• Sonuç bulunamadı

2.6.1. Ceza Davalarında Sürenin Başlangıcı ve Sonu

Ceza davalarında suç isnadı kavramı, AİHM’nin özerk kavramlar doktrini uyarınca teknik hukuki anlamda kamu adına dava açmaya yetkili olan makamın, işi mahkeme önüne götürmesi manasına gelmez. Suç isnadı, kişinin suç işlediğine yönelik resmi bir iddianın olması anlamına gelmektedir300. Bu sebeple makul süre çoğu kez olayın ceza yargıcı önüne taşınmasından çok evvel, polis yahut savcılık soruşturmasına başlanıldığı tarihte301 yahut yetkili makamca, kişinin suç işlediğine yönelik iddianın resmi bildirimiyle302 işlemeye başlayabilmektedir. Bu bağlamda makul sürenin başlangıç tarihi; gözaltına alınma tarihi, tutuklanma tarihi yahut suç isnadıyla hazırlık soruşturmasının başladığı tarih vb. olabilmektedir303. O halde makul sürenin başlangıç anı her olayın özel şartları değerlendirilmek suretiyle saptanmaktadır.

Ayrıca belirtilmesi gerekir ki Mahkeme, yargılama sürecinde başvurucu sanığın saklanmış olduğu süreyi, makul süre değerlendirmesi yaparken düşmektedir304.

Ceza davalarında sürenin sona erdiği tarih, suç isnadının yahut verilmiş olan cezanın kesinleştiği tarihtir. Bu tarih, son kanun yolunun neticelenmesi ya da yazılı kesin hükmün tebliğ edilme tarihine bakılarak tespit edilmektedir. Sanık beraat eder ve savcılık bu kararı temyiz ederse, makul süre güvencesi temyiz süresinin sonuna kadar devam etmektedir305.

300 İnceoğlu, Adil Yargılanma Hakkı Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvuru El Kitapları Serisi-4, s.

268; AİHM, Deweer/Belçika, 27.02.1980, 6903/75, p. 44, Erişim tarihi: 11/01/2019, (Çevrimiçi) http://hudoc.echr.coe.int/eng?i=001-57469; AİHM,Öztürk/Almanya, 21.02.1984, 8544/79, p. 55, Erişim tarihi: 11/01/2019, (Çevrimiçi)http://hudoc.echr.coe.int/eng?i=001-57553.

301 Gözübüyük / Gölcüklü, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Uygulaması, s. 284; AİHM, Foti ve

Diğerleri/İtalya, 10.12.1982, 7604/76-7719/76-7781/77-7913/77, p. 52, Erişim tarihi: 11/01/2019, (Çevrimiçi) http://hudoc.echr.coe.int/eng?i=001-57489.

302 İnceoğlu, Adil Yargılanma Hakkı Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvuru El Kitapları Serisi-4, s.

268; AİHM, Eckle/Almanya, 15.07.1982, 8130/78, p. 73, Erişim tarihi: 11/01/2019, (Çevrimiçi) http://hudoc.echr.coe.int/eng?i=001-57476.

303 İnceoğlu, Adil Yargılanma Hakkı Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvuru El Kitapları Serisi-4, s.

268-269.

304 İnceoğlu, İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi Kararlarında Adil Yargılanma Hakkı, s. 379; AİHM,

Girolami/İtalya, 19.02.1991, 13324/87, p. 13, Erişim tarihi: 12/01/2019, (Çevrimiçi) http://hudoc.echr.coe.int/eng?i=001-57666.

305 İnceoğlu, Adil Yargılanma Hakkı Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvuru El Kitapları Serisi-4, s.

57

Davanın sona ermesine karşın, sonradan yeniden açılması halindeyse, arada geçen süre, sürenin hesaplanmasında dikkate alınmaz306.

Davada tatbik edilecek kanun hükmünün, anayasaya aykırılığı iddiasıyla, Anayasa Mahkemesi önüne götürülmüş olması durumunda, bu merci önünde geçen süre Anayasa Mahkemesi uyuşmazlık yahut suçlamayı konu alan bir karar veremeyeceğinden ötürü kural olarak hesaba katılmaz. Bununla birlikte, Anayasa Mahkemesinin kararı, olağan mahkeme önündeki uyuşmazlığın esasını doğrudan etkiler nitelikteyse, bu yüksek mahkeme önünde geçen sürenin de makul süre hesabında dikkate alınmaması için sebep yoktur. AİHS’nin 6. maddesi tüm yargılama mercilerini, hiçbir ayrım gözetmeden fakat yargılamanın nev’i ve niteliği dikkate alınmak kaydıyla bağlamaktadır307.

