri, Kambiyo Senetlerine Müstenit İflâs, (AD., 1967/7-10, 522-558, s.522); İflâsın kelime anlamı hakkında Kalaycı “varlığını kaybetme” ifadesini kullanmaktadır (Kalaycı, Nezihi, Kambiyo Senediyle İflâs Yolu ile Takip, (ABD., 1977/1, 78-82, s.79)); Kiraz, Taylan Özgür, Konkordatoya İlişkin Doğrudan Doğruya İflâs Halleri, (Prof Dr. Nuri Çelik Armağanı, C.I, İstanbul, 2001, s.855).

12 Postacıoğlu, İlhan E., İflâs Hukuku İlkeleri, İstanbul, 1978, s. 5 (Postacıoğlu – İflâs); Berkin,

Necmeddin M., İflâs Yoluyla Takibin Bazı Merhaleleri, (İHFM 1965/1-4 C.31 s.196 – 202, s.196) (Berkin – Merhale).

13 Postacıoğlu – İflâs, s.12. 14 Berkin – Merhale, s.198.

15 Berkin – İflâs, s.24; Aygün, Y. Mustafa, Yasa Boşluğu ve Özel Bir İflâs Biçimi ile İlgili Yargıtay

Hukuk Genel Kurulu Kararı Üzerine, (YD.1999/I-IV C. 25 S.1-2 s.97-129) s.97.

16 Deynekli, Adnan, Türk Hukukunda Kambiyo Senetlerine Özgü İflâs Yoluyla Takip, Ankara, 2005,

(19)

borç sebebiyle17 ve yine ancak ticaret mahkemesi kararıyla bir kişinin iflâsına karar verilmesini ifade eder. Yani bir borçlu hakkında iflâsa karar verebilmek için iflâs sebebi denilen bir olayın gerçekleşmiş olması gerekir. Ancak bu olayın gerçekleşmesi halinde, borçlunun malvarlığının iflâs yoluyla takip sonucu resmen tasfiyesi mümkün olacaktır18.

Artık bugün için kabul edilen anlamıyla iflâs, yalnızca paranın pulun bitirilmesi ile de karşımıza çıkmaz19. Yani hukuki deyimle, pasifi aktifinden fazla olan bir kişinin yanında; aktifi pasifinden fazla olan, ancak borcunu ödeme konusunda aciz haline düşmüş bir kişi de iflâsla karşı karşıya kalabilir.

Alacaklının borçludan olan alacağını devletin sağladığı güç yardımıyla almasına cebri icra denir20. Cebri icra sistemi, külli ve cüz’i icra hukuku olarak ikiye ayrılabilir. Cüz’i icra ise; ilâmsız icra, ilâmlı icra ve rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip olarak üçe ayrılır.

İflâs yoluyla takip yalnızca konusu para ve teminat alacakları olan talepler bakımında kullanılabilir. Konusu para olmayan talepler bakımından iflâs takibi yapılamaz21. Bunun yanında, talebin iflâsa konu olabilmesi için para alacağına ilişkin olması yeterli olup, bu talebin ticari bir ilişkiden doğmuş olması da şart değildir22. Yani borçlu, iflâsa tabi şahıslardan23 ise borçlunun adi alacağından dolayı da iflâs yoluna başvurulabilir. Ancak, iflâs yoluna daha fazla ticari nitelikli ekonomik değerlerin konu olduğu da inkâr edilemez. Bunun yanında iflâsa tabi bir borçlunun alacaklısının

17 Berkin – İflâs, s.14.

18 Üstündağ, Saim, İflâs Hukuku, İstanbul, 2007, s. 7 (Üstündağ – İflâs).

19 Kuru/Arslan/Yılmaz – İcra, s.503; Muşul, Timuçin, İcra ve İflâs Hukuku, İstanbul, 2005, s.940;

Erman, s.522.

20 Kuru, Baki, İcra ve İflâs Hukuku El Kitabı, Ankara, 2006, s.59 (Kuru – El Kitabı); Muşul, s.934. 21 Berkin – İflâs, s. 13; Pekcanıtez, Hakan/ Atalay Oğuz/ Sungurtekin Özkan Meral/ Özekes

Muhammet, İcra ve İflâs Hukuku, Ankara, 2006, s.372 (Pekcanıtez/Atalay/Sungurtekin Özkan/Özekes – İcra).

22 Çavdar, Seyit/ Biçkin, İnci, İflâs ve İflâsın Ertelenmesi, Ankara, 2006, s.14; Postacıoğlu – İflâs,

s.14; Erman, s.524; Deynekli – Kambiyo Senetleri, s.5.

(20)

alacağını mutlaka iflâs yoluyla elde etmesi yönünde bir zorunluluk da yoktur. Hatta bu durum, yani iflâs yoluyla takip, bazı hallerde alacaklının alacağını riske dahi atabilecektir. Takip öncesi kullanılabilecek bu seçimlik hakkın yanında, alacaklının takip başladıktan sonra da seçimlik hakkı mevcuttur. Buna göre icra veya iflâs takip yollarından birini seçmiş alacaklı bir defaya mahsus olmak üzere başlamış olduğu bu takip yolunu bırakarak diğer takip yoluna başvurabilir (m.43)24 .

Ancak şu husus da göz ardı edilmeden takip yolları arasında bir seçim yapılmalıdır. Her ne kadar iflâs yolu ile takip birçok bakımdan haciz yolu ile takipten daha basit olsa da25 sonuçları itibariyle hem borçlu hem de alacaklı ve buna bağlı olarak ülke ekonomisi ve ülkenin toplumsal yapısı için ağır sonuçlar ortaya çıkarabilmektedir26. Alacaklılar için iflâsın bir nevi zarar ortaklığı27 olması ve bunun sonucu alacaklarını tam olarak alamama ihtimali oldukça fazladır. Bu sonuçları ikili bir ayrıma tabi tutarsak; iflâs sonucunda borçlunun ticari faaliyetleri ve ticari itibarı büyük oranda zarar görebilecek buna bağlı olarak ekonomik hayat da etkilenecektir28. Bunun yanında iflâsın ikinci zararlı sonucu olarak; iflâsın kamu hukuku bakımından değerlendirilmesinden sonra belki de müflis cezai takibata maruz kalacaktır29. Tabi bugün iflâsın bu ağır sonuçlarının önüne geçmek için mevzuatımızda; konkordato30,

24 Pekcanıtez/Atalay/SungurtekinÖzkan/Özekes – İcra, s.363; Kuru/Arslan/Yılmaz – İcra, s.511;

Postacıoğlu – İflâs, s.44; Alacaklının takip yolunu değiştirirken nasıl bir yol izleyeceği hakkında İcra ve İflâs Kanunumuzda açıklık yoktur. Uygulamada alacaklının bu talebini ortaya koyan usulüne uygun başvurusunun, icra müdürü tarafından uygun görülüp borçluya yeni bir ödeme emri gönderilmesi ile takip yolu değiştirilmektedir. (Deynekli – Kambiyo Senetleri, s.7).

