E) SEFERLERİN FİNANSMAN
II. BÖLÜM SEFERLER İÇİN KONYA KAZASI’NDAN TEMİN EDİLEN ASKERİ DESTEK
3) Kapu Halkları
Sipahilerin önem kaybetmesi ve sayılarının azalmasına bağlı olarak merkezdeki maaşlı ordunun sayısı artmıştı. Bu artış yeni bir sonuç doğurmuş, yeniçeri ve kapıkulu askerleri taşrada görev alır hale gelmişti. Böylece bu dönemde eyaletlerde güvenliğin sağlanması amacıyla yöneticilerin idaresinde kapu halkı adıyla yeni bir sınıf teşekkül etmişti. Bu sınıf, devletin sefer dönemlerinde savaşa çağırabileceği askerler olarak güçlendiler240.
Savaşa girmek, devlet yönetimini harekete geçirmek demekti ve ekonomiyi hareketlendirdiği söylenebilirdi. İmparatorluğun tüm kapı halkının sınır bölgelerinde boy göstermesi, ister gönüllü ister zorunlu olsun Osmanlı yönetiminin belirleyici özelliğini oluşturan bağımlılık ilişkilerinin geçici de olsa düzelmesini sağlıyordu241.
Seferle görevlendirilen valiler, mutasarrıflar ve hükümetin hakimleri sefere kapu halklarıyla birlikte katılmak zorundaydılar. 1720’lere gelindiğinde, vilayet yöneticisinin savaş meydanına kapu halkından 200 kişinin yanında topladığı piyade ve atlı 1000 ila 2000 askerle gelmesi bekleniyordu242. Konuyla ilgili merkezden gönderilen emirler incelendiğinde bu
hususa özellikle vurgu yapıldığı görülmektedir. Nitekim sefer kararı alınmasından hemen sonraki süreç takip edildiğinde başta serasker tayin edilen valinin kendi kapı halkları olmak üzere öncelikle civardaki vali ve mutasarrıfların kapı halkları sefere iştirakla görevlendirilmişlerdir243.
13‐22 Şubat 1717 tarihinde Karaman Beylerbeyi Şehsüvar‐zade es‐Seyyid Mehmed’e gönderilen fermanda; bu seneki Mora Seferi için nevruz‐ı firuzda Edirne Sahrası’nda ordu‐yı hümayuna memur edilmiş olduğu hatırlatılarak İmdad‐ı Seferiye’yi alıp gerekli hazırlıkları tamamlayıp haber etmesi bildirilmektedir. Bundan sonra da mükemmel ve mürettep kapu halkı ve müstevfi askeri ile ile acilen kalkıp hareket etmesii emredilmektedir. Ordu‐yı
240 Işık, İran Seferleri, s. 43‐44. 241 Aksan, Osmanlı Harpleri, s. 48. 242 Aksan, Osmanlı Harpleri, s. 63. 243 Genç, İran Seferleri, s. 154.
hümayuna katılması için gönderilecek kapu halkının mükemmel olması ve süvari, sekban ile levendattan kimsenin eksik olmaması konusunda da ayrıca uyarı yapılmıştır244.
İran seferleri boyunca eyalet yöneticilerine gönderilen emirlerde, yöneticilerden kapu halkı ile birlikte sefere iştirak etmeleri sık sık istenmiştir. 1727‐1730 İran Seferi için Karaman Valisi Vezir Ahmet Paşa’nın, Tiflis cenahında Vezir Mustafa Paşa’nın maiyetine katılmak üzere 1000 nefer kapu halkı ile katılmış olduğu görülmektedir245.
