• Sonuç bulunamadı

2. ALANYAZIN İNCELEMESİ VE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR

2.2. İLGİLİ ARAŞTIRMALAR

2.2.2. Yurt Dışında Yapılmış Araştırmalar

Ishiyama, Mcclure, Hart ve Amico (1999) “Eleştirel Düşünme Becerisi ve İçsel Kontrol Odağı ile Öğretim Stratejilerini Tercih Etme Sebepleri Arasındaki İlişkinin Değerlendirilmesi” isimli çalışmasında; önceki araştırmalardan farklı olarak öğretim stratejileri ve eleştirel düşünme becerisi arasındaki ilişkiyi belirlemeye çalışmıştır. İlk olarak alanyazında farklı öğretim stratejilerinin öğrencilerin eleştirel düşünme becerilerini etkileme durumuna ilişkin araştırmalar incelenmiş, daha sonra öğrencilerin öğretim stratejilerini değerlendirirken cinsiyet, okulda bulunma süresi ve içsel kontrol odağının eleştirel düşünme becerisi üzerindeki etkisi incelenmiştir. Literatür araştırması ile birlikte California Eleştirel Düşünme Eğilimi Ölçeği (The California Critical Thinking Disposition Inventory)’nin veri toplama aracı olarak kullanıldığı araştırmada küçük grup çalışmalarıyla öğretimin tercih edildiği öğretim stratejilerinin eleştirel düşünme eğilimini geliştireceği varsayılmıştır. Araştırmada örneklem politik bilimlerde okuyan 66 üniversite öğrencisinden oluşmaktadır. Araştırma sonucunda küçük grup çalışmalarını gerekli kılan öğretim stratejilerinin eleştirel düşünmeyi geliştirdiği bulunmuştur.

French (2001) “Öğretmen Merkezli Öğrenmeden Öğrenci Merkezli Öğrenmeye Geçişte Öğretim Stratejileri: Devlet Üniversitesinde Yapılmış Bir Araştırma” isimli doktora tezi çalışmasında; bir devlet üniversitesinin, bir fakültesinde öğretmen merkezli öğretim programları uygulanırken kullanılan öğretim stratejileri ile, öğrenci merkezli eğitime geçtikten sonra kullanılan öğretim stratejileri karşılaştırılmış ve fakültede yapılan bu değişimin öğrenme stratejilerindeki değişime etkisine bakılmıştır. Bu karşılaştırma için fakültenin kendi raporlarından yararlanılmış ve bu raporlarda beş yıl önce öğretmen merkezli öğretim stratejilerinin kullanımıyla ilgili bilgiler ve yeni programa göre öğrenci merkezli öğretim stratejileri ile ilgili bilgiler karşılaştırılmıştır. Elde edilen verilerde değişimden önceki ve sonraki verilere bakıldığı zaman; öğrenci merkezli öğretim stratejileri, fakülte gelişim programı, öğrencilerin karakteristik özellikleri ve öğrencilerin sınıf içi beklentileri gibi verilerde dikkate değer farklılıklar olduğu görülmektedir.

Aycock, A., Garnham, C., ve Kaleta, R. (2002) “Hybrid eğitim Projelerinden Öğrenilen Dersler. Bugünün Teknolojisi ile Öğretim” isimli çalışmasında; Wisconsin Üniversitesi’nin kendi bünyesinde düzenlemiş oldukları hybrid kurslarını geliştirmek isteyen fakülteler için, hybrid tasarım ve öğretim hakkında öğrenilen dersleri sağlayan Hybrid Eğitim Projesinde elde edilen önemli gözlemleri rapor etmektedir. Bu doğrultuda fakültenin ilgili proje geliştiricileri eğitmenlere hybrid kurslar oluşturmalarında yardımcı olmakta ve onların bu kursları etkili bir şekilde yürütmeleri için rehberlik yapmaktadırlar. Fakülte yöneticileri de hybrid kursların desteklenmesiyle ilgilenmektedirler. Bu araştırmanın sonucunda yapılan destek ve rehberlikler sayesinde Wiskonsin Üniversitesi’nin fakülteleri tarafından düzenlenen hybrid kursların, öğrencilerin başarılarını önemli derecede artırdığı tespit edilmiştir.

