• Sonuç bulunamadı

2. ALANYAZIN İNCELEMESİ VE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR

2.1. ALANYAZIN İNCELEMESİ

2.1.3.5. Öğretimin Yeni Anlamı

Öğrenme-öğretme etkinliklerinin yeniden düzenlenmesi ancak, bilginin doğasına ilişkin çağdaş yaklaşımların benimsenmesi ile gerçekleşebilir. Bu anlayışta bilgi geçici bir birikimdir. Eğitimin amacı konuları derinliğine öğretmektir. Bilgilenmenin öğrenci ve formal bilim dallarının etkileşimiyle gerçekleştiği kabul edilir. Zekanın tüm

çeşitlerinin geliştirilmesi hedeflenir. Öğretimde yeniden yapılanmanın esasını oluşturan bu kabullenmelerin üzerinde durulacak bazı noktalar şunlardır (Özden, 2000: 9).

Düşünmeyi Öğrenme; Düşünmenin ne anlama geldiği ve nasıl

geliştirilebileceğine ilişkin belli düzeyde kavramsal birikim bulunmaktadır. Ancak, bu birikim insanlığın karşılaştığı sorunları çözmede yeterli olmamıştır. Şimdiye kadar düşünme eğitimi, sınırları belli olmayan, bilinçli ve planlı yapılmayan etkinlikleri kapsamıştır. Düşünme becerisinin kazanılması eğitim süreci içinde kendiliğinden gerçekleşebilecek bir olay gibi görülmüştür. İnsanlığın bundan sonra karşılaşacağı sorunlar bugünküne oranla daha da karmaşık olacağına göre, düşünme eğitiminin bilim ve teknolojinin yeni olanakları ile yeniden ele alınarak insanlığa katkısını artırmak gerekir (Çakmak, 2002: 17). Bunu yapabilmek için de, geleneksel eğitim anlayışına dayalı öğretim programları ve yöntem-teknikleri yeterli olmamaktadır. Özünde öğrencilere düşünmeye sevk edecek, düşünme becerilerini geliştirmelerine yardımcı olacak ve onlara çok yönlü, soyut, eleştirel, yaratıcı, bağımsız, mantıklı ve analitik düşüncenin kazandırılabileceği yaklaşımlar çok önemlidir.

Bilgiyi Kullanma; Bilgiyi öğretmek, öğrenmek veya bilgiyi kullanmak

kavramlarının hepsini ayrı ayrı düşünmek gerekir. Öğrenmek ve öğretmek kavramları birbirine yakın olmakla birlikte, farklı kavramlar olduğu ve çoğu zaman birbirinin yerine kullanılamayacağı bilinmektedir. Bilginin kullanılması noktasından bakıldığında öğretme işi de, en az öğrenme kadar önemli olmaktadır. Bu günlerde bilginin öğrenilmesinden ziyade öğrenilen bilgilerin gerçek hayatta kullanılma durumu ön plana çıkmaktadır. Bu yüzden de “öğrenmeyi öğrenme” kavramı doğmuştur. Öğrenmeyi öğrenme bilgiyi kullanmanın temelini oluşturmaktadır. Bilgi okuryazarı bir bireyden bilgiye gereksinim duyduğunda bunu hissetmesi, bilgi gereksinimini tamamlayabilmesi, gereksinim duyduğu bilgiye ulaşması, elde ettiği bilgiyi değerlendirmesi ve etkili olarak kullanabilmesi beklenmektedir. Bilgi okuryazarı olmak bilgiye ulaşma, değerlendirme, düzenleme ve paylaşmada teknolojiyi de etkili olarak kullanmayı, diğer bir deyişle bilgisayar okuryazarı olmayı da içerecek biçimde geniş kapsamlı düşünülmektedir (Kurbanoğlu ve Akkoyunlu, 2002: 98-105). Bu yüzden bilginin etkin bir şekilde öğrenilmesi veya bilgiye ihtiyaç duyulduğu zamanlarda imkanların en iyi şekilde kullanılarak en kısa zamanda bilgiye ulaşılması ve ulaşılan bilgileri de en iyi şekilde

kullanma artık, öğrenci merkezli eğitim kavramıyla açıklanmaktadır. Çünkü, öğrenci merkezli eğitimde her şey öğrenciye göre düzenlenmekte ve öğrencinin bilgiyi hayata geçirmesi için destek olunmaktadır.

Problem Çözme; Problem çözme becerisi, eğitimde yeni ortaya çıkan

yaklaşımların hemen hepsinin üzerinde önemle durduğu bir konudur. Problem çözme becerisine sahip olmak, bu çağın insanının sahip olması gereken bir yeterliktir. Çünkü, ancak bu sayede hayat şartlarına karşı kendisini koruyabilecek ve başarılı olabilecektir. Bu yüzden öğrenenlerin bilişsel gelişim düzeyleri, bilgiyi yapılandırmalarında önemli rol oynar. Öğrenme ortamları, öğrenenlerin düşünme ve problem çözme becerilerini geliştirici nitelikte düzenlendiğinde, öğrenciler bilgileri ezberlemek yerine kendilerine göre yapılandırarak bilgiyi içselleştirir ve kalıcı hale getirirler. Öğrenenden istenen, kitaptaki soru ya da problemler değil, gerçek yaşamlarına uygun özgün çalışmalar yapabilmeleri, problem çözücü bireyler olabilmeleridir (Erdem, 2005: 81). Öğrencinin bilgiyi kendi yaşantı ve deneyimlerine göre yapılandırıp anlamlandırabileceği bir eğitim ortamı ise, öğrenci merkezli eğitim yaklaşımının öncelikli bir amacıdır.

