• Sonuç bulunamadı

HARÇ VE GİDERLER

Belgede İflas davası (sayfa 140-145)

İflâs davasındaki harç ve giderlerin daha kolay bir şekilde anlaşılabilmesini sağlamak için, bu başlık altında, harç ve giderler için ortak hususlar belirtildikten sonra; iflâs davasındaki harçları ve iflâs davasındaki giderleri ayrı başlıklar altında incelemeye çalışacağız.

İflâs davasında harç ve giderler önce alacaklı tarafından peşin olarak ödenir (m.59; Harç. Kan. m.32; 127). Eğer alacaklı takip masraflarını peşin olarak vermezse, icra dairesine yapacağı talebi hükümsüz olacaktır (m.59/I). Daha sonra harç ve giderler, takip sonucunda alacaklı haklı çıkmışsa, ayrıca hüküm alınmasına ve takibe gerek olmadan borçludan re’sen tahsil edilir. (m.15/1; m.59; m.158/c.2; m.173/II). Şayet dava sonunda iflâs davası reddedilirse, iflâs davasının harç ve masraflarından borçlu sorumlu olmaz.

Harçlara ilişkin kanun hükümleri, kamu düzeninden sayıldığı için taraflar, bu

716 Bkz. §1-C-II-3.

717 Bkz. §1-C-II-4, §1-C-II-5. 718 Bkz. §1-C-II-6.

hükümlerin aksine sözleşme yapamayacaktır719. Yani tarafların kendi aralarında yapacakları bir sözleşme ile takip masraflarından alacaklı yerine borçlunun sorumlu olacağını kararlaştırmaları geçerli olmayacaktır720.

I. İFLÂS DAVASINDA HARÇLAR

Harçlar, devletin icra ve iflâs işlemlerini yerine getirmesi karşılığında721 ilgililerden aldığı722 paralardır723. İflâs davasındaki harçlar, 492 sayılı Harçlar Kanunu’na göre tayin edilir (m.15). Öğretide bazı yazarlar, iflâs davası açılırken ödenecek karar ve ilâm harçlarının Harçlar Kanunu m.29/III’e göre nispi olduğunu ileri sürmektedirler724. Oysa Yargıtay, verdiği çeşitli kararlarında iflâs davalarının maktu harca tabi olduğunu belirtmiştir725. Bu konu hakkındaki tartışmaların iflâs davasındaki giderler için daha yoğun bir şekilde gerçekleşmesi sebebiyle, konunun daha iyi anlaşılabilmesi için, farklı görüşlere, iflâs davasında giderler başlığı altında726 değineceğiz.

Alınacak asıl harçlar, iflâs kararı verildikten sonra ortaya çıkar. Bu harçlar; iflâsın açılması harcı (maktu) ve iflâs masasına katılma harcıdır.

719 Berkin, Necmeddin M., İflâs Hukuku Bakımından Harç ve Masraflar, Sabri Şakir Ansay

Armağanı, 1964 s.325 – 335, s.326 (Berkin – Harç).

720 Berkin – İflâs , s.138.

721 Pekcanıtez/Atalay/Sungurtekin Özkan/Özekes – İcra, s.85. 722 Berkin – İflâs, s.137.

723 Muşul, s.142.

724 Pekcanıtez/Atalay/Sungurtekin Özkan/Özekes – İcra, s.370; Kuru – İcra İflâs, s.2610;

Kuru/Yılmaz/Aslan – İcra, s.530

725 “İflâs davalarında harç ve vekâlet ücreti maktudur. Mahkemece bu yön gözetilmeden nispi harç ve

vekâlet ücretine hükmedilmesi isabetsiz olduğundan … hükmün bozulmasına…”19. HD. 13.05.2004 T., 372/5583 (Çavdar/Biçkin, s.164 no.61); 19 HD. 20.05.2004 1985/5962 (Çavdar/Biçkin, s.165 no.62), 12. HD. 11.4.1985 T., 13108/3438 (Altay – İflâs, s.219 no.48); 12. HD. 11.4.1985 T., 13109/3439 (Altay – İflâs, s.219 no.49), 19. HD. 25.03.2003 T., 7920/2580 Altay – İflâs,s.220 no.50).

II. İFLÂS DAVASINDA GİDERLER

İflâs davasının, tam ve doğru bir şekilde sürdürülebilmesi727 için yapılan giderlerin tümüne, iflâs giderleri denilmektedir728. İflâs davasındaki giderler, normal bir davadaki yargılama giderlerinin aynısıdır. İflâs davasındaki en önemli gider, vekâlet ücretidir729.

İflâs davasındaki vekâlet ücreti; takip gideri olan vekâlet ücreti ve müvekkilin vekile ödemekle yükümlü olduğu vekâlet ücreti olmak üzere ikiye ayrılır730.

