• Sonuç bulunamadı

Sovyet Dönemi Azerbaycan Sineması

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Sovyet Dönemi Azerbaycan Sineması"

Copied!
236
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ

RADYO - TELEVĠZYON VE SĠNEMA ANABĠLĠM DALI RADYO - TELEVĠZYON VE SĠNEMA BĠLĠM DALI

SOVYET DÖNEMĠ AZERBAYCAN SĠNEMASI

Meftune DADAġOVA

YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

DanıĢman

Prof. Dr. Aytekin CAN

(2)
(3)
(4)

iii ÖNSÖZ VE TEġEKKÜR

Azerbaycan Sinema Tarihi, ilk filmlerin çekildiği dönemden itibaren günümüze kadar üç temel aşamadan oluşmaktadır. Birinci aşama 1898-1920 yıllarına ait Azerbaycan sinemasının ilk dönemini, ikinci aşama 1920 yılından başlayarak 1990 yılına kadar devam eden Sovyet dönemi Azerbaycan sinemasını, üçüncü aşama ise Bağımsız Azerbaycan Sineması Dönemini kapsamaktadır. 18 Ekim 1991 tarihinde Azerbaycan bağımsızlığını ilan etti ve Azerbaycan Cumhuriyeti‟nin tüm alanlarında olduğu gibi sinema sanatında da yeni bir dönem başladı.

Bu tez çalışmasının ele aldığı dönem, Azerbaycan sinemasının varoluşundan Bağımsız Azerbaycan Sineması Döneminin başlangıcına kadar olan süredir. Belirlenen dönem kapsamında Azerbaycan sinemasının tarihsel gelişimi ve geçirdiği aşamalar, Sovyetler Birliği‟nin Azerbaycan sineması üzerine etkisi tezin ana konusunu oluşturmaktadır. Azerbaycan sinemasının özellikleri ülkenin içinde bulunmuş olduğu siyasal ve kültürel koşullarla birlikte değerlendirilmiş, yönetmenler ve oyunculara ilişkin temel bilgiler kronolojik olarak belgelerle verilmiştir. Tüm bu konular ilk iki bölümde filmler üzerinden örneklere dayandırılarak sunulmuştur.

Çalışmanın son bölümünde Azerbaycan‟ın ünlü bestecisi Üzeyir Hacıbeyov‟un operetlerinden sinemaya uyarlanan “Arşın Mal Alan” ve “O Olmasın, Bu Olsun” filmlerinin toplum bilimsel açıdan incelenmesine yer verilmiştir.

Bu tez çalışması ile Azerbaycan sinema tarihi üzerine yapılacak araştırmalara bir katkı sağlanması amaçlanmıştır.

Çalışma boyunca bilgileriyle bana hep destek olan, tezin oluşmasında emeğini esirgemeyen danışmanım Prof. Dr. Aytekin CAN‟a, Doç. Dr. Ramiz GÖKBUDAK‟a ve Öğr. Gör. Dr. Kadir YALÇIN‟a teşekkürlerimi bildiriyorum.

Eğitim hayatım boyunca her zaman beni destekleyen sevgili anneme sonsuz şükranlarımı sunarım.

(5)

iv T. C.

SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

Öğ renci ni n

Adı Soyadı Meftune DADAŞOVA Numarası 134223001001

Ana Bilim / Bilim Dalı Radyo Televizyon ve Sinema

Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora

Tez Danışmanı Prof. Dr. Aytekin CAN

Tezin Adı Sovyet Dönemi Azerbeycan Sineması

ÖZET

Başlangıç tarihi 1898 yılı olan Azerbaycan sineması, 1920 yılından itibaren Sovyet sinema sanatının bir kolu olarak gelişti. Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği‟nde sinema alanı bir propaganda aracı olarak siyasi iktidarın baskısı altında idi. Bu dönemde sosyalist ideolojiyi temel alan, kahramanlar aracılığıyla sosyalist düzeni destekleyen yapımların yoğunluğu görülmektedir.

Sovyet dönemi Azerbaycan sineması tarihini konu alan bu tez çalışmasında Azerbaycan sineması'nın tarihsel gelişimi belgelerle aktarılmış, zor koşullar ve yoğun bir denetim altında sınırlı konularla üretilen filmler aracılığıyla Azerbaycan sinemasının içinde bulunduğu durum incelenmiştir.

Ayrıca, Üzeyir Hacıbeyov'un müzikal komedilerinden beyaz perdeye aktarılan “Arşın Mal Alan” ve “O Olmasın, Bu Olsun” filmleri toplum bilimsel kavramlar açısından incelenerek analiz edilmiştir.

Anahtar kelimeler: Azerbaycan Sineması, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği, Propaganda, Üzeyir Hacıbeyov, Müzikal Komediler.

(6)

v T. C.

SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

Öğ renci ni n

Adı Soyadı Meftune DADAŞOVA Numarası 134223001001

Ana Bilim / Bilim Dalı Radyo Televizyon ve Sinema

Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora

Tez Danışmanı Prof. Dr. Aytekin CAN

Tezin İngilizce Adı Azerbaijan Cinema İn Soviet Period

SUMMARY

Azerbaijan Cinema which started in 1898 had developed as a branch of Soviet Cinema Art since 1920. In The Union of Soviet Socialist Republics, the cinema was under the pressure of political power as a propaganda tool. During this period, the intensity of the productions is seen based on the socialist ideology and support the socialist order through heroes.

In this thesis, which is about Azeirbaijan Cinema History in Soviet Period the historical development of Azerbaijan Cinema has been given with documents and the situation of Azerbaijan cinema has been investigated through the films produced with limited topics under the difficult conditions and intensive supervision.

In addition, “Arshin Mal Alan” (film directors: Rza Tahmasib and Nicolay Leshenko) and “O Olmasın, Bu Olsun” (film director: Huseyn Seyidzade) films by Uzeyir Hajibeyov‟s musical comedies have been analyzed in terms of basic sosiological concepts.

Key Words: Azerbaijan Cinema, The Union of Soviet Socialist Republics, Propaganda, Uzeyir Hajibeyov, Musical Comedies.

(7)

vi

İÇİNDEKİLER

ÖNSÖZ VE TEġEKKÜR ... iii ÖZET ... iv SUMMARY ... v BĠRĠNCĠ BÖLÜM ... 3

AZERBAYCAN SĠNEMASININ ĠLK YILLARI VE SOVYET DÖNEMĠ AZERBAYCAN SĠNEMASI 1.1. Azerbaycan Sinemasının Başlangıç Tarihi ... 3

1.1.1. 1910 Yılları ... 7

1.1.2. Hüseyin Ereblinski ... 10

1.1.3. Petrol ve Milyonlar Saltanatında ... 12

1.2. Sovyet Sinemasının Kuruluşu ... 13

1.2.1. Sovyet İdeolojisi ve Propaganda Aracı Olarak Sinema ... 15

1.2.2. Sovyet Dönemi Azerbaycan Sinemasının Başlangıcı ... 17

1.2.3. Sinema İşinin Örgütlenmesi ... 19

1.2.4. 1920 Yılları ... 21

1.3. Abbad Mirze Şerifzade ... 24

1.3.1. Bismillah ... 27 1.3.2. Hacı Kara... 28 1.4. Cafer Cabbarlı ... 31 1.4.1. Sevil ... 36 1.4.2. Almaz ... 40 1.5. 1930 Yılları ... 43 1.5.1. Mikail Mikailov... 48 1.5.2. Letif ... 49 1.5.3. İsmet ... 50

1.6. Azerbaycan Sinemasında İlk Sesli Film. Dublaj Sanatı ... 50

1.6.1. Samed Merdanov... 53

(8)

vii ĠKĠNCĠ BÖLÜM

AZERBAYCAN SĠNEMASI 1940-1990 YILLARI VE SOVYETLER BĠRLĠĞĠ’NĠN SON DÖNEMĠ. SOVYET DÖNEMĠ AZERBAYCAN FĠLMLERĠNDEN ÖRNEKLER

2.1. Azerbaycan Sineması İkinci Dünya Savaşı Döneminde ... 56

2.1.1. Azerbaycan Sineması 1950 Dönemi ... 63

2.1.2. Azerbaycan Sineması 1960 Dönemi ... 68

2.1.3. Azerbaycan Sineması 1970 Dönemi ... 76

2.1.4. Azerbaycan Sineması 1980 Dönemi ve Sovyetler Birliği‟nin Son Dönemleri ... 84

2.2. Letif Seferov ... 90 2.3. Alisettar Atakişiyev ... 93 2.4. Ejder İbrahimov ... 95 2.5. Şamil Mahmudbeyov ... 96 2.6. Adil İsgenderov ... 99 2.7. Eldar Kuliyev ... 100 2.8. Tofik İsmailov ... 103 2.9. Tofik Tağızade ... 105 2.9.1. Uzak Sahillerde ... 109

2.9.2. Yedi Oğul İsterim ... 112

2.9.3. Dede Korkut ... 114 2.10. Hebib İsmailov ... 115 2.10.1. Üvey Anne ... 116 2.10.2. Büyük Dayak ... 118 2.11. Kamil Rüstembeyov ... 120 2.11.1. Aygün ... 120 2.11.2. Ahırıncı Aşırım ... 122 2.12. Hasan Seyidbeyli ... 123 2.12.1. Nesimi ... 126 2.13. Arif Babayev ... 133 2.13.1. Gün Geçti ... 136 2.14. Rasim Ocakov ... 143 2.14.1. Ad Günü ... 147 2.14.2. İstintak ... 149

(9)

viii

2.15. Gülbeniz Azimzade ... 153

2.15.1. Nağme Dersi ... 154

2.16. Savaş Konulu Filmler ... 156

2.16.1. Şerikli Çörek ... 157

2.16.2. Bizim Cebiş Muallim ... 161

2.16.3. Kiraz Ağacı ... 164

2.16.4. Kaval Sesi ... 167

2.17. Televizyon Oyunları Hakkında ... 169

2.17.1. Öten Yılın Son Gecesi ... 170

2.17.2. Sen Her Zaman Benimlesin ... 171

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM ÜZEYĠR HACIBEYOV’UN ESERLERĠNDEN UYARLANAN “ARġIN MAL ALAN” VE “O OLMASIN, BU OLSUN” FĠLMLERĠNĠN TOPLUM BĠLĠMSEL ANALĠZĠ 3.1. Film Çözümlemesi ... 176 3.1.1. Araştırmanın Amacı ... 176 3.1.2. Araştırmanın Önemi ... 177 3.1.3. Araştırmanın Varsayımları ... 178 3.1.4. Araştırmanın Yöntemi ... 178 3.1.5. Araşıtırmanın Sınırlılıkları ... 179 3.1.6. Araştırmanın Problemi ... 180

3.1.7. Araştırmanın Evren ve Örneklemi ... 180

3.2. Üzeyir Hacıbeyov. Yaşamı ve Eserleri. ... 180

3.3. “Arşın Mal Alan” Eseri. Sahneden Beyaz Perdeye ... 184

3.3.1. Yönetmen Rıza Tehmasib ... 187

3.3.2. Filmin Künyesi ... 190

3.3.3. Filmin Konusu ... 190

3.3.4. Karakterler ... 191

3.3.5. Değerler ... 193

3.3.6. Yaşam Biçimi ve Kadının Toplumdaki Yeri ... 194

3.4. “O Olmasın, Bu Olsun” Eseri. Sahneden Beyaz Perdeye ... 195

(10)

ix

3.4.2. Filmin Künyesi ... 202

3.4.3. Filmin Konusu ... 203

3.4.4. Karakterler ... 203

3.4.5. Değerler ... 205

3.4.6. Yaşam Biçimi ve Kadının Toplumdaki Yeri ... 206

3.4.7. “Arşın Mal Alan” ve “O Olmasın, Bu Olsun” Müziği ... 207

3.5. Bulgular ve Yorum ... 210

SONUÇ ... 213

(11)

1 GĠRĠġ

Azerbaycan Sinema Tarihi; geçirdiği aşamalar, önemli akımları, yönetmenleri ve oyuncuları ile ilgili araştırmalar, Azerbaycan‟ın sahip olduğu tarihsel özellikleri itibarıyla başlıca üç aşamada incelenebilir:

Birinci Dönem: 1898 yılından 1920 yılına kadar olan Azerbaycan Sinemasının İlk Dönemi. İkinci Dönem: 1920‟den 1990 yılına kadar devam eden Sovyet Dönemi Azerbaycan Sineması. Üçüncü Dönem: Bağımsız Azerbaycan Sineması Dönemi.

