B) LOJİSTİK SİSTEM VE ALT YAPI FAALİYETLERİ
3) Yolların Fiziki Durumu ve Bakımı
Karadeniz ile Tuna, Sava, Prut, Seret ve Dinyester nehirleri vazgeçilmez bir öneme sahipti57.
3) Yolların Fiziki Durumu ve Bakımı
Osmanlı askeri faaliyeti, bazı temel askeri görevlerin yapılmasını yılın belirli zamanlarıyla sınırlama eğiliminde, mevsimlerin normal ve tahmin edilebilir dönüşümünden ayrı olarak, imparatorluğun farklı bölgelerindeki özel arazi ve genel faaliyet koşullarına göre farklılık gösteren bir dizi değişken faktörlerden de etkilenmekteydi. Bazı bölgeler, toprağın ıslak olması ve bataklık koşulları nedeniyle kara ordularının faaliyetlerine izin vermezken, bazı bölgeler de çoraklıkları ve bitkilerin azlığı nedeniyle insan ve hayvanların beslenmesine yeterli doğal desteği sağlayamıyordu. Doğuda Gürcistan ve Ermenistan’ın yüksek zirveleri dar geçitlerinden oluşurken; kuzeybatı Macaristan sınırlarında ise nehirler, ıslak topraklar ve bataklıklar Osmanlıların askeri güçlerini sevk edebilecekleri karasal sınırları belirliyordu58.
Osmanlı ordusunun sefer sırasında hareket kabiliyetini artıran önemli unsurlardan birisi, yeterli ulaşım imkanlarıyla ilgiliydi. Ulaşım imkanlarını sağlayan faktörlerin başında ise fiziki şartların iyileştirilmesi gelmekteydi. Sefer sırasındaki fiziki şartlar, hem lojistik hizmetlerin yürütülmesinde hem de ordunun hızlı ve rahat bir biçimde ilerleyebilmesinde son derece önemliydi. Ordunun beslenmesi, savaş teçhizatının taşınması ve gerekli haberleşmenin sağlanması, sefer güzergahındaki yolların tamamen düzgün ve bakımlı olmasına bağlıydı. Bu nedenle, savaş bölgesi ile iç bölgeler ve yönetim merkezinin bağlantısını sağlayan yollar iyileştirilerek savaş gücü artırılmaya çalışılmaktaydı59.
Osmanlı sefer organizasyonun en önemli meselelerinden biri, ordu için gerekli olan emtianın ve askerlerin savaş alanına taşınmasıydı. Sefer yürüyüşü ve nakliyatın büyük bir kısmı karayolu üzerinden gerçekleştiriliyordu. Bu sebeple devlet seferlerden önce yolların fiziki şartlarını iyileştirmek, özellikle anayolları gerekli standartta yükseltmek için bir takım çalışmalar yapıyordu. Bu çalışmalar için silahtar ocağı görevlendirilmişti. Ayrıca çalışmaların
57 Yıldız, Prut Seferi, s. 29; Genç, İran Seferleri, s. 54.
58 Vırgınıa Aksan, Kuşatılmış Bir İmparatorluk Osmanlı Harpleri 1700‐1870, çev. Gül Çağalı Güven, Türkiye İş Bankası Yayınları, İstanbul 2010, s. 26.Murphey, Ordu ve Savaş, s.47.
59 Hakan Karagöz, 1737‐1739 Osmanlı‐Avusturya Harbi ve Belgrad’ın Geri Alınması, Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Doktora Tezi, Isparta 2008, s. 74.
daha hızlı ve ekonomik yürütülmesi için mübaşirler görevlendirilmekteydi. Anayolların yapım ve onarımı genellikle devlet tarafından sağlanırken; küçük yolların bakımı ise tımar, zeamet ve hayır sahiplerinin teşebbüslerine bırakılmıştı60.
Yollarda yapım ve onarım çalışmalarına başlamadan önce yolların durumu hakkında kaza kadıları bir çalışma planı hazırlayarak rapor sunar ve çalışmalar, bu raporlara göre yapılırdı61. Yolların tamir ve bakımını sağlamak için beylerbeyiler ve sancakbeyiler kendi
bölgelerindeki halkı seferber ettikleri gibi, başta hassa mimarları olmak üzere derbentçi, kaldırımcı, suyolcu ve köprücü gibi devlet tarafından çeşitli muafiyetler verilen resmi görevliler de yolların tamir ve bakımından birinci derecede sorumlu idiler62.