İran Seferlerinin aynı anda birkaç cephede birden devam etmiş olması sebebiyle bazen mutasarrıflar ve beylerbeylerinin görev yerlerinde değişiklikler yapılmıştır. Cephelerden gelen talepler çerçevesinde durum değerlendirilmesi yapılarak bu değişiklikler organize edilmiştir. Örneğin; Karaman Beylerbeyi Mehmed Paşa, kapı halkı ve iki bin nefer ile önce Hamedan Seferinde görevlendirilmişken Tebriz’deki durum göz önünde bulundurularak Mehmed Paşa’nın kuvvetleri daha sonra Tebriz Seferi’ne kaydırılmıştı246
16‐26 Ağustos 1730 tarihli ferman belgesinde; Çar ve Tala Lezgileri eşkıyasının Tiflis havalisine teaddi ve tecavüzleri üzerine, bu bölgeye asayişi sağlamak için Karaman Valisi Vezir Ahmed Paşa’nın 1000 ve Trabzon Valisi Vezir Abdurrahman Paşa’nın 800, Revan Veziri Mustafa Paşa 500, Erzurum, Kemah, Karahisar‐ı Şarki, Tuzluçay ve civardan 500 nefer kapuları halkı ve adamlarıyla katılmaları emredilmiştir. Konya Kazası’nın hissesine düşen asker sayısı bilinemese de Karaman Eyaleti’nin merkez sancağı olan Konya’nın ciddi bir desteğinin olduğu söylemek mümkündür247. Yaklaşık 10 gün sonra, Karaman Valisi Ahmed
Paşa’ya gönderilen bir diğer hükümde ise; henüz Revân kalesine hareket edilmemişse bir an önce kaleye ulaşılarak, Revân muhâfızı Vezîr Mustafa Paşa ile ittifâk ve gönül birliği içerisinde tam bir ciddiyetle hareket edilmesi, kalenin içerisinde beş, on bin asker barınabildiği halde yüz bin kişilik düşman ordusuna rahatlıkla karşılık verilebilecek derecede fethi zor bir kale olduğu te’kîd edilerek savunmada ihmâlkârlık gösterilmemesi, aksi halde hepsinin boynunun vurulacağı bildirilmiştir248. 244 Sak, 47 Numaralı, s. 568. 245 Işık, İran Seferleri, s. 45. 246 BOA, 132 Nolu Mühimme Defteri, s. 5. 247 Kurt, 13 Nolu Mühimme, s. 230, Belge No: 66/264. 248 Kurt, 13 Nolu Mühimme, s. 233‐234, Belge No: 69/280.
1736 Avusturya Seferi öncesinde Karaman Valisi Vezir Mehmed Paşa’ya hitaben gönderilen emirde; çıkılacak sefer için kapu halkı ile birlikte 1736 senesinin mart ayında ordu‐ yı hümayunda bulunması gerektiği hakkında daha önce kendisine emir gönderildiği bildirilmekte ve kapu halkının techiz ve tertibine ve tedarikat‐ı seferiyenin itmam ve tekmiline ve vakt‐i zamanında ordu‐yı hümayunda mevcud bulunmaya özen ve dikkat etmesi istenmiştir249. 4) Serdengeçtiler Serdengeçtilik, düşman muhasarasını yarmak, düşman ordusuna baskın vermek veya sarılan bir kaleyi daha evvel düşürmek için teşkil olunan gönüllü birliğe verilen bir isimdir250. Bunlara, ellerinde kınlarından sıyrılmış kılıçlarla bu tehlikeli işlere atıldıkları için “dalkılıç” veya “ölüm eri” denildiği de bilinmektedir251.
İlk zamanlarda serdengeçtiler, yeniçeriler arasından çıkardı. Serdengeçti bayrağı açılınca yeniçerilerden isteyenler bu bayrağın altına gelirdi. Sonraları ise yine yeniçerilerden serdengeçti yazılanlar olmakla beraber sefer vukuunda payitahtta ve taşralarda serdengeçti bayrakları açılır, hariçten her kim olursa olsun “tashih bedergâh”252 kılınmak suretiyle ocağa
kabul edilirdi253. Bunların sayım işi ocağın emektarlarından çavuş ve halifenin sorumluluğuna
bırakılmıştır254. Serdengeçtiler, bayraklar halinde teşkilatlanmış olup serdengeçti bayrakları
120 neferden müteşekkildi ve her nefer 10‐20 akçe kadar almaktaydılar255.
Serdengeçti bayrakları cepheye ulaştıklarında gerekli olan mühimmat ve eşyalar yeniçerilerde olduğu gibi devlet tarafından karşılanmıştır. İhtiyaç hasıl olduğunda
249 KŞS.53/275‐2.
250 Midhat Sertoğlu, Osmanlı Tarih Lügatı, İstanbul 1986, s. 78. 251 Abdülkadir Özcan, “Serdengeçti”, DİA, XXXVI, İstanbul 2009, s. 554.
252 Herhangi bir sebepten dolayı ocaktan ihraç olunan bir kapıkulu askerinin affa uğrayarak tekrar ocağa alınmasını ifade eden bir tabirdir. Bkz. Midhat Sertoğlu, Resimli Tarihi Ansiklopedisi, İstanbul 1958, s. 309. 253 Pakalın, Osmanlı Tarih Sözlüğü, s. 182.
