• Sonuç bulunamadı

DAVA SÜRESİ

Belgede İflas davası (sayfa 145-149)

İflâs davası için dava süresi, yalnız takibe dayalı iflâs yolları sonucunda ortaya çıkabilir. Buna göre takibe dayalı iflâs yollarında, iflâs talebinde bulunacak alacaklı için dava süresi, gönderilen iflâs ödeme emrine karşı borçlu süresi içerisinde itiraz etmiş olsun ya da olmasın746, iflâs ödeme emrinin borçluya tebliğinden itibaren bir yıldır747 (m.156/IV). Kanunun böyle bir süre koymasının sebebi, borçlunun uzun süre iflâs tehdidi altında bırakılmasını engellemektir748.

Söz konusu bu bir yıllık süre, zamanaşımı süresi olmayıp hak düşürücü süredir749. Çünkü m.156/IV iflâs isteme hakkının ödeme emrinin tebliği tarihinden

744 Berkin – İflâs, s.139. 745 Berkin – İflâs, s.138. 746 Muşul, s.980.

747 “İflâs davasının ödeme emrinin tebliğ edildiği tarihten itibaren 1 (bir) yıl içinde açılması

gerekmektedir.” 19. HD. 21.04.2005 T., 2670/4482 (Çavdar/Biçkin, s.162-163); Aynı yönde 19. HD. 28.1.1999 T., 7338/229 (Günel, s.132).

748 Üstündağ – İflâs, s.31.

749 “İflâs ödeme emrinin borçluya tebliğinden itibaren bir yıl içinde iflâs davası açılmasına ilişkin

itibaren bir sene sonra düşeceğini belirtmiştir. Dolayısıyla bu sürenin hak düşürücü süre olması, sürenin mahkemece re’sen araştırılmasını gerektirir750. Hatta mahkeme, belirtilen süre geçmiş olmasına rağmen iflâs kararı vermişse, bu karar icra organları için bağlayıcı değildir751.

Alacaklı, bir yıllık süre geçtikten sonra yapılmış olan iflâs takibine dayanarak iflâs davası açamaz752. Bu durum, aslında bir senelik sürenin geçirilmesinin aynı zamanda ödeme emrinin geçerliliğinin ortadan kalktığını da ortaya koyar753. Bundan sonra alacaklının, ancak bir yıllık süre geçtikten sonra, yeniden bir takip talebi düzenleyerek, borçluya yeni bir iflâs ödeme emri göndertmesi ve bunun üzerine iflâs davası açması mümkündür754. Alacaklı bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde, iflâs davasını açtıktan sonra, iflâs talebini geri alabilir. Fakat bir ay geçmedikçe bu talebini yenileyemez (m.157).

Öğretideki bir görüşe göre,755 alacaklı belirtilen bir yıllık süre içerisinde iflâs davasını açtıktan sonra, davayı takip etmediği için dosya işlemden kaldırılırsa, bu da davanın açılması için belirtilen sürenin geçirilmesi halinde ortaya çıkan sonuçlarla aynı sonuçları doğurmalıdır. Dolayısıyla böyle bir durumda davaya devam etmek isteyen alacaklı, tekrar bir iflâs ödeme emri göndertmelidir.

arasında, HUMK m.409’un öngördüğü yenileme süresi geçtiğinden, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken, iflâs kararı verilmesi isabetsizdir. 12. HD. 13.3.1975 T., 612/2279 (Altay – İflâs, s.221 no.55)

750 Çavdar/Biçkin, s.35; Üstündağ – İflâs, s.31. 751 Üstündağ – İflâs, s.31.

752 Kuru/Arslan/Yılmaz – İcra, s.520. 753 Postacıoğlu – İflâs, s.26.

754 Kuru – El Kitabı, s.952; Kuru – İcra İflâs, s.2669; Altay – İflâs, s.128; Gürdoğan – İflâs, s.30. 755 Postacıoğlu – İflâs, s.27.

§4- İFLÂS DAVASINDA YARGILAMANIN AŞAMALARI A. GENEL OLARAK

İflâs davasında davacı, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu m.193’te belirtilen şartları taşıyan dava dilekçesini iki nüsha halinde düzenler. Düzenlediği bu dava dilekçelerini davacı, dava için yetkili ticaret mahkemesine756 verir. Dava dilekçeleri hâkime verilir. Ardından hakim, dilekçeleri mahkeme kalemine havale eder. Bundan sonra dava dilekçesi, esas defterine kaydedilir757. Ardından duruşma günü tayin edilir ve dava dilekçesiyle, davalı borçluya tebliğ edilir758. Davacı, yazılı delillerini dava dilekçesine eklemek zorundadır (HUMK m.508). Mahkemenin taraflara gönderdiği davetiye ile, tarafların vermek istedikleri belgelerin, her halde belli günde gönderilmesi veya duruşmaya getirilmesi gerektiği bildirilir (HUMK m.509).