“Sovyet Dönemi Azerbaycan Sineması” başlığı altında yapılan bu araştırmada Azerbaycan sinemasının başlangıç tarihi ve Sovyet dönemi Azerbaycan sineması tarihi ele alınmış, her dönemi yansıtan yönetmenler ve en önemli filmler hakkında geniş bilgi verilmiştir.

Çalışmanın amacı Azerbaycan sinemasının temel özelliklerini tarihsel gelişim ve aşamalar içinde belgelerle aktarmaktır. Bu hedef doğrultusunda çalışma çerçevesinde, Azerbaycan sinemasının en eski filmlerinden olan “Şehir Bağında Halk Gezintisi”, “Trenin Demiryolu İstasyonuna Girişi”, “Kafkas ve Merkuri Cemiyeti'ne ait Geminin Limandan Ayrılması”, “Bakü Sokağı Sabah Çağı”, “Bibi Heybet'de Petrol Fıskiyesi Yangını”, “Elahazret Buhara Emiri'nin Velikiy Kınyaz Aleksey Gemisi ile Uğurlanma Merasimi”, “Kafkas Dansı”, “İliştin” isimli sessiz kısa filmlerle 1898 yılından başlayan, 1920 yılından itibaren Sovyet sinema sanatının bir kolu olarak gelişen Azerbaycan sinemasının Sovyet propagandasından nasıl etkilendiği incelenmiş, Sovyetler Birliği‟nin Azerbaycan sinemasına etkisi üzerine araştırma yapılmıştır.

Üç bölümden oluşan tez çalışmasının ilk bölümünde, Azerbaycan sinemasının temelini oluşturan ilk sessiz filmlerin yapımı, 1910 yılları film çalışmaları, 1920 yılında Sovyetler Birliği döneminin başlaması ile yaşanan siyasi ve kültürel değişimler içinde Azerbaycan sinemasının yeni aşaması, Sovyet ideolojisi ve propaganda, film sanatının gelişimini sağlayan Azerbaycan Foto Sinema Kurumu'nun oluşturulmasıyla ulusal sinemanın yeni bir sanat dalı olarak kabul edilmesi, 1930 yılları ve ilk sesli film yapımı gibi konular tüm detaylarıyla ele alınmıştır. Hüseyin Ereblinski‟nin, Abbas Mirze Şerifzade‟nin, Cafer Cabbarlı‟nın, Samed Merdanov‟un, Mikail Mikailov‟un sanatı ve Azerbaycan sinemasına katkıları konusunda bilgi verilmiştir.

(12)

2 Çalışmanın 1940 ve 1990 yılları kapsayan ikinci bölümünde; İkinci Dünya Savaşı‟nın Azerbaycan sinemasına etkileri, Stalin dönemi Sovyet sineması ve sansür konuları ele alınmış, 1950‟li yıllardan itibaren “Duraklama Dönemi”nin sona ermesi ile Azerbaycan sinemasının tekrar gelişim sürecine başlaması, sinema sektöründe büyük değişim ve gelişimlerin yaşandığı 1960-1980 yılları yapımları ve Sovyetler Birliği‟nin son dönemleri konusu üzerinde durulmuştur. Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra Azerbaycan‟ın kendi bağımsızlığını ilan etmesinin ardından varolan bağımsız Azerbaycan sineması hakkında da kısa bir bilgi verilmiştir.

Ayrıca, ikinci bölümde Azerbaycan sinemasının önemli yönetmenlerinden olan Letif Seferov, Alisettar Atakişiyev, Ejder İbrahimov, Şamil Mahmudbeyov, Adil İsgenderov, Eldar Kuliyev, Tofik İsmailov, Tofik Tağızade, Hebib İsmailov, Kamil Rüstembeyov, Hasan Seyidbeyli, Arif Babayev, Rasim Ocakov ve Gülbeniz Azimzade tarafından çekilen, Sovyet dönemi Azerbaycan sinemasına ait başarılı yapıtlar arasında yeralan filmler hakkında bilgilere yer verilmiştir. Savaş konulu filmler kapsamında “Şerikli Çörek”, “Bizim Cebiş Muallim”, “Kiraz Ağacı”, “Kaval Sesi” filmleri, aynı zamanda “Öten Yılın Son Gecesi” ve “Sen Her Zaman Benimlesin” televizyon oyunları hakkında geniş bir şekilde bahsedilmiştir.

Çalışmanın üçüncü ve son bölümü, Azerbaycan‟ın dahi bestecisi Üzeyir Hacıbeyov‟un yaratıcılığı ve operetleri üzerine yoğunlaşmıştır. Üzeyir Hacıbeyov‟un hayatı, sanatı, eserleri hakkında araştırmalara ve bilgilere geniş yer verilmiş, bu operetlerden sinemaya uyarlanan; Rıza Tehmasib ve Nikolay Leşşenko‟nun “Arşın Mal Alan” ve Hüseyin Seyidzade‟nin “O Olmasın, Bu Olsun” filmleri toplum bilimsel kavramlar açısından incelenmiştir. Kadının toplumdaki yerini ve sorunlarını beyaz perdeye taşıyan bu filmler Azerbaycan sinemasının en önemli yapıtlarındandır.

(13)

3 BĠRĠNCĠ BÖLÜM

AZERBAYCAN SĠNEMASININ ĠLK YILLARI VE SOVYET DÖNEMĠ AZERBAYCAN SĠNEMASI

1.1. Azerbaycan Sinemasının BaĢlangıç Tarihi

Fransız kökenli Auguste – Louis Lumiere kardeşler tarafından uzun çalışmalar sonucu icat edilen ve Cinematograph adını verdikleri aygıt ile 1895 yılı 28 Aralık günü tarihinde halka açık ilk film gösterisi gerçekleştirildi. “Arrival of a Train at La Ciotat” (“Trenin La Ciotat Garına Gelişi”) dünya sinemasının ilk filmi olarak kabul edildi. Paris‟in Capucines Bulvarı‟ndaki Grand Cafe‟de gerçekleştirilen ilk gösterimler sonrası kısa sürede insanları etkisi altına alan sinema için ciddi adımlar atılmaya başlandı. Lumiere kardeşlerinin dünyanın değişik yerlerine gönderdiği temsilcileri diğer ülkelerin de sinema ile tanışmasına neden oldu (İsmailov, 2001: 16; Dadaşov, 2009: 12; Kazımzade, 2013b: 214-215; Kazımov ve Dadaşov, 1999: 94-95).

Azerbaycan‟ın sinemayla tanışması 1898 yılında başlar. Yabancı filmler 8 Ocak 1898 tarihinde Azerbaycan‟ın başkenti Bakü‟de, “Bakinskoye Obshestvennoye Sobranie” (“Бакинское Общественное Собрание”) isimli salonda, Öğrencilere Yardım Cemiyeti‟nin yararı için düzenlenmiş gecede “Canlı Fotoğraflar”ın gösterimi ile sunuldu. Sinema o zaman “Canlı Fotoğraflar” olarak adlandırılıyordu. Gecede canlı fotoğrafların izlenimiyle birlikte misafirlere hediyelik olarak stereoskopların da satıldığı bilinmektedir. Bu bilgiler Kaspi gazetesinin 4 ve 6 Ocak 1898 tarihli sayılarında yayımlanan ilanlarda yer almıştır (İsmailov, 2001: 26; Kazımov ve Dadaşov, 1999: 97).

İlk sinema gösterimlerini, mayıs ayının sonlarından başlayarak basit haber görüntüleri veya günlük hayattan karelerle sinemayla ilgili ilk çalışmaların yapımı izledi. Bu çalışmalar, Azerbaycan sinemasının ilk dönem örneklerini oluşturdu. Kaspi gazetesinin 6 Haziran 1898 tarihli sayısında yayımlanan “Sinematograf” başlıklı ilanda bir erkek okulunda yapılan konuşmaların 1879-1904 yılları arasında Bakü‟de yaşamış, Bakü İlmi Foto Derneği'nin kurucusu ve rehberi olmuş Aleksandr

(14)

4 Mihayloviç Mişon isimli fotoğraf ve kameraman tarafından filme alındığı, görüntülerin yaz aylarında gösterime sunularak toparlanacak paranın okulun harcamaları için kullanılacağı haberi yer almıştır. Tüm bu bilgiler Azerbaycan sineması tarihinin ilk örneklerinin; film çekimleri ve sunumunun 1898 yılı olduğunu göstermektedir (İsmailov, 2001: 26; Kazımzade, 2013b: 217-218; Kazımzade, 2014: 378-379; Kazımzade, 2015: 207).

25 yıl boyunca Bakü‟de yaşamış Aleksandr Mihayloviç Mişon bu yıllarda “hem fotoğrafçı hem yayıncı, hem de kameraman olarak faaliyet göstermiştir. O, ağır bir kamera sehpası, büyük tahta kutudan ibaret fotoğraf makinesi ve sinema kamerasını kendisiyle taşıyarak, hem Demiryolu İstasyonu‟nu ve Bakü Deniz Limanı‟nı çekmiş, hem de Bibi Heybet‟de ve Abşeron‟un petrol madenlerinde çekimler yapmış, daha sonra bu görüntüleri şehirde düzenlenen çeşitli törenlerde izleyicilere sunmuştur. O, başkanı olduğu Bakü Foto Derneği‟nin üyelerine bilimsel fotoğrafçılığın sırlarını öğretmekle beraber hayır işleri ile de meşgul oluyordu” (Kazımov, 1999a: 43-44).

