• Sonuç bulunamadı

1. Kazan Tatar Türkleri Mitolojisinde Tanrılar ve Ruhlar/Ġyeler

1.3. Yeraltı Dünyasında YaĢayan Mitik Varlıklar

1.3.1. Diyüv (Div)

Tatar mitolojisinde yeraltı dünyasına ait varlıklar arasında en öne çıkanı Diyüv‟dür. Eski Farsçada Daêvas Ģeklinde olan bu sözcük (Ögel, 2010: 430), Latince Deus (Tanrı), Sanskritçe Deva Ģeklindedir. Hint Avrupa dillerinde ise Tanrı sözcüğünün karĢılığı Dyeu‟dur (NiĢanyan, 2010: 131). Ġslam ülkelerinin ortak mitoslarından sayılan Div (Deveci, 2013: 797), Mecusilik ile yakından ilgilidir. Mecusilik‟te kendisine itaatin ve iltifatın kesinlikle yasaklandığı, aĢağılanan varlıklardan olan Div, âdeta Ahura Mazda‟nın karĢıtı, kötü Tanrılardandır. Mecusilik‟e göre Div, kibrin ve kötülüğün soyundan gelmiĢ, insanın elinden mutluluk ve ölümsüzlüğü almıĢtır (Alıcı, 2012: 63-64). ZerdüĢtlük inancında Daeva‟lar, Ehrimen‟in yönettiği kötülük tanrılarıdır (NiĢanyan, 2010: 131). Ġnsanın elinden mutluluğu ve ölümsüzlüğü alması bakımından Ġslamiyet‟teki ġeytan‟ı anımsatmaktadır. Yabancı tesirlerin az olduğu Altay-Türk masallarında Divler için yelbegen ifadesi kullanılır. Yelbegen insan görünümlü olup olağandıĢı büyüklüktedir. Ġnsan eti yiyen yelbegen üç, yedi veya on iki baĢlı olabilmektedir (Ögel, 2010a: 561). Küçük ses değiĢimleri ile Altay, Hakas, Teleüt gibi Türk boylarında Jilbegen, Çelbegen, Çilbegen Ģeklinde ifade edilen bu mitik varlık (Beydili, 2005: 617), Divanu Lügati-it-Türk‟te ejderha anlamında olmak üzere Yilbüke Ģeklinde geçmektedir (Atalay, 1999: 227). Genellikle yedi saç örgülü, kanı pis kokulu, altmıĢ altı diĢli, kara baĢlı, kara tenli, açgözlü, bitli, tüylü, korkunç bir varlık olarak tasvir edilen Celbegen istediği zaman Ģekil değiĢtirebilmektedir. Erlik‟in taifesinden olan bu varlık insanlara sürekli olarak kötülükte bulunur (Türker, 2012).

ġor Türklerinin Altın Ergek destanında Kara Mongus‟un üç oğlu ak kızıl atı yakalamak üzere bu atı kovalarken altın dağın dibinde karĢılarına çıkan yedi baĢlı Çelbegen‟in yedi baĢını birden kopararak öldürürler. Altın Taycı destanında da

Çelbegen, destan kahramanın babasının atlarını çalar. Altın Tayçı Sarı Çelbegen‟i öldürmek üzere yollara düĢer (Ergun, 2006: 222, 302-307). Tuva Türklerine ait Boktu-Kara, Bora-Şeeley destanında destan kahramanının mücadele ettiği varlıklardan biri de yer iyesi olarak nitelendirilen Çelbige adlı iblistir (Ergun, Aça, 2004: 397). Türk mitolojisinde zamanla baĢka dinlerin ve kültürlerin etkisiyle Yelbegen‟in yerini Div almıĢtır.

ZerdüĢt tarafından kurulan ZerdüĢtilik/Mecusilik‟in Antik Ġran‟dan dünyanın pek çok bölgesine yayıldığı bilinmektedir. Tatarlar arasında da yayıldığına inanılan bu dine ait birçok unsur, mitolojik dönemlerden kalma inançlarla harmanlanarak varlığını devam ettirmiĢtir. Bu unsurlardan biri de Farsçadaki telaffuzuna benzer bir Ģekilde anılan Div‟dir. Mecusilik‟teki kötü Tanrılardan olan Div, özellikle Tatar masallarında insanoğlunun düĢmanı olarak görülmektedir.

