SEFERLER İÇİN KONYA’DAN TEMİN EDİLEN ZAHİRE VE NAKLİYE VASITALAR
1) Asker Tayinatları
ve 1,5 kıyye kömür şeklindedir420.
1) Asker Tayinatları
Asker ekmeği, erzak manasına gelen tayîn kelimesinin çoğulu olan tayînât, aynı zamanda maaştan başka verilen yiyecek anlamını da ihtiva etmektedir. Osmanlı Devleti’nde asker tayînatları ile ilgili kayıtlar Hazine‐i Amire’de muhafaza edilen Baş Muhasebe Defterleri’nde yer almaktadır. Sefer hazırlıkları süresince ordu merkezinde toplanmak üzere çeşitli yerlerden yola çıkarılan askerî birliklerin yol boyunca konaklayacakları menzillerin bağlı oldukları kaza veya nahiyelerin idarecilerine bu defterlerin birer sureti gönderilmiş ve onlardan askerler için defterlerde belirtilen tayînâtları eksiksiz olarak sağlamaları istenmiştir421.
Ekmek, sefere çıkan Osmanlı ordusunda en mühim yiyeceklerden olup günlük ve taze olarak tüketilmekteydi422. Bu doğrultuda ordu sefere çıkmadan önce sefer güzergahı
üzerindeki menzillerde fırınlar kurulması için gerekli hazırlıklar yapılmaktaydı. Örneğin; Mora seferinde askerlerin ekmek ihtiyacı konaklanılan menzillerde kurulan geçici fırınlardan sağlanmış olup bu kapsamda menzillerde 125 adet fırın yapılmıştı423.
Seferler sırasında gerek menzillerde gerekse de cephede askerlerin ekmek istihkakı günlük olarak hesaplanmış ve her askere günlük birer çift ekmek verilmiştir. Nitekim 1711 Prut, 1715 Mora Seferleri424 ile bu dönemdeki doğu cenahına425 gerçekleştirilen seferlerde
askerlere birer çift yani 640/641 gram ekmek verilmiştir.
Sefere çıkan ordunun iaşesinin temel gıda maddelerinden biri olan et, yüksek protein değeri ile askerlere tahsis edilen gıda maddeleri arasında her zaman en önde yer almıştır.
420 KŞŞ. 56/8‐1. 421 Yıldız, Prut Seferi, s. 164; Yüksel, Sivas’ta Sefer Hazırlıkları, s. 50. 422 Yıldız, Prut Seferi, s. 177. 423 Ertaş, Mora Seferi, s. 154‐155. 424 Yıldız, Prut Seferi, s. 179; Ertaş, Mora Seferi, s. 156. 425 KŞS. 50/296‐2.
Osmanlı askerine tahsis edilen et ağırlıklı olarak koyun etiydi. Koyun etinden başka sığır eti ve az miktarda da olsa tavuk eti tüketilmişti426. Sığırın hem tarımsal üretimde etkin bir yere
sahip olması hem de seferlerde nakliye işlerinde istihdam edilmesi hasebiyle olsa gerek ordunun et ihtiyacı, sığır yerine daha çok koyun satın alınarak sağlanmıştır.
XVII. yüzyıl sonlarına kadar seferler için gereken küçükbaş ve büyükbaş hayvanların satın alınarak orduya dağıtılması işlerini “koyun emini” organize etmekteydi427. XVIII. yüzyılın
başlarında ise et ihtiyacının karşılanması, Kasapbaşı’nın uhdesine verilmişti428. Kasapbaşı,
hazineden kendisine tahsis edilen belli bir miktar parayla büyük et tacirlerinden ve kasaplardan gereken miktarda koyun ve sığır eti satın alırdı429.