İflâs davasını alacaklının kazanması halinde, iflâs davasını inceleyen ticaret mahkemesi, davasını vekil aracılığıyla takip etmiş alacaklı lehine vekâlet ücreti takdir edecektir731. Bu takdir edilecek vekâlet ücretinin, dolayısıyla iflâs davasında ortaya çıkacak vekâlet ücretinin, nispi mi yoksa maktu mu olacağı yönünde öğretide farklı görüşler bulunmaktadır. Yargıtay’la aynı düşüncede 732 olan ilk görüş sahiplerine göre,733 iflâs davasında yargılama giderleri maktudur. Çünkü iflâs, borçlunun (müflisin) tüm malvarlığı hakkında tasfiyeyi ön görmektedir734. Yani iflâs davasında amaç, alacağın tahsili değil borçlunun iflâsıdır. Bundan dolayıdır ki iflâs davası, konusu para olmayan bir davadır. İflâs alacaklarının tutarının belli olmaması, iflâsın tüm alacaklıların haklarını etkilemesi ve bütün alacaklılar için bağlayıcı olması sebebiyle konusunun belli olmaması, dava harç ve giderlerinin maktu olmasını gerektirmektedir735. Ayrıca iflâsın açılmasından sonra, alacaklarını sıra cetveline kaydettirmek için dava açanların, davalarının maktu harca tabi olması, açılacak iflâs

727 Pekcanıtez/Atalay/Sungurtekin Özkan/Özekes – İcra, s.86. 728 Berkin – İflâs, s.137.

729 Kuru/Arslan/Yılmaz – İcra, s.531; Kuru – İcra İflâs, s.2611.

730 Sungurtekin Özkan, Meral, Avukatlık Hukuku, İzmir, 2006, s.122,72.

731 “Davada haklı çıkan taraf lehine yargılama giderlerine, bu arada davayı bir vekil aracılığıyla takip

etmişse, avukatlık asgari ücret tarfilerine göre hesaplanacak olan vekâlet ücretine re’sen hükmedilir. (Sungurtekin Özkan, s.122).

732 Bkz . dn. 724.

733 Postacıoğlu – İflâs, s.23 - 24; Altay – İflâs, s.127. 734 Postacıoğlu – İflâs, s.23.

davasının nispi harca tabi olduğunun kabul edilmesi haline tezat bir durumun ortaya çıkmasına sebep olacaktır. Çünkü sonuç olarak açılan iki davanın amacı da alacağın kabul ettirilmesidir736.

Karşı görüşü savunan yazarlara göre,737 Yargıtay’ın bu kararı taraflar arasında eşitsizliğe sebep olmaktadır. Bu yazarlara göre, iflâs davasının asıl niteliği, bir alacağın tahsilidir. Dolayısıyla iflâs davasında harç ve giderlerin nispi tarife üzerinden hesaplanması gerekmektedir738. Bunun yanında iflâs davasını, alacaklının kazanması halinde alacaklıya iflâs takibi ve davasından kaynaklanan iki adet vekâlet ücreti takdir edilecek iken, hakkında iflâs davası açılan borçlu davalının, iflâs davasını kazanması halinde davalı vekâlet ücreti almaya hak kazanacaktır. Dolayısıyla davalıya tek ve maktu bir vekâlet ücreti takdir edilmesi, hakkaniyete uygun bir durum değildir. Çünkü takip masrafı olan vekâlet ücreti, sonuçlanmış olan takipler içindir. İflâs takipleri mutlaka ticaret mahkemesi kararı ile sonuçlanacağından, iflâs takibinde vekâlet ücretini iflâs masrafı saymaya imkân yoktur. Bunun yanında, vekile sırf takip talebi düzenleyip icra dairesine vermesi karşılığında vekâlet ücreti takdir edilmesi, borçlu açısından menfaatler dengesine uygun bir hareket tarzı oluşturmayacaktır. İşte, tüm bu sakıncaları önlemek için yapılması gereken, iflâs takibi ve davası için nispi tarife üzerinden hesaplanan tek bir vekâlet ücretinin verilmesini sağlamaktır.