31 Mayıs 1898 tarihinde Bakü‟de, “Mihaylov” bahçesinde, yardım amaçlı düzenlenen halk gezintisi sırasında, Bakü İlmi Foto Derneği filmler sergiledi. Bu gösteri, Mişon tarafından “Şehir Bağında Halk Gezintisi” başlığıyla filme alındı. Gözlem niteliği taşıyan, Bakü hayatı ve insanların günlük yaşamını yansıtan bu kısa görüntüler, aynı zamanda Bakü hayatından kesitler sunan diğer “Canlı Fotoğraflar”; bir trenin Bakü Demiryolu İstasyonuna girişini görüntüleyen, Lumiere kardeşlerinin çektikleri filmin konusu ile aynı olan “Trenin Demiryolu İstasyonuna Girişi”, bir geminin Bakü limanından ayrılmasını sergileyen, haber niteliğinde olan “Kafkas ve Merkuri Cemiyeti‟ne Ait Geminin Limandan Ayrılması” ve şehrin sabah hayatını, güne nasıl başlamasını yansıtan manzara türünde “Bakü Sokağı Sabah Çağı” isimli açık havada çekilen belgesel türünde röportaj filmleri 21 Haziran tarihinde Bakü'nün merkezinde, Vasilyev-Vyatski'in Tiyatro-Sirk Salonu‟nda düzenlenen şehir hayatı ve yaşamını konu alan bir sinema programında eğlenceli sirk gösterileriyle birlikte izleyicilere sunuldu (Kazımzade, 2014: 380; Kazımzade, 2015: 207-208).

Böylece, aynı zamanda gösterime giren; “Şehir Bağında Halk Gezintisi”, “Trenin Demiryolu İstasyonuna Girişi”, “Kafkas ve Merkuri Cemiyeti‟ne Ait Geminin Limandan Ayrılması” ve “Bakü Sokağı Sabah Çağı” isimli dört film çalışmasının 21 Haziran'da ilk başarılı gösterimiyle izleyicilerin dikkatini çekmesinin ardından, Aleksandr Mihayloviç Mişon, sinemaya gösterilen rağbeti göz önüne alarak ilk olarak Bakü‟de, daha sonra Paris‟te düzenlenecek Dünya Fuarı‟nda gösterime sunmak için

(15)

5 şehir hayatını ve şehir insanlarının yaşamını konu alan yeni filmler çekerek sinema koleksiyonu yaptı. Bu koleksiyona “Bibi Heybet‟de Petrol Fıskiyesi Yangını”, “Elahazret Buhara Emiri'nin Velikiy Kınyaz Aleksey Gemisi ile Uğurlanma Merasimi”, “Kafkas Dansı” ve “İliştin” isimli dört kısa sessiz film dâhildi (Kazımov ve Dadaşov, 1999b: 98; Dadaşov, 2001: 19).

“Bibi Heybet‟de Petrol Fıskiyesi Yangını” filmi, 27 Temmuz gecesi Bakü'nün Bibi Heybet kasabasında çıkan yangın olayının görüntüleridir. Kaspi gazetesinin 28 Temmuz 1898 tarihli sayısında yer alan “Muhteşem Yangın” başlıklı haberde yazıyor: “27 Temmuz gecesi saat 11 sıralarında Bibi Heybet‟de Bakü taciri Y.V.Vişaun‟un madeninde çok büyük alev gözüktü. Fiskiye yapan 32 saylı petrol kuyusu yakınlığında yerleşen ocak hanede yangın çıkmıştır: alev fiskiyeni sardı, kısa sürede komşu kuyular da alev aldı, sonra alev madenin yarısını sardı, milyon pud petrolü olan büyük ambar yandı, toplam 9 kuyu yanmıştır” (Kazımzade, 2014: 381-382).

“Elahazret Buhara Emiri'nin Velikiy Kınyaz Aleksey Gemisi ile Uğurlanma Merasimi” filminin konusu 24 Temmuz 1898 tarihinde misafir olarak trenle Bakü‟ye gelen Buhara Emiri‟nin üç gün sonra Kafkaz ve Merkuru Limanı‟ndan uğurlanması görüntüleri idi. Bu bilgiler Kaspi gazetesinin 25 Temmuz 1898 tarihli “Buhara Emiri‟nin Gelmesi” ve 28 Temmuz 1898 tarihli “Buhara Emiri‟nin Uğurlanması” başlıklı haberlerinde yer almıştır (Kazımzade, 2014: 381).

Bir dans gösterisini görüntüleyen “Kafkas Dansı” filmi Azerbaycan sineması tarihinde film-konser türünde yapılmış ilk film olarak kabul edilir (Kazımov, 2003b: 6-7).

Komedi türünde olan “İliştin” filmi Bakü şehrinde bahçelerden birinde geçen komik olayların görüntüsüdür. “İliştin” ile Azerbaycan sinemasında konulu filmlerin temeli konulmuştur (Kazımzade, 2003a: 19).

Bu dört kısa filmden oluşan programın bağımsız sunumu 2 Ağustos 1898 tarihinde yine aynı mekânda, Vasilyev-Vyatski'nin Tiyatro ve Sirk Salonu‟nda bu kez hiçbir yardımcı program dâhil edilmeden gerçekleştirildi (Kazımzade, 2003b: 6-7; Kazımzade, 2004: 11; Dadaşov, 2015: 7).

“Kaspi” gazetesinin 1-2 Ağustos 1898 tarihli sayısında gösterinin yapılacağı ile ilgili yayımlanan bir duyuru, Azerbaycan sinema tarihindeki bu önemli olayı ispat ediyor: “Paris'te

(16)

6 yapılacak uluslararası fotoğraf ve sinema sergisine Bakü'de yaşayan fotoğraf sanatçıları da çektikleri eserlerle katılacaklar. A.Mişon adlı bir fotoğrafçı, bu sergi için hazırladığı “Canlı Fotoğraflarını” V.Vasilyev'in “Tiyatro-Sirk” salonunda yalnız bir kez nümayiş ettirecek” (Dadaşov, 1992: 4; İsmailov, 2001: 26; Kazımzade, 2004: 12).

Bu tarihten itibaren sinema Azerbaycan‟da kendi yerini almaya başladı. Böylece yönetmen, fotoğrafçı ve kameraman Aleksandr Mihayloviç Mişon tarafından Paris'te düzenlenen sergi için hazırlanan, yapımcılığını, senaristliğini ve yönetmenliğini kendisinin gerçekleştirdiği, ilkel durumda olsa da komedi, belgesel, aktüalite, dram gibi gelecek sinema türlerini kendisinde barındıran bu ilk, kısa, sessiz filmler Azerbaycan sinemasının temelini oluşturdu ve 2 Ağustos 1898 tarihi Azerbaycan sinemasının başlangıç tarihi olarak kabul edildi (Kazımzade, 2004: 12; Kazımzade, 2014: 386; Kazımzade, 2015: 229).

6 Ağustos 1898‟de Balahanı‟daki kulüplerden birinde Mişon tarafından bir film programı daha düzenlendi. Programa tekrar olarak alınmış “Bibi Heybet'de Petrol Fıskiyesi Yangını” filmi ile beraber 4 Ağustos 1898 tarihinde, Balahanı madenlerinden birinde kuyuda oluşan petrol fıskiyesini yansıtan “Balahanı‟da Petrol Fıskiyesi” ve “Balahanı Sabunçu Polis İdaresi Süvari Garodovoylarının At Oynatmaları” filmleri dâhildi (Kazımzade, 1999: 43; Kazımzade, 2014: 382-383).

Aleksandr Mihayloviç Mişon tarafından 1898 yılında çekilen “Bibi Heybet‟de Petrol Fıskiyesi Yangını”, “Elahazret Buhara Emiri'nin Gemi ile Uğurlanması”, “Kafkas Dansı”, “İliştin” ve “Balahanı‟da Petrol Fıskiyesi” filmleri 1900 yılında Paris‟te Nisan ve Ekim ayları arasında düzenlenen Uluslararası Bedii, Sanayi ve Tarım Sergisi‟nde gösterime sunulmuş, bu filmler Lumiere Kardeşler tarafından alınarak kendi koleksiyonlarına dâhil edilmiştir. Sonraları Paris Sinema Arşivi‟ne verilen bu filmler Fransa'da korunmaktatır. Haber niteliği taşıyan 30 saniyelik “Bibi Heybet'de Petrol Fıskiyesi Yangını” ve “Balahanı‟da Petrol Fıskiyesi” filmleri 2001 yılında, Fransa‟nın film arşivinden alınarak Azerbaycan'a getirilmiştir. Bu filmler Azerbaycan Devlet Film Fondu‟nda korunmaktadır (İsmailov, 2001: 26; Kazımzade, 2003a: 10; Kazımzade, 2003b: 6-7; Kazımzade, 2014: 386).

(17)

7 Açık havada çekilen, günlük hayattan sahneler saptayan belgesel türünde röportaj ve aktüalite çalışmaları, Azerbaycan sineması tarihinin ilk film örnekleri olarak nitelendirildi. 1898 yılında çekilen, günlük olayları konu alan ve izlenime toplu olarak sunulan filmlerin başarılı gösterimlerinin ardından, 1900, 1907 ve 1908 yıllarında da “Bakü Ahalisinin Şehir Bağında Gezintisi”, “Deniz Kenarında Gezinti”, “Balahanı” gibi belgesel niteliğinde filmlerin yapıldığı bilinmektedir. 1908 yılından başlayarak çekim yapmak için Bakü‟ye gelen Pathe ve Gaumont Fransız film şirketinin kameramanları tarafından devamlı olarak Bakü hayatından, petrol madenlerinden, madenlerde çalışan işçilerin yaşamından kesitler sunan birçok kısa metraj film yapıldı (Kazımzade, 2004: 12, Kazımzade, 2003b: 7-8).

1910 yıllarına ait filmler ise genellikle “Filma” Hissedarlar Cemiyeti tarafından yapıldı. Önceleri sirk salonlarında veya çeşitli derneklerin binalarında izleyicilere sunulan filmlerin zamanla salonlara taşınarak Bakü‟nün “Rekord”, “Mikado”, “Ekspres”, “Fransız” sinema salonlarında gösterime girmesiyle sinema önem kazanmaya başladı (Dadaşov, 1992: 4-5; İsmailov, 2001: 26). Bu süre zarfinda tiyatral kökenli ilk dönem film çalışmaları ve düzenlenen gösteriler zamanla izleyici kitlesi oluşturmayı başarmış, gittikçe geniş halk kitlelerine ulaşarak Azerbaycan sinema tarihi için o yıllara ait ehemmiyetli gelişmeler sağlamıştır.

1.1.1. 1910 Yılları

1910'lu yıllardan başlayarak Bakü'de çalışan Belçikalı Pirone Kardeşler, “Filma” Hissedarlar Cemiyeti‟ni kurarak Bakü, Tiflis gibi çeşitli şehirlerde film dağıtım büroları, stüdyolar oluşturdu. 1915-1918 yılları arasında yapılan konulu film çalışmaları Pirone Kardeşler‟in kurdukları bu stüdyolarda üretildi. Genel olarak petrol madenlerinde çalışan işçilerin hayatını konu alan “Avrat”, “Petrol ve Milyonlar Saltanatında”, “Yeni Tarzda Eski Ahvalât”, “Kadınların Yardımıyla Eşlerin Yükselişi”, “Yalınayak Aşk” (veya “Bakü'de Olay”), “Kınyaz Demir Bulat”, “Ölümüne Bir Saat Kala”, “Arşın Mal Alan”, “Bir Alçalmanın Tarihi” isimli filmler yapıldı.