25 Üstündağ – İflâs, s. 6.

26 Ercan, İbrahim, 5092 Sayılı Kanun İle İcra ve İflâs Kanununa Eklenen Sermaye Şirketleri İle

Kooperatiflerin Uzlaşma Yoluyla Yeniden Yapılandırılması Kurumu, (SÜHFD., C.12, 2004/1-6, s.25) (Ercan – Sermaye).

27 Berkin – İflâs, s.12.

28 Pekcanıtez/ Atalay/ Sungurtekin Özkan/ Özekes – İcra, s.363. 29 Üstündağ – İflâs, s. 6.

30 “Konkordato, borçlunun Kanunda (m.285–309/1) öngörülen şartlar dâhilînde alacaklıları ile

anlaşarak borçlarını tasfiye etmesidir. Konkordato, vadesi gelen bütün borçlarını tamamen ödeyemeyecek durumda olan dürüst borçluya belli şartlarla tanınmış bir imkândır”. (Muşul, s.1099).

(21)

iflâsın ertelenmesi31, sermaye şirketleri ve kooperatiflerin uzlaşma yoluyla yeniden yapılandırılması32 gibi çeşitli kurumlar kabul edilmiştir33.

Bir kişi hakkında iflâsa karar verebilmek için iflâs sebebi olarak görülen bir olayın gerçekleşmiş olması gerekir. Öğretide34 iflâs sebebi denilince maddi ve şeklî iflâs sebebi olarak ikili bir ayrım kabul edilmektedir. Bizim İcra ve İflâs Kanunumuzun sistematiği gereği kural olarak bir kişi hakkında iflâs kararı verilebilmesi için, o kişinin malvarlığının ne durumda olduğuna bakılmaz35. Borçlu, bütün borçlarını ödeyebilecek ekonomik güce sahip olsa bile alacaklılardan birinin yapacağı iflâs takibi sonunda mahkeme kararıyla iflâs etmiş sayılabilir. Diğer bir ifadeyle genel iflâs sebebi,

31 Bkz. §1-C-II-3.

32 “Ekonomik şartlarda olan beklenmedik değişiklikler nedeniyle aslında ekonomik varlıklarını

devam ettirmesi mümkün olan sermaye şirketleri veya kooperatifler muaccel borçlarını ödeyemedikleri için faaliyetlerini durdurma tehlikesi ile karşı karşıya gelebilirler. Bu tehlike, şirketi veya kooperatifi olduğu kadar alacaklıları, işlerini kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kalan işçileri, bölge ekonomisini daha sonra yurt ekonomisini etkileyecektir. Bu durumda kamu yararı gereği, bu sermaye şirketleri ve kooperatiflerin ekonomik faaliyetlerini devam ettirebilmek için yeniden yapılandırılarak ticari hayata tekrar kazandırılabilmeleri gerekmektedir. (Ercan – Sermaye, 25). Bu kurum hukukumuza İcra ve İflâs kanunumuzda 5092 sayılı kanunla yapılan değişiklik sonucu girmiştir (m.309/m–309/ü). Bu kurum Kanunda, konkordato hükümlerini izleyen maddelerde düzenlenmiş ise de konkordatonun bir türü olmadığı gibi, külli bir takip ve tasfiye usulü değildir. Muaccel borçlarını ödeyemeyecek durumda olan veya mevcut ve alacakları borçlarını karşılamaya yetmeyen veya bu hallerden birine düşme tehlikesi altında bulunan bir sermaye şirketi veya kooperatif, daha önceden müzakere edilmiş ve projeden etkilenen alacaklılar tarafından gerekli çoğunluk sağlanarak kabul edilmiş olan yeniden yapılandırma projesi ile birlikte, muamele merkezinin bulunduğu yer ticaret mahkemesine uzlaşma yoluyla yeniden yapılandırma için başvurabilir (m. 309m,I). Sermaye şirketleri ve kooperatiflerin uzlaşma yoluyla yeniden yapılandırılması yolundan bankalar ve sigorta şirketleri borçlu sıfatıyla yararlanamazlar”. (Ayrıntılı bilgi için bkz. Ercan – Sermaye, s.25 – 49; Pekcanıtez/Atalay/Sungurtekin Özkan/Özekes – İcra, s.531 v.d; Muşul, s.1141 v.d).

33 Söz konusu kurumlardan; iflâsın ertelenmesi ve sermaye şirketlerinin uzlaşma yoluyla yeniden

yapılandırılması Amerika ve Avrupa kökenli kurumlardır. Özellikle Amerika’da kabul edilen iflâs sisteminde amaç mali anlamda kötü durumda bulunan kişiyi hemen iflâs ettirmek değildir. Bunun yerine mali durumu bozulmuş olan kişinin, alacaklıların ve ülke ekonomisinin daha az zarar görmesini sağlamak için, daha çok bilirkişi olarak nitelendirilebilecek kişiler yardımıyla mali durumu bozuk olan kişinin bu durumdan kurtulabilmesini sağlama yoluna gidilmektedir. Bu anlamda Amerikan sisteminde iflâs yargılaması içinde mahkeme mali durumu bozulmuş olan

kişinin hesaplarını dondurur ve koruma altına alır.

(http://www.proseniors.org/PDFDocs/Consumer/Bankruptcy.pdf) (23.6.2007).

34 Üstündağ – İflâs; s.9; Muşul, s.940 – 941. 35 Berkin – İflâs, s.14.

(22)

borçlunun vadesi gelmiş borcunu ödememesidir36. İşte iflâsa tabi bir borçlunun malvarlığı değerlerine bakılmaksızın sadece başarıyla izlenen37 iflâs takibi sonunda iflâsına karar verilmesinin sebebi şeklîdir38 ve şeklî iflâs sebebi olarak adlandırılır. Burada borçlunun mamelek durumu ile hiç ilgilenilmez. Aslında buradaki durum borçlunun belli bir yola riayet edilerek, borcunu ödemeye davet edilmesine rağmen ödemede bulunamamasının, borçlunun ödeme kabiliyetini kaybettiğine karine sayılarak, iflâsına karar verilmesidir39. Maddi iflâs sebebini ise öğretide bir görüş40, borçlunun iflâsını gerektiren olayın, borçlunun mamelek durumuna veya bir davranışına dayanması olarak tanımlarken; diğer görüş,41 bir kişi hakkında iflâs kararı verebilmek için o kişinin malvarlığının aktif ve pasifinin dikkate alınması olarak belirtmektedir.

