• Sonuç bulunamadı

Göksel Tanrılar

Türk düĢünce sisteminde gök, kutsaldır. Göğün kutsal kabul edilmesi, burada yaĢayan varlıkların, göksel unsurların kutsal oluĢlarından kaynaklanmaktadır. Bu

21 Ancak Halikov‟a göre Ġslam dini Orta Ġdil‟deki Bulgaristan‟a 824-825 yıllarında girmiĢtir. Akt. Fatih Urmançi, Tatar Halık İcatı, Megarif NeĢriyatı, Tataristan 2005, s. 46.

Ġslam Ansiklopedisi‟ndeki Tataristan maddesine göre Ġslâmiyet‟in Ġdil bölgesine giriĢi 642 yılında hilâfet ordularının Hazarlara karĢı yürüttüğü mücadeleler sırasında baĢlamıĢtır. Ġsmail Türkoğlu, “Tatarlar”, İslam Ansiklopedisi, C. 40, Türkiye Diyanet Vakfı, Ġstanbul 2011, s.165.

baĢlık altında Tatar mitolojine göre gökte yaĢadığına yahut göksel olduğuna inanılan Tanrı/lar ele alınacaktır.

1.1.1. Tengri (Tanrı)

Bilinen en eski Türkçe sözcüklerden biri olarak kabul edilen „Tanrı‟ (NiĢanyan, 2010: 603), her ne kadar zaman zaman gök ile özdeĢleĢtirilse de gökyüzü dahil tüm Evren‟in yaratıcısıdır (Eliade, 1991: 99). Bu sözcük Türk boylarından Yakutlarda “Tengara”, Kumandinlerde “Tegre, Tengere, Tegri, Tengre”, Karaimlerde “Tangrı, Tan ri”, ÇuvaĢçada “Tura”, Kırgızlarda “Tengir”, “Karaçay-Balkarda “Teyri”, Hakaslarda “Tigir”, Tofalarda “De:ri”, Azerilerde “Tanrı, Tarı” Ģeklinde kullanılmıĢtır (Beydili, 2005: 535). Göktürk Kitabeleri‟nde Tanrı inancı etkin bir Ģekilde görülmektedir. Bu kitabelere göre Tanrı insanların kaderiyle değil kabilelerin, milletlerin kaderiyle ilgilenmektedir. Milletin baĢına yönetici olacak olan kiĢi Tanrı‟nın ihtiyarındadır. Yönetici yahut Kağan‟ın askerinin yenmesi/yenilmesi veya yok olması Tanrı‟nın elindedir. Tanrı, günahlarından dolayı Kağan‟ı veya halkı cezalandırabilir (Urmançi, 2008: 116).

Tanrı ismi ilk olarak MÖ VI-III. bin yıllarında Sümer panteonunda „Dingir‟ Ģeklinde kullanılmaya baĢlanmıĢtır. Eski çağlarda Dingir sözcüğünün sadece bir Tanrı için değil pek çok Tanrı için kullanıldığı düĢünülmektedir (Urmançi, 2008: 115). KaĢgarlı Mahmud, Dîvânü Lügati‟t-Türk‟te Türk boyları ve dillerinden bahsettikten sonra Türklerin Tanrı sözcüğünü kullanımları hakkında Ģunları der: “Yere batası kâfirler göğe „Tengri‟ derler. Yine bu adamlar büyük bir dağ, büyük bir ağaç gibi gözlerinde büyük olan her Ģeye „Tengri‟ derler. Bu yüzden bu gibi Ģeylere secde ederler. Yine bunlar bilgin kimseye „Tengrigen‟ derler” (Atalay, 1999: 377). Ġbn Fadlan Oğuz, Peçenek, BaĢgırt ülkelerinden geçerken aldığı notlarda Ģöyle der: aralarından biri zulme uğrar veya baĢına kötü bir Ģey gelirse baĢını semaya kaldırır, “bir Tanrı!” derler (ġeĢen, 2013: 10).22

Eski Türk geleneklerine göre Gök, insanların

22 Ancak bu örnekler Türklerde tek Tanrı yahut Gök Tanrı inancının olup olmadığı problemini çözmek için yeterli değildir. Her ne kadar Türklerde Tek Tanrı inancının var olduğunu savunan araĢtırmacılar varsa da bunun aksini düĢünüp Türklerde pek çok Tanrı‟nın olduğunu ileri süren araĢtırmacılar da bulunmaktadır. Söz gelimi Uraz, Türk Mitolojisi isimli çalıĢmasında Türk mitolojisinin Tanrı ve

yaĢantısında en önemli unsurdur. Bu yüzdendir ki Uygurlara kadar bütün Türk topluluklarının reisleri yahut kağanları Tengri ve bunun yanında Göğün Oğlu unvanlarını almıĢtır (Akt. Ġzgi 2014: 116).

Bu ifadelerden anlaĢılmaktadır ki Türklerde Tengri sözcüğü sadece evrenin ve diğer bütün varlıkların yaratıcısı olan Tanrı için değil; aynı zamanda Türklerin gözünde yüce olan bütün varlıklar için bir saygı ifadesi olarak kullanılmıĢtır. Bununla ilgili olarak Roux (2011:117) Ģöyle bir değerlendirmede bulunur: “Ġmparatorluğun var olmadığı, kabilelerin de dağıldığı dönemlerde, bir zamanlar o denli güçlü olan Tengri ortadan kaybolmaya yüz tutar ve halka daha yakın, daha alt düzeydeki ilahi kudretlere yerini bırakır veya parçalara yarılarak, çok sayıda Tenri‟ye bölünmeye baĢlar.”

