• Sonuç bulunamadı

SOSYAL BİLGİLER DERSİNDE MEKÂNSAL VATANDAŞLIĞIN ÖĞRETİMİNE İLİŞKİN ÖĞRETMEN GÖRÜŞLERİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "SOSYAL BİLGİLER DERSİNDE MEKÂNSAL VATANDAŞLIĞIN ÖĞRETİMİNE İLİŞKİN ÖĞRETMEN GÖRÜŞLERİ"

Copied!
151
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

TÜRKÇE VE SOSYAL BİLİMLER EĞİTİMİ

ANABİLİM DALI

SOSYAL BİLGİLER DERSİNDE MEKÂNSAL

VATANDAŞLIĞIN ÖĞRETİMİNE İLİŞKİN

ÖĞRETMEN GÖRÜŞLERİ

(YÜKSEK LİSANS TEZİ)

Saim TURAN

DANIŞMAN

Prof. Dr. B. Ünal İBRET

(2)

SOSYAL BİLGİLER ENSTİTÜSÜ

TÜRKÇE VE SOSYAL BİLİMLER EĞİTİMİ

ANABİLİM DALI

YÜKSEK LİSANS TEZİ

SOSYAL BİLGİLER DERSİNDE MEKÂNSAL VATANDAŞLIĞIN

ÖĞRETİMİNE İLİŞKİN ÖĞRETMEN GÖRÜŞLERİ

Saim TURAN

Danışman Prof. Dr. B. Ünal İBRET Jüri Üyesi Doç. Dr. Osman ÇEPNİ

Jüri Üyesi Dr. Öğrt. Ü. Emine KARASU AVCI

(3)

Saim TURAN tarafından hazırlanan "Sosyal Bilgiler Dersinde Mekânsal

Vatandaşlığın Öğretimine İlişkin Öğretmen Görüşleri" adlı tez çalışması aşağıdaki jüri üyeleri önünde savunulmuş ve oy birliği/oy çokluğu ile Kastamonu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türkçe ve Sosyal Bilgiler Eğitimi Anabilim Dalı’nda

YÜKSEK LİSANS olarak kabul edilmiştir.

Danışman Prof. Dr. B. Ünal İBRET

Kastamonu Üniversitesi

Jüri Üyesi Doç. Dr. Osman ÇEPNİ

Karabük Üniversitesi

Jüri Üyesi Dr. Öğrt. Ü. Emine KARASU AVCI Kastamonu Üniversitesi

17/12/2018

(4)

TAAHHÜTNAME

Tez içindeki bütün bilgilerin etik davranış ve akademik kurallar çerçevesinde elde edilerek sunulduğunu, ayrıca tez yazım kurallarına uygun olarak hazırlanan bu çalışmada bana ait olmayan her türlü ifade ve bilginin kaynağına eksiksiz atıf yapıldığını bildirir ve taahhüt ederim.

(5)

ÖNSÖZ

Sosyal Bilgiler konu itibariyle birçok bilim disiplinini içerdiği için insanı, doğaya, yaşadığı çevreye ve hayata hazırlamada yol gösterici olmaktadır. Bu nedenle Sosyal bilgiler eğitimcilerine vatanını seven, onu bilen ve önemseyen, çevresinin, doğasının ve ülkesinin değerini bilen vatandaşlar yetiştirme yolunda önemli görevler düşmektedir. Bu çalışmada vatandaşlık eğitiminin mekânsal vatandaşlık boyutu incelenerek literatüre katkı sağlanmış ve böylece sosyal bilgiler eğitimcilerinin temel gayesi olan ülkemizin kalkınması ve gelişmesinde gerekli özverili ve çalışkan vatandaşların yetiştirilmesine katkı sunmaya çalışılmıştır.

Araştırma giriş, kuramsal çerçeve, yöntem, bulgular, tartışma, sonuç ve öneriler olmak üzere altı bölümden oluşmaktadır. Araştırmanın birinci bölümü olan girişte araştırma konusu ile ilgili temel bilgilere ve araştırmanın problem durumuna, amacına, önemine, sınırlılıklarına ve sayılıtılarına ve tanımlara yer verilmektedir. Araştırmanın ikinci bölümünde kuramsal açıklamalar ve ilgili çalışmalara yer verilmiştir. Üçüncü bölüm yöntemden oluşmaktadır. Bu bölümde araştırma modeli, veri toplama araçları, verilerin toplanması, verilerin analizine yer verilmiştir. Dördüncü bölümde araştırmanın bulgularına, beşinci bölümde tartışmaya, araştırmanın son bölümünde ise sonuç ve önerilere yer verilmiştir.

Bu çalışmanın ortaya çıkmasında büyük katkıları olan sosyal bilgiler öğretmenlerine teşekkürü borç bilirim.

Eğitimim boyunca değerli fikirleriyle ve bilgileriyle beni aydınlatan, yüksek lisans tezim ve diğer akademik çalışmalarımda bana yol gösteren değerli danışmanım Prof. Dr. B. Ünal İBRET’e sonsuz teşekkür ederim.

Araştırma sürecinde görüş ve önerileriyle tezimin şekillenmesinde katkıda bulunan değerli hocalarım Doç. Dr. Selahattin KAYMAKCI’ya, Dr. Öğretim Üyesi Emine KARASU AVCI’ya, Dr. Öğretim Üyesi Melike FAİZ’e, Prof. Dr. Hilmi DEMİRKAYA’ya, Doç. Dr. N. Emel AKHAN’a, Prof. Dr. Duran AYDINÖZÜ’ne, Doç. Dr. Kadir KARATEKİN’e, ve jüri üyelerine teşekkür ederim.

Enstitü müdürümüz Prof. Dr. Cevdet YAKUPOĞLU’na, enstitümüzün çalışanlarından Salih KIBIŞOĞLU’na, çalışmalarıma ilgili desteğini esirgemeyen çalışma arkadaşım Araştırma Görevlisi Burak ASMA’ya teşekkür ederim. Ayrıca bu süreçte her zaman yanımda olan Eşim Selma TURAN’a, teşekkür ederim.

Çalışmamın Sosyal Bilgiler Eğitimi alanına faydalı olması bu vesileyle de daha iyi vatandaşlar olabilmek ve yetiştirebilmek dileğiyle…

Saim TURAN

(6)

ÖZET

Yüksek Lisans Tezi

SOSYAL BİLGİLER DERSİNDE MEKÂNSAL VATANDAŞLIĞIN ÖĞRETİMİNE İLİŞKİN ÖĞRETMEN GÖRÜŞLERİ

Saim TURAN Kastamonu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İlköğretim Anabilim Dalı Danışman: Prof. Dr. B. Ünal İBRET

Mekânsal vatandaşlık bireylerin coğrafi bilgiden yararlanarak vatandaşlıkla ilgili görev ve sorumluluklarının bilincine varmasını hedefleyen bir vatandaşlık türü olarak ifade edilmektedir. Bu çalışma sosyal bilgiler dersinde mekânsal vatandaşlığın öğretimine ilişkin öğretmen görüşlerini incelemek amacıyla 2018-2019 eğitim öğretim yılında Kastamonu il merkezinde görev yapan sosyal bilgiler öğretmenleri ile gerçekleştirilmiştir. Bu çalışmada nitel araştırma yöntemi kullanılmıştır. Veriler Sosyal bilgiler öğretmenleri ile yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılarak toplanmıştır. Öğretmenlere uzman görüşleri alınarak hazırlanmış 11 açık uçlu soru sorulmuştur. Veriler içerik analizi yoluyla nitel veri analiz programı olan Nvivo 11 programıyla çözümlenmiştir.

Bu çalışmadan elde edilen sonuçlar; sosyal bilgiler öğretmenleri, mekânı yaşanılan yer olarak algılayarak, mekân bilgisinin sosyal bilgilerde öğrencilerin çevresini tanıyarak yaşadığı yere aidiyet duygusu kazanmaları bakımından önemli görmektedirler. Öğretmenlerin mekânsal vatandaşlıkla ilgili olarak sosyal bilgilerin doğası ve programda bulunan kazanım, değer ve becerilerden yola çıkarak yorumladığı mekânsal vatandaşlığın tanımına yakın oldukları söylenebilir. Öğretmenler sosyal bilgiler ve mekânsal vatandaşlık arasındaki ilişkiyi sosyal bilgilerin kapsamı içinde değerlendirmiş, bir kısım katılımcı bu ilişkiyi doğrusal olarak tanımlamıştır. Öğretmenler mekânsal vatandaşlığı İnsanlar, Yerler Ve Çevreler öğrenme alanıyla ilişkilendirmiş, vatanseverlik değeri ve mekânı kullanma becerisini de programdaki değer ve becerilerden mekânsal vatandaşlıkla en ilişkili olan değer ve beceri olarak ifade etmişlerdir. Öğretmenler mekânsal vatandaşlık bilgisinin öğrencinin günlük hayatını kolaylaştıracağını ifade etmektedirler. Öğretmenlerin mekânsal vatandaşlıkla ilgili karşılaştığı zorluklar ise uygulama konularındaki yetersizlik, konuların soyutluğu öğretim materyallerinin ihtiyacı karşılamaması olarak ortaya çıkmıştır. Öğretmenler bu sorunlara öneri olarak etkinliklerin düzenlenebileceği, derslerin uygulama temelli olarak işlenebileceği,

(7)

sosyal bilgilerin mevcut ders saatinin arttırılabileceği, ders programının öğrencilerin öğrenmesine daha uygun hale getirilebileceği gibi öneriler sunmuşlardır.

Bu çalışma mekânsal vatandaşlığın sosyal bilgilerdeki yeri ve önemine dikkat çekilmesi ve mekânsal vatandaşlık eğitimiyle ilgili olması bakımından önemlidir. Çalışmada mekânsal vatandaşlık ile ilgili öğretmen görüşleri ortaya çıkarılmış, mekânsal vatandaşlıkla ilgili öneriler sunulmuştur.