254 1726 tarihinde Hemedan canibinde ser‐asker Ahmed Paşa’nın maiyetinde bulunmak üzere vilayet‐i Anadolu’da münasip olan mahallerden beşer yüz nefer talep edilmiş olup bunların tahriri için Mehmed Çavuş mübaşir tayin edilmiştir. Bkz. KŞS. 50/295‐1.
seraskerlerin talepleri doğrultusunda bunlar cephelere ulaştırılmıştır. Gönderilen mühimmat arasında; çadır, çerge, kilim, meşk256, kazan vs. yer almıştır257.
26 Aralık 1716 tarihinde Karaman Eyaleti’nde vaki kadılara, ileri gelenlerine, ayanlarına ve iş erlerine hitaben gönderilen emirde; bahar ayından evvel toplanacak olan ve sefere çıkacak olan ordu‐yı hümayun için Kayseri kethüdayeri Recep marifetiyle Karaman Eyaletinden 500 nefer sipah serdengeçti talep edilmiştir. Aynı belgede istenen serdengeçtilerin nitelikleri de belirtilmiştir. Buna göre serdengeçtilerin; dirliği olmayan kuloğullarından ve asker zümresinden olup reaya sınıfından olmamak şartıyla “genç, tuvana ve cenk ve harbe kadir şeci’ ve bahadır yiğitlerden” olması gerektiği belirtilmiştir. Yine yazılacak olan serdengeçtilerin; “iskân‐ı Yörük, Kürd, Türkmân ve Kıptiyân taifesinden olmayup ve pîr ve ‘alîl ve fakîr ve sabî makûlesinden olanlardan yazılmamak üzere cümlesi ata ve tona kâdir pâk ve müntehip ve dinç atlu tûvâna ve kuvvetlü şeci’ ve dilâver garîp yiğitlerden uğur‐ı din‐i mübînde cân ve baş ile gazâ ve cihâda râgıp olanlar” dan seçilmesi istenmiştir258.
Serdengeçtilerin niteliklerinin yanı sıra ordu‐yı hümayuna katılma ve sefer esnasında göstermeleri gereken tutum ve davranışlar hakkında da bilgi verilmiştir. Buna göre serdengeçtilerin zamanında ordu‐yı hümayuna gelip eda‐yı hizmet eylediklerinde ibtidaları verilip ve ulufeleri bir seneyi tamamlamalarının ardından verilmek şartıyla yola koyuldukları esnada geçtikleri kasabalar ve menzillerdeki kimsenin mal ve erzaklarına yağmalamamaları gerektiği emredilmiş ve bunun için kendilerine yeterli miktarda yiyecek, giyecek ve hayvanın tedarik edileceği belirtilmiştir. Emre uymayıp geçtikleri yerlerdeki halka zulmedenlerin ise zâbitleri ma‘rifetiyle te‘dip ve mu’âhaza olmaları istenmiştir259.
Serdengeçti yazılan askerlerin günlük tayinatı ve eşyalarını yüklemek üzere gereken nakliye vasıtaları yazıldıkları tarihten görev yerlerine varıncaya kadar devlet tarafından temin
256 Meşk; su tulumu, kırba anlamına gelmektedir. Bkz. Fehmi Yılmaz, Osmanlı Tarih Sözlüğü, İstanbul 2010, s. 425.
257 Genç, İran Seferleri, s. 165. 258 KŞS. 47/249‐1.
edilmiştir. Bu durumda her serdengeçti neferine günlük birer çift ekmek, her beş neferine bir vukıyye et ve eşyalarını yüklemek üzere her on neferi için birer beygir tahsis edilmiştir260.
1724 yılındaki İran seferine bakıldığında hemen hemen tüm cephelerde serdengeçtilerin görev aldıkları ve kalelerin muhafızlık hizmetinde de istihdam edildikleri görülmektedir261. İran Seferleri esnasında başta Anadolu’daki eyalet ve sancaklardan
serdengeçti bayraklarına sıklıkla asker yazılmıştır. Bu kapsamda her bayrağın başında atik ve mütekaid serdengeçti ağaları bulunmak üzere yeniçerilerden ve kul oğlanlarından serdengeçti yazılmıştır. Bunların dışında özellikle de reayadan serdengeçti yazılmaması hususunda görevliler uyarılmıştır262.
