• Sonuç bulunamadı

Bu çalıĢmanın konusunu, yoksullukla mücadele sahasında yerel düzeyde faaliyet gösteren gönüllü kuruluĢların incelenmesi oluĢturmaktadır. Yoksulluk, BirleĢmiĢ Milletler ve Dünya Bankası gibi uluslararası kuruluĢlarca 21. yüzyılda dünyanın yüz yüze kaldığı en büyük sorunlardan biri olarak gösterilmiĢtir. Bu kuruluĢların verilerine göre, küreselleĢmenin hız kazanmasıyla birlikte neoliberal politikaların da etkisiyle yoksulluk oranında bir azalma görülmemiĢ; aksine yoksulluk giderek derinleĢmiĢ ve kronik bir hal almıĢtır. Yoksulluk, bugün bir milyarın üzerinde insanın hayatını doğrudan, yaklaĢık olarak üç milyar insanın hayatını ise dolaylı olarak etkilemektedir. Dolayısıyla, yoksulluğu ortadan kaldırmak veya en azından azaltmak için yoksullukla

mücadele konusu gittikçe daha fazla önem kazanmıĢtır.

Yoksullukla mücadele, çok geniĢ bir saha olduğu için bu alanda çalıĢan birçok resmi ve sivil toplum kuruluĢu vardır. Ayrıca ulusal hükümetlerin yanı sıra, bazı uluslararası kuruluĢlar da bu alanda faaliyet yürütmektedirler. Örneğin, biraz ideolojik de olsa, özellikle Dünya Bankası‟nın yoksulluk konusuna oldukça duyarlı olduğu görülmektedir. Bir diğer Bretton Woods kuruluĢu olan Uluslararası Para Fonu da (IMF) yoksulluk konusuna ilgi duymakta ve çeĢitli çalıĢmalar yapmaktadır. Aynı Ģekilde, BirleĢmiĢ Milletler de, Kalkınma Programı (UNDP) bünyesinde, sık sık yoksullukla ilgili araĢtırmalar yapmakta ve yayımlamaktadır. Yoksulluk ve yoksullukla mücadeleyle ilgili tanım ve kavramlarda bu kuruluĢların belirleyiciliği ön plandadır.

Ancak, mevcut duruma bakıldığında, yani yoksulluğun dünya genelinde hâlâ büyük bir sorun olduğu hesaba katıldığında, yoksullukla mücadelede hükümetlerin ve uluslararası kuruluĢların pek de baĢarılı olmadıkları görülmektedir. Dolayısıyla, bu alanda büyük bir boĢluğun ortaya çıktığı görülmüĢ ve sistematik çalıĢmanın eksik olduğu hissedilmiĢtir. Bunu gidermek için, özellikle 1990‟lı yıllarda, bazı insanlarda gönüllü bir Ģekilde yoksullukla mücadele alanında hizmet etmek isteği doğmuĢtur. Bu Ģekil bir mücadele, bir kurum bünyesinde profesyonel ve sistematik bir çalıĢmayı gerektirdiği için, bu insanlar vakıf ve dernek gibi yerel ve ulusal kuruluĢlar kurma yoluna gitmiĢler ve bu Ģekilde hizmet etmek istemiĢlerdir. Bunun sonucu olarak, bugün

Türkiye‟de yoksullukla yerel düzeyde mücadele eden ve ulusal ve hatta uluslararası alanda faaliyet gösteren ve üçüncü sektör olarak adlandırılan birçok gönüllü sivil toplum kuruluĢu ortaya çıkmıĢtır. Bugün, yoksullukla mücadele alanında resmi kuruluĢlardan ziyade, bu gönüllü kuruluĢların adları duyulmakta ve onların çalıĢmaları gündeme gelmektedir. Örneğin, birer gönüllü kuruluĢ örneği olan Deniz Feneri ve Dost Eli gibi dernekler sadece Türkiye‟de değil, Afrika, Asya ve Ortadoğu gibi yerlerde de faaliyet göstermektedirler.