Anahtar Kelimeler: Sosyal Bilgiler, Vatandaşlık, Coğrafya, Mekânsal Vatandaşlık,

Sosyal Bilgiler Öğretmenleri

2018, 136 Sayfa Bilim Kodu: 6041

(8)

ABSTRACT

Master Thesis

TEACHERS' OPINIONS ON THE TEACHING OF SPATIAL CITIZENSHIP IN SOCIAL STUDIES

Saim TURAN University of Kastamonu Institute of Social Sciences Department of Primary Education

Supervisor: Prof. Dr. B. Ünal İBRET

Abstract: Spatial citizenship is expressed as a type of citizenship which aims to

make individuals aware of their duties and responsibilities related to citizenship by using geographical information. This research was carried out in Kastamonu city center in the fall semester of 2018-2019 with social studies teachers in order to examine teachers' views about teaching spatial citizenship in social studies course. Qualitative research method is used in this study. Data were collected by using semi-structured interview form. Teachers were asked 11 open-ended questions that are created based on expert opinions. The data were analyzed through content analysis by Nvivo 11 program, which is a qualitative data analysis program.

The results obtained from this research; social studies teachers perceived space as a place to live, and they considered the knowledge of the space as important, in terms of gaining a sense of belonging to the place where they lived. It can be said that teachers are close to the definition of spatial citizenship, which is interpreted by the nature of social studies' values and skills. Teachers evaluated the relationship between social studies and spatial citizenship within the scope of social studies and some participants defined this relationship linearly. Teachers have linked spatial citizenship to people and places learning area and expressed that patriotism value and detecting space skill as the most relevant to spatial citizenship. Teachers stated that spatial citizenship knowledge would facilitate the daily life of the student. Difficulties faced by teachers on the teaching spatial citizenship were that the inadequacy of application issues and the abstraction of the subjects. Teachers have suggested some solutions such as organizing activities based on practice, increasing

(9)

the current course hours of social studies, making the curriculum more suitable for students' learning.

This research is important in order to draw attention to the place and importance of spatial citizenship in social studies. Teachers' opinions on spatial citizenship were revealed and their suggestions were presented about spatial citizenship.

Key Words: Social Studies, Citizenship, Geography, Spatial Citizenship, Social

Studies Teachers

2018, 136 pages Science Code: 6041

(10)

İÇİNDEKİLER Sayfa İÇİNDEKİLER ... ix ÖZET ... v ABSTRACT ... vii ÖNSÖZ ... iv SİMGELER VE KISALTMALAR DİZİNİ ... xi ŞEKİLLER DİZİNİ ... xiii TABLOLAR DİZİNİ ... xii 1.GİRİŞ ... 1 1.1.Problem Durumu ... 1 1.2.Problem Cümlesi ... 4 1.3.Alt Problemler ... 4 1.4.Araştırmanın Amacı ... 5 1.5. Araştırmanın Önemi ... 5 1.1.Sayıltılar ... 8 1.1.Sınırlılıklar ... 8 1.1.Tanımlar ... 8 2.KURAMSAL TEMELLER ... 10

2.1. Sosyal Bilgilerin Tanımı ve Kapsamı ... 10

2.1.1. Sosyal Bilgilerin Tarihsel Gelişimi... 12

2.1.2. Sosyal Bilgiler Programının Yapısı ... 16

2.2.Vatandaşlık ve Vatandaşlık Eğitimi ... 20

2.2.1.Vatandaşlık Eğitiminin Tarihsel Süreci ... 22

2.2.4. Sosyal Bilgilerde Vatandaşlık Eğitimi ... 27

2.3. Coğrafyanın Tanımı ve Kapsamı ... 31

2.3.1. Coğrafyanın Tarihsel Gelişimi ... 32

2.3.2. Coğrafya ve Sosyal Bilgiler İlişkisi ... 35

2.3.3. Coğrafya ve Vatandaşlık İlişkisi ... 38

2.3.4. Coğrafyada Mekân ve Yer ... 40

(11)

2.4. Mekânsal Vatandaşlık ve Mekânsal Vatandaşlık Eğitimi ... 44

2.4.1. Sosyal Bilgilerde Mekânsal Vatandaşlık Eğitimi ... 51

2.5. İlgili Çalışmalar ... 57

2.5.1.Yurtiçinde Yapılan Çalışmalar ... 57

2.5.2. Yurtdışında Yapılan Çalışmalar... 59

3.YÖNTEM ... 66

3.1. Araştırmanın Modeli ... 66

3.2. Çalışma Gurubu ... 67

3.2.1. Araştırmaya Katılan Öğretmenlerin Demografik Özellikleri ... 67

3.3. Veri Toplama Aracı... 69

3.4. Veri Toplama Aracının Geliştirilmesi ... 70

3.5. Verilerin Toplanması ... 71

3.6. Verilerin Çözümlenmesi ve Yorumlanması ... 71

4. BULGULAR ... 73

4.1. Birinci Alt Probleme İlişkin Bulgular ... 73

4.2. İkinci Alt Probleme İlişkin Bulgular ... 75

4.3. Üçüncü Alt Probleme İlişkin Bulgular ... 77

4.4. Dördüncü Alt Probleme İlişkin Bulgular ... 79

4.5. Beşinci Alt Probleme İlişkin Bulgular ... 82

4.6. Altıncı Alt Probleme İlişkin Bulgular ... 83

4.7. Yedinci Alt Probleme İlişkin Bulgular ... 86

4.8. Sekizinci Alt Probleme İlişkin Bulgular ... 90

4.9. Dokuzuncu Alt Probleme İlişkin Bulgular ... 94

4.10. Onuncu Alt Probleme İlişkin Bulgular ... 97

4.11. On birinci Alt Probleme İlişkin Bulgular ... 99

5. TARTIŞMA ... 103

6. SONUÇ VE ÖNERİLER ... 108

(12)

6.2. Öneriler ... 110

KAYNAKÇA ... 113

EKLER ... 128

Ek 1 İzinli Görüşme Soruları ... 129

Ek 2 Valilik İzin Yazısı ... 133

Ek 3 Milli Eğitim İzin Yazısı ... 134

Ek 4 Yemin Belgesi ... 135

(13)

SİMGELER VE KISALTMALAR DİZİNİ

AKT. Aktaran

ÇEV. Çeviren

GI (CB) Geographical Information (Coğrafi Bilgi)

GIS (CBS) Geographical Information Systems (Coğrafi Bilgi Sistemleri)

http Web adresli kaynak

MEB Milli Eğitim Bakanlığı

NCSS National Council for Social Studies

s. Sayfa

SBÖ Sosyal Bilgiler Öğretmenliği

TDK Türk Dil Kurumu

TTKB Talim Terbiye Kurulu Başkanlığı TYÇ Türkiye Yeterlilikler Çerçevesi

VB. ve benzeri

VD. ve diğerleri

YÖK Yüksel Öğretim Kurumu

(14)

ŞEKİLLER DİZİNİ

Sayfa

Şekil 1. Mekânsal vatandaşlık aşamaları ... 47 Şekil 2. Coğrafi bilgi sitemlerinin işleyişi... 49 Şekil 3. Öğretmenlerin mekânsal vatandaşlık hususunda karşılaştıkları

(15)

TABLOLAR DİZİNİ

Sayfa Tablo 4.1. Katılımcıların Demografik Özellikleri ... 68 Tablo 4.2. Öğretmenlerin mekâna ilişkin cevapları ... 73 Tablo 4.3. Öğretmenlerin sosyal bilgiler dersinde mekân

bilgisinin yeri ve önemine ilişkin cevapları ... 75 Tablo 4.4. Mekânsal vatandaşlık kavramına ilişkin

öğretmenlerin görüşleri ... 78 Tablo 4.5. Öğretmenlerin sosyal bilgiler ve mekânsal

vatandaşlık arasındaki ilişkiye dair görüşleri ... 79 Tablo 4.6. Öğretmenlerin mekânsal vatandaşlığın

programdaki yerine ilişkin görüşleri ... 81 Tablo 4.7. Öğretmenlere göre mekânsal vatandaşlığın

öğrenme alanlarına dağılımı ... 83 Tablo 4.8. Mekânsal vatandaşlıkla ilgili olan değerlere

ilişkin öğretmen görüşleri ... 87 Tablo 4.9. Mekânsal vatandaşlıkla ilgili olan becerilere

ilişkin öğretmen görüşleri ... 91 Tablo 4.10. Mekânsal vatandaşlıkla ilgili konuları bilmenin

öğrencilere katkılarına ilişkin öğretmen görüşleri ... 95 Tablo 4.11. Öğretmenlerin mekânsal vatandaşlık bilgisi

kazandırma konusunda karşılaştığı zorluklar ... 97 Tablo 4.12. Mekânsal vatandaşlık bilgisi kazandırmada

(16)

1.GİRİŞ

Bu bölümde araştırma konusu olarak ele alınan problemin ne olduğuna, problem cümlesi ve alt problemlerine, araştırmanın amacına, önemine, sınırlılıklarına ve araştırmada verilen bazı kavramların tanımlarına yer verilmiştir.

1.1.Problem Durumu

Toplumların eğitim programları, bu programların genel amaçları, derslerde okutulan ders kitapları incelendiğinde tüm toplumların ortak hedeflerden birinin de topluma uyumlu, toplumun kurallarını özümsemiş bireyler yetiştirmek olduğu görülecektir. Nitekim Milli Eğitim Temel Kanunu’nda yer alan Türk Milli Eğitiminin genel amaçlarında da bireylerin milli, ahlaki ve kültürel değerlerini benimseyen, koruyan, geliştiren, hür ve bilimsel düşünebilen özellikte olmasının beklediği açıkça görülmektedir Milli Eğitim Bakanlığı [MEB],1973). Dünya üzerindeki her toplum ve topluluk gelişerek ilerlemek, yenilikçi buluşlar yapmak, devletlerini güçlendirmek, toplumlarının refah seviyelerini arttırmak ve daha mutlu bireylere sahip olmak çabasındadır. Toplumun içyapısının sağlıklı olması için insanların karşılıklı saygı çerçevesinde, birbirini anlayan, uyumlu kişiler olması elzemdir. Ortak değerler üzerine inşa edilen toplumların geçmişten günümüze neler başardığını tarih kitapları yazmaktadır. Toplumlar bireylerin bu ortak değerleri iyice özümsemesi ve benimsemesi için farklı kurumlar inşa etmişlerdir. Eğitim kurumları da toplumu oluşturan bu kurumların başında gelmektedir.

