• Sonuç bulunamadı

DOĞRUDAN DOĞRUYA İFLÂS YOLUNDA YARGILAMA

Belgede İflas davası (sayfa 190-196)

F. MÜDAHALE

II. DOĞRUDAN DOĞRUYA İFLÂS YOLUNDA YARGILAMA

Doğrudan doğruya iflâs talebinde bulunan alacaklı veya borçlu, iflâs davasını inceleyecek yetkili ticaret mahkemesine iflâs talebini, gerekçelerini ve delillerini eklediği bir dilekçeyle müracaat eder. Bundan sonra ticaret mahkemesi, tarafları dinlemek üzere mahkemeye davet eder969. Meşruhatlı davetiyeye rağmen borçlu veya vekili duruşmaya gelmezse mahkeme, tayin edilen duruşmada dosyayı inceleyerek iflâs talebi hakkında bir karar verir. Bu arada yargılama devam ederken ticaret mahkemesi, alacaklının veya borçlunun talebi üzerine veya re’sen muhafaza tedbirleri alınması yönünde bir karar verebilir.

Doğrudan doğruya iflâs davası, alacaklının talebiyle açılmışsa bu davada, doğrudan doğruya iflâs şartlarının varlığını alacaklı ispatlamalıdır970. Bu gerçeğe yakınlık ölçütünde bir ispat971 şeklinde olabilir, tam bir ispatın olmasına gerek yoktur972. Doğrudan doğruya iflâs davasındaki yargılama özellikle de tahkikat aşaması, başvurulan doğrudan doğruya iflâs sebebine göre değişiklik gösterebilir. Çünkü bazı hallerde doğrudan doğruya iflâs talebinde alacaklı bulunmaktayken, bazı hallerde borçlu bulunmaktadır. Yine alacaklı ve borçlunun da iflâs talebinde bulunma sebepleri ve durumları da farklılık göstermektedir. Biz konunun daha iyi anlaşılabilmesini sağlamak için farklı alt başlıklar altında, farklı iflâs sebeplerini dikkate alarak yargılama

968 Bkz. §4-D-I-2.

969 “Davacı, İİK’nun 177/4. maddesine dayanarak doğrudan doğruya iflâs davası açmıştır. Anılan

hükme göre Türkiye’de ikâmetgahı bulunan borçlu dinlenmek üzere mahkemeye çağrılır. Mahkemece bu yön gözetilmeden ve anılan hüküm uyarınca işlem yapılmadan iflâsa karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.” 19. HD. 26.5.2005 T., 3836/5959 (Günel, s.207- 208).

970 “Alacaklı borçlunun doğrudan doğruya iflâsını istediğine göre doğrudan doğruya iflâs şartlarının

mevcut olduğunu ispatlaması gerekir. Davalı şirket tasfiye halinde olduğuna göre tasfiye memurundan ticari defter ve kayıtların ibrazı sağlanıp, bilirkişi incelemesi yaptırılarak varılacak uygun sonuca göre karar verilmelidir.” 19. HD. 29.09.2005 T., 6825/9331 (Çavdar/Biçkin, s.160).

971 Postacıoğlu – İflâs, s.40. 972 Çavdar/Biçkin, s.49.

şekillerine değinmeye çalışacağız.

1. Alacaklının Talebiyle Doğrudan Doğruya İflâs Davasında Yargılama

Alacaklının talebiyle doğrudan doğruya iflâs yoluna başvurulabildiği durumları yukarıda973 incelemiştik. İşte yukarıda sayılan bu sebeplerden birinin varlığı halinde alacaklının, icra dairesine başvurarak iflâs takibi yapmasına gerek kalmadan doğrudan doğruya borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yer ticaret mahkemesinde974 iflâs davası açma hakkı vardır. Burada söz konusu olan alacağın muaccel bir alacak975 olup olmadığı, üzerinde durulması gereken bir konudur. Öğretide bazı yazarlar976 buradaki alacağın alacaklıların menfaatini korumak için müeccel alacaklardan977 olması halinde de doğrudan doğruya iflâs davası açılabilmesi için yeterli sayılması gerektiği kanaatindedirler.

