• Sonuç bulunamadı

YETKİ

Belgede İflas davası (sayfa 124-129)

İflâs davası, borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yer ticaret mahkemesinde açılır (m.154). Borçlunun muamele merkezi ile kastettiğimiz, borçlunun işlerini yürüttüğü643, vergilerini ödediği, sözleşmelerini yaptığı ve tüm işlerini yoğunlaştırdığı yerdir644. Yukarıda645 borçlunun muamele merkezi kavramını kapsamlı bir biçimde incelediğimiz için burada tekrar bu konuya değinmeden, yukarıda yaptığımız açıklamalara atıf yapmakla yetineceğiz. İflâs davasında ticaret mahkemesinin yetkisi kamu düzenine ilişkin kesin yetki niteliğindedir. Bu sebeple kesin yetki, sözleşme646 ile ortadan kaldırılamaz647.

İflâs davasında ticaret mahkemesinin yetkisinin kamu düzeninden kabul edilmesinin sebebi; genellikle iflâs davasının alacaklılardan biri tarafından açılması ve

tanıdığı şahıs ve mercilerce tayin edilmiş bulunan kimseler aracılığıyla çözümlenmesidir. (Özbay, İbrahim, Hakem Kararlarının Temyizi, Ankara, 2004, s.30).

641 Kuru – İcra İflâs, s.2655 dn. 19; Akyazan, Sıtkı, İcra ve iflas Kanunundaki Yeni ve Değişik

Hükümler Üzerine İnceleme ve Açıklamalar, Ankara, 1985, s.111 (Akyazan – İnceleme).

642 “Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillere gerektirici sebeplere ve özellikle iflâs davasında

sözleşmedeki tahkim kaydının uygulanmamasında bir isabetsizlik olmamasına, davacı vekili ile ilgili vekâletnamede bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün onanmasına.”19. HD. 13.10.2005 T., 5976/10004 (Günel, s.73 – 74).

643 Öztürk, s.120; Bekar, s.82.

644 Muşul, s.972; Altay – İflâs,s.77; Çavdar/Biçkin, s.24. 645 Bkz. §1-C-I-1-a.

646 Taraflar kamu düzenine ilişkin olmayan yetki hallerinde (kamu düzenine ilişkin yetki halleri;

gayrimenkulün aynına ilişkin davalar, iflâs davaları ve boşanma davaları) yapacakları yetki sözleşmesiyle açıkça (HUMK m.22) bir mahkemeyi yetkili kılabilecekleri gibi, yetki itirazının yapılmaması durumunda zımni olarak da (HUMK m.23), yetkisiz mahkemeyi yetkili kılabilirler. Tarafların yapacakları yetki sözleşmesiyle yetkisiz bir mahkemeyi yetkili kılabilmeleri için yapılan yetki sözleşmesinin; yazılı yapılmış olması, hakkında yetki sözleşmesi yapılan uyuşmazlığın belirli olması, yetkili kılınan mahkemenin belirlenmiş olması gerekmektedir. (Kuru/Arslan/Yılmaz – İcra, s.192 – 196 ).

647 “Taraflar arasındaki sözleşmede Ankara Mahkemelerinin yetkili gösterilmesi, iflâs yoluyla takibin

yapılacağı icra dairesi hakında yapılmış bir yetki sözleşmesi olarak kabul edilemez. Ayrıca, iflâs davası bakımından borçlunun muamele merkezindeki mahkemesinin yetkili kılınması, kamu düzenine aykırı olduğundan geçersizdir.” 12. HD. 15.9.1983 T., 1983/4784 (Altay – İflâs, s.95 no.15); Aynı yönde 19. HD. 25.11.2004 T., 6323/11604 (Günel, s.84); 19. HD. 14.10.2004 T., 5793/10095 (Günel, s.85); 19. HD. 1995 T., 5461/5625 (Uyar, Talih, Gerekçeli – Notlu İçtihatlı İcra ve İflâs Kanunu C.IV, İzmir, 1997, s.4764 (Uyar – Kanun Uyar – Kanun).