Ülkede yaşayan bireylerin toplumun ortak değerlerini benimsemesi için verilen vatandaşlık eğitimi ülkelerin yaşadıkları bölgelere, toplumlarına, kültürlerine ve eğitim yapılarına göre değişiklik gösterse de tüm eğitim ve öğretim programlarında açık ya da örtülü olarak yer alır. Türk eğitim sisteminde de vatandaşlık eğitimi eğitim programının bir parçası olarak Tanzimat döneminden itibaren yer almaktadır. Devleti ve yurttaşlarını bir arada tutan ve toplumsal değerleri ön plana çıkararak toplumsal bağı güçlendirmek amacıyla vatandaşlık eğitimine önem vermek bu dönemde görülen yenliklerden biri olmuştur (Yazıcı ve Yazıcı, 2010).

(17)

II. Meşrutiyetle birlikte yeni bir boyut kazanan vatandaşlık eğitimindeki en köklü değişim yeni cumhuriyet ve onun getirmiş olduğu yeniliklerle birlikte olmuştur. Cumhuriyetin kurucusu Atatürk’ün, ülkenin hedeflediği amaçlara ulaşabilmesi amacıyla gereken vatandaş tipinin yetiştirilmesine oldukça önem verdiği söylenebilir. Cumhuriyet dönemiyle birlikte okullarda öğrencilere demokrasi ve insan hakları ile ilgili bilgiler, değerler ve beceriler verilmeye başlanmıştır (Çelik, Tarihsiz).

Vatandaşlık eğitiminin verileceği en önemli ortamın okul olduğu düşünüldüğünde ilkokul ve ortaokul düzeyinde okutulan sosyal bilgiler dersinin bu alandaki önemi ortaya çıkmaktadır. Çünkü sosyal bilgiler dersi hayatı ve toplum bilgisini öğreten ders niteliğindedir. Sosyal Bilgiler dersinin bu özelliği içeriğinin birçok sosyal bilim dalından yararlanmasını sağlamaktadır.

Sosyal bilgiler alanı itibarıyla insanı ve içinde yaşadığı toplumu ele alarak öğrencilerin etkin vatandaş olmalarına yönelik onları bilinçlendirmektedir (Zarrillo, 2004). Sosyal bilgiler dersi öğrencilerin içinde yaşadığı toplumla çok yakından ilgilidir. Çocuklar sosyal bilgiler dersi vasıtasıyla yaşadığı toplumu; geçmiş, bugün ve gelecek bağlamında yakından tanıma fırsatı yakalamaktadır (Çengelci, 2013). Bu ders öğrencilerin toplumsal sorularla karşılaştığı, toplumsal yaşamla kaynaşmaları yoluyla da toplumsal kişiliklerinin geliştirildiği bir derstir (Sözer, 2008). Sosyal bilgilerin en temel amacı demokratik topluma uyum sağlayıp onu geliştirebilecek iyi bir vatandaş yetiştirmektir denilebilir. Bu amaç doğrultusunda da bu derste öğrencilere farklı boyutlar kazandırmak gerekmektedir. Farklı boyutlar da sosyal bilgilerin içinde birbirleriyle ilişkilendirilmiş farklı sosyal bilim disiplinleri vasıtasıyla olmaktadır. Keçe ve Merey (2011) sosyal bilgiler dersinin amaçlarını gerçekleştirmede sosyal bilgilerin birçok disiplinden faydalandığını ifade etmektedir. Sosyal bilgiler öğrencilerin vatandaşlık ile ilgili bilgi, beceri ve değerleri kazanabilmesi için öğrencilerin yaşına uygun olarak birleştirilmiş sosyal bilim disiplinleri içeriklerinden oluşmaktadır (Çengelci, 2013). Sosyal bilgiler dersi içerdiği vatandaşlık bilgisi toplum hayatını geçmişi, bugünü ve yarınıyla politik, ekonomik ve kültürel alanlarda içerikleriyle okullarda okutulan önemli derslerden birisidir(Öztürk ve Deveci, 2011).

(18)

Coğrafya disiplini sosyal bilgiler dersinde öğrencileri bu toplumsal yapıya adapte birer birey olarak yetiştirmede yararlanılan disiplinlerden birisidir. Coğrafya günümüz dünyası hakkında öğrencilere bakış açısı geliştirmelerine yardımcı olan bir sosyal bilim disiplinidir. Öğrenciler, coğrafya eğitimi ile dünyayı algılama, anlama ve değerlendirme açısından coğrafî bilinç kazanırlar (Çifçi, 2016). Öğrenciler iklim değişiklikleri, kuraklaşma, plansız şehirleşme, doğal kaynakların değerlendirilmesi, nüfus, demografik bilgiler, üretim, işsizlik, doğal dengenin korunması ile ilgili konularla ilgili coğrafya disiplini aracılığıyla bilgi edinirler (Öztürk ve Demirbaş, 2013). Coğrafyanın insanın yaşadığı yeri ve mekânı konu eden doğası bunun vatandaşlık eğitimiyle bağdaştırılmasına kadar uzanır. Mekânsal vatandaşlık; yeryüzünü dünya ve çevremiz bağlamında ele alarak öğrenciye Coğrafya konuları vasıtasıyla bu konularla ilgili verilen eğitimdir (Gryl, Jekel, ve Donert, 2010). Mekânsal vatandaşlık, bireyin gündelik hayatta karşılaştığı sorunları mekânsal vatandaşlık bağlamında aldığı coğrafi bilgiyi kullanarak aşması ve coğrafi bilgiyi günlük hayatına dâhil etmesi sürecidir. Mekânsal vatandaşlık kavramı geleneksel olarak okullarda sunulan harita okuma ve bilgiye ulaşma yollarıyla birlikte coğrafi bilginin coğrafi bilgi sistemleri aracılığıyla üretildiği, görselleştirildiği ve kullanıldığı tüm araç-gereç ve teknolojilerden yararlanma becerilerini hedef almaktadır. Mekânsal vatandaşlık yoluyla öğrenciler kazandıkları coğrafi bilinçle aktif vatandaşlık rollerini yerine getirecek ve vatandaşlık süreçlerine dâhil edileceklerdir (Shin ve Bernardz, 2018).

Temel amacı aktif ve iyi vatandaşlar yetiştirmek olan Sosyal bilgiler dersi coğrafya disiplinini de içeren bir disiplinler arası ders olduğu için mekânsal vatandaşlık eğitimiyle ilgili yurt içinde ve yurt dışında yapılan akademik çalışmalar incelenmiştir. Bu inceleme sonuçlarına göre Sosyal Bilgilerin Coğrafya ve Vatandaşlık konularıyla ilgili birçok çalışmanın yapıldığı görülmektedir. (Kayalı,2000; Meydan, 2001, 2004; Akınoğlu ve Bakır, 2004; Demirkaya ve Arıbaş, 2004; Yaşar, 2004; Ersoy, 2007; Karakoç ve Sezer, 2007; Civek, 2008; Mumyakmaz, 2008; Tuna, 2008; Çelik, 2009; Kab, 2012; Şahin, 2012; Altundağ, 2013; Karakuş ve Oğuz, 2013; Duman, 2014; Atasoy, 2015; Avcı, 2015; Bengiç, 2015; Mindivanlı, 2016; İbret, Aydın ve Turgut., 2018).

(19)

Sosyal Bilgiler eğitimi alanında ve sosyal bilgiler disiplinleri alanında yapılan çalışmalar incelendiğinde bu çalışmaların değerler eğitimi (İbret, Karatekin ve Avcı 2015; Karasu Avcı 2016), birey yetiştirme (İbret, Aydın ve Turgut 2018), vatandaşlık bilinci kazandırma (Özünal ve Özel 2016), kimlik inşası (Özünal, 2015), coğrafya sosyal bilgiler ilişkisi ve topluma aidiyet (Atasoy ve Koç, 2015) gibi konular üzerinde yoğunlaştığı, sosyal bilgilerde mekânsal vatandaşlık konusuyla ilgili bilinen bir çalışmanın olmadığı görülmektedir. Bu çalışmayla sosyal bilgiler dersinde mekânsal vatandaşlık konusu öğretmen görüşleri ile tespit edilerek alan yazına bu konu ile ilgili bilgi sağlanmaya çalışılmıştır. Bu araştırmada coğrafi bilgilerle donatılmış ve bunları günlük hayatında kullanan bireylerin yetiştirilmesinin, vatandaşlık eğitimi içerisindeki gereği, başka bir ifadeyle mekânsal vatandaşlık konusuhususunda bilinç kazandıracağı düşünülmektedir.

1.2.Problem Cümlesi

Araştırmanın problem cümlesi “Sosyal Bilgiler Öğretmenlerinin Sosyal Bilgiler Dersinde Mekânsal Vatandaşlık Öğretimi ilgili görüşleri nelerdir?” olarak belirlenmiştir.

1.3.Alt Problemler

Problem cümlesine bağlı olarak on bir alt problem oluşturulmuştur. 1. Sosyal bilgiler öğretmenlerine göre sosyal bilgilerde mekân nedir?

2. Sosyal bilgiler öğretmenlerine göre mekânsal vatandaşlık kavramı neyi ifade etmektedir?

3. Sosyal bilgiler öğretmenlerine göre sosyal bilgilerde mekân bilgisinin önemi nelerdir?

4. Sosyal bilgiler öğretmenlerine göre sosyal bilgiler ve mekânsal vatandaşlık arasında nasıl bir ilişki bulunmaktadır?

5. Sosyal bilgiler öğretmenlerine göre sosyal bilgiler öğretim programında mekânsal vatandaşlık nasıl verilmektedir?

6. Sosyal bilgiler öğretmenlerine göre sosyal bilgiler dersinde hangi öğrenme alanlarında mekânsal vatandaşlık eğitimi nasıl verilmektedir?

(20)

7. Sosyal bilgiler öğretmenlerine göre sosyal bilgiler programındaki hangi değerler mekânsal vatandaşlıkla ilgilidir?

8. Sosyal bilgiler öğretmenlerine göre sosyal bilgiler programındaki hangi beceriler mekânsal vatandaşlıkla ilgilidir?

9. Sosyal bilgiler öğretmenlerine göre sosyal bilgiler dersinde mekânsal vatandaşlıkla ilgili konuları bilmenin öğrencilere katkıları nelerdir?

10. Sosyal bilgiler öğretmenlerine göre sosyal bilgiler dersinde öğrencilere mekânsal vatandaşlık bilgisi kazandırmada karşılaşılan zorluklar nelerdir? 11. Sosyal bilgiler öğretmenlerine göre sosyal bilgiler dersinde mekânsal

vatandaşlık bilgisi kazandırırken karşılaşılan zorlukların aşılmasına yönelik öneriler nelerdir?