Alacaklı, açacağı bu iflâs davasındaki dava dilekçesinde dayandığı doğrudan doğruya iflâs sebebini ve vakıalarını mutlaka belirtmek zorundadır978. Alacaklının belirttiği ve dayandığı bu iflâs sebeplerini sonradan değiştirmesi, davayı değiştirme ve genişletme yasağına979 tabidir (HUMK m.511/I; m.185/II).

Dava dilekçesini alan ticaret mahkemesi önce tensip kararı ile birlikte borçlunun ticaret sicil dosyasını getirtir980. Bunun yanında ticaret mahkemesi, Türkiye’de yerleşim yeri veya temsilcisi bulunan borçluyu dinlemek için en kısa zamanda meşruhatlı

973 Bkz. §1-C-II-1.

974 Kuru – El Kitabı, s.988; Kuru – İcra iflâs, s.2785; Altay – İflâs, s.477; Kuru/Arslan/Yılmaz – İcra,

s.549.

975 Borcun ifa edilebilir ve dolayısıyla ifası istenebilir hale gelmesine alacağın muaccel hale gelmesi

denilir. (Ayan – Borçlar, s.286); Muacceliyet yani borcun zamanın gelmiş olması, borçlunun edimini ifayla yükümlü olduğu, alacaklının ise edimin ifasını isteme yetkisini kazandığı anın gelmesidir. (Kılıçoğlu, s.393).

976 Kuru – İcra İflâs, s.2785; Postacıoğlu – İflâs, s.40; Üstündağ – İflâs, s.43; Demirelli, Fuad Hulusi,

Doğrudan Doğruya İflâs Hallerinden Bazıları ve Şartları, (AD 1936/18 s.1192-1195, s.1192; Altay – İflâs, s.477).

977 İfası belirli bir sürenin geçmesine bağlı olan borçlar müeccel borçlardır. (Ayan – Borçlar, s.287). 978 Kuru – İcra İflâs, s.2786; Kuru – El Kitabı, s.989.

979 Bkz. §2-C-III. 980 Altay – İflâs, s.477.

davetiye ile duruşmaya çağırır (m. 177/son cümle). Borçlu buna rağmen duruşmaya gelmezse, yargılamaya yokluğunda devam edilir (HUMK m. 213 ve 509). Daha sonra iflâs davasını inceleyen ticaret mahkemesi, dava dilekçesinde ve dosyada gerekli incelemeleri yaptıktan sonra alacaklının, doğrudan doğruya iflâs davası açmış olduğunu, borçlunun muamele merkezindeki bir gazetede981 ve tirajı ellibinin üzerinde olan yurt düzeyindeki bir gazetede ve ticaret sicili gazetesinde ilân etmelidir (m.177/son; m.178/II; m.166/II). Bu ilândan itibaren on beş gün içinde, borçlunun diğer alacaklıları, bu iflâs davasına müdahale ve itiraz ederek borçlunun iflâsını gerektiren bir durum olmadığını, borçlunun kendi iflâsını istemek için uydurma bir alacaklısına bu davayı açtırdığını ileri sürerek982 iflâs davasının reddini isteyebilir983 (m.177/son; m.178/IIc.2). Buradaki müdahalenin niteliği yukarıda984 ayrı başlık altında tartışılmıştır.

Bunun üzerine mahkeme iflâs davasına varsa müdahale veya itiraz eden alacaklıları ilk duruşmada dinledikten sonra, borçlunun iflâsını gerektiren bir hal olmadığı düşüncesine varırsa alacaklının, alacaklı olup olmadığını ve dayandığı doğrudan iflâs sebebinin mevcut olup olmadığını incelemeden985 iflâs davasının reddine karar verir.

Eğer iflâs talebine hiçbir alacaklı müdahale ve itirazda bulunmazsa veya müdahale veya itiraz olurda bunlar ticaret mahkemesi tarafından reddedilirse mahkeme, iflâs davasını esastan incelemeye başlar986.