“Avrat” - “Filma” Hissedarlar Cemiyeti'nin Azerbaycan'da yaptığı ilk konulu film toplumsal dram türünde olan “Avrat” filmi oldu. Çekimleri 1915 yılında Bakü'de gerçekleştirilen, 1916 yılının başlarında gösterime giren altı bölümlü film yazar Artsıbaşov‟un “Er” romanından uyarlanmıştır. Filmin senaryosunu A.D.Panova–Potyomkina yazmış, Bakü tiyatrolarında çalışan K.Piontkovskaya,

(18)

8 R.Lazareva, Y.İvanova, Y.Muromski isimli yabancı oyuncuların katılımı ve Boris Svetlov‟un yönetmenliği ile yapılmıştır, kameramanı Grigori Lemberg idi (Kazımzade, 2003a: 19; İsmailov, 2001: 27-160). Sessiz sinemanın ana konularından olan kadın özgürlüğü bu filmin ardından 1920-1930 yıllarında yapılan “Kız Kulesi”, “Gilan Kızı”, “Sevil”, “İsmet” ve “Almaz” filmlerinde de varlığını sürdürmüştür.

“Yeni Tarzda Eski Ahvalât” - Oyuncularının isimleri bilinmeyen, günlük olayları anlatan, Azerbaycan sinemasında komedi türünün ilk örneklerinden olan iki bölümlü “Yeni Tarzda Eski Ahvalât” sessiz filmi 1916 yılında gösterime girmiştir. Filmin yönetmeni Boris Svetlov, kameramanı Grigori Lemberg idi (Kazımzade, 2003a: 20-21).

“Kadınların Yardımıyla Eşlerin Yükselişi” - Zengin bir aile yaşamını anlatan, konunun anlatımına yardım eden “Eyalet Bataklığı”, “Coşkun Kan Alevden Güçlüdür”, “Muhabbet Meclisi Başlansın”, “Kadınlar Eşlerine İş Buluyorlar”, “Şarap Perisinin Ayakları Altında” ve “Kadınlar Her Zaman Günahsızlar” isimli altı bölümden oluşan, kameramanlığını Grigori Lemberg‟in yaptığı “Kadınların Yardımıyla Eşlerin Yükselişi” komedi filmi 1916 yılında Boris Svetlov'un yönetmenliği ve aynı zamanda başrol oyunculuğu ile yapılmıştır. Filmde rol alan isimler: Y.Buranovskaya, A.D.Panova-Potyomkina, S.Şolohova, A.Verner, G.Kramer (İsmailov: 2001: 28-161; Kazımzade, 2003a: 21).

“Yalınayak Aşk” (“Bakü'de Olay”) - “Filma” Hissedarlar Cemiyeti tarafından 1916 yılında yapılan daha bir kısa metrajlı film, iki bölümlü “Yalınayak Aşk” veya diğer adı “Bakü'de Olay” olan komedi filmi idi. Bakü sakinlerinin çalışma hayatını, farklı mekânlarda: sokaklarda, gemide geçen olayları görüntüleyen filmin yönetmeni Boris Svetlov, kameraman Grigori Lemberg'di. A.D.Panova–Potyomkina, Regina Lazareva, Yevgeni Muromski filmde rol alan isimlerdendir (İsmailov, 2001: 28-160; Kazımzade, 2003a: 22).

“Kınyaz Demir Bulat” - Çekimleri 1916 yılında tamamlanarak gösterime giren altı bölümlü “Kınyaz Demir Bulat” melodram filminin yönetmeni Boris Svetlov, kameramanı Grigori Lemberg'di. İnsan ilişkilerini, üzücü sonla biten olayları konu edinen, Azerbaycan‟ın ünlü tiyatro oyuncusu ve yönetmen Abbas Mirze Şerifzade‟nin de rol aldığı filmin çekimleri genellikle Bakü'de

(19)

9 yapılmıştır. R.Lazareva, A.Polonski, Y.Muromski, A.Morozovski filmde rol alan isimler arasındaydı (İsmailov, 2001: 36-161; Kazımzade, 2003a: 22).

“Ölümüne Bir Saat Kala” - Y.Muromski, A.Polonski, R.Lazareva ve A.İvanova isimli yabancı oyuncuların katılımı ile gerçek bir yargı olayını konu alan, yedi bölümden oluşan kısa metrajlı “Ölüme Bir Saat Kala” adlı sessiz filmi 1916‟da gösterime girmiştir. Yönetmeni Boris Svetlov, kameramanı Grigori Lemberg'di (İsmailov, 2001: 28-162; Kazımzade, 2003a: 22).

“Arşın Mal Alan” – Azerbaycan opera sanatının kurucusu, ünlü besteci Üzeyir Hacıbeyov'un 1913'te yazmış olduğu ve 25 Ekim 1913 tarihinde Hüseyin Ereblinski‟nin yönetmenliğinde sahneye konulan dört perdeli “Arşın Mal Alan” opereti, 1916 yılının sonlarına doğru “Filma” Hissedarlar Cemiyeti tarafından sinemaya aktarılmıştır. Hüseyinkulu Sarabski, Elekber Hüseyinzade, Ahmed Ağdamski, Mirzağa Aliyev, Yunis Nerimanov, Henefi Terekulov‟un da rol aldığı film 1917 yılının Ocak ayında gösterime girse de kısa sürede gösterimden kaldırılmıştır (Sadıkov, 1970: 13).

“Bir Alçalmanın Tarihi” - P.Muravyov‟un senaryosu ve Regina Lazareva, A.Polonski, Yevgeni Muromski isimli oyuncuların katılımı ile çekimleri 1918‟te tamamlanan “Bir Alçalmanın Tarihi” melodram filminin ilk izlenimi, 1919 yılının Ocak ayında “Rönesans” sinema salonunda gerçekleşmiştir. Beş bölümden oluşan film bir aile dramının öyküsü ile izleyicilerine “Hayatta insanın başına gelen, yaşadığı her şey kaderin bir hükmüdür ve bu kaçınılmazdır” düşüncesini sergilemiştir. “Rönesans” Sinema İdaresi ise filmi izlenime “Bu film çağdaş hayattan bahseden yoğun bir dramdır” tanımlaması ile sunmuştur (İsmailov, 2001: 30-162; Kazımzade, 2003a: 22).

Sadece “Filma” Cemiyeti tarafından yapılan, 1910 yıllarına ait: “Avrat”, “Petrol ve Milyonlar Saltanatında”, “Yeni Tarzda Eski Ahvalât”, “Kadınların Yardımıyla Eşlerin Yükselişi”, “Yalınayak Aşk” (veya “Bakü'de Olay”), “Kınyaz Demir Bulat”, “Ölümüne Bir Saat Kala”, “Arşın Mal Alan” ve “Bir Alçalmanın Tarihi” isimli filmler dram, melodram, komedi türü içermektedir. Filmler genellikle şirketin daveti üzerine Bakü'ye gelen yönetmen Boris Svetlov ve kameraman Grigori Lemberg tarafından çekilmiş, film senaryoları A.D.Panova-Potyomkina tarafından yazılmıştır (İsmailov, 2001: 27; Kazımzade, 2015: 249).

(20)

10 1917 yılında “Bakü‟de Halk Azatlığı Bayramı”, “1917 yılı 12 Mart‟ta Bakü‟de Azatlık Bayramı”, “1917 Yılının Mart Ayı ve Kolektif Mukâvele Uğrunda Mübarize”, “Bakü Komiserinin Mitingde Konuşması”, “Petrol Kuyularının Kazılması ve Çıkartılması” isimli belgeseller yapılmıştır.

28 Mayıs 1918 tarihinde Azerbaycan Halk Cumhuriyeti kuruldu. Sadece 23 ay bağımsız faaliyet göstermesine karşın, bu süreçte Azerbaycan‟da devletçilik, eğitim, kültür, edebiyat ve güzel sanatlar alanında önemli adımlar atıldı ve sinema sektöründe dönemin siyasi ve kültürel olaylarını yansıtan belgesel filmlere ağırlık verildi. 28 Mayıs 1919 tarihinde Azerbaycan Halk Cumhuriyeti‟nin yıl dönümünü yansıtan “Azerbaycan‟ın Bağımsızlığının Yıl Dönümü Münasebetiyle Tentene” belgesel filmi çekilmiş, 13 Haziran‟da Bakü‟nün “Ekspres”, “Rekord” ve “Forum” sinema salonlarında gösterime sunulmuştur. Azerbaycan Halk Cumhuriyeti 28 Nisan 1920 yılında Sovyet ordusunun ülkeyi işgaliyle son buldu (Dadaşov, 1992: 5; Kazımzade, 2003b: 9; Kazımzade, 2004: 14-15).

1898 yılından 1920 yılına kadar olan süre Azerbaycan Sinema Tarihinin ilk dönemi olarak kabul edilir. Bu dönemde çekilen filmlerin temel konusu devrim, petrol üretimi ve işçilerin yaşam mücadelesi idi.

1.1.2. Hüseyin Ereblinski

20. yüzyılın başlarında Azerbaycan tiyatrosunun oluşumunda büyük katkılarda bulunan isimlerden biri oyuncu ve yönetmen Hüseyin Ereblinski olmuştur (1881-1919). Henüz okul yıllarındayken tiyatro derneklerinin çeşitli oyunlarında rol alan Hüseyin Ereblinski‟nin büyük sahneye ilk adımı, 1897 yılında sahnelenen, Mirze Feteli Ahundzade‟nin en önemli eserlerinden olan “Lenkeran Hanının Veziri” komedisiyle gerçekleşmiştir. İlk büyük sahne başarısına ise Necef Bey Vezirov‟un 1905 yılında sahnelenen “Musibeti-Fahreddin” oyunundaki Rüstem Bey rolüyle imza atmıştır (Memmedov, 1973: 13-18).

Ünlü besteci Üzeyir Hacıbeyov‟un Hüseyin Ereblinski sanatı ile ilgili görüşlerinden: “Azerbaycan‟da tiyatro sanatının oluşumunda önemli rol oynayan isimlerden biri Hüseyin Ereblinski‟dir. 1906 yılında Sarabski‟yle birlikte Ereblinski ile tanıştığım günü iyi hatırlıyorum. Ereblinski daha o zaman tiyatro oyunları sergileyen bir grup teşebbüsçülerle birlikte oynuyordu.

(21)

11 Ereblinski henüz o zamandan amatörler arasından kendisinin oyunculuk sanatına beslediği tükenmez arzusu, samimiyeti, coşkunluğu ile diğerlerinden çok farklıydı, kendi duygusunu ustalıkla kullanmayı başarırdı... Hüseyin Ereblinski ile tanışlığımızda onun kendine has beynelmilel hususu hiçbir zaman benim aklımdan çıkmıyor. Bu husus onun sahip olduğu öğrenme yeteneği idi” (Memmedli, 1967: 37).