1.4.Araştırmanın Amacı

Bu araştırmanın amacı, sosyal bilgiler öğretmenlerinin sosyal bilgiler dersinde mekânsal vatandaşlık öğretimi ile ilgili görüşlerini ortaya çıkarmaktır.

1.5.Araştırmanın Önemi

Bir terim olarak vatandaşlık, bir ülkede yaşayan bireylerin o ülkeyle ve içinde yaşadıkları toplumla olan ilişkileri ve bu ilişkilerin sürecini ifade etmektedir. Vatandaşlık, hak ve sorumluluklar içeren karşılıklı bir etkileşimdir. National Council for the Social Studies [NCSS] vatandaşlığı, bireyin devletin siyasal aktiviteleriyle sınırlı olmayan bir sivil yaşam biçimi olarak tanımlamıştır (Sosyal Bilgiler Ulusal Konseyi [NCSS], 1994). Engle ve Ochoa (1988) vatandaşlığı; bir devlet veya millet tarafından bireye atfedilen yasal bir statü olarak tanımlar. Vatandaş, devletin var olma nedenlerinden biri olan ve toplumu oluşturan kişiler olarak tanımlanabilir. Vatandaş, bir toplumda yaşayan bireyin devlet karşısında kazandığı en büyük hak olarak ifade edilebilir. Bir birey için vatandaş olma, içerisinde yaşadığı toplumda kendisini etnik, dinsel ve ırksal ayrımcılıklara karşı koruyan en büyük statüdür (Yılmaz, 2002). Vatandaşlık eğitimi bireyi yeniden ve sürekli olarak yüzyılın getirdiği yeniliklere ve ihtiyaçlara göre hazırlamak olarak tanımlansa da; temel olarak topluma uyumlu, görev ve sorumluluklarının bilincinde insanlar yetiştirme

(21)

amacıyla ortaya konulan eğitimdir. Bu eğitimin dünyada farklı zamanlarda değişik şekillerde uygulandığı görülmekle birlikte genel manasıyla, imparatorlukların yıkılmaya başladığı ve demokratik ulus devletlerin kurulduğu 1900’lü yılların başında oldukça önem kazandığı söylenebilir (Üstel, 2005).

Ülkemizde bireysel hak ve özgürlüklerin kazanılmaya başladığı Osmanlı devletinin son dönemlerinden itibaren vatandaşlık eğitimi ile ilgili konulara değinildiği görülmektedir. Cumhuriyet dönemiyle birlikte çağdaş cumhuriyet ilkelerine uygun olarak düzenlenen programlarda, vatandaşlık bilgisi konuları farklı dersler içerisinde verilmiştir. İlk defa 1968 programında toplum ve ülke incelemeleri dersinin adı sosyal bilgiler olarak değiştirilmiş ve vatandaşlık bilgisi konuları bu ders kapsamında verilmeye başlanmıştır (Üstel, 2005).

Sosyal Bilgiler dersi, ülkemizde ilkokul ve ortaokullarda okutulan ve öğrencilere eğitim yoluyla toplumsallık kazandırmak için gerekli içeriğe sahip derslerden biridir. Geleceğin karar alıcıları ve vatandaşları olan öğrencilerin topluma uyumlu vatandaşlar olarak yetiştirilebilmesi için sosyal bilgiler dersinin önemi büyüktür. Sosyal Bilgiler dersinde sosyal bilim disiplinleri (Tarih, Coğrafya, Antropoloji, Sosyoloji, Psikoloji, Ekonomi, vb.) içerikleri öğrencilere toplu öğretim anlayışıyla öğretilmektedir. Sosyal bilgiler dersi toplumun oluşturduğu kültürel yapıyı, toplumsal beklentileri ve hedefleri, bu sosyal bilim disiplinlerinin perspektifinden öğrencilere sunmaktadır. Öğrenci sosyal bilgiler dersi aracılığıyla yaşadığı yeri, içinde yaşadığı toplumu, geçmişini, ülkesinde ve bölgesinde görülen ekonomik faaliyetleri ve bir vatandaş olarak görev ve sorumluluklarını öğrenmektedir (Karasu Avcı, 2017). Doğanay (2009), sosyal bilgiler dersinin insanları topluma hazırlayarak onların çevresiyle olan etkileşimini zaman ve yer boyutunda inceleyen önemli bir ders olduğunu belirtmiştir. Akpınar ve Kaymakcı (2012), sosyal bilgiler dersi ile üretken, vatandaş olarak hak ve sorumluluklarını bilen, karşılaştığı sorunlara çözüm yolları bulabilen iyi vatandaşlar yetiştirmeyi amaçlandığını vurgulamışlardır.

Sosyal Bilgiler dersi içerik itibariyle birçok disiplinin bir araya gelmesiyle oluşturulmuştur. Coğrafya disiplini sosyal bilgilerin disiplinler arası anlayışına uygun olarak Sosyal Bilgiler Dersi Öğretim Programı’nda olan disiplinlerden

(22)

birisidir. Coğrafya bilimi; kişilerin içinde yaşadıkları doğayı, insanın bu doğa ile etkileşimini, bu etkileşim sonucu ortaya çıkan beşeri ve ekonomik faaliyetleri sahip olduğu inceleme prensipleriyle inceleyerek neden ve sonuçlarıyla birlikte ortaya koyan bilim dalı olarak tanımlamıştır (Şahin,1998). Karabağ (1998) ise Coğrafyayı, insan ile yaşadığı mekân arasındaki etkileşimi inceleyen bilim olarak nitelemiştir. Turoğlu (2003)’ da Coğrafyanın; insan, mekân ve zaman elemanlarını birbirleriyle ilişkilendirip, bunlarla alakalı tanımları, açıklamaları ortaya koyan bir bilim olduğunu söylemektedir. Coğrafya, insanlara kendi çevrelerinden başlayarak üzerinde yaşadıkları dünyayı tanıtma hedefindedir. Bu amaçla insanla doğal çevre arasındaki bağı incelemektedir. Çünkü insanın içerisinde yaşadığı çevreyi tanıması, onu yaşadığı çevreyi daha iyi kullanmasını sağlamaktadır (Bilgili, 2008). Dolayısıyla Coğrafya bir kaderdir, birey yaşadığı coğrafyanın kendine sunduğu imkânlar dâhilinde yaşamını şekillendirmektedir. Sosyal bilgiler dersi içerisinde coğrafya konuları bu nedenle yaşadığı coğrafyaya ait bireylerin yetiştirilmesinin önemi dolayısıyla verilmektedir (İbret, Karatekin ve Karasu Avcı, 2015).

Sosyal bilgiler dersi içerisinde coğrafya ve vatandaşlık eğitimi ilişkisine yönelik olarak mekânın vatandaş yetiştirmedeki rolü ile ilgili çalışmalar mekânsal vatandaşlık içerisinde verilmektedir. Dünyada Coğrafya bilimi içerisinde mekânsal vatandaşlıkla ilgili çalışmalar her geçen gün artmakla birlikte ülkemizde mekânsal vatandaşlık adı ile sosyal bilgiler eğitimi içerisinde yapılan herhangi bir çalışmaya rastlanamamıştır. Ülkemizde, sosyal bilgiler eğitiminde vatandaşlık eğitimi ile ilgili olarak yapılan araştırmaların daha çok değerler üzerinden ve olgusal konularda yoğunlaştığı görülmektedir. Yapılan çalışmalar incelendiğinde, sosyal bilgilerde vatandaşlık eğitiminin yüklenici disiplinlerinin genellikle tarih ve siyaset bilimi olduğu, coğrafya ile ilgili yeterince çalışmanın olmadığı ortaya çıkmaktadır. Dolayısıyla bu çalışma, coğrafyanın vatandaşlık eğitimi içerisindeki yeri ve öneminin mekânsal vatandaşlık bağlamında ortaya konulması açısından önem taşımaktadır. Bu nedenle mekânsal vatandaşlık sosyal bilgiler öğretmenlerinin görüşleri doğrultusunda incelenerek, bu konunun önemi hususunda gerekli bilgiler verilmeye çalışılmıştır.

(23)

1.6.Sayıltılar

Çalışma gurubunu oluşturan sosyal bilgiler öğretmenlerinin araştırma sorularını içtenlikle cevapladıkları varsayılmaktadır.

1.7.Sınırlılıklar

Bu araştırma 2018-2019 eğitim-öğretim yılı güz döneminde Kastamonu il merkezinde görev yapan sosyal bilgiler öğretmenleri, araştırma görüşme formu ve veri toplama tekniğiyle sınırlıdır.

1.8.Tanımlar

Bu araştırmada kullanılan temel kavramların tanımları aşağıdaki gibidir:

Sosyal Bilgiler: Öğrencilerin, topluma faydalı birer vatandaş olarak katılımlarının

sağlanması amacıyla Tarih, Coğrafya, Ekonomi, Felsefe, gibi sosyal bilim disiplinlerinin bir araya getirilerek, çevrelerindeki sosyal ve fiziki etkileşimi geçmişe, bugüne ve geleceğe yönelik olarak oluşturulan öğrenme alanları vasıtasıyla incelendiği, toplu eğitim anlayışıyla ortaya çıkmış bir ilköğretim dersidir (MEB, 2005a).

Vatandaşlık: İnsanların içinde yaşadıkları toplumla ve devletle arasındaki ilişkiyi

düzenleyen statüdür (Erdem, 2012).

Vatandaşlık Eğitimi: İnsanların vatanlarıyla, diğer vatandaşlarla ve vatan

üzerindeki kuruluşlarla karşılıklı ilişkilerini düzenleyen vatandaşlık hak ve ödevlerini kapsayan bilgileri edinmelerini sağlamak amacıyla verilen eğitimdir (Duman, 2001).

Coğrafya: Yeryüzünde meydana gelen fiziki, beşeri faaliyetleri sebepleri, dağılışları,

gelişimleri, geçmişi, bugünü ve geleceğiyle kendine has yöntemlerle inceleyen bir bilim dalıdır (Catling, 2004; Kızılçaoğlu ve Taş, 2007).

Coğrafya Eğitimi: Öğrencilerin çevrelerini tanıyıp bilinçli birer vatandaş olabilmeleri için doğal ve beşeri ortam unsurlarının bir müfredat dersi kapsamında öğrencilere sunulmasıdır (Öner, 2011).