Bu çalıĢmada, üçüncü sektör içinde yer alan dört gönüllü yerel kuruluĢ incelenmektedir. Üçüncü sektör, kâr amacı gütmeyen sivil toplum kuruluĢlarını ifade etmek için kullanılan bir kavramdır. Bilindiği üzere üç sektör vardır: Birincisi kamu sektörüdür; bu sektör kamusal alanda faaliyet gösteren kuruluĢları içermektedir ve genellikle iktidar amaçlıdır. Ġkincisi özel sektördür; bu sektörde yer alan kuruluĢların ve Ģirketlerin asıl amacı kâr elde etmektir. Üçüncüsü ise iktidar iliĢkilerinden uzak, kâr amacı taĢımayan ve kamu yararına çalıĢan ve çoğunlukla vakıf ve derneklerden oluĢan üçüncü sektördür. Bu sektör, aynı zamanda “sivil toplum kuruluĢları” ve “gönüllü sektör” olarak da adlandırılmaktadır. Bu sektör, genellikle sosyal hizmetler olarak bilinen eğitim, sağlık ve çevre gibi alanlarda faaliyetlerde bulunmaktadır. Son yıllarda üçüncü sektör, yoksulluk ve yoksullukla mücadele alanında da önemli bir yer iĢgal etmeye baĢlamıĢtır. Bu alandaki faaliyetler ise daha çok hayırseverlik, sosyal sorumluluk ve vicdani duyarlılık gibi değerlerden ilham almıĢtır.

Hiçbir çıkar ve kazanç beklentisi olmadan, insanların belirli alanlarda gönüllü olarak çalıĢmaları, üzerinde ciddiyetle durulması gereken önemli bir meseledir. Özellikle, yoksullukla mücadele gibi sorumluluk ve çaba gerektiren bir alanda gönüllü olarak çalıĢmak daha da dikkat çekicidir. Üstelik bu gönüllü kuruluĢların devlete ait resmi kuruluĢlardan kısmen de olsa daha fazla baĢarı göstermeleri, bu kuruluĢları daha da önemli kılmaktadır. Çünkü bu kuruluĢlar yoksullukla mücadele ederken, sadece yoksullara yardım götürmeyi amaçlamamakta; aynı zamanda meseleye teknik ve bilimsel bir Ģekilde yaklaĢmakta ve yoksullukla kapsamlı bir Ģekilde mücadele etmeyi hedeflemektedirler. Ayrıca, toplumun ve devletin ilgisini çekerek bu konuda bir duyarlılık ve bilinç de geliĢtirmek istemektedirler. Dolayısıyla, bu kuruluĢların kurumsal yapılarının araĢtırılması ve faaliyet alanlarının incelenmesi, önemli bir araĢtırma konusunu teĢkil etmektedir. Bu çalıĢmada da yoksullukla mücadeleyi

kendilerine temel hedef edinen üçüncü sektördeki kuruluĢların kurumsal yapıları, faaliyet alanları, amaçları ve yoksullukla mücadele stratejileri araĢtırmaya konu edilmiĢtir.

Bu konunun doktora tezi olarak seçilmesinde birkaç faktör etkili olmuĢtur. Birincisi, 2007 yılından beri yoksullukla ilgilenmem, alan araĢtırmalarında ve çeĢitli gözlemlerde bulunmamdır. Yoksulluk ve yoksullukla mücadeleyle ilgili birkaç projede görev aldım ve yoksulluk haritasını ve profilini çıkarmayı amaç edinen anket çalıĢmalarına katıldım. Bu zaman zarfı içinde, Elazığ merkezindeki bütün mahallelerde ve Elazığ‟ın birkaç beldesinde bine yakın hanede anket uyguladım ve çoğu kadın olmak üzere binlerce insanla yüz yüze görüĢmeler yaptım. Dolayısıyla, teorik bilgimin yanı sıra, alanda edindiğim bilgi ve tecrübe de konunun seçilmesinde etkili olmuĢtur.