Bireysel Çalışma; Öğrencilere kendi ilgi alanlarında derinlemesine çalışma

olanağı verilmelidir. Bu sayede bilgileri kendi algılama ve yargılama yeteneklerine göre düzenleyebilir ve bu şekilde anlamlı öğrenmeyi gerçekleştirebilir.

Benlik Kavramı Geliştirme; Öğretim içerik ve yöntem olarak öğrencilerin

sağlıklı benlik kavramı geliştirmelerini vurgulamalıdır. Öğrencilerin kendilerini değerli bir insan olarak hissetmelerine, kapasitelerine güvenmelerine ve farklılıklarına değer vermelerine önem verilmelidir. Bireylerin yaşamını sürdürebilmesinde, kendi durumunu algılamasında olumlu bir benlik kavramı geliştirmeleri önemlidir. Bunu yapabilmek için, başta ailesinin ve toplumun daha sonrada eğiticilerin tutum ve davranışları önemli ölçüde rol oynar. Olumlu benlik kavramı geliştirme ve kendini kabul düzeyinin yüksek olması, öncelikli olarak bireyin sağlıklı tutum ve davranışlar gerçekleştirebilmesiyle mümkün olabilecektir. Bunun için de aile ve toplum başta olmak üzere eğitim kurumlarının bireye olumlu katkılarının olması gerekir. Böyle olduğu takdirde, bireyler öğrenme işinin kendileri için faydasını anlayacak ve kendilerini adayarak en iyi öğrenmeyi gerçekleştirmek için çalışacaklardır.

İletişim Becerisi Kazanma; Etkili iletişim öğrenme ve öğretme işinin ilk

anahtarıdır. Yalnızca bir şeyler öğrenmek veya öğretmek için değil, aynı zamanda hayat boyunca diğer insanlarla iyi arkadaşlıklar kurabilmek, düşünceleri karşıdakine açık ve anlaşılır bir şekilde anlatabilmek ve dahası anlatılanları gereği gibi ve doğru anlayabilmenin püf noktası, iletişim becerilerini iyi kullanmak, daha doğrusu iletişim becerilerine sahip olmakla mümkündür. Öğretim programları öğrencilere başkalarıyla iletişim kurma yeterliği kazandırmalı ve aynı zamanda, öğretim içerik ve yöntemleri de öğrencinin kendini yazılı ve sözlü ifade edebilme yeteneğini geliştirmeyi amaçlamalıdır. Bunu sağlayabilecek en uygun öğretim yaklaşımlarından birisi ise, öğrenci merkezli eğitim yaklaşımıdır.

Etkili bir öğretim için ilk yapılacak iş, etkili bir plan hazırlamak olmalıdır. Etkili bir plan, zamanın etkili kullanılması, yöntem ve tekniklerin öğrenci özelliklerine göre seçilmesi, sınıf ortamının öğrenci sayısı ve konuya göre düzenlenmesi gibi faktörleri içerir. Bunların yanında öğretmenin etkili bir plan hazırlamak için yapması gerekenler şunlardır (Şahinel, 2003: 20);

• Sık sık aynı teknikler kullanılmamalıdır.

• Etkinlik sırasında öğrencilerin sorumluluklarına çeşitlilik getirilmelidir. • Ara sıra öğrencileri arka sıradaki öğrencilerle eşleştirmelidir.

• Öğrencilerden başkalarıyla da çalışma şansını yaratmak için yerlerini değiştirmeleri istenmelidir

• Kendiliğinden oluşan planlama dışı etkinlikleri bir şekilde gerçek değerlendirme içine katmalıdır

• Öğrencilere bu etkinliğin niçin yapıldığı içtenlikle açıklanmalıdır

Yukarıdaki maddelerden anlaşıldığı gibi öğretimin önemli faktörlerinden birisi öğretim planlarıdır. Öğretim planları, öğrenci ve öğretim materyalinin özelliklerine uygun olduğu oranda, amaca hizmet etmektedir. Bunu sağlamak ise, öğretmenin görevidir. Öğretmenin, bütün süreci tasarlamanın yanında öğretim planlarını hazırlarken yukarıda belirtilen faktörleri dikkate alması, etkili bir öğretim için gereklidir. Öğrenci merkezli eğitimde ayrı bir yeri ve önemi olan öğretimi planlama boyutunda program

tasarımlama yaklaşımlarından öncelikli olarak öğrenen merkezli program tasarım modeli dikkate alınmaktadır. Öğrenen merkezli program tasarımında öğrenci ön plandadır (Demirel, 2000: 54).