dava açmayan ama davayla ilgili olan alacaklıların davaya müdahale etmelerini mümkün kılmaktadır648. Diğer bir ifadeyle kanunkoyucu yetki konusunda kesin ve net bir kural koyarak, iflâs davasından etkilenme ihtimali olan kişilerin iflâs davasından haberdar olmalarını ve böylece haklarının zarar görmesini engellemeyi amaçlamaktadır649. Bu düzenlemenin kabul edilmesinin bir sebebi de iflâsın birliği ilkesinin650 gerçekleştirilmesini sağlamaktır. Böylece, iflâs davaları daha kolay ve daha çabuk bir şekilde sonuçlandırılabilecektir. Bunun yanında, yetki kuralının kamu düzeninden ve kesin yetki kuralı kabul olarak edilmesi ile iflâs davası açmak isteyenlerin, borçlu tarafından uzak bir yer mahkemesine gitmeye mecbur bırakılmasının önüne geçilecek ve böylece medeni usul hukuku prensiplerine uygun hareket edilmiş olacaktır651.

Ancak öğretideki bir görüş, Kanunun bu düzenleme şeklinin menfaatler dengesine aykırı olduğu görüşünü savunmaktadır652. Bu görüşe göre söz konusu kural, her ne kadar iflâsta birlik ilkesine uygun olsa da iflâstan tüm alacaklıların haberdar olmalarını gerektirecek bir zorunluluk bulunmamaktadır. İflâsın tasfiyesi, alacaklıların tespiti ve borçlunun bütün mallarına el konulması için tasfiyenin tek bir iflâs dairesinde toplanması yeterlidir. Ayrıca, iflâs taleplerinin tek bir mahkemede toplanması gerekmemelidir. Yalnızca iflâsın açılmasından sonra mahkemeye düşen işler için yetkili mahkeme olarak iflâsın açıldığı dairenin bağlı olduğu mahkemenin yetkili kabul edilmesi bazı olumsuzlukların önlenmesi için yeterli olacaktır. Bunun yanında iflâs davasını inceleyecek mahkeme için böyle kesin yetki kuralının kabul edilmesi ile uzak yerlerdeki borçluların, maddi zorluklar gereği büyük iş merkezlerinin kendilerine yapacakları iflâs takiplerinden kurtulma düşüncelerinin önüne geçilmiş olacaktır. Bu görüş, özellikle taşradan gelerek büyük işletmelerle ticari ilişkilerde bulunan küçük işletmeler karşısında büyük işletmelerin, dolayısıyla tüm ekonomi düzeninin

648 Berkin – İflâs, s.94; Belgesay – Şerh, s.327; Kuru – Sempozyum Yetki, s.3; Peker, s.60. 649 Kuru – Sempozyum Yetki, s.3; Öztürk, s.119; Üstündağ – İflâs, s.35.

650 Ulukapı – Uygulamalar, s.179. 651 Berkin – İflâs, s.94.

korunmasını amaçlamaktadır653.

Kanaatimizce iflâsta birlik ilkesi ve bu ilkenin bir sonucu olarak iflâsın açılmasından etkilenebilecek kişilerin menfaatleri dikkate alınırsa, Kanunumuza konulmuş kamu düzenine ilişkin bu yetki kuralı yerindedir. Aksi görüşüte belirtildiği gibi654, iflâsta birlik ilkesini iflâs dairesinde yerine getirmek zaten yoğun iş yükü sebebiyle ağır işleyen yargı teşkilatının işleyişini bir kat daha ağırlaştıracaktır. Üstelik, söz konusu aksi görüşün kendisine destek noktası olarak aldığı küçük işletmeler karşısında büyük işletmeleri koruma isteği, bugün artık geçerliliğini kaybetmiştir. Çünkü bugün büyük işletmelerin küçük işletmeler karşısındaki ezici üstünlüğü hat safhaya ulaşmıştır. Ayrıca haberleşme ve ulaşım araçlarındaki gelişmelerle taşra ile bağlantılar neredeyse aynı il içerisinde gibi kolay bir şekilde yürütülür hale gelmiştir.

İflâs davasını inceleyecek mahkemenin yetkisinin kamu düzeninden olması sebebiyle iflâs davasını inceleyen ticaret mahkemesi, yargılama sonuçlanana kadar tarafların talebi ile veya re’sen yetkisizliği dikkate almakla mükelleftir655 (HUMK m.7).

