• Sonuç bulunamadı

Corea-Burton ve Güher-Süher Pekinel hayranları üzülmesinler konser izlemeyi de öğreneceğiz

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Corea-Burton ve Güher-Süher Pekinel hayranları üzülmesinler konser izlemeyi de öğreneceğiz"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Tel: 505 63 24 Faks: 505 63 39

Meral Tamer, Internet: http:/,

M e r a l T a m e r

Corea-Burton ve Güher-Süher Pekinel hayranları üzülmesinler

Konser izlemeyi de öğreneceğiz!

Bu yazıyı nasıl yazacağımı i- nanın bilemiyorum.

Uzun süredir yazmayı düşün­ düğüm halde bir türlü elim git­ miyordu.

Ama önce Chick Corea-Gary

Burton konserine giden kızım

ve arkadaşı Ayşe zorladı. Ar­ dından aynı konsere giden o- kurlarımızdan Sinan Çaka-

loz’dan uzun bir faks mesajı

geldi.

Ve üstüne bir de büyük heye­ canla beklediğim Güher-Süher

Pekinel kardeşlerin Viyana O- da Orkestrası ile verdikleri ön­

ceki geceki konserde kendi his­ settiklerim ve başkalarından duyduklarım da eklenince

“haydi Meral, artık bu yazıyı yazmaya elin mahkum” diye­

rek bilgisayarın başına geçtim. Sorun şu. Bir hafta arayla gerçekleşen 2 konserde de ger­ çek izleyici azınlıktaydı. Çünkü birinde Ekinciler Holding, di­ ğerinde ise Dışbank, kuruluş yıldönümlerini kutluyorlardı. Bilet satılmayıp davetiye gönde­ rildiği için de bu nadide sanat­ çıların öneminin farkında ol­ mayanlar da salonu doldurmuş­ tu.

Alakasız yerde alkışlayıp, al­ kışlanması gerektiğinde sessiz kaldılar. Dolayısıyla 2 konserde de sanatçılar haklı olarak bis yapmadı. O sanatçıları dinleme heyecanıyla konserlere gidenle­ rin ise hevesleri kursaklarında kaldı. Üstelik “sanatçılara a-

yıp oldu” diye tüm izleyiciler

adına mahçup bile oldular. Madem sanatçı ile izleyici bü­ tünleşemiyor, o zaman kuruluş­ ların yıldönümü kutlamaların­ da bu şekilde yapılmasın mı? Kesinlikle hayır. Mutlaka yapıl­ maya devam edilmeli.

Dışbank’ı, Güher-Süher Peki­ nel kardeşleri ve 50. yılmı kut­ layan Viyana Oda Orkestrası’nı ayağımıza kadar getirdiği için yürekten alkışlıyorum. Üstelik dostum Evin Hyasoğlu’nun de­ yimiyle akide şekeri gibi bir program seçilmiş. Klasik mü­ zikle hiç aşina olmayanların bi­

r

, anlıkta kalan gerçek konser izleyicisinin

Yyakınmaya hakkı yok. Gerek Dışbank, gerek

Ekinciler, gerekse yıldönümü kutlamalannda

uluslararası sanatçılan Türkiye’ye getirerek

bizlerle buluşturan diğer kuruluşlar, çok önemli bir

hizmet yapıyorlar. Aynen devam etmeliler.

lerinin bir bölümünden diğeri­ ne geçilirken hemen her sefe­ rinde alkışlanmaması gerektiği halde salondan alkış geldi. Bu­ na karşılık konser sonunda za­ yıf bir alkışla yetinildi. Ve Pe­ kinel kardeşlerin kusursuz ve harikulade yorumlarına doya- mayanlar, onların tekrar sah­ neye davet edilmesinden yok­ sun kaldılar.

Pekiyi ne yapmalı?

Geçen hafta Londra’da Mau-

rizio Pollini’nin South Bank

Center’deki konserinde bile konser başlamadan önce sahne­ ye çıkan bir yetkili, gayet na­ zikçe cep telefonları v.s. gibi herhangi bir sese karşı izleyici­ leri uyardı. Bile diyorum! Çün­ kü davet değil, Pollini hayran­ ları uzun süre önce biletleri ka­ pıştıkları için son günlerde tek bir yerin bile bulunamadığı bir konser. Yani izleyici tümüyle bilinçli. Ve buna rağmen bu tür bir uyarı yapılabiliyor.

• ALKIŞI ÖĞRETMEK

le kulağına hoş gelebilecek Haydn ve Mozart senfonileriyle Mozart'ın 2 piyano için konçer­ tosu...

• COREA'DAKİ KARAMBOL

Chick Corea-Gary Burton i- çin de duygularım farklı değil. Ekinciler Holding’i yürekten kutluyorum. Yurt dışmda oldu­ ğum için konsere gidemedim. Ama kızım davetiyeyi havada kaptı. Arkadaşıyla birlikte so­ nuna kadar soluksuz izlemişler. Hatta bana telefon edip Corea- Burton İkilisinin düetlerinden oluşan CD’yi Londra’dan getir­ memi istedi. Diski buldum, ger­ çekten büyüleyici.

Chick Corea’yı ilk kez Glo­

bal Menkul Değerlerim davet­

lisi olarak kışın Türkiye’ye gel­ diğinde izlemiştim. Gary Bur- ton’la birlikte yaptığı çalışmala­ rı ise canlı izleyememiş olsam da Ekincilerim ve kızımın saye­ sinde CD’den tanımış oldum.

