• Sonuç bulunamadı

3.3. GÖNÜLLÜ KURULUġLARDA ÇALIġANLARIN YOKSULLUK

3.3.19. Yoksulluğun Yol Açtığı Sorunlar

Yoksulluğun kendisi önemli bir toplumsal sorun olduğu gibi, yoksulluğa bağlı olarak meydana gelen sonuçlar da önemli sorunlara dönüĢebilmektedir. Yoksulluğun olumsuz sonuçlar doğurması, yapısından ve yoksulların yaĢam koĢullarından kaynaklanmaktadır. Çünkü yoksulluk, Bulut‟un da belirttiği gibi,

“sadece bir gelir azlığı, temel kentsel hizmetlerden mahrum olma değildir, aynı zamanda alt sosyal statülü mahallelerde yaĢama, kent mekânında marjinalleĢme, sağlıksız çevre koĢullarında yaĢamını sürdürme, adalet, eğitim, sağlık hizmetlerinden daha az yararlanabilme, Ģiddete daha açık olma, yeterli güvene sahip olmamaktır” (Erdoğan, 2010: http://www.dunyabulteni.net).

Yoksullukla mücadelenin önemli bir yönü de, yoksulluğun ortaya çıkardığı olumsuz sonuçları gidermektir. Gönüllü kuruluĢların yoksullukla mücadelelerini bu bağlamda değerlendirmek mümkündür. Dolayısıyla, gönüllü kuruluĢlarda çalıĢanların, yoksulluğa bağlı olarak ortaya çıkan sorunlar hakkında ne düĢündükleri önemli görünmektedir.

Tablo 50: ÇalıĢanlara Göre Yoksulluğun Yol Açtığı Sorunlar.

Yoksulluktan kaynaklanan sorunlar Sayı %

Hiçbir soruna yol açmıyor - -

BoĢanmalara, aile parçalanmalarına, evi terk etmelere 60 96.8 Çocukların eğitimsiz kalmalarına ve sokağa düĢmelerine 46 74.2

Depresyon ve stres gibi hastalıklara 29 46.8

Sosyal, ekonomik ve siyasal dıĢlanmaya 18 29.0

Ġstismarcılığa, aylaklığa 21 33.9

ġiddet ve suça 25 40.3

Diğer 1 1.6

* Birden fazla Ģıkla cevap verilmiĢtir.

Tabloda görüldüğü gibi, yoksulluk en çok aile yapısını ve bireyleri etkilemektedir. Soruya cevap verenlerin tamamına yakını (%96.8), yoksulluğun yol açtığı sorun olarak “boĢanmalara, aile parçalanmalarına, evi terk etmelere” Ģıkkını iĢaretlemiĢtir. Önemli oranda çalıĢan da (%74.2), yoksulluğun “çocukların eğitimsiz kalmalarına ve sokağa düĢmelerine” neden olduğunu düĢünmektedir. Bu iki Ģıkkın yüksek değer alması, çalıĢanların yoksulluk kültürünün varlığına inandıklarının bir göstergesi olarak alınabilir. Yoksulluktan kaynaklanan boĢanmalar ve evi terk etmeler (evi terk etme erkekler arasında daha yaygındır), aile yapısında derin etkiler bırakmaktadır. Hane yapısında meydana gelen bu değiĢmeler; aile parçalanmaları, kadın ve çocuk yoksulluğunun ortaya çıkması, kadının hane reisliği rolünü üstlenmek zorunda kalması, çocukların eğitimsiz kalmaları ya da eğitimlerini yarıda bırakmaları ve çocuk iĢçiliği gibi sorunlara yol açmaktadır. Yoksulluğun ortaya çıkardığı bu sonuçlar, giderek artan kadın ve çocuk yoksulluğunun en önemli nedenleri arasında yer almaktadır. ÇalıĢanların bu iki temel üzerinde yoğunlaĢmaları, yoksulluğun derin etkilerinin ve olumsuz sonuçlarının farkında olduklarını göstermektedir.