Johnson (2002) “Karma Öğrenme kullanılarak Hazırlanan Bir Dersin Öğretime Yansımaları” isimli çalışmasında, karma öğrenme yöntemiyle işlemiş olduğu bir dersteki tecrübelerini açıklamaktadır. Yazar karma öğrenme yöntemini kullandığı derste öğretmen ve öğrenci arasındaki etkileşimin düşük olduğunu ve öğretmenin öğrencileri etkileme şansının az olduğunu, dersin içeriğinin ulaşılabilecek derecede sınırlı olduğu halde, öğrencilerin dersin içeriğine ve hedeflerine ulaşma derecelerinin çok sağlıklı olmadığını söylemektedir. Bu sorunların ortaya çıkmasından ve karma öğrenmeyle ilgili

bu tür eksiklikleri gördüğünden dolayı bu şekilde bir rapor hazırlamayı istediğini belirten yazar, bu kararı verdikten sonra benzer uygulamaların daha önce yapıldığını fark ettiğini söylemektedir. Kendisinden önce yapılan araştırmalarla, kendi araştırması arasında çok fazla bir farklılık oluşmadığını da ifade etmektedir. Kısacası farklı araştırmacıların aynı konuda daha önce yaptıkları araştırmalarda da benzer sonuçlar ortaya çıkmıştır.

Dun, Harrelson ve Martin (2002) “Üniversite Öğrencilerinin Eleştirel Düşünme Eğilimleri” isimli çalışmalarında spor eğitimi alan üniversite öğrencilerinin eleştirel düşünme eğilimleri araştırmıştır. Ayrıca öğrencilerin demografik ve eğitimsel özellikleri ile eleştirel düşünme eğilimlerinin alt ölçekleri boyutu karşılaştırılmış ve aralarındaki farklılığa bakılmıştır. Araştırmanın örnekleminde 19 ile 29 yaşları arasında 46 erkek ve 45 kız üniversite öğrencisi bulunmaktadır. Araştırmada veri toplama aracı olarak yedi alt bölüm ve 75 sorudan oluşan California Eleştirel Düşünme Eğilimi Ölçeği (The California Critical Thinking Disposition Inventory) kullanılmıştır. Araştırma sonucunda elde edilen bilgiler göstermektedir ki, öğrencilerin eleştirel düşünme eğilimleri orta derecededir. Varyans analizi sonuçlarında alt bölümleri boyutunda farklılıklar çıkmıştır. Korelasyon analizi sonuçlarında ise yaş, cinsiyet, uyruk, programda kayıtlı olma süresi, akademik başarı ortalaması ve tamamladığı ders saati değişkenleri arasında ilişki bulunmuştur. Sonuç olarak spor eğitimi öğrencileri eleştirel düşünmeye eğilimlidirler, ancak bu eğilim diğerlerine nazaran yeterli değildir.

Yeung (2003) “Öğrenmeyi Öğrenmede Cinsiyete Göre Farklılıklar: Hong Kong da bulunan 4. ve 5. Sınıftaki Öğrencilerin Öğrenmeye Eğilimleri ve Motivasyon Hakkında Kendi Görüşleri” isimli çalışmasında; son yıllarda Hong Kong’da yapılan eğitim reformlarının öğrenmeyi öğrenme yaklaşımını vurguladığını, buna bağlı olarak da öğrencilerin kendi kapasitelerini ve öğrenmeyi öğrenme yaklaşımının anlamını merak etmeye başladıklarını söylemektedir. Yazara göre; motivasyon aslında öğrencilerin alışmak zorunda oldukları bir görevdir. Araştırmada onların araştırma yeteneklerini ve öğrenme yeteneklerini geliştirmek için öğrencilere esnek ve bağımsız çalışabilecekleri bir program uygulandı. Bu araştırmayla Hong Kong’da bulunan 4. ve 5. sınıf öğrencilerinin araştırma ve öğrenme becerileri geliştirildi. Araştırma sonucunda cinsiyetlerine ve öğrenim derecelerine göre görüşleri arasında farklılık olup olmadığına

