• Sonuç bulunamadı

2. ALANYAZIN İNCELEMESİ VE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR

2.1. ALANYAZIN İNCELEMESİ

2.1.4. ÖĞRENCİ MERKEZLİ EĞİTİM

2.1.4.5. Öğrenci Merkezli Eğitimde Öğretmen

Şimdilerde eğitim sistemlerinde öğretmenler, başta öğrenci merkezli eğitim yaklaşımı olmak üzere benzer şekilde bir çok modern eğitim anlayışının gerekleri doğrultusunda, eğitim-öğretimle ilgili sorumluluklarını yeniden belirlemek durumundadırlar. Öğrenme-öğretme sürecinde özellikle öğretmenlerin öğrencinin ilerisinde olma, yol gösterebilme, öğrencilere danışmanlık ve kolaylaştırıcılık rolünü

oynayabilme ve bunların yanında kendisini eğitme ve geliştirme sorumluluğunu yüklenmesi gerekmektedir. Öğretmen, kendi yeterlik düzeyinin farkında olmalı, bilginin güç olduğunu, yeterliliğin sürekli öğrenmeyle mümkün olduğunu, yetersizliğin bedelinin ise çok ağır olduğunu bilmeleri gerekir (Çetin, 2004).

Geleneksel sınıflardaki pek çok öğrenci öğretmenini memnun etme, öğretilenleri anlayıp anlayamama ve hata yaptığında sınıf arkadaşlarının tepkilerinden kaygı duyarlar ve öğrenmekten korkarlar. Böyle bir durumda yaşanan kaygının fazlalığı ise düşünmeyi azaltmaktadır. Sınıf ortamında ve diğer öğrencilerin arasında öğrenciler hata yapmaktan korktukları ya da derhal öğrenmeleri gerektiğini hissettikleri zaman, doğru düşünemezler. Bu yüzden öğrenci merkezli eğitim yaklaşımı kullanılırken öğretmenler, öğrencilerin kendilerine olan güvenlerini artırıcı ifadeler kullanarak kaygılarını azaltabilirler (Demirci, 2003: 39).

Öğrencilerini iyi tanıyan, öğrenme stillerini ve bilgi düzeylerini bilen ayrıca ilgilerinin farkında olan öğretmenlerin, öğrencilerini etkin öğrenme ortamına taşıması daha kolay olacaktır. Eğitimde etkililikten söz etmek için en başta öğretmenlerin bunun için çalışması gerekmektedir (Taşpınar ve Gümüş, 2004: 4). Öğrenci merkezli eğitim ortamlarında öğretmenlerin, öğrencilere doğru zamanlarda doğru adımlar atabilmeleri konusunda rehberlik etmeleri de bu çalışmalardan biridir. Öğrenci merkezli eğitimde kullanılan yöntemlerle hazırlanan derslerde, öğretmenlerin en önemli işlevleri dikkat çekme ve motivasyonu sağlama konusundadır. Doğru zamanda doğru motivasyonu yakalayan öğrenciler, kendi öğrenmelerinin sorumluluklarını da alır. Çünkü ne için öğrendiklerinin farkındadırlar (Yavuz, 2005: 25).

Öğrenci merkezli eğitimde öğretmenler öğrencilerinin anlaşıldığını ve kabul edildiğini, yalnız olmadıklarını, bir başka deyişle “seninleyim” mesajını vermelidir. “Aynı hatayı bende yapabilirdim”, “kendini nasıl hissettiğini tahmin edebiliyorum”, “üzüntünü paylaşıyorum” gibi ifadeler kullanmalıdır (Demirci, 2003: 40). Bu şekilde öğrencilerin kendilerini ait olma duygusu içinde bulmaları ya da, kabullenildiklerini hissetmeleri beklenir. Böyle olduğu takdirde öğrenme sorumluluklarını üstlenmeleri daha kolay olacaktır.