2.6.2. Hukuk Davalarında Sürenin Başlangıcı ve Sonu

Hukuk davalarında sürenin başlangıç noktası, kural olarak yargılama sürecinin yetkili ilk derece mahkemesinde başlatıldığı, davanın açıldığı tarihtir308. Fakat kimi hallerde yetkisiz mahkemeye başvuru da sürenin başlamasını sağlamaktadır. Örneğin, AİHM bir davada başvuranın açacağı tazminat davasında yetkili mahkemeyi seçmekte hataya düşmesini makul bulmuş, adli ve idari yargı arasındaki ilişkiyi düzenleyen sistemin karmaşık olmasının bu hatanın meydana gelmesine yol açtığına dikkat çekmiştir309.

Yukarıda da belirtildiği üzere kural, sürenin, yargılamanın başladığı tarihten itibaren hesaplanması olmakla beraber, somut olayın özellikleri kimi zaman farklı bir tarihin sürenin başlangıcı olarak dikkate alınmasını gerekli kılabilir. Örneğin,

http://hudoc.echr.coe.int/eng?i=001-57476; AİHM, Ferraro/İtalya, 19.02.1991, 13440/87, p. 15, Erişim tarihi: 12/01/2019, (Çevrimiçi) http://hudoc.echr.coe.int/eng?i=001-57667.

306 İnceoğlu, Adil Yargılanma Hakkı Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvuru El Kitapları Serisi-4, s.

269; AİHM, Skorobogatova/Rusya, 01.12.2005, 33914/02, p. 37, 42, Erişim tarihi: 12/01/2019, (Çevrimiçi) http://hudoc.echr.coe.int/eng?i=001-71451.

307 Gözübüyük / Gölcüklü, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Uygulaması, s. 285-286; AİHM,

Deumeland/Almanya, 29.05.1986, 9384/81, p. 77, Erişim tarihi: 12/01/2019, (Çevrimiçi) http://hudoc.echr.coe.int/eng?i=001-57468.

308 Dinç, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne Göre Adil Yargılanma Hakkı, s. 72; İnceoğlu, Adil

Yargılanma Hakkı Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvuru El Kitapları Serisi-4, s. 267; Gözübüyük / Gölcüklü, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Uygulaması, s. 285.

309 Aktepe Artık, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararları

Işığında Medeni Usul Hukukunda Adil Yargılanma Hakkı, s. 256; AİHM, Allenet de Ribemont/Fransa,

10.02.1995, 15175/89, p. 46, Erişim tarihi: 13/01/2019, (Çevrimiçi)

58

Barbagallo/İtalya310 davasında, istihkak iddiasının ileri sürüldüğü tarih, Tumminelli/İtalya311 davasında ise, dava açılmadan önce düzenlenen ödeme emrinin düzenlendiği tarih sürenin başlangıç noktası kabul edilmiştir312.

Davanın açılmasından sonra üçüncü şahısların davaya katıldığı durumlarda, sürenin başlangıcı, katılmanın niteliğine göre tespit edilmektedir. Örneğin, üçüncü şahıs davaya fer’i müdahil olarak katılıyor ise, davaya katıldığı tarih, yargılama süresinin başlangıcı kabul edilecektir. Zira burada, fer’i müdahil kendi menfaatini müdafaa etmek maksadıyla tarafın yanında yer almaktadır313.

Sürenin bitiş anı ise, kural olarak hükmün kesinleştiği ya da kesin hükmün yazıldığı tarihtir314. Eğer bir mahkeme kararı ancak belirli bir süre sonra kesinleşiyorsa, bu tarih de göz önünde bulundurulur. Yargılamanın neticesini doğrudan etkiliyorsa, anayasa yargısının sonucu verilen karar da sürenin sonu olabilir. Esasa dair davayı takip eden kararın icrası da yargılamanın bir parçası olmakla, makul süre değerlendirmesi bakımından göz önünde bulundurulabilir. Bu bağlamda kararın icra edildiği tarih, yargılamanın sona erdiği tarih olabilir. Örneğin, “Büker/Türkiye”315 davasında, üniversitede asistan olarak çalışmakta olan başvurucunun sözleşmesinin yenilenmemesine karşı açmış olduğu davanın sona erme tarihi, üniversitenin karar düzeltme başvurusunun Danıştay tarafından reddedilme tarihi değil, üniversitenin başvurucunun eski görevine iade edildiğini resmi olarak tebliğ ettiği tarih olarak kabul edilmiştir316.

Değerlendirmeye esas alınacak olan sürenin bitiş anı, Türk hukukundaki dava çeşitlerine göre farklılık gösterebilir. Eda davalarının kabul edilmesi ile verilecek olan

310 AİHM, Barbagallo/İtalya, 27.02.1992, 13132/87, Erişim tarihi: 13/01/2019, (Çevrimiçi)

http://hudoc.echr.coe.int/eng?i=001-57725.