Bulgaristanlı bilim adamı Stoynev, Eski Türk ve Tuna Bulgar kaynaklarını göz önünde bulundurarak Bulgarların atalarının en büyük Tanrısını Ģöyle tanımlamaktadır: “Tengri, gök, güneĢ, at, kartal niteliklerine sahip ve savaĢ, üretim, ekonomi, hukuk adalet verici, kiĢilerin kaderini belirleyici, koruyucu, korku verici, ceza verici, ödül verici, dini iĢlevleri olan ve göze görülmeyen insanbiçimli erkek tanrı” (Akt. DavletĢin, 2013: 21).

Tanrı inancının Tatar anlatılarındaki izleri günümüzde hemen hemen yok olmuĢtur. Bunun en önemli sebebi, Ġslamiyet öncesi inançtaki Tengri ile Ġslamiyet‟teki Allah‟ın halk inancında yer değiĢtirmiĢ olmasıdır. Ancak buna rağmen halk edebiyatı metinlerinde, kültürel yaĢamda ve Tatarların Müslümanlığı kabul ettikten sonra oluĢturdukları edebî metinlerde, Tanrı inancına dair izlere

Tanrıçalar açısından zengin bir kadroya sahip olduğunu belirtir. Bu çalıĢmada Türk Tanrıları görevleri bakımından Ģöyle tasnif edilmiĢtir. Ġlkel yaratıcı gök tanrıları, iyilik yapan koruyucu tanrılar, kötülük ve yeraltı tanrıları, fırtına, gök gürültüsü, ĢimĢek, yıldırım, yağmur, savaĢ, adalet, hastalık ve ölüm tanrıları, kahraman tanrılar, kozmik varlıklarla temsil edilen tanrılar, hayvanların, bitkilerin, çobanların tanrıları, bereket, bolluk, mevsim tanrıları, deniz, su, dağ, orman, nehir, demir, maden, ateĢ tanrıları, bölgelerin koruyucu tanrıları. Bkz. Murat Uraz, Türk Mitolojisi, Mitologya Yayınları, Ġstanbul 1992.

Uraz‟ın Tanrı olarak verdiği varlıkların önemli bir kısmı ruh veya iye olarak yorumlanmaktadır. Benzer Ģekilde Ġnan da eski Türk panteonunda birçok Tengri‟nin bulunduğunu, bu Tengrilerden en büyüğünün ilk büyük Türk imparatorluğu devrinden sonra Gök Tanrı olduğunu ileri sürer. Abdülkadir Ġnan, Eski Türk Dini Tarihi, Milli Eğitim Basımevi, Ġstanbul 1976, s. 15-16.

rastlanmaktadır. Söz gelimi Kıssa-i Yusuf‟ta, Züleyha‟nın babası tarif edilirken ona zenginliğin kük iyesi (gök iyesi) tarafından verildiği söylenir.

Teymus Megrib cirlerinde patşa idi, Teymus Mağrib yerlerinde padiĢah idi, Gaskerleri yöz min irden aşa idi, Askerleri yüz bin erden fazla idi,

Kük iyesi ana bik zur baylık birdi, Gök iyesi ona çok büyük zenginlik verdi, Dünyada ol olug melik bulgan idi. Dünyada o büyük melik olmuĢ idi. (Yahin, 1999: 41).

Burada Allah, Gök iyesi yani göğün sahibi olarak tanımlanmıĢtır. Ġslamiyet‟te Allah sadece göğün değil bütün yaratılmıĢların ve evrenin sahibidir. Ancak Tengri inancında Tanrı, sadece gökte tasavvur edilir. Benzer durum Cömcöme Sultan destanında da görülmektedir.

Dönyanın hem ahiretnin patşası, Dünyanın ve ahiretin padiĢahı, Çın dusı itken anı kük Allası. Gerçek dostu etmiĢ onu Gök Allah‟ı. (Yahin, 1999: 94)

Destanda Allah‟ın Hz. Muhammed‟i kendisine dost edindiği belirtilirken kük Allası (Gök Allah‟ı) ifadesi kullanılmıĢtır.

Bazı Tatar atasözlerinde Tanrı ile ilgili ifadelere rastlanmaktadır. Tenrige eytken, kiremetke birgen. (Tanrı‟yı zikretmiĢ, (ancak) keramate/batıl olana inanmıĢ.)23

Tekenin mögizi Tengrige citkenin kim kürgen? (Tekenin boynuzunun Tanrı‟ya ulaĢtığını kim görmüĢ?) (Ġsenbet, 2010: 762-763).

Göktürk Kitabeleri‟ne göre Tanrı doğrudan insanların değil, daha çok ülkenin kaderiyle ilgilenir. AĢağıdaki Tatar atasözü de Tanrı-ülke iliĢkisine iĢaret etmektedir. Komı yuk su bulmas, hodayı yuk il bulmas,

Yakası yuk tun bulmas, zakonı yuk yurt bulmas.

Kumu olmayan su olmaz, Hüda‟sı olmayan memleket olmaz,

Yakası olmayan elbise olmaz, kanunu olmayan devlet olmaz (Emirov, 2005: 49).

23

Tatar halk anlatıları incelendiğinde Tanrı inancının izlerine az rastlanmaktadır. Bu durum, Tatar Türklerinin Ġslamiyet‟i diğer Türk boylarına göre erken sayılabilecek bir zamanda kabul etmesi ve iyice benimsemiĢ olmalarından kaynaklanmıĢ olmalıdır. Tatar halk edebiyatı metinlerinde Tanrı genellikle göğün sahibi olarak nitelendirilmiĢtir. Orhun Yazıtları‟ndaki Tanrı tasavvuruna benzer Ģekilde, bazı Tatar halk anlatılarında da Tanrı‟nın kiĢilerden ziyade ülke kaderi ile ilgilendiği görülmektedir.