ÇalıĢanların %46.8‟i yoksulluğun “depresyon ve stres gibi hastalıklara” yol açtığını belirtmiĢtir. Yoksullukla hastalıklar arasında doğrudan bir iliĢki bulunmasa da, bağlantıların bulunduğunu söylemek mümkündür. Toplumun genelinde hastalıklarda bir artıĢ görüldüğü gibi, yoksul hanelerde de bir artıĢ gözlenmektedir. Anti-depresyonları kullanmak oldukça yaygınlaĢmıĢtır. Sağlıksız yaĢam koĢulları, oturulan evlerin fiziksel yapıları, sosyal güvenceden mahrumiyet, evi geçindirememe ve tedavi masraflarını karĢılayamama gibi etmenler, yoksul hanelerdeki hastalıkların nedenleri arasında

gösterilebilir. Depresyon ve stres gibi sosyal içerikli hastalıkların diğer hastalık türleri gibi yoksullar arasında sık görülmesini ayrıca belirtmek gerekmektedir.

ÇalıĢanların %29‟u yoksulluğun “sosyal, ekonomik ve siyasal dıĢlanmaya”, %33.9‟u “istismarcılığa ve aylaklığa”, %40.3‟ü de “Ģiddet ve suça” yol açtığını düĢünmektedir. Diğer Ģıkkını iĢaretleyenlerin oranı ise %1.6‟dır. Hiç kimsenin yoksulluğun “herhangi bir soruna yol açmadığını” belirtmesi de, oldukça dikkat çekmektedir. Tablodaki verilerden anlaĢılacağı üzere, çalıĢanlar için yoksulluk önemli toplumsal sonuçlar doğurmaktadır. Örneğin, önemli oranda çalıĢanın yoksulluğun “sosyal, ekonomik ve siyasal dıĢlanmaya” neden olduğunu belirtmesi, dıĢlanmaların da önemli birer toplumsal sorun haline geldiğini göstermektedir. Aynı Ģey Ģiddet ve suç için de söylenebilir. ġiddet ve suç, Türkiye‟de son yıllarda artıĢ göstermiĢtir; ama bu artıĢın yoksullar arasında ne oranda gerçekleĢtiğini kestirmek güç görünmektedir. Çünkü, Bulut‟un da belirttiği gibi, yoksullukla Ģiddet ve suç arasında doğrudan bağlantı kurmak, her zaman mümkün olmadığı gibi, bu bağlantı yere ve zamana göre de değiĢmektedir (Erdoğan, 2010: http://www.dunyabulteni.net). Buna rağmen, çalıĢanların önemli bir kısmının yoksulluğun Ģiddet ve suça yol açtığını düĢünmesi, önemli bir veri olarak alınabilir.

Yoksulluğun bireysel düzeyde yol açtığı en önemli sonuçlardan biri de, yoksullar arasında istismarcılığa ve aylaklığa neden olmasıdır. Tabloda görüldüğü gibi, çalıĢanların %33.9‟u böyle düĢünmektedir. Ancak, istismarcılığın tek nedeni yoksulluk değildir. Yoksullukla mücadele alanında faaliyet gösteren yardım kuruluĢlarının sayısındaki artıĢ, bu kuruluĢlar arasında iĢbirliği ve bilgi paylaĢımının olmaması, belediyelerin sosyal yardım faaliyetlerine katılmaları gibi hususlar da, istismarcılığı dolaylı olarak etkilemektedir.

Tabloda görüldüğü üzere, çalıĢanların çoğu yoksulluğun toplumun genelinde, ailede ve bireylerde ciddi sorunlara yol açtığının farkındadır. Özellikle, çalıĢanların yoksulluğun aile ve bireylerde meydana getirdiği tahribatları belirtmeleri, son derece anlamlıdır. Ancak, yoksulluk sadece aile ve bireyleri değil, toplumu da etkileyen ciddi sonuçlar doğurmaktadır. Bu da gösteriyor ki, yoksullukla mücadele sadece devleti veya toplumun bazı kesimlerini ilgilendiren bir mesele değil, toplumdaki herkesi ilgilendirmekte ve herkese sorumluluk yüklemektedir.

Bununla birlikte, sosyal eğitimle yoksulları bilinçlendirme gibi uygulamaların yoksullukla mücadele stratejilerinde kullanılması, yoksulluğun aile ve birey düzeyinde yol açtığı sorunları hafifletebilmesini mümkün kılabilir. Örneğin, yoksulluk aile içinde Ģiddeti, çocukların istismarını, depresyon gibi hastalıkların görülmesini ve evin dağınık ve kirli olmasını gerektirmeyebilir. Bu tür olumsuz durumlar, çok fazla bir çaba gerektirmeden de giderilebilir. Önemli olan, bu konudaki iradeyi ortaya koymak ve yoksullara insan perspektifinden yaklaĢmaktır.