Tatar halk anlatılarına göre Divler genellikle yeraltı dünyasında yaĢamaktadır. Yeraltı dünyasının dıĢında insanların bulunmadığı düĢünülen Baykal Denizi‟nin karĢı tarafı, Kaf Dağı‟nın ardı, yedi denizin, kara ormanın ardı gibi yerler ile dere yatağı, dağ baĢı, nehrin öteki tarafı, su boyu gibi insanların bulunduğu yerlerde de yaĢamaktadır. Bunlardan baĢka su altı, deniz dibi, göl dibi, kuyunun dibi gibi yerler de Divlerin yaĢadığı mekânlar olarak geçmektedir (Cemaletdin, 2000: 137). Genel anlamda kötülerin yaĢadığı yeraltı dünyasında yaĢayan Divler, insan eti yemektedir. Söz gelimi, Ak Büri (Ak Kurt) masalında Div, yeryüzünden insanları kaçırıp yeraltı dünyasına götürür. Burada onları semirttikten sonra etlerini kaçırdığı ve kendisine hizmetçi yaptığı kızlara ayırttırır ve yer (Gatina, Yermi, 1977: 185-202).

Altay mitolojisine göre Erlik, geceleri yeryüzüne çıkıp dumansız barutla doldurduğu tüfeği ile insanları vurarak canlarını alıp götürür. Daha sonra güzel kızları aĢçı, delikanlıları ise seyis yapar (Anohin, 2006: 21). Benzer Ģekilde Tatar masallarında da yeraltı varlıkları olan Divler, genellikle padiĢah kızlarını kaçırarak onları kendilerine hizmetçi yaparlar. Ak Büri masalında padiĢah, karısı ile birlikte sahrada yatarken geceleyin sert bir rüzgâr eser. Bu rüzgârın içinden çıkan Div, padiĢahın karısını alıp kaçırır (Gatina, Yermi, 1977: 185). Eygeli Batır masalında babasının mallarını çalan Div‟i arayan Eygeli‟ye yaĢlı üç kadın rast gelir. Div, Eygeli‟nin babasının mallarını ve üç kız kardeĢi çalıp onları kendisine eĢ yapmıĢtır

(Gatina, Yermi, 1977: 213). Üç Dust masalında Gifrit isimli Div, bir kızı kaçırıp yeraltındaki sarayına götürür ve onu kendisine eĢ yapar (Gatina, Yermi, 1977: 219). Pırtupi Pıraporşik masalında padiĢahın kızı, Pıyala Ģehrinin Div‟i tarafından kaçırılmıĢtır (Gatina, Yermi, 1977: 236). Bu anlatıların hepsinde kahraman, Div‟i öldürerek kaçırılan kızları kurtarır.

Yeraltı dünyasının kötü varlıklarından olan Divler tarafından insanların kaçırılması, edebî eserlere de yansımıĢtır. Hüsrev Şirin hikâyesinde Hüsrev, ġirin‟in aniden gözden kaybolmasını Ģöyle tarif eder.

Ferişteni alıp kaçkan Diyüv tik, FeriĢteyi alıp kaçıran Div gibi, Yugaldı küzden atlı kız du itip. Kayboldu gözden atlı kız deh deyip. (Yahin, 1999: 185)

Divlerin bir baĢka özelliği ise 3, 7 veya 9 baĢlı olmalarıdır. Halk anlatılarında genellikle Divlerin baĢ sayısı arttıkça gücü de artmaktadır. Ak Büri masalındaki Divler 7 ya da 9 baĢlıdır (Gatina, Yermi, 1977: 185-202). Divler, her ne kadar olağanüstü büyüklükte olsalar da, genellikle insana benzeyen kanlı canlı varlıklardır. Söz gelimi Altın Elma masalında kahraman, Div‟in baĢını kesince Div‟in kanı kahramanın topuğuna kadar gelir (Gatina, Yermi, 1977: 230).

Divlerin özelliklerinden biri de kendilerini öldürecek olan kiĢiyi önceden bilmeleridir. Tanbatır masalında Div‟in atı, Tanbatır‟ın köprünün altında olduğunu hisseder ve ilerlemez. Bunun üzerine Div, Tanbatır geldi diye mi korkuyorsun. O henüz anasından doğmamıĢtır, der. Bu masaldaki gümüĢ ve bakır sarayların sahipleri olan Divler de kendilerinin Tanbatır tarafından öldürüleceğini önceden bilmektedirler (Gatina, Yermi, 1977: 248).

