• Sonuç bulunamadı

Yurttaş Merkezli Modellerin Dijital Uygulamalara Yaklaşımları

II. BÖLÜM: DEMOKRASİ KAVRAMI ve DEMOKRASİNİN DÖNÜŞÜMÜ

2.7. Demokrasi Kuramları ve Dijital Uygulamalara Yaklaşımları

2.7.2. Yurttaş Merkezli Modellerin Dijital Uygulamalara Yaklaşımları

Burada ele alınacak olan dört demokrasi modeli tamamen farklı bir stratejik yönelimdedir. Bu demokrasi modelleri hükümet/devlet merkezli değil sivil toplum merkezli nedenlere dayanmaktadır. Bu modelin destekçilerinin amacı siyasetin sosyalizasyonudur. Buradaki vurgu bireysel yurttaşların ve sosyal organizasyonların daha önemli bir rolü olduğunu üzerinedir. İnternet gibi bilgisayar ağlarının görüş oluşturma özelliği aracılığı ile politikaları etkilemesi ve hatta siyasi kurumları bypass etmesi ya da kendi siyasi ilişkileri ile değiştirmesi kolaylaştıracaktır. Daha önceki ilk görüşte siyasi kurumların politikaları ya da tutumları genellikle politikacılar ve yöneticiler tarafından oluşturulurken, bu alternatif model ise görece yüksek eğitimli ve politik olarak motive edilmiş bireysel yurttaşlar ile pek çok sosyal organizasyon tarafından savunulmaktadır (van Dijk, 2013).

Bu başlık altında incelenecek olan plebisiter demokrasi modeline göre siyasi kararlar, plebisitler veya referandumlar aracılığı ile verilir. Burada asıl önemli olan temsili demokrasi yerine doğrudan demokrasinin tercih edilmesidir. “A.B.D. Başkan adayı Ross Perot’un ortaya attığı “Elektronic Townhall” ile halktan doğrudan gelen önemli sorunların neler olduğunun aktarılması ve hükümet süreçlerinin üstesinden gelinerek; ulusal halk oylamalarının önündeki bütün engellerin aşılabilmesi politikacıların işini daha önce hiç görülmediği kadar kolaylaşmıştır. Plebisiter demokrasilerde yargı ve eğitim düzenlenip garanti altına alınmadıkça bütün taraflar seslerini duyurabilmek için eşit şansa sahip olsa da halk oylamaları anlık siyasi tutkular ve demagojik retorikler tarafından sonuçlandırılabilir” (Morrisett, 2003:26).

Halk oylamaları büyük sayısal çoğunluklar dikkate alındığında yurttaşların ulusal politikalara dahil edebilmesi amacıyla yapılmaktadır. Halk oylamalarında potansiyel olarak bütün yurttaşların katılabilmesi, kamusal kararlarda siyasal eylemler için yetki kullanmaları önemlidir. Bu anlamda doğrudan ya da katılımcı demokrasinin bir şekli olan plebisiter demokraside yurttaşlar, referandum ya da halk oylamasıyla siyasal sürece katılırken liderlerin manipülasyonlarına da açık hale gelmektedir. Günümüzdeki uygulamalarda da görüldüğü üzere özellikle katılım açısından plebisiter demokrasiye olan eğilimler teknolojik uygulamaları ilerletmektedir.

148

Bilgisayar ağları tarafından sunulan bu tür fırsatlar, elektronik anketleri ve referandumları kolaylaştırmış, çevrimiçi tartışmaların yapılabilmesi bu modeli savunanlar için oldukça cazip bir olanak haline gelmiştir. Bu tür kullanımlar günümüzde oldukça yaygın bir hale gelmiştir. Gündemi elinde tutma ve liderleri seçme gibi doğrudan demokrasinin bir formu olarak plebisitler, siyasi kişiler ve münferit konulardaki seçimler için oldukça memnuniyetle karşılanmıştır (van Dijk, 2013).