XVIII. yüzyılın ilk yarısında doğu yönüne gerçekleştirilen seferlerde Rumeli’den pek serdengeçti yazılmamış olup, serdengeçtilerin daha çok Anadolu cenahından temin edilmiş olduğu anlaşılmaktadır263. Buna karşın batı cenahına yönelik seferlerde de Anadolu’dan
ziyade Rumeli’den daha fazla serdengeçti yazılmış olduğunu öngörmek mümkündür.
5) Levendler
Eskiden bahriyede kullanılan askerlere verilen levend ismi manasını, Venediklilerin doğudan istihdam ettikleri askere İtalyanca şark anlamına gelen Levantino’dan almıştır. XVIII. yüzyılın ilk yarısındaki seferlere katılmış olan levendler, deniz ve kara leventleri olmak üzere iki kısımdan meydana gelmektedir. Deniz leventleri Osmanlı donanmasının savaş gücünü, kara leventleri ise vezir veya beylerbeyinin yanlarında bulundurdukları kuvvetleri teşkil etmektedir264.
Osmanlı Devletinde tımarlı sipahiliğin ve merkez ordusunun bozulması sonucu, ihtiyaç duyulduğunda istihdam edilmek üzere doğrudan merkezi yönetim tarafından halktan geçici statüde ücretli asker toplanmıştır. Vali ve sancak mutasarrıflarının tedarik ettikleri leventlerden ayırt edilebilmesi için miri levend olarak anılan bu ücretli askerler, ilk olarak XVI. 260 Genç, İran Seferleri, s. 165. 261 BOA, Mühimme Defteri, 130/463. 262 Genç, İran Seferleri, s. 164. 263 Genç, İran Seferleri, s. 164. 264 M.Zeki Pakalın, “Levent”, Osmanlı Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü, II, İstanbul 1993, s. 359; Mücteba İlgürel, “Levent”, DİA, XXVII, s. 150.
yüzyılın sonunda görevlendirilmeye başlanmıştır. Miri leventler, ihtiyaç anında hizmet vermeleri ve savaş bitiminde terhis edilmeleri sebebiyle devlete mali yönden büyük kolaylık sağlamış ve XVII. ve XVIII. yüzyıllarda kullanımı yaygınlaşmıştır265.
Miri levendin dışında bir de hane levendi vardı ki, kaza halkından olup devlete olan avarız ve nüzul yükümlülüklerine karşılık sefere katılmışlardır. Hane levendinin miri leventten farkı, belli bir yükümlülük karşılığında sefere katılmak zorunda olmasıydı. Miri leventlerin aksine hane leventlerine bahşiş ve ulufe verilmeyerek, sadece sefer süresince kendilerine günlük yarım kıyye(641 gr) ekmek ile yarım kıyye(641 gr) sığır eti tayinat verilmiş, olmadığı zaman da kendilerine ekmek ve et parası peşin ödenmişti266.
Leventler, halktan ücret karşılığı askere alınan miri leventlikten farklı olarak beylerbeyi ve sancakbeyinin mali gücüne ve ihtiyacına göre kapsında beslediği veya sefer sırasında topladığı silahlı güçtü. Leventlerin kapu halkından tek farkı teşkilatlanma biçimidir. Bölükler halinde idarecilerin maiyetinden yapılanan leventler,267 bayraklar halinde teşekkül
ettirilmiştir. Her bayrak genellikle 50 kişiden meydana gelmiştir ve bayrakların başında birer zabitan/bölükbaşı görevlendirilmiştir268.
Levent tahririnde dikkat edilmesi gereken hususlar ve tahrir olunacak leventte bulunması gereken vasıflar ise, devlet tarafından önceden belirlenmişti. Gönderilen emirlerde levent yazılacak kişilerin belli başlı özelliklere sahip olmaları gerektiği vurgulanmıştır. Bu özellikler; yaşlı, hasta, sakat olmayıp genç ve güçlü olmaları, savaş sanatında mahir, bahadır yiğitlerden seçilmeleri ve hepsinin de kesici ve ateşli silah bakımından tam techizatlı olarak orduya katılmalarıydı269. Levent kaydı yapılırken dikkat
edilen diğer bir husus ise dirlikleri olan kişilerin seçilmemesiydi. Bunun yanı sıra Müslümanlık da şart koşulmuş hatta dindarların tercih edilmesi istenmiştir270. 265 Cezar, Levendler, s. 344‐355. 266 Sevinç, Avusturya Seferleri, s. 60. 267 Cezar, Levendler, 289‐290. 268 Genç, İran Seferleri, s. 157. 269 Sevinç, Avusturya Seferleri, s. 56. 270 Ertaş, Mora Seferi, s. 235.