Seferler esnasında koyunların genellikle sefer bölgesine yakın olan sınır bölgelerinden temin edildiği görülmektedir. Yani doğu cenahına gerçekleştirilen seferlerde, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’dan430; batıya yönelik seferler esnasında da Rumeli’den431 koyun tedarik
edildiği anlaşılmaktadır. Koyunların bu şekilde temin edilmesinin birkaç sebebi vardır. Birincisi, bu sancak ve kazaların sefer mahalline daha yakın olmalarıdır. Koyunların, başlarındaki çobanlar vasıtasıyla orduya ulaştırıldığı düşünülürse, mesafenin yakın olması ivedilik açısından önem taşımaktaydı. İkincisi ise, bu bölgelerde yer alan kaza ve sancaklarda bulunan koyun sayısının ordunun ihtiyaçlarını karşılayacak miktarda bulunmasıdır.
Osmanlı idaresi, ordunun yanı sıra sefere götürülen hayvanların yemini de kapsayan bir iaşe sistemi geliştirmişti. Bu sistemde hayvanların beslenmesi, hem menzillerde hazırlanan zahireden hem de yol üzerindeki otlak, çayırlık gibi doğal alanlardan sağlanmıştı. Hayvanların tükettiği yiyecek askerlerinkinden çok fazlaydı ve ordu iaşesi için temin edilen zahirenin büyük payı hayvanlara aitti432. 426 Genç, İran Seferleri, s. 83; Kurat, Prut Seferi ve Barışı, I, s. 269. 427 Murphey, Ordu ve Savaş, s. 131; İşbilir, İran Seferleri’nde İaşe ve İkmal, s. 41. 428 1711 Prut Seferi’nde ordunun beslenme ihtiyacının karşılanması için gereken hayvanların Rumeli’deki çeşitli yerlerden satın alınması ve orduya nakledilmesi ile ilgili işlerin organizasyonu, Hacı Osman ve Abdullah Ağa adlarında iki kasapbaşı tarafından yapılmıştı. Bkz. Yıldız, Prut Seferi, s. 175. 429 Dimitri Kantemir, Osmanlı İmparatorluğu’nun Yükseliş ve Çöküş Tarihi, II, çev. Özdemir Çobanoğlu, İstanbul 1998, s. 914. 430 Genç, İran Seferleri, s. 85. 431 Yıldız, Prut Seferi, s.175 . 432 Ertaş, Mora Seferi, s. 171.
Savaşta kullanılan hayvanların insan nüfusuna ortalama 1/2 veya 1/3’ünü teşkil ettiği ve her bir hayvanın günlük istihkakının insanın 10 katı olduğuna istinaden Clausewitz, orduda bulunan hayvanların, insanlara göre yaklaşık olarak 3, 4 hatta 5 kat daha fazla yiyecek tükettiğini ifade etmiştir433. Nitekim hem doğu seferlerinde hem de batı seferlerinde,
ekmeğin hammaddesi olan buğdaya nazaran hayvan yemi olarak kullanılan arpanın daha fazla miktarda satın alınmış olduğu görülmektedir434.
Askerlerin sevkinde olduğu üzere hayvanlar sevk edilirken de menzil güzergahları takip edilmiş ve güzergah boyunca hayvanların dinlenmesi ve doyurulması için mola verilmiştir. Bunun için hayvanlar menzillere ulaşmadan önce gerekli miktarda arpa ve saman buralarda hazır tutulmuştur. Bir deve günlük 4 kg. arpa ile 9.4 kg. saman, bir at ise 6.4 kg. arpa ile 5.2 kg saman tüketmekteydi435.
26 Aralık 1716 tarihinde Mora Seferi esnasında, Karaman Eyaleti’ne hitaben gönderilen fermanda; eyaletten temin edilecek olan 500 nefer serdengeçti için her bir nefere birer çift ekmek, beş neferine bir vakıyye et ve bir kile arpa bahaları verileceği; Karaman Eyaleti’nden gelecek olan neferlerin 25 günlük zahiresinin merkezden karşılanacağı bildirilmiştir436.