Çeşitli yıllarda “Nicat”, “Sefa” Medeni Maarif Cemiyetleri‟nin bünyesindeki tiyatro birliklerinde, “Müslüman Artistleri Cemiyeti”nde, “Zülfükar Bey ve Üzeyir Bey Hacıbeyov Kardeşleri‟nin Müdüriyeti”nde oyuncu ve yönetmen olarak çalışmış; İslam Bey (“Vatan”), Fahreddin (“Musibeti-Fahreddin”), Yusif (“Şamdan Bey”), Timur Ağa (“Lenkeran Hanının Veziri”), Süleyman (“Dağılan Tifak”), Ferhat (“Bahtsız Cevan”), Rüstem (“Rüstem ve Zöhrab”), Nadir Şah (“Nadir Şah”) gibi birbirinden farklı karakterler canlandırmıştır. Şunu da belirtmek gerekir ki, Ereblinski‟nin sanat yaşamı boyunca seve seve oynadığı rollerden biri Azerbaycan tiyatro sahnesinde ilk kez 1910 yılında oynanılan Othello idi. 1892 yılında Haşım Bey Vezirov tarafından Azerbaycan diline tercüme edilen Shakespeare‟in “Othello” oyunu Ereblinski yaratıcılığının zirvesi olarak kabul edilmiştir (Ceferov, 1959: 111-124).

Oyunculuk çalışmaları ile birlikte, yönetmen olarak sahnelediği “Musibeti-Fahreddin”, “Adı Var, Özü Yok”, “Hacı Kara”, “Lenkeran Hanının Veziri”, “Mösyö Jordan ve Derviş Mesteli Şah”, “Nadir Şah”, “Vatan”, “Othello”, “Kaçaklar”, “Zoraki Tabip”, “Müfettiş”, “Ağa Muhammed Şah Kacar”, “Dağılan Tifak”, “Evlenme”, “Elli Yaşında Genç” gibi eserlerle milli tiyatro sanatının teşekkülü ve gelişimi adına büyük hizmetlerde bulunmuştur.

Sanat yaşamı boyunca özellikle trajedya türündeki oyunlarıyla ün kazanan Hüseyin Ereblinski ilk opera ve operetlerin yönetmenliğini de üstlenmiştir. 1905-1918 yıllarında dram ve opera oyunlarına sahne hayatı veren Ereblinski, 1908 yılında ilk Azerbaycan operası olan “Leyla ile Mecnun”a, sonraki yıllarda “Aslı ve Kerem”, “Şah Abbas ve Hurşud Banu” operaları ve “Meşedi İbad”, “Arşın Mal Alan”, “Er ve Avrat” operetlerine yönetmenlik yapmıştır.

Ereblinski‟nin oyuncularla denemelerine tanıklık eden besteci Üzeyir Hacıbeyov‟un hatıralarından: “Ereblinski “Arşın Mal Alan” ve “O Olmasın, Bu Olsun” operetlerine yönetmenlik yapıyordu. Ben onun yönetmenlik derslerine çok katılır ve oyuncularla konuşmalarını dinlerdim.

(22)

12 Gerçekten de, Ereblinski insanı hayrete düşüren ve sevindiren bir beceriye sahip idi. O, bu operetlerde oyuncuların yerli karakterleri güçlü, inandırıcı bir şekilde canlandırmasına derinden dikkat eder, her rolü oynamak konusunda doğru bakış açısı yürütürdü. Her bir oyuncuya ayrı ayrı yaklaşarak her hareketi defalarca tekrar eder ve öğretirdi” (Memmedov: 1973: 45).

1.1.3. Petrol ve Milyonlar Saltanatında

Pirone Kardeşleri tarafından kurulan “Filma” film yapım şirketinin 1910 yıllarında çektiği filmler arasında büyük başarı kazanan özellikle “Petrol ve Milyonlar Saltanatında” filmi oldu. 1916 yılında çekilen film 1880-1942‟li yıllarında yaşamış, Gori Seminariyası‟ndan mezun olduktan sonra öğretmenlik faaliyetinin yanı sıra “Mektep” dergisinde hikâyeler yayımlayan yazar İbrahim Bey Musabeyov‟un aynı isimli eserinden uyarlanmıştır. Petrol sanayicilerinin maddi desteği ile çekilen filmin yönetmeni Boris Svetlov, kameramanı Grigori Lemberg‟di. Başrolde - Lütfeli Bey rolünde Hüseyin Ereblinski yer almıştır.

Melodram türünde çekilmiş filme eşlik eden yazılar Azerbaycan ve Rus dillerinde yazılmıştır. İç mekân çekimleri Tiflis'te, doğa sahneleri ise Bakü ve Bakü çevresinde; Balahanı'da, Binegedi‟de, Zığ ve sahil kenarında gerçekleşmiştir. Döneminin sosyal çelişkilerini, zengin insanların yaşamını, ağır koşullarda çalışan petrol işçilerinin zorluklarla dolu hayatını yansıtan filmin olay örgüsü zengin Lütfeli Bey‟le (Hüseyin Ereblinski) yoksul Celil arasında yaşanan olaylardan oluşur. Sahip olduğu toprak alanında petrol bulunması sonucu zengin olan Celil aniden kazandığı paralarla mutlu olamaz, bu para ona mutsuzluk getirir.

İki bölümden oluşan filmin beş parçalı birinci bölümü 1916 yılının 14 Mayıs, üç parçalı ikinci bölümü ise 27 Mayıs tarihinde izlenime girmiştir (Kazımzade, 2015: 249). Film gösterimiyle ilgili bilgiler dönemin gazete haberlerine de yansımıştır. Örneğin, “Bakü” Gazetesinin 14 Mayıs 1916 tarihli sayısında filmle ilgili şöyle bir habere yer verilmiştir: “Bu yıl 14 Mayıs tarihinden “Petrol ve Milyonlar Saltanatında” filminin birinci bölümü sergilenecek. Kinodram yazar İbrahim Bey Musabeyov‟un romanı esasında çekilmiştir. Senaryo yazarı A.D.Panova-Potyomkina‟dır. Film tam metraj olduğu için her akşam sadece üç seans gösterime girecektir” (Kazımov ve Dadaşov, 1999b: 100).

(23)

13 Seyircinin geniş ilgisini kazanan film Hüseyin Ereblinski‟nin oyunu, tar sanatçısı Kurban Pirimov‟un ve hanende Cabbar Karyağdıoğlu‟nun ekranda gözükmeleriyle büyük başarı kazanmıştır (Dadaşov, 2001: 22; Dadaşov, 2009: 65). Tar sanatçısı Kurban Pirimov‟un film hakkındaki hatıralarını sinema araştırmacısı Nazim Sadıkov‟un 1970 yılında yayımlanan “Azerbaycan Bedii Kinosu: 1920-1935 Yılları” başlıklı kitabında okuyabiliyoruz: “Petrol ve Milyonlar Saltanatında” filmi o zaman birçok sinema salonlarında gösterilmekteydi. Hatırlıyorum, film “Rönesans”da, “Mon Repo”da, “Mikado” ve daha başka özel sinema salonlarında gösteriliyordu. Filmin “Düğün” ve “Kazinoda Şenlik” bölümlerinde hanende Cabbar ile ben de çekilmiştim. Ben ifa ediyordum, Cabbar ise okuyordu. Hüseyin Ereblinski‟nin oyunculuğunu ben çok beğeniyordum. Lütfeli Bey‟in pırıl pırıl parlayan faytondan inmesi şimdiki gibi aklımdadır. Onun keskin bakışları sanki gözlerimin önünde. Lütfeli Bey rolü Ereblinski‟ye çok yakışıyordu. Tiflis şehrine gezilerimizin birinde ben bunu Hüseyin Ereblinski‟ye söyledim. O, sinemanın büyük geleceğinden bahsetti” (Sadıkov, 1970: 12).

O dönem Binegedi‟de madenlerden birinde oluşan ve günlerce devam eden bir yangın olayının belgesel görüntüleri de filme dâhil edilmiş, bu görüntüler izleyicilerin büyük ilgisine neden olmuştur. “Genellikle tiyatrolaştırılmış sahnelerin perde biçimini yapmaya çalışan ekip bu yöntemle filmin inandırıcılığını, seyirciye etki gücünü artırmayı başarmışlardır” (Kuliyev, 2009: 64).

“Petrol ve Milyonlar Saltanatında” eseri uzun yıllar sonra, 1980 yılında “Kızıl Uçurum” ismiyle tekrar sinemaya uyarlandı. Başrol oyunculuğunu Aliabbas Kadirov, Hamlet Hanızade ve Hemide Ömerova‟nın paylaştığı filmin senaryo yazarı Mirzeağa Mirmövsümov, yönetmeni Fikret Aliyev idi.

1.2. Sovyet Sinemasının KuruluĢu

Rusya‟da ilk film gösterimleri 1896 yılının Mayıs ayında, Petersburg‟da gerçekleşmiştir. 1908 yılında ilk konulu filmlerin yapımını yerli film stüdyolarının kurulması ve büyük kentlerde yeni sinema salonlarının açılması izlemiştir. Birinci Dünya Savaşı döneminde hızla gelişen Rus sinemasında A.Puşkin, Lev Tolstoy, Lermontov gibi yazarların eserleri sinemaya uyarlanmış, çeşitli türlerde filmler yapılmıştır. “Birinci Dünya Savaşı sırasında Rus sinema üretimi Batı rekabetinden

(24)

14 kurtuldu ve bu çekişmesiz ortam Rus sinema sanatının daha da gelişmesine sebep oldu. O devirde yapımcı şirketler kuruldu ve yapım sayısı arttı. 1916‟da tahminen sayısı 20‟ye ulaşan yapımcı şirketler bu yıl çoğu uzun metrajlı 500‟den fazla film üretti. 1917 Ekim Devrimi‟ne kadar Rusya‟da toplam 2000 konulu film çekilmiştir” (İsmailov, 2001: 16).

25 Ekim 1917 yılında Rusya‟da gerçekleşen, Çarlık rejiminin devrilmesi ile sonuçlanarak Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği‟nin kurulmasına yol açan Ekim Devrimi‟nin ardından, yaşanan değişiklikler, ekonomik ve toplumsal sıkıntılar içinde Rus sinema sanatı ve film üretimi de dönemin etkilerine maruz kaldı. Yeni bir sinema yaratmak çabası içinde Dağıtımcı, Gösterimci ve Yapımcılar Federasyonu, Sinema Sanatı İşçileri Birliği ve Sinema-Tiyatro İşçileri Birliği ile sinema işçilerinin örgütlenme çalışmaları başlatıldı. Üretim ve dağıtım kontrolünü ele almak hedefi ile Halk Eğitim Komiserliği bünyesinde Sinema Komisyonu‟nun kurulması, film endüstrisinin ulusallaştırılmasına yönelik işlemlerin temelini oluşturdu.

1918 yılında film ekibinden oluşan “Ajitasyon Trenleri” ülkenin en uzak yerlerine ilk seferlerini yaptı. Propaganda aracı olarak sinemanın yaygınlaşması için kullanılan bu tren seferlerinin amacı ülkenin farklı mekânlarını, yaşananları görüntülemek ve gittikleri yerlerde halka açık film gösterimleri gerçekleştirmek idi. Film ekibi tarafından çekilen filmler Moskova‟ya ulaştırılarak, yeni filmlerin üretimi için kullanılıyordu.