Ekizoğlu ve Uzunboylu’ya (2006) göre öğrenci merkezli eğitimin yapıldığı bir sınıfta öğretmenlerin görevleri şu üç başlık altında özetlenebilir;

1. Her öğrenci öğrenme durumuna daha önce edindiği bilgi ve yaşantı birikimi ile gelir. Öğretmen öğrenmeyi artırmak için, öğrencinin yeni bilgilerini daha önce edindiği bu birikim üzerinde yapılandırmasına yardım etmelidir.

2. Öğretmen, öğrencinin öğrendiklerinden anlam çıkarmasına destek vererek öğrenmesine yardımcı olabilir. Öğrenci yeni öğrendiği bir bilgiyi anlamlandırabilmek için eski bilgileri ile bağlantı kurmalıdır.

3. Öğrenciler en iyi şekilde öğrenebilmek için, nasıl düşüneceklerini öğrenmelidirler. Öğretmen öğrencilerinin öğrenme yaşantılarını yapılandırırken onlara, soru sorma teknikleri, sorgulayıcı düşünme becerileri, işlem yapma, grafikle açıklama, yöntemleri kullanmayı öğreterek, önlerindeki hayat mücadeleleri için donanımlı olmalarını sağlar.

Bunları sağladığı takdirde öğretmenin öğrenci merkezli eğitimdeki görevlerini yerine getirdiği söylenebilir. Bunun yanında öğrenci merkezli eğitimde, öğrencilerin sadece diploma için değil, gerçek hayatta anlamlı olması için derslerin ve içeriklerinin hayat ile ilişkilendirilmesi gerekmektedir. Bunun için öğretmenin, öğrettiği konuların hayattaki izdüşümlerini öğrenciye göstermesi gerekir. Ders konuları, kitap sayfaları veya sınıfın duvarları arasına sıkışıp kalmamalı, öğrenilen bilgiler gerçek hayat ile ilişkilendirilerek öğrencinin öğrendiği şeylerin değerini görmesi sağlanmalıdır (Çetin, 2004). Ayrıca, Deryakulu’nun (2001) öğrenci merkezli eğitim için, öğretmenlerin sınıf içi öğretimde uygulayabilecekleri ilkeler konusunda aşağıdaki noktaları ifade ettiği görülmektedir;

• Öğrenci özelliklerini ve girişimlerini desteklemek,

• Öğretimde çeşitli ortam ve materyallerin yanı sıra ham verileri ve birincil bilgi kaynaklarını kullanmak,

• Bir öğrenme görevini yapılandırırken belirlemek, karşılaştırmak, sınıflamak, çözümlemek, oluşturmak gibi üst düzey bilişsel etkinlikleri gerektiren görevlere ağırlık vermek,

• Bir öğrenme görevini oluştururken, görevin gerçek yaşamda karşılaşılan düzeyde karmaşık olmasına dikkat etmek,

• Bir öğrenme görevi oluştururken, görevi doğrudan parçalara ayırmak yerine öncelikle bütüncül olarak tasarlamak,

• Öğrenci tepkilerine göre dersi yönlendirmek, gerekli olduğunda öğretim stratejilerini ve içeriğini değiştirmek,

• Öğrenilecek konuyla ilgili görüşleri öğrencilerle paylaşmadan önce, öğrencilerin o konuya ilişkin görüşlerinin ve bakış açılarının ne olduğunu belirlemek,

• Öğretimin başında öğrencilerin konuyla ilgili görüşlerine karşıt nitelikte öğrenme deneyimlerini de sunarak olabildiğince farklı açılardan düşünmelerini ve tartışmalarını sağlamak,

• Öğrencilerin ilgilerini çekecek sorunlar ortaya koymak,

• Öğrencilerin hem öğretmenle, hem de öteki öğrencilerle diyalogunu desteklemek,

• Öğrencilere açık uçlu, düşündürücü, anlamlı ve derinliği olan sorular sorarak, onların konuyu araştırmalarını desteklemek, aynı zamanda öğrencileri kendi arkadaşlarına sorular sormaya özendirmek,

• Öğrencilere bir soru yöneltildiğinde, olası bir yanıt için yeterince zaman tanımak,

• Öğrencilere, sunulan bilgiler arasında ilişki kurabilmeleri ve çeşitli görüşleri birbirleri ile karşılaştırabilmeleri için zaman vermek,

• Öğretim sırasında öğrenme döngüsü modelini (keşfetme, kavramı tanıtma, uygulama) modelini kullanarak öğrencilerin doğal merakını beslemek,

• Öğrencilerin başarısını öğrenme bağlamına göre değerlendirmek şeklindedir.