Borçlunun mamelek durumu veya davranışı alacaklıların tam olarak tatminini şüpheli bir konuma getirmelidir. Bizim İcra ve İflâs Kanunumuzda hem şeklî iflâs sebeplerinin hem de maddi iflâs sebeplerinin bulunduğu karma bir sistemin kabul edilmiş olduğunu söylemek herhalde çok da yanlış olmaz. Çünkü İcra ve İflâs Kanunumuz, bazı hallerde ekonomik durumu iyi olan ama yalnız tek bir borcunu ödemeyen borçlunun iflâsına karar verilebilmesine izin verirken (m.179, 178/II, TMK m.636, VVMT)42, bazı hallerde iflâs kararı verebilmek için ekonomik durumun zayıflamış olması şartını kabul etmiştir (m.155,171,177,178).

İflâs kararı verebilmek için buraya kadar değindiğimiz borç – alacak ilişkisinin yanında, iflâsına karar verilecek olan kişinin kanunlarda “iflâsa tabi kişiler” olarak

36 Kuru, Baki, Pasifi Aktifinden Fazla Olan Sermaye Şirketlerinin İflâsı, (AD. 1970/10 s.621-634,

s.621) (Kuru – Sermaye); Amonn, Kurt, Grundriss des Schuldbetreibungs und Konkursrecht, Bern, 1983, s.204 – 205; Blumenstein, Ernst, Handbuch des Schweizerischen Schuldbetrebungrechtes, Bern, 1911, s.545.

37 Üstündağ – İflâs, s.9.

38 Muşul, s.940; Kiraz, s.856; Demir, Süleyman, Banka Yönetici ve Ortaklarının Şahsi İflâsı, İzmir,

2003, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), s.45.

39 Postacıoğlu – İflâs, s.17; Berkin – İflâs, s.15. 40 Üstündağ – İflâs, s.7.

41 Muşul, s.941. 42 Berkin – İflâs, s.14.

(23)

belirtilen kişilerden43 olması gerekir44. Bu hususun iflâs takibi için iflâs ödeme emri yollayacak icra müdürü tarafından resen incelenmesi zorunlu değilse de iflâs davasını inceleyen ticaret mahkemesi hâkimi tarafından incelenmesi mecburidir45. Tabi bunun yanında tarafların da ödeme emrine itiraz yoluyla bu incelemeyi talep etmeleri mümkündür.

İflâs hükümlerine göre iflâs takibi, belirli usul ve şekillere bağlanmıştır. Bunda amaç adaletin iyi, süratli ve az masrafla dağıtılmasını46 sağlamaktır47. Çünkü iflâs hükümleri yalnız alacaklı ve borçluyu değil üçüncü şahısları da etkiler. Buna paralel olarak İcra ve İflâs Kanunumuza göre; iflâs yoluyla alacaklının alacağını elde edebilmesi için, ortada mutlaka ticaret mahkemesi tarafından verilmiş bir karar olmalıdır (m.156) . Öyle ki yapılan takibe karşı borçlu hiçbir itiraz ortaya koymamış

43 Haklarında iflâs kararı verilebilecek olan şahısları dört grupta toplayabiliriz. Bunlar; tâcirler, tâcir

sayılanlar, tâcir gibi sorumlu olanlar, tâcir olmadıkları halde özel kanun hükümleri uyarınca iflâsa tabi olanlar (m.43). Tâcirleri ise kendi aralarında; gerçek kişi tâcirler, tüzel kişi tâcirler, amacına varmak için ticari bir işletme işleten dernekler, kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümlerine göre idare edilmek veya ticari şekilde işletilmek üzere devlet, il, belediye gibi, kamu tüzel kişileri tarafından kurulan teşekkül ve kurumlar olarak üçe ayırabiliriz. Tâcir sayılanlar ve tâcir gibi sorumlu olanlar ise; aslında tâcir olmadıkları halde tâcirler hakkındaki hükümlere tabidirler. Kanunun böyle bir düzenleme yapmasının amacı, iyiniyet sahibi üçüncü kişilerin iyiniyetini korumaktır. Tâcir olmadıkları halde özel kanun hükümlerine göre iflâsa tabi bulunan kişileri; ticareti terk edenler (terkten itibaren bir yıl süreyle), kollektif şirket ortakları, komandit şirket ortakları, bankalar kanununa göre iflâsı istenebilecek olanlar, tereke, konkordato mühleti kaldırılan veya konkordatosu tasdik olunmayan veya konkordatosu tamamen feshedilen iflâsa tabi olmayan kişi olarak sınıflandırabiliriz. (İflâsa tabi kişiler hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. Muşul, s.935 – 950; Pekcanıtez/Atalay/Sungurtekin Özkan/Özekes – İcra, s.364–366; Kuru/Arslan/Yılmaz – İcra, s.505–510; Berkin – İflâs, s.118; Erman, s.524–530; Kuru, Baki, İflâsa Tabi Olan Şahıslar (II. Ticaret ve Banka Hukuku Haftası, Ankara, 1962, s.585–600) Ticareti Terk Eden Tâcirlerin Tabi Bulunduğu Hükümler, AÜHFD 1970/1–2, s.109–118 (Kuru – İflâsa Tabi); Deynekli – Kambiyo Senetleri, s.27–36; Üstündağ – İflâs, s.12–19).

44 “İİK’nun 43. maddesine göre iflâs yolu ile takibe ancak Ticaret Kanunu gereğince tâcir olan veya

tâcir olmadıkları halde özel kanunlarına göre iflâsa tabi bulundukları bildirilen gerçek ve tüzel kişiler hakkında girişilebilir.” 19. HD. 28.6.2001 T., 3712/5039 (Günel, Mete Y., İflâs Davaları ve İflâsın Ertelenmesi, Ankara, 2006, s.27).

45 Kuru/Arslan/Yılmaz – İcra, s.510; Pekcanıtez/Atalay/Sungurtekin Özkan/Özekes – İcra, s.366;

Kalaycı, s.79.

46 Berkin – İflâs, s.16.

47 Anayasamızın 141. maddesine göre, devlet, yargının basit, çabuk ve ucuz gerçekleşmesi için

gereken tedbirleri almak zorundadır. Bunun yanında Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 77. maddesinde de, hakimin tahkikat ve muhakemenin mümkün olduğu kadar hızlı ve düzen içinde yürtülmesini ve gerekesiz masarfları önlemesi yükümlülüğü belirtilmiştir. Söz konusu iki düzenleme yargılama hukumumuzda usul ekonomisi ilkesi olarak adlandırılmaktadır.

(24)

olsa bile, iflâsın ortaya çıkabilmesi için bu gerekli bir şarttır. Aslında tüm bunlar, iflâs kurumunun bünyesinde kamu hukuku özelliklerini barındırdığını ortaya koymaktadır. Çünkü iflâsın amacı genel menfaatleri korumaktır.