İflâsa tabi olan gerçek kişiler için muamele merkezi, işlerini yoğunlaştırdıkları yerdir. Tüzel kişilerde muamele merkezi ise, esas sözleşmede merkez olarak belirtilen yerdir. Tâcir olan şahısların muamele merkezleri, işletmelerinin idari mali ve hukuki işlemlerini yürüttüğü yerdir656. Merkezleri yurt dışında olan şirketlerin muamele merkezleri, Türkiye’deki şubeleridir. Eğer merkezi yurt dışında bulunan şirketin Türkiye’de birden fazla şubesi varsa merkez şubelerinin bulunduğu yer mahkemesidir (m. 154)657. Bu yetki kuralı alacaklının açacağı iflâs davası ile borçlunun kendi iflâsını

653 Buna karşın Postacıoğlu daha önce yayınlanan bir makalesinde iflâs davasına bakacak

mahkemenin yetkisi konusunda kabul edilen kesin yetki kuralının yerinde olduğunu savunmuştur. Bu yazısında Postacıoğlu; alacaklılar arsında ortaya çıkabilecek ihitilafların kolaylıkla incelenebilmesi, iflâsın kaldırılmasının iflâs kararı veren mahkemde yapılacak olması ve bunun da tüm alacaklıları ilgilendirmesi bakımından iflâs davasına bakacak ticaret mahkemesinin yetkisinin kamu düzeninden sayılması gerektiğini savunmuştur. (Postacıoğlu – İflâs Davası, s.982).

654 Bkz. dn. 652.

655 Postacıoğlu – İflâs, s.19; Berkin – İflâs , s.94; Ergün – Kambiyo, s.159; Akyazan – İnceleme,

s.110.

656 Altay – İflâs, s.81.

talep etmesi durumunda bir farklılık göstermez658.

İflâs davası, davalı tarafta ihtiyari dava arkadaşlığının bulunduğu durumlarda da söz konusu olabilir. Bu duruma yönelik öğretide iki farklı görüş vardır. Öğretideki bir görüş659 böyle bir durumda alacaklının (veya alacaklıların) tüm borçlulara karşı birlikte bir iflâs davası açabileceğini savunmaktadır. Karşı görüşe göre ise,660 böyle bir durumda alacaklı (veya alacaklılar) borçlulara karşı birlikte iflâs davası açamayacaktır. Bu durumda mahkemenin yetkisi, yine borçlunun muamele merkezine göre belirleneceği için ve borçluların tamamının muamele merkezi de aynı olmayacağı için, muamele merkezlerinde iflâs davası açılamamış olan borçlular hakkında iflâs davası reddedilecektir. Mahkeme ancak, muamele merkezi bakımından yetkili olan borçlular hakkında iflâs kararı verebilecektir661. Yargıtay böyle bir durumda borçluların iş merkezlerinin farklı yerlerde olmasını göz önünde bulundurarak ayrı yerde iş merkezi olan borçlular için ortak bir dava açılamayacağı içtihadında bulunmuştur662.

Öte yandan ikinci görüşü savunan yazarlar arasında da iflâs davası için yetkisiz olan borçlu hakkındaki iflâs davası açılması halinde mahkemenin vereceği karar tartışılmıştır. Yargıtay’ın663 da savunduğu ilk görüşe göre664, mahkeme böyle bir durumda muamele merkezlerinde dava açılmayan borçlular için ayırma kararı verecek ve dosyayı o borçlunun muamele merkezine gönderecektir. İkinci görüşe göre665 ise, bu

658 Atalay – Anonim Şirketler, s.82; Pekcanıtez – Anonim Ortaklık, s.42. 659 Gürdoğan – İflâs, s.160.

660 Altay – İflâs s.81; Kuru, Baki, İflas Takibi ve Davasında Yetki Kaideleri, İmran Öktem Armağanı

1970, s.511 – 523, s.521 (Kuru – Yetki Kaideleri); Ergün – Kambiyo, s.160.

