• Sonuç bulunamadı

2.7. AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ’NİN MAKUL SÜREDE

2.7.3. Yetkili Makamların Tutum ve Davranışları

AİHM, yetkili makamların tutum ve davranışları ölçütünü, esas itibariyle, oluşan gecikmeden ötürü devletin ihmal ve kusuru sebebiyle sorumlu olup olmadığına bakarak değerlendirmektedir343.

Ceza davalarına yönelik olarak, bir dosyanın ya da belgenin bir mahkemeden diğerine gönderilmesinde gecikme yahut hükmün yazılmasındaki gecikme gibi mahkemelere yüklenilebilecek belirli gecikme süreleri söz konusu olduğunda da devletin sorumluluğu ortaya çıkmış olacaktır344.

Ceza davalarında, başvurucunun risk altında bulunan menfaati dikkate alınarak hukuk davalarına nazaran daha hızlı davranılması gerektiği daha önce ifade edilmişti. Başvurucunun tutuklu yargılanması halinde ise, daha katı standartlar uygulandığını da tekrar ifade etmek gerekir.

Yetkili makam tabirinden yalnızca hâkimleri ve bunların doğrudan neden oldukları hataları anlamamak gerekir. Zira mahkeme kalemlerinde kimi evrakların

341 AİHM, Beaumartin/Fransa, 24.11.1994, 15287/89, p. 33, Erişim tarihi: 18/01/2019, (Çevrimiçi)

http://hudoc.echr.coe.int/eng?i=001-57898.

342 İnceoğlu, İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi Kararlarında Adil Yargılanma Hakkı, s. 385-386. 343 Gözübüyük / Gölcüklü, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Uygulaması, s. 287; İnceoğlu, Adil

Yargılanma Hakkı Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvuru El Kitapları Serisi-4, s. 273; AİHM, Monnet/Fransa, 27.10.1993, 13675/88, p. 32, 34, Erişim tarihi: 18/01/2019, (Çevrimiçi) http://hudoc.echr.coe.int/eng?i=001-57856.

344 İnceoğlu, İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi Kararlarında Adil Yargılanma Hakkı, s. 388; AİHM,

Eckle/Almanya, 15.07.1982, 8130/78, p. 84, Erişim tarihi: 18/01/2019, (Çevrimiçi) http://hudoc.echr.coe.int/eng?i=001-57476.

65

bulunmaması ve mahkemelerce resmi mercilere sorulan sorulara zamanında cevap verilememesi gibi haller de süreyi makul olmaktan çıkarır345.

Devletler, mahkeme kalemindeki rutin görevler sırasındaki, mahkemenin duruşmayı yürütmesindeki, kamu makamları tarafından delillerin veya kendisinden talep edilen görüşün sunulmasındaki gecikmelerden yahut başka bir davanın neticesinin beklenmesi için yargılamanın ertelenmesinden, idari yahut yargısal makamlar arasındaki koordinasyon eksikliğinden ve bilirkişi raporunun neticelenmesindeki gecikmelerden sorumlu tutulabilmektedir346.

Yargılama süreçlerinde ilk derece mahkemesi üzerine düşen görevleri yerine getirmesine karşın, kanun yolu aşamasında geçen uzun süreler makul sürede yargılanma hakkının ihlaline yol açabilir347.

Medeni haklara yönelik davalarda, yukarıda ifade edilen türden bir sorumluluğun meydana gelmesi için, davanın gecikmesine sebep olan kişi yahut kurumun devlet için çalışıyor olması gerekmektedir. Nitekim “H/Fransa”348 davasında, başvurucuya sağlanan yasal yardım neticesinde atanan müdafi zaman zaman hareketsiz kalarak Strasbourg İdare Mahkemesi önündeki yargılamanın uzamasına sebep olmuştur. Müdafinin tutumu, resmi olarak atanmış olmasına karşın, devletin sorumluluğu içerisinde değerlendirilmemiştir. Müdafinin devlet için değil, kendi müvekkili için çalıştığı kabul edilerek ve medeni haklara yönelik yargılamada tarafların da özen göstermesi gerektiğinden hareketle, devlete atfedilebilecek bir gecikme olarak değerlendirilmemiştir.349.

Yargısal organlar, davanın hızlı bir şekilde neticeye bağlanması yükümlülüğü ile adaletin gerçekleştirilmesi yükümlülüğü arasında iyi bir denge kurmak

345 Donay, İnsan Hakları Açısından Sanığın Hakları ve Türk Hukuku, s. 101-102.

346 İnceoğlu, Adil Yargılanma Hakkı Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvuru El Kitapları Serisi-4, s.

273-274; AİHM, Mansur/Türkiye, 08.06.1995, 16026/90, p. 69, Erişim tarihi: 19/01/2019, (Çevrimiçi) http://hudoc.echr.coe.int/eng?i=001-125296; AİHM, Baraona/Portekiz, 08.07.1987, 10092/82, p. 54, 56, Erişim tarihi: 19/01/2019, (Çevrimiçi) http://hudoc.echr.coe.int/eng?i=001-57428; AİHM, Guincho/Portekiz, 10.07.1984, 8990/80, p. 35, 41, Erişim tarihi: 19/01/2019, (Çevrimiçi) http://hudoc.echr.coe.int/eng?i=001-57497.

347 İnceoğlu, Adil Yargılanma Hakkı Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvuru El Kitapları Serisi-4, s.

274; AİHM, Beaumartin/Fransa, 24.11.1994, 15287/89, p. 33, Erişim tarihi: 19/01/2019, (Çevrimiçi) http://hudoc.echr.coe.int/eng?i=001-57898.