Ġkincisi, yoksullukla mücadele sahasında yerel düzeyde faaliyet gösteren birçok vakıf ve dernek bulunduğu halde, bunların yeterince araĢtırılmamasıdır. Yapılan çalıĢmaların ve tezlerin çoğu, ya genel olarak sivil toplumla ilgilidir ya da ulusal düzeyde faaliyet gösteren Deniz Feneri gibi kuruluĢlar hakkındadır. Sadece yerel kuruluĢları inceleyen çalıĢmaların sayısı oldukça azdır. Bu çalıĢmada ise, sadece bir yerel kuruluĢ değil, Türkiye‟nin dört ayrı bölgesinde faaliyet gösteren dört dernek/vakıf araĢtırmaya tabi tutulmuĢtur.

Üçüncüsü, çalıĢmaya konu edilen kuruluĢların kurumsal yapılarının oldukça güçlü olması ve yoksullukla ilgili önemli çalıĢmalar yürütüyor olmalarıdır. Örneğin, bunlardan Mamuret‟ül-Aziz Vakfı Elazığ‟da, yaklaĢık olarak bir sene süren bir yoksulluk haritası projesi yürütmüĢ; SarmaĢık Derneği ise Diyarbakır‟da bir kent yoksulluk haritası çalıĢması yapmıĢtır. Her iki çalıĢma da bilimsel ve kapsamlı bir Ģekilde yapılmıĢtır. Ayrıca bu kuruluĢların geleceğe dönük projeleri de bulunmaktadır.

Dördüncüsü, yoksullukla mücadelede devletin yetersiz kalmasının bir sonucu olarak yerel yardım kuruluĢlarının sayısında görülen artıĢtır. Yoksullukla mücadelede devletin yetersiz kalması, devletin mali kaynaklarının yetersiz olduğu, dolayısıyla da bütün yoksulların ihtiyaçlarına cevap veremediği anlamına gelmemektedir. Devletin yetersiz kalmasının baĢlıca nedenleri, yoksullukla mücadelede net bir bakıĢ açısı geliĢtirememiĢ olması, yürüttüğü faaliyetlerin örgütlü ve planlı olmaması ve kurumsal altyapı eksikliğidir. Ayrıca, meselenin siyasal vb. boyutları da vardır. Gönüllü yerel kuruluĢlar yoksulluğu tanımlamada, yoksulları ve ihtiyaçlarını tespit etmede ve

yoksullukla mücadele için strateji geliĢtirmede devletten daha ileri bir konumda yer almaktadırlar. Bunun hem olumlu hem de olumsuz yönleri bulunmaktadır. Tez içerisinde yeri geldiğinde bunlara değinilecektir. Burada önemli bir soru ortaya çıkmaktadır: Yoksullukla mücadele etmek kimin görevidir? Devletin mi yoksal sivil toplumun mu? Tek tek bireylerin mi yoksa bir bütün olarak toplumun mu? Bununla ilgili olarak, vakıf/dernek çalıĢanlarına birkaç soru sorulmuĢtur. Bu konu çalıĢma boyunca iĢlenecek ve özellikle değerlendirme bölümünde tartıĢılacaktır.

BeĢincisi, akrabalık bağları ve komĢuluk/hemĢehrilik iliĢkileri gibi değerlerin görece önemini yitirmesiyle kamu ve gönüllü yardım kuruluĢlarının bunların yerini almaya baĢlamasıdır. Günümüzde yoksullukla yüzleĢen insanların ilk baĢvurdukları yerler akrabaları, komĢuları ve hemĢehrileri değil, yardım kuruluĢlarıdır. Dolayısıyla, yerel düzeyde faaliyet gösteren ve kendi yöresindeki yoksul insanlarla ilgilenen gönüllü kuruluĢların ve bunların faaliyetlerinin araĢtırılması oldukça önemlidir.