• Sonuç bulunamadı

Yetkili Satıcı ve Yetkili Servisler

Dağıtıcıların sadece satış hizmeti vermeyi, satış sonrası hizmeti ise vermemeyi tercih etmeleri durumunda, sağlayıcılar, dağıtıcılardan bakım onarım hizmetleri için aynı marka bağına bağlı bir yetkili servisle anlaşma yapılmasını isteyebilirler86. Böyle bir durumda, dağıtıcıların müşterilerine satış sonrası destek sağlayacak yetkili bir tamircinin yeri ve mesafesi ile ilgili bilgi verme zorunluluğu olup olmadığı hakkında tebliğde de kılavuzda da herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır.

Konuyla ilgili mehaz AB düzenlemesine bakıldığında, dağıtıcıların bu konuda müşterilerine bilgi verme zorunluluğu bulunduğu görülmekte olup, bunun yanı sıra, bu yetkili tamircinin, dağıtıcıya ya da müşterinin yaşadığı yahut çalıştığı yere en yakın tamirci olması gerektiği belirtilmektedir. Burada şunun üzerinde durmak gerekir ki, dağıtıcı ile onun gösterdiği yetkili tamirci arasında herhangi resmi bir bağın olması gerekmediği gibi, dağıtıcın yetkili tamirciye müşterilerin kendisine yönlendirildiği hususunda bilgi vermesi de gerekmemektedir87.

Buna karşılık, bir otomobilin satın alınması sonrasında otomobile gerek rutin bakım gerekse başka sebeplerle pek çok kere bakım yapılması gerektiğinden, motorlu taşıt piyasalarında en çok karın, satış sonrası hizmetlerden elde edildiğinden daha az kar getiren yeni araç satışı piyasalarının da buradan desteklendiği bilinmektedir. Bu nedenle, AB uygulamalarından elde edilen deneyimlerde, yeni düzenleme ile bu karşılıklı desteğin ortadan kaldırıldığı, karşılığında ise, fiyatların düşürülmesi yolunda baskı yapılarak yeni

85 AUTOPOLİS, The Natural Link Between Sales and Service, November 2000, s.56-58.

www.autopolis.com

86 Kılavuz, s.27.

87 WHİTEMAN, John; TONGUE, Andrew; The New Block Exemption: Further Thoughts, June 2002,

araç satışı gibi daha az kazanç getiren aktivitelerin oluşmasına neden olduğu yolunda eleştiriler dile getirilmektedir88.

Garanti, geri çağırma ve ücretsiz servis yönünden ise, tebliğde açık bir hüküm bulunmamakla beraber, tebliğin açıklanmasına dair kılavuzda, sağlayıcının, garanti kapsamı hariç olmak üzere, yetkili servisler tarafından başka kaynaklardan elde edilen orijinal yedek parça veya eşdeğer kalitede yedek parçaların kullanılmasını yasaklaması ağır sınırlama olarak kabul edilmektedir. Ancak eşdeğer kalitede yedek parça kullanılması halinde, sağlayıcıların yetkili servislere, müşteriyi önceden bilgilendirme veya faturada söz konusu parçaların markalarının gösterilmesi yükümlülüğünü getirebileceği öngörülmüştür89.

Kılavuzda da belirtildiği gibi, tamir, ücretsiz bakım, geri çağırma hizmetlerinin garanti kapsamında yapılması halinde durum farklı olacak, dolayısıyla sağlayıcı garanti kapsamındaki tamirat işleri için kendi sağladığı parçaların kullanılmasını şart koşabilecektir.

Öte yandan, motorlu aracın ücret karşılığı sunulan normal bakım ve onarım hizmetleri söz konusu olduğunda, sağlayıcı kendisi tarafından sağlanan orijinal yedek parçaların kullanılmasını zorunlu tutamayacaktır. Aksi takdirde, yetkili servislerin bakım ve onarım hizmetleri için başka sağlayıcılardan orijinal ya da eşdeğer kalitede yedek parça temin etme özgürlüklerinin kısıtlanması söz konusu olacaktır90.

