• Sonuç bulunamadı

Yer Kökünün Dayağı/Direği

1. Kazan Tatar Türkleri Mitolojisinde Tanrılar ve Ruhlar/Ġyeler

2.1. Dünyanın YaratılıĢı ve Tasarımı

2.1.3. Yer Kökünün Dayağı/Direği

Yer kökünün dayağı yahut direği konusu, dünyanın göbeği veya merkezi inancı ile yakından iliĢkilidir. Pek çok toplum ilkel dönemlerde kendilerini dünyanın merkezinde olarak düĢünmüĢ, diğer toplumları ise ikinci derecede topluluklar olarak görmüĢtür (Çoruhlu, 2010: 100). Bunun yanında dünyanın merkezinde dünyayı ayakta tutan, yeraltı, yeryüzü ve gökyüzü katmanlarının birbirinden ayrı durmasını ve bu katmanlar arasında bağlantıyı sağlayan bir direğin bulunduğuna inanılmakta idi. Axis mundi adı verilen bu direk (Eliade, 1991: 17), bazen dünya ağacı bazen bir dağ bazen de bir dayaktır. Göğün direği, dünya direği gibi isimlerle de anılan bu direk, aynı zamanda yeryüzündeki bütün yapıların da ayakta durmasını sağlamaktadır.

Altay mitolojisinde Bay Terek olarak geçen ve devasa büyüklükte yedi boğumlu bir kavak ağacı olarak düĢünülen hayat ağacının dünyayı ayakta tuttuğuna inanılmaktadır.38 Yakutlarda ise Uluu Aal Luuk Mas olarak adlandırılan hayat ağacının yerin ortasında bittiği, evrenin merkezinde yer aldığı ve sekiz dallı olduğu düĢünülmüĢtür (Dilek, 2014: 175, 188). Altay Türklerinin destanlarından olan Maaday Kara‟da yeraltında Erlik‟in, gökyüzünde Ulu Tanrı Üç-Kurbustan‟ın, orta dünyada ise insanların atlarını bağladığı at çakı, üç dünyayı birbirine bağlayan kozmik bir direk olarak karĢımızda durmaktadır (Bekki, 2001: 211). Bu kozmik direk Altay ve Tuva destanlarında çakı, Hakas destanlarında sarçın, teek ya da seçpe, Yakut destanlarında da sergey olarak adlandırılır (Dilek, 2010: 2). Bununla ilgili olarak Hakas destanlarından Altın Arığ destanının giriĢ kısmında destan

38

Roux, Altay Tatarlarının her Ģeyin merkezinde, yeryüzünün göbeği üzerinde, ağaçların en büyüğü olan ve üstünde Göksel Tanrı Ülgen‟in üzerinde oturduğu bir çam ağacının bulunduğuna inandığını belirtir. Jean Paul Roux, Türklerin ve Moğolların Eski Dini, 2. Baskı, Kabalcı Yayınevi, Ġstanbul 2011, s. 155.