(24)

Mekân: Çevrenin, doğanın ve etrafın algılandığı resim ve çok boyutlu görüntüdür

(Yılmaz, 2004).

Mekânsal Vatandaşlık: Bireylerin coğrafi bilgileri öğrenerek günlük hayatında ve

yaşamında bu bilgileri kullanması ve bu yolla da demokratik süreçlere katılarak iyi ve aktif bir vatandaş olmasıdır (Gryl vd., 2010).

(25)

2.KURAMSAL TEMELLER 2.1. Sosyal Bilgilerin Tanımı ve Kapsamı

Sosyal Bilgiler, ortaya çıktığı yıllardan itibaren çok farklı şekillerde tanımlanmıştır. Bunun nedeni ise aslında sosyal bilgilerin evrensel anlamda üzerinde anlaşılan ve herkesçe kabul edilen bir tanımının bulunmamasıdır. Bu duruma sebep olan etkenin sosyal bilgilerin temel amacının ne olduğu konusundaki farklı fikirler olduğunu söylemek mümkündür (Aslan, 2016). Bazı Amerikalı eğitimciler sosyoloji ve iktisat gibi sosyal bilimlerin öğretilmesi gerektiğini savunurken başka görüşü savunanlar ise sosyal bilgilerin kültürel çeşitlilik ve çoğulculuğa odaklanması gerektiğini savunmaktadırlar. Daha farklı görüşlere göre ise sosyal bilgilerin tarihin önemli olaylarını, önemli kişiliklerini öğreterek kavramların öğrencilere anlatılması için çabalamalı, çocukların ülkesine bağlı, vatansever, fakat hükümetlerini eleştiren demokratik vatandaşlar olarak gelişmelerini sağlamalıdır (Zarillo, 2004; Levistik ve Tyson, 2010; Thornton, 2008).

Vestley (1950), sosyal bilgileri pedagojik amaçlarla basitleştirilmiş sosyal bilimler olarak tanımlamıştır (Akt. Öztürk, 2012). Barr, Barth ve Shermish (1978), sosyal bilgilerin tanımını vatandaşlık eğitimi amacıyla sosyal bilimler ve beşeri bilimlerin kaynaştırılmasıdır şeklinde yapmışlardır. Sosyal bilgileri önemli sosyal konuları içeren konularla ilgili olarak öğrencilere vatandaşlık becerilerinin kazandırılmasına yönelik olarak sosyal ve beşeri bilimlere ait bilgi, beceri, kavram ve kazanımlarının disiplinler arası bir yaklaşımla kaynaştırılmasıdır şeklinde tanımlanmaktadır (Barth, 1991: Akt. Öztürk, 2007).

Sosyal Bilgiler, öğrencilere vatandaşlık yeterlikleri kazandırmak için sanat, edebiyat ve sosyal bilimlerin disiplinler arası bir yaklaşımla bir araya getirilmesinden oluşan bir derstir. Eğitim müfredatında sosyal bilgiler dersi, antropoloji, arkeoloji, ekonomi, coğrafya, tarih, hukuk, felsefe, siyasal bilimler, psikoloji, din, sosyoloji ve sanat, edebiyat, matematik ve doğa bilimlerinden alınmış programın özüne ve yaklaşımına uygun olarak harmanlanmış bir çalışma alanı sağlamaktadır. Bundan hareketle sosyal bilgilerin temel amacı, birbirlerine bağlantılı ve bağımlı olan ve gittikçe globalleşen

(26)

bir dünyada, farklı kültürel kimlikleri olan demokratik bir topluma vatandaşlar yetiştirmek amacıyla kamu yararını düşünen ve mantıklı kararlar alabilen öğrenciler yetiştirmektir (NCSS, 2010). Doğanay (2005), sosyal bilgilerin toplum ve insan ile ilgili sosyal bilimlerin içerik ve yöntemlerinden faydalanılarak insanın içinde yaşadığı sosyal ve fiziksel çevresiyle olan ilişkisini zaman ve mekân boyutuyla birlikte disiplinler arası bir yaklaşımla değerlendirilerek küreselleşen ve etkileşimi her geçen gün artan dünyada temel demokratik bilgilerin kazandırılmış olduğu, düşünen, beceri ve bilgi sahibi olan vatandaşlar yetiştirmeyi amaçlayan bir bilgi alanı olduğunu savunmuştur. Safran (2008), sosyal bilgileri sosyal bilim disiplinlerinden ilköğretim dönemi çocuklarının seviyesine uygun olarak seçilmiş bilgilerin, disiplinler arası bir yaklaşımla verildiği bir müfredat programı olarak tanımlamıştır. Sosyal bilgiler dersi öğretim programlarında sosyal bilgiler farklı şekillerde tanımlanmıştır. Sosyal bilgiler 2005 programında sosyal bilgiler dersi; “Sosyal Bilgiler, bireyin toplumsal var oluşunu gerçekleştirebilmesine yardımcı olması amacıyla; tarih, coğrafya, ekonomi, sosyoloji, antropoloji, psikoloji, felsefe, siyaset bilimi ve hukuk gibi sosyal bilimleri ve vatandaşlık bilgisi konularını yansıtan; öğrenme alanlarının bir ünite ya da tema altında birleştirilmesini içeren; insanın sosyal ve fiziki çevresiyle etkileşiminin geçmiş, bugün ve gelecek bağlamında incelendiği; toplu öğretim anlayışından hareketle oluşturulmuş bir ilköğretim dersidir.” şeklinde tanımlanmıştır (MEB, 2005a). 2017 programında ise sosyal bilgiler dersi; “Sosyal Bilgiler, toplu öğretim anlayışından hareketle sosyal bilimlerin pedagojik amaçlarla basitleştirildiği bir derstir.” şeklinde tanımlanmıştır (MEB, 2018).

Yapılan farklı tanımlardan hareketle sosyal bilgilerin kapsamı itibariyle bireylerin toplumsal varoluşlarını gerçekleştirebilmeleri için gerekli olan neredeyse bütün sosyal bilimleri içine alan bir yapıya büründüğü söylenebilir. Sosyal bilgiler insanı birey olarak inceleyen sosyal bilim dallarının yanı sıra insanı bir toplum içine alarak, toplumu inceleyen bilim dallarını da kapsadığı görülmektedir. Bu tanımlarda görüleceği üzere, sosyal bilgiler toplumu oluşturan bireyleri ve toplumun bütününü belirli sosyal disiplinlerinin bir araya getirilmesiyle hem yetiştirmek ve geleceğe

(27)

hazırlamak hem de geçmişin bilgisini de aktararak nesiller arası bağı da kurmayı amaçladığı söylenebilir.

2.1.1. Sosyal Bilgilerin Tarihsel Gelişimi

Dünyada bir eğitim müfredat dersi olarak sosyal bilgiler adı ilk kez 1916 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nde toplanan bir komite tarafından kullanılmıştır. İlk ve orta dereceli okulların programlarını gözden geçirerek yeniden yapılandırmak amacıyla toplanan bu komite yayınladıkları sonuç raporunda sosyal bilgiler dersinden bahsetmişlerdir (Günden, 1995: Akt: Kaymakcı, 2010). Milli Eğitim Derneğinde (National Education Association Commission) göreve getirilen ve farklı uzmanlık alanlarından gelen bilim insanları sosyal bilgilerin ilk komitesini oluşturmuştur. Bu komite tarafından 1916’da ABD’de yayınlanan ilk raporda, sosyal bilgilerin kapsamını ve konusunu; “kurumlar, insan toplumunun gelişimi ve sosyal grupların üyesi olarak insan” şeklinde belirlemişler ve sosyal bilgilerin hedefinin de “iyi vatandaş” yetiştirme olduğunu belirtmişlerdir (U.S. Bureau of Education, 1916: Akt. Martorella, Bear ve Bolick, 2002). 1916 yılında yayınlanan rapor, genel olarak davranış bilimleri ve ilerlemecilik akımının üzerinde şekillendiğini söylemek mümkündür. Raporda, ABD’de ve dünyada yaşanan 80 yıllık gelişmelerin genel çerçevesini oluşturan ve sosyal bilgilerde yer alması gereken kavramların ölçütleri yer almıştır. Bu komite tarafından oluşturulan sosyal bilgilerin ilk programında genel olarak tarih, coğrafya ve vatandaşlık konuları üzerine ağırlık verilmiştir (Martorella, Bear ve Bolick, 2002). Yayınlanan bu raporda genel olarak dersin genel çerçevesinin çizildiği ve sosyal bilgilerin hangi konuları kapsadığı belirlenmiş, dersin içerisine giren farklı sosyal bilim disiplinleri de bu dersin disiplinler arası bir yapıda oluşmasını ve geliştirilmesinin önünü açmıştır (Kan, 2010).

1921 yılında, sosyal bilgiler müfredatı ve öğretmenleri ile ilgilenen, NCSS mesleki bir organizasyon olarak ortaya çıkmıştır. NCSS, kuruluşundan 8 yıl sonra sosyal bilgiler öğretmenleri için mesleki bir dergi olan “sosyal eğitim” dergisini yayınlamıştır. NCSS 1988 yılında bu sefer ilköğretimi hedef alan “Sosyal Bilgiler ve Genç Öğrenenler” (Social Studies and the Young Learner) dergisini yayınlanmaya başlamıştır (Martorella, Bear ve Bolick, 2002). Toplumsal gelişmelerle birlikte,

(28)

sosyal bilgiler dersinin içeriğinde de değişiklikler meydana gelmiştir. Sosyal bilgilerin bir ders olarak ortaya çıktığı zamandan itibaren geçirdiği konu ağırlığına baktığımızda 1930’lu yıllarda, sosyal bilgilerin daha çok tarihi konular ile ilgili olduğunu ve sosyal problemler üzerinde durduğunu söylemek mümkündür (Evans, 2004).