İflâs hukukunda iki yönden bir kollektiflik vardır. Yani icra sistemi içinde cüz’i icrada, devletin yetkili organları borçlunun belirli bir veya birkaç alacaklısı için, borçlunun borcunu karşılamaya yetecek kadar olan mal varlığına el koyar. Ama kollektif tasfiye şekli olan iflâs prosedüründe, iflâsta birlik ve genellik prensibi48 gereği, tüm alacaklılar (subjektif üniversellik) için borçlunun yine tüm malvarlığı (objektif üniversellik)49 üzerinde bir tasfiye gerçekleştirilir50 (m.184) . Artık iflâsta alacaklılar cüz’i icrada olan hacze iştirak şartları aranmadan bir veya birkaç alacaklının elde ettiği iflâs kararı üzerine başlayan tasfiyeye51 katılabilirler. Bu duruma, iflâsın kollektifliği veya evrenselliği gibi kavramlar izafe edilir52. Dolayısıyla belirtilen açıklamalara paralel olarak, artık iflâs yoluyla tasfiye de cüz’i icra taleplerinin söz konusu olamayacağını söyleyebiliriz.

Gerçekten yürürlükte olan İcra ve İflâs Kanunumuzun 193. maddesi bu düşüncemizin dayanak noktasını oluşturmaktadır. Buna göre iflâs kararının oluşturulmasıyla takipler durmakta (m.193/1) ve bu kararın kesinleşmesiyle de tamamen ortadan kalkmaktadır (m.193/2). Bu madde, iflâs tasfiyesinin temeli olan eşitlik ilkesinin doğal bir sonucudur. Eşitlik ilkesi ile kastedilen her ne kadar bazı ayrıcalıklı alacaklılar kabul edilmiş olsa da – ki bu alacaklar arasındaki öncelik zaman açısından değil, mahiyetleri açısındandır – alacaklılar arasında diğerlerinden önce davranmış olmanın getirdiği bir ayrıcalık bulunmamaktadır. Çünkü iflâs tasfiyesi

48 Üstündağ – İflâs, s.20. 49 Ansay, s.196.

50 Pekcanıtez/Atalay/Sungurtekin Özkan/Özekes – İcra, s.362; Muşul, s.934,941; Üstündağ – İflâs,

s.5; Postacıoğlu – İflâs, s.5; Berkin – İflâs, s.12,75; Kuru/Arslan/Yılmaz – İcra, s.495; Erman, s.523.

51 Berkin – İflâs, s.12.

(25)

sonucunda oluşacak değer alacaklılar arasında âdil bir biçimde paylaştırılacaktır53. Örneğin iflâs sıra cetvelinde sosyal ve ekonomik düşünceler dolayısıyla bazı alacaklara (işçi alacakları gibi…) öncelik (m.206) tanınmıştır54.

İflâs yolunda belirli bir alacaklının tatmini değil tüm alacaklıların tatmini için yapılacak bir kollektif tasfiye öngörülmüştür55. Buna paralel olarak iflâs yolunda, borçlunun alacaklılarından birisinin talebi üzerine iflâs kararı verilmesi halinde, diğer alacaklıların alacaklarını borçlunun mal varlığından talep edebilmek için, onların ayrıca takip yapmalarına gerek yoktur56. Alacaklıların tasfiyeden pay almaları için alacaklarını iflâs masasına yazdırmaları yeterlidir. İflâs takibi bakımından kollektifliği “aktif masa” ve “pasif masa” şeklinde57 değişik bir şekilde ortaya koymak sanırız çok da yanlış olmaz. Yani iflâs yolu aslında bu “aktif masa” ve “pasif masa” arasındaki alışverişin bir görünüş şeklidir. Aktif masa ile müflisin haczi kabil tüm aktifleri58, pasif masa ile borçlunun tüm borçları kastedilir59. Burada kastedilen masa kavramları elbette farazi niteliğe sahiptir.

İflâsta tasfiye tüm alacaklıları tatmin edecek şekilde organize edilir60. Tasfiye

53 Altay – İflâs, s.2; Berkin – İflâs, s.33; Kuru/Arslan/Yılmaz – İcra, s.496; Altay, Sümer, Genel

Olarak İflâs Davaları ve İflâsta Paylaştırmanın Esasları, (Ünal Tekinalp Armağanı, C. II, 2003, s.892) (Altay – İflâsta Paylaştırma).

54 Altay – İflâsta Paylaştırma, s.893. 55 Blumenstein, s.545; Amonn, s.282.

56 Pekcanıtez/ Atalay/ Sungurtekin Özkan/ Özekes – İcra, s.363.

57 Üstündağ – İflâs, s.5; Altay – İflâs, s.3; Altay – İflâsta Paylaştırma, s.892. 58 Amonn, s.285; Muşul,s.934; Erman, s.523.

59 Amonn, s.285.

60 İflâs takibinin gerektirdiği işlemleri yapmakla görevli olan ve iflâs hükümlerini uygulayan

teşkilata iflâs organları denir. İflâs organlarını öğretideki yazarların bir çoğu ( Kuru – El Kitabı, s.925; Ulukapı, Ömer, İcra ve İflâs Hukuku, Konya, 2007, s.175 (Ulukapı – İcra İflâs))özel ve genel organlar olarak ikiye ayırdıktan sonra, genel organları de kendi içinde asli ve tali organlar olarak ikiye ayırmıştır. Asli organlar olarak; icra dairesi, iflâs dairesi, icra mahkemesi, ticaret mahkemesi ve Yargıtay’ın ilgili dairesi (12. ve 19. dairesi) olarak sayılırken; Cumhuriyet savcılığı ve Adalet müfettişleri ise tali organlar olarak kabul edilmektedir. Özel organlar ise iflâs idaresi ve alacaklılar toplantısı olarak iki tanedir (Ayrıca Erman, s. 530 – 534) ;Pekcanıtez/ Atalay/ Özekes/ Sungurtekin Özkan – İcra, s. 365 üçüncü bir özel organ olarak iflâs bürosunu da belirtmektedir). İflâsın özel organları her iflâs takibi için o iflâs takibine özgü olarak oluşturulan organlardır. İflâsın resmi organları ile kastedilen iflâs hukukuna ilişkin işlemleri yapmakla görevli devletin

(26)

sürecinde elde edilen aktif paraya çevrilerek, tüm alacaklılara sıralarına göre pay cetveli çerçevesinde eşit bir şekilde dağıtılır61. Aktif masa olarak kabul edilen bu kısma müflise ait olmayan ayni haklar, sahibine eşya üzerinde mutlak hâkimiyet sağlamaları sebebiyle, iflâstan etkilenmez ve masa mallarına dâhil olmazlar. Böyle bir malın iflâs yolunda masa malı olarak görülmesi karşısında üçüncü şahısların mülkiyet iddiası iflâsta istihkak iddiasına konu olur (m.228). Bunun dışında menkul ve gayrimenkul mallar paraya çevrilerek iflâs masasına kaydedilir (m.198). Pasif masaya gelince, pasif masayı alacak talepleri açısından düzenlemek için sıra cetveli düzenlenmektedir.