981 “Davacılar, İİK’nun 177/4. maddesine dayanarak davalının doğrudan doğruya iflâsına karar

verilmesini istemişlerdir. Doğrudan doğruya iflâs talebi üzerine bu talebin İİK’nun 178/2. maddesinin atfı nedeniyle İİK’nun 166. maddesinde öngörülen usulle ilân edilmesi gerekir. Mahkemece Ticaret Sicil Gazetesi ve yurt düzeyinde tirajı en yüksek beş gazeteden (şimdi; tirajı ellibinin (50.000) üzerinde olan ve yurt düzeyinde dağıtımı yapılan gazetelerden) birinde ilân edilmişse de iflâs edecek olanın muamele merkezinin bulunduğu yerdeki bir gazetede ilân yapılmamıştır. Mahkemece yasal bu eksiklik giderilmeden iflâsına karar verilmesinde bir isabet görülmemiştir…”19.HD. 14.06.2001 T., 3255/4586 (Kuru – El Kitabı s.989).

982 Pekcanıtez/Atalay/Sungurtekin Özkan/Özekes – İcra, s. 392.

983 Pekcanıtez – Anonim Ortaklık, s.45; Kuru/Arslan/Yılmaz – İcra, s.521. 984 Bkz. §4-F.

985 Kuru – El Kitabı, s.989; Kuru – İcra iflâs, s.2787; Pekcanıtez/Atalay/Sungurtekin Özkan/Özekes –

İcra, s. 392.

Alacaklının talebiyle doğrudan doğruya iflâs davasını m. 181 düzenlemiştir. Bu madde, genel hükümlere atıfta bulunma yolunu seçmiştir. Ancak atıfta bulunulan maddeler arasında 158. madde; yani depo kararını düzenleyen madde bulunmamaktadır. Dolayısıyla bu tür devalarda depo kararı987 uygulanmayacaktır988. Ancak m. 181’in atfı sonucu depo kararı dışında; muhafaza tedbirleri989, iflâs tasfiyesi, tebligat giderlerinin peşin alınması990, iflâs kararı, iflâs kararının tebliği, ilânı ve gerekli yerlere bildirilmesi hakkında genel hükümler uygulanacaktır.

Alacaklının talebiyle açılan iflâs davasında alacaklı, alacağının varlığını991 ve dayandığı doğrudan doğruya iflâs sebebinin varlığını992 ispat etmek zorundadır. Burada söz konusu olacak ispat, kesin bir ispat değil, gerçeğe yakınlık ölçütünde bir ispattır993. Alacaklı bu sebeplerin ispatında her türlü delile başvurabilmektedir994. Ancak bu durum alacaklıların doğrudan doğruya iflâs davası açmalarını büyük oranda engellemektedir. Çünkü alacaklının bu halde doğrudan doğruya iflâs sebebini ve alacağının varlığını ispat etmesi, daha zor ve zaman kaybettirici nitelikte görülebilmektedir. Bunun yerine alacaklılar takipli iflâs yollarını seçerek iflâs davasında yalnızca alacağın varlığını ispatlayarak daha çabuk bir şekilde borçlusu hakkında önce depo kararı alınmasını,

987 Bkz. §5-I.

988 “İİK’nun 177/4 maddesinde öngörülen iflâs sebebi doğrudan iflâs sebebi olup, depo emri tebliğine

gerek olmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle…” 19. HD. 3.3.2005 T., 12356/2159 (YKD 2005/6, s.923-924).

989 Bkz. §5-G. 990 Bkz §3-E-II

991 “Havale makbuzunda davacının iddiasını doğrulayan bir açıklama bulunmamaktadır. Bu durumda

davacıdan iddialarını doğrulayan başka delilleri varsa ibrazının istenmesi, başka delil bulunmaması halinde yemin teklif etme hakkı hatırlatılarak varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken ispat yükünün davacıya ait olması gerekmektedir.” 19. HD. 15.12.2005 T., 10389/12554 (Günel, s.71).

992 Kuru – El Kitabı, s.990; Pekcanıtez/Atalay/Sungurtekin Özkan/Özekes – İcra, s.387; Kuru – İcra

iflâs, s.2788; Altay – İflâs, s.477; Kuru/Arslan/Yılmaz – İcra, s.521.