II. Dünya Savaşı ve sonrasında ABD’de sosyal bilgilerin konuları daha çok coğrafya ve savaş konularını içermiştir. Savaş sonrası dönemde barış, çok kültürlülük ve kültürler arası eğitim ve etkileşim konuları sosyal bilgiler müfredatına dâhil edilmiştir. Bu dönemde, sosyal bilgiler programı bütünsel olarak değerlendirilmeye başlanmış, Sosyal bilgiler komisyonu yaşanan savaş döneminde programda etkili vatandaş üzerinde durulmasını tavsiye etmiştir. 1950’li yıllarda, konu merkezli yaklaşımda yaşanan tartışmaların okullarda ve toplumda hoşnutsuzluk oluşturmaya başlamasıyla sosyal problemlere yönelik yaklaşımlar terk edilerek akademik temelli disiplin anlayışı hâkim olmuştur (Evans, 2004). 1960’lı yıllarda federal hükümetin okullarda okutulan öğretim programlarını geliştirmeye yönelik reform hareketlerini başlatmasıyla birlikte sosyal bilgiler de bir değişim başlamıştır. 1970’li yıllar bu değişim ve gelişimin devam ettiği, programın, ders materyallerinin ve öğretmen yetiştirmeye yönelik yeni adımların atıldığı görülmektedir. Bu dönem, “yeni sosyal bilgiler” dönemi olarak bilinir (Martorella, Bear ve Bolick, 2002).

Sosyal bilgilerde yeni dönem olarak bilinen 1960’lı yıllarda şehirleşme, çevre ve nüfus, kıtalar (Afrika ve Asya) gibi birçok konu müfredata dâhil edilmiştir. Oluşan bu yeni sosyal bilgilerin değerler, karar verme ve sorgulama gibi önemli ayaklar üzerine kurulduğu, derslerde faydalanılması için bu dönemde yeni materyallerin oluşturulduğu söylenebilir (Martorella, Bear ve Bolick, 2002). 1970’li yıllarla birlikte öğretme ve öğrenme yaklaşımında da eleştirilere bağlı olarak farklılıklar yaşanmış, daha çok tarih, coğrafya ağırlıklı olan programa sosyoloji, antropoloji, ekonomi, siyaset bilimi ve sosyal psikoloji gibi sosyal bilimler de dâhil edilmiştir. Ayrıca bu dönemde günümüzdeki sosyal bilgilerin doğasına uygun olarak disiplinler arası yaklaşıma geçilmiştir. Bu yaklaşımda görülen bazı eksiklikler nedeniyle 70’lerin sonuna doğru başarısızlıklar yaşanmış ve 1980’li yıllarla birlikte programın eski anlayışına geri dönülmüştür (Erden, tarihsiz). 1990’lı yıllarda özellikle

(29)

programın yapısı ve programda aktarılacak konularla ilgilenilmiş, bu yıllarda programa eklenecek yeni konular tartışılmıştır. Amerikan Sosyal Bilgiler Ulusal Konseyinde bir grup öğretmen ve akademisyenden oluşan çalışma grupları sosyal bilgilerin ulusal standartlarını geliştirmek amacı ile bazı standartlar ve proje önerileri gündeme getirmişlerdir (Martorella, Bear ve Bolick, 2002).

Türkiye’de sosyal bilgiler programıyla ilgili gelişmelere bakıldığında, sosyal bilgilerin amacına yönelik olarak 1908 yılında ilan edilen II. meşrutiyetle birlikte ortaya çıkan Osmanlı vatandaşı oluşturma amacıyla “Malumat-ı Medeniye” dersi müfredata konmuştur. Osmanlıdan sonra kurulan Türkiye Cumhuriyeti ülkenin hızla kalkınması için gerekli özveriye sahip vatandaşlar yetiştirmeyi amaçlamış ve 1927 yılı programının amaçlarında da iyi vatandaşlar yetiştirmeyi amaçladığını belirtmiştir (MEB, 1927). 1936 ve 1948 programlarında da sosyal bilgiler konu içeriklerinin olduğu tarih, coğrafya ve yurt bilgisi dersleri mevcuttur. 1962 yılında yapılan program taslağında sosyal bilgilerin disiplinler arası yapısına benzer şekilde tarih coğrafya ve yurt bilgisi dersleri toplum ve ülke incelemeleri dersinde birleştirilmiştir. Bu dersle ilgili olarak ders kitapları çıkarılmamış, öğretmenler bu dersi ellerinde bulunan tarih, coğrafya ve vatandaşlık bilgisi kaynaklarından yararlanarak işlemişlerdir (Kan, 2010).

Sosyal bilgiler dersi dünyada görülen gelişmelerin de etkisiyle Türkiye’de 1968 yılında yayınlanan ilkokul programı ile okul müfredatındaki yerini almıştır (Güngördü, 2002; Gökkaya, 2003; Öztürk ve Otluoğlu, 2005; Sönmez, 2005; Tay, 2011). Yayınlanan bu programda sosyal bilim disiplinleri olan tarih, coğrafya ve ayrı bir ders olarak verilen yurttaşlık bilgisi dersleri birleştirilmiştir. Programın 1968 yılında bütün ilkokullarda okutulmasına başlanmış, 1975 yılından sonra da bütün ortaokul müfredatında yer almıştır (Günden, 1995).

1968 programı 1977 yılında tekrar gözden geçirilmiş, eski programda yer alan bazı amaçlar yeni programa aktarılırken, bazı amaçlar güncellenmiş, bazıları da çıkarılarak programa yeni amaçlar eklenmiştir. 1977 programı da aynı şekilde 1990-1991 eğitim döneminde güncellendikten sonra yenilenerek okul müfredatındaki yerini almıştır (Günden, 1995; Nalçacı, 2001). 1985 yılında sosyal bilgiler dersi

(30)

müfredattan kaldırılmıştır. 1985-86 eğitim öğretim yılıyla birlikte sosyal bilgilerin içerdiği bilimlerden tarih “Milli Tarih”, coğrafya “Milli Coğrafya” ve vatandaşlık “Vatandaşlık Bilgileri” adlarıyla üç derse bölünmüştür (Kan, 2010).

1997 yılında kesintisiz sekiz yıllık eğitim zorunluluğu getirilmiş ve 1998 yılında 4., 5., 6. ve 7. sınıfları kapsayan sosyal bilgiler dersinin yeni programı kabul edilmiştir. 1998 yılında kabul edilen program ders içeriğinde küresel konulardan ziyade tarih, coğrafya ve vatandaşlık bilgisi derslerinin ağırlık kazandığı bir yapıda oluşmuştur; örneğin nüfusun artışı, doğal kaynak kullanımı, afetler gibi konular programda yer almamıştır (Kan, 2010). 1998 yılında sosyal bilgilerin 4., 5., 6., ve 7. sınıflarda tekrar okutulması kararı bu dersi verebilecek öğretmen yetiştirilmesi konusunda bir takım çalışmalara ön ayak olmuş, eğitim fakültelerinin yeniden yapılandırılması ve eğitim fakültelerinde sosyal bilgiler öğretmenliği programlarının açılmasını hızlandırmıştır. 1998 programı 2000 yılında tekrar gözden geçirilerek yapılan yeni düzenlemelerle pilot okullarda uygulamaya konulmuştur (Öztürk ve Otluoğlu, 2002; Tebliğler Dergisi, 1998). 2004-2005 yılına gelindiğinde zamanın ihtiyaçları, gelişen teknolojiyle birlikte dünyadaki sosyal bilgiler anlayışına uygun olarak 4. ve 5. sınıflar için pilot okullarda ve 6. ve 7. sınıflar için de 2005-2006 eğitim öğretim yılında yürürlüğe giren yeni bir program hazırlanmıştır. Bu program, yapılandırmacı yaklaşımı temel alarak öğrenciyi merkeze koyan bir anlayışa sahip olmasıyla önceki programlardan farklıdır (Kaymakcı, 2009).

2005 yılı sosyal bilgiler dersi öğretim programının vizyonu, “21. yüzyılın çağdaş, Atatürk İlke ve İnkılaplarını benimsemiş, Türk tarihini ve kültürünü kavramış, temel demokratik değerlerle donanmış ve insan haklarına saygılı, yaşadığı çevreye duyarlı, bilgiyi deneyimlerine göre yorumlayıp sosyal ve kültürel bağlam içinde oluşturan, kullanan ve düzenleyen (eleştirel düşünen, yaratıcı ve doğru karar veren), sosyal katılım becerileri gelişmiş, sosyal bilimcilerin bilimsel bilgiyi üretirken kullandıkları yöntemleri kazanmış, sosyal yaşamda etkin, üretken, haklarını ve sorumluluklarını bilen, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını yetiştirmektir” olarak açıklanmıştır (MEB, 2005a).

(31)

2017 yılında taslak olarak hazırlanan ve 2018 yılında uygulamaya konan yeni sosyal bilgiler öğretim programı da 2005 yılında hazırlanan programın yaklaşımına göre öğrenci merkezli, tematik ve toplu öğretim yaklaşımı benimsenerek düzenlenmiştir (Tay, 2017). Kısaca, Türkiye’de hazırlanan ve zamanın şartlarına ve ihtiyaçlarına göre gelişen bir ilk ve ortaöğretim dersi olan sosyal bilgiler öğretim programı dünyadaki gelişmeler dikkate alınarak şekillendirilmiştir. 2018 yılında uygulamaya konulan yeni programın içeriğinin ve yapısının önceki programlara göre sosyal bilgiler disiplinlerini daha iyi yansıttığı söylenebilir.

2.1.2. Sosyal Bilgiler Programının Yapısı

Öğretim programları okullarda verilen eğitimin amaçlarını, yöntemlerini, bu eğitimle neden, nasıl ve ne şekilde yapılacağını açıklayan rehberlerdir (Daşcıoğlu ve Şimşek, 2014). Genel olarak vatandaşlık ve toplum eğitimi olan sosyal bilgiler dersi programları 1962, 1968, 1998, 2005 ve son olarak da 2018 yıllında hazırlanmıştır. Değişim ve gelişimlerle birlikte güncellenen sosyal bilgiler programı son köklü değişikliği 2005 programıyla birlikte almıştır. Önceki programlardan farklı olarak 2005 sosyal bilgiler dersi öğretim programında Türk milli eğitimin amaçları, sosyal bilgiler dersinin genel amaçları, sosyal bilgilerin yaklaşımı ve vizyonu belirtilmiş, daha önceki programlarda yer almayan ve konuları tematik olarak disiplinler arası bir anlayışla birbirinin üzerine örtük olarak sunan öğrenme alanları, derste verilecek kavram, değer, beceri boyutları, sınıflar düzeyinde ve hangi öğrenme alanında kazandırılmak istendiği belirlenmiş kazanımlar, Atatürkçülük konuları, bu konuların, kavramların, becerilerin ve değerlerin öğrencilere verilmesinde kullanılabilecek bazı yöntem ve teknikler ile dersin değerlendirilmesinde kullanılabilecek ölçme-değerlendirme öğelerine yer verilmiştir (MEB, 2005a).