B. İFLÂSIN HUKUKİ NİTELİĞİ

Yürürlükte bulunan İcra ve İflâs Kanunumuzda düzenlenen iflâs kurumunun hukuki niteliği üzerinde öğretide farklı düşünceler ileri sürülmektedir. Bazı hukukçular iflâs masasına giren mallar üzerinde alacaklıların rehin benzeri bir hakka sahip olduğu görüşündedirler62. Bu görüşü savunanlara göre iflâs açıldıktan sonra iflâs masasına giren mallar üzerinde müflisin idare ve tasarruf yetkisi tatil edilmiştir. Alacaklıların ise, malları idare ve mallar üzerinde tasarruf etme hakkı elde etmeleri söz konusudur.

Diğer görüşe göre63 ise, iflâs masasına giren mallar, yani borçlunun malları üzerinde alacaklıların tatminini sağlamak üzere el konulması söz konusudur. Bu görüşü savunanlara göre alacaklıların borçlunun malları üzerinde bir ayni hakka sahip olmaları

resmi makamlarıdır. Asli organlar ise; yalnız iflâs işleri için kurulmuş olan veya asıl görevleri arasında iflâs işleri de bulunan resmi organlardır. Asli organlardan icra dairesi, takipli iflâs yollarında iflâs takip talebinin verileceği yerdir. Bunun yanında iflâs ödeme emrine itiraz ve kambiyo senetlerine mahsus iflâs yoluyla takipte şikâyet icra dairesine yapılmaktadır. İflâs dairesinin görevi, ticaret mahkemesinin borçlunun iflâsına karar vermesi ve bu kararın iflâs dairesine bildirilmesiyle başlar. Bu andan itibaren iflâs prosedürünün yerine getirilmesi için gereken işlemleri yerine getirir (Örneğin iflâsın açıldığını gereken yerlere bildirmek ve ilân etmek, müflisin mallarının defterini tutmak, muhafaza tedbirlerini almak v.s). İcra mahkemesi, kambiyo senetlerine mahsus iflâs yoluyla takipte ödeme emrine karşı yapılan şikâyetler hariç, iflâsta icra ve iflâs dairelerinin işlemlerine karşı yapılan şikâyetleri inceler. Ticaret mahkemesi ise iflâs davasının açıldığı, görüldüğü ve iflâs kararının verildiği mahkemedir. Aslında iflâs prosedürünün en önemli asıl organıdır. Yargıtay’ın ilgili daireleri ise, iflâs hakkında verilen kararların temyiz incelemelerini yapar.

61 Altay – İflâs, s.4. 62 Blumenstein, s.548. 63 Üstüdağ – İflâs, s.12.

(27)

söz konusu değildir. Alacaklıların ancak mallar üzerinde, iflâs tasfiyesinde kendi alacaklılarının dikkate alınmasını isteme hususunda bir talep hakkı söz konusudur. Ancak bu görüş de eleştirilmiştir. Buna göre iflâs sonucunda elde edilen mallara alacaklılar değil, devletin yetkili organları el koymaktadır64.

Üçüncü bir görüşe göre65 ise iflâsın hukuki niteliğini açıklamada kamu hukuku teorisi kullanılmalıdır. Buna göre iflâs, devletin kontrolü altında yürütülen, cebri icra sistemine dayalı66 bir faaliyettir. Bu faaliyete alacaklıların katılımı söz konusudur. Burada alacaklıların elde ettiği hak, maddi hukuka ilişkin değildir. Alacaklıların elde ettikleri, iflâs prosedüründe gereken tedbirlerin uygulanmasında etkili olma ve alacağın tasfiyede dikkate alınmasını isteyebilme hakkıdır67.

C. İFLÂS YOLLARI

İflâsa tabi bir kimsenin iflâsına karar verilebilmesi için takip edilmesi gereken yola iflâs yolu denir68. İflâs yolları, takipli ve takipsiz iflâs türleri olarak ikiye ayrılmaktadır.

İflâs yolları için öğretide kabul edilen genel ayrım; takipli ve takipsiz iflâs yolu ayrımıdır69. Öğretide takipli-takipsiz ayrımına girmeden iflâs yollarını üç başlık altında değerlendiren yazarlar da vardır70. Eğer borçlunun iflâsına karar verilebilmesi için giriş niteliğinde değerlendirilebilecek bir prosedür izleniyorsa71, söz konusu yol takipli iflâs yoludur. Genel olarak iflâsa alacaklının yaptığı takip neticesinde karar verilir. Ancak istisnai hallerde kanun önceden takibe gerek kalmadan doğrudan doğruya iflâs kararının

64 Deren Yıldırım, Nevhis, İflâsın Hukuki Mahiyeti, (İHFM, C.LIV, S.1 – 4, 1994, s.331 – 346, s.340

– 341).

65 Deren Yıldırım, s.343 – 344. 66 Altay – İflâs, s.7.

67 Yıldırım, s.343.

68 Kuru/Arslan/Yılmaz – İcra, s.516.

69 Berkin – İflâs, s.89; Pekcanıtez/Atalay/Sungurtekin Özkan/Özekes – İcra, s.370; Muşul,

s.934-935; Altay – İflâs, s.55; Deynekli – Kambiyo Senetleri, s.3.

70 Çavdar/Biçkin, s.30; Kuru/Arslan/Yılmaz – İcra, s.516. 71 Blumenstein, s.546.

(28)

verilebileceğini de kabul etmiştir. Takibe dayalı iflâs yolları olan genel iflâs yolu (m.154–166, m. 182, m.184–256) ve kambiyo senetlerine mahsus iflâs yolu (m.167, m.171–176/b) arasında usulü paralellik vardır. Zaten bu iki takip yolunu aynı üst başlık altında tutan asıl sebep de bu olabilir.

Takipsiz iflâs yolu olarak değerlendirilen doğrudan doğruya iflâs yolunda, iflâs talebinde bulunan kişi, herhangi bir takibe gerek olmadan açacağı iflâs davası ile iflâs talebinde bulunabilecektir (m.177-181, m.183). Doğrudan doğruya iflâs yolu kavramının kullanılmasının sebebi, alacaklının icra dairesine başvurmadan doğruca iflâs talebiyle ticaret mahkemesine başvurabilmesidir. Yargıtay’ın görüşüne göre hâkim, tarafların talebine bakmadan iflâs talebinin hangi takip türüne girdiğini tespit etmelidir72. Takipsiz iflâs yoluna ilişkin düzenlemelerin bir kısmı İcra ve İflâs Kanunu’nda düzenlenmişken, bir kısmı da özel kanunlarda düzenlenmiştir73. Özellikle aşağıda değineceğimiz bankaların iflâsı74 ve terekenin iflâs hükümlerine göre tasfiyesinde75 ilgili özel kanun hükümlerinden yararlanılmaktadır.