Sinema alanının ulusallaştırılması ve Sovyet Sinemasının kurulması “Sinema bizim için sanatların en önemlisidir.” açıklaması ile sinemaya verdiği değeri, tüm sanat dalları içerisinde sinemanın özel rolünü ve etkisini belirten Lenin‟in 27 Ağustos 1919 tarihinde özel film ve fotoğrafçılık girişimlerini ulusallaştırmak amacıyla imzaladığı “Fotoğrafik Ticaret ve Sanayinin Halk Eğitim Komiserliği‟ne Devri Hakkında” Halk Komiserleri Konseyi Kararnamesi ile hayata geçti ve sinema işlerinin Halk Eğitim Komiserliği‟ne bağlı olarak yürütülmesine karar verildi. 27 Ağustos günü Sovyet Sineması Günü olarak kabul edildi.

1919 yılı Eylül ayında Moskova‟da sinema eğitimi veren ilk devlet okulunun - Sovyetler Birliği Devlet Sinema Enstitüsü‟nün (VGIK) kurulması, ardından St. Petersburg‟da film oyuncularının ve teknisyenlerin eğitimini sağlayacak okulun açılması yeni bir döneme başlayan sinema sanatının gelişimi yönünde önemli adım oldu. Yönetmen Vladimir Gardin‟in yönetiminde ve

(25)

15 dokuz sinema bölümü ile faaliyete başlayan Sinema Enstitüsü‟nde Sovyet sinemasının ünlü isimleri çeşitli yıllarda ders vermekteydi. Oyunculuk Sanatı, Film Yönetmenliği, Görüntü Yönetmenliği, Senaristlik, Ses Yönetmenliği, Görsel Tasarım, Grafikerlik, Yönetim İşletmeciliği ve Sinema Tarihi isimli dokuz bölümden oluşan, yıllarca sayısız uzmanlar yetiştiren VGIK Sovyet sinemasının gelişimine büyük olanaklar sağladı. Birliğe bağlı ülkelerin birçok sinemacıları eğitimlerini burada kazandıktan sonra ülkelerine dönerek sanatlarına devam etmişlerdir.

1920 yılından itibaren Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği‟ne bağlı ülkelerde uluslarla ilgili çeşitli konularda filmlerin üretimi için bölgesel stüdyoların oluşturulmasına yönelik çalışmalar başlatıldı. Sinemanın gelişimini sağlamak, film çalışmalarının yapımı ve dağıtımı için 1922 yılında dağınık halde faaliyette olan tüm sinema komitelerini bir araya toparlayarak bir bütünlük oluşturmak amacıyla “GOSKİNO” (“Государственный Комитет по Кинематографии”) isimli Sovyet film endüstrisini yöneten Devlet Sinema Dairesi kuruldu. Kurum 1925‟te film yapımı, dağıtımı ve kiralama görevlerini üstlenen “SOVKİNO” (“Советская Фотокинематографическая Государственная Организация и Кинокомпания”) adını aldı. Bunu, 1925 yılından Birliğe bağlı olan ülkelerde farklı yerel isimlerle çalışan bölgesel stüdyoların yapımı izledi. Eğitim Komiserligi‟ne bağlı çalışan “SOVKİNO” 1930 yılından Ulusal Ekonomi Yüksek Konseyni tarafından kontrol edilen “SOYUZKİNO” olarak faaliyete başladı.

“Sovyet Sineması kendi klasiklerinin çoğunu ilk on yılda üretti. Sergey Ayzenştayn ve Aleksandr Dovjenko, Vsevolod Pudovkin ve Sergey Yutkeviç, Boris Barnet ve Lev Kuleşov, Mikhail Romm ve Dziga Vertov‟un ürettiği filmler sanat kafilesinde Sovyet sineması için sağlam bir zemin oluşturdu. S.Ayzenştayn‟ın “Potemkin Zırhlısı” muhteşem eleştiriler aldı. Sovyet sinemasının dünyada ilerici film yapımının gelişmesinde öncü bir rol oynadı” (İsmailov, 2001: 19).

1.2.1. Sovyet Ġdeolojisi ve Propaganda Aracı Olarak Sinema

Siyasi veya toplumsal bir öğreti meydana getiren, düzene yön veren görüşler sistemi olarak tanımlanan ideoloji kavramı belirli bir topluma ait düşünceler bütünüdür. İdeolojik propagandanın en yoğun bir şekilde kullanıldığı ülkelerden biri Sovyetler Birliği‟dir. Sovyetler Birliği ideolojisinin kitleler tarafından benimsetilmesi kitle iletişim araçlarının kullanımıyla elde edildi. Bu etkin araçlardan biri de sinema idi.

(26)

16 Sovyetler Birliği‟nin kurulduğu tarihden itibaren kültür sanat alanı devlet tarafından yönlendirilmiş, sinemanın yeri ise her zaman özel olmuştur. Sinemaya karşı bu önemi, ilgiyi doğuran çeşitli sebepler vardır. Sinemanın kültür, sanat ve propaganda gücü zamanla ideolojilerin aktarımı ve kabul ettirilmesi açısından farklı cumhuriyetlerden, halklardan oluşan Sovyetler Birliği için daha uygun bir iletişim aracı haline geldi. Toplumun her kesimine hitap eden, devletin yönlendirilmesi altında olan sinema, kitleler üzerindeki derin etkisi ve gücü ile özellikle öğretici, eğitimsel, bilimsel, kültürel film ve haber yapımları vasıtasıyla Sovyet ideolojisine hizmet etmeye başladı, yeni ideolojinin en etkin propaganda aracına dönüştü. Birliğin yaydığı görüşleri ve aşıladığı düşünce sistemini destekleyen ideolojinin geniş toplum tarafından benimsetilmesi sinema vasıtasıyla dayatıldı.

Birliğe bağlı olan tüm ülkelerin sinema denetimi tamamen Sovyet hükümetinin elinde idi. Sovyet değerlerinin etkisinde kalan yönetmenler tarafından sınırlı konularla üretilen filmlerin konusu ve kahramanları benzer idi. Komünist Partisi‟nin isteği ve talebi üzerine genelde Sosyalist varlığını yansıtan; Bolşevik Devrimini, sosyalist düzenin kurulmasını, köy sorunlarını, işçilerin sosyalizm mücadelesini, sanayinin gelişimini, kolektifleşmesini, yeni düzenin gerçekleşmesi uğruna çalışan kahramanları konu alan filmler üretildi. Özellikle, birliğin ilk kurulduğu yıllardan itibaren propaganda amaçlı belgesel film yapımına önem verilmiş, hükümet, kültürel, eğitimsel, bilimsel, haber nitelikli film üretimi ağırlık kazanmıştır. “Yeni kurulan Sovyet sinemasını meydana getirenler, sinema sanatçılarına Sovyetler‟i öven ve onun güzelliklerini dile getiren filmler üretmelerini tavsiye ediyorlardı. Tabii ki, Sovyetler Birliği‟nin içinde olan diğer cumhuriyetler de bu işi yapmak ve kendi sinemalarında ister istemez bu konuları işlemek zorunda kalmışlardır” (İsmailov, 2001: 18).

1920‟lerin sonundan başlayarak Sovyet sinemasında bir gerileme görülmektedir. Bunun temel nedenleri sinemada sesin kullanılmaya başlanması ve 1930 yıllarının başlarında gerçekleşen siyasi olayların sebep olduğu değişimlerdir. 1924 yılında Lenin‟in ölümünden sonra Sovyetler Birliği Komünist Partisi Genel Sekreterliği Stalin tarafından yürütülmeye başlanmıştır. 1930‟lu yıllarda gerçekleşen siyasi olaylar, Stalin‟in baskıcı politikaları ve yoğun sansür uygulamaları Sovyet stüdyolarında senaryo kıtlığına ve film üretiminin azalmasına neden olmuştur. Çekilen filmlerin ise birçoğu gösterime girememiş, bazı sanatçılar sinemadan tamamen uzaklaştırılmıştır. Bu durum savaşın bitmesinden sonraki yıllara kadar devam etmiştir.

(27)

17 İkinci Dünya Savaşı yıllarında sinema tüm olanaklarıyla etkili bir propaganda aracı olarak yoğun bir şekilde kullanıldı. “Her şey cephe için, her şey zafer için!” sloganıyla yapılan haber nitelikli ve savaş temalı belgesellerle; cephedeki askerleri, arka cephede çalışanların emeğini konu alan kısa metraj filmlerle yardımlaşma, kardeşlik, vatanseverlik duygularının aşılanmasına ve geniş kitlelere bilgi verilmesine odaklanıldı.

1946 ve 1953 yıllarında ise tüm Sovyet sinemasında konulu film üretiminde duraklama yaşanmış; çoğunlukla sanatsal belgeseller, Sovyet politikasını yansıtan propaganda ve savaş kahramanlarının yaşam öyküsünü konu alan biyografik filmler yapılmıştır. 1953 yılında Stalin‟in ölümünün ardından siyasal alanda yaşanan değişimler Sovyet sinemasında da yansıma bulmuş, 1950‟lerin sonlarına doğru Birlik Cumhuriyetleri‟nde yeni stüdyoların sayı ve film üretimi artmıştır.

Birliğe bağlı olan tüm ülkelerin filmlerinde yalnız Sovyet ideolojisi hâkimdi ve film yapımı kısıtlayıcı şartlar altında gerçekleşmekteydi. Her ülkenin kendi stüdyolarında ürettikleri filmin öyküsü, senaryosu yönetmenin ait olduğu yönetim birliği tarafından belirlenir, çekimlerden önce film senaryosu editörler, yapımcılar ve yönetmenler tarafından değerlendirmeden geçiyor ve yalnız çekime uygun bulunan senaryolara izin veriliyordu. Çekimleri tamamlandıktan sonra da filmlerin tekrar olarak Moskova Sinema Bakanlığı tarafından onaylanması zaruri bir mesele idi. Bu süreç içinde bazı filmlerin gösterimi ve dağıtımı belirlenen kurum tarafından onaylanır, bazı filmler tekrar olarak sansüre maruz kalır, bazı filmlerin gösterimi ise tamamen yasaklanılıyordu. Tüm filmler 1948 yılında VGIK bünyesinde oluşturan “Gosfilmofond”da korunmaktaydı. “Ayrıca şunu da belirtmek gerekir ki, milli stüdyoların çektikleri filmlerin ahengi, genel ruhu Rus sinemasının ayrılmaz bir parçasıydı.” (İsmailov, 2001: 20-21).

1.2.2. Sovyet Dönemi Azerbaycan Sinemasının BaĢlangıcı

28 Nisan 1920 yılında Kızıl Ordu‟nun Bakü‟ye gelmesiyle 28 Mayıs 1918 tarihinde Müsavat Partisi Hükümeti tarafından kurulan Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti‟nin varlığına son verildi ve Azerbaycan Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği‟ne katıldı. Tüm alanlarda yaşanan toplumsal ve siyasi olaylar sanatı da doğrudan etkiledi. 1920 yılından itibaren Azerbaycan sinema tarihinin ikinci dönemi başladı.