311 AİHM, Tumminelli/İtalya, 27.02.1992, 13362/87, Erişim tarihi: 13/01/2019, (Çevrimiçi)

http://hudoc.echr.coe.int/eng?i=001-57762.

312 Aktepe Artık, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararları

Işığında Medeni Usul Hukukunda Adil Yargılanma Hakkı, s. 256.

313 Aktepe Artık, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararları

Işığında Medeni Usul Hukukunda Adil Yargılanma Hakkı, s. 257; AİHM, M.Ö/Türkiye, 19.05.2005, 26136/85, Erişim tarihi: 13/01/2019, (Çevrimiçi) http://hudoc.echr.coe.int/eng?i=001-124018.

314 Gözübüyük / Gölcüklü, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Uygulaması, s. 285; İnceoğlu, Adil

Yargılanma Hakkı Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvuru El Kitapları Serisi-4, s. 268.

315AİHM, Büker/Türkiye, 24.10.2000, 29921/96, p. 34, Erişim tarihi: 14/01/2019, (Çevrimiçi)

http://hudoc.echr.coe.int/eng?i=001-125857.

316 İnceoğlu, Adil Yargılanma Hakkı Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvuru El Kitapları Serisi-4, s.

59

hüküm bir eda hükmü olduğundan ötürü icra edilebilir niteliktedir. Bu sebeple, değerlendirmeye esas alınacak sürenin bitiş anı eda hükmünün icra edilerek yerine getirilmiş olduğu andır. Tespit davasının kabulü ya da reddi ile eda davasının reddi halinde verilen kararlar ise birer tespit hükmü niteliğinde olduğundan ötürü icra edilebilir nitelikte değildirler. Bu halde süre, söz konusu hükümler şekli olarak kesinleştiği an bitmiş sayılacaktır. İnşai davalar açısından değerlendirmeye esas alınacak sürenin bitiş anı farklı değildir. İnşai hükümler kesinleştiği anda hukuki değişiklik resen gerçekleşmiş olacağından, süre hükmün şekli anlamda kesinleştiği tarihte bitmiş sayılır. Aynı netice, inşai davanın reddedilmesi durumunda da geçerlidir317.

2.6.3. İdari Yargılama Yönünden Sürenin Başlangıcı ve Sonu

İdari yargıda da sürenin başlangıç noktası yukarıda anlatılan hukuk davalarındaki gibi, kural olarak yargılama sürecinin yetkili ilk derece mahkemesinde başlatıldığı, davanın açıldığı tarihtir. Bununla birlikte mahkeme kavramının AİHM içtihatlarındaki otonom yorumu ya da yargılamanın tümü göz önüne alınarak uyuşmazlığın başlangıç tarihi daha önceki bir tarih olabilmektedir. Bu sebeple idareye yahut iç hukukta idare içerisinde değerlendirilebilecek kimi itiraz kurallarına başvuru tarihi ile de süre başlayabilmektedir318. Örneğin, “X/Fransa”319 kararında, kan nakli esnasında bulaşan AİDS virüsü nedeniyle tazminat ödenmesini konu alan süreçte, Mahkeme, sürenin başlangıcı olarak Sağlık Bakanlığı’na tazminat talebinin yapıldığı tarihi baz almıştır320.

Yine yukarıda anlatılan hukuk davalarında olduğu gibi, idari yargıda da sürenin bitiş anı, hükmün kesinleştiği tarihtir. AİHM’ne göre Danıştay’da geçen temyiz aşaması da süre hesabına katılmakta ve bu kademede sürenin uzaması ayrı biçimde değerlendirilmektedir321.

317 Mükerrem Onur Başar, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararları Çerçevesinde Makul Sürede

Yargılanma Hakkı, İstanbul, On İki Levha Yayınları, 2011, s. 38-41.

318 İnceoğlu, Adil Yargılanma Hakkı Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvuru El Kitapları Serisi-4, s.

267.

319AİHM, X/Fransa, 31.03.1992, 18020/91, p. 31, Erişim tarihi: 14/01/2019, (Çevrimiçi)

http://hudoc.echr.coe.int/eng?i=001-57801.

320 Aktepe Artık, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararları

Işığında Medeni Usul Hukukunda Adil Yargılanma Hakkı, s. 257.

321AİHM, Makbule Akbaba ve Diğerleri/Türkiye, 10.07.2012, 48887/06, p. 52, Erişim tarihi:

60

2.7. AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ’NİN MAKUL SÜREDE