I. TAKİBE DAYALI İFLÂS YOLLARI

Takipli iflâsta alacaklı iflâs takibini icra dairesinden başlatır. Eğer alacaklı bu takip sonunda da alacağını elde edemezse artık ticaret mahkemesine başvurarak borçlunun iflâsını talep edebilir. Yani geçerli bir takip sonucu alacağın elde edilememiş olması takipli iflâs yolunun hukuki sebebidir76. Takipli iflâs yolu, alacaklının alacağının belgeye bağlı olup olmamasına77 ve eğer alacağı belgeye bağlıysa bu belge veya belgelerin niteliğine göre ikiye ayrılır. Bunlar genel iflâs yolu (m.154–166, m. 182, m.184–256) ve kambiyo senetlerine mahsus iflâs yoludur (m.167, m.171-176/b). İcra ve

72 “Hâkim sadece tarafların ileri sürdükleri maddi vakıaları ve neticei taleple bağlı olup, tarafların

dayandığı hukuki tavsifle bağlı değildir. Davanın hukuksal yönünün nitelendirilmesi hâkime ait bulunduğundan davacının ileri sürdüğü olayların hangi iflâs nedenine dayandığını kendisi tespit edecektir.” 19. H.D. 17.02.2005, 6221/1435 (Çavdar/Biçkin, s.207).

73 Deynekli – Kambiyo Senetleri, s.4.

74 5411 sayılı Bankalar Kanunu. Bkz. §1-C-II-4. 75 Bkz. §1-C-II-7.

76 Altay – İflâs, s.56; Muşul, s.959.

(29)

İflâs Kanunumuz esas itibariyle genel iflâs yoluyla takibi düzenlemiştir. Kambiyo senetlerine mahsus iflâs yoluyla takip için konulan özel hükümler (m.171–175) dışında kalan hususlarda ise bu takibe, genel iflâs yoluna ilişkin kuralların uygulanacağını belirtmiştir78 (m.176). Takipli iflâsta alacaklının takip talebini alan icra dairesi borçluya iflâs ödeme emri yollayacaktır (m.156). İflâs ödeme emrine borçlunun itiraz etmesi veya etmemesi hem takibin hem de takip sonunda açılması düşünülen iflâs davasının akıbetini belirleyecektir. Eğer gönderilen iflâs ödeme emrine itiraz edilmezse takibin devamında ortaya çıkacak olan iflâs davası, kesinleşmiş iflâs takibine ilişkin şeklî bir incelemeye tabi olacaktır. Eğer bu ödeme emrine itiraz olursa, takibin devamında gelecek olan davada daha derinlemesine bir inceleme yapılacaktır79. Aslında farklı bir bakış açısıyla düşünürsek takibe dayalı iflâs yolunu takip safhası ve mahkeme safhası80 olarak ikiye ayırabiliriz.

1. Genel İflâs Yolu

Genel iflâs yolu, genel haciz yolunun (m.46-144) iflâs hukukundaki karşılığıdır81. Öğretide genel iflâs yoluyla takibi, adi iflâs yoluyla takip olarak adlandıran yazarlar82 da vardır. Kanunumuzda 155. maddenin başlığında “adi iflâs yoluyla takip” kavramı kullanılmıştır. Biz bu takip için, icra hukukundaki genel haciz yoluyla takibin karşılığı olarak kabul edilmesi sebebiyle, genel iflâs yoluyla takip kavramını kullanmayı daha uygun gördük. Genel iflâs yoluyla takibe başvurabilmek için alacağın para veya teminat alacağına ilişkin olmasının yanısıra (m.42), borçlunun da iflâsa tabi şahıslardan olması gerekmektedir83. Bu takip yolunda alacağın belgeye bağlı olma şartı84 aranmamaktadır. Ancak alacak eğer rehinle temin edilmişse m.45/I

78 Ulukapı – İcra İflâs, s.203; Muşul, s.959; Kuru/Arslan/Yılmaz – İcra, s.534.

79 Ulukapı – İcra İflâs, s. 196 – 197; Altay – İflâs, s.114 Kuru/Arslan/Yılmaz – İcra, s.521. 80 Postacıoğlu – İflâs, s.18.

81 Kuru/Arslan/Yılmaz – İcra, s.517.

82 Altay – İflâs, s.113; Muşul, s.969; Berkin – İflâs, s.90. 83 Altay – İflâs, s.113.

84 Pekcanıtez/Atalay/Sungurtekin Özkan/Özekes – İcra, s.373; Kuru/Arslan/Yılmaz – İcra, s.517;

(30)

gereği iflâs yoluyla takip yapılamaz85. Bu halde alacaklı, kanun hükmü gereğince rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapmak zorundadır. Sadece alacağın ipotek limitinden fazla olan kısmı için iflâs yoluyla takip yapılabilir86. Bu kuralın tek istisnası alacaklının, iflâsa tabi borçluya karşı bir kambiyo senedine sahip olması halidir. Bu durumda alacaklı isterse m.45/I’deki kuralla bağlı olmadan kambiyo senetlerine mahsus takip yoluna başvurabilir87. Tabi elinde bir kambiyo senedi bulunan alacaklının, borçlusuna karşı genel iflâs yoluyla takip yapmasına da engel yoktur88.

Genel iflâs yolu icra dairesinde yapılacak takip talebi ile başlar. İcra müdürü bu talep üzerine borçluya ödeme emri gönderir. Borçlu yedi gün içinde borcunu öderse takip sona erer. Borcunu ödemezse bundan sonra takip devamında mutlaka bir iflâs davası açılacaktır. Bu iflâs davası da söz konusu ödeme emrine itiraz edilip edilmemesine göre farklı şekilde incelenecektir89.

a. Yetkili İcra Dairesi

Alacaklı iflâsa tabi borçlusunu genel iflâs yoluyla takip etmek isterse, takip talebini borçlunun muamele merkezinin90 bulunduğu yer icra dairesine iletir ( m.154/1 ). Yani genel iflâs yoluyla takipte yetkili icra dairesi borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yer icra dairesidir. Kanunun böyle bir kural getirmesinin amacı; borçlunun daha çok muamele merkezinde taahhütlerde bulunması ve kendisinin ve mallarının orada daha kolay bulunabilmesidir91. Bunun yanında Kanunun böyle bir kural belirlemesini borçluya karşı yapılabilecek takipleri aynı yerde toplama ve birlik sağlama düşüncesine de bağlayabiliriz. İflâs takibinde birlik sağlama, hem alacaklılar hem de

85 Muşul, s.969.

86 Alacağı ipotek limitinden fazla olan kısmı için iflâs yoluyla takip yapılabilir. 19 HD. T.,

27.1.2000, 8085/415 (YKD 2000/10, s.1579); 19. HD. 27.1.2000 T., 8085/415 (Günel, s.119).