(28)

18 Birliğin ilk günlerinden başlayarak siyasi, kültürel, eğitimsel, bilimsel, haber nitelikli film üretimi ağırlık kazandı. “11. Kızıl Ordu‟nun Bakü‟ye Gelişi”, “Bakü‟de Doğu Halklarının 1. Kurultayı”, “26 Bakü Komiseri‟nin Defni” gibi haber niteliği taşıyan belgesel ve aktüalite filmler, Azerbaycan sinemasının Sovyet döneminde yapılan ilk çalışmalardan oldu. 1921‟de Kosiçkin‟in kameramanlığı ile çekilen iki bölümlü “Sovyet Azerbaycanı‟nın 1. Yıl Dönümü” belgesel filmi Kızıl Ordu‟nun Bakü‟ye gelişini, Azerbaycan‟da Sovyet egemenliğinin kurulmasını, Sovyet hükümetinin iktidara gelmesinin birinci yılının kutlanmasını, Doğu halklarının ilk kurultayının açılışını yansıttı (İsmailov, 2001: 32; Kazımzade, 2004: 17).

İlk belgesel yapıtların ardından ülkenin siyasi ve kültürel hayatı, halkın yaşamı, petrol madenleri ve çeşitli kurumların verimli çalışmaları konusuna odaklanan “Sovyet Azerbaycanı‟nın 3. Yıl Dönümü” (1923), “Askeri Denizcilerin Hayatı” (1923), “Azerbaycan‟a Seyahat” (1924), “Hazar Gemiciliği” (1924), “Hayat İçin Savaş”, (1926), “Onuncu Yıl” (1927), “Bizim Temel Yolumuz” (1928) gibi bilgilendirme amaçlı röportaj türünde çeşitli belgesel filmler üretildi. Yapılan çalışmalar dönemin yeni hayat, sosyalizm tebligatı ve Sovyetler Birliği değerlerini yaymak yönünde etkili araç haline geldi (Dadaşov, 1992: 5; Dadaşov, 2009: 132; Kazımzade, 2015: 200-201).

Sosyal-siyasi olaylarla zengin 1920-1930 yılları Azerbaycan‟ın siyasi ve edebi tarihinde yeni bir aşamayı oluşturdu. Yaşanan ciddi değişimler toplumun hemen her alanında hızlı ve köklü değişikliklere yol açarak kültür ve sanat hayatını da bariz bir şekilde etkiledi. 1920-1930 yılları çeşitli konularda filmlerin yapılması, sinema sanatı ile ilgili makalelerin gazetelerde yayımlanması, geniş kitlelere yayılarak ilerleme gösteren sinemanın yeni bir sanat dalı olarak kabul edilmesi bakımından gelişim başlangıcı olarak kabul edildi. Bakü‟de ilk Devlet Tiyatrosu‟nun oluşturulmasının ardından sinema alanında gelişim adına bir sıra önemli tedbirler alındı. Azerbaycan sineması zamanla zor, karmaşık ideolojik ve üslup mücadelelerinden geçerek ilk başarılarını kazanmaya başladı (Rehimli, 2004: 176).

Azerbaycan tiyatrosunun gelişimine önemli katkılarda bulunan Abbas Mirze Şerifzade, Sidgi Ruhulla, Kazım Ziya, Ağasadık Geraybeyli, Mirzağa Aliyev, Ali Kurbanov, Rıza Darablı, Ülvi Receb, Mustafa Merdanov, Möhsün Senani, İsmail Hidayetzade; kadın oyunculardan Azize Memmedova, Sona Hacıyeva, Merziye Davudova gibi usta oyuncuların emeği ve katkılarıyla

(29)

19 Azerbaycan tiyatrosu ve sineması her alanda yaşanan siyasi ve kültürel değişimler içinde yeni bir aşamaya doğru ilerledi.

Çeşitli mekânlarda açılan yeni sinema salonlarında gösterime giren filmler zamanla geniş izleyici kitlesi oluşturmayı başardı. “Kız Kulesi”, “Hacı Kara”, “Sevil” filmleriyle edebi eserlerin beyaz perdeye uyarlanması gerçekleşti. Dini fanatizme karşı propaganda nitelikli “Bismillah” (1925); cimriliği, para hırsını eleştiren “Hacı Kara” (1929); kadın özgürlüğü mücadelesini ön plana çıkaran “Sevil” (1929) filmleri, 1920‟li yılların Azerbaycan sinema tarihinin sessiz dönemine ait önemli çalışmaları arasında yer aldı.

1.2.3. Sinema ĠĢinin Örgütlenmesi

Azerbaycan Halk Maarif Komiserliği bünyesinde Güzel Sanatlar Bölümü‟nün kurulmasının ardından Azerbaycan‟da sinema işlerinin, Halk Maarif Komiserliği‟nin Sinema Komitesi‟ne verilmesi konusunda karar kabul edildi. Bunun üzerine 4 Temmuz 1920 tarihinde Azerbaycan İnkılap Komitesi başkanı Neriman Nerimanov tarafından Sinema ve Fotoğraf Kurumlarının Millileştirilmesi Deklarasyonu imzalandı: “Azerbaycan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti‟nin tüm sinematografik kurumları bugünden itibaren Azerbaycan halkının milli mülkiyeti hesap olunur ve Halk Maarif Komiserliği‟nin bünyesindeki Güzel Sanatlar yarı bölümünün serencamına geçiyor... ” (Kazımzade, 2004: 17).

20 Aralık 1920 tarihinde Halk Maarif Komiserliği toplantısında “Sinematografiya Filmleri Fabrikinin oluşturulması hakkında” meselenin halledilmesinin ardından Halk Maarif Komiserliği bünyesinde Müslüm Magomayev ve Henefi Terekulov‟un başkanlığıyla Güzel Sanatlar Şubesi oluşturuldu. Yalnız bu şubeye bağlı olan Foto Sinema bölümü 1921 yılında bağımsız şubeye dönüştürüldü. 1922 yılının ocak ayında Halk Maarif Komiserliği bünyesinde Foto Sinema Kurumu yapıldı, Pirone ve Filma şirketleri de bu kurumun bünyesine ait edildi. Sinema alanının kamulaştırılması amacı ile Halk Komiserliği Sovyeti tarafından verilen 5 Mart 1923 tarihli özel kararla Merkezi Devlet Sinema Kurumu - Halk Maarif Komiserliği‟nin Azerbaycan Fotoğraf ve Sinema Kurumu (AFSK) yaratıldı. Temelini Foto-Sinema Şubesinin oluşturduğu ve Halk Maarif Komiserliği‟ne bağlı olarak faaliyet gösteren kurum Azerbaycan‟da ilk profesyonel film stüdyosu olarak tarihe geçti. Film ve sinema organizasyonu ile ilgili tüm görevler Azerbaycan Fotoğraf ve

(30)

20 Sinema Kurumu‟na devredildi. 20. yüzyılın ilk yarısında AFSK‟ye bağlı “Teyyare”, “Edisson”, “Mon-repo”, “Minon”, “Ladya”, “Forum”, “Proletari” isimli birçok sinema salonları vardı. Bu süreçte, sinema salonlarında ağırlıklı olarak dönemin önemli siyasi ve kültürel olaylarını konu alan kısa metraj aktüalite, belgesel filmler gösterilmekteydi. Ayrıca, tüm sinema işlerini yürüten AFSK dışında, film yapımı ve tanıtımını yapan Azerbaycan Hemkarlar İttifakı‟na bağlı “Sovyet İşçi Sinema Kurumu” ve “Madenci Sinema Kurumu” isimli daha iki kurum da faaliyetteydi (Kazımzade, 2004: 17-18-26; Kazımzade, 2014: 391; Sadıkov, 1970: 18-19; Kulubeyov, 1958: 10-11; Dadaşov, 1992: 6; Kazımov ve Dadaşov, 1999: 103; İsmailov, 2001: 33).

1922 yılında Azerbaycan'da Devlet Sinema Fabrikası'nın – ilk film stüdyosunun yapımı ile ilgili karar kabul edildi. 1922-1960 yıllarında çeşitli isimler adı altında faaliyet gösteren, ilk yıllarda; 1923-1926 yılları arasında “Azerbaycan Foto Kino İdaresi” (AFKİ) adını taşıyan kurum, 1926-1930 yılları arasında “Azdevletkino”, 1930-1933 yılları arasında “Azerkino” adını aldı. 1933 yılında “Azfilm”, 1934 yılında “Azerbaycan Devlet Kino Sanayisi”, 1935-1940 yılları arasında “Azerfilm” adı altında faaliyet gösterdi. 1941-1959 yılları arasında “Bakü Kinostüdyosu” olarak adlandırılan sinema stüdyosuna 1961 yılından itibaren Azerbaycan‟ın ünlü yazarı Cafer Cabbarlı‟nın ismi verildi. Azerbaycan‟ın başkenti Bakü‟de faaliyette olan stüdyo “Cafer Cabbarlı adına “Azerbaycanfilm” Stüdyosu olarak adlandırılmaktadır (Dadaşov, 1992: 6).

28 Nisan 1923 tarihinde AFSK‟ye bağlı Devlet Sinema Fabrikası'nın resmi açılışından sonra kurumun ilk ürünü, V.Ballyuzek‟in yönetmenliği ile çekimlerine 1923‟te başlanılan ve izlenimi 1924‟te gerçekleşen iki bölümlü “Kız Kulesi” filmi oldu (Dadaşov, 2009: 79; Kazımzade, 2013b: 285; Kazımzade, 2014: 392; İsmailov, 2001: 21-33). Bu filmle, Azerbaycan Sinema Tarihinin ikinci aşaması; 1920 yılından başlayan ve “Sovyet Dönemi Azerbaycan Sineması” olarak adlandırılan yeni dönemin sessiz film çağı başladı.

Bu dönemin en önemli özelliklerinden biri sinema alanında çalışanların eğitim alma fırsatıydı. Azerbaycan Foto Sinema Kurumu (AFSK) tarafından film sanatının gelişimini sağlamak, yapılan filmlerin kalitesini artırmak, özellikle ulusal yönetmen ve oyuncu kadroların oluşturulmasına yardım amacıyla 1924‟te ilk kez iki yıllık yönetmen ve oyuncu stüdyosu oluşturuldu. Stüdyoda ders vermek için Moskova‟dan A.Ardatov, V.Sladkopevtsov, S.Troitski vb. davet edildi. Abbas Mirze Şerifzade, Mikail Mikailov, Cafer Cabbarlı, Rıza Tehmasib, Ağarıza Kuliyev bu stüdyoda sinema eğitimi alan

(31)

21 ünlü isimlerden oldu. Ayrıca, birçok öğrenci eğitimlerine devam etmeleri için Moskova‟ya gönderildi. Samed Merdanov, Gemer Salamzade, Alisettar Atakişiyev, Rıza Tehmasib, Mehdi Hüseyin, Enver Memmedhanlı, Resul Rıza, Sabit Rehman, Hüseyin Seyidzade, Niyazi Bedelov, Şüa Şeyhov, Esger İsmailov da bu isimler arasındaydı (Kazımzade, 2004: 26; İsmailov, 2001: 35, Sadıkov, 1970: 27).