2017 yılında taslak olarak hazırlan ve 2018 yılında uygulamaya konulan sosyal bilgiler dersi öğretim programının içeriğini ise programın temel felsefesi, sosyal bilgiler dersinin genel amaçları, programla öğrencilere verilmek istenen temel beceriler, değerler, kazanımlar, programın ölçme değerlendirme yaklaşımı ve programın uygulamasında dikkat edilecek unsurlar sıralanmıştır (MEB, 2018). 2005 sosyal bilgiler dersi öğretim programı yapılandırmacılık anlayışıyla kurulmuş olup,

(32)

programın amaçları ve hedefleri bu anlayışa göre oluşturulmuştur. Program ayrıca öğrenciyi ön plana çıkararak merkeze alması bakımından önemlidir (Daşcıoğlu ve Şimşek, 2014).

2005 yılı öncesi sosyal bilgiler dersi öğretim programlarında beceri, değer ve kavram boyutları programda açıkça ifade edilmezken 2005 yılı programıyla birlikte gelen yeniliklerden birisi de program yoluyla kazandırılmak istenen beceri, değer ve kazanımlar öğrenme alanları boyutlarıyla birlikte verilmiştir. 2018 sosyal bilgiler ders programının da yapı bakımından 2005 sosyal bilgiler programının temel anlayışı ile oluşturulduğunu söylemek yanlış olmaz (Çoban ve Akşit, 2018). 2005 programı temel alınarak hazırlanan 2018 programında beceri, değer ve kavram boyutları açıkça ifade edilmiştir. 2005 programıyla birlikte bilgi aktarımının yerini programa eklenen beceri, kavram ve değer aktarımının önem kazandığını söylemek mümkündür. Böylece ders kitaplarındaki ünitelerin de sosyal bilgiler programına dayandırılarak hazırlanması sonucu öğrenme alanlarına dayalı olarak hazırlamış ve her bir öğrenme alanı için öğretilecek değer, beceri ve kavramlar bu öğrenme alanı çerçevesinde şekillendirilmiştir. 2005 sosyal bilgiler öğretim programında öğrenme alanı ifadesinin tanımı “birbiri ile ilişkili bilgi, beceri ve değerlerin bir bütün olarak görülebildiği, öğrenmeyi organize eden disiplinler arası bir yapıdır” şeklinde yapılmıştır (MEB, 2005a).

2005 sosyal bilgiler dersi öğretim programında 4-5. sınıf düzeyinde dokuz; 6-7. sınıf düzeyinde ise sekiz öğrenme alanına yer verilmiştir. Bu öğrenme alanları birey ve toplum, kültür ve miras, insanlar yerler ve çevreler, üretim dağıtım ve tüketim, zaman süreklilik ve değişim, bilim teknoloji ve toplum, gruplar kurumlar ve sosyal örgütler, güç yönetim ve toplum ile küresel bağlantılardır. Gruplar, kurumlar ve sosyal örgütler öğrenme alanı sadece 4-5. sınıf düzeyinde yer almaktadır (MEB, 2005a). 2018 yılında hazırlanan sosyal bilgiler öğretim programında 4.-7. sınıf düzeylerinde yer alan toplan yedi adet öğrenme alanı vardır. 2018 yılı programında yer alan öğrenme alanları; birey ve toplum, kültür ve miras, insanlar yerler ve çevreler, üretim dağıtım ve tüketim, bilim teknoloji ve toplum, küresel bağlantılar ile etkin vatandaşlıktır (MEB, 2018). 2005 programında öğrenme alanlarından biri olan zaman, süreklilik ve değişim 2018 programında öğretim programının

(33)

uygulanmasında dikkat edilecek hususlar başlığı altında verilmiş ve kazanımların gerçekleştirilmesinde sosyal bilgilerin bir temel ilkesi olarak dikkat edilmesi gerektiği vurgulanmıştır.

Kavramlar; eşyaları, olayları, insanları ve düşünceleri birbirlerine benzerlik açısından grupladığımızda bu gruplara verdiğimiz adlardır (MEB, 2006). Sosyal bilgiler dersinin disiplinler arası yapısı dolayısıyla içinde barındırdığı birçok sosyal bilim disiplininin kendilerine özgü kavramları mevcuttur. Bu kavramlarla öğretilmek istenenler öğrencilerin doğru genellemeler ve çıkarımlar yapmasına olanak sağlayarak daha kolay öğrenilebilmesini sağlar. 2005 sosyal bilgiler öğretim programında kazandırılması hedeflenen kavramlar 4-5. sınıf düzeylerinde 121; 6-7. sınıf düzeylerinde ise 131 adettir. 2018 yılında hazırlanan sosyal bilgiler öğretim programında programın uygulamasında dikkat edilecek hususlarda programda kavram öğretiminin önemli olduğu ve kavram öğretiminde farklı kavram öğrenme tekniklerinin kullanılmasının gerekliliği, anlam ve kavram kargaşalarının önlenmesine vurgu yapılmışsa da kazandırılmak istenen temel kavramlar listelenmemiştir (MEB, 2018). Bilgi ve eylemin bütünleştiği sistematik bir sürecin ürünü olarak tanımlanan beceri 2005 programında açıklanırken daha önceki programlarda yer alan programların amaçlarının öğrencinin bilgi edinmesi iken bu programla birlikte bilgi edinmenin ötesinde öğrencinin bu bilgiyi kullanabilmesinin önemimin arttığı vurgulanmıştır. Hazırlanan programdaki beceri boyutunun ön plana çıkmasının nedeninin öğrencilere kazandırılan bilgilerin öğrenci tarafından uygulamaya konularak bu bilgileri günlük hayatlarında ya da eğitimin hedefleri doğrultusunda kullanmasının önemi olduğunu söylemek yanlış olmaz (Çoban ve Akşit, 2018).

2005 yılı sosyal bilgiler programında mekânı algılama, zaman ve kronolojiyi algılama, değişim ve sürekliliği algılama, sosyal katılım, empati, eleştirel düşünme becerisi, yaratıcı düşünme becerisi, problem çözme becerisi, karar verme becerisi, iletişim becerisi, araştırma becerisi, bilgi teknolojilerini kullanma becerisi, girişimcilik becerisi, Türkçeyi doğru, güzel ve etkili kullanma becerisi, gözlem becerisi olmak üzere toplam on dört beceriye yer verilmiştir (MEB, 2006). 2018 yılı öğretim programında ise yirmi yedi beceri yer alır. Bu beceriler; araştırma, çevre

(34)

okuryazarlığı, değişim ve sürekliliği algılama, dijital okuryazarlık, eleştirel düşünme, empati, finansal okuryazarlık, girişimcilik, gözlem, harita okuryazarlığı, hukuk okuryazarlığı, iletişim, iş birliği, kalıp yargı ve önyargıyı fark etme, kanıt kullanma, karar verme, konum analizi, medya okuryazarlığı, mekânı algılama, öz denetim, politik okuryazarlık, problem çözme, sosyal katılım, tablo, grafik ve diyagram çizme ve yorumlama, Türkçeyi doğru, güzel ve etkili kullanma, yenilikçi düşünme, zaman ve kronolojiyi algılama becerileridir (MEB, 2018).

Değerler, toplumun ya da herhangi bir sosyal grubun varlıklarını devam ettirerek mevcut düzeni korumak ve devamlılığını sağlamak amacıyla o toplumda yaşayan fertlerin çoğu tarafından kabul gören ortak düşünce ya da temel ahlaki ilkeler olarak tanımlanabilir. Değerlerin toplumu oluşturan bireyler arasında birleştirici olma, ortak duygu ve heyecan yaratma ve bireyleri iyiliğe yönelttiği kabul edilir. 2005 sosyal bilgiler programına kadar değerler programda açıkça ifade edilmemişken, 2005 yılı programında listelenmiştir. 2005 programında aile birliğine önem verme, adil olma, bağımsızlık, barış, eşitlik, özgürlük, bilimsellik, farklılıklara saygı, çalışkanlık, dayanışma, duyarlılık, dürüstlük, estetik, hoşgörü, misafirperverlik, sağlıklı olmaya önem verme, saygı, sevgi, sorumluluk, temizlik, vatanseverlik, yardımseverlik olmak üzere toplam yirmi değer mevcuttur (MEB, 2006). 2018 yılı öğretim programında ise toplam 18 değer yer almaktadır. 2018 programında yer alan 18 değerden 15 değer 2005 programında olduğu gibi yeni programa aktarılmıştır. 2005 programında yer alan “adil olma” değeri yerine “adalet” değeri gelmiştir. Ayrıca 2005 programında yer alan “hoşgörü, misafirperverlik, sağlıklı olmaya önem verme ve temizlik” değerlerinin yeni programda yer almadığı görülmektedir. Eşitlik ve tasarruf değerleri de 2018 programında olan değerlerdir (MEB, 2018).

Davranışçı yaklaşımın etkisiyle Cumhuriyetin ilk programlarından günümüze kadar hazırlanan ders programlarında bu programlar yoluyla kazandırılmak istenen bilgiler “hedef davranışlar” olarak adlandırılmıştır. 2005 ve 2018 programıyla birlikte davranışçı yaklaşım yerine benimsenen yapılandırmacılık yaklaşımının etkisiyle hedef davranışlar kazanım olarak adlandırılarak programlarda sunulmuştur. Programda öğrenciye öğretilmek istenen içeriğin ne şekilde ve düzeyde olacağını ifade eden cümleler “kazanım” olarak adlandırılabilir. 2005 sosyal bilgiler dersi

(35)

öğretim programında 4. sınıflarda 46, 5. sınıflarda 46, 6. sınıflarda 43 ve 7. sınıflarda 39 olmak üzere toplam 174 kazanım bulunmaktadır. 2018 programında 4. sınıflarda 34, 5. sınıflarda 34, 6. sınıflarda 35 ve 7. sınıflarda 33 kazanım vardır. 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’na göre Atatürkçülükle ilgili konuların programlara eklenmesi yasal bir sorumluluk olduğu için bu konu 2005 yılı sosyal bilgiler programında “Atatürkçülükle ilgili konular ve açıklamalar” başlığı altında ayrıca yer alır (MEB, 2005a; MEB, 2005b). 2018 öğretim programında Atatürkçülük konularına ayrıca bir başlık altında yer verilmemiştir. Bunun yerine Atatürk/Atatürkçülük konularına, sosyal bilgilerin özel amaçlarında ve kazanımda yer verilmiştir (MEB, 2018).