Halk anlatılarında Divler insanların dıĢında, insanlar için önemli olan eĢya veya nesneleri de kaçırabilmektedir. Bu durumun bir örneği Altın Elma masalında görülmektedir. Masala göre bir padiĢahın üç veya on yılda bir altın elma veren bir bahçesi vardır. Div padiĢahı gelip bu bahçedeki altın elmaları çalar (Gatina, Yermi, 1977: 230).29 Divlerin geliĢlerinin alameti, onların sert esen bir rüzgârla yahut büyük

29 Divlerin önemli eĢyaları çalması, Anadolu‟da ortadan kaybolan Ģeyler için söylenen “Ģeytan aldı götürdü, satamadan getirdi” sözlerini anımsatmaktadır.

bir sarsıntı ile gelmeleridir. Söz gelimi Zöhre masalında Div padiĢahının Zöhre‟yi almaya geliĢi Ģöyle tarif edilir: Çıksalar, bötin kük yözi karangılanıp kile, dünyanın astı öske eylene. Ajdahalar, periler, cinner, yılanlar birsi de kalmagannar. (Çıktıklarında, bütün gökyüzü karanlığa bürünüp, dünyanın altı üstüne gelmiĢ. Ejderhalar, periler, cinler, yılanların hepsi ortadan kaybolmuĢ) (Gatina, Yermi, 1977: 122-123).30

Tatar mitolojisinde farklı dünya varlıklarının birbiri ile evliliği genellikle uygun karĢılanmamaktadır. Bu yüzden bazı masal ve destanlarda farklı dünya varlıkları ile insanların birliktelikleri ölümle neticelenmiĢtir. Benzer durum yeraltı dünyasına ait bir varlık olan Div ile insanın evliliği için de geçerlidir. Özellikle Divlerin kızları kaçırmak suretiyle yaptığı evlilikler, kahramanın Div‟i öldürüp kızları kurtarması ile sonuçlanır. Söz gelimi Zöhre masalında, Zöhre ile yılan suretindeki Div padiĢahının evliliği, Div‟in ölümü, Zöhre ve çocuklarının ise çeĢitli kuĢlara evrilmesi ile sonuçlanmıĢtır. Bu masalda Zöhre‟nin ninesi, karayılan suretindeki Div padiĢahını öldürür (Gatina, Yermi, 1977: 124).

Divlerin yeraltı dünyası yahut cehennemle iliĢkisine dair bir Tatar atasözü Ģöyledir: Diyuge temug yulın kürsetmesen, ocmah yulın bilmes. (Div‟e cehennem yolunu göstermesen cennet yolunu bilmez) (Ġsenbet, 2010a: 763). Bunun dıĢında Mecusi inancı ile iliĢkilendirilen Divler, Ġslamiyet ile birlikte Tatarların inancında cin ve peri ile yer değiĢtirmiĢtir. Bu husustaki bir Tatar atasözü Ģöyledir: Söleyman üldi, diyüler kotıldı. (Süleyman öldü, Divler kurtuldu) (Ġsenbet, 2010a: 764). Burada Div ile kastedilen varlıklar aslında Ġslamiyetteki cinlerdir.31

Zöhre masalında cinler padiĢahı, çocukluk döneminde cinler tarafından kaçırılmıĢ bir insanoğludur. Bu kiĢi bütün ilimleri öğrenip cinlerin padiĢahı olmuĢtur. Masalın devamında bu kiĢi için Diyüler padiĢahı ifadesi de kullanılır (Gatina, Yermi, 1977: 123-124).

Tatar halk anlatıları incelendiğinde yeraltı dünyasının kötü güçlerinden olan Div ile ilgili olarak Ģu sonuca varılabilir. Tatar mitolojisinde Mecusilik inancının etkisiyle Türklerin yeraltı dünyasına dair inançlarındaki varlıklardan olan Erlik, Yelbegen ve diğer kara nemelerin yerini Divler almıĢtır. Bu varlık halk anlatılarında

30 Günümüzde Anadolu‟da küçük hortumlar meydana geldiğinde “cinler dövüĢüyor”, denilir.

31 Süleyman‟ın, cinlerden, insanlardan ve kuĢlardan meydana gelen orduları onun önünde toplandı. Hep birlikte düzenli olarak sevk ediliyordu. Kur‟an-ı Kerim Neml: 17.

zaman zaman Ġslamiyet‟teki cin, peri, Ģeytan (Ġfrit) gibi varlıklarla da yer değiĢtirmiĢtir. Ġnsanlara kötülükte bulunan, onları kaçıran ve suret değiĢtirebilen Divler âdeta kötülüğün sembolüdür.