Bunların yanında etkin bir öğretim için öğretmenin sınıf atmosferinde tüm iletişimlere açık olması gerekir. Öğretmen-öğretmen, öğretmen-öğrenci etkileşimi yanında öğrenci-öğrenci etkileşimine de olanak hazırlamalıdır. Örneğin, konu yaklaşımı ve grup tartışmaları, örnek olay incelemeleri, sorun çözme gibi yöntemleri uygulayan öğretmen öğrencilerinin kendi aralarında konuşmalarına, birbirlerinden etkilenmelerine ve birbirlerinden bir şeyler öğrenmelerine yardımcı olmaktadır ki, bu son derece gereklidir (Özyürek, 1982, 62).

Öğrenci merkezli eğitimde öğrenme sürecinin sorumluluğunun öğrencide olması öğretmenin sorumluluklarının bittiği anlamına gelmemektedir. Bu, öğrencilerin her istediğini yapması, öğretmenin sürece karışmaması anlamında da değildir. Burada vurgulanmak istenen, öğrenci merkezli eğitimde öğretmenin geleneksel eğitimdeki öğretmenden farklı olduğu, kendi kararlarını uygulamak yerine öğrencilere yön gösterdiği, önerilerde bulunduğu, gerekli durumlarda açıklama yaptığı, fikir verdiği ve bir rehber gibi davranarak onların gelişimlerini gözlediği anlamına gelmektedir. Burada söz konusu olan, öğretmenin öğrenciye kendi kararlarını empoze etmemesi, onun öğrenmesi ile ilgili kararları onun yerine almamasıdır. Öğretmen öğrencinin yerine öğrenemeyeceğine göre olması gereken de budur. Öğretmenin bu yeni yaklaşımla birlikte sınıftaki rollerinde ortaya çıkan üç özellik kolaylaştırıcılık, araştırmacılık ve tasarımcılıktır (Açıkgöz, 2005: 34).

Öğrencilerin program içeriğini ve konuları keşfederek, yaşayarak öğrenmeleri için farklı yöntemlerin kullanıldığı, farklı materyallerle dersin zenginleştirildiği ve sınıf ortamının mümkün olduğunca zengin öğretim araç ve gereçleriyle düzenlendiği bir ders planı hazırlamak, öğretmenlerin öğrenci merkezli eğitimdeki en öncelikli görevleridir. Öğrenci merkezli bir dersi planlarken ise, öğretmenlerin yapması gerekenler aşağıdaki gibidir (Yavuz, 2005: 29);

• Planın genel hedefleri doğrultusunda içeriği ve konuyu incelemek.

• Konu boyunca faydalanılacak kaynaklar ve materyaller üzerine araştırmalar yapmak.

• Konunun genel içeriği, ana başlıkları ve önemli noktalarını incelemek. • Öğrenci özelliklerini değerlendirmek.

• Öğretim yöntemlerine karar vermek. • Öğretim etkinliklerini hazırlamak.

• Düşünme becerilerinin geliştirilmesi amaçlı kullanılacak öğretmen ve öğrenci sorularını hazırlamak.

• Öğretim sürecini ve zaman düzenlemesini yapmak. • Kullanılacak dikkat çekme yöntemlerini belirlemek.

• Öğretim etkinliklerini destekleme ve ev ödevi amaçlı kullanılacak çalışma kağıtların hazırlamak.

• Öğretim sürecinin etkinliğini belirlemede kullanılacak ölçme değerlendirme yöntemlerini belirlemek.