Ordu‐yı hümayuna iltihak eden leventlerin istenilen vasıflara uygunlukları ve eksik olup olmadıkları, çavuşbaşılar tarafından sefer güzergahı üzerindeki büyük yoklama yerlerinde kontrol edilmekteydi. Eyalet yöneticilerinin maiyetlerinde sefere götürdükleri leventlerin tüfekleri, silahları, malzemeleri ile süvari takımlarını karşılamak zorundaydılar271
ve istenilen özelliklere uygun levent toplanamamasından, valiler ve mutasarrıflar sorumluydular272.
1718 Mora Seferi’nde miri levendlerden etkin bir şekilde faydalanıldığı anlaşılmaktadır273. Osmanlı yönetimi, Mora Seferi öncesinde, vilayetlerden getirilecek olan
kapılı leventlerle ilgili olarak bazı düzenlemelerde de bulunmuştur. Dikkat çeken en önemli husus, kapılı leventlerin yalnızca Anadolu tarafındaki vilayetlerden istenmiş olmasıdır. Rumeli’deki vali ve sancak mutasarrıflarına gönderilen seferberlik hükümlerinde, kapu halkı ve sipahiler vazifeye çağrılırken kapılı levendlerden hiç bahsedilmemiştir. Bunun yanı sıra miri leventlerin büyük çoğunluğu Rumeli kesiminden toplanmıştır274.
Kapulu leventleriyle ilgili olarak yapılan ikinci düzenleme ise bunların sayıları ve nitelikleriyle ilgilidir. Anadolu’dan tahrir olunan leventlerin büyük çoğunluğu süvari iken, Rumeli’den tahrir olunan leventlerin tamamı ise piyade idi. Süvari leventlerin daha masraflı olması ve devlete gereğinden fazla yük getirmesi nedeniyle Rumeli’den tahrir olunan leventler genellikle piyadelerden seçilmiştir275. Nitekim Mora Seferi’nde çok sayıda askere
ihtiyaç duyan devlet, Karaman Valisi Ali Paşa’nın sefere götüreceği levendlerin tamamının piyade olmasına karar vermişti276.
1722‐1724 İran Seferlerinde leventler ağırlıklı olarak Anadolu’dan yazılmakla birlikte az bir kısmı Rumeli’den de yazılmıştır. Sefer mahalline oldukça uzak olmasına rağmen Rumeli’den de levent yazılması, Anadolu’daki askerlerin büyük bir kısmının seferde olmasından kaynaklanmıştır. Batı seferlerinde daha çok Ege’de Kaz Dağı leventleri ve Rumeli’de Evlad‐ı Fatihan taifesindeki leventlerden faydalanılırken; doğu seferlerinde ise
271 Ertaş, Mora Seferi, s. 229. 272 Genç, İran Seferleri, s. 157. 273 Ertaş, Mora Seferi, s. 233. 274 Ertaş, Mora Seferi, s. 228. 275 Murphey, Ordu ve Savaş, s. 75. 276 Ertaş, Mora Seferi, s. 229.
daha çok Anadolu leventlerinden faydalanıldığı görülmektedir. Bunun yanında doğu seferlerinde Evlad‐ı fatihan ve Kaz Dağı levendlerinden de yararlanılmıştır277.
1734 yılının Aralık sonlarında Kars Beylerbeği Mehmet Paşa’ya gönderilen hüküm belgesinde; kendisinin emrine girmek üzere Karaman Eyaleti’nden 27 bayrak zü‘emâ tımâr ve levendâtın yola çıkmış olduğu anlaşılmaktadır278. Burada ne kadar kaç levendâtın gönderildiği
bilinmemekle birlikte gönderilen levend sayısından Konya Kazası’nın hissesine ne kadar düştüğünü de bilememekteyiz. Ancak Karaman Eyaleti’nin merkezi olan Konya’nın önemli miktarda levent göndermiş olduğu aşikardır.
Cephelerde sefere katılan leventlerin her birine ait sayısal verilere ulaşmak pek mümkün değildir. Ancak şu bir gerçektir ki, 17. yüzyıldan itibaren askeri sistemde meydana gelen çözülmenin neticesinde tımarlı sipahilerin sayıca azalmasıyla onların yerini piyade ve süveri leventlerinin almaya başladığı görülmektedir. Çünkü İran seferlerinin279, Mora280 ve
Prut harekatının281 birçok safhasında leventler görevlendirilmiştir282.