993 Berkin – İflâs, s.168; Pekcanıtez/Atalay/Sungurtekin Özkan/Özekes – İcra, s.387;

Kuru/Arslan/Yılmaz – İcra, s.542; Kuru – İcra İflâs, s.2788; Altay – İflâs, s.477.

sonra da borcu ödemezse iflâs kararı alınmasını sağlayabilmektedir995.

Yapılan tüm incelemeler sonucunda alacağın ve iflâs sebebinin varlığını tespit eden ticaret mahkemesi, depo kararı vermeden doğrudan doğruya borçlunun iflâsına karar verecektir.

2. Borçlunun Talebiyle Doğrudan Doğruya İflâs Davasında Yargılama

Borçlu, kendi kendisinin iflâsını talep edebileceği hallerden birinin996 varlığı halinde muamele merkezinde bulunan ticaret mahkemesinde doğrudan doğruya iflâs davası açabilir997. Borçlu bu davayı, bütün aktif ve pasif ile alacaklılarının isim ve adreslerini gösteren mal beyanını eklediği (m.178/I c.2) bir dilekçeyle açacaktır998. Borçlu mal beyanını dava dilekçesine eklemezse iflâsına karar verilemez (m.178/I c.3). Bu halde iflâs talebinde borçlu yerine vekili bir talepte bulunacaksa vekile, borçlu tarafından bu konuda özel bir yetkinin verilmiş olması gerekmektedir999.

Burada belirtilen mal beyanı ticaret mahkemesine verilmedikçe mahkeme, iflâs kararı veremez. Bunun yanında eğer kendi iflâsını isteyen borçlu, anonim şirket ise şirketin, kendi iflâsını talep edebilmek için şirket genel kurulundan karar alması gerekmektedir. Kollektif şirketlerin kendi iflâslarını talep edebilmeleri için ise şirket ortaklarının bu konuda ittifakla karar vermeleri gerekmektedir1000.

Borçlunun kendi iflâs talebini alan ticaret mahkemesi, ilk olarak, borçlunun iflâs talebini ilân eder (m.178/IIc.1, m.166/II). Bu ilândan itibaren borçlunun alacaklıları on beş gün içerisinde ticaret mahkemesindeki iflâs dosyasına müdahale1001 ve itiraz ederek,

995 Kuru – İcra İflâs, s.2790. 996 Bkz. §1-C-II-2.

997 Altay – İflâs, s.484; Kuru – İcra İflâs, s.2797.

998 Kuru – El Kitabı, s.992; Altay – İflâs, s.485; Kuru – İcra İflâs, s.2797.

999 “Davacı limited şirketin vekili iflâs talebinde bulunmuştur. İflâs talebinde bulunabilmek için

vekilin iflâs isteme hususunda kendisine özel bir yetki verilmiş olması gerekir. Mahkemece bu yön üzerinde durulmadan hüküm kurulması isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir.” 19. HD. 7.10.2003 T., 5886/9380 (YKD 2004/9, s.1418-1419)

1000 Altay – İflâs, s.485.

borçlunun hakkındaki takipleri ertelemek ve borçlarını ödemeyi geciktirmek için yaptığını ileri sürerek, ticaret mahkemesinden borçlunun iflâs talebinin reddini isteyebilirler (m.178/IIc.2).

Alacaklıların biri veya tamamı on beş gün içinde iflâs dosyasına müdahale ederek iflâs talebine itiraz ederse, ticaret mahkemesi, duruşma yaparak itiraz eden alacaklıları duruşmaya davet eder ve duruşmaya gelen alacaklıları dinler1002. Borçlunun kendi iflâsını istemesi halinde; açılan iflâs davasını inceleyen mahkeme, bilirkişi incelemesi yapmak zorundadır1003. Dolayısıyla alacaklıları dinleyen ve bilirkişi raporlarını inceleyen mahkeme, borçlunun iflâs talebini, hakkındaki takipleri ve borçlarını ödemeyi geciktirmek için yaptığı kanısına varırsa, borçlunun kendi iflâs talebini reddeder1004.