87 Pekcanıtez/Atalay/Sungurtekin Özkan/Özekes – İcra, s.373; Muşul, s.969.

88 Pekcanıtez/Atalay/Sungurtekin Özkan/Özekes – İcra, s.373; Altay – İflâs, s.76;

Kuru/Arslan/Yılmaz – İcra, s.513.

89 Bkz. §4-D. 90 Muşul, s.972.

(31)

borçlu lehine olacaktır. Çünkü farklı yerlerde yapılan takipler borçlunun kendisini savunmasını zorlaştıracak; alacaklının da, muamelelerinin gecikmesine ve masraflarının artmasına sebep olacaktır92. Öğretide tüm bu sebeplerle, icra dairesinin yetkisinin kamu düzeninden sayılmasının daha doğru olması gerektiğini savunanlar vardır.93

Burada önemli husus, yetkili icra dairesinin belirlenmesini sağlayacak olan borçlunun muamele merkezinin neresi olduğudur. Tüzel kişi tâcirler94 açısından, muamele merkezinin tespiti kolaydır95. Çünkü şirketlerin esas sözleşmelerinde muamele merkezlerinin yazılması zorunludur96. Gerçek kişi tâcirler97 bakımından ise, ticaret siciline tescil ettirilen işletme merkezinin bulunduğu yer, tâcirin muamele merkezi için karine sayılır98. Muamele merkezi ile kastedilen, borçlunun işlerini yürüttüğü, vergilerini ödediği, sözleşmelerini yaptığı ve tüm işlerini yoğunlaştırdığı yerdir99. Borçlunun yerleşim yerinin veya işyerinin bulunduğu yerin muamele merkezinden başka bir yer olması mümkündür. Bu durumda söz konusu kişi hakkında iflâs takibi,

92 Berkin – İflâs, s.91.

93 “ Berkin’e göre kanunun iflâs kararını verecek mahkemenin yetkisini kamu düzeninden sayarak

borçlunun muamele merkezine kesin yetki verdikten sonra icra dairesinin yetkisini bu şekilde kamu düzeninden saymayarak yetki sözleşmelerine açmak iflâs kararından önce ve sonra yapılacak işlemlerin ahengini bozabilecektir”. (Berkin – İflâs, s.91. Aynı görüşte, Erman, s.538).

94 Ticaret şirketleri, amaçlarına varmak için ticari işletme işleten dernekler ve TTK m.18/I’de

belirtilen şartları taşıyan kamu tüzel kişileri tarafından kurulan teşekkül ve kurumlar tüzel kişi tâcir sıfatına sahiptir. (Karahan, Sami, Ticari İşletme Hukuku, Konya, 2005, s. 83 – 85).

95 Pekcanıtez/Atalay/Sungurtekin Özkan/Özekes – İcra, s.374; Altay – İcra, s.76; Çavdar/Biçkin,

s.24; Deynekli – Kambiyo Senetleri, s.37.

96 Bkz. 6762 S. TTK m. 155/3,244,279,478,506/1, 09.07.1956 T., 9353 S. R.G.; 1163 S. Koop. K. m.

4/1.,10.05.1969 T, 13195 S. R.G.

97 Bir ticari işletmeyi kısmen dahi olsa kendi adına işleten kimse tâcirdir (TTK m.14/I). Buna göre

gerçek kişi tâcirden bahsedebilmek için; gerçek kişinin bir ticari işletmeye sahip olması, bu ticari işletmenin işletilmesi ve bu işletme faaliyetinin söz konusu gerçek kişi adına yapılması gerekir. (Karahan, s.78).

98 Kuru/Arslan/Yılmaz – İcra, s.514; Deynekli –Kambiyo Senetleri, s.38.

99 Muşul, s.972; Altay – İflâs, s.77; Muamele merkezi, borçlunun dışarıya karşı işlerini idare ettiği

merkezdir. (Kuru/Arslan/Yılmaz – İcra, s.513); Çavdar/Biçkin, s.24; Ergün, Mevci, Kambiyo Senetlerine Özgü Takip Yolları, Ankara, 1989, s.158 (Ergün – Kambiyo); Kuru, Baki, İflâsta Yetki Sözleşmeleri, İcra ve İflâs Kanununda Değişiklik Sempozyumu, Ankara, 1963, s.1 – 4, s.1 (Kuru – Sempozyum Yetki).

(32)

ticarethanenin bulunduğu yerde100 yapılacaktır101. Öğretide tâcir sıfatı bulunmayan kollektif ve komandit şirket ortaklarına şirket borçlarından dolayı, şirketten ayrı olarak yapılacak iflâs takipleri bakımından şirket merkezlerinin değil; ortakların yerleşim yeri icra dairesinin yetkili olduğunu savunanlar102 olduğu gibi, şirketin muamele merkezinin yetkili olduğunu savunan yazarlar103 da vardır. Ticareti terk eden tâcirlere karşı ticareti terk etmelerinden itibaren bir yıl içinde yapılan iflâs takiplerinde yetkili icra dairesi, tâcirin ticareti terk ettiği zaman muamele merkezi neresi ise o yer icra dairesidir104.

İflâs takipleri için belirlenen bu icra dairelerinin yetkisi kamu düzenine ilişkin olmadığı105 için taraflar yetki sözleşmesi yaparak da başka bir yer icra dairesini iflâs takibi için yetkili kılabilirler106 (m.154/3). Yetki sözleşmesi ayrı yapılabileceği gibi özellikle kambiyo senetlerinde yetki kaydı konularak107 da yapılabilir.

İflâs yoluyla takip yönünden icra dairesinin yetkisi 538 sayılı kanundan108 önce

100 Belgesay, Mustafa Reşit, İcra ve İflas Kanunu Şerhi C.2, İstanbul, 1954, s.327 (Belgesay – Şerh). 101 “İflâsı istenen kollektif şirketin Uzunköprü ticaret siciline kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır. Ticaret

siciline kayıtlı olunan yer muamele merkezi yönünden karinedir. Ancak somut olayda iflâsı istenen şirketin muamele merkezinin Meriç olduğu tespit edildiğinden mahkemece İİK’nun 154. maddesi uyarınca yetkisizlik kararı verilmesinde bir isabetlilik bulunmamaktadır.” 19. HD. 24.10.2002 T., 2893/6890 (Günel, s.99).