Sefer yolunda en büyük engellerden biri yolların bataklık haline gelmesinden kaynaklanıyordu. Bu durum sefer mevsiminin, havaların yağmurlu olduğu bahar aylarına denk gelmesi ile ilgiliydi. Yolların dar olması da ordunun mühimmat ve cephaneyle ilerlemesine engel oluşturuyordu. Sefer yollarının darlığı, yolların fiziki olarak düzensiz, sarp ve taşlı olmasının yanı sıra ormanlık alanların çokluğuyla alakalı idi. Bu nedenle yollardaki çalışmalar birkaç koldan yürütülmüştür. İlk etapta yoldaki bataklık alanlar doldurulmuştur ve bazı yolların taşlık olması sebebiyle yollar, taşlardan arındırılarak temizlenmiştir. Öte yandan yolların dar kısımlarının genişletilmesi için yoldaki ormanlık alanlar kırılmıştır. Ancak tüm bu çalışmalara rağmen, iklim ve mevsim koşulları ordunun yürüyüşüne engel oluşturmaktaydı63.
60 Tahir Sevinç, 1695‐1696 Avusturya Seferlerinde Organizasyon ve Lojistik, Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, İstanbul 2010, s. 127; Rukiye Işık, Osmanlı İran Seferlerinin Lojistik Hazırlıkları (1630‐ 1750), Cumhuriyet Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Sivas 2011, s. 20‐ 21; Yıldız, Prut Seferi, s. 29‐32.
61 Hüdai Şentürk, “Tanzimat Devrine Kadar Osmanlı Devleti’nin Ulaşım Teşkilatı ve Yol Sistemine Genel Bir Bakış” , Türkler, X, Ankara 2002, s. 907.
62 Ertaş, Mora’nın Fethi, s. 63.
63 1 Eylül 1743 tarihinde Konya, Ereğli, Niğde, Bor ve Aksaray kazalarına hitaben gönderilen ferman belgesinde; İran canibine yapılacak olan sefere gidecek olan şahi toplarının ve mühimmat arabalarının Eskişehir’den Ulukışla Menziline kadar geçecekleri yerlerdeki çukur ve bataklık olan yerlerin düzeltilmesi, ormanların kırdırılması ve gerekli yerlerin tamir edilmesi emredilmiştir. Bkz. KŞS. 56/9‐1.
4) Köprü Yapımı ve Onarımı
Osmanlı ordularının sefere çıkmasından önce çözümlenmeye çalışılan lojistik alt yapı meselelerinden biri de insan gücü, hayvanlar, nakil araçları ile her türlü iaşe, silah ve mühimmatın doğal coğrafi engeller üzerinden nakledilebilmesini sağlayan köprülerin tamiri veya yeniden yaptırılmasıdır.
Nehir geçişi için standart yöntem, ya düşmanın hücumuna karşı korumasız yarı sabit yapıların inşası ya da orduyla birlikte yeterli malzemenin taşınarak seçilen nokta veya noktalarda tombaz köprüler kurulmasıydı ki, bunlar sökülerek bir sonraki nehir geçişinde de kullanılabilirdi64.
Sefer için kurulan köprüler, sefer yürüyüşü sırasında askeri birlikler ve zahire, mühimmatı taşıyan vasıtaların geçişini sağlamak amacıyla yaptırıldıklarından dolayı genellikle pratik ve kısa ömürlü ahşap malzeme ile inşa edilmekteydiler65. Ahşap olarak kurulan
köprülerin yapım ve onarım çalışmaları, ordunun sefere harekatından birkaç ay önce yapılmaktaydı. Uygulama aşamasındaki çalışmalar ise yetkili mübaşirler tarafından yerine getirilmekteydi66.
Devlet, yol ve köprü yapımıyla ilgili çalışmaların finansmanı için çeşitli kaza ya da şehirlerin bazı vergi gelirlerini tahsis ettiği gibi, gerektiğinde merkezi hazineden de para gönderirdi. Söz konusu kaynaklardan gelen paranın yönetimi mübaşirlere aitti. Mübaşirler, bu bütçeden hem işgücü ve malzeme için gereken harcamaları yaparlar hem de maaşlarını alırlardı67.
Köprü emini ve mübaşiri, köprü inşaatlarında faaliyet halindeyken bunlara yardımcı olunması için sefer yolu üzerindeki beylerbeyi, kadı, mütesellim, yeniçeri serdarı, ayan ve vilayet iş erleri ile bostancıbaşı görevlendirmişlerdir. Kaza kadısı ve diğer idareciler, köprü mübaşirine, köprü inşaatında kullanılacak malzeme ve levazımat sağlamalarının yanı sıra
64 Murphey, Ordu ve Savaş, s. 47.
65 Cevdet Çulpan, Türk Taş Köprüleri(Ortaçağdan Osmanlı Devri Sonuna Kadar), Ankara 1975, s. 99. 66 Ertaş, Mora’nın Fethi, s. 71; Yıldız, Prut Seferi, s. 34.