Ancak kızım, konsere hayran olduğu kadar, izleyicilere

öfke-BL.11 " " ■— —

sini de ısrarla dile getirdi. Aynı öfke, İstanbullu okurumuz Si­

nan Çakaloz’un uzun faks me­

sajında da vardı. Konsere katı­ lamayanlar için Çakaloz’un sa­ tırlarından kısacık bir özet:

“İnanmayacaksınız ama ilk yarı boyunca kapılar dakika başı açıldı ve içeri birileri a- lındı. Salonda sürekli insan­ lar gezmiyor, korumalar ora­ dan oraya koşturuyor, cep te­ lefonları durmaksızın çalı­ yordu. Konser salonunda de­ ğil. stadyumda gibiydik. 2. yanda durum daha da va­ himleşti. İçeri giremeyen ba­ zı seyirciler kapılan yumruk­ lamaya başladı. Konser biti­ minde ise kapıları yumrukla­ yan o “cazkolik’ler, bu kez Viyana kapılarına dayanan askerler gibi hurra dışan fır­ ladılar. Tabii bis falan yapıla­ madı. Bu karambolün yara­ tılmasında seyirciler kadar organizasyon da suçluydu.”

Önceki geceki konserde i- se Mozart ve Haydn senfoni­

Biz de pekala bu tür konser­ ler öncesinde bazı uyarılarda bulunabiliriz. Cep telefonuyla ilgili uyarılar gerçi bizde de ya­ pılıyor, ama Pollini izleyicisine yapılan uyarıdan yola çıkarak, bizdeki bilinçli olmayan davet­ lilere sanatçının uluslararası

öneminin altını çizerek onla­

rın dikkatlerini çe­ kebilir, hatta alkışları parça­ nın ortasına değil, özellikle konser bittik­ ten

sonraya saklamalarını bile ö- ğütleyebiliriz.

Yazıya başlarken nasıl yaza­ cağımı bilemiyordum. Sonuna geldiğimde ise “azınlıktasın,

haddini bil” demek geçiyor i-

çimden.

2 konserin de, çoğunluğu kla­ sik müzik ya da cazla tanıştır­ mak konusunda sağladığı ya­ rar, belki de bizim bir bis par­ çası dinleyememiz ve sanatçıla­ ra ayıp oldu diye mahcup olma­ mızdan daha önemli. Evet evet, belki değil, mutlaka daha ö- nemli.

Zaten sanaçılar da, bu tür konser tekliflerini, meraklı izle­ yici sayısının azınlıkta kalaca­ ğını bildikleri halde kabul etmi­ yorlar mı?

Sanatçılara karşı mahcup o- lacak bir şey yok. Salonu doldu­ ranlardan küçücük bir bölümü bile bu konserler sonrasında caz ya da klasik müzikle ilgi­ lenmeye başlarsa ne mutlu da­ vet sahibine...

Zaten bu tür davet verenlerin doğru bir iş yaptıklarından hiç kuşkum yoktu, şimdi iyice kal­ madı! İ 1 ı r

t

E a S( İT

n

d i ri: ta

Emlakbank emel

İzm ir’den arayan adı bizde t

saklı bir emekli okurum uz ro£ Emlakbank’tan kredi alama- lay dığm dan yakm ıyor. Okuru- ri i muz Türkiye’deki pek çok kişi la 1 gibi emekli olduktan sonra da 1er özel bir şirkette iş hayatına ter devam etmiş. Bu arada b ir ih- laı tiyacı için tüketici kredisi kul- lil lanm ak istemiş. r ı

“Emlakbank’ın Karşıya- çe

ka’daki Çarşı şubesine git­ tim . Ama em eklilere kredi 1? verm ediklerini öğrenince çok şaşırdım. Benim hem e- i. m ekli maaşım var, hem de 1, düzenli bir işim . Ayrıca m al şı varlığım ı da beyan ettim ,”

diyor. m İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi

Referanslar

Benzer Belgeler

Ünlü sanat tarihçisi ve bilim adamı Celâl Esat Arseven’e dün, evinde yapılan bir törenle İstanbul Üniversitesi Senatosunun «Fahri Doktor» akademik payesi

Güldürü dalında en çok oy alan sanatçılardan Müjdat Gezen ve Perran Kutman, 1983’ün süper Güldürü dalında Müjdat Gezen, Metin Akpınar Zeki Güldürü

Bedri SEVER ve Yönetim Kurulu Üyeleri olmak üzere ve Elazığ Kültür ve Tanıtma Vakfı’na teşekkür ederiz.. Fırat Tıp Dergisi’ne verdiği destekten dolayı SEZA

Kadın, erkek için fıtraten daha çekici olduğu, estetik olarak daha güzel ve cazip ya- ratıldığı için şeytan erkeğin kadına karşı zaafını bilip bunu

Sabiha Sertel öldükten sonra Zekeriya Sertel, yurduna dönmek için kıvrandı. Fırtına gibi

1 İstanbul Üniversitesi, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, İstanbul, Türkiye 2 Vehbi Koç Vakfı, Amerikan Hastanesi, İnfeksiyon Kontrol

Ocak 2013-Aralık 2015 tarihleri arasındaki 24 aylık sü- rede Necmettin Erbakan Üniversitesi, Meram Tıp Fakülte- si Hastanesi’ne başvurup akut gastroenterit ön tanısı almış

Geçici rejim işareti süresi 1024 örnek iken polinom katsayılarına dayalı RF parmak izlerinin kullanıldığı durumda algoritma, anlık genlik