Kanaatimizce söz konusu bu tartışmaların asıl kaynağı, iflâs davasının hangi amaçla açıldığı ile ilgilidir. İflâs davasında amaç alacağın tahsili ise, bu dava konusu para olan bir dava şekline bürünecek ve harç ve giderler nispi olacaktır. Bunun yanında iflâs davasının açılma amacının iflâsa tabi kişilerin iflâsının sağlanması olduğu kabul edilirse, bu dava konusu para olmayan bir dava olarak kabul edilecek ve harç ve giderler maktu olacaktır. Biz iflâs davasının asıl amacının, bir alacağın tahsilini sağlamak olmadığını, asıl amacın, iflâsa tabi bir kişi hakkında iflâs kararı almak olduğunu, zira her iflâs davasının bünyesinde bir iflâs talebi bulundurduğunu, ama bir alacağın tahsilini

736 Postacıoğlu – İflâs, s.24.

737 Kuru/Arslan/Yılmaz – İcra, s.533; Kuru – İcra İflâs, s.2616; Berkin – İflâs, s.141; Berkin – Harç,

s.330.

her zaman bulundurmadığını yukarıda739 iflâs davasının hukuki niteliğini incelerken belirmiştik. Dolayısıyla buradan hareketle, iflâs davasında ortaya çıkabilecek harç ve giderlerin maktu tarife üzerinden hesaplanması daha yerinde olacaktır.

İflâs gideri olan vekâlet ücreti, iflâs davasını bir vekil aracılığıyla takip etmiş ve dava sonucunda haklı çıkmış alacaklıya ödenir. Ancak Avukatlık Kanunu m.164/5 hükmü bu vekâlet ücretinin de alacaklı vekiline ait olduğunu belirtmekte, alacaklı ile vekili arasında aksi yönde bir sözleşme yapılabileceğini kabul etmektedir. İflâs davası devamında ortaya iki tür vekâlet ücreti çıkar. İlk vekâlet ücreti, depo kararında, depo edilmesi gereken miktar içerisinde gösterilen iflâs takibinden kaynaklanan vekâlet ücreti iken, ikincisi ise müvekkil ile vekil arasında kararlaştırılan vekâlet ücretidir. İflâs davasındaki vekâlet ücreti ise, maktudur. Ancak öğretideki bazı yazarların740 bu görüşe iflâs davasını niteliği bakımından bir alacağın tahsili davası olarak görmeleri sebebiyle katılmadığına, iflâs davası içerisinde iki vekâlet ücreti yerine tek vekâlet ücretinin takdir edilmesinin, hakkaniyete daha uygun olacağı yönündeki fikirleri üst paragrafta belirtmiştik.

İflâs davasında ortaya çıkan ikinci vekâlet ücreti, müvekkil ile vekil arasındaki vekâlet ücretidir. Bu vekâlet ücreti müvekkil ile vekil arasıda yapılan yazılı veya sözlü bir ücret sözleşmesi ile kararlaştırılmıştır741. Bu vekâlet ücreti iflâs davası gideri olan vekâlet ücretine esas teşkil etmez742.

İflâs talebinde bulunan alacaklı, birinci alacaklılar toplantısına kadar olan iflâs giderlerini ve iflâs kararının kanun yolları için gerekli bütün tebliğ masraflarını da peşin ödemekle yükümlüdür (m. 160). Öğretideki bir görüşe göre,743 ticaret mahkemesi gereken halde, masrafların alacaklı tarafından yatırılması şartını aramadan, iflâs kararı verebilmelidir. Çünkü bu hallerde masrafların, uzun zaman veya hiç yatırılmaması iflâs

739 Bkz. §2-B.

740 Kuru/Arslan/Yılmaz – İcra, s.533; Kuru – İcra İflâs, s.2616.

741 Avukatlık Kananunu m. 163/I’den avukatlık sözleşmesi için şeklin ispat şartı olarak düzenlendiği

anlaşılmaktadır. (Sungurtekin Özkan, s.72).

742 Kuru/Arslan/Yılmaz – İcra, s.85. 743 Berkin – İflâs, s.139.

kararı sonuçlarını yerine getiremeyeceği için gereksiz kalacaktır.

Söz konusu olan bu giderler iflâsın ilânı, defter tutulması, muhafaza tedbirleri ve iflâsın gereken yerlere bildirilmesi gibi işlemlerin yapılması için gerekli olan giderlerdir. Talep edilen masraflar, alacaklı tarafından yatırılmamışsa; iflâs dairesi, iflâs tasfiyesini geciktirebilir. Ancak bu halde dahi, iflâsta kullanılacak tasfiye türünün belirlenmesi için, müflisin mallarının defterinin tutulmasına karar vermelidir744.

Kanunda, alacaklının birinci alacaklılar toplantısına kadar gerekli bu giderleri yatırması gerektiği belirtildikten sonra, alacaklının bu giderleri geri alabilme noktasında tasfiye sonunda öncelikli hakkı olduğu belirtilmiştir (m.248). Aslında burada belirtilmek istenen, alacaklının birinci alacaklılar toplantısına kadar olan giderleri ödemek zorunda olmasının, borçlunun bu masraflardan sorumlu olduğu gerçeğini745 ortadan kaldırmayacağıdır.

Belgede İflas davası (sayfa 140-145)