bakıldı. Araştırmanın örneklemine 20 okulda bulunan dördüncü sınıflardan 59 erkek ve 64 kız, beşinci sınıflardan ise 96 erkek ile 97 kız öğrenci alınmıştır. Araştırmada onlara kendi görüşleri sorulmuş; yeterlik ve gayretleri, okulda motivasyona alışma konusundaki performansları, bilgilerini artırmak konusundaki isteklilikleri ve esnek ve bağımsız öğrenme konusundaki görüşleri. Varyans analizi sonucunda hem kız hem de erkeklerin öğrenme yeterlikleri konusunda kendilerini yeterli buldukları görüldü, bilgilerini artırmaya isteklilik konusunda yapılan karşılaştırmada, beşinci sınıfta okuyan kız öğrencilerin görüşlerinin, dördüncü sınıfta okuyan kız ve erkek öğrencilerden yüksek çıktığı bulunmuştur. Sonuç olarak; araştırmaya katılan öğrenciler ülkede yapılan ve öğrenmeyi öğrenmenin vurgulandığı eğitim reformunu desteklemektedir ve bu konuda görüşleri arasında farklılık bulunmamaktadır.

Boyle, T., Bradley, C., Chalk, P., Jones, R., & Pickard, P. (2003). “Karma Öğretim Kullanılarak Öğrenim Programındaki Öğrenci Başarı Oranının Artırılması” isimli projelerinde; öğrenci başarı oranının karma öğretim yöntemini kullanarak artırmayı planlamışlardır. Proje ekibi, karma öğretimde kullanılacak olan yöntemler ve materyaller üzerinde ve ayrıca eğitsel destek ve çevrimiçi kaynaklarda bir miktar değişiklikler yaparak, karma öğretimi geleneksel ve çevrimiçi eğitimin gelişimi içerisinde yeni öğelerin bir karışımı olarak sunmuşlardır. Sonuçlar öğrencilerin programda öğrenci başarı oranının artırıldığını göstermektedir. Karma öğretim için hazırlanmış olan öğretim çevresini kullanan öğrencilerin gelişimi, genellikle karıştırılmış öğretimin öğelerinin yaygın kullanımının olumlu gelişimini işaret etmektedir.

Christensen, T.K. (2003). “Dengeyi Bulma: Karma Öğretimle Yapılan Bir Derste Yapısalcı Pedagoji” isimli çalışmasında; yazar, öğrenim tasarısına girişte bir karma öğretim tasarımını seçme işlemini paylaşmaktadır. Bu işlemde öğrenme ortamında bir karma öğretim modeli kullanabilmek için nelerin yapılması gerektiği açıklanmaktadır. İşlem, eğitim amaçlarını, izleyicileri ve öğrenme hedeflerini değerlendirmeyi içermektedir. Çalışmada iki farklı eğitim denemesi ele alınmış olup, bu denemelerden elde edilen sonuçlar istatistiksel olarak, yüzyüze eğitim örnekleriyle kıyaslanmıştır. Sonuçta, karma öğretimle yapılan denemelerin kişisel olarak gelişime

yansıdığı, fakülte seçeneklerini etkilediği ve gelecek için öneriler elde edildiği görülmüştür.

Cottrell, D.M. & Robinson, R.A. (2003). “Karma Öğretim Modeli İle Bir Muhasebe Eğitimi” isimli çalışmalarında; karma öğretimi kullanarak, fakültede geçen zamanın azaltılması, öğrencilik süresine yeniden odaklanma ve karma öğretimi verilen akademik programa daha fazla öğrenci almanın bir yolu olarak kullanma ihtimaliyle ilgilenmişlerdir. Sonuçta karma öğretim metotlarını tercih eden grubun sınıfta geçen süresinde azalma olduğunu öğrenciler rapor etmişlerdir.

Ausburn (2004) “Karma Öğrenmenin Özelliklerine Göre Yetişkinler İçin Bir Ders Planlamanın Temel İlkeleri” isimli araştırmasında; karma öğrenme yöntemine göre bir dersi hazırlamak için gerekli şartların ve ilkelerin neler olduğunu açıklamaya çalışmıştır. Karma öğrenmeyle bir dersin hazırlanması için gerekli ilkeleri ve şartları belirledikten sonra bunu kendi kendine öğrenme, uzaktan öğrenme ve ilgili diğer bazı öğrenme stratejilerinin ilkeleri ile karşılaştırmıştır. Araştırmasının sonucu göstermiştir ki; yetişkinler özellikle kendi kendine öğrenme ve öğrenmede işbirliğini tercih etmektedirler. Sonuçlar ayrıca öğrenme stratejileri konusundaki tercihler ve önceki deneyimlerine bağlı olarak kendi kendine öğrenme tecrübeleri konusunda cinsiyete göre görüşler arasında farklılık olduğunu göstermektedir.