348 AİHM, H/Fransa, 24.10.1989, 10073/82, p. 54, 55, Erişim tarihi: 19/01/2019, (Çevrimiçi)

http://hudoc.echr.coe.int/eng?i=001-57502.

66

durumundadır. Bu sebeple, ulusal mahkemelerin davaları birleştirme ve delil toplama gibi sebeplerle davayı uzatmaları, belirli bir aşamaya kadar makul görülebilir. Ancak bu tür bir kararın yargılamayı uzatacağı düşünülerek, yargılamanın yürütülmesi esnasındaki diğer aşamalarda, yargılamayı süratlendirmek için daha fazla çaba gösterilmesi lazımdır350.

2.7.3.2. Yapısal Sorunlar

AİHM’nin yetkili makamların tutum ve davranışları ölçütünü, esas itibariyle, oluşan gecikmeden ötürü devletin ihmal ve kusuru sebebiyle sorumlu olup olmadığına bakarak değerlendirdiği ifade edilmişti. Ancak yargılama makamları kendilerine düşen görevi yerine getirmelerine karşın, görev dışı başka sebeplerle (yargıç açığı, siyasi ortam, ulusal hukuktaki boşluklar, iş yükünün ağırlığı, idari zorluklar, yargı sisteminin yapısı vb.) makul sürenin aşılması durumunda da devletin sorumluluğu doğmaktadır351.

Mahkemenin önündeki dava sayısında, öngörülemeyen geçici bir yoğunluk oluşmuşsa ve eğer yetkili makamlar bu problemin bilincinde olup, çözmek için yeterli çabayı göstermişse makul süre koşulu yönünden ihlal oluşmamaktadır. Nitekim “Buchholz/Almanya”352 davasında, ekonomik durgunluk sebebiyle 1974-1976 tarihleri arasında iş mahkemelerindeki uyuşmazlık sayısı ciddi ölçüde artmış ve fakat yetkili makamlar henüz 1974 tarihinde artışı görerek yargıç sayısını arttırmış, 1976’da altıncı daire kurulmuş, 1979’da reform yasası Meclis tarafından kabul edilmiştir. AİHM, bu tedbirleri ve mevcut istisnai durumu göz önüne alarak, yetkili makamlar sorumluluklarının bilincinde olduğunu gösterip, yeterli çabayı gösterdiğinden ötürü, makul süre şartının ihlal edilmediği kanısına varmıştır353. “Zimmermann ve

350 İnceoğlu, Adil Yargılanma Hakkı Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvuru El Kitapları Serisi-4, s.

274.

351 Gözübüyük / Gölcüklü, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Uygulaması, s. 287; İnceoğlu, Adil

Yargılanma Hakkı Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvuru El Kitapları Serisi-4, s. 275; AİHM, Neumeister/Avusturya, 27.06.1968, 1936/63, p. 20, 21, Erişim tarihi: 20/01/2019, (Çevrimiçi) http://hudoc.echr.coe.int/eng?i=001-57544; AİHM, Zimmermann ve Steiner/İsviçre, 13.07.1983, 8737/79, p. 29, 32, Erişim tarihi: 20/01/2019, (Çevrimiçi) http://hudoc.echr.coe.int/eng?i=001-57609; AİHM, Martins Moreira/Portekiz, 26.10.1988, 11371/85, p. 53, Erişim tarihi: 20/01/2019, (Çevrimiçi) http://hudoc.echr.coe.int/eng?i=001-57535.

352 AİHM, Buchholz/Almanya, 06.05.1981, 7759/77, p. 62, 63, Erişim tarihi: 20/01/2019, (Çevrimiçi)

http://hudoc.echr.coe.int/eng?i=001-57451.

67

Steiner/İsviçre”354 davasında ise, İsviçre Hükümeti, İsviçre Federal Mahkemesi’nin ağır iş yükü altında olduğunu ileri sürerek bunu istatistiksel verilerle de ortaya koymuş ve davaların önemlerine göre sıraya konulup incelendiğini, bu sebeple söz konusu şikâyetçilerle ilgili olarak dosya üzerinde uzun süre işlem yapılamadığı savunmasında bulunmuştu. Fakat bu savunma AİHM tarafından kabul görmemiş ve İsviçre Hükümeti tazminat ödemeye mahkûm edilmiştir355. Zira iş yükü yapısal organizasyon problemiyse, geçici çözümler yeterli olmayıp, devletin etkin önlemler almayı ertelememesi lazımdır356.

Kimi zaman kişilerin haklarını korumak amacıyla öngörülmüş olan çeşitli ve çok sayıdaki hukuk yolu, yargılama sürecinin gecikmesine sebep olarak, makul sürede yargılanma hakkının önünde engel oluşturabilmektedir. Yargı sisteminin yapısından kaynaklanan gecikmeler meydana çıktığında sistemi basit hale getirmek devletin görevidir357.

Adil yargılanma kavramı, adli mekanizmanın sadece işleyişini değil, bunun aynı zamanda organizasyonunu da kapsadığından ötürü hâkim sayısının yetersiz olması, iş dağılımı sebebiyle hâkimlerden bir kısmının iş yükünün ağır olması gibi hususlar sürenin uzatılması için AİHM tarafından haklı bir sebep olarak kabul görmemektedir358. Zira daha önce de ifade edildiği üzere, makul sürede yargılanma hakkının ihlal edilmemesi için devletin gerekli tedbirleri alması gerekmektedir.