Başka bir deyişle, 2005/4 sayılı Tebliğde, garanti dönemi içerisinde tüketicilerin periyodik bakım ve onarımlarını yetkili servis dışındaki yerlerde yaptırabilmesine imkan tanınmaktadır. Ayrıca, yetkili servislerde garanti dönemi içerisinde yapılan ancak periyodik bakım-onarım gibi garanti kapsamında olmayan işlemlerde başka kaynaklardan elde edilen orijinal yedek parçaların ve eşdeğer kalitede yedek parçaların kullanılmasının sınırlanması, grup muafiyetinden yararlanamayacak uygulamalar arasında kabul edilmektedir.

88 WHİTEMAN, J; TONGUE, A.; s.4. 89 Kılavuz, s.37.

Tebliğ bu hükümlerle sağlayıcıdan başka kaynaklardan tedarik edilen yedek parçaların yetkili servisler tarafından kullanılabilmesinin önünü açmakla birlikte, bu noktada garanti ile ilgili mevzuat nedeniyle rekabetçi bir pazar yaratılmasında bir engel olup olmayacağı sorunu karşımıza çıkmaktadır. Zira yetkili servisler tarafından alternatif kaynaklardan elde edilen yedek parçalara sağlayıcı tarafından garanti verilemeyeceği için, kullanılan parçada herhangi bir arıza ortaya çıkması durumunda kimin sorumlu olacağı hususu uyuşmazlık konusu olabilecektir. Böyle bir sonucun ise alternatif yedek parça kullanımını olumsuz yönde etkileyip etkilemeyeceği sorusu akla gelmektedir.

Gerek 2005/4 sayılı Tebliğ’de, gerekse de Kılavuz’da bu soruna ilişkin olarak herhangi bir hükme rastlanmamaktadır. Ancak 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’a bakıldığında, böyle bir soruna ilişkin çözümün mevcut olduğu görülmektedir. Buna göre, söz konusu Kanun’un “Garanti Belgesi” başlıklı 13. maddesinde91; satıcı, bayi, acente, imalatçı-üretici ve ithalatçının tüketiciye karşı müteselsilen sorumlu oldukları hükme bağlanmıştır. Dolayısıyla, yetkili servis her halde parçadan doğan arızadan sorumlu olacaktır. Bunun yanı sıra, kullanılan parçayı tedarik eden her kim ise, onun da ortaya çıkan arızanın giderilmesinden mükellef olacağı BK’daki genel hükümlerden de anlaşılmaktadır. Şayet parça, araç sağlayıcısı tarafından tedarik edilmiş ise yetkili servisle birlikte araç sağlayıcısı, eğer parça üreticisi tarafından tedarik edilmiş ise parça üreticisi ile yetkili servis tüketiciye karşı birlikte sorumlu olacaklardır.

AB’nin mehaz 1400/2002 sayılı Tüzüğüne bakıldığında da konuyla ilgili açık bir düzenlemenin bulunmadığı görülmektedir. Ancak, Tüketici Garantileri ile ilgili 99/44

90 Kılavuz, s.38.

91 TKHK Md. 13:İmalatçı veya ithalatçılar ithal ettikleri veya ürettikleri sanayi malları için Bakanlıkça

onaylı garanti belgesi düzenlemek zorundadır. Mala ilişkin faturanın tarih ve sayısını içeren garanti belgesinin tekemmül ettirilerek tüketiciye verilmesi sorumluluğu satıcı, bayi veya acenteye aittir. Garanti süresi malın teslim tarihinden itibaren başlar ve asgari iki yıldır. Ancak, özelliği nedeniyle bazı malların garanti şartları, Bakanlıkça başka bir ölçü birimi ile belirlenebilir.

Satıcı; garanti belgesi kapsamındaki malların, garanti süresi içerisinde arızalanması halinde malı işçilik masrafı, değiştirilen parça bedeli ya da başka herhangi bir ad altında hiçbir ücret talep etmeksizin tamir ile yükümlüdür.

Tüketici onarım hakkını kullanmışsa, garanti süresi içerisinde sık arızalanması nedeniyle maldan yararlanamamanın süreklilik arz etmesi veya tamiri için gereken azami sürenin aşılması veya tamirinin mümkün bulunmadığının anlaşılması hallerinde, 4 üncü maddede yer alan diğer seçimlik haklarını kullanabilir. Satıcı bu talebi reddedemez. Tüketicinin bu talebinin yerine getirilmemesi durumunda satıcı, bayi, acente, imalatçı-üretici ve ithalatçı müteselsilen sorumludur.