Alacaklının, iflâs davası açması üzerine, ticaret mahkemesi, söz konusu olan dava takibe dayalı iflâs yolları sonucunda ortaya çıkmışsa, icra dairesinden, iflâs takip dosyasını getirtir (m.158). Gerek iflâs talebini gerekse itiraz ve def’ileri genel hükümlere göre inceler759. Bundan sonra ticaret mahkemesi, alacaklıların menfaatini korumak için iflâs muhafaza tedbirlerinin alınmasına gerek olup olmadığına, gerekli ise muhafaza tedbirlerinin alınmasına karar verir760.

İflâs davası, basit yargılama usulüne (HUMK m.507 – 511) göre incelenir (m.158/II; HUMK m.176/IX; HUMK m.507/I). Ticaret mahkemesi, incelemesini mutlaka duruşmalı olarak yapar (m.158/II).

Bundan sonra ticaret mahkemesi, tarafları meşruhatlı davetiye ile duruşmaya davet eder (HUMK m.213/II; m.509). Bu duruşma davetiyesi, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu m.213/II’ye göre düzenlenir. Buna göre, basit yargılama usulünün uygulandığı iflâs davasında kendisine meşruhatlı davetiye gönderilmesine

756 Bkz. §3-B.

757 Balcı – İflâsın Ertelenmesi, s.123 758 Altay – İflâs, s.127; Sunar, s.202. 759 Sunar, s.329.

rağmen duruşmaya gelmeyen taraf, daha sonraki duruşmalara da taraf sıfatıyla katılabilir. Ancak meşruhatlı davetiye gönderilmesine rağmen, geçerli bir mazereti olmadan duruşmaya gelmeyen bu taraf, bulunmadığı duruşmada yapılan işlemlere itiraz edemez761. Eğer meşruhatlı davetiye ile duruşmaya davet edilmesine rağmen duruşmaya gelmeyen taraf, duruşmada bulunmaması geçerli bir mazerete762 dayanıyorsa, yokluğunda yapılan duruşmadaki işlemlere itiraz edebilecektir763.

Eğer iki tarafta duruşmaya gelmezse, dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilir (HUMK m.409/I)764. Bu halde, mahkemece dava yenileninceye kadar dosya işlemden kaldırılır. Yalnız Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu m.409/I hükmüne göre tarafların duruşmaya gelmemesi sebebiyle dosyanın işlemden kaldırılabilmesi için, tarafların usulüne uygun bir şekilde duruşmaya çağrılmış olması gerekir. Aksi halde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilemez765. İki taraf duruşmaya gelmediği takdirde, mahkemenin davaya her iki tarafın yokluğunda devam etmesi, bir usul yanlışlığı olup, mutlak temyiz sebebidir (HUMK m.428/son)766. Bunun yanında, tarafların duruşmaya gelmemesi halinde, mahkemenin dosyanın işlemden kaldırılmasına karar vermesi gerekirken, davanın reddine karar vermesi bir temyiz (bozma) sebebi teşkil eder767.

İflâs davasının basit yargılama usulüne tabi olması, basit yargılama usulüne tabi iş ve davalara da adli tatilde bakılabilmesi sebebiyle, iflâs davası adli tatilde de görülebilir (HUMK m.176/XI).

761 Ulukapı – Bir Tarafın Duruşmaya Gelmemesi, s.177; Sunar, 210 - 212.

762 Mesela; ağır hastalık, mücbir sebep, tarafın yurt dışında bulunması, vekil ile takip edilen davalarda

vekilin elinde olmayan nedenlerle süreyi kaçırmış olması gibi… (Ulukapı – Bir Tarafın Duruşmaya Gelmemesi, s.179).

763 Ulukapı, Ömer, Medeni Usul Hukukunda Tarafların Duruşmaya Gelmemesi, Konya, 1997, s.48

(Ulukapı – Tarafların).

764 Kuru/Arslan/Yılmaz – Usul, s.913. 765 Ulukapı – Tarafların, s.102 – 103.

766 Akcan, Recep, Usul Kurallarına Aykırılığa Dayanan Temyiz Nedenleri, Ankara, 1999, s.154

(Akcan – Temyiz).

Belgede İflas davası (sayfa 145-149)