1925 Mayıs‟ta AFSK tarafından “Kino Kalendar” isimli sinema dergisi yayımlandı. Önceleri, ayda sadece bir kez yayımlanan ve ülkenin en önemli olaylarını, ekonomik ve kültürel hayatla ilgili konuları yansıtan “Kino Kalendar” dergisi 1925‟te “Ekran”, ardından “Azerbaycan Ekranı”, 1939 yılında “Ordenli Azerbaycan”, daha sonra ise “Sovyet Azerbaycanı” adı ile yayımlanmaya devam etmiştir (Kazımzade, 2004: 31-136).

1.2.4. 1920 Yılları

1923-1929 yıllarında Abbas Mirze Şerifzade, Rıza Tehmasib, Georgi Kravçenko, Aleksandr Litvinov, Leo Mur, Vladimir Ballyuzek, Aleksandr Beknazarov tarafından çeşitli tür ve konularda film örnekleri yapıldı. “Kız Kulesi”, “Baykuş”, “Madenci - Petrol İşçisi Tatilde ve Tedavide”, “Bismillah”, “Birbirinin Yerine”, “Muhtelif Sahillerde”, “Balıkçılar”, “Gilan Kızı”, “Volkan Üzerinde Ev”, “Hacı Kara”, “Sevil” filmlerinde; özellikle kadın özgürlüğü, cehalete karşı mücadele, aile ilişkileri, eski adetlere karşı savaş konuları yer aldı. Bu filmlerin kameramanları Vladimir Lemke, Arkadi Yalovoy, İvan Tartakovski, İvan Frolov, Aleksandr Galperin idi (Kazımzade, 2004: 409).

“Kız Kulesi” - Tiyatro oyuncularının katılımı ve yardımıyla yapılan “Kız Kulesi” filmi; Azerbaycan tiyatro sanatının gelişimine eserleriyle büyük hizmetlerde bulunmuş şair ve yazar Cafer Cabbarlı'nın Kız Kulesi efsanesi üzerine 1923 yılında tamamladığı ve aynı yıl “Maarif ve Kültür” dergisinin 4-5. sayısında yayımlanmış olan aynı isimli eserinden beyaz perdeye uyarlanmıştır. Filmde yabancı oyuncularla birlikte; İsmail Hidayetzade, İbrahim Azeri, Rıza Darablı, Kazım Ziya, Ağasadık Geraybeyli, Elekber Hüseyinzade, Möhsün Senani gibi usta tiyatro oyuncuları da yer almıştır. Filmin yönetmeni Vladimir Ballyuzek, senaryo yazarı N.Breslav-Lurye, kameraman Vladimir Lemke'ydi (Kazımzade, 2003a: 23; İsmailov, 2008: 29). Kalabalık sahnelerin çekimlerine 1500 kişinin katıldığı iki bölümlü filmin giysileri yeni oluşturulmuş sinema fabrikasının

(32)

22 atölyelerinde yapılmıştır. “Han Sarayı”, “Saray Meydanı” ve diğer sahnelerin dekorları da fabrikanın bahçesinde kurulmuştur (Kuliyev, 2009: 70).

“Baykuş” - Altı bölümlü “Baykuş” filmi 1924 yılında yapılmıştır. Devrim savaşı ve Sovyet hükümetinin kurulma mücadelesini, köylerde sınıflar arasındaki çatışmaları konu alan bu filmde Abbas Mirze Şerifzade, Ağarıza Kuliyev, Möhsün Senani de rol almıştır (Sadıkov, 1970: 26; Kazımzade, 2014: 392-393). Memmed rolünde çekilen tiyatro ve sinema oyuncusu, yönetmen Ağarıza Kuliyev çekimler sırasında duyduğu heyecanını, tanık olduğu unutulmaz hatıralarını ve Abbas Mirze Şerifzade ile ilgili görüşlerini şu şekilde dile getirmiştir: “İlk kez Abbas Mirze ile birlikte akıbeti bir o kadar da parlamayan “Baykuş” filminde rol aldık. Abbas Mirze Han, bense onun hizmetçisi Memmed rolünü oynadık. Dürüst olmak gerekirse filmde rol almaktan daha fazla, yapılan hazırlıklar, provalar benim daha çok dikkatimi çekti. Rol aldığımız filmde Abbas Mirze‟nin oyunu çok güçlü ve etkiliydi” (Memmedli, 1985: 142). Filmin senaryo yazarı Leo Mur (Leonti Muraşko), yönetmeni Georgi Kravçenko, kameraman Vladimir Lemke idi.

“Madenci - Petrol İşçisi Tatilde ve Tedavide” - Azerbaycan Maden İşçileri Sendikası‟na bağlı olarak çalışan “Madenci Sinema Kurumu”nun Azerbaycan Foto Sinema Kurumu ile birlikte gerçekleştirdiği “Madenci - Petrol İşçisi Tatilde ve Tedavide” filmini Aleksandr Litvinov 1924‟te Pavel Velski ile birlikte yazdığı senaryo ile çekmiştir. Pavel Velski ve Vladimir Legoşin‟in başrol oyunculuğu ile yalnız yabancı oyuncuların rol aldığı beş bölümlü film komedi türünde idi. Bir revir merkezinin başkanı olan kahramanın başından geçen olayları, petrol işçilerinin tatili ve tedavisi ile bağlı yaşanan olayları, aynı zamanda bu konudaki eksiklikleri, olumsuzlukları komik bir biçimde yansıtan filmin kameramanı Vladimir Lemke idi (Kazımzade, 2003a: 24; Dadaşov, 2001: 24).

“Birbirinin Yerine” (“Kalabalıktan Biri”) - “Madenci Sinema Kurumu” ve AFSK‟nin birlikte yönettikleri diğer film 1925‟te Aleksandr Litvinov‟un yönetmenliği ile çekimleri bir sağlık tesisinde gerçekleştirilen “Birbirinin Yerine” (“Kalabalıktan Biri”) filmi oldu. Abbas Mirze Şerifzade‟nin de oyuncu olarak katıldığı altı bölümlü filmin senaryo yazarları Pavel Belski, Sergey Trotski, Aleksandr Litvinov, kameraman Vladimir Lemke idi. Ülkede yabancı ajanların aranmasını konu alan film Azerbaycan sinemasında dedektif türünde yapılan ilk film çalışması oldu. Filmde rol alan isimler: Pyotr Kirillov, Nadejda Vendelin, Serget Trotski, K.Vyaznova vb. (Sadıkov, 1970: 19-20; İsmailov, 2001: 164; Kazımzade, 2003a: 24-25).

(33)

23 “Muhtelif Sahillerde” - 1926 yılında çekilen, Mirzağa Aliyev, Mustafa Merdanov ve Mikail Mikailov‟un da rol aldığı yedi bölümlü “Muhtelif Sahillerde” filminin yönetmeni Aleksandr Litvinov, senaryo yazarları P.Vaynşteyn, İvan Tartakovski, Aleksandr Litvinov, kameraman İvan Tartakovski idi. Dedektif türünde olan film devrimden sonra petrol sanayinin gelişmesi sürecindeki madenlerde işçi sınfının mücadelesini, yerli ve yabancı uzmanlar arasında oluşan işle bağlı çekişmeleri konu almıştır. Filmde rol alan oyuncular arasında Nadejda Veldelin, Sergey Trotski, Pyotr Kirillov isimli yabancı oyuncular da vardır (Sadıkov, 1970: 36-37; Kazımzade, 2003a: 25).

“Balıkçılar” - İki bölümden oluşan “Balıkçılar” filmi 1927'de oyuncu ve yönetmen Rıza Tehmasib tarafından yönetilmiştir. Bir balıkçının trajik hayat hikâyesini anlatan “Balıkçılar” filminde Ağarıza Kuliyev ve tiyatro sahnesine getirdiği büyük toplumsal görüşler ve mücadele ruhlu konularla Azerbaycan tiyatrosunda dönüş yaratmış şair ve yazar Cafer Cabbarlı da rol almıştır (Kazımzade, 2003a: 25). Kameramanlığını İvan Tartakovski‟nin yaptığı bu kısa metraj film, Rıza Tehmasib‟in sinemada ilk yönetmenlik deneyimi oldu.

“Gilan Kızı” – Yazar Yuri Slyozki'nin “Tunç Ay” romanından uyarlanan, 1920'lerde Gilan'daki ulusal kurtuluş harekâtından bahseden sekiz bölümlü “Gilan Kızı” filminin çekimleri 1928'te tamamlanmıştır. Leo Mur'un Andrey Bihovski ile yazdığı senaryo üzerine yönettiği, kameramanlığı İvan Frolov‟a ait filmde S.Makuhina, Georgi Parisaşvili, A.A.Glinski isimli yabancı oyuncularla birlikte başrollerde Sidgi Ruhulla, Ağarıza Kuliyev de rol almış, Letif Seferov ilk kez bu filmde Gülgül rolünde çekilmiştir (Sadıkov, 1970: 41-48; Kazımzade, 2003a: 25; İsmailov, 2001: 166; Kazımzade, 2014: 394).

“Volkan Üzerinde Ev” - Çekimleri 1928‟de tamamlanan, gösterimi 1929 Ocak ayında gerçekleşen altı bölümlü “Volkan Üzerinde Ev” filmi 1907-1908 yıllarında Bakü'de, Zabrat petrol madenlerinden birinde meydana gelen gerçek olayları, maden işçilerinin yaşamını konu almıştır (Sadıkov, 1970: 52; İsmailov, 2001: 166; Kazımzade, 2014: 393). Bu filmdeki Ahmet rolü sanata Bakü İşçi Tiyatrosu'nda başlayan oyuncu Elesger Elekberov‟un sinema dünyasına attığı ilk adım olmuştur (Allahverdiyev, 1968: 66).

Referanslar

Benzer Belgeler

Azerbaycan drqrnda bile Azerbaycan Tiirkcesiyle yayrn yapan gazete saylst 1983 verilerine gore Giircistan'da -5,. Ermenistan'dlt 7, Da[rstan'da

Türk ordusunun Bakü’de Ermeni ve Rus ordusuyla savaştığı bir dönemden kısa bir süre sonra, 1920 yılında, dünyaya gelen Bahtiyar Türkcanlı’nın dedesi Hacı Fethullah,

Çün­ kü davet değil, Pollini hayran­ ları uzun süre önce biletleri ka­ pıştıkları için son günlerde tek bir yerin bile bulunamadığı bir konser.. Yani izleyici tümüyle

Nükleer enerjiyle çalışan jet mo- torlarının ABD’de yer denemeleri ya- pılmıştı Bunun yanında nükleer reak- törü ve kurşun gömlekli bir kokpiti olan bir B-36

Sonra, Ruhi Su’nun sevgili eşi Sıdıka Su’dan öğ­ reniyoruz ki, bu alandaki imece girişimlerinin tari-t hi çok gerilere gidiyor.. Bundan sonrasını Sayın Sıdıka

Bal arılarında hastalık oluşturan mikroorganizmaların çalışılması sağlıklı arı kolonilerinin elde edilmesi, kovan başına düşen bal veriminin arttırılması ve

M alatya’da yürütülen bir çalışmada üzerinde çalışılan 15 kızılcık genotipinin meyve ağırlığı ve boyutları, çekirdek ağırlığı ve boyutları,

Bu doğrultuda Kafkas Üniversitesi öğrencileri üzerinde yapılan çalışmada, sosyal yenilikçilik ve teknolojik yenilikçilik eğilimlerinin keşifsel satın alma