Tüketicinin malı kullanım kılavuzunda yer alan hususlara aykırı kullanmasından kaynaklanan arızalar, iki ve üçüncü fıkra hükümleri kapsamı dışındadır.”

sayılı Avrupa Yönergesinde, tüketici ve satıcıların hak ve yükümlülüklerine ilişkin düzenlemeler yapıldığı görülmektedir. Buna göre, tüketici tarafından alınan bir ürünün ayıplı çıkması halinde, satıcının sattığı mal ve hizmetlerin düzgün olması konusundaki yükümlülüğü gereğince, söz konusu ürünün tamir edilmesini, yenisiyle değiştirilmesine yahut iade alınmasını talep etme hakkı bulunmaktadır. Bu durumda satıcı, sağlayıcısı ile birlikte tüketicinin talebi doğrultusunda uygun bir harekette bulunacaktır.

Bu hususta dikkati çeken bir başka nokta ise, aracı satan dağıtıcının yetkili servis olarak bakım-onarım hizmeti sağlamaması durumunda garanti ile ilgili çıkabilecek sorunlardır. Dağıtıcılar aynı zamanda yetkili tamirci olmaları durumunda, tamiri kendileri yapacaklardır, yetkili tamirci olmamaları durumunda ise yetkili bir tamirciye işi aktaracaklarıdır. Ancak bu durum, dağıtıcılar ile yetkili servisler arasında daha resmi bir ilişkinin bulunmasını gerektirmektedir. Komisyon, satış ve satış sonrası hizmetler arasından birini seçme özgürlükleri bulunan dağıtıcıların, bir takım hukuki yükümlülüklerinin de bulunduğunun unutulmaması gerektiğini dile getirmektedir. Nitekim bu durumun, pratikte bazı güçlüklere neden olduğu gözlemlenerek , dağıtıcıların en az telefon çağrılarının alınması ve tüketicinin teşhir/sergileme92 salonuna götürülmesi gibi “tüketici servisi” hizmeti sunmaları gerektiği belirtilmiştir. Bunun gibi, tamirin nasıl yapılacağı, aracın nasıl teslim edileceği, yetkili tamircilerce iyi yapılmamış bir tamirin dağıtıcılarca nasıl halledileceğinin, sağlayıcılarca planlanması ve buna göre standartların getirilmesi gerekmektedir. Dolayısıyla, ilgili marka ağı içindeki her yetkili tamirci, aracın nereden alındığına bakılmadan, garanti, geri çağırma ve ücretsiz servisi karşılamakla yükümlüdür. Bu durumda tamiri yapan yetkili servis, yaptığı masrafı ya doğrudan ya da dağıtıcı aracılığıyla dolaylı olarak sağlayıcıdan geri isteyebilecektir. Komisyon’un uygulaması ve yukarıda değinilen 4077 sayılı Kanun’un 13. maddesi dikkate alındığında, ülkemiz açısından da yetkili servis olmayan dağıtıcının, aracı satması münasebetiyle, yetkili servis tarafından giderilemeyen arızalar bakımından müteselsil sorumluluk zincirine dahil olabileceğinin kabulü mümkün gözükmektedir93.

92 Teşhir salonu veya sergileme salonu kavramları showroom anlamında kullanılmaktadır.

93 Garanti kapsamındaki bir aracın AB ülkelerinin her yerinde bu kapsamdan yararlanması mümkündür.

Dolayısıyla tüketici, AB üyesi herhangi bir ülkeden satın aldığı aracının garanti kapsamındaki her türlü imkanından diğer ülkelerde de yararlanabilmektedir. Bunun tek istisnası, üretici firmaların, belli bir ülke grubu ile bunu kısıtlamasıdır. Bu durumda sadece belirlenmiş olan ülkeler bakımından garanti söz konusu olacaktır. ESİN, A; 1400/2002 sayılı Tüzük Üzerine Önemli Açıklamalar, RB., S.12