102 Pekcanıtez/Atalay/Sungurtekin Özkan/Özekes – İcra, s.374; Deynekli – Kambiyo Senetleri, s.39. 103 Altay – İflâs, 79.

104 Deynekli – Kambiyo Senetleri, s.38.

105 Postacıoğlu – İflâs, s.19; Altay – İflâs, s.77; Kalaycı, s.79,80; Kuru/Arslan/Yılmaz – İcra, s.514. 106 “İflâs yoluyla takip borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yer icra dairesinden başlatılmalıdır

(m.154). İcra dairesinin yetkisi kamu düzeninden olmadığından yetki sözleşmesi ile başka bir yer icra dairesi de yetkili kılınabilir. Ancak yetki sözleşmesinin HUMK m.22’ye göre yazılı olarak yapılması gerekmektedir. Adi yazılı şekil yetki sözleşmesi için geçerlilik şartıdır. Bu nedenle yetki sözleşmesi, sözleşmenin taraflarınca imzalanmalıdır. Somut olayda taraflar arasıda HUMK m.22’ye uygun bir yetki sözleşmesi mevcut olmadığı için iflâs takibinin yapıldığı icra dairesinin yetkisiz olduğu kabul edilir” 19. HD. 2.2.2006 T., 10910/846 (Günel, s.69 – 70).

107 “Davacı tarafından üç adet bonoya dayanılarak başlatılan haciz yoluyla takip iflâs yoluna

çevrilmiştir. Takibe esas bonolardan ikisinde ihtilaf halinde İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğu belirtilmiştir. Mahkemece iki bonodaki yetki kaydının yetki sözleşmesi niteliğinde olmadığı bu nedenle yetkili icra dairesinden başlatılamayacağı gerekçesiyle iflâs davasının reddine karar verilmiştir. Bonolarda yer alan yetki kaydı geçerli olup, İstanbul icra daireleri bu iki bono yönünden yetkilidir. Mahkeme iki bono yönünden işin esasına girerek bir karar vermesi gerekirken…” 19. HD. 27.5.2004, 10627/6274 (Deynekli – Kambiyo Senetleri, s.39).

(33)

kamu düzeninden sayılmaktaydı. 538 sayılı kanun değişikliği ile icra dairesinin yetkisinin kamu düzenine ilişkin olma durumu ortadan kaldırılmış oldu ve böylece tarafların yetki sözleşmesi yapabilmelerine hukuki zemin sağlandı. Yargıtay da 538 sayılı kanun değişikliğinden önceki kararlarında kanun metnine bağlı kalarak tarafların takibin yapılacağı icra dairesi için yetki sözleşmesi yapamayacağı fikrini kabul ediyordu109. 538 sayılı kanun değişikliğinden sonra ise tarafların yapacakları yetki sözleşmesi ile takibin yapılacağı yer icra dairesini belirleyebileceklerini ortaya koyan kararlar vermiştir110.

İflâs takibinde icra dairesinin yetkisi kamu düzenine ilişkin olmadığı için; icra dairesi yetkisizliği, re’sen111 dikkate alamaz. Dolayısıyla borçlu, takip talebine bağlı olarak gönderilen ödeme emrine süresi içinde yetki itirazında bulunmazsa, taraflar arasında zımni olarak bir yetki sözleşmesinin112 yapıldığını kabul etmek gerekecektir. Yine alacaklının, borçlunun yaptığı yetki itirazı üzerine, bu itirazında belirttiği icra dairesine icra dosyasının tebliğ ettirilmesini istemesi halinde de yetki sorunu ortadan kalkmış olacaktır. Tarafların yapacakları yetki sözleşmesi, muamele merkezinden doğan yetki kuralını bertaraf edemez113. Çünkü Kanunun “o yerin icra dairesi dahi iflâs takibi

109 “İflâs takibi bakımından, icra dairesinin yetkisi konusunda sözleşme yapılması mümkün ise de,

iflâs davasının borçlunun muamele merkezinin tabi olduğu ticaret mahkemesinde açılması kamu düzenine ilişkin bulunduğundan, bu konuda yetki sözleşmesi yapılması caiz değildir.” 12. HD. 18.11.1976 T., 10018/11690 (YKD 1977/10 s.1426).

110 “İflâs yoluyla takipte yetkili icra dairesi borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yerdeki icra

dairesidir. Ancak icra dairesinin yetkisi kamu düzenine ilişkin yetki hallerinden olmadığından, bu konuda yetki sözleşmesi yapılabilir.” 19 H.D. 28.9.2000, 5712/6722 (YKD 2001/6, s.890-891); Aynı yönde 19. HD. 07.04.2005 T., 1881/3759 (Çavdar/Biçkin, s.129);19 H.D. 52.11.2004, 6323/11604 (YKD 2005/11, s.1789-1790).

111 Kuru/Arslan/Yılmaz – İcra, s.514.

112 “Borçlu, iflâs ödeme emrine itiraz etmemiştir. İİK m. 50/2 uyarınca süresinde öne sürülmediği

cihetle, ticaret mahkemesi icra dairesinin yetkisiz olduğunu re’sen nazara alamaz. Borçlunun muamele merkezinden gayri bir yerde iflâs takibi açılabilir. Borçlu ödeme emrine itiraz süresi içinde ve usulüne uygun biçimde yetki itirazında bulunmuş ise, bu itirazın kaldırılması ticaret mahkemesinde incelenecek ve ancak bu ahvalde nazara alınacaktır. Mahkemenin icra dairesinin yetkisi konusunu re’sen nazara almak suretle yasaya uygun düşmeyen gerekçeyle, geçerli bir takipten bahsedilemeyeceğine karar vermesi isabetsizdir.” 12. HD. 27.3.1986 T., 9481/3375 (Deynekli – Kambiyo Senetleri, s.41); Aynı yönde 12. HD. 06.02.1984 T., 11635/1077 (Altay – İflâs, s.97 no.17).

Referanslar

Benzer Belgeler

同學們一起參與揭碑典禮 臺北醫學大學校園立碑感恩善緣 臺北醫學大學今天上午 10:00

[r]

Although only few cases have been reported, abnormal MRI findings on the spinal cord and vertebral bone marrow should alert clinicians to consider Cobalamin deficiency.

"Tehlikeler ve etik kayg›lar yaln›zca bilimin herhangi bir teknolojiyi gelifltirmek için kullan›l- mas› durumunda ortaya ç›k›yor.. Ancak atom

Bu tez çalışmasında; ilköğretim altıncı sınıf matematik müfredatında yer alan kazanımların öğrenci ve öğretmenlere göre zorluk dereceleri araştırılmıştır. Bu

Tabii, bu tür bir hayata alış­ tıktan sonra becerebilir miyim bunu, bilin­ mez.”.. Gülersoy 10.30 sularında Turing Otomo­ bil Kurumu’nun önünde

Çalışmamızda sık tonsillit atağı geçiren kronik tonsillitli hastaların serum demir ve hemoglobin düzey- lerini, sık infeksiyon geçirmeyen hastaların değerleriyle

«Aradan çok yıllar geçmiş elm asına rağmen, Yapı ve Kredi Bankası'nın düzenlediği sanat müsamerelerin- de vermiş olduğum ilk konserim i hiç