Bir diğer alternatif model olan çoğulcu demokraside toplumsal organizasyonlar arasında ve içinde görüş formasyonu vurgulanmıştır. Çoğunluk ilkesi, bilindiği üzere ortak kararların alınması ile ilgili temel bir kurumdur. Hatta bazıları demokrasinin çoğunluğun egemenliği ilkesiyle tanımlanmasının yeterli olacağını bile -yanlış olarak- düşünmektedir. Çoğunluk kuralının yüksek değerde olduğu son derece kuşkuludur, çünkü çoğunluklar kural olarak istikrarsız, yanılabilir ve yanıltılabilirdirler (Schmidt, 2002:189). Demokrasi çoğunluğun isteği demek değildir azınlığın haklarının da savunulması gerekmektedir.

Çoğulculuğun en önemli değeri medyadaki sosyal ve politik tartışmalardır. Doğrudan ve temsili demokrasinin bir kombinasyonu, sadece politikacılar değil aynı zamanda toplumsal organizasyonlar için de bir temsil deneyimidir. Dijital medya aralarında çevrimiçi tartışmalardan kamu müzakerelerine kadar pek çok fırsat sunmaktadır. Müzakereci demokrasi de yine aynı şekilde bu görüştedir ve özgür, açık müzakere söylemine dikkat çeker (van Dijk, 2013).

Beşinci model katılımcı demokrasidir. Bu modelin destekçileri aktif yurttaşlığı cesaretlendirir ve siyasetin sosyalizasyonunu destekler. “Katılımcı demokrasi kuramının yurttaş modeli ya ortalama yurttaşın daha fazla ve katılıma daha yetenekli olduğunu ya da onun, iradenin oluşum süreci ile ilgili örgütler aracılığıyla ehliyetli kılındığını vurgular. Vatandaşlar sosyal etkileşim sanatında ‘biz’ -düşünme tarzının gereklerini ‘ben’- düşünme tarzından ayırma konusunda eğitimli ve yeteneklidirler” (Schmidt, 2002:168).

149

Katılımcı demokrasi, temsili ve doğrudan demokrasinin belirli bir kombinasyonuna ve siyasal ilişkiler hakkındaki muhtemel görüşlerin formasyonundaki genişliğe dikkat çeker. Bu kuramda demokrasinin en önemli araçları kamu müzakereleri, kamu eğitimi ve genel olarak yurttaş katılımıdır. Dijital medya bu araçlara ulaşmada hayati bir öneme ve olumlu bir role sahiptir.

Demokrasi üzerine son model internet topluluklarının öncüleri arasında baskın bir role sahip görünmektedir. Liberter modelin çoğulcu ve plebisiteryan modellerle sanal toplulukların inşası, çevrimiçi anketler ve müzakereler gibi pek çok açıdan ilgili olduğu beyan edilmiştir. Böylece hem kanaat oluşturma hem de karar oluşturmaya katkıda bulunurlar. Otonomi politikaları, kendi topluluklarını kullanan yurttaşlar tarafından genel olarak bilgisayar ağlarının yatay iletişim olanakları yoluyla siyasi kurumları baskılayabilir ki bu da liberal görüşün belirgin karakterinden biridir. Kullanıcı tabanlı içerik ve web 2.0 araçları da bunu oldukça desteklemektedir (van Dijk, 2013).

Enformasyona dijital ortam aracılığı ile erişilmesi sonucu, yurttaşlar ve devlet kurum ve kuruluşları arasında ortaya çıkan karşılıklı etkileşim, var olan yönetim biçimlerinin dönüşmesini sağlamıştır. Bu dönüşüm dijital demokrasi pratiklerine dayanan yeni bir demokratik düzeni oluşturmaya başlamıştır. Merkezi yönetim anlayışı giderek kendisini merkezi olmayan, yurttaş katılımına önem veren bir yapıya bırakmaktadır. Aşağıda yer alan üçüncü bölümde yeni medyanın demokrasi üzerindeki etkileri, katılımcı demokrasiye sunduğu imkanlar açısından ele alınarak değerlendirilmiştir.

150