• Sonuç bulunamadı

1. Kazan Tatar Türkleri Mitolojisinde Tanrılar ve Ruhlar/Ġyeler

1.3. Yeraltı Dünyasında YaĢayan Mitik Varlıklar

1.3.2. Ajdaha (Ejderha)

Tatar halk anlatılarında yeraltına ait kötü karakterli varlıklardan biri de Ejderha‟dır. Özellikle masallarda ve efsanelerde sıkça karĢımıza çıkan Ejderha, bir yönüyle yılanın geliĢmiĢ halidir.32

Yılan padiĢahı olarak da bilinen Ejderha, uçabilen kanatlı bir hayvandır. Ejderha kelimesinin etimolojisine dair Taberî’den nakledilen hikâye şöyledir. “Eskiden zalim bir hükümdar varmıĢ. Araplar ona Zahhâk dermiĢ. Acemlerin ise Ġzdihak/Ezdehak adını verdikleri bu hükümdar, Tanrı tarafından ejderha suretine tebdil edilmiĢ. Zulüm ve cebirle iĢ gören bu hükümdarın ensesinde iki büyük ur çıkmıĢ. Bunlar bedenine dokundukça acıtıyor, o da acısını dindirmek için insan beyni istiyordu. Her gün iki adam öldürtüp onların beyni ile urlarını sıvazlayarak rahatlatırmıĢ. Ġsfahan ahalisi bu zülumlere dayanamayıp Zahhâk‟a isyan ederler. Her ne kadar Kâbî adında biri isyan bayrağını açıp halkı etrafında toplasa da Feridun hükümdar olur. Zahhâk‟a karĢı harekete geçen Feridun, demir çomakla Zahhâk‟ın baĢına vurur ve onu bağlayarak Dünbavend Dağı‟na götürür. Acemler, onun bukağılara vurulmuĢ halde hâlâ orada mahpus olup azap çektiğini söylerler. Günümüzde kullanılan Ejderha kelimesinin kökeni Arapça Zahhâk sözcüğünün Farsça söyleniĢi olan Ġzdihak/Ezdahak‟tan gelmektedir (Karatay, 2003: 173-176). Dünya mitolojilerinin pek çoğunda görülen bu varlık aslan pençeli, kartal kanatlı, yılan kuyruklu, ağzından ateĢ çıkaran, vücudu balık puluyla kaplı olarak betimlenmiĢtir. Yılanın soyundan geldiğine inanılan bu düĢsel yaratığın kanatlı ejder ya da yılan Ģeklinde çeĢitlemeleri vardır (Tez, 2008: 44).

Tatar halk anlatılarında Kazan Ģehrinin kuruluĢu ile ilgili efsanelerde kanatlı, uçabilen ve birden çok baĢa sahip olan bu varlık, yılanların baĢı konumundadır. Efsaneye göre, Kazan Ģehri Ģimdiki yerinde kurulmadan önce bu yerde pek çok yılan bulunmaktadır. PadiĢahın izni ile yılanları yok etmek isteyen sihirbaz kız, bütün yılanları yakar. Ancak sadece on iki baĢlı olan yılan korkunç bir ses çıkarıp havaya