21 Şubat 1726 tarihinde Üsküdardan Konya’ya varınca ve Konya’dan Loristan Seraskeri Vezir Ahmed Paşa’nın olduğu mahalle varıncaya kadar yol üzerindeki kazalara hitaben gönderilen fermanda; Loristan Seraskeri Ahmed Paşa’nın maiyetine katılmak üzere yola çıkan askerlerin tayinatları, uğradıkları mahallerde belirtilen miktarlarda verilmesi istenmiştir ve Konya’ya vardıklarında verilecek olan tayinat miktarları şu şekilde belirtilmiştir437: 433 Carl Von Clauseeıtz, Harp Üzerine, II, çev. H.Fagri Çeliker, Ankara 1991, s. 294. 434 Genç, İran Seferleri, s. 100; Ertaş, Mora Seferi, s.167‐170. 435 Ekin, Ulaşım, s. 72. 436 KŞS. 47/249‐1. 437 KŞS. 50/296‐2.
Tablo XV: 1726 Senesinde Loristan Seraskeri Ahmed Paşa’nın Maiyetine Katılmak Üzere Yola Çıkan Askerlerin Üsküdar’dan Konya’ya Kadar Vardıkları Kazalardaki Bir Günlük Tayinatlarının Dağılımı Tayinatın
Cinsi Nan(Ekmek) Lahm(Et) Şair(Arpa)
Ölçü Birimi Çift Vukıyye Kile
1 Nefer Günlük Dağılımı Nefer Sayısı Vazife 1 Ağa 5 2 1 1 Kethüda Başçavuş Alemdar 2 1 0,5 1 Zabitan 2 1 0,5 1 Serdengeçti 2 0,2 0,2 Yine 2 Mayıs 1743 tarihinde Anadolu’nun sağ, sol ve orta kolları üzerindeki kazalara hitaben gönderilen fermanda; Erzurum canibi Seraskeri Ahmed Paşa’nın maiyetinde mevcud olmak üzere Anadolu’dan Hacı Hüseyin marifetiyle yeniden yazılması ferman olunan 500 serdengeçtinin yazıldıkları yerden Erzurum’a varıncaya kadar günlük tayinatları için verilmesi gereken yiyecek ve miktarları şöyledir438: 438 KŞS. 56/222‐1.
Tablo XVI:
1743 Tarihinde Erzurum Canibi Ser‐askeri Ahmed Paşa’nın Maiyetine Katılmak Üzere Yola Çıkan 500 Serdengeçtinin Anadolu’nun Sağ, Sol ve Orta Kolları Üzerindeki Kazalarından Geçerken
Uğradıkları Kazalardan Kendilerine Verilecek Bir Günlük Tayinatın Dağılımı
Tayinatın Cinsi Nan(Ekmek) Küşt(Et) Şair(Arpa)
Ölçü Birimi Çift Vukıyye Kile
1 Nefer Günlük Dağılımı Nefer Sayısı Vazife 1 Ağa 5 2 0,5 1 Kethüda Başçavuş Alemdar Zabitan 2 1 0,5 1 Serdengeçti 2 0,2 0,2 11 Saka Bargiri ‐‐‐ ‐‐‐ 2,5
Sefer için görevlendirilen askerlerin ve eşyalarını yüklemek üzere olan nakliye vasıtalarının günlük tayinatı, yazıldıkları tarihten görev yerlerine varıncaya kadar devlet tarafından karşılanmıştır. Ancak yukarda da görüldüğü üzere Osmanlı ordusunda tayinatların tevziinde de üst ve alt rütbeler arasında bir farklılık söz konusuydu ve üst rütbeli askerlere daha fazla miktarlarda tayinat verilmiştir. Askerlerin başlarındaki en yüksek rütbeli amir olan ağanın günlük istihkakı alt rütbedeki diğer görevlilerin istihkakından nerdeyse iki buçuk ve sıradan bir serdengeçtinin istihkakından ise üç buçuk kat daha fazladır. Ayrıca bu tür kişilere, kullandıkları atlar için arpa ve saman tayinatı da yapılmıştır.