kahramanının en önemli yardımcılarından olan ak yeleli Ak Boz atın çeçpe denilen at bağlama direğinde bağlı olduğu belirtilir (Özkan, 1997: 37). Bu direğin gökyüzü ve yeraltı dünyaları ile bağlantılı olduğu düĢünüldüğünden buraya sıradan hayvanlar bağlanılmaz. Ak Boz at gibi olağanüstü ve kutsal özelliklere sahip bir hayvan bağlanmıĢtır. Tuva kahramanlık destanlarında bahadırların, hanların, üst âlem ve alt âlemde yaĢayan mitolojik kahramanların atlarını bağladıkları kutsal çakılardan bahsedilmektedir. Söz gelimi Aldın-Kurgulday destanında destan kahramanı yedi yıldır doğurmamıĢ sırmalı kara kısrağın doğurduğu atını otağının önündeki altın kutsal çakısına bağlar. Benzer Ģekilde Boktu-Kiriş, Bora Şeeley destanında göğün üçüncü katına yarıĢmak üzere gelen Bora-ġeeley, Ulug-Ege-Haan‟ın otağına vardığında otağın eĢiğinin güney tarafında bakır çakı, kuzey tarafında gümüĢ çakı, hemen önünde ise at baĢı Ģeklinde, altın-gümüĢ nakıĢlı sarı çakı görür. Altın sarı çakı dokuz dallıdır ve her bir dalında da bir at bağlanmıĢtır (Ergun, Aça, 2004: 148-149). ġor kahramanlık destanlarından Altın Sırık‟ta Altın Kağan‟ın atını bağladığı altın kazığın yerin otuzuncu katından otuz kökün üstünde yükselmekte olduğu belirtilir (Ergun, 2006: 230). At çakı üç dünyayı birbirine bağlayan direk olması bakımından hayat ağacı ile benzer fonksiyona sahiptir. Söz gelimi Yakut Türkleri arasında derlenen Er-Sogotoy destanında Er-Sogotoy‟un evinden içeri girip doğuya gidenler Ağaç Hakan‟a rastlar. Bu ağaç her Ģeyin anası olduğundan varlık ona bağlıdır. Gökle yerin binası olan bu ağacın kökleri yeraltı dünyasını kaplarken, zirvesi göğün dokuz katını deler (Ögel, 2010: 98). Görüldüğü üzere bu destandaki ağaç da üç dünya arasında bağlantıyı sağlamaktadır. Roux (2011: 155), gövdesi üst delikten geçecek Ģekilde Yurt‟un merkezine dikilen ağaç ile ilgili olarak yedi veya dokuz dalı bulunan bu ağacın, ġamana kozmik yolculuğunda merdiven görevini gördüğünü belirtir.

Tatarların da mitik inançlarına göre yeryüzü bir direk yahut dayak ile ayakta durmaktadır. Bu inancın izine YirtöĢlik destanında rastlanılmaktadır. Bu destanda Barsa Kilmes padiĢahının kızını almaya giden YirtöĢlik, evini köĢelerinden doldurup ayakta tutmaya çalıĢan bir ihtiyara rastlar ve ona ne yaptığını sorar. Bunun üzerine yaĢlı adam, Barsa Kilmes padiĢahının kızı Könersılu, YirtöĢlik beni almaya gelmesin diye, yer kökünün dayağını almıĢ, bunun için evim ayakta durmuyor, Ģeklinde cevap verir (Urmançi, 2007a: 155). Burada yer kökünün dayağının olmaması, yeryüzünde ayakta duran bütün yapıların da ayakta duramamasını beraberinde getirmektedir.

Kuzı Körpeç ile Bayansılu destanında Kuzı Körpeç‟in annesi kötü bir rüya görür ve oğlunun uzaklara gitmesini istemez. Kuzı Körpeç‟in annesi:

Buginde yaman töş kürdim, balam, Bugün kötü rüya gördüm, yavrum, Öyim artında baytirek kürdim, balam, Evimin ardında baydirek gördüm, yavrum, Öy östine yıgıldı, balam. Ev üstüne yıkıldı, yavrum.

(Urmançi, 2007: 34).

Kuzu Körpe‟yi çok seven annesine göre evladının baĢına bir Ģey gelmesi, onun kıyametidir. Rüyasında baydireğin yıkılmasını, yolculuğa çıkacak olan evladının baĢına kötü Ģeylerin geleceği Ģeklinde yorumlamıĢtır. Burada baydirek ile ifade edilen aslında yeryüzünü ayakta tutan direktir. Destanın devamında yola çıkan Kuzı Körpe deryanın öteki kıyısına geçip bir baydireğin dibinde atından iner. Atın eğerini alır, yularını çıkarır ve onu serbest bırakır. Daha sonra bu eyeri yastık yapıp eyerin dokumasını ise döĢek yaparak üzerine yatar. Kara samur kürkünü üstüne örtüp uyur. Baydireğin dibinde altı ay uyuyan Kuzı Körpe kıĢın atının uyandırması ile uyanır (Urmançi, 2007: 37). Kahramanın altı ay boyunca uyumasına rağmen ölmemesi baydireğin ölümsüzlük kaynağı, hayat gücü olması ile iliĢkilidir.

Dünyayı ayakta tutan direk inancı çeĢitlenerek atasözlerine de yansımıĢtır. Batır ilnin kazıgı. Kahraman ülkenin direğidir (Ġsenbet, 2010a: 592). Bu atasözüne göre dünyayı ayakta tutan bir direğin olması gibi ülkeyi de ayakta tutan bir yiğidin olması gerekir.