32

uçar. Bu Ejderha bir süre uçtuktan sonra yakılan ateĢlerle tutuĢur ve Kazan‟dan on çakrım uzaklıkta bir yere yığılır (Gıylecitdinov, 1987: 48). BaĢka bir efsanede ise bu mitik varlık, kanatlı ve her baĢı baĢka bir hayvan olan üç baĢlı bir Ejderha‟dır. Efsaneye göre Huzan isimli bir zenginin iki oğlu ava çıkar. Avda çok güzel bir yer görürler ve avdan döndükten sonra bu yeri babalarına anlatırlar. Huzan da bu yeri görünce çok beğenir. Ancak burada bir baĢı yılan, ikincisi kartal, üçüncüsü arslan olan bir Ejderha vardır. Yüz on yaĢındaki sihirbazın yardımıyla yılanları yakmaya çalıĢırlar fakat kanatlı yılan kaçar. Yılan Dağı denilen yere Huzan Ģehri kurulur. Ancak bir süre sonra bu yılan, Moğol-Tatar askerlerini peĢine takıp gelince, bu Ģehrin yerine Kazan Ģehri kurulur (Zakirova, 2003: 33). Umartacı Kız efsanesinde Kazan Ģehrinin kurulması için belirlenen yer, domuz ve yılanlardan temizlenmeye çalıĢılırken iki baĢlı kanatlı Ejderha, Yılan Dağı‟na uçup gider ve bu esnada çevresindekileri öldürür. Efsanenin sonunda Ejderha, büyücünün yardımıyla öldürülür (Gıylecitdinov, 1987: 50-51). Yeni Kazan Kalesinin KuruluĢu efsanesinde kalenin kurulacağı alanı yılanlardan temizlemek için büyük bir ateĢ yakılır. Yılanlar yanar ancak iki baĢlı büyük bir yılan ateĢten kaçıp kurtulur. Bu yılan, ateĢi yakan kiĢiye saldırıp onu altı parçaya böler (Gıylecitdinov, 1987: 51-53).

Tatar mitolojisinde Ejderha‟nın yaĢadığı yer, Divlerin yaĢadığı yerlere benzemektedir. Bu mitik varlığın yaĢadığı kara orman, dağ, su kenarı, nehir, deniz, deniz ortasındaki ada gibi yerler, halk anlatılarındaki ölüler dünyası ya da öteki dünyayı çağrıĢtırmaktadır (Urmançi, 2005: 55). Ejderha bazen insanlara zarar vererek onların baĢka yerlere göçmesine neden olabilmektedir. Barac Nesli isimli efsaneye göre Büler Ģehrinde Alıplar (büyük gövdeli insanlar) zamanında bir Ejderha bu Ģehre zarar vermeye baĢlar. Bu Ģehrin halkı her ne kadar Ejderha‟ya karĢı savaĢsa da ona karĢı koyamaz ve göç edip baĢka bir yere Ģehir kurmak zorunda kalırlar (Gıylecitdinov, 1987: 32). Bazı halk anlatılarında Ejderha, kendi bölgesine izinsiz girme veya baĢka sebeplerden dolayı kurban ister. Yirtöşlik destanında, YirtöĢlik‟in babası yedi gelini ile dönerken gece konaklamak için bir yerde durup uyumaktadırlar. Geceleyin gözleri iki mum Ģeklinde yanan, ağzından kıvılcımlar saçan Ejderha gelip oradaki halkı kuĢatır. Halkın ortasında uyuyan hanı sakalından tutup fırlatır ve ona; “ey han benim yerimde hayvanlarını otlatıp, benim suyumdan içirip, yakacağımı yaktırıp neden durdun? Bütün halkı ve seni yutarım,” der. Han