Şunu da belirtmek gerekir ki; ordu merkezine yürüyecek askerî birliklerden tımarlı sipahiler gibi yiyecek ve yem ihtiyaçlarını kendi ceplerinden karşılamak durumunda olanlar da vardı ki alaybeylerine veya ağalarına gönderilen emirlerle, bunların geçecekleri yollar üzerinde bulunan “fukara‐i raiyyet”den parasını ödemeden yem ve yiyecek talebinde bulunmamaları sıkı sıkı tembih edilmiştir439.
439 Sak, 47 Numaralı, s. 571‐572.
2) Zahirenin Bozulması ve Bakaya Kalması
Devlet, askerî amaçlarla oluşturmuş olduğu zahire ambarlarını sefer olsun veya olmasın her zaman dolu tutmaya özen gösterirdi. Bu, aniden patlak verecek bir savaş halinde askerlerin gıda gereksinimlerini kesintisiz sağlama açısından son derece faydalı bir sistem olarak göze çarpmaktadır. Ayrıca hububatın rutubetlenmemesi için ambarların damının ve duvarlarının muntazam olmasına, tamire muhtaç yerlerinin derhal tamir edilmesine son derece önem verilirdi440. Devletin bu husustaki hassasiyetine rağmen ambarlarda uzun süre
bekletilen zahirenin çürüme veya böceklenme sonucunda bozulduğu da olmuştur. Böyle durumlarda ilgili yerlerin idarecilerine eski zahirenin satılması ve parasıyla yeni mahsul zahire alınıp depolanması emredilirdi441.
Alınan tüm önlemlere rağmen bazen zahirenin bozulmasının önüne geçilememiştir. Bu durumda zahirenin mümkün olduğunca hızlı bir şekilde tüketilmesinin yolu aranmıştır. Çözüm için birkaç alternatif vardı: peksimet yapmak, fırınlara dağıtmak ve ödenecek taşıma ücretleri mukabilinde nakliyecilere eldeki bu zahireden vermek. Son olarak da reayaya satılırdı442. Sık sık yapılan bir iyiniyet jesti de, tahılı, onu temin edenlere geri verirken bunu
spekülatif, kıtlıkla oluşmuş veya piyasa harici kış fiyatlarıyla değil, ilk müsadere sırasında uygulanmış devlet kontrolündeki aynı sabit fiyatlarla yapmaktı. Görüldüğü kadarıyla, Osmanlılar, sefer öncesi tedarik taleplerinin organize edilmesindeki idari ayrıntılarda ve sefer sonrasındaki fazlanın elden çıkartılmasına da eşit derecede özenli olmuşlardır443.
Osmanlılar, ordunun tahıl gereksinimini karşılarken, stok eksikliği gibi bir durumla karşılaşmamak için, geçici stok fazlası yönünde hata yapma gibi daha güvenli seçeneği tercih etmişlerdi444. Sefer organizasyonunda bu kadar fazla zahirenin satın alınıp iskelelere ve
ambarlara sevk edildiği düşünüldüğünde bu türden hadiselerin yaşanması doğaldır445.
Devlet tarafından miktarı ve mübayaası kararlaştırılan zahire, halktan çoğu zaman tam olarak tahsil edilememiştir. Bu durumun başlıca sebepleri de tahmin edilebileceği üzere 440 İşbilir, “İran Seferleri”, s. 152. 441 Çetin, Konya Menzilleri, s. 165. 442 Genç, İran Seferleri, s. 102. 443 Murphey, Ordu ve Savaş, s. 111. 444 Murphey, Ordu ve Savaş, s. 121. 445 İşbilir, İran Seferlerinde İaşe ve İkmal, s. 34.