Bu hazırlıklar normalde sadece öğrenci merkezli eğitim için yapılması gereken hazırlıklar değildir aslında. Yapılacak olan eğitim geleneksel bir şekilde öğretmenin kontrolünde ve konuların öğretilmesi ekseninde işlenecek olsa da, bu türlü hazırlıkların yine yapılması gerekir. Ancak, öğrenci merkezli eğitimde önemli olan bir nokta, öğretim esnasında öğrencinin pasifliğini ortadan kaldıracak önlemlerin alınması gerektiğidir. Bunu sağlayabilmek için de, öğretmenlerin yukarıdaki maddelerin yanında, özellikle ders planlarını hazırlarken dikkat etmesi gereken diğer önemli noktalar şunlardır (Şahinel, 2003: 20);

• Sık sık aynı teknikler kullanılmamalıdır.

• Etkinlik sırasında öğrencilerin sorumluluklarına çeşitlilik getirmelidir. • Ara sıra öğrenciler arka sıradaki öğrencilerle eşleştirilmelidir.

• Öğrencilerden başkalarıyla da çalışma şansını yaratmak için yerlerini değiştirmeleri istenmelidir.

• Kendiliğinden oluşan planlama dışı etkinlikleri bir şekilde gerçek değerlendirme içine katmalıdır.

• Öğrencilere etkinliklerin niçin yapıldığı açık bir dille anlatılmalıdır.

Öğrenci merkezli eğitimde öğretmenin dikkat etmesi gereken bir başka önemli nokta; sınıf ortamı ve sınıf yönetimidir. Öğrenci merkezli eğitimde sınıf ortamının iyi hazırlanmış olması kadar sınıf yönetimi ve düzeni de önemlidir. Öğrenci merkezli eğitimde her ne kadar sınıf yönetimi daha kolay olsa da, çıkabilecek sorunlara ve dersin işleyişini bozacak aksaklıklara mahal vermemek için planlamanın iyi yapılması burada da önemlidir. Bunun için öğrencilerin öğrenme-öğretme etkinlikleri sırasında sınıf düzenini bozmaları durumunda öğretmenlerin şu koşulları dikkate almaları, dersin etkililiği için önemlidir (Şahinel, 2003: 47).

• Sözel olmayan uyarılarda bulunma • Etkin bir şekilde dinleme

• Öğrencilere sırayla söz verme • Katılım kurallarını okuma • İyi davranma

• Kişisel düzeyde ilişki kurma

• Katılım yönetimini değişime açık tutma

• Olumsuz davranışları sakince görmezden gelme • Olumsuz davranışları özel olarak tartışma

• Karşılaşılan güçlükleri kişisel olarak üste almama

Öğrenci merkezli eğitimde öğretmen ve öğrencilerin rolleri bu şekildedir. Buraya kadar anlaşıldığı üzere, öğrenci merkezli eğitimin ilkelerinin temel alındığı bir derste planlamadan başlamak üzere değerlendirme boyutuna kadar hemen bütün konularda, geleneksel eğitim anlayışıyla çelişen konular bulunmaktadır. Ders ortamında ve öğretimle ilgili her türlü adımda öğrencinin merkeze alınmasından başlayarak, fiziki mekanın düzeni, araç-gereçler ve yöntem-tekniklerin seçimi, sınıf kurallarının belirlenmesi, öğrenci ve öğretmenlerin rolleri gibi bir çok konuda, olabildiğince yenilikçi ve gelişimci olmayı gerekli kılan yaklaşımda, bunların önemsendiği ve uygulandığı müddetçe başarıya ulaşılacağı düşünülmektedir. Bu anlamda öğrenci merkezli eğitimin anlamı, özellikleri, ilkeleri, öğretmen ve öğrencilerin rolleri gibi konulardan bahsedildikten sonra, önemli olan ve işlenmesi gereken bir diğer konu, öğrenci merkezli eğitimde kullanılan yaklaşım, model, yöntem ve tekniklerin hangileri olduğudur. Bu konuyla ilgili açıklama aşağıda verilmiştir.

2.1.4.6. Öğrenci Merkezli Eğitimde Kullanılan Yöntem-Teknikler ve Yeni