bunun üzerine; altı oğlumu altı gelinimi vereyim, bırak der. Ejderha ise kendisinin de evinde altı oğlu ve altı gelini olduğunu söyleyip YirtöĢlik‟i ister. Babası ve YirtöĢlik‟in kardeĢleri bunu kabul eder (Urmançi, 2007a: 143). Benzer Ģekilde Mişek Alıp destanında aynı kökten çıkan yedi ağacın üzerinde yaĢayan Çüçele kuĢunun yavrularını her yıl aynı zamanda bir Ejderha gelip yer. O gün anne ve baba kuĢlar yuvadan uçup gider. Ejderha, kuĢları yemek için ağaca çıkmaya baĢlar. Bu Ejderha o kadar büyüktür ki bir kısmı ağacın üzerinde iken bir kısmı ırmağın ortasındadır. MiĢek alıp Ejderhayı öldürerek Çüçele kuĢlarının yavrularını kurtarır (Urmançi, 2007a: 189). Bu sahne mitolojilerde kötü ruhların gazabından kurtulmak için her yıl cadıya veya baĢka kötü bir güce kurban sunma ritüelini hatırlatmaktadır. Bu destandaki anne ile baba kuĢ, kendilerine zarar vermemesi için her yıl yavrularını Ejderha‟ya kurban olarak sunmaktadırlar. Avcı masalında altı baĢlı ejderha Ģehir halkından hergün bir kurban alır. Masalın kahramanı olan avcı yiğit, altı baĢlı ejderhanın padiĢahın kızını yiyeceği gün gelerek ejderhayı öldürüp padiĢahın küçük kızını kurtarır. Daha sonra avcı, padiĢahın ortanca kızını kurtarmak için dokuz baĢlı ejderhayı, büyük kızını kurtarmak için ise on iki baĢlı ejderhayı öldürür (Gatina, Yermi, 1978: 55-60). Anlatı kahramanının kurbanı kurtararak Ejderha‟yı öldürme motifine Altay Türklerinin Kökütey destanında, Kazak ve Kırgız Türklerinde anlatılan Er TöĢtük destanında, Azeri Türklerine ait Melik Memet masalında ve Anadolu‟da anlatılan Zümrüdü Anka masallarında da rastlanılmaktadır (Altınkaynak, 2003).

Tatar mitolojisinde yeraltı dünyasının güçlerinden olan Div ile benzer Ģekilde Ejderhalar da üç, altı, yedi, dokuz ve on iki baĢlı olabilmektedir. BaĢ sayısı arttıkça ejderhaların gücü de artmaktadır. Avcı masalında da avcı tarafından öldürülen ejderhalar sırasıyla altı, dokuz ve on iki baĢlıdır.

MiĢer Tatarlarının mitolojisinde Ejderha, kötü karakteri temsil eder. O, yalnız kalan kadınların kocaları suretine bürünüp kadınla yaĢamaya baĢlar. Ancak kadının bunu kimseye söylememesi gerekir. Söylerse Ejderha onu öldürecektir. Bu durumdan kurtulmanın tek yolu Ejderha‟yı silahla vurmaktır (Urmançi, 2005: 55).

Ejderha‟nın doyumsuzluğu ve insanlara verebileceği zararlar hakkında iki Tatar atasözü Ģöyledir:

Ejderha azsa külge sıymas. (Ejderha azsa göle sığmaz) (Ġsenbet, 2010a: 763).

Ejderhanın eçken sayın susını kabarır, di. (Ejderha‟nın içtiği su kadar susuzluğu artar, derler) (Ġsenbet, 2010a: 763).

Genellikle yeraltı dünyasına ait kötü güçlerden kabul edilen Ejderha‟ya dair inançlar, sadece halk edebiyatı metinlerinde değil edebî eserlerde de görülebilmektedir. Söz gelimi Nur u Sudur‟da Giray Han‟ın, kılıcı ile Ejderha‟yı öldürdüğü anlatılır.

Ajdahanı tar-mar iter kılıçı, Ejderha‟yı tarumar eder kılıcı, Behramni de sukır iter uk uçı. Behram‟ı da kör eder ok ucu. (Yahin, 1999: 147).

Kısacası Tatar halk anlatılarında Ejderha yılanın kanatlı ve çok baĢlı halidir. Bu varlık, gerek yaĢadığı yer itibarıyla gerek insanlarla münasebetinden dolayı yeraltı dünyasının kötü güçlerinden olan Div‟e benzemektedir. Halk anlatılarında zaman zaman suret değiĢtiren, yeryüzünden padiĢah kızlarını, eĢlerini veya kıymetli eĢyaları çalan, kendisine kurbanlar sunulan Ejderha, Türk mitolojisindeki arındırıcı, temizleyici özelliğinden dolayı çoğunlukla ateĢ ile yok edilir.