Değişen dünya şartlarıyla öğretim programlarında güncellemeler zaman zaman yapılmaktadır. 2017 yılında taslak olarak hazırlanarak 2018 yılında uygulamaya konulan programın temel anlayışı ve yaklaşımı bakımından 2005 programı ile benzerlik gösterdiği, 2018 programında açıkça listelenmeyen kavramlar hariç, beceri ve kazanımların güncellenerek programa dâhil edildiği söylenebilir. Programlarda öğrenciyi ön plana çıkaran, öğretmeni öğrenciye yol gösterici bir rehber olarak rol biçen, bilgi ezberciliği yerine becerileri öne çıkaran, sosyal bilim disiplinlerini daha etkin bir anlayışla birbirleri içine harmanlayarak veren bir program olduğu söylenebilir.

2.2.Vatandaşlık ve Vatandaşlık Eğitimi

Vatandaşlık eğitimi vatandaşlık kavramıyla birlikte ortaya çıkan vatandaşlığın bir boyutudur. Vatandaşlık kelimesine bakıldığında köken itibariyle vatan kelimesinden türediği görülmektedir. Sözlükte vatan kelimesi bir kimsenin doğup büyüdüğü ve kendisini ait hissettiği yer olarak geçmektedir (Yılmaz, 2003). Hukuki anlamda “vatandaş” (yurttaş), “bir devlet ülkesinde yaşayan ve o devlete hukuki ve siyasi yoldan bağlı olan gerçek kişi” demektir. “Vatandaşlık” ise, gerçek kişileri devlete bağlayan siyasi ve hukuksal bağ” anlamına gelir (Abay, 1982). Diğer bir tanıma göre vatandaşlık devletin, tek yanlı iradesiyle koşullarını ve hükümlerini belirlediği bir hukuksal statüyü gerçekleştiren, kişilerle arasında kurduğu bir hukuksal bağdır (Uluocak,1984).

(36)

İnsanlığın ilk toplu yerleşim yerlerini kurmasıyla başlayan birlikte yaşama ve iş bölümü vatandaşlığın da temellerini atmıştır. Birlikte yaşamak, iş bölümü yapmak hem insanların hayatlarını kolaylaştırmış hem de insanlara güvenlik içerisinde yaşamalarını sağlamıştır. Bir arada yaşayan insanlar birlikte yaşamanın ortaya çıkardığı hak ve yükümlülükler zaman içerisinde bireylerin topluma ve toplumun da bireylere yüklediği bir takım ödevler doğurmuştur. İlkel devletlerin kurulması ve yönetimlerin oluşmaya başlamasıyla birlikte şekillenen vatandaşlık kavramı dönemin ihtiyaçlarına göre yeniden tanımlanmıştır. Toplum kültürünün ortaya çıkmasıyla vatandaşlık hak ve yükümlülükleri önce sözlü kültüre yazının bulunmasıyla da yazılı tabletlere geçmiştir. Örneğin sınırlı bir yurttaşlık anlayışının olduğu Antik Yunan’daki yurttaşlık anlayışına baktığımızda “yurttaşı bütün ötekilerden etkinlikle ayıran “Yargı’ya ve Yetke’ye” katılması, yani yasal, siyasal ve yönetsel görevler alması” ve yaşamış olduğu toplum içerisinde üzerine düşen görevi en iyi şekilde yapandır şeklinde nitelemektedir (Aristoteles, 2014c; Akt. Gök, 2015).

Vatandaşlık tarihsel bir çerçeveden incelendiğinde, 1789 İnsan Hakları ve Yurttaşlık Bildirgesi’nde vatandaşlığın sosyal ve siyasal boyutlarından bahsedilmektedir. Marshall’a göre bir toplumda vatandaşlıktan söz edebilmek için, toplumdaki herkesin eşit olması gerekmektedir. Eşitlik, bireyin toplumun tam üyesi olması durumudur ve topluma tam üye olan bireylerin hepsi haklar ve görevler bakımından eşittir (Marshall, 1964). Marshall (1964), Class, Citizenship and Social Development (Sınıf, Vatandaşlık ve Sosyal Gelişim) adlı çalışmasında vatandaşlığı medeni, siyasi ve sosyal haklar çerçevesinde değerlendirmiştir (Esendemir, 2008). Sivil yani medeni haklar kişinin düşünce özgürlüğü, mülk edinme, yaşama haklarını ifade ederken siyasal haklar kişinin devlet üyeliği ve kimliğini oluşturur (Sarıbay, 1992; Akt. Nalbant, 2014).

Ekonomik küreselleşme, teknoloji ve iletişimdeki gelişmeler, nüfus artışı ve hareketleri ile çevre sorunlarının arttığı 21. yüzyılda, vatandaşlık kavramı ulus devlet döneminden daha farklı tanımlanmaya başlanmıştır (Lawson, 2001). Bu gelişmeler içerisinde küreselleşmenin vatandaşlık kavramının yeniden tanımlanmasında en büyük etken olduğu söylenebilir. Küreselleşme tüm toplumsal yaşamı derinden etkilediği gibi vatandaşlık anlayışı ve uygulamasını da değiştirmiştir (Gündüz ve

(37)

Gündüz, 2002). Küreselleşme bir ülke içerisinde farklı kültürel ve etnik kökenlere sahip olan insanların yerleşip yaşama sürecini hızlandıran önemli bir etken olmuştur. Böylece, vatandaşlık kavramı, etnik kökenden olmanın ya da sadece bir ülkede doğup yaşamanın ötesinde, içinde yaşanılan topluma katılma olarak algılanmaya başlanmıştır (Torney Purta ve Vermeer, 2004).

Küreselleşme ile birlikte bireyler kültürlerin ve dinlerin çatışması, küresel ekonomi ve rekabet içerisinde var olma çabası ve ulusal bağımsızlığı koruma gibi karmaşık, yerel, ulusal ve uluslararası sorunlarla karşı karşıya kalmışlardır. Bu durum, vatandaşlık eğitiminin giderek önemini arttırmıştır (NCSS, 2002; Akt: Balbağ ve Türkcan, 2017). Bu gibi sebeplerden dolayı, vatandaşlık eğitimi, devletlerin en temel görevlerinden biri haline gelmiştir. Bir devletin etkili vatandaşlara sahip olabilmesi için bütün kurumlarının aynı amaç için çalışması ve tüm vatandaşların da bu konuda bilinçli olması gerekir. Bu nedenle, 21. yüzyılda vatandaşlık eğitiminde okullara önemli görev ve sorumluluklar düşmekle birlikte vatandaşlık eğitiminin yalnızca okulla sınırlı tutulmadığı, geliştirilen devlet politikaları, hazırlanan sosyal içerikli projeler, düzenlenen programlar, sosyal medya, yazılı ve görsel basın yoluyla her alanda gerçekleştiği söylenebilir.

2.2.1.Vatandaşlık Eğitiminin Tarihsel Süreci

Vatandaşlığın tarihsel olarak geçirdiği evrelere bakıldığında vatandaşlığın kavram olarak yunan şehir devletlerinde görüldüğü, modern anlamdaki ilk vatandaşlık modelinin ise Fransız devrimiyle birlikte ortaya çıktığını söylemek mümkündür (Nalbant, 2014). Vatandaş, yurttaş; Latince “civis” ve yunanca “polites” köklerinden gelmekte olup en basit anlamıyla bir siyasi topluluğun üyesi, parçası olarak tanımlanmıştır. Sarıbay (1992), eski yunanda bir devlete vatandaş olarak katılma hakkının anne veya babasının mensubu olduğu şehirlerde yaşamaya devam etmek olduğunu yani doğuştan gelen bir hak olarak tanındığını söylemektedir. Bu J.J.Rousseau’nun vatandaşlık tanımını da etkilemiştir. Çünkü J.J.Rousseau’ya göre vatandaş olmanın belirleyici özelliği bütünün bir parçası olarak var olmaktır. Fransız Devrimi’yle birlikte gelen vatandaşlık anlayışı, Yunan şehir devletlerinden farklı olarak özgür, özerk ve aktif olarak, yürürlükteki demokrasinin derecesini

Şekil

Şekil 1. Mekânsal vatandaşlık aşamaları
Şekil 2. Coğrafi bilgi sitemlerinin işleyişi
Tablo 4.1 Katılımcıların Demografik Özellikleri
Tablo 4.2. Öğretmenlerin mekâna ilişkin cevapları
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

SOSYAL BİLGİLER DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI’NIN ÖZEL AMAÇLARI9. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak vatanını ve milletini seven, haklarını bilen ve kullanan,

Bu öğrenme alanı işlenirken estetik ve kültürel mirasa duyarlılık gibi değerlerle Türkçeyi doğru, güzel ve etkili kullanma ile araştırma gibi becerilerin de

Etkili ve sorumlu Türk vatandaşı yetiştirmek amacıyla tasarlanmış Sosyal Bilgiler üniteleri; tarih, coğrafya, ekonomi, sosyoloji, antropoloji, psikoloji, felsefe, siyaset bilimi

yüzyılın çağdaş, Atatürk ilkeleri ve inkılâplarını benimsemiş, Türk tarihini ve kültürünü kavramış, temel demokratik değerlerle donanmış ve insan haklarına saygılı,

2005 SBÖP 4.sınıfta toplam 46 kazanım ve 9 öğrenme alanı yer almaktadır (Zaman, Değişim ve Süreklilik öğrenme alanı, diğer tüm öğrenme alanı ile

Muson iklimiyle ilgili verilen metinde su ihtiyacı fazla olan ürünlerin yetiştirilmesi, iklimden dolayı ağacın fazla olması orman ve orman ürünlerine dayalı

Leyle Hanım 40 derece doğu meridyeninde yer aldığına göre oğlu İsmail annesinden 40 derece daha doğuda yer aldığına göre İsmail 80 doğu meridyenin de yer almaktadır..

10.Köktürk yazıtlarındaki bilgiden “milleti diriltip besledim” kısmından sosyal devlet anlayışı benimsendiği; “Fakir milleti zengin kıldım” kısmıyla