661 Altay – İflâs, s.81.

662 “İcra dairesinin yetkisi hakkında genel yetki kuralları uygulanır ise de, iflâs davasının borçlunun

işlem merkezinde açılmamış olması nedeniyle yetki yönünden reddi gerekirken, esastan reddedilmesi doğru değildir. Ayrıca, diğer davalı yönünden icra takibinin kesinleşmesi ve davanın da bu işlem merkezi olan Afyon Asliye Hukuk Mahkemesinde açılması karşısında, anılan davalı yönünden yetkili olduğunun kabulü gerekir.” 12. HD. 17.10.1985. T., 1985/2608 (Altay – İflâs, s.82 no.2).

663 Bkz. dn. 661.

664 Kuru – Yetki Kaideleri, s.521. 665 Ergün – Kambiyo, s.160.

halde mahkeme borçlu için ayırma kararı veremez. Böyle bir durumda mahkeme ancak yetkisizlik sebebiyle açılan iflâs davasını reddetmelidir.

Kanaatimizce aynı iflâs davasında, ihtiyari dava arkadaşı sıfatına sahip olan birden fazla davalı borçluların muamele merkezleri aynı değilse, bunların hepsine karşı bir iflâs davası açılamamalıdır. Çünkü muamele merkezleri aynı yer olmayan birden fazla borçlu hakkında iflâs davası açılması halinde, iflâs davasındaki yetki için m.154’te kabul edilen kamu düzenine ilişkin kesin yetki kuralı ihlâl edilmiş olacaktır. Kanunun bu açık hükmü karşısında, alacaklıların böyle bir yola gitmesi mümkün değildir. Böyle bir durumda alacaklılar ancak borçlulara karşı ayrı ayrı yerlerde iflâs davası açacaklardır.

İhtiyari dava arkadaşlığı sıfatına sahip olan birden fazla borçlu hakkında muamele merkezinin aynı olmaması durumunda, bunlar hakkında aynı yerde iflâs davası açılamayacağını belirttikten sonra, mahkemenin vereceği kararın ne olacağına yönelik kanaatimiz şu yöndedir: Böyle bir durumda iflâs davasının açıldığı mahkeme, muamele merkezi olmayan borçlular için yetkili değildir. Artık m. 154’ün koyduğu kamu düzenine ilişkin kesin yetki kuralı çerçevesinde mahkemenin, yetkisizlik kararı vermesi gerekmektedir.

İflâs davası borçlunun muamele merkezinde açılmasından sonra, borçlunun muamele merkezini değiştirmesi, iflâs davasının açıldığı sırada kesin yetki kuralına göre yetkisi belirlenen ticaret mahkemesinin yetkisini ortadan kaldırmaz666.

Öğretideki bir görüşe göre, takibe dayalı iflâs yollarından birinin seçilmesi halinde borçlu, takibin yapılmasından sonra muamele merkezini değiştiriyorsa, bu davranışı iyiniyet kuralları içerisinde açıklamak mümkün değildir. Yine iflâs davası açılmasından hemen önce muamele merkezinin değiştirilmesi de iyiniyet kuralları

666 “Mahkemece dava açıldıktan sonra muamele merkezinin değiştirildiği gerekçesiyle yetkisizlik

kararı verilmiştir. İflâs davasının açılmasından sonra borçlunun muamele merkezinin değiştirilmesi mahkemenin yetkisini ortadan kaldırmaz.” 19. HD. 27.10.2005 T., 7637/10711 (Günel, s.73); “İflâs davasının açılmasından sonra, muamele merkezinin değiştirilmesi, davanın açıldığı sıradaki muamele merkezi mahkemesinin yetkisini bertaraf etmez.” 12. HD. 17.10.1984 T., 9143/10538 (Altay – İflâs, s.113 no.35).

içerisinde değerlendirilmemelidir667.

İflas davasındaki kesin yetki kuralına göre davanın yetkisiz mahkemede açılması durumunda, davacının (veya davalının) yetkisizlik kararının kesinleşmesinden itibaren on gün içinde Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu m.193 uyarınca dosyayı yetkili mahkemeye intikal ettirmesi gerekir. Aksi halde dava açılmamış sayılacaktır668. Bu durumda, yeniden harç ödemek suretiyle dava açılabilir669. Öğretideki bir görüşe göre670 bu halde yetkisizlik kararı veren mahkeme red kararı kesinleştikten sonra dava dosyasını yetkili mahkemeye göndermelidir.

Belgede İflas davası (sayfa 124-129)