Dikkat edilecek olursa borçlunun talebiyle doğrudan doğruya iflâs davasında, özellikle de borçlunun kendi iflâsını istemesinin kendi seçiminde olduğu haller için Kanunumuz, iflâs talebini inceleyecek ticaret mahkemesine önemli görevler yüklemiştir. Bir çok hususu ticaret mahkemesi re’sen incelemek zorundadır. Bu değişiklikler Kanunumuza 3222 ve 3494 sayılı kanunlarla girmiştir. Bu değişikliklerin amacı, haksız iflâsların önüne geçerek kamu düzenini korumaktır. Bu konu borçlunun

1002 “Davacı iflâsa tabi bir borçlu olarak ve İİK’nun 178. maddesine dayanarak doğrudan doğruya

iflâsına karar verilmesini istemiş mahkemece de evrak üzerinde inceleme yapılarak davacının istemi yerinde görülerek iflâsına karar verilmişse de, 2004 sayılı İİK’nun bazı maddelerinin değiştirilmesine ilişkin 3494 sayılı kanunla İİK’nun 178/I maddesinde yapılan ve iş bu davanın açıldığı tarih itibariyle uygulanması gereken değişiklik nedeniyle iflâs talebinin İİK m. 166/II’deki usulle ilân edilmesini takiben alacaklıların, 15 gün içinde davaya müdahale ederek veya itiraz ederek, borçlunun hakkındaki takipleri ertelemek ve borçlarını ödemeyi geciktirmek için iflâs talebinde bulunduğunu ileri sürerek mahkemeden talebin reddini isteyebileceği ve iş bu davada alacaklılardan Er Elyaf AŞ.ile Temel Küçük’ün iflâs talebinin reddini istemiş oldukları nazara alınarak duruşma açılıp bu iki müterriz alacaklı duruşmaya çağrılıp itirazı değerlendirildikten sonra bir karar vermek gerekirken müterriz alacaklıların itirazlarının evrak üzerinde değerlendirmek suretiyle davacının iflâs talebinin kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.” 11. HD. 14.11.1989 T., 7426/6271 (Eriş s.408-409).

1003 Pekcanıtez – Anonim Ortaklık, s.46; Altay – İflâs, s.485; “İİK m. 178 uyarınca her borçlu aciz

halinde olduğunu belirterek yetkili ticaret mahkemesinden kendi iflâsını istemesi halinde, mahkemece borçlunun gerçekten aciz halinde olup olmadığının tespiti gerekir. Bunun için borçlunun aktif ve pasifleri üzerinde bilirkişi aracılığıyla inceleme yapılır. Aktifleri pasifini karşılamadığı takdirde borçlunun iflâs talebi kabul edilir. 11.HD. 22.11.1990 T., 6342/7484 (Altay – İflâs, s.555 no.44); 19. HD. 30.12.2004 T., 9407/13375 (Günel, s.244-245).

talebiyle ihtiyari iflâs hallerinde ortaya çıkan iflâs davasında tahkikat başlığı altında yukarıda 1005 daha ayrıntılı bir şekilde incelenmiştir.

Eğer ticaret mahkemesine borçlunun kendi iflâsını istemesi halinde yaptığı ilândan sonra hiç kimse müdahale yoluyla itirazda bulunmazsa veya itirazda bulunan alacaklılar olmasına karşın ticaret mahkemesi, yaptığı inceleme sonucunda alacaklıların itirazlarını reddederse veya mahkeme m.178/III’de belirtilen mecburi iflâs hallerinin bulunduğunu tespit ederse, iflâs talebi hakkında bilirkişi raporunu da dikkate alarak borçlunun iflâsına karar verir. Mahkeme, gerekli görürse bunun üzerine muhafaza tedbirleri1006 alınmasına karar verebilir.

Bu iflâs yolunda da, ticaret mahkemesinin iflâs kararı verebilmesi için borçlunun birinci alacaklılar toplantısına kadar olan masraflar ile iflâs kararının kanun yolları için gerekli bütün tebliğ masraflarını, yani iflâs avansını peşin olarak yatırması gerekmektedir1007 (m.181, m.160).

Belgede İflas davası (sayfa 190-196)